sayın paramex;

Araf suresinin 172-173. ayetlerini rahmetli Muhammed Esed'in mealinden yazarak devamında buraya birşeyler karalamak istiyorum.

172- Ve senin Rabbin, her ne zaman Ademoğullarının sulblerinden onların soylarını çıkaracak olsa, onları kendileri hakkında tanıklık etmeye çağırır: "Ben sizin Rabbiniz değilmiyim?" Onlar cevaben: "Elbette" derler, "Buna tanıklık ederiz"

(Bunu böylece hatırlatıyoruz ki) kıyamet gününde, "doğrusu bizim bundan haberimiz yoktu" demeyesiniz,

173- yahut: "Aslında, önce (biz değil), atalarımızdı Allahtan başkasına tanrısal nitelikler yakıştıranlar; biz sadece onların izinden yürüyen bir kuşağız; öyleyse, batılı ihdas edenlerin işlediklerinden dolayı bizi mi helak edeceksin" demeyesiniz.

     Kurana göre, Mute'al Kudret'in varlığını sezme, algılama yatkınlığı insanda yaratılıştan (fıtrat) var olan bir hususiyettir; sonradan kendini beğenmişlik, nefsine düşkünlük gibi arızi duygular eliyle ya da yoldan çıkarıca çevresel etkilerle üzeri örtülebilir, bulandırılabilir olsa da, böyle içsel, sezgisel bir idrak imkanının varlığıdır ki, akıl sahibi her insanı Allahın önünde "kendi hakkında tanıklık yapma"ya yöneltmektedir. Kuranda sık sık görüldüğü üzere, Allahın konuşması, söylemesi ya da sorması insanın da cevap vermesi, gerçekte Allahın yaratıcı eylemini ve insanın da buna varoluşsal cevabını,  tepkisini dile getirmek için kullanılan temsili ifadeler durumundadır.... diye tefsir etmiş ayeti rahmetli Esed.

Şimdi, biz yaratılış esnasında zaten Allahı tanıyacağımaza söz vererek dünyaya geliyoruz ama dünyadaki şartlar ya da aklımızı kullanmadığımızdan ötürü sizin gibi duruma düşen insanlarımız da olabiliyor, sünnetullah gereği, imtihan gereği. Buraya kadar tamam sanırım.

Kendimle ilgili bir şeyi de yazarsam sanırım daha iyi açıklamış olacağım. Bir zamanlar çok düşünmüştüm, öldükten sonraki hayata yani ebedi hayata inanıyorum, cehenneme gidersem, sürekli azaptan kurtulmak için orada çabalayacağım hem de azap içinde, sanki burda bir sorun yok. Ama cennete gidersem, Kuranda tasvir edildiği gibi her şey elimizin altında, her türlü mutluluk, her türlü imkan, nimet.... Bu konuyu bir müftüye sormuştum ki kendi ilimde bana göre çok ileri am kendine göre bile çok geri konumdaydı. Bana bu Araf suresininin bu ayetlerini açıkladıktan sonra, ebedi hayattaki algılayışın yeryüzündeki algılayışa göre çok farklı olduğunu, ebedi hayatı dünya düzenine göre düşünürsek yanlışa düşeceğimizi, Allahı doğru anlayamayacağımızı söylemişti ve haklıydı da bence. Bu yüzden o muhteşem kelam dolu kitabı her zaman zihin açıklığı ile, temiz bir kalp ile okumak gerektiğini ve onu idrak etmek için mükemmel donanımlı insanın her türlü imkanını kullanması gerektiğini söylemişti.

Eren beyin ferrari benzetmesine bayıldım, size ne kadar uyuyor değil mi, ilk kontağı çevirişte stop etmişsiniz ve yazık olmuş. Ama nefes aldığınız her zaman diliminde Allah tarafından size bir fırsat daha verilmiş olduğunu lütfen unutmayınız, O kullarına asla zulmetmez....

Hepiniz Allaha emanet olunuz....

Konuyla ilgili olmayıp vaaz türü yazanları muhatap almayacağımı bildiririm.

Saygılar.

paramex;

sana bir tek soru soracağım, Allaha inanmıyorsun onu anladık, peki neye inanıyorsun bunu bize söyleyebilirmisin?

Hey gidi Paramex,

Nedir bu fazla mesainin sebebi.??? Ciddi enerji harcıyorsun; bir yerden mükâfat mı bekliyorsun???

Bunu söylememin sana bir faydası yok, biliyorum.. Ancak, Kurân'ı ve İslâm'ı alt edemezsin... Kimse edemedi; sen de edemezsin...

N_S

Not: Dostlar! Bu insanın sözde sorularını cevaplamaya bence hiç çalışmayın...

Önce sorularıma cevap ver. Atalarında masal deyip geçmişlerdi.

Allah senin kendisine şakşakçılık yapmanı değil, Kur'an'da insanın nasıl yaşaması gerektiğini, insanın neleri yapmasını, neleri yapmamasını anlattığı şekilde sadece O'na kul olmanı istiyor.

Sen nefsinin kulu olmuşsun, fakat nefisini kimin yarattığının farkında değilsin...

Kardeşim sen

Yaratılış gayesini iyi idrak etmek gerek..

Neymiş, dünyada sadece iyilik yapmak yetmiyormuş, Allah'a iman, Peygamberlerine iman, meleklerine iman, kitaplarına iman ve ahirete iman olmazsa olmazmış.

Demedinmi ? Lütfen sözünün arkasında dur.Mesela senin kafir bir komşun var.Varsayki onun malını çaldın,ailesine tacavüz ettin ve sonunda adamı öldürdün.

Bu kişi zaten zaten cehennemlik değilmi? Peki bu kişi nerde hakkını arayacak? Bu duruma göre kafirlere istediğiniz kötülüğü yapmaktan alıkoyan nedir? Ahlak kuralları sadece kendi taraftarlarına işleyen bir din nasıl adil olur?

BUnlara cevap ver

Bu kafir komşunun şimdi biz cehennemlik olup olmadığını bilemeyiz. Bu konuda hiçbir hüküm veremeyiz. Hükmü Allah ayrım gününde verecek.

----------------------- 

Haksız yere bir insan öldürmek ( ki öldürülen kişi isterse kafir olsun ) büyük günahlardan/suçlardan biridir ( ayrıyetten bir müminin, bir mümini öldürmesi bu da apayrı büyük bir günahtır ) .

Hırsızlık yapmak yine büyük suçlardan biridir.

Zina yine büyük suçlardan birdir.

Zaten bunları müslüman/Allah'a ve emirlerine teslim olan yapmaz. Ancak münafık ( yani piyasada müslümanım diye geçinen/görünen ) ve kalbinde eğrilik bulunan, nefsine ve şeytana yenik düşen yapar.

Fakat yine de bağışlanma payı var bu suçların, Allah bağışlayabilirim diyor...

-------------------

Kötülük yapmaktan alıkoyan Kur'an'dır. Allah iyiliği emreder, kötülüğü yasaklar. Allah emirlerine/Kur'an'a bağlı kalınmasını defalarca istemektedir bizden.

-------------------

Sen Allah'ı inkar edecen, sonra da " ben bunu haketmedim, ben gül gibi yaşıyordum, kimseye kötülük yapmıyordum " diyecen...

Nisa Suresi (170)

Ey insanlar! Peygamber size Rabbinizden hakkı (gerçeği) getirdi. O halde kendi iyiliğiniz için iman edin. Eğer inkar ederseniz bilin ki, göklerdeki her şey, yerdeki her şey Allah'ındır. Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

Allah'a ve Peygamberlerine inanmayan ne kadar da iyi biriyim ben dese de kendine kötülük yapmıştır.

Nahl Suresi (28)

O kafirler, nefislerine zulmederlerken melekler onların canlarını alır da onlar teslim olup, "Biz hiçbir kötülük yapmıyorduk" derler. (Melekler de şöyle diyecekler:) "Hayır! Allah sizin yapmakta olduklarınızı hakkıyla bilmektedir

Sen kafana taş yağmasını bekliyorsun ya, bak Allah ne  diyor sana;

Nahl (33)

(O kafirler) kendilerine ancak meleklerin veya senin Rabbinin helâk emrinin gelmesini bekliyorlar. Onlardan öncekiler de böyle yapmıştı. Allah onlara zulmetmedi, fakat onlar kendilerine zulmediyorlardı.