Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
"sanırsam bu konuda ateşli tartışmalar olmayacak hoş bir muhabbet olacak diye umut ediyorum
konu iman konusu
iman nasıl bişey. yani bununla ebedi bir mutluluk vaat ediliyor; bunsuz sonsuz bir azap. bu nasıl bir şeyki sınırlı olan dünya hayatında buna bir süre sahip olmak sonsuz bir cennetle müjdeleniyor.
yani tek bir kelime "la ilahe ilallah muhhemmed resulallah" ı gönülden geçirmek bir insana yetiyor. (mukafatlar yapmak yapmamak onun cezası ayrı ondan bahsetmiyorum ) iman dan bahsediyorum nedir bu iman?
muhabbetiniz muhammed olsun"
CEVABIM:
Bu dünya "Allah açısından" bir imtihan dünyası falan değil. Bu dünya "eğer sonsuza dek yaşasaydık yapacaklarımızı sembolize eden" bir minyatür -örnek hayat.
Bu yüzden kimi insanların imtihanı "tam da inkarcı anında " sonlandırılıyor Allah tarafından. Ama o adam 2 yıl daha yaşasaydı belki de imanlı olarak ölecekti.
Aynı şekilde bir başkası da "tam da cennetlik-imanlı anında" vefat ettiriliyor Allah tarafından. Ama belki 2 yıl daha yaşayıp ölseydi inkarcılardan biri olarak ölecekti.
Hayır bu 2 günlük dünyada yaptıklarımızdan dolayı cennete veya cehenneme atılmıyoruz. "Sonsuz olarak iyiysek veya kötüysek" ona göre sembolik kısa bir ömür yaşattırılıyoruz . Ve bu 2 günlük ömrümüz, eğer bu dünyada sonsuza dek yaşasaydık yapacaklarımızı sembolize eden bir kağıt örneği oluyor.
- Yine yola koyuldular. Bir süre sünra bir oğlana rastgeldiler; tuttu onu öldürdü. Mûsa dedi: "Tertemiz bir insanı, bir cana karşılık olmaksızın öldürdün ha!? Vallahi çok kötü bir iş yaptın!" (kehf suresi 74. ayet)
"Oğlan çocuğa gelince: Onun anası-babası inanmış kişilerdi. Çocuğun onları azgınlık ve inkâra sürüklemesinden korktuk." (80. ayet)
"Diledik ki, Rableri onlara o çocuktan temizlikçe daha üstün, merhametçe daha gelişmişini versin." (81. ayet)
İşte burada çocuk daha büyüyüp günahlarını işlemeden imtihanı sonlandırılıyor.Yani bir kişinin neyi hak edip etmediği en başından belli gibi......Ayrıca çocuk yaşasaydı anne ve babası sapacakmış.Ama sapmayı haketmedikleri için onlar kurtarılıyorlar.
Yine bazı ayetlerde cehennemdeki inkarcıların dünyaya geri dönmeyi talep edecekleri ama onlara eğer tekrar tekrar imtihana gönderilmiş olsalar bile yine imtihanı kaybedenlerden olacakları söyleniyor.Yani sonsuz imtihanlarda bile neyi yapıp neyi yapmayacağımız zaten biliniyor..
Yine aynı şekilde bazı ayetler, bazı insanların cehennem ehli olarak yaratıldığını söyler. Yani onlar kalben kötü olanlar ve gidecekleri yer en başından belli. Yine bu kısa sembolik imtihan hayatı yaşattırılıyor o kötülere ki, ahirette kalplerindeki pislikleri görebilsinler, itiraz hakları olmasın.
Uzun lafın kısası, hakettiğine kavuşturuluyorsun. Bu dünya hayatı da kalbindeki erdemi veya hıyaneti temsil eden-özetleyen bir örnekten başka birşey değil. iyiler mutlaka bir vesileyle cennetin yoluna koyuluyorlar, kötüler ise mutlaka bir vesileyle sapıyorlar ve de tam da cehennemlik anlarında imtihanları sonlandırılıyor. Bir insan ömrü boyunca iman ederken son günlerinde inkarcı olup gümbürdeyebiliyor, buna karşılık diğer bir insan da ömrü boyunca inkar ederken ömrünün son günlerinde iman ve tövbe edip cenneti boylayabiliyor. Başka bir deyişle "iyiler mutlaka kazandırtılıyor", "kötüler ise mutlaka kaybettiriliyor".
Bir de bu dünyanın bir işlevi daha var. Cennete gidecek iyiler bazı küçük günahlarının cezasını bu dünyada çekebiliyorlar. Çünkü ahirette iyilerin cehennemde yanıp ceza çekmesi diye birşey söz konusu değil, cennetlikler hiçbir zaman ateşte yanmazlar. Sadece bu dünyada bedel ödeyebilirler. Ve kötüler ise bazı erdemli davranışlarının karşılığını bu dünyada alabiliyorlar. Yine kısacası bu dünyanın ilk işlevi, iyi ve kötüleri ayırmak ise, ikinci işlevi de küçük ceza ve mükafatların da daha bu dünyada verilmeye başlanmasıdır.
QUOTE(redfinity @ Mar 28 2008, 04:30 AM) Redfinity: 13:15'de bu kaleme ne olacak? Tanrı: Ben tersini dilemezsem, kalem masadan düşecek Redfinity: Peki dusmesini diliyor musun? Tanri: ....
Burada tanri ne diyor bana? Bir tek yanit bekliyorum
Cevabım:
Redfinity: 13:15'de bu kaleme ne olacak? Tanrı: Ben tersini dilemezsem, kalem masadan düşecek Redfinity: Peki dusmesini diliyor musun? Tanri: ....
—Evet.
Veya
—Hayır.
Diyecektir ve gerçekleşecektir.
Diğer söylediğine gelince, Allah “bize yönelik o ifadeleri kullanıyor”. Allah biliyor ama sen, ben bilmiyoruz:
11:107 Gökler ve yer durduğu sürece orada kalıcıdırlar; ancak Rabbin dilerse başka. Rabbin, dilediğini Yapandır.
11:108 Mutluluğu hak edenler ise, gökler ve yer kaldığı sürece cennette kalıcıdırlar.12 Rabbin dilerse başka. Kesintisiz bir ödüldür bu. Ayrıca “sizi sınıyoruz bakalım ne yapacaksınız” gibilerinden ifadeler de hep bize yönelik bilinmeyendir. Yoksa Allah açısından ne imtihan var, ne de zamanda yolculuk.
Orada senin soru sorup istekte bulunman bile aslında bilinenin, senaryonun bir parçası.
Ve üçüncü yanlışın “bir şeyi yapabiliyor olmak ile yapmayı” birbiriyle karıştırıyorsun.
Örneğin Allah istese cennetlikleri cehenneme, cehennemlikleri de cennete koyabilir veya herkesi cehenneme koyabilir. Ama bunu yapabiliyor olması, yapacağı anlamına gelmiyor.
Yani sen Allah'a "hadi değiştir emrini bakalım değiştirebiliyor musun?" demen aslında aynı zamanda "hadi cennetlikleri cehenneme at, bakalım atabiliyor musun, eğer onları cehenneme atamazsan, özgür değilsin" demek kadar boş ve hatalı. İyileri cennette zorunlu olduğundan değil, istediği için tutuyor.
QUOTE(redfinity @ Mar 29 2008, 03:54 AM) Cennet veya cehennemden bahsetmiyorum. Konuyu oraya getirmeyecegim. Gostermeye calistigim sey, Allah'in Alim-i mutlak sifatindan oturu gelecegi degistiremeyecegi, yani, gelecekte su anda bildiginden farkli birsey yapamayacagi. Dolayisi ile onun bile ozgur iradesi olmadigi.
Bu diyalog ayni basta yazdigim gibi tamamlanacaktir:
Redfinity: 13:15'de bu kaleme ne olacak? Tanrı: Ben tersini dilemezsem, kalem masadan düşecek Redfinity: Peki dusmesini diliyor musun? Tanri: Evet (dedigini varsayiyoruz. Istersen hayir'i da secebiliriz). ......(1) Redfinity: 13:15 de kalem masadan dusecek yani. Oyle mi? Tanri: Evet. [Bu noktada tanrinin bilgisi kalemin dusecegi seklindedir] ..[saat 13:12 olur].. Redfinity: Kalemin dusmesini engelleyebilir misin? Tanri: Bunu yapapamam? Redfinity: Neden o? Tanri: Cunku bunu yaparsam biraz onceki bilgimin yanlis oldugu ortaya cikar. Bu yuzdende gelecegi degitiremem. Ozgur iradem yoktur.
Emre, bu probleme mantikli bir cozum bulmaya calismak gercekci bir yaklasim olmaz. "Inanmak irrasyonaldir ama yine de inaniyorum" yanitini ben saygi duyarak kabul ederim. CEVABIM:
Tam tersine, "inanmamak, inkar etmek" irrasyoneldir.
Dediğimi anlamadığını görüyorum.
Cennet meselesinde ne demiştim?
İşte buradaki uyarlama da aynısı olacak dedim.
Anlayabilmen için diyaloğuna yerleştireyim:
Redfinity: 13:15'de bu kaleme ne olacak? Tanrı: Ben tersini dilemezsem, kalem masadan düşecek Redfinity: Peki dusmesini diliyor musun? Tanri: Evet (dedigini varsayiyoruz. Istersen hayir'i da secebiliriz). ......(1) Redfinity: 13:15 de kalem masadan dusecek yani. Oyle mi? Tanri: Evet. [Bu noktada tanrinin bilgisi kalemin dusecegi seklindedir] ..[saat 13:12 olur].. Redfinity: Kalemin dusmesini engelleyebilir misin? Tanri: Tabii Redfinity: Hani düşecekti? Tanrı: Zaten düşecek.Birşeyi yapabiliyor olmak , onu yapmak zorunda olduğun anlamına gelmiyor. Kararım kalemin düşeceği şeklinde ve de düşecek.
Yani
Redfinity: Cennettekileri cehenneme atabilir misin? Tanrı: Evet atabilirim. Redfinity: Ama cennetten hiç çıkmayacaklarına söz vermiştin. Tanrı: Evet verdim ve de çıkmayacaklar. Onları cehenneme atabilme gücümün olması, atacağım anlamına gelmiyor. Kararım hep cennette kalacakları yönde.
QUOTE(redfinity @ Mar 29 2008, 04:56 AM) Dedigim gibi su anda cennet veya cehennem'den bahsetmiyorum.
Su en son yazdigin cumledeki problemlere bakalim:
Tanrı: Zaten düşecek.Birşeyi yapabiliyor olmak , onu yapmak zorunda olduğun anlamına gelmiyor. Kararım kalemin düşeceği şeklinde ve de düşecek.
Birincisi, bu bir cocugun "ucabilirim ama canim istemiyor" demesine benziyor. "Istersem kalemin dusmesini engelleyebilirim ama engellemiyorum" cumlesinin bundan hic bir farki yok.
Ikincisi "kararim" ne demektir. Bir karar verilebilmesi icin o kararin oncesinde "kararin verilmedigi bir belirsizlik" ani olmasi gerekir. Yani gecmiste allah icin kararin verildigi bir an mi var?
Bunun nesi acik degil anlamiyorum; Allah bir karar verdigi anda (gelecek bir anda kalemin masadan dusmesi), o olay onun bilgisi olmustur. Bu bilgi degisemeyecegi icinde allah kararini daha sonraki bir anda degistiremez.
Yani, olay "yapabiliyor fakat yapmak zorunda degil" degil "yapamiyor".. **********************
CEVABIM:
Hayır dostum, bunu da defalarca açıkladık.
"Bilinmeyen bizim açımızdan" . Bu yüzden bize yönelik olarak bu ifadeleri kullanıyor Tanrı.
"bakalım ne yapacaksınız diye sınadık"
"cennette sonsuza dek kalacaksınız, ama tersini dilersem başka"
"bana dua edin-dileklerinizi iletin "
Zamansız olan Allah için zaten gelecekte gerçekleşecek birşey yok. Ama zamanlı olan bizlerin algılayabileceği şekilde belirtiyor ifadeleri.
Cennet ve cehennemle ilgili verdiğim örnek bunu çok iyi temsil ediyor.
Redfinity: Cennettekileri cehenneme atabilir misin? Tanrı: Evet atabilirim. Redfinity: Ama cennetten hiç çıkmayacaklarına söz vermiştin. Tanrı: Evet verdim ve de çıkmayacaklar. Onları cehenneme atabilme gücümün olması, atacağım anlamına gelmiyor. Kararım hep cennette kalacakları yönde.
Allah isterse cennettekileri cehenneme atabilir. Ama "özgür iradesiyle onları hep cennette tutmaya karar vermiş". Ve bize bu kararını açıklıyor:
"sonsuza dek cennette kalacaksınız, ama tersini dilersem başka"
Allah özgür iradesiyle bizi sonsuza dek cennette tutuyor. Böyle olmasını istediğinden dolayı. Ve bize bunu açıklıyor.
Birşeyi yapabiliyor olmak başka, yapmak zorunda olmak bambaşka. Ama Allah yapıp yapmamakta özgür olduğu için cennettekileri cehenneme atmıyor.
Burada bizim "Allah'ın cennettekileri cehenneme atmayacağını bilmemiz" "Allah'ın özgür iradesini etkilemiyor".
Yani Allah'ın yapacağını bilmemiz, Allah'ın özgür iradesi üzerinde hiçbir etkisi olmayan birşey.
Tıpkı Allah'ın bizim yapacaklarımızı bilmesinin, bizim özgür irademiz üzerinde hiçbir etkisi olmadığı gibi.
Allah insanları "biz bildiğimizden dolayı değil, öyle istediğinden dolayı cennetinde sürekli tutuyor" Ve bize bunu açıklıyor.
Yani Redfinity'ciğim, senin bu iddian düşündüğünün tam tersine, özgür iradeye yepyeni bir ispat örneği daha sundu.
Görüldüğü üzere "bilindiği için yapılmıyor", tam tersine "özgür iradeyle o şık seçildiği için biliniyor".
Yani şu ayetlerde zaten "senin diyaloğun"cevaplanmış durumda:
Hud
107. Gökler ve yer durduğu sürece orada kalıcıdırlar; ancak Rabbin dilerse başka. Rabbin, dilediğini Yapandır
108. Mutluluğu hakkedenler ise, gökler ve yer kaldığı sürece cennette kalıcıdırlar. Rabbinin dilerse başka. Kesintisiz bir ödüldür bu.
Yüce Allah burada bize gelecekte ne yapacağını söylüyor.
Ve diyor ki "eğer tersini dilemezsem, cennettekileri asla çıkarmayacağım"
Ve çıkarmayacağına dair söz de veriyor.
Başka bir deyişle "istersem bu hükmümü değiştirebilirim, ama cennettekilerin sonsuza dek orada kalmasını, özgür irademle istediğim için kalacaklar" demekte.
Bu özgür irade konusunda ikinci bir sağlama, delil daha sunuyor bizlere.
Biz bu durumda Allah'ın gelecekte ne yapacağını biliyoruz.
Ve Allah diyor ki "siz bunu bildiğinizden dolayı değil, ben böyle olmasını istediğimden dolayı cennettekiler hep kalacaklar" "Ama istersem bunu değiştirebilirim"
Demek ki bizim gelecekte Allah'ın ne yapacağını bilmemiz, O'nun özgür iradesini etkilemiyor.
Tıpkı O'nun bizim ne yapacağımızı bilmesinin, bizim özgür irademizi etkilememesi gibi.
Birşeyi "yapabiliyor olmak başka, yapmak bambaşkadır". Ve bu durum özgür iradenin sonucudur.
Katılma Tarihi: 24 haziran 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 669
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
selamlar Emre,
Bu dünya "Allah açısından" bir imtihan dünyası falan değil.
zaten Allah için bir imtihan söz konusu olamaz,yalnız insan içindir,imtihandan kasıt,imanların eylem olarak ortaya çıkıp çıkmadığı,imtihanın anlamı bu.
Yine aynı şekilde bazı ayetler, bazı insanların cehennem ehli olarak
yaratıldığını söyler. Yani onlar kalben kötü olanlar ve gidecekleri yer
en başından belli. Yine bu kısa sembolik imtihan hayatı yaşattırılıyor
o kötülere ki, ahirette kalplerindeki pislikleri görebilsinler, itiraz
hakları olmasın.
neye göre iyi neye göre kötü,bu ayrım Allahın hangi sıfatına göre.. Emre kardeşim,cehennem için yaratılan yoktur,cennet içinde yaratılan yoktur,cennette cehennemde bir hak etme meselesidir,hak etmek gerek,bu nedenle yukardaki paragrafına katılmıyorum.Sağlıcakla
Yemin olsun ki biz, insanlardan ve cinlerden birçoğunu cehennem için yarattık. Kalpleri var bunların, onlarla anlamazlar; gözleri var bunların, onlarla görmezler; kulakları var bunların, onlarla işitmezler. Davarlar gibidir bunlar. Belki daha da şaşkın. Gafillerin ta kendileridir bunlar.
Katılma Tarihi: 24 haziran 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 669
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
selamlar Emre kardeşim,
Redfinity: Cennettekileri cehenneme atabilir misin? Tanrı: Evet atabilirim. Redfinity: Ama cennetten hiç çıkmayacaklarına söz vermiştin. Tanrı:
Evet verdim ve de çıkmayacaklar. Onları cehenneme atabilme gücümün
olması, atacağım anlamına gelmiyor. Kararım hep cennette kalacakları
yönde.
hemen bakalım,
Allah, o insan yaratılmadan önce cennete mi yoksa cehenneme mi
gideceğini, o insanın iyilerden mi yoksa kötülerden mi olduğunu biliyor.
burada hemfikirim seninle,sorun yok.
Bu bağlamda, yarattıklarını cennet ve cehennem için yaratıyor ki bunu bizzat Allah söylüyor ayetlerinde.
Yemin olsun ki biz, insanlardan ve cinlerden birçoğunu cehennem
için yarattık. Kalpleri var bunların, onlarla anlamazlar; gözleri var
bunların, onlarla görmezler; kulakları var bunların, onlarla
işitmezler. Davarlar gibidir bunlar. Belki daha da şaşkın. Gafillerin
ta kendileridir bunlar.
bu ayete göre mi?
peki.. Allah kötülükle emretmez ayeti,senin anladığın mana ile çelişmezmi bu durumda,haliyle çelişir..o ayetlerin mealinde sorun olduğunu düşünüyorum ilk olarak,nedenine gelince Kuranın ana fikrine tamamen zıt olması..ana fikir hak etmek..Araf 179 un ehil kişilerce çevrilmesi önemli ve acildir,hata vardır. Devamında cehennemi hak edenlerin özellikleri sayılmaktadır,dikkat edersen,kalplerden gözlerden kulaklardan bahsetmektedir,niçin bu sayılanlara atıf var,sebep yine hak etme meselesine dayanıyor,benim arapçam yoktur,ancak kuranın ana fikrini bilme gayretimden dolayı kardeşim,bir mealin doğru olup olmadığını az çok görebilirim,bence o mealin doğrusu şu:
muhammed esed meali
179. Gerçek
şu ki, Biz, cehennem için, kalpleri olup da gerçeği kavrayamayan,
gözleri olup da göremeyen, kulakları olup da işitemeyen görünmez
varlıklardan 143 ve insanlardan çok canlar ayırmışızdır. Hayvan sürüsü gibidir bunlar; hayır hayır, doğru yolu kavramakta onlardan da aşağı: 144 Körcesine dalıp gitmiş olanlar işte böyleleridir.
Sevgili arkadaşım; hemen ayetleri silip yerlerine kendi ayetlerini yazmaya kalkma , hoşuna gitmeyince:)
Hayır, ayette çelişen hiçbirşey yok.
Bu ayet olmasaydı bile Kuran'ın tamamına bakınca Allah bunu defalarca sana dolaylı yoldan söyleyip duruyor.
Hakeden azgınları saptırdığını,
Kurtuluşu hakeden iyileri ise bir vesileyle cennet yoluna koyup, imtihanlarını kazanmış halde sonlandırdığını vurguluyor.
Yazdıklarımı dikkatli okumadığını görüyorum.
Bu dünya sonsuz seni temsil eden minik bir örnek.
Bir insan ömrü boyunca iman ediyor ve namazı kılıyor. Ama bir bakıyorsun ki birden inkara yöneliveriyor ve tam da inkarcı anında hayatı sonlanıyor.
Buna karşılık başka bir insan da ömrü boyunca inkar ediyor ama sonra bir bakıyorsun ki birden iman ediveriyor.Ve tam da imanlı anında imtihanı sonlandırılıveriliyor.
Bu bile şu 2 günlük imtihanın temsili olduğunu anlatmaya yeter. Senin imanlı mı yoksa imansız mı anında bu dünyayı terk edeceğine karar veren O.
Ama, bu 2 günlük özet hayatta da yine özgür iradenle yapacaklarını yapıyorsun. Yani bir robot değilsin.
Ama karşına öyle şıklar çıkarılıyor ki bu sayede gümbürdemen veya kurtuluşa ermen sağlanıyor( yaşadığın senaryo, seçim şıkları). Çünkü senin karşına A ve B şıkkı çıkarılınca senin hangisini seçeceğin biliniyor.
Ve yine imtihanın öyle bir anda sonlandırılıyor ki yine bu sayede cennete veya cehenneme gidiyorsun. Yani iyilerden isen cennetlik , yok kötülerden isen cehennemlik anında hayatın bitmiş oluyor.
Peki bu özet imtihanla neler sağlanıyor? Şunlar sağlanıyor:
a)İtiraz hakkın ortadan kalkıyor. Çünkü görüyorsun ki senin kalbin kötü. Veya görüyorsun ki sen iyilerdensin. Bir örnek imtihan kağıdıyla sonsuz kişiliğinden bir parça yaşıyorsun.
b) Bazı ufak tefek mükafat ve cezaları bu dünyada yaşıyorsun. Örneğin firavun cehenneme gidecek bir zalimdi. Ama onun da bazı erdemli tarafları vardı ve bunun karşılığını bu 2 günlük dünyada lüks ve nimetler içinde yaşayarak gördü. Çünkü ahirette cennete gidip bazı erdemli yanlarının mükafatını alması mümkün değildi. Yine aynı şekilde ahirette cennete gidecek bazı iyiler, eğer bazı erdemsiz yanlara sahip iseler, bunların cezasını bu dünyada çekebiliyor. Çünkü ahirette cehennemde yanmayacaklar.
Kısacası bu dünya hayatı= özet imtihan + ufak tefek ceza ve mükafatların yaşanma yeridir.
Katılma Tarihi: 24 haziran 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 669
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
selamlar Emre kardeşim,
kendiminkini sildim ve muhammed esedin mealini kopyaladım,bu doğru bir yol,arapça bilenin sözü daha kuvvetli malum,aradaki meal farklılıkları çok açık.ayrıca http://www.muvahhid.dostuyuz.biz
Hemen hemen tüm çevirilerde benim verdiğim şekilde ayet.
Kaldı ki, dediğim gibi, böyle bir ayet olmasaydı bile eğer kitabın tümünü okursan bu dünyanın 2 günlük özet bir imtihan olduğunu görürdün.
Hatta yine ayetlerde, cehennemde yananların bir şans daha isteyince, onlara "size ne kadar şans verilirse verilsin yine aynı şeyleri yaparsınız" dendiğini göreceksin. Yani o insanlar özde kötü-hain karakterdeler. Yoksa bu 2 günlük dünyada yaptıklarından dolayı cehennemi boylamıyorlar aslında. Hakikaten zalimlerden oldukları için, sonsuz kötülerden oldukları için ateşi boyluyorlar ahirette.
Yine cennete gidenler de gerçekten iyi insanlar oldukları için kurtuluşa ulaştırılıyorlar. Yoksa şu 2 günlük ve hatta kimileri için daha da kısa süre süren dünya hayatından dolayı değil.
Ama bu özet imtihan da yine gerçek imtihandır bizim açımızdan ve sen özgür iradenle yapacaklarını yapıp hakettiğine kavuşuyorsun.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma