Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
İnsanda ruh diye bir şey olmadığına göre reenkarnasyon diye bir şey de olamaz. Beden oluşur, doğar, büyür ve ölür. Diriliş gününde ilk yaratıldığı şekilde yeniden yaratılacak. Şifreler, korunmuş kitapta. Dünya yeniden kurulup insanlık yeniden yaratılacak. Bu kez anne karnından değil topraltan çıkacağız. Çocukken ölenler, özürlüler Allah tan bir rahmet olarak nimet bahçelerine (cennete) gidebilir. Ancak kötüler kesin ateşe gidecekler.
Merhaba.
Hani Shakespeare, Hamlet'e şöyle dedirtir: Olmak ya da olmamak, bütün mesele bu. (To be or not to be, that is the question).Devamı: Ölmek, uyumak. Hepsi bu. (To die, to sleep. Nothing more.)
Hamlet haklı mı yani ölmek, uyumak mıdır? Buyurun, birlikte inceleyelim.
*
NEFS kelimesinin karşılığı mevcut meallere göre "ruh"tur. Ama bence bu, yanlış. Doğrusu: NEFS can demek, YAŞAYAN VARLIK (Yasin 70’teki HAYY, حيا).
Allah "canlar"ı öldüklerinde alır – Allahu yeteveffa’l "enfus"e hıyne mevtihé. Ölmeyenleri ise uykularında. Süresi dolanları alıkor; ötekileri belli bir süre için salıverir (39:42).
Bu ayetten anlaşıldığına göre Allah ölen insanların "canlar"ını alır. ENFUS: canlar. Tekili NEFS: can. "Nefs"i şu denklem ile tanımlayabiliriz: NEFS (CAN) = DİRİLİK + İRADE + HİS etme yetisi + HAREKET etme yetisi...
Ölüm anında, dirilik dahil, canın bu bileşenlerinin hepsi alınır ama uykuda dirilik hariçtir; o alınmaz. Uykunun ölümden farkı bu.
Ahzab 72'den benim anladığım, insanın emaneten sahip olduğu şey KARAR VERME ÖZGÜRLÜĞÜ anlamındaki "irade"sidir. İnsan o özgürlüğünü yalnızca bu dünyada yaşıyorken kullanabilir; örneğin Allah'ın var ya da yok olduğuna dair karar verme özgürlüğü… Ölüm anında o özgürlük geri alınır.
Sonuç olarak öteki dünyada karar verme özgürlüğüne sahip değiliz.
"Can"ın öteki bileşenleri ise yani biyolojik var oluş, duyular... yeniden diriliş anında insana geri verilir. Çünkü insan öteki dünyada da var olacak; acıyı, sevinci hissedecek.
*
En’âm 60’taki YETEVEFFA bu açıdan ilginç görünüyor. Huvellezîne yeteveffa kum bi’l leyl. Yaşar Nuri Öztürk: O Kİ geceleyin sizi öldürür… Diyanet: O; GECELEYİN sizi ölü gibi kendinizden geçirip alan (uyutan)…
Diyanet lafzî çeviri ile yetinmemiş; çeviri-yorum yapmış. Her halde "sizi öldürür"ü canınızı tamamen alır diye algıladıkları için.
Oysa buradaki ÖLDÜRÜR, kapsam açısından, TUTUKLAR demeye benziyor. Bir insanı tutuklayanlar onun özgürlüğüne tamamen el koyamazlar; örneğin düşünmesine engel olamazlar.
Allah ta uykunuzda sizi "öldürdüğü"nde özgürce karar vermenize, hareket etmenize, hissetmenize… engel oluyor ama diri kalmanıza izin veriyor. Uyurken hâlâ dirisiniz.
Özetle uyurken diri iseniz yaşıyorsunuz; diri değilseniz öldünüz. Allah insanın NEFS denen canını alır; ruhunu almaz. Çünkü NEFS, ruh değil "can"dır. Örneğin Nisâ 1: İnsanlar! Sizi bir "can"dan yaratan Rabbinizi kâle alın – min "nefs"in vâhideh.
*
Hamlet’e gelince o, ölümün uykudan ibaret olmadığını bile bile "Ölüm, uyku. Hepsi bu!" diyor çünkü onun amacı, ölüme çoktan razı olduğunu dile getirmek. Ama intihar edemiyor çünkü intihar edenler onun inancına göre İsa Mesih’e baş kaldırmıştır; doğrudan cehenneme giderler. Bkz. http://www.gotquestions.org/Turkce/Hristiyan-intihar.html
Katılma Tarihi: 01 haziran 2010 Gönderilenler: 197
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Can benlik bilincimiz, ego bir nevi Ruh Hakk bilinci, vicdan bir nevi Hakk bilincimiz her an her yerde, Ne düşünsek ne yapsak uyarır bizi. İçimizdeki saklı şahit o. Ölmeden evvel o şahite kıyam et tirin Ölmeden evvel Hakk bilincinizi harekete geçirin. Ölmeden evvel ölün.
__________________ Ancak bir cehennem öğretebilir insana
Kırık ayaklarla cennete girilemeyeceğini...
Katılma Tarihi: 02 haziran 2010 Gönderilenler: 137
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Merhaba,
Allah, bizleri uykumuzda öldürmüyor, vefat ettiyor. “Vefat” ve “mevt” birbirinden farklı kavramlar. Elbette “vefat” kelimesi “ölüm” anlamına da gelebilir, fakat birtakım ayetlerde bu iki kavram kesin olarak brbirinden ayrılırlar. Zümer/42 ve Enam/60-61 de bu ayetlerdendir.
Allahu yeteveffa’l enfuse hıyne mevtiha = Allah, nefisleri öldükleri anda alır / değil
= Allah, nefisleri öldükleri anda vefat ettirir
“Nefs” sözcüğü “can” şeklinde çevrilebilirse de “vefa” sözcüğü “can almak” veya “öldürmek” anlamlarına işaret edecek şekilde çevrilemez diye düşünüyorum.
Huvellezîne yeteveffa kum bi’l leyl = Sizi geceleyin öldüren O’dur / değil
Merhaba. Şu açıklamanız benim için çok önemli: “Vefat” ve “mevt” birbirinden farklı kavramlar. Önemlidir çünkü kavramlar eğer benim bildiğimden farklıysa onlarla ilgili ayetlerden ne anlamam gerektiği değişir. Yanlışımı düzeltmek zorundayım.
Onun için dikkatle okumaya çalıştım.
Ama "farklı kavramlar"ın açıklamasını göremedim. Sorun bende mi yani göremiyor muyum? Ya da açıklama sahiden yok mu?
* * *
Allahu yeteveffa’l enfuse hıyne mevtiha = Allah, nefisleri öldükleri anda alır / değil
= Allah, nefisleri öldükleri anda vefat ettirir
Tamam. “Nefs” sözcüğü “can” şeklinde çevrilebilir, dediğinize göre ben izninizle kendi tercihim olan CANLAR kelimesini kullanayım. Lütfen açıklar mısınız. Ağzımdan "Allah, canları öldükleri anda alır" çıkınca ne demiş olurum; "Allah canları öldükleri anda vefat ettirir" çıkınca ne demiş olurum?
* * *
Huvellezîne yeteveffa kum bi’l leyl = Sizi geceleyin öldüren O’dur / değil
= Sizi geceleyin vefat ettiren O’dur.
Bunu da lütfen açıklar mısınız. Ağzımdan "Sizi geceleyin öldüren O'dur" çıkınca ne demiş olurum; "Sizi geceleyin vefat ettiren O'dur" çıkınca ne demiş olurum?
Katılma Tarihi: 02 haziran 2010 Gönderilenler: 137
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Merhaba,
Açıklama yapmadığımın farkındayım. İlgi olursa daha geniş bir açıklama yapmak üzere sadece çevirilere dikkat çekmek istemiştim.
“Vefa” kelimesi, “tastamam verme, eksiksiz yerine getirme” anlamlarına gelmektedir. Ahde bağlılığı, sözde durmayı anlatan “vefalı” tabiri de, ölümün veya adı konmuş ecelin ne bir an öne alınıp, ne de bir an ertelenmeyerek tastamam yerine getirilmesini anlatan “vefat” sözcüğü de bu kökten türemiş kelimelerdir. Fakat vefat sözcüğünün mevt sözcüğünden önemli bir farkı var.
[Zümer/42]: Allah, nefisleri ölümleri anında/esnasında vefat ettirir. Ölmeyenleri de uykularında. Haklarında ölüm gerçekleştirdiklerini tutar, diğerlerini de adı konmuş bir ecele gönderir/salar. Şüphesiz ki bunda, tefekkür eden bir toplum için ayetler vardır.
Altını çizdiğim bölüm, bu farklılığı çok net ortaya koyuyor. Nefis, ölüm esnasında vefat ediyor. Yani nefis, hem vefat ediyor, hem de ölüyor. Vefat süreci, ölümle aynı anda gerçekleşen ölümden ayrı bir süreç. Ve bana göre bu süreç, insana yapıp ettiklerinin eksiksiz gösterildiği (‘film şeridi’ klişesi), zamanın izafileştiği, kişinin mutlu veya mutsuz sonuna tanık olduğu bir andır. Tıpkı bir rüya gibi. Bu süreci gerçekleştirenler ise, resuller/melekler veya 32/11 deki daha özel ifadesiyle melekulmevt (ölüm meleği) dir.
[Enam/60-61]: Ve O, geceleyin sizi vefat ettiren, gündüzün elde ettiğiniz/kazandığınız şeyleri bilen, sonra adı konmuş ecelin gerçekleşmesi için sizi onda {gün içinde} diriltendir. Sonra dönüşünüz O’nadır. Sonra yapmakta olduklarınızı size haber verir. Ve O, kulları üzerinde Kahir’dir (kahredicidir, egemendir). Üzerinize koruyucular gönderir. Nihayet sizden birine ölüm geldiğinde, resûllerimiz ihmal etmeksizin onu vefat ettirirler.
Cennetlik veya cehennemlik kişilerin bu süreci nasıl geçirdikleri 4/97, 47/27, 7/37, 16/28-32, 8/50 gibi ayetlerde teşbihi olarak anlatılıyor. Ayrıca Enam/61 de resullerin/meleklerin koruyucular olduğu ima ediliyor. Ayetin yapısı resullerin koruyucular olduğunu kesin olarak söylememize müsait olmasa da bu sonuca varılabileceğini düşünüyorum. Ve bu resullerin de 82/10-12, 43/80, 10/21 gibi ayetlerde bahsedilen yazıcı/kaydedici resuller/melekler olduğunu düşünüyorum. Yani işlediklerimizi kayıt altına alan bu resuller, vefat anında bu kayıtları ölmekte olan kişi için yayınlıyorlar ve o kişi sağın ashabından mı, yoksa solun ashabından mı olduğunu öğrenip ölüyor ve hemen dirilip haşrolunuyor. Zira ölmüş bir insan için zaman kavramı ortadan kalkıyor.
Uykudaki vefatı da bu çerçevede düşünüyorum. Uykuya dalmamız ve uyanmamız bizim için bir anlık bir süreç. Geçen zamanı algılayamıyoruz. Ölüm esnasındaki vefat için “rüya gibi” demem de bu anlayışımdan kaynaklanıyor. Adeta uyku hali, ölümün bir modelini sunuyor bizlere. İşte Allah, bazı kimseleri vefatla birlikte öldürüyor, bazılarını da serbest bırakıyor.
Ayrıca koruyucu resullerin/meleklerin, bilgi merkezi olan beyinde olduğunu düşünüyorum. Bu noktada “hafaza” kelimesi de anlamlı. Hatta bu melekeler, rüyalarımızda da rol oynuyor olabilirler.
Anlattıklarım sizlere bilim-kurgu gibi gelebilir. Fikirlerimi kesin doğrular olarak görmüyorum zaten. Benim yaklaşımım bu şekilde. Elbette en doğrusunu Allah bilir.
Hasan Bey, sizin sorularınıza da cevap verdiğimi düşünüyorum.
Benim onayladığım çeviri: Allah canları ölümleri ânında alır.
Açıklama:VEFA (وفي), canı almak demek. CANI ALMAK ölümün eksiksiz yerine getirilmesini anlatır çünkü VEFAT ETTİRMEK ile eş anlamlıdır; tıpkı bir şeyin AYIRDINA VARMAK ile onu FARKETMEK gibi.
isimsiz’e göre ise doğru çeviri: Allah, nefisleri ölümleri anında vefat ettirir.
Yaptığı açıklamadan benim anladığım, "canlarınıalır"ı onaylamıyor çünkü onu nedense "mevt"in öldürür anlamındaki fiil hali sayıyor. ÖLDÜRÜR, isimsiz’e göre, ölümün eksik yerine getirilmesini anlatır.
Doğru mu anladım?
Sayın isimsiz başkalarının aklından geçmiyen anlamlara dayanıyor görünse bile bence titiz davranıyor. Allah kendisinden razı olsun.
Sevgi ile,
Hasan Akçay
________________________________________
*Mevcut mealler:
Ateş: Allah, ölümleri vaktinde canlarıalır.
Bulaç: Allah, (insanların) ölecekleri zaman canlarını alır.
Diyanet: Allah, (ölen) insanların ruhlarını öldüklerinde alır.
Elmalılı: Allah alır o canları öldükleri zaman.
Esed: Bütün insanların, (bedenen) öldüklerinde canlarınıalan…
İbni Kesîr: Allah; ölüm anında canları alır.
Y N Öztürk: Allah, canları, ölümleri sırasında alır.
Katılma Tarihi: 02 haziran 2010 Gönderilenler: 137
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
hasakcay Yazdı:
Yaptığı açıklamadan benim anladığım, "canlarınıalır"ı onaylamıyor çünkü onu nedense "mevt"in öldürür anlamındaki fiil hali sayıyor. ÖLDÜRÜR, isimsiz’e göre, ölümün eksik yerine getirilmesini anlatır.
Doğru mu anladım?
“Can almak” deyimini “öldürmek” anlamında anlıyorum. Canı veya nefsi bileşenlere ayırmıyorum. “Vefa” sözcüğünü “almak” fiilini karşılayacak şekilde değil, orijinal ifadesiyle çeviriyorum. Ölümün eksik yerine getirilmesi söz konusu değil. Yukarıda yeterli izahı yaptığımı düşünüyorum.
İlginiz ve güzel sözleriniz için de teşekkür ediyorum. Esen kalın.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma