HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Genel Tartışma
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Genel Tartışma
Konu Konu: "Reenkarnasyon"un İspatını Tartışalım.! Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

Merhaba.

 

“Vefa” sözcüğünü “almak” fiilini karşılayacak şekilde değil, orijinal ifadesiyle çeviriyorum. Mevcut mealler* anılan fiilin tek başına "almak" değil, ruhu / canı almak olduğunu gösteriyor. Bu, gözünüzden mi kaçtı ya da sizce önemli mi değil?

 

Canı veya nefsi bileşenlere ayırmıyorum. O benim yorumum. Siz, kendi deyiminizle,  "bilimkurgu"yu çağrıştıran yorumunuzu yapmakta nasıl özgürseniz ben de kendi yorumumu yapmakta özgürüm.  

 

Aşağıdaki mealler size ait.

 

Allahu yeteveffa’l enfuse hıyne mevtiha: Allah, nefisleri öldükleri anda vefat ettirir (39:42).

Huvellezîne yeteveffa kum bi’l leyl: Sizi geceleyin vefat ettiren O’dur (6:60).

 

Nefislerin, öldükleri an vefat ettirilmeleri başkadır uykuda vefat ettirilmeleri başka.  Ama, sizinkiler dahil, meallerde hep aynılar: vefat ettirir, vefat ettiren

 

Ben yorumumda, Hamlet'in "Ölmek, uyumak. Hepsi bu!" demesine de yollama yaparak, farkı açıklamaya çalıştım. İletimin başlığı o yüzden "Uyumak ölmek midir?" idi.

 

Sevgi ile,

Hasan Akçay

 

_________________________________

 

*Mevcut mealler:

 

Ateş: Allah, ölümleri vaktinde canları alır.

Bulaç: Allah, (insanların) ölecekleri zaman canlarını alır.

Diyanet: Allah, (ölen) insanların ruhlarını öldüklerinde alır.

Elmalılı: Allah alır o canları öldükleri zaman.

Esed: Bütün insanların, (bedenen) öldüklerinde canlarını alan

İbni Kesîr: Allah; ölüm anında canları alır.  

Y N Öztürk: Allah, canları, ölümleri sırasında alır.



__________________
hasanakcay.net
allahindini.net
Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 
isimsiz
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 02 haziran 2010
Gönderilenler: 137
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı isimsiz

Sayın Hasan Akçay, elbette yorumlamakta özgürsünüz. Sizin sorunuza binaen öyle bir cevap yazmıştım. Konuya müdahil olmam sizin yorumlarınızı eleştirmek için değil, görüşlerimi paylaşmak içindi. Ve emin olun, gözümden kaçan bir şey yok. Esenlikler dilerim.

 

Yukarı dön Göster isimsiz's Profil Diğer Mesajlarını Ara: isimsiz
 
kutupaneci
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 25 mart 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 156
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı kutupaneci

isimsiz Yazdı:

 

Fakat vefat sözcüğünün mevt sözcüğünden önemli bir farkı var.

 

Vefat süreci, ölümle aynı anda gerçekleşen ölümden ayrı bir süreç.

Zira ölmüş bir insan için zaman kavramı ortadan kalkıyor.


Uykudaki vefatı da bu çerçevede düşünüyorum. Uykuya dalmamız ve uyanmamız bizim için bir anlık bir süreç. Geçen zamanı algılayamıyoruz. Ölüm esnasındaki vefat için �rüya gibi� demem de bu anlayışımdan kaynaklanıyor. Adeta uyku hali, ölümün bir modelini sunuyor bizlere. İşte Allah, bazı kimseleri vefatla birlikte öldürüyor, bazılarını da serbest bırakıyor.




İsimsiz arkadaştan alıntı yaptığım kısımlara katılıyorum.
Katılmadığım kısımları yazmayıp kendi düşüncelerimi yazayım.

Ölüm (mevt) ve vefat (veffa) aynı şey değil.

Hayvanlar ve insanlar ölür ama sadece insan vefat edilir.

Vefat, kişi öldükten sonraki an başlar ve kıyamet (yeniden diriliş-baas) gününde sonlanır.

Uykuda olan kişi için de vefat durumu geçerlidir.

Vefat; insan bilinci ve kontrolünün elinden alınarak tüm hafızası ve kişiliğinin kopyalanmasıdır. Uyanma durumunda bilinç geri verilir. Ölürse, yeniden dirildiğinde her şey yeni bedenine geri verilir. Böylece son hayatımızda bu dünyada yaptığımız her şeyi ve kişiliğimizi hatırlayabileceğiz.

Hatırlayamadıklarımızı muhafız melekler kayıtlarından hatırlatacak.

Hasenat programında veffa ve veffe olarak aratabilirsiniz.

Ayetlerde vefat kelimesi hep mevt kelimesinden sonra geliyor.

Aşağıda açıklayıcı olduğunu düşündüğüm ayetler var. Ancak, meallerde hatalarım olabilir.

6/61:

Ve huvel kahiru fevka ibadihi ve yursilu aleykum hafezah,

O dur kahir olan abidleri üzerinde ve gönderir size muhafızları,

 

hatta iza cae ehadekumul mevtu

öyleki birinize ölüm geldiğinde


teveffethu rusuluna ve hum la yuferritûn.

onu vefat eder elçilerimiz ve onlar aksatıcı değillerdir.

16/32:

Ellezine teteveffahumul melaiketu tayibine

Onlar ki, meleklerin iyilerden olarak veffa ettiklerine,


yekulune selamun aleykumudhulul cennete bima kuntum ta'melûn.

Derler; selam sizlere yaptıklarınıza karşılık girin bahçeye.

6/60:

Ve huvellezi yeteveffakum bil leyli ve ya'lemu ma cerahtum bin nehari sümme yeb'asukum fihi li yukda ecelum musemma, sümme ileyhi merciukum sümme yunebbiukum bi ma kuntum ta'melûn.

O'dur ki, geceleyin sizi vefat eder, gündüzün ne işlediğinizi bilir; sonra belirlenmiş süre geçirilip tamamlansın diye gündüzün sizi diriltir. Sonra dönüşünüz O'nadır; sonra yaptıklarınızı size haber verecektir.

32/11:

Kul yeteveffakum melekul mevtillezi vukkile bikum summe ila rabbikum turce'ûn.

De ki: "Üzerinize vekil edilen ölüm meleği, sizi vefat eder, sonra Rabbinize döndürülürsünüz."

8/50:

Ve lev tera iz yeteveffellezine keferul melaiketu yadribune vucuhehum ve edbarahum ve zuku azabel harîk.

Görsen o inkâr edenleri: Melekler, onları vefat ederken yüzlerine ve arkalarına vururlar, "Haydi, yakıcı azâbı tadın!"

39/42:

Allahu yeteveffel enfuse hîne mevtiha velleti lem temut fi menamiha, fe yumsikulleti kada aleyhel mevte ve yursilul uhra ila ecelim musemma, inne fi zalike le ayatil li kavmiy yetefekkerûn.

Allâh, ölmekte olanı vefat eder, ölmeyenleri de uykularında; sonra ölümüne hükmettiğini tutar, ötekilerini de belli bir süreye kadar salıverir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için işaretler vardır.

47/27:

Fe keyfe iza teveffethumul melaiketu yadribune vucuhehum ve edbarahum.

Ya melekler onları vefat ederken yüzlerine ve arkalarına vurduklarında durumları nice olur?




__________________
Artık sadece kainat kitabını okuyorum. Daima Rabbime teşekkür ederek.
Yukarı dön Göster kutupaneci's Profil Diğer Mesajlarını Ara: kutupaneci
 
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

Merhaba isimsiz ve kütüphaneci kardeşlerim.

 

VEFAT ve MEVTA konusunda bildiklerinizi bizimle paylaşmak lutfunda bulunduğunuz için Allah sizden razı olsun. Ben de kendi bildiğimi açıklamaya çalışayım, Allah isterse.

 

Zümer 42'den hareketle.

 

Canlar öldüğünde Allah canları alır (Allahu yeteveffel enfuse hîne mevtihé);

ölmeyenleri ise uykularında (velleti lem temut fi menamihé).

 

Parantez içinde verdiğim Arapça ifadelerde iki fiil var:  وفي ve تمت. Bunların ikisinin de TÜRKÇELERİ ölmek. Lütfen dikkat eder misiniz, Arapçadan değil Türkçeden söz ediyorum. Önemlidir. Çünkü Arapçanın iki ayrı fiilinin Türkçe karşılığı tek ve aynı kelime.

 

VEFAT etmek te "ölmek, can vermek"tir;

MEVTA olmak ta.

 

VEFAT ettirmek te "öldürmek, canını almak"tır;

MEVTA olmasını sağlamak ta.

 

Siz وفي ve تمت kelimelerini Arapça bağlamında açıklıyor ve "Bu iki fiilin yalnızca lafızları değil anlamları da farklı" diyorsunuz.  Yerden göğe haklısınız. O fiiller Arapçada farklıdır. Ama Türkçeye gelince lütfen orda durun. Onların ikisinin de Türkçeleri tek ve aynı kelime: ölmek.

 

Türkçe tıpkı Arapça gibi bir dil. Arapça ne kadar Türkçeden bağımsızsa Türkçe o kadar Arapçadan bağımsızdır. Arapçaya ne kadar saygımız varsa Türkçeye en azından o kadar saygımız var.

 

Yani وفي ve تمت kelimeleri ARAPÇADA iki farklı fiil olmayı ne kadar hak ediyorsa ölmek te TÜRKÇEDE onların karşılığı olarak tek ve aynı kelime olmayı o kadar hak eder.

 

*

 

İTİRAZ: İyi ama mealdeki hangi kelimenin وفي hangisinin تمت olduğu nerden bilinecek?

CEVAP: Ayetin önündeki ve arkasındaki ifadelerin taşıdığı anlam örgüsünden.

 

Örneğin

 

Canlar öldüğünde Allah canları alır -  Allahu yeteveffal enfuse hıyne mevtihé.

Devam:  ölmeyenleri ise uykularında - velleti lem temut fi menamihé (39:42).

 

Açık ve net: تمت ahrete göçüştür. CANLAR ÖLDÜĞÜNDE ahrete göçtüğünde demek. İşte o anda Allah canları alır. Sayın isimsizin deyimiyle, noksansız, öldürüştür  bu (وفي). Devam: uykularında ise ahrete göçmeyen canları alır. Burada ima edilen fiil ise insanın hâlâ diri olduğunu dile getirir çünkü insan uyurken hâlâ diridir.   

 

Bırakın okuyanlar çıkarımlarını kendileri yapsınlar. (1) Arapça kelimeleri olduğu gibi bırakıp Türkçeye çevirmiş GİBİ yapmayın; işi ciddiye alın. (2)Çeviriye yorum katıp Allah'ın hükmüne ortak olmayın. Allah hükmüne kimseyi ortak etmez (18:26); sizi de etmez. 

 

*

 

Ben babam ölünce "Babam vefat etti!" demedim; "Babam öldü!" dedim. Bizim köyde babası ölen herkes öyle der. Eğer "Babam vefat etti!" derseniz her halde züppenin biri olursunuz köylünün gözünde.

 

Ayrıca 

 

"Ölümü gör!" derler; "Vefatımı gör!" demezler.

"Öldüm öldüm dirildim," derler; "Vefat ettim vefat ettim dirildim!" ı-ıh.

Ölenle ölünmez, derler; vefat edenle vefat edilmez, ı-ıh.

 

Ve

 

Canı veren de Allah'dır, canı alan da.

Yaşadan da Allah'dır, öldüren de.

 

VEFAT Türkçe değil. Türkçenin ona ihtiyacı da yok çünkü  can vermek, ölmek, ölüm şerbetini içmek onun Türkçedeki karşılığıdır; her hangi bir dil takıntısı olmayanlara bunlar yeter.

 

*

 

Ama meallerde VEFAT ve MEVT gırla gidiyor. Niye? Benim ilk aklıma gelen, o mealleri yapanlar Türkçe bilmiyor. Yazık. Allah aşkına Diyanetin şu çevirisine bakar mısınız:

 

Hamd âlemlerin rabbi olan Allah'a mahsustur - El hamd ulillahi rabbil âlemîn (1:2).

 

Hamlet’in konuşmasından şu cümleyi alalım: "To die – to sleep, no more." Türkçeye çevirelim: "Die yapmak- sleep yapmak, no more." Oldu mu?

 

Eğer

"Die yapmak – sleep yapmak, no more" sahiden çeviriyse

Hamd âlemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur da sahiden çeviridir.  

 

Yani hiç çevirmese ne değişirdi? Hoş, zaten çevirmemiş. "Hamd"i hamd olarak bırakmış; RAB hâlâ rab;  ÂLEM hâlâ âlem. Ayetteki kelimelerse bunlardan ibaret. Çevirir GİBİ yapmış, o kadar.

 

Kimi kandırıyor bilemem, zanda bulunmak hiç istemem. Ama Allah bana bir akıl vermiş; onu kullanmak isterim. Elbet böbürlenmem; o aklı bana lutfeden Allah'ı överim:

 

Övgü, evrenin efendisi Allah'a.

 

Sevgi ile,

Hasan Akçay



__________________
hasanakcay.net
allahindini.net
Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 
mert8
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 23 nisan 2006
Yer: Saudi Arabia
Gönderilenler: 111
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı mert8

 

ya Allah

Allah ın izni ile

Allah rızası için

yanılmayan bir Allah

 

Zümer 42 için, müsaadeniz ile bende yorumumu katmak istiyorum.

ALLAH, canları, ölümleri sırasında alır, ölmeyenleri de uykuları sırasında. Sonra, haklarında ölüm hükmü verdiklerini alıkoyar; ötekileri, belirlenen bir süreye kadar salıverir. Bunda, iyice düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır. ZÜMER 42.

 

yazacaklarım - ezel den ahiret e ( http://www.hanifdostlar.net/forum_posts.asp?TID=5280&PN= 1 , 1. sayfa) -  forumdan alıntı ile yorum olacaktır.

{[(daha önce de/yukarıda bahsetmiştim. Allah ın ruhlara verdiği görevler vardır. bir insan dünyaya geldikten ve yaşı kemale erdikten sonra (yani Allah a karşı sorumluluğu başladıktan sonra) kendi ruhuna verilmiş olan görevi yapmaya veya yapmamaya başlar. yapmaya başlarsa görevini ne zaman bitireceği kendi insiyatifine ve zamana kalmıştır.  işte bunun için Allah insanoğlunun ne yapacağını ve ne zaman öleceğini bilmez. insanın görevi bitince (yani yapınca) veya görev sekteye uğrayınca (görev sonuçlanamayacak bir hale gelirse veya görevi yapmamaya başlarsa (veya yapmaz ise)) işte o zaman Allah devreye girer ve isterse o insanın canını alır veya isterse ((1)) ihtiyarlayıp ne yapacağını bilemez bir duruma gelinceye kadar onu dünyada bırakır.

((1)) tabi bunun anlamı insanoğlu 100 veya 150 sene garanti yaşayacak değildir. yorum (gerekmez ama yinede yapacağım): Allah onun canını almak için meleği görevlendirmez. o insan o andan sonra kendi yaşayış tarzına ve kendine dikkat etmesine göre ve kendi vücuduna ne kadar özen göstermiş ise o kadar uzun yaşayacaktır. ta ki kendi vücut organları yaşlılıktan dolayı iflas etmeye ve görev yapamamaya başlayıncaya kadar. yani vücut görev yapamayınca ölür. bu arada insanın kendine dikkat etmesi, sağlığını koruması, kazaya uğramaması, ayağı kayıpta kafasını yere vurmaması, başka biri tarafından öldürülmemesi, .... lazım gelir.   ölüm anı gelince Allah ın izni ile ölüm meleği ruhu alır.)]}

..........................................................

 

. . . canları, ölümleri sırasında alır. . . - //- . . .tabi bunun anlamı insanoğlu 100 veya 150 sene garanti yaşayacak değildir. yorum (gerekmez ama yinede yapacağım): Allah onun canını almak için meleği görevlendirmez. o insan o andan sonra kendi yaşayış tarzına ve kendine dikkat etmesine göre ve kendi vücuduna ne kadar özen göstermiş ise o kadar uzun yaşayacaktır. ta ki kendi vücut organları yaşlılıktan dolayı iflas etmeye ve görev yapamamaya başlayıncaya kadar. yani vücut görev yapamayınca ölür. bu arada insanın kendine dikkat etmesi, sağlığını koruması, kazaya uğramaması, ayağı kayıpta kafasını yere vurmaması, başka biri tarafından öldürülmemesi, .... lazım gelir.   ölüm anı gelince Allah ın izni ile ölüm meleği ruhu alır. -//    tabii, insanoğlu hayatının diğer kesimlerinde (çocukluk, gençlik ve orta yaş) de hastalıktan, kazadan veya cinayetten vd. ölebilir. bunlarda bu kısma dahildir.

. . .ölmeyenleri de uykuları sırasında. Sonra, haklarında ölüm hükmü verdiklerini alıkoyar. . . -  //-. . .insanın görevi bitince (yani yapınca) veya görev sekteye uğrayınca (görev sonuçlanamayacak bir hale gelirse veya görevi yapmamaya başlarsa (veya yapmaz ise)) işte o zaman Allah devreye girer ve isterse o insanın canını alır veya isterse. . . -//

 

 . . .ötekileri, belirlenen bir süreye kadar salıverir . . .  //- ihtiyarlayıp ne yapacağını bilemez bir duruma gelinceye kadar onu dünyada bırakır. -//

 

 

Allah a emanet olun

 

mehmet rende

 

. . .

Yukarı dön Göster mert8's Profil Diğer Mesajlarını Ara: mert8
 
kutupaneci
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 25 mart 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 156
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı kutupaneci

Merhaba hasakcay,
Kuran ın doğru anlaşılması için her kelimenin farklı anlamda olduğuna inanırım. Kuran da gereksiz veya fazlalık olmadığına inanırım.
veffa ve mevt aynı şey olsaydı iki ayrı kelime olmazdı. Belli ki yüce Allah burada her ayrı kelime ile farklı şeylere vurgu yapmış. Aynı şeyi söylemek istese aynı kelimeyi kullanırdı.

Zümer 42. ayetin son kısmında; 'düşünen toplum için işaretler vardır' denmesi üzerinde kafa yorulmasını gerektiren bir vurgudur.
Bu basitçe ölümün tarifi değildir. Bu Rabbimizin dünya hayatımızı sonlandıma metodunun bir açıklamasıdır.

Diğer yandan bir metni Türkçe ye çevirmek demek mutlaka Türkçe kelime kullanmak demek değildir. Ki, zaten Türkçedeki kelimelerin çoğu Arapça, Farsça, İngilizce ve sair dillerden geçmiştir. Yani bu dil kültürünün ifade gücünün göstergesidir. Çeviride önemli olan bir kelimeyi karşıdaki insana doğru anlatabilmektir. Bunun için kelimenin orjinal hali geniş manasıyla tam olarak çevrilemediğinden olduğu gibi aktarılabilir.
Türkçemiz günümüzde Arapça veya İngilizce kadar zengin ifade gücüne sahip değildir. Arapça malumunuz, İngilizce de her gün yüzlerce kelime türetildiği söyleniyor.

Dolayısıyla çeviri başka şey yorum başkadır. Tercüme eden doğru kelimeleri bulamıyorsa orjinal kelimeyi kullanmalı ve yorumu okuyucuya bırakmalıdır.

Asıl konumuza dönersek;
mevt (ölüm), bedenin canlılığının sonlanmasıdır.
Vefat ise zihinsel canlılığın veya beden kontrolünün sonlandırılmasıdır.
O nedenle bizim kültürümüzde hayvan öldüğünde, öldü derler. İnsan öldüğünde ise vefat etti derler. Gazetelerdeki vefat ilanlarına da bakabilirsiniz. Hep VEFAT başlığıyla verilir.
Birde tıp dilinde beyin ölümü kavramı var. Aslında beyin ölümü vefat tır. Bu kişinin vücudu makinaya bağlı çalıştığı halde zihinsel canlılığı sona ermiştir.
İlgili ayetleri bu gözle tekrar değerlendiriniz.
Selamlar.


__________________
Artık sadece kainat kitabını okuyorum. Daima Rabbime teşekkür ederek.
Yukarı dön Göster kutupaneci's Profil Diğer Mesajlarını Ara: kutupaneci
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Merhaba

1. Koprunun altindan gecen arabanin ustune yukaridan baska araba dusuyor ve alttaki arabanin soforunun eceli geliyor, yukaridan dusen belli bir sureye kadar yasamaya devam ediyor
(Alttan gecen adam kaza yapmak icin caba sarfetmiyordu)

2. Babam kamyonla yolda seyir halindeyken, tam onune yuksekteki yoldan baska bir arac dusuyor. Babam yasamaya devam ediyor. Ecel henuz gelmemis

3. Babam gecen sene bu dunyadaki yasamini, benim sahit oldugum zamanda tamamliyor

4 gecen gun bir arkadasim babamin halini soruyor. Rahmetli oldu diyorum. Hic de bana zuppeymisim gibi bakmiyor

5. Necip fazil yorumu:
Olum guzel seydir budur perde arkasindan haber
Hic guzel olmasaydi olurmuydu peygamber

6 nazim hikmet yorumu:
Ne olumden korkmak ayip
Ne de dusunmek olumu

7 bazen dunya bazil insanlar icin o kadar dayanilmaz bir hale gelir ki, olum onun icin dunyada yasadigi o ana karsilik mukafat olur

8 bazen olum dunyayi sahiplenenlere agir gelir


Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 

Eğer Bu Konuya Cevap Yazmak İstiyorsanız İlk Önce giriş
Eğer Kayıtlı Bir Kullanıcı Değilseniz İlk Önce Kayıt Olmalısınız

<< Önceki Sayfa 7
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats