Y.N. Öztürk Musa, bizimle sözleştiği yere gelip Rabbi de kendisiyle konuşunca şöyle konuştu: "Rabbim, göster bana kendini, göreyim seni." Dedi: "Asla göremezsin beni. Ama şu dağa bak. Eğer o yerinde durabilirse, sen de beni görebileceksin." Rabbi dağa tecelli edince onu parça parça etti. Ve Musa baygın vaziyette yere yığıldı. Kendine gelince şöyle yakardı: "Tespih ederim o yüce varlığını, tövbe edip sana yöneldim. İman edenlerin ilkiyim ben."
(Araf 143)
Ellerin konuşması, ayakların şahitlik etmesi, O gün Allah'ın seslenmesi, Bu gün Allah'ın konuşması
Dört durum var,
El birden bire ses tellerine sahip olup, dudak ve dil kombinasyonu ile konuşmaz, anlatmaz, ses dalgaları yayarak da anlatmaz bunu,
Ayak mushafa el basarak sadece ve sadece doğruyu söyleyeceğime şahitlik ederim diyerek şahitlik yapmaz,
Elin konuşması, ayağın şahitlik etmesi neyse Allah'ın konuşması da odur.
Elinizle ( fiziki manadaki elinizle ) çocuğunuza tokat atın, sevdiğiniz birine vurun, kötü bir el işareti yapın, sonra pişman olunca elinize bakın,
Eliniz dile gelmiş olucaktır,
Ayaklarınıza ellerinize baktığınızda yaptıklarınızı inkar etmiyecekler ve neye yönelik kontrol ettiyseniz size onu hakkında şahitlik edeceklerdir,
Sesler harf, sözcükler kelime ile aynı amaca hizmet eder hepsi durumları ifade eden sembollerdir,
Gözümüz ışıkla girdiği etkileşim neticesinde karşısında duran cisme anlam verir,
Yarasa ses dalgaları gönderir ve karşısında duran cisimle gönderdiği sesin etkileşimi neticesinde kendine gelene anlam verir,
Kimi çobanlar vardır, koyunun kuzunun dilinden anlar,
Anneler bebeklerin dilinden anlar,
Kimi ustalar motorun, arabanın dilinden anlar,
Ama usta araba ile araba sahibini konuşturamaz,
Araç sahibine der ki,
Motor beni yağla diyor, karbiratör beni değiştir diyor,
Yarasa ses ile görür, insan ışık ile,
Motor gacırtıları ile konuşur, insan ses telleri vs ile, Allah ise evrendeki işleyiş ile, ve O gün insanlara seslenmesi neyse bu günde seslenişi odur.
Kim bilir belki ortamda hiç bir ses yokken duyduğunuz ses el-ilahın konuşmasıdır,
Ozon tabakasının delinmesi, size Allah'ın neyi vahyettiğini göstermiyor mu,
Bu melek size bu haberi getirmiyor mu?
Kızını zorla evlendirmek isteyen adamın karşısında kızın gözünen dökülen yaşlar size bu durumda Allah'ın hükmünü vahyetmiyor mu?
Doğruya rağbet paketlenişi neticesinde mi değişiyor, etiketinde neyin yazdığının ne önemi var,
Muhammedin el-ilahtan alıyorum bu sözleri, demesine muhammed güvenilir bir adamdı diye insanların inandığına inananlar, ve bu gün O'na inananlar asla Muhammed'e şahit olmadılar, ve İlk insanların inanmalarına sebep olan işleyişe asla şahit olamayacaklar ve 1400 yıllık bir atalar zincirine iman ediyorlar onların güvenilir olduğuna iman ediyorlar, Muhammedin gaipten haber aldığına Muhammed güvenilir biridir diye inanmam gerekiyorsa buna asla inanama zira onu görmedim, ve asla 1400 yıllık atalar dizisine de bu konuda güvenemem,
Sözün kendisini delil görenler ise, aynı değerdeki sözleri de aynı derecede rağbet edilir görmeliler,
Yalan söylemeyin sözünün kaynağının gaipten bir ses olup olmadığını ayırt edemezsiniz,
Gaipten gelen ses tarih bilmini temizlemek ve ansiklepodik bilgi vermek için bu işe kalkıştıysa zahmet etmesin, zira bu insanlar tarihin hangi döneminde kim nerden nereye göçtü diye bunu bilmiyorlar diye zulüm altında değil,
Sistemin akışını bozukları ve ötekileştirerek insanlara yaşam alanı tanımadıkaları için hem kendilerine hem de diğer insanlara sebep olmaktalar.
Daha önce de söylemiştim, bir sandık içerisinde farklı sayfalar arasında doğru sözler yazsak bir kısmı kur'an mushafından bir kısmı değil, bunların hangisinin gaipten bir ses neticesinde hangisinin sebep sonuç zinciri içerisinde olduğunu insan ayırt edemez,
Edemez çünkü insan görünmeyeni görünene delil edemez,
Görünürün delili görünmez olunca görünür de kendini denetletemez,
Muhammed toplumun ve kendinin dili ile evrenden okuduklarını
Sistem içerisine Yönetici dahil tüm elemanlar açısından değerlendirerek nefis bir okuma gerçekleştirmiştir,
Sistem döndükçe Yönetici de yönetim esaslarına sabit kalarak emirlerini değiştirecektir,
Sistemi yöneticisini de yönetmeye kalkan insan,
el-ilahtan emir alan değil O'na emir veren insandır.
Sistem yöneticisi pasif duruma düşerse sistem kalmaz,
"O"'nu bir uyuklama sarmaz, uykusu gelmez yorulmaz da,
Ve "O" her duruma her olaya aynı sözü söylemez, evren sürekli dönüşüm halindeyken, nasıl olurda dönüşen evreni, zamanın bir döneminden gelen sözler ile dondurmaya kalkarız,
------------------------------------------------------------ -------
Söz yazıya
Konuşan yazana
Kendisine söylenen tarihe,
Yazan tarihe,
geçince ve ortada sadece söylenen sözün yazılı hali kalırsa,
Hızla ilerleyen okun önüne isteyen istediği hedef tahtasını koyar,
Ama yapılması gereken hedef tahtasının yerini değiştirerek ilerleyen oka hedef bulmak değil,
"Hedefe ok atmak"
Kur'an Muhammed resul'ün karşısında duran hedefe attığı bir oktur,
Bize düşen O ok'a hedef bulmak/yaratmak değil,
Karşımızda duran hedefe ok atmaktır.
Esenlikler diliyorum
Sevgilerimle