Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Başörtüsü fesadı yalanlar sayesinde ayakta tutulabiliyor. Buna bir örnek vermek gerekirse Süleyman Ateş'in 10 Eylul 2008 tarihli VATAN gazetesinde yazdıkları yeter:
Bir okurum, “Çok yakından tanıdığım bir hanım başını örtmeye karar verdi. Şu anda işi gereği yurt dışında olan kocasının düşüncelerini iyi biliyorum. Böyle bir durumu asla kabul etmez. Bu davranış boşanmaya kadar gidebilir. Sizin düşünceniz nedir” diye soruyor. Cevabım şudur: Baş örtüsü takmak Allah’ın emridir ama her zaman yazmış ve söylemişimdir. İslâm’ın ilk emri, olmazsa olmazlarından değildir. Çünkü baş örtüsü zaten Arapların köklü geleneğiydi.
Hür kadınlar başlarını örterlerdi. Baş örtüsünün temel nedeni, kadının hür olduğu anlaşılsın ve cariyelere sataşıldığı gibi bunlara sataşılmasını önlemektir. Ahzab Suresi’nin 59’uncu ayetinden bu husus açıkça anlaşılır: “Ey Peygamber eşlerine, kızlarına ve inananların kadınlarına söyle: (Dışarı çıktıkları zaman) örtülerini üstlerine salsınlar, onların tanınıp incitilmemesi için en elverişli olan budur. Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir.”
İki yalana dikkat.
(1)Başörtüsünün Allah’ın emri olduğu kocaman bir yalan. Allah, Kuran’ın hiçbir ayetinde “Kadınlar başlarını örtsünler!” demiyor. Hayrettin Karaman, Süleyman Ateş, Mevdudi misillu zevat diyor onu. Başörtüsü o beşerin emridir.
... aynı yerde geçen ziynetin –ki, örtülmesi gereken yerler demektir- örtülmesi hükmü bütün asırlarda İslam alimlerinin ittifakı ile ortaya konmuştur; el, yüz, ayak konularındaki detayı dışında bir ihtilaf, bir tartışma olmamıştır.(YENİ ŞAFAK, 26 Haziran 2005)
Ve şu "Nûr 31'de anılan ZİYNETLER kadın vücudunun örtülmesi gereken yerleridir" iddiasına bakın. Açık açık söylüyorum, "fuhuş tellallığı"nın daniskasıdır. Ahlak zabıtası görevini tam yapsa bu hükmü verip tebliğ eden ulemayı derhal tutuklar. Açıklaması aşağıda.
(2)Başörtüsünün gerçek nedeni Allah’a söyletilen değil, Allah’ın “söylediği”dir. O’nun Ahzab 59’da söylediği ise şudur: İNANANLARIN KADINLARINA söyle! Tanınmaları için cilbablarını sıkıca giysinler…
O kadınların NE olduklarının anlaşılması için? (Hür kadınlar, şu tür kadınlar, bu tür kadınlar değil!) İNANANLARIN KADINLARI. Ayette Allah’ın açık ve net olarak söylediği budur.
Tıpkı hacca giden Diyanet İşleri Başkanına şu söylenen gibi: TÜRK HACILARIN KADINLARINA söyle! Tanınmaları için ayyıldızlı giysilerini sıkıca giysinler.
Bu kadınların NE olduklarının anlaşılması için? (Hür kadınlar, şu tür kadınlar, bu tür kadınlar değil!) TÜRK HACILARIN KADINLARI.
ebruli Yazdı:
hasan akçaya sormak istiyorum niye ziynet değince ya takı ya göğüs diyor insanları tercih yapmaya zorluyor böyle bir durumda takı tabiki deriz ama orda bahsedilen gerdan ve göğüs dekoltesi bu çok açık o sayılan müstesna kişilerin yanında saçını örtmez ve gögüs dekolteli giyersin dışarda saçını kapatır ve göğüs dekoltenide örtersin dinde örtünmek yok demek ne kadar doğru sanki kestirip atmak
acele cwp bekliyorum
|
|
|
o sayılan müstesna kişilerin yanında saçını örtmez ve gögüs dekolteli giyersin...
"Nûr 31'deki ZİYNETLER inanan kadının vücududur; tesettüre sokulmazsa adım adım zinaya götürür!" diyen birinin açısından bakarsanız ahlaksız bir icazettir bu.
Aman Allahım, Aman Allah'ım! Örneğin Harunnisa Gül Hanımefendi'nin "tâbi'ıyne gayri uli'l ırbeti mine'r ricâl"ine yani "kendisine bağlı ihtiyaçsız erkekler"e saçını, gerdanını ve göğüs çatalını açması caizmiş.
Bir an durun ve sorun kendinize, kardeşim. O iş orda kalır mı; "adım adım zina"ya gitmez mi?
Gidin, Hayrunnisa Gül Hanımefendi'ye tebliğ edin bu icazet kararınızı. Sizi "Ahlaksız teklifte bulundu!" diye derhal mahkemeye verir.
Sakın ha.
"Anılan ziynetlerin hepsi takılar değildir; bir kısmı da kadının saçı, gerdanı ve göğüs çatalıdır..." gibi bir iddiayı öne sürdüğünüz an İslamın kapısını zinaya açıverirsiniz. Sakın ha. "Bırakın o ziynetlerin bir kısmı kadının açılması caiz olan vücudu oluversin!" demek "Bırakın kadın birazcık gebe kalıversin!" demektir.
Hayır! Birazcık gebe diye bir şey yok; birazcık gebe tam gebedir. "Birazcık gebe oluversin!" icazeti ahlaksız bir icazettir.
Ama yalnızca sizin boş bulunup açıklayıverdiğiniz bir icazet değil, tesettür fesadının temelinde yatan ahlaksızlıktır bu. Ve sizin bu söylediğinizi istisnasız bütün tesettür uleması söylüyor.
Ahlak zabıtası görevini tam yapsa tesettür ulemasını tutuklar.
*
Ben bu konuyu anlatmaktan bıktım. İnanın bıktım. Değerli ebruli kardeşim, istediğiniz açıklamayı Süleyman Ateş'e cevaben yazdığım KURAN'DA BAŞ ÖRTÜSÜ VAR MI* başlıklı iletimde bulabilirsiniz.
http://www.hasanakcay.net/?p=62#more-62
Lütfen okuyun. Sizde hâlâ yeteri kadar açık anlatamadığım izlenimi kalırsa söz, burada bir daha anlatacağım. Allah isterse.
Sevgiyle.
___________________
*Süleyman Ateş'e cevabımın doğrudan sizin istediğiniz açıklamayı ihtiva eden bölümünü alıntılıyorum ama tam anlamak için yazının bütününü okumakta yarar var:
İtiraz: Tesettürün altından hemen vücut mu çıkacak?
ZİYNET ne ise o çıkacak, efendim. Örneğin Yüce Allah buyuruyor: Elçim! İnanan kadınlara söyle -Kul li’l muminât …
Görünenleri hariç “ziynetler“ini açmasınlar La yubdîne “zînet“ehunne illa ma zahare minh
Tesettür yanlılarına göre burada anılan ZİYNETLER nedir? Kadın vücudunun, eğer açılırsa, insanı "adım adım zina"ya götüren yerleri (http://www.hayrettinkaraman.net/makale/0238.htm). Örneğin saçı, göğüs çatalı, göğsü. Nolur, bari kendi ziynet algılamanıza sahip çıkın. Madem “Ziynet vücuttur,” dediniz, vücuttur; örtü değil.
“Tesettürün altından fes çıkar, sütyen çıkar,” deyip kargaları güldürmeyin. Size göre madem inanan kadının ziynetleri örneğin saçı, göğüs çatalı ve memeleridir ve madem şu şu şu erkeklere o ziynetlerini açması caizdir saçını, göğüs çatalını ve memelerini göstermesi caizdir.
Ve Yüce Allah devam ediyor:
Örtülerini göğüs yırtmaçlarının üstüne vursunlar! Ve’l yadribne bihumur ihinne alâ cuyûb ihin
Yani?
Ziynetlerini açmasınlar ama erkek kölelerine(?) başka Lâ yubdîne zînet ehunne illa ma meleket eyman uhun
Devam:
ya da ihtiyaçsız erkek tâbilerine başka evi’t tâbi’ıyne gayri uli’l ırbeti mine’r ricâl
Bu kadar açık ve net. Tesettür dinine göre, inanan bir kadın vücudunun "adım adım zina"ya götürür diye örttüğü yerlerini kölelerine ve hizmetçi misillu ihtiyaçsız erkek tâbilerine açabilir. Caizdir bu.
Önce köleyi kadının babası, erkek kardeşi, amcası... gibi mahrem sayarlar yani kendisiyle evlenilmesi yasak. Sonra kadının, kölesine vücudunu açmasını caiz ilan ederler. Örneğin Süleyman Ateş ferman buyurur:
Malikesi, kölenin mahremidir (Ahzab 55). Ayette anılan mahremler, kadının her yerine bakabilirler (Nûr 31).
Dikkat! Ahzab 55'te anılan ma meleket eyman uhun Peygamber hanımlarının "dişi ve erkek köleler"idir (?). İşte onlar Peygamber hanımlarının her yerine bakarlarmış; caizmiş bu.
Tesettür uğruna Allah'ın Elçisi'ne ve "inananların anaları"na atılan şu iğrenç iftiraya bakın.
Ben bu “ahlaksız icazet“i okurken utanıyorum. Allah’ın dediği bu olamaz. Ahlaksız icazet çıkmaz O’ndan. Tesettürcülerin fesadı bu.
Allah’ın dediği ZİYNETLER takılardır. Örneğin kadının göğüslerini aşıp göbeğine uzanan altın zinciri. Kadın onu teninden uzaklaştırıp blüzünün üstüne takarak kendi yakın çevresinde bulunan kimselere açabilir. Caiz olan bu. Temiz olan bu.
*
“ihtiyaçsız erkek”ten kasıt nedir?
Ayetteki ziynetler her ne ise inanan kadının erkek tâbileri onlara ihtiyaç duymayan kimselerdir. Örneğin Emine Erdoğan Hanımefendi erkek korumalarının kendisine doğum günü armağanı olarak verdiği altın zinciri teninden uzaklaştırıp blüzünün üstüne takmak suretiyle onlara gösterebilir. Erkek korumaların o takıya ihtiyacı yoktur.
Öte yandan ziynetler, tesettür bid’atında öne sürüldüğü gibi, kadın vücudunun "adım adım zina"ya götüren yerleri ise o erkekler şehveten ihtiyaçsızdır.
Ama kocaman bir yalan bu. Çünkü ma meleket eyman da tıpkı o erkek hizmetçilerin konumundadır. Cinsel ihtiyaçsızlık onlar için şart koşulmamış; hizmetçiler için neden koşulsun?
Artı, hadislerde de yok o şart. Benim yukarda Süleyman Ateş’e yönelttiğim sorulardan biri bununla ilgiliydi:
Tefsirlerinizde inanan kadınların, onların erkek köleleri olduğunu açıkladığınız “ma meleket eyman uhun”a ziynetlerini açmasının caiz olduğunu belirtiyorsunuz. Mevdudi’nin** anlattığına göre de Hz Fatıma kölesinden utanınca Hz Peygamber, “Zararı yok; yalnızca baban ve kölen var!” demiş. Doğru olabilir mi bu; mümkün mü?
___________________________
**TEFHİMU’L KUR’AN, Nur 31, dipnot 44:
…bir defasında Hz Peygamber (s.a) kölesi Abdullah b. Müsa’de el-Fezarî ile kızı Hz. Fatıma’nın evine gider. O zaman Hz. Fatıma’nın üzerinde ayaklarını açıkta bırakan bir entari vardı; başını örtse ayakları, ayaklarını örtse başı açıkta kalıyordu. Hz. Peygamber (s.a) kızının utandığını görünce, "Zararı yok, yalnızca baban ve kölen var!" buyurdular. (Enes b. Malik’ten Ebu Davud, Ahmed, Beyhaki).
Anladık mı; Hz Fatıma erkek kölesini görünce ne yapmış?
(1)Açıktaki ayaklarını örtmüş entarisiyle.
(2)Ama başı da açıkmış; yoksa ayaklarını örtünce başı niye açılsın?
(3)Entarisiyle başını örtmüş…
Bir kadın entarisiyle başını örtmeye çalışırken nereleri açılırsa Hz Fatıma’nın oraları açılmış. Nereleri açılır? Kendiniz bir deneyin. Aynanın önünde entarinizle başınızı örtün. Nererleriniz açılıyor?
Hz Fatıma utanmış. Hz Peygamber, "Zararı yok; yalnızca kölen var!" buyurmuş.
Fesubhanallah. Bir ahlak abidesi (huluki'n azîm) olan Hz Muhammed, ailenin erkek kölesinin önünde sevgili kızının oralarını açmasını caiz ilan etmiş. Tesettür uğruna Allah'ın Elçisine ve onun kızına atılan şu iğrenç iftiraya bakın.
|