Yazanlarda |
|
muratmatrak Uzman Uye
Katılma Tarihi: 22 mart 2009 Yer: United Kingdom Gönderilenler: 132
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
selam
Allah'tan başka fetva makamı tanımıyorum. (KUR'AN)
altini cizerek hemde
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
MErhaba Simovic,
Dostum, bazı meseleler sormuştun. Ben de gerçekten acaba nasıl yapıyorlar bu sadece Meale tabi olanlar diye merak ettiğini düşünüp, cevaplamıştım kendimce, yaşamaya çalıştığım şekli ile. Bunlarda bir terslik var mı? Kurana veya Muhammed A.S. kesinlikle böyle değilde şöyle yapmıştır bu meselede diye bir uyarın.
Bykhan yazdı : Peygamber, "Benden Kur’an haricinde hiç bir şey yazmayınız. Kur'an'dan başka benden bir şey yazmış olan varsa onu derhal imha etsin. Benden bir hadis rivayet ediniz; bunun bir mahzuru yoktur; benim söylemediğim bir şeyi kim bile bile bana isnad ederse, cehennemdeki yerini hazırlasın.(Müslim, Zühd, Hanbel) demiştir...
Simovic yazdı: Eğer Allah dileseydi Elçisine hadis söyleme yetkisi vermezdi.Allahın dilediğini siz nasıl görmezden gelirsiniz.Asıl sorununuzun bu olduğunu düşünüyor.Formatları iyi çekmenizi diliyor ; Allah hepimize hidayet versin diyorum.Selamlar...
Dostum bu iki yazıyı kıyaslayabilir misiniz? Üzerinde düşünebilir misiniz?
Ve dikkat eder misiniz hadislerdeki formata hep Muhammed A.S. DEDİ Kİ, diye başlar, bu durum karşısında ŞÖYLE YAPTI Kİ diye başlar.
Ayetlere İLK muhatap olan Muhammed A.S. Buna burada kimsenin AÇIKTAN itiraz edeceğini sanmıyorum. Durum böyle iken, DE Kİ şeklinde tüm insalık için gelen vahylerden başka bir HÜKÜM verebilir mi resul, veya vahyle yasaklanmış bir şeyi helal, helal edilmiş bir şeyi yasak kılabilir mi?
(Kuds-i hadis ise gerçekten temiz düşünen kalpler için su götürmez bir saçmalık. Zira kuds-i hadis zaten Kuran'ın kendisi.)
Selametle,
|
Yukarı dön |
|
|
adalet Uzman Uye
Katılma Tarihi: 02 ekim 2006 Gönderilenler: 1195
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam Simoviç ve Baykhan,bir alimin sizin peygambere ait olduğunu ileri sürdüğünüz sözlerle ilgili açıklamaları şöyledir:
Abdullah
ibn Zübeyr, babası Zübeyr’e, “Neden sen de falan ve falanın, Allah’ın
Elçisi’nden hadis anlattığı gibi hadis anlatmıyorsun?” diye sormuş.
Zübeyr, “Çünkü ben, onun ‘Kim benim üstüme yalan atarsa ateşten yerine
hazırlansın’ dediğini duydum” demiştir. (Buhari, İlm: 38). Dikkat
edilirse Zübeyr’in rivayetinde, “kasten” sözcüğü yoktur. Demek ki bu
“kasten” kaydı sonradan sokuşturulmuştur ki, iyi niyetle hareket
edenler rahatça dillerini kullanma imkânını bulsunlar. Onlara göre
yaptıkları, kötü niyetle Peygamber’e yalan atmak değildir. İnsanları
onun dinine teşvik için iyi niyetle böyle yapmaktadırlar. İyi niyetle
olunca da kendilerine göre Peygamber’in sözlerine, bazı sözler
karıştırmakta bir sakınca yoktur. Bunu özellikle hikâyeciler ve vaizler
yapmışlardır. Aynı şey, bugünkü vaizler arasında da çok sık görülür.
Halka güya Peygamber’in sözlerini anlatan kürsüdeki adamlar, ne ayette
ne de hadiste olmayan bir sürü batıl şeyler söyler. Böylece hem
Peygamber’in üstüne yalanın daniskasını atarlar, hem de bu
konuşmalarından büyük sevap kazanacaklarını sanırlar.
Bilerek veya bilmeyerek olsun, Peygamber’in söylemediği bir sözü onun
üstüne atmak büyük vebaldir. İşte bundan dolayıdır ki büyük sahabiler,
hadis rivayet etmekten çekinmişler, bunu yasaklamışlar, Peygamber’den
bir söz anlatandan, sözünü tanıkla kanıtlamasını istemişlerdir.
Sıradan
her insan, ölmeden önce vasiyet eder veya yazdırır. Ama Peygamber,
sıradan bir insan değildir. Onun yazdıracağı sözler bütün müminleri
bağlar. Peygamber’in hastalığını düşünen Hz. Ömer, o ıstırap altında
yazdıracağı sözlerin, ümmet için zorlaştırıcı, bağlayıcı hükümler
taşıyabileceğini düşünmüş olabilir. Vahiy olmayan bu sözlerin, o zaman
için yararlı olsa bile sonsuza kadar yararlı olacağından kuşkulanan Hz.
Ömer, böyle bir vasiyyetin yazılmasına gerek görmemiş, “Bize Allah’ın
kitabı yeter” demiştir. Hatta rivayetten anlaşıldığına göre bunu
söyleyen yalnız Ömer değildir. Başka söyleyenler de vardır.
Sahabilerden kimi vasiyet yazılmasına taraf, kimi de karşı olmuştur.
Demek ki Ömer gibi kimi bilgin sahabiler, Allah’ın kitabı dışında
bağlayıcı din kaynağı görmemişlerdir. Doğrusu şudur ki Peygamber
döneminde hadis yazılmamıştır ve buna müsaade edilmemiştir.
Peygamber’den sonraya yazılı olarak sadece Kur’ân kalmıştır.
Peygamberimiz de Veda Hutbesi’nde bunu açıkça belirtmiş: “Size Allah’ın
kitabını bıraktım. Ona sarıldığınız sürece asla yolunuzu şaşırmazsınız.”
Gerçi bu hadise Sünnilerce “sünneti” ilavesi yapılarak “Allah’ın
kitabını ve benim sünnetimi bıraktım” şeklinde bir rivayet üretilmiş,
Şiilerce de Peygamber’in sözüne “Ve itreti ehl-i beyti: Soyum ve ev
halkım” sözü eklenmiştir ki ikisi de katmadır. Çünkü Peygamber
zamanında yazılmamış olan sünnetin bırakılması söz konusu olamayacağı
gibi Peygamber’in ev halkı da insanlara bırakılacak bir şey değildir.
Peygamber’in ümmete bıraktığı sadece Peygamber’in yazdırdığı Allah’ın
kitabıdır.
__________________ "Bir kavme olan kininiz sizi adaletten ayırmasın.."
|
Yukarı dön |
|
|
bykhan Katilimci Uye
Katılma Tarihi: 05 temmuz 2009 Yer: Turkiye Gönderilenler: 64
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Bismillahirrahmanirrahim
"Ey insanlar!
"Sözümü iyi dinleyiniz! Bilmiyorum, belki bu seneden
sonra sizinle burada bir daha bulusamiyacagim.
"Insanlar!
"Bugünleriniz nasil mukaddes bir gün ise, bu aylariniz
nasil mukaddes bir ay ise, bu sehriniz (Mekke) nasil
mübarek bir sehir ise, canlariniz, malariniz,
namuslariniz da öyle mukaddestir, her türlü tecâvüzden
korunmustur.
"Ashabim!
"Muhakkak Rabbinize kavusacaksiniz. O'da sizi yapti olayi
sorguya cekecektir. Sakin benden sonra eski
sapikliklara dönmeyiniz ve birbirinizin boynunu
vurmayiniz! Bu vasiyetimi, burada bulunanlar,
bulunmayanlara ulastirsin. Olabilir ki, burada bulunan
kimse bunlari daha iyi anlayan birisine ulastirmis
olur.
"Ashabim!
"Kimin yaninda bir emanet varsa, onu hemen sahibine
versin. Biliniz ki, faizin her cesidi kalidirilmistir.
Allah
böyle hükmetmistir. Ilk kaldirdigim faiz de
Abdulmutallib'in oglu (amcam) Abbas'in faizidir. Lakin
anaparaniz size aittir. Ne zulmediniz, ne de zulme
ugrayiniz.
"Ashabim!"
"Dikkat ediniz, Cahiliyeden kalma bütün adetler
kaldirilmistir, ayagimin altindadir. Cahiliye devrinde
güdülen
kan davalari da tamamen kaldirilmistir. Kaldirdigim ilk
kan davasi Abdulmuttalib'in torunu Iyas bin
Rabia'nin kan davasidir.
"Ey insanlar!
"Muhakkak ki, seytean su topraginizda kendisine
tapinmaktan tamamen ümidini kesmistir. Fakat siz bunun
disinda ufak tefek islerinizde ona uyarsaniz, bu da onu
memnun edecektir. Dininizi korumak icin bunlardan da
sakininiz.
"Ey insanlar!
"Kadinlarin haklarini gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan
korkmanizi tavsiye ederim. Siz kadinlari, Allah'in
emaneti olarak aldiniz ve onlarin namusunu kendinize
Allah'in emriyle helal kildiniz. Sizin kadinlar üzerinde
hakkiniz, kadinlarin da sizin üzerinizde hakki vardir.
Sizin kadinlar üzerindeki hakkinizi; yataginizi hic
kimseye cignetmemeleri, hoslanmadiginiz kimseleri
izininiz olmadikca evlerinize almamalaridir. Eger
gelmesine müsade etmediginiz bir kimseyi evinize
alirlarsa, Allah, size onlarin yataklarinda yalniz
burakmaniza ve daha olmasza hafifce dövüp sakindirmaniza
izin vermistir. Kadinlarin da sizin üzerinizdeki
haklari, mesru örf ve adete göre yiyecek ve giyeceklerini
temin etmenizdir.
"Ey mü'minler!
"Size iki emanet burakiyorum, onlara sarilip uydukca
yolunuzu hic sasirmazsiniz. O emanetler, Allah'in kitabi
Kur-ân-i Kerim ve Peygamberin (a.s.m) sünnetidir.
"Mü'minler!
"Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz! Müslüman
Müslümanin kardesidir ve böylece bütün Müslümanlar
kardestirler. Bir Müslümana kardesinin kani da, mali da
helal olmaz. Fakat malini gönül hoslugu ile vermisse
o baskadir.
"Ey insanlar!
"Cenab-i Hakk her hak sahibine hakkini vermistir. Her
insanin mirastan hissesini ayirmistir. Mirasciya vasiyet
etmeye lüzüm yoktur. Cocuk kimin döseginde dogmussa ona
aittir. Zina eden kimse icin mahrumiyet vardir.
Babasindan baskasina ait soy iddia eden soysuz yahut
efendisinden baskasina intisaba kalkan köle, Allah'in,
meleklerinin ve bütün insanlarin lanetine ugrasin. Cenab-
i Hakk, bu gibi insanlarin ne tevbelerini, ne de adalet
ve sehadetlerini kabul eder.
"Ey insanlar!
"Rabbiniz birdir. Babaniz da birdir. Hepiniz Adem'in
cocuklarisiniz, Adem ise topraktandir. Arabin Arap
olmayana, Arap olmayanin da Araap üzerine üstünlügü
olmadigi gibi; kirmizi tenlinin siyah üzerine, siyahin
da kirmizi tenli üzerinde bir üstünlügü yoktur. Üstünlük
ancak takvada, Allah'tan korkmaktadir. Allah yaninda
en kiymetli olaniniz O'ndan en cok korkaninizdir.
"Azasi kesik siyahî bir köle basinza amir olarak tayin
edilse, sizi Allah'in kitabi ile idare ederse, onu
dinleyiniz ve itaat ediniz.
"Suclu kendi sucundan baskasi ile suclanamaz. Baba,
oglunun sucu üzerine, oglu da babasinin sucu üzerine
suclanamaz.
"Dikkat ediniz! Su dört seyi kesinlikle yapmaycaksiniz:
Allah'a hicbir seyi ortak kosmayacaksiniz.
Allah'in haram ve dokunulmaz kildigi cani, haksiz yere
öldürmeyeceksiniz.
Zina etmeyeceksiniz.
Hirsizlik yapmayacaksiniiz..
"Insanlar Lâilahe illallah deyinceye kadar onlarla cihad
etmek üzere emrolundum. Onlar bunu söyledikleri
zaman kanlarini ve mallarini korumus olurlar. Hesaplari
ise Allah'a aittir.
"Insanlar!
"Yarin beni sizden soracaklar, ne diyeceksiniz?"
Saheb-i Kiram birden söyle dediler:
"Allah'in elciligini ifa ettiniz, vazifenizi hakkiyla
yerine getirdiniz, bize vasiyet ve nasihatta bulundunuz,
diye
sehadet ederiz!"
Bunun üzerine Resul-i Ekrem Efendimiz (S.A.V.) sehadet
parmagini kaldirdi, sonra da cemaatin üzerine cevirip
indirdi ve söyle buyurdu:
"Sahid ol, yâ Rab! Sahid ol, yâ Rab! Sahid ol, yâ
Rab!"
"Size iki emanet
burakiyorum, onlara sarilip uydukca yolunuzu hic
sasirmazsiniz. O emanetler, Allah'in kitabi Kur-ân-i
Kerim ve Peygamberin (a.s.m)
sünnetidir.Allah yaninda en kiymetli
olaniniz O'ndan en cok
korkaninizdir.Allah'a hicbir seyi
ortak kosmayacaksiniz. Allah'in haram ve dokunulmaz
kildigi cani, haksiz yere öldürmeyeceksiniz. Zina
etmeyeceksiniz. Hirsizlik yapmayacaksiniiz..
__________________ Gerçekken düş olanlara inananlar ancak düşten gerçeğini bulacak
|
Yukarı dön |
|
|
bykhan Katilimci Uye
Katılma Tarihi: 05 temmuz 2009 Yer: Turkiye Gönderilenler: 64
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Hz. Peygamber'in, hicri 10. yilda yaptigi Veda Hacci'nda
sayilari yüz on dört bini bulan haciya hitaben irad
ettigi hutbeDİR.
Rasûlüllah'a orada bu dinin tamamlandigi su âyet-i
kerimeyle müjdelendi:
"Ey Mü'minler, su küfreden müsrikler bugün dininizi
söndürmekten ümidlerini kesmislerdir. Artik bundan böyle
onlardan korkmayiniz; ancak benden korkunuz. Bugün
dininizi kemale erdirdim; ve size ihsan ettigim nimetimi
tamamladim. Din olarak da size Islâm'i seçtim"(el-Mâide,
5/3).
Dinin kemale erdirilmesine bütün Müslümanlar sevinirken
yalnizca Hz. Ebû Bekir ile Hz. Ömer, bunun, Hz.
Peygamber'in vefatinin yaklastigina delalet ettigini
anlamislar ve gözlerinden yaslar akmisti. Gerçekten de
bundan sonra Rasûlüllah seksen iki gün yasamis ve vefat
etmistir.
ANLADINIZ MI ?...100 BİN SAHABE .... NAKLEDİYOR...
ANLIYOR MUSUNUZ...YOKSA İNAD İÇİNDE EGONUN EN YÜKSEK
YERLERİNDE "ALLAH FETVA" makamıdır DEYİP FETVAYA
DEVAMMI.. SÜNNET YOK FETVASI....NAMAZ BÖYLE KILINIR
FETVASI... sonra ALLAH FETVA MAKAMIDIR... BÜTÜN GÜN FETVA
VERİN ŞU HADİS UYDURMA ŞU Mezhep bozma şu gitti HERKES
yamuk bir biz düz...CUMA namazına gittinmi hayır sebep
KURANDA ŞÖYLE YAZIYOR...ne yazıyor...CUMA NAMAZINA
GİTMEMİ ?....ÇOCUĞUNU sünnet yaptırcanmı HAYIR... neden
tirmizi buhari ibni mace bozuk ya onun adına bazıları
yazdı ise ise yaptı ise şu ise bu ise... vs...ÖNCE SÜNNET
SONRA KUR'AN...NE ZEKA...kim kaç kişi hangi okul icaset
nerden hocam KELAMla uğraşıyormuyoruz..yoo hadisi zaten
geçtik...arapça gramer, yooo arapça dilbilim yooo...peki
geleneksel arapça...oda yok...eee siz NE KADAR islami
siniz...MEALLER kadar...KİM MEALLEDİYSE ONUN
FORMATINDA..TADINDAN YENMEZ EDİP YÜKSEL, YAŞAR NURİ,
DİYANET ,,, senteze devam...gerçek NEREDE
saklandı..hadislerde yok meallerde kişiye göre
değişkenlik gösteriyor TEFSİRDE NEYMİŞ CANIM...ALLAH AKIL
FİKİR VERSİN NE DİYEYİM...
__________________ Gerçekken düş olanlara inananlar ancak düşten gerçeğini bulacak
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Amel defterinin buradaki gibi düzeltilemeyeceği o çetin günün azabından, alemlerin Rabbi olan Allah'a sığınırım.
Alim olan Allah EN doğrusunu bilir.
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Veda hutbesini 100 bin kişinin rivayet ettiği, mesnetsiz bir iddiadan başka bir şey değildir. Bu metni bir bütün halinde tek bir kişi dahi rivayet etmemiş. Zeten mümkün de değildir yüzbin kişinin aynı metni bir ağızdan çıkmış gibi aktarması. Metin derleme toplama bir metindir. Bu metin kütübi sitte dedikleri hadis külliyatında dahi yer almıyor. Veda Hutbesi dedikleri metin Kuran'ın önüne geçirilmiş, Kuran'ı gölgede bırakmış bir metin halini almıştır. Her kesin ondan bilgisi vardır. Kuran'a gelince her kes O'nun kapağına saygı duyar; hürmetle alır öper başına kor. Abdestsiz elini dokunmaz, belden aşağı düşürmez.. O kadar kapağına saygılıdır. İçinden de haberi yok.
Resulullah'ın bıraktığı iki şeyden birncisi Kitap elimizde, kime deseniz tam ve bütün halinde iki kapak arasında aynı kitabı size getirir gösterir. Peki bize bıraktığı ikinci kitap nerede? Kim yok etti? ne oldu, başına bir şey mi geldi? Allah'ın Resulü bıraktıysa kime bıraktı, kendisine bıraktığı şahıs veya şahıslar buna ne yaptılar? Kupkuru bir iddiadan öteye geçmiyor bu "size iki şeyi bıraktım" sözü. Uydurma, ispatı yok.
Muhabbetle.
|
Yukarı dön |
|
|
hasanoktem Admin Group
Katılma Tarihi: 10 eylul 2006 Gönderilenler: 2837
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
veda hutbesi ile ilgili uydurmalar
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
|
Yukarı dön |
|
|
bykhan Katilimci Uye
Katılma Tarihi: 05 temmuz 2009 Yer: Turkiye Gönderilenler: 64
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Sanrım yeni yüzeyde kalınmış ; gerçeği aramak
yerine KİŞİSELLİŞMİŞ gerçeği dikte etmek üzre TAĞUTa
girilmiş...
daha açık olalım İHLAS lı olalım İHSAN var ise
paylaşalım...
size kimsenin bir şey dediği yok...
sizin KİMSEYE birçok şudur budur diye BENCİLce KELAMdan
uzaklaşmış bir biçimde SEVGİsizce + SOĞUK boyutlarda
yaklaşımınız mevcut ki SİZDEKİ bu bilgi nin RAHMET
RAHMAN sıfatlarıyla donanmış ve aleme yansımış YARATICI
dan O 'na rağmen NE kadar uzaklaşmış olduğunuzun HANİF
kalplerde uyandırdığı HAYRETe SUBHANALLAH...VE böyle
olmadığım için KUR&AN VE SUNNET ayrılmazlığının idrakinde
olduğum için -ki o KUR'AN ALLAH-ın ELÇİSİNE inmiştir
ElhamdulliALLAH...onun hayatı hakkında siz hiç birşey
bilmiyorsunuz anlatmayacağım da zaten... Sizi RASULALLAH
ile tanıştırmak gibi ULVİ bir amacım yoktur...SEBEBİ İSE
bu MUHABBET işidir...
O'nun toplum hayatında amaçladığı hedefleri ve esas
aldığı ilkeleri sosyal hayatımızın temeline koymayı
ANLAMAlımıyız ?
O'nun şefkatini, merhametini, affediciliğini,
müsahamasını, kolaylaştırıcılığını, yardımseverliğini,
alçakgönüllülüğünü, fedakarlığını, vefakarlığını, , güler
yüzlülüğünü, dürüstlüğünü, sözüne sadakatini, hilmini,
cesaretini, cömertliğini, iktisadını, dünyanın geçici
menfaatlerine değer vermeyişini, zühdünü, şükrünü,
sabrını, azmini, sebatını, tevekkülünü, teslimiyetini,
cana yakınlığını, tatlı dilliliğini, inceliğini,
zerafetini, hayasını, temizliğini, vakarını, izzetini,
teennisini, yiğitliğini, emanete riayet etmesini elhasıl,
tamamını burada sayamayacağımız bütün güzel hasletlerini
içimize sindirip ona benzemeye çalışan karakter haline
getirmeyi hayat gayesi edinmelimiyiz?
ALLAHIN AYETLERİNİN insana BÜRÜNMÜŞ şekli YÜRÜYEN-KONUŞAN
KUR'ANı DİNLEMEMELİ...
siz yürüyen KONUŞAN kur'anlarımı dinlemeliyiz...TAĞUT...
__________________ Gerçekken düş olanlara inananlar ancak düşten gerçeğini bulacak
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Tağutlar ortada, yürüyen tağut çok... Dediklerine aynen katılıyorum; Allah'ın Resulü'nün her konuda örnekliğine aynen iman ediyorum. Allah'ın Resulü'nün yürüyen Kuran olduğuna da iman ediyorum şeksiz ve şüphesiz. Dediğim şu; Kitap ortada, Kitap'ta yürüyen Kuran'ı net bir şekilde görebiliyorum. Peki, "Sünnet" dediğiniz yürüyen kuran hani nerede? Niçin Kitap gibi muşahhas, mücessem, sınırları belli, başı ve sonu olan bir kitap/kaynak gösteremiyorsunuz? Her kes ne yapsın, her kes her kesin, tarifi tam yapılamamış, ne idüğü belirsiz, her kafadaki ağza göre farklılık arzeden sünnete mi iman etsin? Bu da TAĞUTÎLİK olmuyor mu??
Muhabbetle.
|
Yukarı dön |
|
|
|
|