Yazanlarda |
|
aliaksoy Uzman Uye
Katılma Tarihi: 05 subat 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 989
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
ibrahimim Yazdı:
Gerisi İsrailoğullarının "Bizim için Rabbine du'â et, onun ne olduğunu bize açıklasın." "Bizim için Rabbine du'â et, renginin nasıl olduğunu açıklasın." "Bizim için Rabbine du'â et, onun nasıl bir şey olduğunu bize açıklasın. Zira o inek bize (başka ineklere) benzer geldi. Ama Allâh dilerse mutlaka (emredileni yapmağa) yol buluruz." Demesi gibi� biz de gusletme, abdest alma, kıbleye yönelme, kıyam, kıraat, rükû, secde vb.. şeyler Kur�an�da açıklanmamış diyerek mazeret aramış olmayalım Allah korusun�
...
|
|
|
Selam İbrahimim;
Peki ne yapalım ? Kuran'da açıklanmamış ama bize illaki bunun detayı lazım deyip, hadislerden yahut tevatürden mi öğrenelim ?
Detay arayan biz miyiz, yoksa salatın şeklini tevatürden öğrenenler mi ?
Detay arayan biz miyiz, yoksa salatın ikamesi emredilmişse bunun illaki bir şekli vardır deyip şeklini, "müşriklerin zaten bildiği" , "Resulün içtihadı ile belirlediği" , mezhep imamlarının "süslediği" şeylerde arayanlar mı ?
Bu ayet kime delil teşkil eder ?
Allah salatı ikame etmeyi emretmiş ve salatın ne olduğunu Kuran'ın tüm ayetleriyle inceden inceye açıklamış diyenler mi teferruata sarılıyor, yoksa salatın nasıl ikame edileceğini Kuran'ın dışında arayanlar mı?
Muhabbetlerimle...
__________________ "(Onu size indirdik ki) <Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa indirildi, biz ise onların okumasından habersizdik (o Kitâpları okuyamıyor, dillerini anlayamıyorduk)> demeyesiniz."(En'am,156)
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
ANKEBUT/ 45 :
Kitaptan sana vahyedileni oku ve namazı da kıl. Çünkü namaz kötü ve iğrenç şeylerden meneder. Elbette Allâh'ı anmak, en büyük (ibâdet)tir. Allâh, ne yaptığınızı bilir. (ANKEBÛT/45) ( İbrahimim
Ankebut/45: “ Sana vahy olunanı oku/izle ve salatı ikame et! Çünkü salat, her türlü iğrenç ve kirli eylemlerden uzak tutar. Ve Allah’ın Zikr’i / size vahyedip sizi hatırlaması (sizin O’nu zikr etmenizden/ hatırlamanızdan) daha büyüktür. Ve allah sizin yaptıklarınızı biliyor.”
Bu ayetten şunları anlıyoruz:
1- Vahyi okumak/ izlemek, salatı ikame etmektir. Vahyi okumadan salat ikame edilemez.
2- Ancak Salat kesin olarak kötü eylemlerden uzak tutar.
3- Allah’ın Zikri, Allah’ın kullarına salatıdır.Kullarının salatı da Allah’ın Zikr’ini izlemeleridir.
4- Allah kullarının her yaptıklarını biliyor; Vahy’ine uygun davranıp davranmadıklarını takip ediyor, Kimin salatında dürüst, kimin dürüst olmadığının farkında olup karşılığını ona göre veriyor.
Bu ayetten, salatın namaz olmadığını anlıyoruz. Çünkü bildiğimiz namazın, asırlardır kılınmasına rağmen, kişiyi kötülükten alıkoyamadığını görüyoruz.. Bu bir gerçek. Namazın olmazsa olmazı kıyam, ruku ve secdedir (ayakta dikilip, eğilip, yere kapanmadır). Bunun kötülükten uzak tutacak ne gücü olabilir? Kuran’ı okuyup izlemektir sahibini kötülüklerden uzak tutan. Yani onun imanı , iman gücüdür onu kötü eylemlerde bulunmaktan alı koyan. İnsanlar Kuran okuyup O’na sıkı sıkıya bağlanmadan şirkten; fahşa ve münkerden uzak kalmaları mümkün olmaz.
“Utlu ma uhiye ileyke min-el-Kitabi ve eqim-es-Salate” : Sana vahy olunan Kitab’ı oku ve salatı ikame et!
Kitab’ı okumadan/anlamadan, O’nu izlemek O’na tabi olmak mümkün değildir.
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
MÜŞRİKLER NAMAZ KILIYOR MUYDU?
İbrahimim yazdı:
Kur’an nazil olduğu dönemde o toplum İbrahim’i geleneği yaşadığını iddia ediyordu tıpkı bugün Muhammed’i geleneği yaşadığını iddia ettikleri gibi… Bugün nasıl ki salatı ikameyle ilgili sorunlar (huşu-hudu, nitelik, niçin yapılıyor la ilgili bilinçsizlik, rekat sayısını artırarak yıldırmak, önüne ve arkasına yeni vakitler eklemek vs…) varsa… O zamanda vardı ve Kur’an onların (namaz kılıyor fakat yetimi itip kakıyor, yoksulu ve miskini doyurmaya teşvik etmiyor, bunların namazı dalga geçer gibi ıslık çalmak el çırpmak olarak tasvir edilmiş kınanmış ve) bozulan tarafları düzeltmeye gidilmiştir (temizlik, huşu-hudu, bilinçlilik, istikrar, sadece Allah’a yönelmek ve ondan istemek vb…) (İbrahimim)
Müşrik toplumun İbrahimi geleneği yaşadığını nerden biliyoruz? Kuran'ın, onların müşrik bir toplum olduğunu; daha önce babaları uyarılmamış bir kavim olduğunu tekrar tekrar üzerine basa basa söylemesinin ne anlamı var ozaman? Bunlar İbrahimi geleneğe sözde dahi bağlı idiyse, yeniden dirilmeyi neden bu denli garip, inanılmaz karşılasınlar?
Müşriklerin ozaman namaz falan kıldıkları yok. "Onların salatı / Rasul'ü/Vahy'i izleyişleri, O'nun insanlara ulaşmasına engel olmak içindi. Onların o dönemde namaz kıldıkları kuru sıkı bir iddiadan öteye geçmez. Çevirilerin doğru olduğunu düşünsek dahi, "onların salatı ıslık ve alkış"tan ibaret. Görüyoruz ki Vahiy onların namazını olduğu gibi bırakmış, hiç dokunmamış bile. Bozulan taraflar hangi taraflardır ki bozulan taraflarını düzeltmiş olsun. Kuran'ın söylediği , onların salatının hepsi, "ıslıkla alkış". Bunun nesini düzeltecek? Namazı sil baştan inşa etmesi gerekmez miydi?
"Namaz kılıyor fakat yetimi itip kakıyor, yoksulu doyurmuyor, Din'i yalanlıyor... Din Gününe inanmıyor..." Bu ne yaman çelişki!
"Sizi sakara /cehenneme sokan nedir? Dediler ki: "LEM NEKU MİN-EL-MUSALLİN/Biz namaz kılanlardan değildik ..." Bu çelişki değil de nedir?
Bir de ikide bir inek misali, önümüze getiriliyor. Bu misal, aslında Rasul'ün "ha şu ineği kesiverin!" dyecek kadar seçme hakkının olmadığına, tarafımızdan delil sunularak sunulabilirdi, ama biz bunu yapmıyoruz. Çünkü bunun başka hikmetinin de olabileceğini düşünüyoruz.
|
Yukarı dön |
|
|
ŞiaRıM-KuRaN Uzman Uye
Katılma Tarihi: 26 aralik 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 124
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam, salatı gereği gibi ikame edenlerin…
Amelini/işini doğru yapan, doğru olduğunu düşünerek samimiyetle yapanların…
Yaptığının yanlış olduğunu fark eder etmez vazgeçenlerin…
Takvalı olanların üzerine olsun.
Benim bu konudaki fikrim;
Gusül, abdest, teyemmüm…
Binek üzerinde normalin dışında kılma…
Savaş için sefer halinde (namazı) kısma ruhsatı…
Çocukların sabah namazından önce, yatsı namazından sonra odaya izinsiz girmemeleri emri…
Günün iki ucunda ve orta namaza devam…
Sarhoşken/bilinç kaybı halinde yaklaşmama… vb…
Ayrıca uygulamalı gelen tevatür… vs..
Benim için bunlar salatın bir yönüyle de fiili bir ibadet olduğuna delildir…
Ayrıca İbrahimim ve Bayboraya katılıyorum.
Saygılar…
baybora Yazdı:
Selam,
1. "Şekilsel Salât" olarak yorumladığım ayetler şunlardır;
5:6, 58, 2:238, 4:43,101,103, 11:114, 17:78, 24:58, 62: 9,10
2. "Kitab Halkından"
3. "Müslüman" gelenektende buna şahidlerim vardır.
Selam ve Dua ile,
rıdvan
|
|
|
__________________ ZÜMER-2739/27 Andolsun, biz bu Kur'an'da insanlara her türden örnekler verdik ki düşünüp öğüt alabilsinler.
|
Yukarı dön |
|
|
ibrahimim Uzman Uye
Katılma Tarihi: 17 ekim 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 506
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selamun aleyküm sevgili ŞiaRıM-KuRaN !
Bende sana yürekten katılıyorum…
ŞiaRıM-KuRaN Yazdı:
Selam, salatı gereği gibi ikame edenlerin…
Amelini/işini doğru yapan, doğru olduğunu düşünerek samimiyetle yapanların…
Yaptığının yanlış olduğunu fark eder etmez vazgeçenlerin…
Takvalı olanların üzerine olsun.
Benim bu konudaki fikrim;
Gusül, abdest, teyemmüm…
Binek üzerinde normalin dışında kılma…
Savaş için sefer halinde (namazı) kısma ruhsatı…
Çocukların sabah namazından önce, yatsı namazından sonra odaya izinsiz girmemeleri emri…
Günün iki ucunda ve orta namaza devam…
Sarhoşken/bilinç kaybı halinde yaklaşmama… vb…
Ayrıca uygulamalı gelen tevatür… vs..
Benim için bunlar salatın bir yönüyle de fiili bir ibadet olduğuna delildir…
Ayrıca İbrahimim ve Bayboraya katılıyorum.
Saygılar…
|
|
|
Selam ve dua ile,
__________________ Ey inananlar, Allah'tan korkarsanız O size iyi ile kötüyü ayırdedici bir anlayış verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allâh büyük lutuf sâhibidir
|
Yukarı dön |
|
|
iman Uzman Uye
Katılma Tarihi: 16 haziran 2006 Gönderilenler: 751
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
selam
yani ihtiyacı olana yazıyorum
alınmayın
ukalalık etmek değil niyetim, kusursa yaklaşımım
aldırmayın
namaz diye belirttiğimiz, mushafta salatı ikame diye geçen
ve bila istisna farkedilsede farkedilmesede
dünyaya gelen her şeyin kaçınamadığı tek şey
namaz
kabul olması için namazın
yahut salatla anlatılanın
şartlarını ortaya koyalım, yanlış anlamayalım
hadesten teharet
necasetten taharet
istikbali kıble
vakit şartıyla
niyet edilen
tekbir ile başlayan
kıyam
kıraat
rükü
secde
ve oturularak bitirilen
tartışılan ne?
bunu yapmak zorundamıyız?.. neden?
yapmak zorunda değilsin
yapmassan yaşayamassın
sabah namazının şehadetide buradan
uyandın demekki gelmiş vaktin
elindede değil uyanmak zaten senin
kalkmak zorundasın
yahut yatacaksın
işte niyet ettin
ayılamadığın için yatmaya
yahut rızkın için çalışmaya
işte kıblenide belli ettin
ya ayaklanacaksın besmeleyle
ya biraz daha sarınacaksın mırıldanarak örtüne
işte getirdin tekbiride
kıble ve niyete göre gerçekleşiyorsa ilmen bu dünyada vukuat
bu durumda avretin setreside ya esvap ya yorgan olacak
yeniden dünyaya gelirken vücudun kademe kademe
uyandı bilincin selam verirken çevrene
yahut gömüldün tekrar uykunun derinliğine
gerçeği terkedip rüyalarından uyanacağı güne
------------------------
insan hariç tüm canlılar
kafalarından bir şeyleri atmak ihtiyacı duymazlar
fıtratlarında yoksa necasete bulaşmazlar.
kalkmayı başardıysan uyandığından
hadesten taharet ettin demektir aklınlan
ilk yapacağın şey elini yüzünü yıkamak o zaman
varsayalım inat ettin
kaşınırken tenin
suya değsende değmesende vücudunu meshedeceksin
sonra ya karnın guruldayacak, bekliyor olacak mesain
kıyam içinde bulunduğun durumun
kıraat yapacaklarını umduğun
ya kahvaltının hayali, ya hesabı koşturacaklarının
fakat tavaya yağ koyacaksın veya asmadan üzümü koparmak lazım
arabaya bineceksin yahut anahtarı çevireceksin
sebeplerin gereğini yerine getireceksin, yani rüku edeceksin
çünkü başka türlü karnını doyuramassın
yattığın yerden dükkanı açamassın
secde biraz değişik
ya aklını kullanıp rızai ilahiden hamd ile tanışıp şükürle mesut olacaksın
ya ne yaptığının farkına varamayıp kafayı bi yerlere çarparak
kapaklanacaksın.
hemen ardından gelecek salat için soluklanırken mümin kardeşim neşeyle
secde ettiği yerde
neyin çarptığını kavramaya çalışacak adamım kafasında dönen yıldız ve
cikciklerle
işte sabah namazı eda edildi herkesin lisanı halince.
iki tane örnek verdim salat için fikrimce
kıyaslayarak gününüzü geçirin ya isyan ya ibadet ile
nereden bakarsanız bakın,
bilsede bilmesede insan her an yaratana taat halinde
gerek yok bunun için salatın mushaftan teferruat bilgisine
samimiyet yetiyor kuranda binler rekata bir vakitte
rüku ediyor her şey bir günde binler vakit eda edebilene
sevgiyle
|
Yukarı dön |
|
|
baybora Ayrıldı
Katılma Tarihi: 06 eylul 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 547
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam,
“Lê tudrikuhu’l- Ebsaru ve huve yudriku’l-Ebsar, ve huve’l-Latifu’l-Habîru.”(6:103)
“Ve mê kêne li beşerin en yukellimehullahu illê vahyen ev min verâi hicêbin ev yursile rasûlen fe yûhiye bi iznihi mê yeşê', innehu aliyyun hakîmun.”(42:51)
Abdurrahman beyin yazdıkları “italik”
1. “Namaz kılana göre, kişinin rabbı ile yaptığı bir görüşme, bir iletişim . Gerçekte ise bu kişinin kendisiyle yaptığı bir görüşmenin ötesine geçmez. Kişi hayalindeki rab iledir. Ve bu görüşmede yalnız kendisi vardır. Tasarlayan, konuşan (okuyan), dinleyen, davranışlarını ayarlayan ve yapan, zamanı belirleyen; giriş ve çıkışı, namazdaki süreyi istediği gibi tayin ve tespit eden sadece kendisidir. İnsiyatif devamlı ondedır, rabbın hiçbir mudahalede bulunmamaktadır. Kişi kendi başınadır bu eyleminde. Fail kendisidir, ikinci bir şahıs bulunmamaktadır, karşısında olduğunu düşündüğü rabbi tamamen pasif durumdadır.
Ohalde kişinin bire bir tek başına, tabiri caizse kendi kendisiyle yaptığı bir görüşme için randevu vaktine neden ihtiyaç olsun. Her şeyiyle sizin ayarladığınız, hep sizin kontrolunuzda olan bir namazın vaktini neden Allah belirlesin? Allah ne diye size randevu versin? Allah her zaman ve her yerde gören ve işitendir. O her yerde her an bulunandır. Siz ne vakit hazırsanız namazın vakti o vakittir. Zaman ve mekana muhtaç olan sizsiniz. Zmanını siz belirliyorsunuz. “Namazımı kaçırdım, vaktinde kılamadım, vaktinde kılınmayan namaz kabul olmaz....” gibi sözler size saçma gelmiyor mu ? Namazı kaçırmak Allah’ı yerinde bulamamak değil midir?.
Namazınızın mikatını Allah belirlemez. Görüşme isteği sizdendir, O’ndan değil. Siz seçtiği rasulü değiliz ki size randevu versin.Allah, Rasülleri aracılığı ile kullarıyla iletişim kurar; salatta bulunur.”
Benim kiler “bold”:
Abdurrahman bey yukarıdaki yazdıklarınızın “çok önemli” olduğunu düşünüyorum heba olmasın diyerek bir de ben vurgulamak istedim. El Hakk, yazdıklarınız doğrudur.
Size bir ilave “es-Selamu aleyke eyyuhennebiyyu” üçüncü bir özne demektir.
Sonuç olarak “tekrar belirteyim” ben “formel salâtım”da yazdıklarınıza uymuyorum.
“De ki: “O (hilaller), insanlar ve hac için vakit ölçüleridir. (Bakara: 189)”
“Sonra onlara, "İnsan Şabat Günü için değil, Şabat Günü insan için yaratıldı" dedi.” (Markosa göre İncil, 2: 27)
2.
Ankebut/45: “ Sana vahy olunanı oku/izle ve salatı ikame et! Çünkü salat, her türlü iğrenç ve kirli eylemlerden uzak tutar. Ve Allah’ın Zikr’i / size vahyedip sizi hatırlaması (sizin O’nu zikr etmenizden/ hatırlamanızdan) daha büyüktür. Ve allah sizin yaptıklarınızı biliyor.”
“1- Vahyi okumak/ izlemek, salatı ikame etmektir. Vahyi okumadan salat ikame edilemez.
2- Ancak Salat kesin olarak kötü eylemlerden uzak tutar.
3- Allah’ın Zikri, Allah’ın kullarına salatıdır.Kullarının salatı da Allah’ın Zikr’ini izlemeleridir.
4- Allah kullarının her yaptıklarını biliyor; Vahy’ine uygun davranıp davranmadıklarını takip ediyor, Kimin salatında dürüst, kimin dürüst olmadığının farkında olup karşılığını ona göre veriyor.
Bu ayetten, salatın namaz olmadığını anlıyoruz. Çünkü bildiğimiz namazın, asırlardır kılınmasına rağmen, kişiyi kötülükten alıkoyamadığını görüyoruz.. Bu bir gerçek. Namazın olmazsa olmazı kıyam, ruku ve secdedir (ayakta dikilip, eğilip, yere kapanmadır). Bunun kötülükten uzak tutacak ne gücü olabilir? Kuran’ı okuyup izlemektir sahibini kötülüklerden uzak tutan. Yani onun imanı , iman gücüdür onu kötü eylemlerde bulunmaktan alı koyan. İnsanlar Kuran okuyup O’na sıkı sıkıya bağlanmadan şirkten; fahşa ve münkerden uzak kalmaları mümkün olmaz.
“Utlu ma uhiye ileyke min-el-Kitabi ve eqim-es-Salate” : Sana vahy olunan Kitab’ı oku ve salatı ikame et!
Kitab’ı okumadan/anlamadan, O’nu izlemek O’na tabi olmak mümkün değildir”
Ben yine belirteyim yukarıdaki yazdıklarınıza “el-Hakk” doğrudur diyeceğim.
Fakat yine belirteceğim ki,
a. İnformal Salât: 24:41
b. Formal Salât: 5:6
Yine “tesbih” ve “Secde” için aynı ayrımı yapabiliriz diye düşünüyorum.
“Kötü emsal, emsal olmaz” derler.
Hassasiyetlerinizi paylaştığımı “formal/şekilsel salât” ilgili meselede sizinle aynı düşünmediğimi belirtmeliyim.
Selam ve Dua ile,
Rıdvan
__________________ Tanrı'ya inanan adam olmak kolay, ve fakat Tanrı'nın inanacağı adam olmak zor!
|
Yukarı dön |
|
|
baybora Ayrıldı
Katılma Tarihi: 06 eylul 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 547
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam,
Ali (aksoy)
Aşağıdaki “alıntı” metinlerde;
“Ahmed Baydar”a ait (seninle bu vesile ile yazışmıştık);
“Bu durumda salat etmenin, yönelmek, izlemek ve arka çıkmak anlamı açığa çıkmış olur. İlk dönem sözlükleri de bunu doğrular.”
“Yıl, bin dört yüz doksan dört. Tokatlı matematikçi Molla Lütfi, bir konuşmasında Hz. Ali’nin bedensel acıyı bile unutturan bir namazını hatırlatarak “Esas namaz odur, sizinki ise yatıp kalkmaktır” dediği için idam edilir.
“Salât-iman girişini ve salât-iman kardeşliğini gereği gibi takdir edebilmek ise ancak şimdiki hayatın bir oyun ve eğlence olduğunu anlamakla mümkün olur.”
“İlk müfessirlerden kimileri, vahiy bağlamında zikredilen bazı “salât”ların Kur’ân demek olduğunu açıkça beyan etmişlerdir. (İsrâ 17/107-110, Ankebût 29/45, Bkz. Taberî)”
“Bu ayetlerde Kur’ân yerine salât denmiş olmasının sebebi ise, izlenmesi gereken özelliğini öne çıkarmaktır. Aslında bu, tıpkı kuşların kevni vahyi izlemelerine salât denmiş olması gibi, nebevi vahyi izlemeye de salât demekten ibarettir.”
“Meselenin daha iyi anlaşılması için vahyin, Kitab, zikir ve Kur’ân” yakınlaştıran, bunlara bir de salâtı ekleyen ve hatta birini diğerinin yerine kullanan genel üslubunu hatırlamak yeterlidir.”
“Çünkü dinde izlenmesi gereken elçiler olsa da, onların da izlediği vardır ve bu sadece vahiydir. Zikir, kitap, ilim, hüda, sebil, din ve millet de bu cümledendir. (En’âm 6/50, Mü’minûn 23/71, Kasas 28/49, Bakara 2/38,120, Ra’d 13/37, Gâfir 40/7, Âl-i İmrân 3/73, Nisâ 4/125)”
“Vahiy, belirlemeler yapmasıyla kitap lakin bilgilerimizi hatırlatmasıyla zikirdir. Tebliğ edilen cihetiyle vahye Kur’ân dense de bilinçlendirmesi yönüyle ilim denir. Sorumluluklar yüklemesiyle din, fakat yol edinilmesiyle sebîl olur. Doğruya götürmesiyle hüdâ fakat izlenmesi gereken özelliği ile de salât olmaktadır.”
“Tıpkı heva ve hevesini izleyen toplumun Şuayp peygambere itirazlarındaki salât gibi:
“Salâtın mı, atalarımızın taptıklarını terk etmemizi veya mallarımızda dilediğimizi yapmamamızı emrediyor sana?” (Hûd 11/87)
Atalarımızın taptıklarını terk etmemizi veya mallarımızda dilediğimizi yapmamamızı, ardına düştüğün kitabın mı emrediyor sana? Müfessirler kelimenin bununla birlikte din anlamına gelme ihtimaline de işaret ederler. Bu durumda salâtı izlemeyenler heva ve heveslerine uymak zorunda kalacaklar demektir:
“Onların ardından bir güruh halef oldu, salâtı zayi ettiler ve şehvetlerini izlediler.” (Meryem 19/59)
Bu ayetteki salât üzerine de –geleneğe rağmen- düşünmemizi gerektiren birkaç nokta vardır. Bunlardan birisi, ayetin öncesinde vahye, sonrasında da tövbeye yapılan vurgudur. Bu vurgu, zayi etmenin inkar etmek anlamına geldiğine, zayi edilen şeyin de vahiyle ilgilisi olduğuna, ayrıca zayi etmenin ancak iman ve amelle telafi edilebileceğine işaret etmektedir.
Tekfir için kullanılabileceğinden, buradaki salâtı daraltan bir anlam toplumsal sıkıntıları da beraberinde getirecektir. Maalesef böyle de olmuştur.”
“Evet, izlenmesi cihetiyle vahyin adı salât, hatırlatması nispetiyle de zikirdir. Zikri Allah indirmiş ve onu korumayı da kendisi üstlenmiştir. (Hicr 15/9) Ama bu korumanın sebebi, zikrin kullar tarafından yaşanacak olmasıdır. Bu nedenle Allah’ın hıfzı, kullarının elinde gerçekleşmelidir.
Kullar vahyi yazar, hıfzeder, okur ve tebliğ ederler. Böylece vahyin metni ve telaffuzu korunmuş olur. Buna bir de uygulamanın eklenmesi gerekir. Böylece anlam da korunacaktır. Nitekim Kur’ân, bazı peygamberlerin Tevrat’la hükmettiğini, ulemanın da onunla hükmederek korumakla yükümlü olduklarını söylemiştir. (Mâide 5/44)
Salâtı korumayı konu edinen ayetlerdeki koruma, acaba bazılarının dediği gibi vakitli salâtları kaçırmamak için acele etmek veya onlara devam etmek midir? Yoksa Kur’ân dilindeki salat sözcüğü kapsamında ne varsa onu hıfz ve himaye etmek midir?”
““Salâtları muhafaza edin ve vusta salâtı ve Allah için kanit olarak durun.”
Demek ki muhafaza ancak "kanit" bir "kıyam"la mümkündür. Salavâtın muhafazası, izlenmesi gereken ayetlerin ve bu ayetlerde zikredilen can alıcı aile hukukunun, vakitli salavâtta kıraatiyle muhafazasıdır. Nitekim sonraki ayette şöyle denir:
“Eğer korku halinde iseniz yaya veya süvari giderken de (durun). Güvene erdiğinizde ise bilmediğiniz şeyleri size öğrettiği gibi Allah’ı zikredin.”
İmdi sen eğer samimi isen, kimi zaman muhaliflerini ölümle cezalandırmış olan siyasi mezheplerin ilk nesline bakıver. Düşman kardeşler bile vakitli salâtta ve onun her şartta kalıcı ve değişmez tek öğesinin kıraat olduğunda ittifak ettiler.”
Sanırım yeterli,
Allah hocamın ilmini ziyade ettsin
Selam ve dua ile,
__________________ Tanrı'ya inanan adam olmak kolay, ve fakat Tanrı'nın inanacağı adam olmak zor!
|
Yukarı dön |
|
|
ŞiaRıM-KuRaN Uzman Uye
Katılma Tarihi: 26 aralik 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 124
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
SELAMUNALEYKUM
ALLAH DOĞRUYU BULMAK İÇİN YOLA ÇIKANLARI MUTLAKA DOĞRU YOLA KAVUŞTURACAKTIR.
Değerli Aliaksoy,Haktansapmaz ve şekilsel salat yoktur diyen kardeşlerim
Aşagıdaki iki farklı ayette secde kelımesı geçiyor bunları yorumlarmısınız?
Secdenin ve rükunun kelime anlamı: tam bir saygı göstermek, teslimiyet, itaat etmek, boyun eğmek vb.. demektir.
7/Araf/143 “…ve harra musa saıka…” “…Ve Musa baygın vaziyette yere kapandı…”
38/Sad/24 “…harra rakiav ve enab.” “… rüku ederek yerlere kapandı ve (Allah'a) yöneldi.”
17/İsra/107 “…yehırrune lil ezkani sücceda.” “…çeneleri üstü secdelere kapanıyorlar."
17/İsra/109 “Ve yehırrune lil ezkani yebkune ve yezıdühüm huşua.”
“Ağlayarak çeneleri üstüne kapanırlar ve Kur'ân onların derin saygısını artırır.”
Hz Musa bayılınca yere eğilip düşüyor, Hz Davut ise ibadet tazim için Rabbine istiğfar edip eğiliyor.
Demek ki Musa a.s ayette korkudan yere kapanıyoken Davut a.s af dılemek için şekılsel yere kapanıyor.
NOT: Ayrıca KURAN’DA SALAT NAMAZ MIDIR??? konu başlığı altında yazılan tum yazıları hemen hemen okudum.Şekilsel salatın var olduğunu Kurandan delillendiren üyelerin hiçbirine Kurandan cevap verilememiştir.Burdada maalesef aynı.Ayetler,tarihten örnekler,tevatür uygulamalar sıralanıyo.Yanıt sadece yorum.Yada neden şeklı kuranda yazmıyo sorusu.
Tarihte Hz.Ali şehit edilişi,Hz.Ömerin şehit edilişi,Mescitlerin varlığı,Bilal Habeşinin ezan okuyup namaza çağırması,müşriklerin namaz kılması,yahudilerin ,hristiyanların ve geçmişteki peygamberlerin namaz kılması v.s v.s en önemlisi sayısız ayetler saymakla bitmez.
Sayısız ayet,Sayısız Tarihi kaynak,Ehli kitapta namaz,Daha nerden örnek istiyoruz anlamıyoruım.
Sözlerimi bir ayetle tamamlıyorum.bu ayetıde yorumlarsa şekilsel salat yok dıyenler memnun olurum.
2/200 Gerekli ibadetlerinizi bitirdiğinizde yine Allah'ı anın.Tıpkı atalarınızı andığınız gibi, hatta daha kuvvetli bir anışla.İnsanlardan bazısı şöyle der: "Ey Rabbimiz, bize dünyada ver." Böylesi için ahirette bir nasip yoktur.
SELAM VE DUA İLE...
__________________ ZÜMER-2739/27 Andolsun, biz bu Kur'an'da insanlara her türden örnekler verdik ki düşünüp öğüt alabilsinler.
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam Şiarım-Kuran,
"NOT: Ayrıca KURAN’DA SALAT NAMAZ MIDIR??? konu başlığı altında yazılan tum yazıları hemen hemen okudum.Şekilsel salatın var olduğunu Kurandan delillendiren üyelerin hiçbirine Kurandan cevap verilememiştir.Burdada maalesef aynı.Ayetler,tarihten örnekler,tevatür uygulamalar sıralanıyo.Yanıt sadece yorum.Yada neden şeklı kuranda yazmıyo sorusu." (Şiarım-Kuran)
İnsafınız kurumasın, yazdığımız onlarca yazı, onlarca ayet meali Kuan’dan değil de, Kuran’a dayanmıyor da, nedir ya, neye dayanıyor? Hepsi yorumdur diyorsunuz. Bütün çeviriler yorumdan başka bir şey midir? Salatı namaz diye çevirmek zorlama yorum değil de nedir? Secdeye secde, rukuya ruku, mescide mescit, kıyama kıyam...demek yorum bile değilken yorumdan bahis abes kaçmaz mı? Nerede kıyam, ruku, secde, mescid...görüp oraya bir parantez açıp yanı başına “namaz”ı koyuvermek, ikide bir tabiri caizse Allah’ı dürtüp, “koca ihtiyar yine namazı unuttun” dercesine Allah’a hatırlatmada bulunmak... sora da Kuan’dan ispat diyeceksiniz!! Namazı Kuran’dan bulabilselerdi hala yahudilerin ,nasaranın duasını,; süryanilerin, keldanilerin, mecusilerin namazını/duasını delil diye örnek gösterirler miydi? “Şekilsel salatın var olduğunu Kuran’dan delillendiren üyelerin hiçbirine Kuran’dan cevap verilememiştir.” cümleniz, herşeyi net bir şekilde ortaya koyuyor zaten. Konuya ne kadar taraf olduğunuzu anlatmaya yeterli olup aslında başka söze gerek dahi yoktur.
Şekilsel namazı Kuran’dan mı delillendirmişler? Pes doğrusu. Kuran’ın neresinde şekilsel namaz anlatılıyor? Namazın şeklini / resmini çizen ayetleri göstererek bir kere de siz çiziverin de bir daha görelim bakalım namaz hangi ayetlerle şkillenmiş... Namazın şeklini Kuran’dan çizen olmadı şimdiye kadar bunca üstelemelere rağmen. Her kes, çocukluğundan beri çevresinden gördüğü ve kafasına kazılmış olan şablonu namaz diye çiziyor. Namaz, Kuran’a o kadar yüksekten düşmüş olacak ki baş, kol ve bacakları mesabesindeki ana organları bir birinden binlerce km. uzağa düşmüş, ana gövde ile hiç biri yan yana dahi nerede ise düşmemiş!...Ufak parçaları da tamamen toz olmuş, rüzgar savurmuş!..
“Tarihte Hz.Ali şehit edilişi,Hz.Ömerin şehit edilişi,Mescitlerin varlığı,Bilal Habeşinin ezan okuyup namaza çağırması,müşriklerin namaz kılması,yahudilerin ,hristiyanların ve geçmişteki peygamberlerin namaz kılması v.s v.s en önemlisi sayısız ayetler saymakla bitmez.” (Şiarım-Kuran)
Dediğiniz hadiseler, Dediğimiz salatta, bir salat toplantısında vukuu mümkün olamaz mı? Niden ısrarla salata namaz diyorsunuz?
“ Sayısız ayet,Sayısız Tarihi kaynak,Ehli kitapta namaz,Daha nerden örnek istiyoruz anlamıyoruım.” (Şiarım-Kuran)
Başka hiçbir yerden örnek falan istemiyoruz, Yalınız Kuran’dan istiyoruz. Hem öyle sayısız ayet de istemiyoruz, bir tek ayet de bizim için yeterlidir. Yeter ki “ Namazı kılın ve zekatı verin...” deyip geçmeyiniz. Bunu, “iki takla atın ve rahatınıza bakın”, şeklinde tanımlasalardı namaz ve zekatı, namaz ve zekat böyle bilinmeyecek miydi?
“ 2/200 Gerekli ibadetlerinizi bitirdiğinizde yine Allah'ı anın.Tıpkı atalarınızı andığınız gibi, hatta daha kuvvetli bir anışla.İnsanlardan bazısı şöyle der: "Ey Rabbimiz, bize dünyada ver." Böylesi için ahirette bir nasip yoktur.” (Şiarım-Kuran)
Buradaki “menasik”, ta’lim olundukları temizlenme olmaz mı? Örneğin: “Neseke-s-sevbe = “Ğaselehu ve tahherahu” : “Elbiseyi yıkadı, tertemiz etti.” İnsanlara şunu demiş olamaz mı: “Burada Elçiyi dinleyip, kabul edip temizlendikten sonra, bunları unutup/terk edip babalarınızın yoluna tekrar sakın dönmeyesiniz, daha önce babalarınızın yoluna uyduğunuz gibi Allah’ı/ uyarılarını unutmayın, O’nu aklınızdan bir daha çıkarmayın” demiş olamaz mı?
Sorduğunuz ayetlerdeki secdeye dair cevabı bir sonraki iletide sunacağım inşaallah.
OT: Ayrıca KURAN’DA SALAT NAMAZ MIDIR??? konu başlığı altında yazılan tum yazıları hemen hemen okudum.Şekilsel salatın var olduğunu Kurandan delillendiren üyelerin hiçbirine Kurandan cevap verilememiştir.Burdada maalesef aynı.Ayetler,tarihten örnekler,tevatür uygulamalar sıralanıyo.Yanıt sadece yorum.Yada neden şeklı kuranda yazmıyo sorusu. (Şiarım-Kuran)
İnsafınız kurumasın, yazdığımız onlarca yazı, onlarca ayet meali Kuan’dan değil de, Kuran’a dayanmıyor da, nedir ya, neye dayanıyor? Hepsi yorumdur diyorsunuz. Bütün çeviriler yorumdan başka bir şey midir? Salatı namaz diye çevirmek zorlama yorum değil de nedir? Secdeye secde, rukuya ruku, mescide mescit, kıyama kıyam...demek yorum bile değilken yorumdan bahis abes kaçmaz mı? Nerede kıyam, ruku, secde, mescid...görüp oraya bir parantez açıp yanı başına “namaz”ı koyuvermek, ikide bir tabiri caizse Allah’ı dürtüp, “koca ihtiyar yine namazı unuttun” dercesine Allah’a hatırlatmada bulunmak... sora da Kuan’dan ispat diyeceksiniz!! Namazı Kuran’dan bulabilselerdi hala yahudilerin ,nasaranın duasını,; süryanilerin, keldanilerin, mecusilerin namazını/duasını delil diye örnek gösterirler miydi? “Şekilsel salatın var olduğunu Kuran’dan delillendiren üyelerin hiçbirine Kuran’dan cevap verilememiştir.” cümleniz, herşeyi net bir şekilde ortaya koyuyor zaten. Konuya ne kadar taraf olduğunuzu anlatmaya yeterli olup aslında başka söze gerek dahi yoktur.
Şekilsel namazı Kuran’dan mı delillendirmişler? Pes doğrusu. Kuran’ın neresinde şekilsel namaz anlatılıyor? Namazın şeklini / resmini çizen ayetleri göstererek bir kere de siz çiziverin de bir daha görelim bakalım namaz hangi ayetlerle şkillenmiş... Namazın şeklini Kuran’dan çizen olmadı şimdiye kadar bunca üstelemelere rağmen. Her kes, çocukluğundan beri çevresinden gördüğü ve kafasına kazılmış olan şablonu namaz diye çiziyor. Namaz, Kuran’a o kadar yüksekten düşmüş olacak ki baş, kol ve bacakları mesabesindeki ana organları bir birinden binlerce km. uzağa düşmüş, ana gövde ile hiç biri yan yana dahi nerede ise düşmemiş!...Ufak parçaları da tamamen toz olmuş, rüzgar savurmuş!..
“Tarihte Hz.Ali şehit edilişi,Hz.Ömerin şehit edilişi,Mescitlerin varlığı,Bilal Habeşinin ezan okuyup namaza çağırması,müşriklerin namaz kılması,yahudilerin ,hristiyanların ve geçmişteki peygamberlerin namaz kılması v.s v.s en önemlisi sayısız ayetler saymakla bitmez.” (Şiarım-Kuran)
Dediğiniz hadiseler, Dediğimiz salatta, bir salat toplantısında vukuu mümkün olamaz mı? Niden ısrarla salata namaz diyorsunuz?
“ Sayısız ayet,Sayısız Tarihi kaynak,Ehli kitapta namaz,Daha nerden örnek istiyoruz anlamıyoruım.” (Şiarım-Kuran)
Başka hiçbir yerden örnek falan istemiyoruz, Yalınız Kuran’dan istiyoruz. Hem öyle sayısız ayet de istemiyoruz, bir tek ayet de bizim için yeterlidir. Yeter ki “ Namazı kılın ve zekatı verin...” deyip geçmeyiniz. Bunu, “iki takla atın ve rahatınıza bakın”, şeklinde tanımlasalardı namaz ve zekatı, namaz ve zekat böyle bilinmeyecek miydi?
“ 2/200 Gerekli ibadetlerinizi bitirdiğinizde yine Allah'ı anın.Tıpkı atalarınızı andığınız gibi, hatta daha kuvvetli bir anışla.İnsanlardan bazısı şöyle der: "Ey Rabbimiz, bize dünyada ver." Böylesi için ahirette bir nasip yoktur.” (Şiarım-Kuran)
Buradaki “menasik”, ta’lim olundukları temizlenme olmaz mı? Örneğin: “Neseke-s-sevbe = “Ğaselehu ve tahherahu” : “Elbiseyi yıkadı, tertemiz etti.” İnsanlara şunu demiş olamaz mı: “Burada Elçiyi dinleyip, kabul edip temizlendikten sonra, bunları unutup/terk edip babalarınızın yoluna tekrar sakın dönmeyesiniz, daha önce babalarınızın yoluna uyduğunuz gibi Allah’ı/ uyarılarını unutmayın, O’nu aklınızdan bir daha çıkarmayın” demiş olamaz mı?
Sorduğunuz ayetlerdeki secdeye dair cevabı bir sonraki iletide sunacağım inşaallah.
|
Yukarı dön |
|
|
|
|