Yazanlarda |
|
Mircan Uzman Uye
Katılma Tarihi: 25 agustos 2005 Yer: Turkiye Gönderilenler: 1277
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
ismail2 Yazdı:
naci celik Yazdı:
Harika bir fetva.Kahramanı tebrik etmek lazım.Çağın önemli bir sorununu hemencecik çözü verdi.
Hayatında,bir bakkal dükkanı çalıştırmamış,iki müslümana iş vermemiş,devlete vergi,ssk ya muhtasar ödememiş,ömrü eviyle,fakülte arasında geçmiş,zavallı ve klasik bir ruhban,ancak böyle bir fetva verebilirdi.
Çünkü adam hipnoz halde,kendisini hala Hz.Ömer devrinde zannediyor.Dünyanın değiştiğinin,dünyaya,temeli faize dayanan kapitalist bir sistemin hükmettiğinin farkında bile değil.
Allah bu dini,bu tür ruhbanların temsiliyetinden korusun.
Selam ile.
|
|
|
Merhaba Naci Bey,
Yazarin hangi görüslerini elestiriyorsunuz ?
|
|
|
Selam İsmail,
Naci Bey yazarın görüşünü değil,cümlelerindende net olarak anlaşıldığı gibi yazarın kendisini eleştiriyor.Aslında bu yazıyı tuzak olarak alıntalıdım bakalım Hayrettin KARAMAN ismini gören kimler tepki gösterecek diye.Açıkça görüldü ki fikir değil,şahıs yada kurumlar eleştiriliyor.Kurtulalım artık bu önyargılarımızdan ne olur...
Sevgilerimle
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Evet arkadaşlar.Benim hayrettin karaman ve onun gibi,görevi ilahiyat veya din adamı olan,sözüm ona aydın müslümanlara,şahsı kızkınlığım,hatta şahsi düşmanlığım var.Çünkü onlar hiç bir zaman görevlerini yapmadılar yapamadılar.Bu zavallı milletin bütçesinden aldıkları maaşlarla,hep fildişi kulelerinde yaşadılar.
Bu memlekette,Dindar insanların inançları ile alay edilirken,müslüman halkın değerleri çiğnenirken,bu adamlar karakola bile düşmemişlerdir.
Kur"an,"Rızık bakımından kiminizi kiminize üstün kıldık,üstün kıldıklarımız,ellerinin altında bulunanlara rızıklarını vermiyorlarki,onda müsavi (eşit) olsunlar."Nahil Suresi...derken,12 Eylül öncesi,bu ülkenin 5000 genci,kominizmin onlara vadettiği,göya eşitlik ve adalet adına öldüler,öldürüldüler.
Bilhassa,son 30 yıldır,hükümet ve yöneticilerin ürettikleri eflasyon bataklığında millet boğulurken,bu gerizekalı zavat,hep faizin haram olduğunu söylemişlerdir.Topyekün milleti inim inim inleten faize sebeb olan,eflasyon canavarını görmemişlerdir,görememişlerdir.Çünkü,körü körüne tabi oldukları beremen mızıkacıları (rivayetler,hadisler,icma ve içtihadlar,meshepler) onları sihirledi,onlarda ,sizi ve tüm toplumu sihirledi.
Neden,en yakınınızdaki bankadan,yıllık %5 faizle borç para almıyorsunuzda,komşunuza,akrabanıza veya haci mehmet efendiye el açıyorsunuz? Bunu hiç düşündünüz mü? Düşünmediniz tabii.Çünkü Hayrettin Karaman ve onun gibi fosilleşmiş aydınlar,sizi aydınlatamadı.
Birileri,yüksek enflasyon,dolayesiyle yüksek faizlerle topyekün miiletten topladığı paraları,sivil,asker ve bürokratlardan oluşan,bir avuç mutlu azınlığa aktardılar.Siz ise,süründünüz,hala sürünüyorsunuz ve bu kafa ile gittiğiniz müddetce de sürünmeye devam edeceksiniz.
Hem,siz bu konulara,banka,faiz,ekonomi,niye giriyor ve beni de kızdırıyorsunuz? Camilerimiz açık,günde beş vakit ezan okunuyor,herkes göğsünü gere gere,ben müslümanım diyebiliyor,daha ne istiyorsunuz? Nankörler:)
Selam ile.
|
Yukarı dön |
|
|
Mircan Uzman Uye
Katılma Tarihi: 25 agustos 2005 Yer: Turkiye Gönderilenler: 1277
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam Naci Bey,
Konumuz faizdi ama...
Yinede samimi itirafınız için size teşekkür etmek istiyorum.Gerçi durup durup Hayrettin KARAMAN ismini duyunca bir anda sahneye çıkmanın nedeni başka türlüde açıklanamazdı:)
Bu arada aşağı size ait olan paragrafı anlayamadım.Lütfen biraz daha açabilirmisiniz?
Neden,en yakınınızdaki bankadan,yıllık %5 faizle borç para almıyorsunuzda,komşunuza,akrabanıza veya haci mehmet efendiye el açıyorsunuz? Bunu hiç düşündünüz mü? Düşünmediniz tabii.Çünkü Hayrettin Karaman ve onun gibi fosilleşmiş aydınlar,sizi aydınlatamadı.(naci çelik)
|
Yukarı dön |
|
|
Mircan Uzman Uye
Katılma Tarihi: 25 agustos 2005 Yer: Turkiye Gönderilenler: 1277
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
BANKACILIK TEFECİLİK DEĞİLDİR
Selam,
Kur'anın indiği dönemde riba ile ilgili ayetleri okuyan insanlar ne anladılar.Şüphesiz o dönemde şimdiki gibi kurumsal faaliyet gösteren finans kuruluşları yoktu.O zamanın insanları çevrelerinde dolaşıp "al sana bir gümüş lira verirsin bana bir altın lira" diyen ve tefeci olarak tabir edilen insanlarda uzak durulması gerekliliğini anladılar.Aslında onlarda uzak durulması gerektiğini daha cahiliye araplarıda biliyordu.Bir kere pençelerine düşüp neyi var neyi yok kaybeden bir çok örneğe kendileride bizaat şahit olmuşlardı.Yinede sapkınlığın diz boyu,yardımlaşmanın 0 olduğu bir ortamda hayatta kalmak için birçoğunun başka alternatifi yoktu.
Ve islamiyet ribayı yasakladı.Sadece vermeyi değil almayıda yasakladı.Öyle ya alan olmazsa veren nasıl olacaktı...Muhtemelen dönemin insanları artık faizle para alamayacaklarsa zor zamanlarında ihtiyaçlarını nasıl karşılayabileceklerini düşündüler.Yardımlaşma,güzel biçimde borç verme ayetleri onların bu sorularını tamamıyla karşılıyordu.Parayı fizyolojik ihtiyaçlarının ikamesinde kullanan bu insanlar eminim ihtiyaç fazlası birikimlerini düşünmeden/sorgulamadan paylaştılar.Böylesi mikro ölçekli bir ekonomik yapıda bu oldukça uygulanabilirdi.İhtiyacı olana sen yardım edecektin,bir gün senin ihtiyacın olunca da başkası sana.Zaten topu topu kaç kişilerdi ki?
Peki günümüz makro ekonomisine bu kuralları nasıl uyarlayabiliriz.Büyük ölçekli yardım kuruluşları bunu bir ölçüde gerçekleştirebilir.Yinede onların imkanları sınırlıdır ve yardım için gerçek ihtiyaç sahipleri belirlenir.Birçoğumuz gibi barınacak yeri olan,açlık gibi sorunu olmayan standart yaşama sahip insanların bu tip kuruluşlardan yardım olması mümkün değil belkide doğruda değil.Peki biz toplumsal olarak istihdamı nasıl sağlayacağız.Kaynakları maksimum olarak reel sektöre yönlendirerek.Yani ihtiyaç fazlası değere sahip olanlar bunu güvenilir bir kuruma aktaracak.Bu kurum(lar) da profesyonel değerlendirme yaparak bu kaynağı reel sektöre aktaracak.İşte bu noktada bankaların önemi ortaya çıkıyor.Bankalar ekonomi için gerekli kurum ve kuruluşlardır.Doğru kullanıldığında hayatımız kolaylaştırır, örneğin sadece verdikleri bir kart ile cebimizdeki bir yığın kirli kağıt yığınından kurtarır,zor günlerde can simidi gidi yetişirler imdadımıza.Ama batıksanız yada batmak üzereyseniz zor durumdan çıkmak için sadece karşıdan yardım bekliyorsanız ve buna güvenip dalgalar karşısında kulaç atmayı bırakmışsanız o yardım eli geldiğinde muhtemelen ya ölmüş yada telafi mümkün olmayan derece hasar görmüştür bedeniniz.
Bankaları ben ilaca benzetiyorum.Uygun dozda alınırsa hayat kurtarır fazlası ise öldürür.
Toparlayacak olursak bankalar acımasız tefecilerden oldukça farklıdır.Tefeci size para verir karşılığında para yada ödeyemezseniz ipotek ettirdiğiniz malınızı alır.Onun dışında hayatınızı kolaylaştırmaz size hizmet vermez.Normal şartlarda yapamayacağınız bir çok hizmete aracılık etmez.Bu nedenle bankaları modern tefecilik olarak nitelendirmek doğru değil.Eğer böyle olsaydı hala ortalıkta dolaşan binlerce tefeci olmazdı.
Nedense toplumumuzda şu tip sakat bir düşünce tarzı vardı.Bankaya borçlandı borcunu ödeyemedi zalim banka herşeyini aldı.Alacak tabiki niye almasın sen bir tahaddütte bulunmuşsun oda sana istediğin imkanı sağlamış,sana hizmet vermiş.Suçlu bu şartları yerine getirmeyip,sözünde durmayan veya taşıyamayacağı yükün altıan giren ve kolaya kaçan mı yoksa BANKA mı?
DEVAM EDECEK...
NOT:Bu konu üzerine bir müddet daha yazmayı düşünüyorum.Okuyucuyu sıkmamak adına uzunca bir yazı yerine,kısa parçalar halinde yazmayı uygun gördüm.Arada sorular gelirse memnuniyetle cevaplandırız inşaAllah.
Sevgilerimle
MİRCAN
|
Yukarı dön |
|
|
Mircan Uzman Uye
Katılma Tarihi: 25 agustos 2005 Yer: Turkiye Gönderilenler: 1277
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam,
Katılım Bankalarının murabaha sistemine şu şekilde bir itiraz gelmişti.Katılım Bankası satıcıdan malı peşin alırken malı direk kendi üzerine geçirmez,bir dönem bunu yapıyorlardı.Ancak kredi süreci uzadığından ve bu işlemin bankaya ciddi bir maliyeti olduğundan bu uygulamadan vazgeçildi.Şu an (leasing işlemi dışında) satıcıdan mal sözlü vekaletname ile alınıyor,tapu satışı,noter satışı yapılmıyor yada fatura kestirilip mal değişimi yapılmıyor.Bu uygulamanın Kur'ana uygun olmadığı doğru değildir.Katılım Bankası satıcıdan malı peşin alır.Bu nedenle yazılı bir akit yada resmi mal değişimi yapılmasına gerek yoktur.
BAKARA 282
Ey iman sahipleri! Belirli Bir süre için birbirinize borç verdiğinizde onu yazın, Aranızda bir yazıcı adaletle yazsın. Yazıcı, Allah'ın kendisine öğrettiği şekilde yazmaktan kaçınmasın, yazsın. Borç altına giren kişi de onu kayda geçirtsin ve Rabb'inden korksun da borcundan hiç bir şey eksiltmesin. Borç altına giren, aklı ermez yahut zayıf-çaresiz biri ise yahut yazdırmaya gücü yetmiyorsa, velisi adaletle yazdırsın. Erkeklerinizden iki kişiyi de tanık tutun. Eğer iki erkek yoksa rızanızla kabul edeceğiniz tanıklardan bir erkek ve iki kadın gerekir. Bu, kadınlardan biri şaşırırsa/unutursa ötekisi ona hatırlatsın diyedir. Tanıklar, çağırıldıklarında çekimser davranmasınlar. Küçük veya büyük, borcu, süresine kadar yazmaktan üşenmeyin. Böyle yapmanız Allah katında adalete daha yakın, tanıklık için daha sağlam, kuşkuya düşmemeniz için daha elverişlidir. Ancak aranızda döndürüp durduğunuz tamamen peşin bir ticaret söz konusu ise onu yazmamanızda sizin için Bir sakınca yoktur. Karşılıklı alış-veriş yaptığınızda da tanık bulundurun. Yazıcıya da tanığa da zarar verilmesin. Böyle bir şey yaparsanız bu, kendinize kötülük olur. Allah'tan korkun. Allah size öğretiyor. Allah, her şeyi en iyi biçimde bilendir.
Sevgilerimle
|
Yukarı dön |
|
|
iblissavar Uzman Uye
Katılma Tarihi: 06 subat 2007 Gönderilenler: 363
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Mircan yazdı: "Nedense toplumumuzda şu tip sakat bir
düşünce tarzı vardı.Bankaya borçlandı borcunu ödeyemedi zalim banka
herşeyini aldı.Alacak tabiki niye almasın sen bir tahaddütte
bulunmuşsun oda sana istediğin imkanı sağlamış,sana hizmet vermiş.Suçlu
bu şartları yerine getirmeyip,sözünde durmayan veya taşıyamayacağı
yükün altıan giren ve kolaya kaçan mı yoksa BANKA mı?" Burada sapla saman birbirine karıştırılıyor.Hem diyorsunuz bu iş kar-zarar ortaklığı,hem de diyorsunuz banka enayimi? Burada büyük bir hile yapılıyor.Asıl paranın sahibi kişi,bankaya diyorki,al bu paramı bana para (pardon kâr!)kazandır.O da alıyor parayı,iş yapmak isteyene de diyorki alayım senin yerine makinalarını ama ben müşterime para(pardon kâr!) kazandıracağım,yoksa batarım,bu nedenle makinanı az tuzluya mal edeceğim. İster istemez alıyor müteşebbisimiz bu kazık(!)makinaları ama aradan bir müddet geçiyor,piyasa durgun,mal üretse elinde kalıyor,üretmese dağ gibi borcu var.Ne yapayım ne edeyim derken bakmışsın katılımcı bankamızın taksitlerini ödemekte gecikmiş,ikide bir hani bizim paralar diyorlar. Adam batmak üzere ve umurlarında değil.kardeşim diyorlar biz de müşterimize zamanında kar payı(!) vermek zorundayız.Sen de amma beceriksiz çıktın,almasaydın makinalarımızı deyip adamın donuna varıncaya kadarvarını yoğunu alıpdaha fazla zarar etmeden(!)müşterileinin parasını kurtarıyorlar. Hani iş kâr-zarar ortaklığına dayalıydı?Mal aldığınız adam zaten güvendiğiniz biriydi,sıradan biri değildi.Kar-zararın asıl unsurunu görmezlikten gelerek nasıl bir kar-zarar ortaklığı oluşturuluyordu böyle..?Burada kar-zarar unsuru parayı işletecek olan kişiye değil,banka ile mudisine endekslenip uyanıklık yapıyorlar,nasılsa piyasada gönüllü av(!) çok.. Veyl olsun kitaptan olmayanı,bu kitaptan deyip dillerini eğip bükenlere..
__________________ ŞEYTANDAN VE ONUN EVLİYASINDAN KAÇINMANIN EN İYİ YOLU,ŞEYTANA KÜLAHINI TERS GİYDİRMEKTİR!
|
Yukarı dön |
|
|
Mircan Uzman Uye
Katılma Tarihi: 25 agustos 2005 Yer: Turkiye Gönderilenler: 1277
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam İblissavar,
Basit bir ortaklık istemini bile anlayamamışken sana Katılım Bankalarının işleyişi nasıl anlatacağım bilmiyorum.Sistemin anlaşılması için vermiş olduğum 3 kişilik örneği tekrar incelemeni tavsiye ederim.
Hadi anlaman için biraz daha basitleştireyim.Örneğin sende para çok ama ticari zeka yok.Bende bu işlerden anlayan zeki bir adamım (aman nolursun alınma,terside olabilir).Sen bana diyorsun ki “Ya Mircan sende kafa zehir gibi,ee benimde bir miktar param var babadan dededen kalma,bu işlerden de anlamam.Ortak bir iş yapalım beraber kazanalım yada kaybedelim” Sen veriyorsun parayı bana bende gidip 100 YTL’ye mal alıyorum.100 ytl senin parandı.Müşteri geliyor dükkana benim 100 ytlye aldığım mala talip oluyor.Diyorum ki 110 ytl,çok para diyor tek seferde ödeyemem.İyi diyorum sen üzme tatlı canını taksitle ödersin.Kredi kartın varmı World kartta 5 taksit,5de o veriyor al sana 10 taksitJ Ama bu şekilde olursa bankanın taksit için benden kestiği %17 komisyonu eklerim,yoksa zarar ederim.Bana ya evet al kredi kartımı,ekle bankanın komisyonu diyecek yada benim kredi kartım yok senet yapalım yada çek vereyim sana.Sen yine vade farkını üzerine ekle diyecek.Bende malı 1 yıl vadeli 120 YTL’ye 12 eşit taksit halinde satıyorum.Ve aramızda sözleşme imzalıyoruz.Müşterimiz malı aldı gitti.
A-Parayı Öderse:Vade sonunda net karımızın %80’ini İblissavar ortağıma veriyorum.(Esasında senle ortak olmaktan Rab’bime sığınırım).İblissavarın gözleri parlıyor ve parayı alıyor.Bu örnekte ne oldu İblissavarla kar-zarar ortağı olduk.O parayı verdi bense emeğimi.Benimde payım %20 olmuş oluyor.
Bu işlem dinimizce uygunmudur?
B-Para Ödenmezse:Müşteri senetleri ödemedi.Bizim pek tabi aaa ticaret bu zarar ettik.Hadi kapatalım İblissavar dükkanı ve bir kenarda oturup ağlayalım mı dememiz gerekir.Yoksa tahsilatı gerçekleştirmeye çalışmamız mı.Kaldı ki müşteri bizim kar zarar ortağımız değil,biz sadece İblissavarla kar-zarar ortağıyız.Elbette hukuki yollardan paramızı almaya çalışacağız.Bunu gerçekleştiremezsek (ki bankalarında tahsil edemediği alacakları vardır) işte bu bizim ticaretten kaynaklanan zararımızdır.
Arkadaşlar!!! İçimizde ticaretle uğraşan arkadaşlar olduğunu biliyorum.Ve bu arkadaşların hepsinin dolabında bir kanuni takip dosyası var.Her birinin alacaklarının tahsili için tutmuş olduğu avukatı var.Kimse zararı sineye çekmiyor elinden gelip hiçbirşey yapamazsa anca o zaman üzerine bir bardak soğuk su içiyor.Ne olur birşeyi eleştirirken önce kendimizden başlayalım.
iblissavar Yazdı:
Burada kar-zarar unsuru parayı işletecek olan kişiye değil,banka ile mudisine endekslenip uyanıklık yapıyorlar,nasılsa piyasada gönüllü av(!) çok.. |
|
|
Kar-Zarar ortaklığının tanımı zaten budur.Siz nasıl bir ortaklık öngörüyorsunuz.Biri parayı versin,öbürü malı alıp birine satsın,malı alan parayı öderse kar olsun,ödeyemezse/yada kötüniyetli olup ödemezse zarar olsun öyle miJ J J
Son olarak İblissavar yukarıda başlamış olduğum “Bankacılık Tefecilik Değildir” yazımda şu ana kadar sadece bankaları anlattım,onların yaptığıda tefeciliğe girmez demek istedim.Katılım Bankalarına ise daha sonra geleceğiz.Öncelikle bankacılık sisteminin bizim için olmazsa olmaz yönünü kabul edeceğiz daha sonra bu sisteme ilahi hükümler nasıl entegre edilebilir onu tartışacağız İnşaAllah.
|
Yukarı dön |
|
|
iblissavar Uzman Uye
Katılma Tarihi: 06 subat 2007 Gönderilenler: 363
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
S.Mircan, Sen istediğin kadar iş anlayan bankacı havalarına gir,sonuçta senin yaptığın birileri kazansın diye tokmakçılık yapmaktan başka birşey değil.Oysa örneğimi önyargısız okuyan herkes ne demek istediğimi anladı.Anlaman için konuyu daha olumlu yönden aktarayım: Eğer mudi ve katılım bankası,kar-zarar ortaklığında samimi iseler en azından şöyle yapabilirlerdi:Aracı banka, mudi ile iş yapacak adamı buluşturup "bak arkadaş bunda para var,sende iş kabiliyeti,gelin birlik olun bu parasını versin,sen de işini yap birlikte hareket edin,sonuçta Allah ne verdiyse paylaşırsınız,bana da sizin birbirinize düşmenizi önleyecek yasal dayanakları sağlamak düşer,verin bana danışmanlık ücretimi "deyip az bir karla aradan çıkabilirdi. Ama böyle yapınca pek kazanamayacakları için işi şark kurnazlığına döküp örtülü faiz yoluyla özellikle gariban işletmeciyi iliklerine kadar sömürüyor,bir de utanmadan bundan sevap bekliyorlar.Yani hem manileri artıp cepleri doluyor,hem de ahiretteki hesaplarına,şakşakçı ulema sayesinde, bol sevap yazılıyor!!! Oh ne ala mualla, sizi paklar ancak musalla, gelince o büyük hesap günü, Afalla bakalım afalla.
__________________ ŞEYTANDAN VE ONUN EVLİYASINDAN KAÇINMANIN EN İYİ YOLU,ŞEYTANA KÜLAHINI TERS GİYDİRMEKTİR!
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Sevgili Mircan.
Size faizle ilgili fetvamı verdim ama siz anlamadınız.Ben size böbreklerimin iflas ettiğini,hiç iş görmediğini söylüyorum,siz ise yüzümdeki sivilceleri soruyorsunuz.
Tıpkı,Hayrettin Karaman ve din adamlarının yaptığı gibi yapıyorsunuz.Evimizin ortasında kocaman bir çöp yığını dururken,siz,sivri sinek savar cihazları ile,sivri sineklerden pek ala korunabileceğimizi,korunmamız gerektiğini söylüyorsunuz?
Bana göre,adına ne denirse densin,müteşebbüslere faizle para veren,vatandaşlara kredi kartı dağıtan bütün kurumların kazandığı para haramdır,zıkkımdır.
Parasını dövizde,altında veya gayrimenkulde tutanların kazandığı parada haramdır zıkkımdır.
Tekel olmanın veya koca bir mahallenin veya köyün tek bakkalı olmanın avantajindan yararlanarak para kazanmakta haramdır zıkkımdır.
Ürettiği mal veya hizmete,enflasyonu dikkate almadan zam yapanların kazandığı parada haramdır zıkkımdır.
Ancak,avrupalardaki bankalardan,yıllık %4-5 faizlerle para kullanmak veya kullandırmak,sadece helal değil,aynı zamanda sevap"tır da.
Türkiye"deki banka faizleri yıllık %5 olsa,Türkiyeli müteşebbüsler,Türkiye"yi şaha kaldırır,herkesin işi olur,herkes insanca yaşama imkanına kavuşur.
Selam ile.
|
Yukarı dön |
|
|
Mircan Uzman Uye
Katılma Tarihi: 25 agustos 2005 Yer: Turkiye Gönderilenler: 1277
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
naci celik Yazdı:
Sevgili Mircan.
Size faizle ilgili fetvamı verdim ama siz anlamadınız.Ben size böbreklerimin iflas ettiğini,hiç iş görmediğini söylüyorum,siz ise yüzümdeki sivilceleri soruyorsunuz.
Tıpkı,Hayrettin Karaman ve din adamlarının yaptığı gibi yapıyorsunuz.Evimizin ortasında kocaman bir çöp yığını dururken,siz,sivri sinek savar cihazları ile,sivri sineklerden pek ala korunabileceğimizi,korunmamız gerektiğini söylüyorsunuz?
Bana göre,adına ne denirse densin,müteşebbüslere faizle para veren,vatandaşlara kredi kartı dağıtan bütün kurumların kazandığı para haramdır,zıkkımdır.
Parasını dövizde,altında veya gayrimenkulde tutanların kazandığı parada haramdır zıkkımdır.
Tekel olmanın veya koca bir mahallenin veya köyün tek bakkalı olmanın avantajindan yararlanarak para kazanmakta haramdır zıkkımdır.
Ürettiği mal veya hizmete,enflasyonu dikkate almadan zam yapanların kazandığı parada haramdır zıkkımdır.
Ancak,avrupalardaki bankalardan,yıllık %4-5 faizlerle para kullanmak veya kullandırmak,sadece helal değil,aynı zamanda sevap"tır da.
Türkiye"deki banka faizleri yıllık %5 olsa,Türkiyeli müteşebbüsler,Türkiye"yi şaha kaldırır,herkesin işi olur,herkes insanca yaşama imkanına kavuşur.
Selam ile.
|
|
|
Selam,
%4-5 faiz helaldır aktır paktır ama %25 olunca tü kakadır,haramdır,zıkkımdır ha.Lütfen bir Kur'an talebesi olarak referans ayeti veriniz de biz öğrenelim ve hemen tevbe edelim önceki sakat düşüncelerimizden dolayı.
Ticaretle uğraşıyorsun ve bana kalkıp faiz oranları konusunda adaleti anlatıyorsun.Yahu sayın naci çelik,piyasa faiz oranları neye göre belirlenir?Gecelik repo oranlarının bir dönem inanılmaz rakamlara çıkmasının,mevduta faiz oranlarının %100 leri geçtiği dönemlerde bu durumun sebebi neydi???
Şimdi bankalar insafamı geldilerde kredi oranlarını düşürdüler?Sevgili Naci,banka %100 faizle kredi veriyorsa %90 faizle mevduat topluyordur.Bugünde farklı değil aradaki makas hemen hemen aynı.Kaldıki bankalar faizlerin düşmesine rağmen karlılıklarını her geçen sene artırıyorlar.
Faiz oranları enflasyonun çok üstünde değil,enflasyon geriledikçe fazi oranlarıda gerileyecek.Fakattt bu durumda faiz oranı 1 bile olsa müteşebbis sandığınız kadar rahat edemeyecek:) Tüccarlar sever aslında enflasyonu..
Neyse çok teknik konulara girmeyelim konumuz bu değil ama Nacicim hem ticaretle uğraşıp bankalarla flört edip hemde ona buna çamur atma, milletin yediğini içtiğini haram,zehir,zıkkım olarak niteleme...
Son olarak iblissavarın kişisel garezini yansıttığı soruları cevaplamama kararı aldım.Yoksa bir adım bile yol katedemeyeceğiz.Bu kangreni kolu kesmeden nasıl tedavi edebiliriz bunun üzerine kafa yormaya, iyi niyetli arkadaşların soru ve önerileriyle devam edeceğim inşaAllah.
Sevgilerimle
|
Yukarı dön |
|
|
|
|