Yazanlarda |
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Sevgili Mircan.
Galiba bu konu sizin özel ilgi alanınıza giriyor.Herhalde konuyla ilgili ciddi bir araştırma yapıyorsunuz.
Bana göre,konu tek boyutlu bir konu değildir.Bundan önceki ilrtilerimde,konuya iki ayrı boyutuyla dikkat çekmeye çalıştım.Konuya,şimdi de,başka bir boyuttan yaklaşmaya çalışacağım.
Sevgili Mircan.
Bana göre,Türkiye"de faizlerin yüksek oluşunun birinci sebebi,bankalar ve devletin,daha doğrusu zalim siyasi otoritenin bankalar politikasından kaynaklanmaktadır.
Eğer bir ülkenin bankaları,mudilerinden topladığı mevduatlarla ayakta duruyorsa,o ülkede,ne faizler istenen,daha doğrusu olması gereken seviye ye iner,ne de enflasyon düşer.Yani Türkiye"de paraya bankalar değil,bankalara para veren mudiler hükmediyor.Böyle olunca da,faizlere de mudiler hükmetmiş oluyor.Çünkü bankaların öz kaynakları çok yetersiz,bundan dolayı paraya bankalar değil,bankalara para veren mudiler hükmediyor.
Bunu gidermenin tek yolu,Türk bankalarını güçlendirmektir.Türk bankalarını güçlendirmenin iki yolu var.
1.Ya Türk bankaları dünya"ya açılacak.Yani yabancılar Türkiye"de istediği kadar banka kurabilecek,kurulu bankaları satın alabilecek.Ki bu yol Türkiye de kapalı.Çünkü,yabancı bankalar,Türk bankalar piyasasının,en çok % 25"ine sahip olabilir ve bu yasal teminat altına alınmıştır.
2.Ya da bankaların,çok paralar kazanıp, güçlü sermaye"lere ulaşması beklenecek.Ki bankalar,parayı ve faizleri kendileri kontrol edebilsinler.
Türkiye de bu ikinci yol tercih edilip,uygulamaya konulmuştur.Bu şartlar da,türk bankaları,ancak 50 yıl sonra olması gereken noktaya gelebilir.Bu da demektir ki,Türk halkı,en az 50 yıl daha bankalara çalışacak,yani türk halkı,50 yıl daha sürünecek.Siyasi otorite,bu durumu seslendirmiyor ki,halk uyanmasın.Hükümetlerde,siyasi otorite korkusuna,yani darbe korkusuna,bu duruma ses çıkartamıyor.
Gel gör ki,şimdi siz bile,bankalar yabancıların eline geçecekse,biz sürünelim daha iyi diyeceksiniz ama,ben öyle düşünmüyorum.Siyasi otorite,halkına güvenmediği için,bankaların yabancıların eline geçmesini istemiyor.Çünkü o zaman güç,bankalara ve bankaların para verdiği halkın eline geçecek.Bu durumda,siyasi otoritenin halkın güdümüne girmesi gerekecek.Ama siyasi otorite halka güvenmiyor ki,güdümüne girsin.İşte,bana göre türkiyenin asıl sorunu bu.
Konuya sonra devam edelim.Ancak,önce bu tesbitlerde anlaşmamız lazım.
Selam ile.
|
Yukarı dön |
|
|
Mircan Uzman Uye
Katılma Tarihi: 25 agustos 2005 Yer: Turkiye Gönderilenler: 1277
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam Naci,
Siz devam edin lütfen, tespitlerde sonradan topyekün anlaşırız inşaAllah.
Lütfen şimdiden baskı yapmayın bana,çünkü gerçekten konuyu nereye ggötüreceğinize dair ciddi kaygılar taşımaktayım.
Sevgilerimle
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Sayın Mircan.
Niye kaygılanıyorsun? Ben,konuyu nereye getirirsem getireyim.Senin faiz anlayışınla örtüşmeyecek her sonucun,yanlış olduğunu söyleyeceksin.
Akşam eve gidince size Kur"an"dan hareketle cevap vereceğim.Ancak önceden bazı açıklamalar yapmam gerekiyor.
1.Türkiye ve Türk ekonomisi dünya"ya hakim bir ekonomi değil.Dünya"ya,başını belli güçlerin çektiği,faize dayalı bir ekonomik model hakimdir.Ve bu model kaçınılmaz olarak türkiye"ye de hükmetmektedir.Bu şartlar altında,bizim,yani başta din adamları olmak üzere,Türkiyeli müslümanların yapabileceği tek bir iş var.O da şudur.Söz konusu modelin,Türkiye de,olabileceği kadar,en adil bir şekilde uygulanmasını istemektir.Ben,enflasyona onun için dikkat çektim.Tüm Türkiye,günde 10 vakit namaz kılsa,Türkiye de faizler düşmez.Ancak din adamları ve müslümanlar öncülüğünde,günde beş vakit sokaklara çıkılıp,"ENFLASYONU DÜŞÜRÜN,FAİZLERİ İNDİRİN" pankartları taşısa,Türkiyede faizler,en makul orana,kısa sürede iner.
Ancak,enflasyonun inmeside öyle kolay değil.Enflasyonun inebilmesi için,yatırım ve üretimin çok arttırılması gerekir.Bunun içinde sermaye gerekir.Türkiyede sermaye yok.Sermayeyi nereden bulacağız.Şimdi anlıyormusun,derin devlet ve sözüm ona milliyetcılerin,neden yabancı sermaye düşmanlığı yaptığını? Türkiye de faizler düşmesin,böylece vatandaş ta sürünmeye devam ettsin.Devam etsin ki,başını kaldırıpta kendilerinden hesap soramasın.
Şu an ki durumumuz budur.Şimdi sen veya herhangi bir müslüman,bana,ben bu şartlar altında iken,ki bu şartları ben hazırlamadım,ben kendimi bu şartlar içinde buldum,faiz alabilir veya verebilir"miyim.
,diyorsun. Bunun cevabını,son iletimde,akşam vereceğim.
Selam ile.
|
Yukarı dön |
|
|
Mircan Uzman Uye
Katılma Tarihi: 25 agustos 2005 Yer: Turkiye Gönderilenler: 1277
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam,
Konunun siyasallaştırılmasına karşıyım aslında bu nedenle söylediklerinize kaçamak cevap verdim.Benim asıl ilgilendiğim konular Kur'andaki riba nedir,bugünkü bankacılık sistemi gerçekten birilerinin dediği gibi tefeciliğin modern versiyonumudur? Bankacılık neden bizim için gerekli bir sistemdir? Bankacılık sistemine ilahi hükümleri nasıl entegre edebiliriz? Bu sorularının cevabını hep birlikte bulma adına sesli düşüncelerimi paylaşıyorum sizlerle.
Konuya bu doğrultuda girerseniz müzakeremize devam edeceğiz inşaAllah ve yine Allah'ın izniyle arada fırsat buldukça "Bankacılık Tefecilik Değildir" konu başlıklı yazı dizime devam edeceğim...
Tabiri caizse Naci Bey,sadede gelelim lütfen:)
Sevgilerimle
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Sayın Mircan.
Bankacılık sisteminin Kur"an açısından konumunu tartışmam bile.Çünkü bu sistem,bana göre,tefeciliğin modern versiyonu falan değil,tefesiciliğin bizzat kendisidir.
Ben,bu sistem içinde yaşamak zorunda olan bir müslümanın,faiz alıp veya faiz verip,veremeyeceğine Kur"an ile açıklık getirecektim.Ancak benim Kur"an"ım da siyasetten bağımsız,hiç bir ayet yoktur.Bundan dolayı,artık ben bu konuda,hiç bir şey söyleyemem.
Selam ile.
|
Yukarı dön |
|
|
Mircan Uzman Uye
Katılma Tarihi: 25 agustos 2005 Yer: Turkiye Gönderilenler: 1277
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam Naci,
Bu konuda bundan sonra birşey söylememe hakkına şüphesiz sahipsiniz.Yalnız bende şahsım adına tartışmaya sizin çizeceğiniz sınırlarda devam etmeme hakkına sahibim.Yinede kendi görüşlerinizi yazabilirsiniz.Esasında bunu gerçekten çok arzu ediyorum en azından bir kaç ayeti asarsınızda daha önce olduğu gibi eleştiriler referanssız gelmez.
Ve inanılmaz vahşi cazibenizin meydana getirdiği çekim gücü sayesinde daha fazla kişiye ulaşma imkanı bulurum:)
Sevgili Naci,
Güzel bir konuya temas etmişsiniz.Faizli sistemin içine sıkışmış kalmış kişiler faiz alıp verebilir mi?Bu konuda ayrıntıları bekliyorum.
Sevgilerimle
|
Yukarı dön |
|
|
savana Uzman Uye
Katılma Tarihi: 30 nisan 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 1235
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam
Bir laf var Battı balık yan gider diye
ekonomik sistem faize dayalı tezgah böyle kurulmuş diye bizde balık misali bu sitemin parçası olup faiz alıp vermek ekonominin gereğidir almakta sakınca yoktur mu diyeceğiz?
Aslında daha bir çok konuda bunu diyebiliriz
Bizim ceza siteminde zina suç değildir yasal cezai yaptırımı yoktur.
Kuranda belirtilen zina edene 100 vuruş cezasını uygulayacak bir müslüman ben henüz görmüş değilim etrafımda
Kuranda ceza bu ama toplum değişmiş şartlar değişmiş ceza kalkmış o halde ne olcak?Adımız müslüman rehberimiz kuran.Zina edene müslüman toplum nasıl yaklaşacak?
Hasan Akçayın yorumladığı gibi ilgili ayeti yorumlayıp buradaki 100 celdenin amacı zanileri utandırmaktır toplum önüde rencide etmektir deyip zina edene bunu yapmaklamı yetinelim?
Naci çeliğin tavsiye ettiği gibi enflasyonu düşük faiz oranı senelik %5 olan zengin ülkelerden kredimi alalım?
__________________ O, yaratıp şekillendiren, âhenk veren ve düzene koyandır
|
Yukarı dön |
|
|
Mircan Uzman Uye
Katılma Tarihi: 25 agustos 2005 Yer: Turkiye Gönderilenler: 1277
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam Savana,
Elbette hayır! Eğer banka faizinin karşılığı Kur'andaki Riba ise değil %5, %0.1 bile oranında kredi kullanamaz veya bu kadar küçük kazancı bile helal sayamazsınız.İlahi hükümler kesin sınırlama koyar,zorunluluk hallerini ayrıca belirtir.Naci Bey'in muhtemelen vereceği refere ayetler olan Bakara 173,Maide3,Enam145,Nahl115 gibi ayetlerin ise konuyla ilgisi olmadığını düşünüyorum.Her ikisinde de "yemek" fiiilini kullansak bile domuz,leş yemek ile faiz yemek arasında ciddi anlamsal farklılık var:)
Benim gelmeye çalıştığım nokta,önceki iletilerimde de söylediğim gibi faizli sisteminin bir parçası olmak değil (ki şu anda herbirimiz bu sistemin birer parçasıyız) aksine bu sistemi kendi lehimize nasıl çevirebileceğimiz ve kesmeden kolu nasıl kurtarabileceğimiz.
Şahsım adına bankacılık sisteminin ekonomik ve toplumsal yaşantımız için olması gerektiğini düşünüyorum.Bankacılık sistemini kaldıramayız çünkü alternatif bir model malesef yok.Kaldıki bankacılık sadece para toplayıp,toplanan paranın kredi olarak kullandırılmasıyl sınırlı değil.Bugün dünyanın heryerindeki sevdiklerize yardım edebiliyor ve para gönderebiliyorsak bunu bu sisteme borçluyuz.Şehirlerarası hatta kıtlararası ticaret yapıyorsak bunu yine bankaların sayesinde gerçekleştiriyoruz.Cebimizde para taşıma kurtarıp bir ölçüde can güvenliğimiz sağlayan kurumlar yine bankalar(vs)....Yapabileceğimiz en doğru hareket ilahi hükümleri sisteme entegre etmemiz.Bununda çeşitli yolları mevcut.Yalnız bu entegrasyonu sağlarken yine bir müddet sistemden kaynaklanan sorunlarla karşılacağız ama bunu kabullenmeliyiz çünkü içinde bulunduğumuz sistem başlı başına batak.Sabırla atacağımız samimi adımlar,oluşturacağımız toplumsal bilinç ve hassasiyet yakın gelecekteki mutlu ve huzurlu günlerimizin habercisi olacaktır inşaAllah.
Çözümse faizsiz bankacılık sistemlerinin geliştirilmesi .Bu noktadaki en büyük engel vatandaşlarımızdaki faiz hassasiyeinin oldukça az olması.Öyle ki bu sistem birazda güvene dayanan,otokontrol içeren bir sistem.Kötüniyetli şahısların kötüniyetli işlemleri ve talepleri oldukça hiçbir zaman %100 başarıya ulaşamayacağız elbet.Fakat üzerimizdeki çamuru ne kadar iyi temizlersek o kadar temiz görünürüz.
Sevgilerimle
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Sevgili Arkadaşlar.
Konuyu daha da uzatmadan,konuyla ilgili samimi kanaatimi kısaca özetlemek istiyorum.Tabii Mircan"ın hatırı için.Mircan"ın dediği gibi sadede geliyorum.Açıklıyacağım anlayışımın,Kur"an ile çeliştiğini,asla düşünmüyorum.
Elçilerimiz Lut"a gelince onlar yüzünden kaygılandı.Onlar için arşını daraldı(ne yapacağını şaşırdı) "Bu çetin bir gündür dedi.
Daha önce de kötü işler yapmkta olan kavmi koşarak ona geldiler.(Lut) Ey kavmim dedi,işte kızlarım,onlar sizin için daha (güzel,daha) temiz.Allah"tan korkun konuklarımın içinde beni rezil etmeyi! "İçinizde aklı başında bir adam yok mu sizin?"
Dediler ki:"Senin kızlarında bir hakkımız olmadığını bilmişsindir.Ve sen bizim ne istediğimizi de pekala bilirsin!"
(LUT) "KEŞKE SİZİ SAVACAK GÜCÜM OLSAYDI,YAHUT DA ÇOK SARP BİR KALEYE SIĞINABİLSEYDİM"DEDİ.11/77-80. S.Ateş çev.
Hz.Lut içinde blunduğu şartların olumsuzluğunu dikkate alarak taviz verme yoluna gitti.bizzat kendi kızlarını kavmine teklif etti.Yani tecavüzü,sapık tecavüze tercih etti.Çünkü,Lut"un misafirleri genç erkeklerdi,Lut"a gelen kişilerde erkeklerdi.
Lut,içinde bulunduğu şartları dikkate almadan,muhataplarına karşı koyma yoluna gitmedi.Yani donkişotluğa soyunmadı.
İçinde bulunduğu olumsuz durumdan en az tavizle kurtulmaya çalıştı.
Anlatmak istediğim şeyi,aşağıda vereceğim ayet,çok daha açık ve çok daha anlaşılır bir şekilde anlatmaktadır.
Yeryüzü düzeltildikten sonra onda bozgunculuk yapmayın,korkarak ve umarak O"na dua edin...7/56. S.Ateş.
Türkiye ve dünya"ya hükmeden faize dayalı sömürü sistemini biz kurmadık ve biz istemedik.Kendimizi bu sistemin kucağında bulduk.Bana göre,Allah kendisine iman ettikleri için müslümanların dünyevi açıdan da zarar etmelerini istemez,zarar ettirmez
Bana göre:Günümüz Türkiye şartlarında,faiz almak"ta,faiz vermek"te caiz"dir.
Ne yapsın tasarruf sahibi müslümanlar,hele iş yapmayı da bilmiyorlarsa.Tasarruflarını,Enver Ören"lere,Fazıl Günduz"lere veya Üç kağıtcı,sözüm ona İslamcı holdinglere mi kaptırsınlar.
Selam ile.
|
Yukarı dön |
|
|
Mircan Uzman Uye
Katılma Tarihi: 25 agustos 2005 Yer: Turkiye Gönderilenler: 1277
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam Naci,
Hz.Lut örneğinize katılmıyorum.Oradaki "kızlarım" ifadesini daha iyi tahlil ediniz lütfen.Ancak konumuz bu olmadığı için bunu tartışmayalım.
naci celik Yazdı:
Türkiye ve dünya"ya hükmeden faize dayalı sömürü sistemini biz kurmadık ve biz istemedik.Kendimizi bu sistemin kucağında bulduk.Bana göre,Allah kendisine iman ettikleri için müslümanların dünyevi açıdan da zarar etmelerini istemez,zarar ettirmez |
|
|
Yukarıdaki paragrafınıza katılıyorum.Faizli sistemin içinde doğduk ve doğumdan itibaren sistemin parçası olmamız için herşey başından planlanmıştı.Ancak:
naci celik Yazdı:
Bana göre:Günümüz Türkiye şartlarında,faiz almak"ta,faiz vermek"te caiz"dir.
Ne yapsın tasarruf sahibi müslümanlar,hele iş yapmayı da bilmiyorlarsa.Tasarruflarını,Enver Ören"lere,Fazıl Günduz"lere veya Üç kağıtcı,sözüm ona İslamcı holdinglere mi kaptırsınlar. |
|
|
Bu durum üzerine verdiğiniz fetvayı sakıncalı buluyorum.Allah'ın hak sözü geldiği zaman mazaret kabul edilmez ve biz buna sahibiz.Bir cahiliye dönemi sapık arabını düşünün.Kızlarını gömüyor,fuhuş yapıyor,faiz alıp veriyor.Sonra Resulullah ayetleri okumaya başlıyor.Şimdi bu insan diyebilir mi ki ben doğduğumda herşey böyleydi şimdide bir çoğu aynı yolda bu nedenle ben sisteme uymak zorundayım.Elbette hayır Allah zaten insana koyun olmayı emretmez.Aksine akletmeyi,mücadeleyi,kendisinin ipine tutunmayı emreder.Bizimde elimizde Kur'an olduğuna göre 1.dereceden sorumluluğumuz bulunmaktadır.
Yapmış olduğunuz doğru tespitiniz üzerine yapılması gereken mevcut sistemi revize etmek.Alternatif bir yolu daha var tüm bankaları kapatıp,300 sene geriye gitmek.Hali hazırdaki bankacılık sisteminin bizler için gerekli,faydalı ve olmazsa olmaz niteliğinde olduğunu düşünüyorum.Sorunumuz bir kısım uygulamaların ilahi hükümlere uymaması.Bu durumda yapmamız gereken bir kaç domates çürüdü diye kasanın tamamını atmak değil,sadece çürüyen domatesleri kasadan çıkarıp kokuşmuşluğun önüne geçmek.
Formul yine söylediğim ve muhtemelen ileride yine sıklıkla söyleyeceğim gibi "Faizsiz bankacılık" yapan kurumların desteklenmesi.Bu kurumlara ilgi arttıkça zaten devletimiz gerekli düzenlemeleri kendiliğinden yapıyor*.Bu kurumlar artık diğer bankalar gibi çok iyi denetleniyor.Ayrıca diğer bankalara verilen 50.000 ytl'ye kadar devlet garantisi,katılım bankaları içinde geçerli.Yani şimdiki katılım bankalarının diğer bankalardan hiçbir farkı yok.Bütün yasal yükümlülükler ve yapılan denetlemeler onlar içinde aynı.
Sevgili Naci,bu ülkede kaç tane banka battı????? ve kaç tane finans kurumu/katılım bankası.Esasında İhlas Finansa el konulmuş değil kendileri tasfiye sürecine girdiler ve kendi kendilerini TMSF' ye teslim ettiler.Devlet garantisi kapsamında olmamasına rağmen mudilerin paraları ödenmekte.Buda hazineden değil yine finans kurumunun kendi kaynaklarından sağlanmakta.Yani İhlas Finans TMSF devredildiğinde içi boşaltılmış değildi.Yanlış uygulamalarla zarar etmeye başlamıştı ve toparlanamayacaklarını anlayıp buna kendi kendileri dur dediler.
*Yapılan son düzenlemenin ayrıntıları için linki tıklayınız
http://www.bddk.org.tr/turkce/mevzuat/bankalarkanunu/bankaci lik_kanunu.htm
|
Yukarı dön |
|
|
|
|