HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an'da İnanç Konuları
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an'da İnanç Konuları
Konu Konu: KADERE İMAN FARZ MI? Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
Alperen
Admin Group
Admin Group
Simge

Katılma Tarihi: 09 nisan 2005
Gönderilenler: 2974
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Alperen

KUR'ANDAKİ İSLAMDA

KADERE İMAN FARZ MI ?

Elimizdeki akait kitaplarındaki kader anlayışının Kuran’daki kader kavramıyla bir ilgisi yoktur.

Kur'an'da, bugün benimsenen şekliyle bir kader olmadığı gibi, "kadere iman" diye bir tâbir de yoktur.

Bu gerçek, İslam ilahiyatının ünlü isimlerin den Hüseyin Atay tarafından 1960 yılında yayınlanan "Kur'an'da İman Esasları" adlı doktora teziyle orta­ya konmuştu. Bu, bildiğimiz kadarıyla İslam tarihinde ilk kez ortaya atılan bir tezdi. Atay Hoca bu tezi yüzün­den, Ehlisünnet akidesini bozmakla suçlandı.

Atay, bir ilim adamı sıfatıyla çalışmalarını sürdür­dü. Çalıştığı konulardan biri de, mensubu bulunduğu Eh­li sünnet inancının temel kitaplarından bazılarını yaz­mış bulunan ünlü Mâtürîdî kelamcısı Ebu'l-Mu'în en-Nesefî (ölm. 508/1115)nin düşünce dünyası idi.

Bu çalışmanın bir parçası olarak, Atay Hoca, Nesefî'nin, el yazması halinde duran eseri "Tabsıratü'l- Edille"nin 18 yazma nüshasını karşılaştırarak bir ba­sımını yapmak istiyordu. Bunu yaptı ve o eserde şaşırtıcı bir gerçekle karşılaştı:  Ehlisünnet mezhebinin inanç te­mellerini belirleyen en büyük ekol olan Mâtürîdîlik'in en önemli isimlerinden biri olan Nesefî, kader konu­sunda Hüseyin Atay'ın söylediğinin aynısını söylü­yordu. Atay'dan 850 yıl önce... Eseri, birçok benzerleri gibi, el yazması halinde beklediği için düşünceleri saklı kalmıştı.

Ebu'l-Mu'în en-Nesefî, anılan eserinde imanın şartları konusunda şöyle diyor: "İman esaslarına ge­lince bunlar, 5 tanedir:  1. Allah'a, 2. Meleklere, 3. Kitaplara, 4. Peygamberlere, 5. Âhirete iman- Aynen bunun gibi ibadetler de 5'e ayrılır»- (Nesefî'nin Tabsıra'sından naklen Atay; Kur'an'da İman Esasları, 146)

Nesefî burada iki Kur'andışılığı aynı anda düzelt­miştir: 1. Kur'an'ın gösterdiği iman esasları içinde kadere iman diye bir şey yoktur, 2.Geleneksel kabullerin "İslam'ın Şartları" diye öne çıkardığı beş kavram İslam'ın şartı değil, İslam 'daki temel ibadetlerdir. İslam'ın şartları Kur'an'ın bütün hükümleridir.

Peki, kadere iman nereden ve nasıl çıktı ve iman esasları arasına nasıl sokuldu?

O tâbir, İslam inançlarının içine, bir hadise, daha doğrusu hadis diye ortalıkta dolaştıralan bir söze dayanı­larak sokulmuştur.

Kader sözcüğü Kur'an'da 11 yerde geçmekte ve tümünde de "ölçü" anlamında kullanılmaktadır.   Türkçe'deki "miktar" (Arapça özgün şekliyi mikdar) sözcüğü de ölçü anlamındadır ve kader kökündendir. Allah her şeyi bir Ölçüye göre yapıp yönetmekte­dir. Platon'un güzel deyimiyle "Tanrı hep geometri kullanmaktadır." Her şeyin hazinesi onun katındadır ve O, o hazineden her şeyi belli bir ölçü içinde indir­mektedir. (Hicr, 21) Gökten su ölçüyle iner (Müminûn 18; Zühruf, 11); inen suyun yeryüzünde vadilerde dolaş­ması bile ölçüyledir. (Ra'd, 17) Topraktan pınarlar fış­kırması, fışkıran suların birleşmeleri yine belli bir öl­çüye göredir. (Kamer, 12)

Tüm bu ölçüye bağlılıklar, kader kelimesi veya tü­revleri kullanılarak ifade edilmiştir. Ve bu ifadelerle önümüze konan kader kavramının temel amacı, insa­nın fiillerinin belirlenmiş olduğunu değil, varlık ve oluşta keyfilik ve rastlantının bulunmadığını göstermektedir.

 

Kur'an, kader kavramıyla varlık ve oluşta tesadüfün değil, ölçü ve bilincin egemen oldu­ğuna dikkat çekmek peşindedir.

Kur'an, kader kavramıyla "sünnetullah" da denen tabiat kanunlarını kastetmektedir. Bu kullanım, şu ayetlerde herkesin anlayabileceği açıklık­tadır: Ra'd, 8, 17; Hicr, 21; Müminûn, 18; Ahzâb, 38; Şûra, 27; Zühruf, 11; Kamer, 49; Talâk, 3; Mürselât, 22) Ahzâb 38. ayette hem kader sözcüğü, hem de sünnetullah(Allah'ın tavrı-tarzı) tamlaması kullanılarak Tanrı'ın varlığa koyduğu yasaların değişmezliği gösterilmiştir. Bu ayette ayrıca, kader ile sünnetullah kavramlarının eşanlamlı olduklarına da dikkat çekilmiştir. Sünnetulahın değişme ve bozulmaya asla uğramayacağı bir çok ayette, pekiştirilmiş ifadelerle verilmiştir. (bk. İsra, 77; , 62; Fâtır, 43; Fetih, 23)

Kader kökünden gelen ve ölçüye bağlamak an­lamında olan "takdir" sözcüğü de tabiat kanunları, de­ğişmez ölçüler, yani sünnetullah anlamında kullanıl­mıştır. Bu kullanıma göre, Ay ve Güneş'in belirlenmiş Ölçülere göre seyretmeleri, göklerin düzenlenmesi, kısa­cası her türlü iş ve oluşun, her türlü yaratılış ve yaratı­şın seyri Allah'ın bir takdiridir, (bk. En'am, 95; Furkan, 2; Yâsîn, 38; Fussilet, 12)

Allah'ın isim-sıfatlarından olan ve Kur'an'da 39 yerde geçen Kadîr ile 7 yerde geçen Kadir sözcükleri de kaderle aynı kökten gelen kelimelerdir. İkisinin söz­lük anlamı da "her şeyi kudretiyle belirleyen, öl­çüye bağlayan" demektir.

Yine Allah'ın isim-sıfatlarından biri olan ve Kur'an'da 3 yerde geçen Muktedir sözcüğü de kaderle aynın kökten olup "kudretiyle her şeyi bir ölçüye bağlı olarak çekip çeviren" de­mektir.

Kur'an'daki kaderin anlamı budur. Ve bu anlamda bir kaderin değişmezliği, Allah'ın tabiata, varlığa koy­duğu yasaların değişmezliğidir ki, Kur'an bunu açıkça ve defalarca ifade etmiştir.

Bu değişmezlerin insanın fiilleriyle, iradesi ve öz­gürlüğü ile bir ilgisi yoktur. Oradaki değişmezlik, ka­nunların Yaratıcı tarafından koyulmasıdır. İnsan fiil­lerinin Yaratıcı tarafından Önceden belirlenmesi değil­dir.

Biz, varlığın ve evrenin yönetimine, iş ve oluşa, ontolojik yapıya ilişkin kanunlar koya­mayız; bizim böyle bir yetkimiz yoktur.  Ama biz, kendi fiillerimiz, yönetimimizle ilgili ka­nunlar koyarız ve koymalıyız.

Kur'an'daki kader, İbn Teymiye'nin deyimiyle yaratılışla ilgili ontolojik bir kavramdır; din ve davranışla ilgili bir kavram değil... (bk. İbn Teymiye; el-fur kan, 98-99) Yine İbn Teymiye'nin ifadesiyle kader Allah'ın yaratış ve dileyişiyle ilgili bir kavramdır, buy­rukları ve hoşnutluğu ile ilgili bir kavram değil... (bk. İbn Teymiye; aynı eser, 109-110)

Biz bu ayrımı, bir satranç benzetmesiyle anlatı­yoruz: Satrancı, varlık ve oluşun seyri olarak alıyor ve diyoruz ki: Satrancın nasıl oynanacağına ilişkin kural­ları Allah koyar. Bizim orada kural koyma yetkimiz yoktur. Allah, satrancın galip veya mağlubunu önceden belirlemez, ilan etmez. Ama Allah, ezel ve ebedi kuşatan ilmiyle satrancın galip ve mağlubunu bilir. Beceriksiz oynayanın yenilgisinin sebebi O’nun bilmesi de­ğildir. Yenilen veya yenen O bildiği için öyle bir sonuçla karşılaşmıyor; onların oyun şeklinin o sonuca götürceğini Allah biliyor.

Allah; varlık, iş ve oluşa ilişkin yasaları hem bilir, hem belirler; ama Allah, insanın fiillerine ilişkin sonuçları belirlemez, bilir. Bilmesi O'nun Tanrılığının bir gereği olduğu gibi, sonuçları belirlememesi de Tanrılığın bir gereğidir. Fiillerimizin sonuçlarını bilmekle kalmayıp aynı zamanda belirlerse bu bizi so­rumlu tutmamasını gerektirir. Hem belirler hem sorumlu tutarsa bu zulüm olur. Oysaki Allah zulümden arınmıştır...

Yaşar Nuri ÖZTÜRK – İslam Nasıl Yozlaştırıldı?

http://www.beyyine.com/islam/kader.htm

 



__________________
Yunus 105. Şu da emredildi: "Yüzünü dine bir hanîf olarak çevir. Sakın müşriklerden olma!"
Yukarı dön Göster Alperen's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Alperen
 
Sinan_25
Ozel Grup
Ozel Grup


Katılma Tarihi: 24 eylul 2005
Yer: Almanya
Gönderilenler: 333
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Sinan_25



Selam Alperen, -Arkadaslar.

Dogrumu anliyorum?

Mesela "suyu" kim isitirsa isitsin, ister Yahudisi, ister Ateisti, yasaya göre sabit olan bir noktaya dayandiginda, "su" kaynayacaktir.

Allah'in yasalari herkes icin istisnasiz gecerli. Dünyanin ve mesela Ay'in hareketi, dönümü, Dünyadaki imanli ve imansizlarla orantili degil, sebep de degil(imanlarla orantili bir dünya dönümünü düsünmek istemem acikcasi).

O halde, "Kader" dendi mi ilk akla gelen anlami ile bir ilgisi yok.


Bakin Kehf Suresinde Musa a.s'a, enaz üc hadisenin nedenleri aciklanmasi ile Allah bizlerede mesajlar veriyor.

Benim sahsen konu icinde hadiselerden yapabildigim cikarimlar:

- Allah isteseydi, Musa a.s.'in yaninda ki sahis her kimse, o sahsi sebep etmeksizin sonuca baglayabilirdi. Bu noktada önemli olan bir ayrinti var, ki o sahis neyi neden yaptigini biliyor, hatta kendi irademle yapmadim diyor.

1. "Böyle olmasi gerektigi icin bu sonuca vardi", 2. "Ben bunlari keyfimden, kendi amacima yönelik yapmadim, Allah'in taktiri idi."

- Mesela o genc insan, genc yasta öldürülmese, yasasa idi ne olacakti? Kisacasi, "iyi" olmayacakti. Irade sahibi bir akil varlikli canlinin ölmesi demek, özgürlügünün noktalanmasi demektir.

Cikarim: Allah "dolaysiz/dogrudan" bütün fiiller'e müdahele etmiyor, fiil sahibi canlinin ya yasadigi ortama, ya sahip oldugu beden bünyesine yada canina müdahele edebilir.

Fizikte, (teoretik olarak) yüzde yüz isole edilmis hersey(nesne, gaz, sivi her ne olursa) kapali bir sistem'dir, diye ögrenmistim. Sebep-Sonuc iliskilerinden koparilmis, kapali bir sistem. (Bunun betimlemesi ise bir nevi hapsedilmis bir katil veya agir psikolijik bir vakâ olabilir, düzelme/islah olmanin yani sira ne kendine nede baskalarina zarar vermesi oldugunca minimuma düser.)

Öyle ki, hersey ve herkes, bilincli olmasa dahi birseylere sebep olmakta, gibi bir sonuc cikartmak hicte yersiz gelmiyor bana.

"Allah bilhassa genc insanlarin ömrünü sonlandirmak yerine neden ilerisini düzeltecek nitelikte bir hayata imkan vermiyor" YADA "Gemiyi deldirmek yerine, zûlme sebep olanin iradesini kesmemis..." gibi sorular, bana tipki zaten insanlarca orada burada sorulan bir soruyu animsatiyor:

"Allah insanlari Dünya hayatina salmak yerine, her insan'in fitratinin bozulmasina imkan vermeksizin dogrudan Cennetine neden almadi"

Kehf Suresinde sadece o üc hadiseden dahi ben sahsen mesajlarin tamamini veya düzgün sekilde alabildigim zannetmiyorum. Belki bu gibi Ayetler, yukarida ki tek sorunun yaklasimini da barindiyordur. Dogrusunu Allah bilir.

Arkadaslar, Kehf Suresinde ki hadiseler hakkinda görüsleriniz, cikarimlariniz nedir? Ayrica bana hangi konuda katilmadiginizi söylerseniz belki ben de farkli bir bakis acisinda bulunabilirim.

Saygilar
Yukarı dön Göster Sinan_25's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Sinan_25
 
nuri72
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 21 nisan 2005
Yer: ABD
Gönderilenler: 311
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı nuri72

Ilginc bir konuya el atmissiniz dostlar

Sunnetillah ve kader kelimlerinin gectigi bir ayetlere dikkatlice bakalim.

Ahzab 38. Ma kane alen nebiyyi min haracin fıma feradallahü leh* sünnetellahi fillezıne halev min kabl* ve kane emrullahi kaderam makdura

Azhab 38- Peygambere Allah'ın takdir ettiği, mübah kıldığı şeyde bir darlık yoktur. Bundan önce geçen bütün peygamberler hakkında Allah'ın sünneti böyledir. Allah'ın emri ise biçilmiş bir kaderdir.

Fatir 43. İstikbaran fil erdı ve mekras seyyi'* ve la yehıykul mekrus seyyiü illa bi ehlih* fe hel yenzurune illa sünnetel evvelın* fe len tecide li sünnetillahi tebdıla* ve len tecide li sünnetillahi tahvıla

Fatır 43- (Bu da) yeryüzünde bir kibirlenme ve bir suikast düzenidir. Halbuki fena düzen ancak sahibinin başına geçer. O halde öncekilerin kanunundan( Sünnetinde) başka ne gözetiyorlar? Sen Allah'ın sünnetinde asla bir değişme bulamazsın. Sen Allah'ın sünnetinde asla bir başkalaşma da bulamazsın.

Fetih 23. Sünnetellahilletı kad halet min kabl* Ve len tecide li sünnetillahi tebdıla

Fetih 23 Allah’ın önceden gelip geçmişlere uyguladığı (Sünneti) yasası budur. Allah’ın (Sünneti) yasasında değişme bulamazsın.

 



__________________
A'raf 194 Allah dışındaki yakardıklarınız sizin gibi KULLARDIR , eğer iddianızda haklıysanız , hadi çağırın onlarıda size cevap versinler
Yukarı dön Göster nuri72's Profil Diğer Mesajlarını Ara: nuri72
 
Ebu Amir
Newbie
Newbie


Katılma Tarihi: 24 subat 2006
Gönderilenler: 15
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Ebu Amir

Evet doğrudur.İmanın şartları içinde maturidi mezhebinin ilk imamlarına göre kadere iman yoktur.

yine yukarıda yazıldığı gibi kader, Kuranda Allah c.c herşeyi bir ölçü dahilinde takdir etmesidir.

Kader kelimesine Kurandaki bu kullanım manası ile bakacak olsak bile, yinede Kadere İman, ''İMANIN 6 ŞARTI İÇİNDE YERİNİ ALACAKTIR.''

Bir müslüman tarafından Allah c.c tarafından kainattaki herşeyin bir ölçü dahilinde yaratıldığına inanması farzdır.Buna bu şekilde inanmamak küfürdür.

Sonuç olarak, geleneksel manada kadere iman (alın yazısı) imanın şartı değildir.

Ancak herşeyi Allah c.c tarafından bir ölçü dahilinde yaratılmış olması imanın 6 temel şartından biridir.



__________________
EHLİ SÜNNETE UYAN HAKKA TABİ OLUR.
Yukarı dön Göster Ebu Amir's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Ebu Amir
 
blindpoint
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 05 mayis 2005
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 275
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı blindpoint

Ebu Amir Yazdı:

Evet doğrudur.İmanın şartları içinde maturidi mezhebinin ilk imamlarına göre kadere iman yoktur.

yine yukarıda yazıldığı gibi kader, Kuranda Allah c.c herşeyi bir ölçü dahilinde takdir etmesidir.

Kader kelimesine Kurandaki bu kullanım manası ile bakacak olsak bile, yinede Kadere İman, ''İMANIN 6 ŞARTI İÇİNDE YERİNİ ALACAKTIR.''

Bir müslüman tarafından Allah c.c tarafından kainattaki herşeyin bir ölçü dahilinde yaratıldığına inanması farzdır.Buna bu şekilde inanmamak küfürdür.

Sonuç olarak, geleneksel manada kadere iman (alın yazısı) imanın şartı değildir.

Ancak herşeyi Allah c.c tarafından bir ölçü dahilinde yaratılmış olması imanın 6 temel şartından biridir.

 

sen burdaki yazılanları bi okusan iyi olur!! bilmem kim imamlara göre şöledymiş!!!! Biz burada kur'ana göre konuşuyoruz!!! mezhep ne? kim çıkardı bunu? birinde cennetlik diğer mezhepte cehennemlik oluyor? bizimkilerin hıristiyan mezheplerden farkı ne? bir mezhepte cennetlik diğerinde cehenlemlik oluyor? kur'anı kerimde hak ve tek din olan islam ı seçmiş ve bildirmiştir Cenab-ı Hak. Haniflik te din değil derecedir. İman ın ilk şartıdır. Allah'a Ortak koşmamak. Sıyrılın artık bu beyninizi yiyen parazitlerden kurtulun!! Kur'an dinin tek kaynağıdır Allah din olarak bize islamı seçmiştir ama dörde bölünüp 4 ayrı din olsun diye seçmemiştir. Hüküm Allah ın dır. ne imamın hacı hocanın ne de peygamberlerin. Al sana Adına islam  dediğin mezheplerin nin listesi tepe tepe kullan !!! ha mezheplelri savunurken bunlarıda anlat!! bunlarıda savun bakalım. ben sizin gibİLERE Müslüman kafir diyorum!

Mezheplerin çelişkilerine 100 tane örnek tıkla

 

Yukarı dön Göster blindpoint's Profil Diğer Mesajlarını Ara: blindpoint Ziyaret blindpoint's Ana Sayfa
 
Alperen
Admin Group
Admin Group
Simge

Katılma Tarihi: 09 nisan 2005
Gönderilenler: 2974
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Alperen

Ben Ebu Amir'in bu mevzudaki izahını çok anlamlı ve değerli buluyorum. Katkılarından dolayı da teşekkür ediyorum. Kadere iman tabiki farzdır ama hangi kadere???

Saygılar

Not: Toptancı yaklaşımla, yüzyıllar süren bir süreçte üretilen fikirlerin tamamını birden çöpsepetine yollamak ve onların yerine bizlerinkini ikame edivermek... Pek de makul değil bence. Bunlar bakış açımıza nispeten İleri düzeyde yanlışlıklar içerse de ürettiklerimiz bizim zenginliğimizdir. Eldeki "yegane ölçüt" ile onları değerlendirerek eliminasyon yapmak, böylece ölçülü bir şekilde onlardan yararlanmak... Bu durumda bile kendi bakış açımızla kısıtlı olduğumuzu unutmamak...

 



__________________
Yunus 105. Şu da emredildi: "Yüzünü dine bir hanîf olarak çevir. Sakın müşriklerden olma!"
Yukarı dön Göster Alperen's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Alperen
 
hayrunnisa
Newbie
Newbie
Simge

Katılma Tarihi: 31 ocak 2006
Gönderilenler: 11
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hayrunnisa

 Allah ın dilemesi insanın iradesiyle karar verdiği her ne ise onu uygulaması yönündedir.Mantıklı.

Peki "Allah dilediğini saptırır,dilediğini hidayete erdirir" kısmına ne diyeceğiz?Yanlış yola sapma eğilimindeki insanı saptırmasını nasıl açıklayacağız?Burada Allah ın bize müdahalesi sözkonusu değil mi arkadaşlar?Allah ın insanı yönlendirdiği durumlar?Ayrıca aşağıdaki ayetler doğanın kanunlarından mı bahsediyor,yoksa Allah ın dilemesiyle herşeyin olabileceğinden mi?

Her şey bizim elimizde ise dua etmenin(Allah tan yardım dilemenin)mantığı nedir?Zaten burada terkedilmiş olmuyor muyuz?

Bakara(*) Sûresinin 253 . Ayetinde

İşte peygamberler! Biz onların bir kısmını bir kısmına üstün kıldık. İçlerinden, Allah’ın konuştukları vardır. Bir kısmının da derecelerini yükseltmiştir. Meryemoğlu İsa’ya ise açık deliller verdik ve onu Ruhu’l-Kudüs (Cebrail) ile destekledik. Eğer Allah dileseydi, bunların arkasından gelen (millet)ler, kendilerine apaçık deliller geldikten sonra, birbirlerini öldürmezlerdi. Fakat ayrılığa düştüler. Onlardan inananlar da vardı, inkar edenler de. Yine Allah dileseydi, birbirlerini öldürmezlerdi. Lakin Allah dilediğini yapar.

Bakara(*) Sûresinin 284 . Ayetinde
Göklerdeki her şey, yerdeki her şey Allah’ındır. İçinizdekini açığa vursanız da, gizleseniz de Allah sizi, onunla sorguya çeker de dilediğini bağışlar, dilediğine azap eder. Allah’ın gücü her şeye hakkıyla yeter.

  Âl-i İmrân(*) Sûresinin 13 . Ayetinde
Şüphesiz, karşı karşıya gelen iki toplulukta sizin için bir ibret vardır: Bir topluluk Allah yolunda çarpışıyordu. Öteki ise kâfirdi. (Onları) göz bakışıyla kendilerinin iki katı görüyorlardı. Allah da dilediğini yardımıyla destekliyordu. Basireti olanlar için bunda elbette ibret vardır.5

  Âl-i İmrân(*) Sûresinin 26 . Ayetinde

De ki: “Ey mülkün sahibi olan Allah’ım! Sen mülkü dilediğine verirsin. Dilediğinden de mülkü çeker alırsın. Dilediğini aziz edersin, dilediğini zelil edersin. Hayır senin elindedir. Şüphesiz sen her şeye hakkıyla gücü yetensin.”

Âl-i İmrân(*) Sûresinin 40 . Ayetinde
Zekeriya, “Ey Rabbim! Bana ihtiyarlık gelip çatmış iken ve karım da kısır iken benim nasıl çocuğum olabilir?” dedi. Allah, “Öyledir, ama Allah dilediğini yapar” dedi.
  Ra’d Sûresinin 27 . Ayetinde
İnkar edenler diyorlar ki: “Ona (Muhammed’e) Rabbinden bir mucize indirilseydi ya!” De ki: “Şüphesiz Allah dilediğini saptırır, kendisine yöneleni de doğru yola eriştirir.”
Yukarı dön Göster hayrunnisa's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hayrunnisa
 
erva
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 03 ocak 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 167
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı erva

hayrunnisa, ayetlerin anlamını çarpıtmakla suçlanabilirsin dikkatli ol. ya da çarpıtılmış mealleri kullanmakla 

__________________
...
Yukarı dön Göster erva's Profil Diğer Mesajlarını Ara: erva
 
Ebu Amir
Newbie
Newbie


Katılma Tarihi: 24 subat 2006
Gönderilenler: 15
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Ebu Amir

ALLAH DİLEMEDİKÇE KİMSE İMAN EDEMEZ.

ALLAH KUL İLE KULUN KALBİ ARASINA GİRER.ONA GÖRE İMANINA İZİN VERİLİR VEYA VERİLMEZ.

KISACASI SEN NE NİYET ETMİŞSEN ONU KARŞILIĞI SENİN İÇİN HALIK TARAFINDAN YARATILIR.

İMAN SAHİBİ OLMAKTA HİDAYETE ERMEKTE AYNIDIR.

İNSANIN DİLEMESİ ALLAH'IN DİLEMESİNE TABİDİR.

KİMSENİN ZORUNA GİTMESİN!



__________________
EHLİ SÜNNETE UYAN HAKKA TABİ OLUR.
Yukarı dön Göster Ebu Amir's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Ebu Amir
 
hayrunnisa
Newbie
Newbie
Simge

Katılma Tarihi: 31 ocak 2006
Gönderilenler: 11
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hayrunnisa

Her şey bizim elimizde ise dua etmenin(Allah tan yardım dilemenin)mantığı nedir?diye sordum.

Allah benden yardım dileyin diyorsa,bu bize yardım edebileceği(dilerse bu dünyada yani)anlamına gelmez mi?Allah bazı şeyleri bizim irademiz dışında yaratamaz mı?Olayların dilediği şekilde gelişmesini sağlayamaz mı?Daha doğrusu sağlamaz mı?Siz anladınız ne demek istediğimi.

 

 

Yukarı dön Göster hayrunnisa's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hayrunnisa
 

Sayfa 19 Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats