HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Cemaatler, Tarikatlar, Mezhepler
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Cemaatler, Tarikatlar, Mezhepler
Konu Konu: Keşif yoluyla hadis rivayeti Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
ibrahimeco
Katilimci Uye
Katilimci Uye


Katılma Tarihi: 12 eylul 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 9
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ibrahimeco

Sevgili kardeşlerim,

26 ekim 2007 tarihinde Zaman gazetesinin kürsü köşesinde Fethullah Gülen'in bir yazısı yayınlandı. Cevşen duası ve mahiyetiyle ilgili olarak. İbret alınacak yerler italik olarak düzeltildi. Fethullah Gülen bakın neler söylemiş:

"Cevşen, hâlisâne yapılmış bir duadır Cevşen ile ilgili pek çok düşünce ve görüş ortaya atılmıştır. Daha çok Şiî kaynaklardan gelmiş olması, Ehl-i Sünnet'in Cevşen'e karşı soğuk davranmasına sebep olmuştur. Ancak bizim Cevşen ile ilgili mülâhazamız biraz husûsiyet arz etmektedir. Onun için de başkalarına ait görüşlerin naklinden daha çok, biz burada kendi mülâhazalarımızı aktarmak istiyoruz:

1. Cevşen, hâlisâne yapılmış bir duadır. Onun hangi cümle ve kelimesi ele alınırsa alınsın, damla damla ihlâs ve samimiyet yüklü dua takattur eder. Durum böyle olunca, Cevşen kime izafe edilirse edilsin, özdeki bu husûsiyete tesir etmemeli. Burada, "Bir sözün Efendimiz'e izafesiyle bir başkasına izafesi arasında fark yoktur." demek istemiyoruz elbette. Demek istediğimiz şudur: Cevşen'in asgarî vasfı onun bir dua olmasıdır. Başka hiçbir özelliği bulunmasa, sadece onun bu özelliği bile, Cevşen'e bir değer ve kıymet atfetmek için yeterli bir sebeptir. Halbuki onun daha nice özellikleri vardır ki, diğer maddelerde bazılarına işaret edilecektir. Öyleyse, sadece senedine âit şaibeden dolayı Cevşen'i tenkit pek haklı bir davranış olmasa gerek.

Peygamberâne ifadeler

2. Efendimiz'e ait sözlerin bütün beşer sözlerine bir rüçhaniyet ve üstünlüğü vardır. O'na ait beyan ve sözleri seçip tanımada maharet kazanmışlara gizli kalmayacak bir gerçektir ki, Cevşen baştan sona peygamberâne ifadelerle bezeli bir edâya sahiptir. Bu sebeple de duada O'na ait malzemeleri kullanmak hem önemli hem de kabule daha yakındır. Fakat yine de bu bir tercih meselesidir. Yoksa insan namazın dışındaki duaları hangi dille yaparsa yapsın bu durum duanın aslına tesir etmez; zira Cenab-ı Hak bütün dilleri bilir ve duaya icabette sadece duanın samimi ve gönülden olmasını esas alır. Zaten dillerin ve renklerin ayrı ayrı oluşu O'nun kudretini ele veren âyetlerden değil mi?

3. Yukarıda da işaret ettiğimiz gibi Sünnî kaynaklar Cevşen'e yer vermezler. Sadece Hâkim'in Müstedrek'inde Cevşen'den birkaç fıkrayı görebiliriz. Onun dışındaki eserlerde ben şimdiye kadar, Cevşen'e ait ibare ve ifadelerin birkaçının bile nakledildiğini görmedim. Ancak bu tamamen senede ait bir husûsiyete dayanılarak alınmış müşterek tavrın tezahüründen başka bir şey değildir ve Cevşen'in değerine menfî yönde etki edecek bir ağırlığı da yoktur. Nitekim Buharî ve Müslim'in rivayet ettiği pek çok hadis var ki; aynı hadisler çok küçük farklarla, hatta bazen aynı şekliyle Küleynî'nin el-Kâfî'sinde yer almaktadır. Ne var ki Ehl-i Sünnet alimleri Küleynî'den tek bir nakilde dahi bulunmamışlardır. Halbuki onda yer alan hadisler, Buharî ve Müslim'de de yer aldıklarına göre hem senet hem de lafız itibarıyla cerhi söz konusu olmayan hadislerdir. Ancak, el-Kâfî'de yer alan hadisleri daha çok Şiî imamlar nakletmişler ve bu sebeple de Sünnîlerce, daha işin başında endişeyle karşılanmışlardır. Cevşen için de aynı durum söz konusu olmuştur. Eğer Cevşen Şiî imamlar yoluyla nakledilmemiş olsaydı, öyle zannediyorum ki, bütün Sünnîlerce kabul görecek ve baş tacı edilecekti. Fakat Cevşen, senet yönüyle bir talihsizliğe uğradığı için, bunca insan sırf bu yüzden onun nurlu, feyizli ve bereketli ikliminden mahrum kalmıştır. Şu anda böyle bir talihsizliği önleyecek güçte de değiliz. Asırların birikimiyle vücut bulmuş böyle bir kanaati bertaraf etmek imkânsız olmasa bile çok zordur.

4. Bazen hadis kriterleri ölçü olmayabilir. Ehlullahın Efendimiz'den keşfen hadis alması hiç de az vâki olmuş hâdiselerden değildir. İmam Rabbanî der ki: "Ben, İbni Mesud'dan, Muavvizeteyn'in Kur'ân'dan olmadığına dair rivayetini görünce, bu sûreleri farz namazlarımda da okumamaya başladım. Ne zaman ki, Efendimiz'den onların Kur'ân'dan olduğuna dair ihtar aldım, ancak o zaman bu sûreleri farz namazlarımda da okumaya başladım." Bazılarının bizim Kunut duâsı olarak okuduklarımızı, Kur'ân'dan kabul etmesi de, yukarıda işaret etmek istediğimiz husûsa ayrı bir delil kabul edilebilir. Ve yine İmam Rabbanî'den bir misal.. diyor ki: "Ben bazı hususlarda İmam Şafiî'yi taklit ediyordum. Ancak bana İmam Ebu Hanife'nin peygamberlik mesleğini temsil ettiği ihsas edildi. Ben de Ebu Hanife'ye iktida ettim..."

Bu durum da elbet belli kriter ve ölçü gerektirir. Yoksa önüne gelen herkes keşfen birşeyler aldığını söyler ve ortalık bir sürü uydurma keşiflerle dolar. Ama bazı büyük zatları bu kategoriye dahil etmek çok büyük yanılgı olur. Onlar "keşfen aldık" dediklerini mutlaka öyle almışlardır ve dedikleri de katiyen doğrudur. Ne var ki, bunları belli hadis kriterleri içinde tahlil etmek imkânsızdır. Onun için de hadisçiler bu türlü ifadelere iltifat etmemişlerdir. Ama onların iltifat etmemesi bu ifadelerin doğru olmadığı mânâsına da gelmez. Bütün bu söylediklerimiz Cevşen için de aynen geçerlidir. Onun için biz kesinlikle diyoruz ki, Cevşen mânâsı itibarıyla Efendimiz'e ilham veya vahiy yoluyla gelmiştir. Daha sonra da ehlullahtan birisi bu Cevşen'i keşif yoluyla Efendimiz'den almış ve Cevşen bize kadar öyle ulaşmıştır.

Bu hususlara şunu da ilave etmek faydalı olur kanaatindeyim. İmam Gazalî gibi bir allame, Gümüşhanevî gibi bir büyük veli ve Bediüzzaman gibi bir sahibkırân, Cevşen'i kabullenip onu vird edinmişlerdir. Hatta İmam Gazalî ona bir şerh yazmıştır. Cevşen'in me'hazindeki kuvvet ve kudsiyete ait başka hiçbir delil ve bürhan olmasa, sadece isimlerini verdiğimiz büyüklerin bu kabullenişleri ve yüz binlerce insanın Cevşen'e gönülden bağlanıp değer atfetmeleri, Cevşen hakkında en azından ihtiyatlı konuşmaya yetecek güç ve kuvvette delillerdir. Sadece senedine ait bir boşluktan dolayı Cevşen'e dil uzatmak en ılımlı ifadeyle bir haksızlıktır.

ÖZETLE

1-Cevşen, mânâsı itibarıyla Efendimiz'e ilham veya vahiy yoluyla gelmiştir. Daha sonra da ehlullahtan birisi bu Cevşen'i keşif yoluyla Efendimiz'den almış ve Cevşen bize kadar öyle ulaşmıştır.

2-Sünnî kaynaklarda Cevşen'den bahsedilmiyor. Ama İmam Gazali, İmam Şazelî ve Bediüzzaman gibi kametlerin tasdik ettikleri bir meselede temkinli olmamız gerekmez mi?

3-Cevşen'in asgarî vasfı onun bir dua olmasıdır. Başka hiçbir özelliği bulunmasa, sadece onun bu özelliği bile, Cevşen'e bir değer ve kıymet atfetmek için yeterli bir sebeptir. "

Şimdi değerli kardeşlerim,

Fetullah Gülen'in zihniyetini bilmem bundan daha güzel açıklayabilecek bir metin var mıdır?

Tenkitlerimi sırasıyla yapıyorum:

1- Ehlullah diye bahsettiği zümre hangi hakka binaen ve hangi vasıtayla peygamber efendimizin vekili olarak onun sözlerini bize getiriyorlar? rüyasında peygamber ile konuşan hadis rivayet ediyorsa Bu sapıklar rüyalarında Cenab-ı hakkı görseler Ayet mi rivayet edecekler?

2-Ehlullah denen bu zümre'nin masumiyetine kim tanıklık ediyor? Peygambere Allah kitabında tanıklık etmişti. Bunların masumiyetine tanıklık eden kimdir?

3-Efendimize iftira etmek, onun tutmadığı sahabenin tutmadığı bir yolu takip etmek ve bunu yapan Lanetlilere de bir de Ehlullah demek ne menem bir cesarettir.

Allah bu sapıkların şerlerinden halis iman sahiplerini korusun. Benim inandığım Allah şüphesiz resulüne iftira eden bu saptırıcılardan, bu düşüncesizlerden elbet resulünün hakkını alacaktır. O ne elim bir azap olacaktır. Allahım sen bizi koru cehennem narından. Amin

Yukarı dön Göster ibrahimeco's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ibrahimeco
 
Alperen
Admin Group
Admin Group
Simge

Katılma Tarihi: 09 nisan 2005
Gönderilenler: 2974
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Alperen

Selam ibrahim

Fethullah Gülen efendisinin yanlışına onay vermek ve allayıp pullayarak servis etmek mecburiyetindedir. Çünkü o bir mezhepçidir, gelenekçidir, atacıdır. Bu gibilerin kitabında “efendilerin dedikleri haktır, sorgulanamaz” yazmaktadır.

Müritler ancak “efendi hazretleri ne kadar da doğru söylemiş” diyebilirler. Hazret buyrukları onlar. Kur’anı rehber edinerek aklı işletmek ve böylece eleştiri geliştirmek haramdır(!) bu buyruklara.

Eski lokanta, eski tatlar. Yine atalar dini var, yine atacılar var. Tabelası yenilenmiş lokantanın ve kıyafetleri değişmiş aşçıların, garsonların.

Şimdi bakalım:

"Cevşen, hâlisâne yapılmış bir duadır Cevşen ile ilgili pek çok düşünce ve görüş ortaya atılmıştır.

Cevşen masum bir dua değildir. Kirlidir. Vahiy ürünü olduğu iddia edilmektedir. Bu vahyin(!) keşfen açığa çıkarıldığı öne sürülmektedir. Zırhtan bile etkili olduğu, Peygamberin savaşta zırhını çıkarıp bunu okuduğu söylenmektedir. Muskacılığa alet edilmektedir. Bu zırvaların hiçbir dayanağı yoktur. Ne tarihi, ne akli ne de Kur’ani.

Daha çok Şiî kaynaklardan gelmiş olması, Ehl-i Sünnet'in Cevşen'e karşı soğuk davranmasına sebep olmuştur.

Şii kökenli bir uydurma bu. Bu yüzden Sünni kaynaklarda yok. Cevşen konusunda kaynak o kadar sağlam da neden Sünnilerinin bundan haberi yok? Neden Sünniler en başta sahiplenmemiş bu cevheri. Vahiy(!) bu yahu. Haydi içeriğinde Ehli Beyt övgüsü olsa anlarız ama o da yok. Sünnilerin bu konuda bilgi yoksunu olmalarının ve soğuk durmalarının nedeni nedir?

Ancak bizim Cevşen ile ilgili mülâhazamız biraz husûsiyet arz etmektedir.

Mutlaka öyledir. Zira ruhbanların yanlışlarını savunmak her daim gereklidir.

Öyleyse, sadece senedine âit şaibeden dolayı Cevşen'i tenkit pek haklı bir davranış olmasa gerek.

Şaibe falan yok. Uydurma olduğu düpedüz ortada. Cevşenin kökenine ve tesirine ait ortaya atılanlar alenen saçma.

2. Efendimiz'e ait sözlerin bütün beşer sözlerine bir rüçhaniyet ve üstünlüğü vardır.

Cevşen Peygamber sözüymüş. İyi de sen sünnisin. Senin hangi sahih hadis kitabında geçiyor bu söz? Üstelik aslında Tanrı sözüymüş bu. Şiiler farkında sadece. Sünnilerdeki şu gaflete(!) bak.

O'na ait beyan ve sözleri seçip tanımada maharet kazanmışlara gizli kalmayacak bir gerçektir ki, Cevşen baştan sona peygamberâne ifadelerle bezeli bir edâya sahiptir.

Bu nasıl bir ölçüttür? Bozacının şahidi şıracı. Hem cevşen kimin sözüdür? Tanrının mı, elçisinin mi? Önce bu karmaşa giderilmelidir.

Eğer Cevşen Şiî imamlar yoluyla nakledilmemiş olsaydı, öyle zannediyorum ki, bütün Sünnîlerce kabul görecek ve baş tacı edilecekti.

Bir tarafta Sünni görüş diğer tarafta Said Nursi. Gülen elbette Said’in tarafını tutacak ve kendisi de Sünni olduğu halde Sünni geleneği cahillikle ve gafletle suçlayacak.

Hani Sünniler peygamber sözlerini özenle toplamışlardı. Hani Sünniler bu sözlere koşulsuz inanmışlardı. Sünniler eğer vahiy ürünü olduğu iddia edilen cevşeni sırf Şiilere gıcıklıklarından dolayı ellerin tersiyle itmişlerse güvenirlikleri çöp sepetine. Mezhepçilerin böyle bir ölçütü var demek ki. Onlar kabul ediyorsa, sen etme. Biri “vahiy ürünü” derse diğeri “uydurma” demek zorunda.

Fakat Cevşen, senet yönüyle bir talihsizliğe uğradığı için, bunca insan sırf bu yüzden onun nurlu, feyizli ve bereketli ikliminden mahrum kalmıştır.

İşte yanlışın biri de bu. Metinlere kutsallık atfetmek, onları sürekli tekrar etmek, sarıp sarmalayarak muska edinmek kokain çekmek gibi bir şey. Uyuşturuyor, sersemleştiriyor. Bilinç aşılamıyor, diriltmiyor. Zikrin bir numaralı düşmanı oluyor.

4. Bazen hadis kriterleri ölçü olmayabilir. Ehlullahın Efendimiz'den keşfen hadis alması hiç de az vâki olmuş hâdiselerden değildir. İmam Rabbanî der ki: "Ben, İbni Mesud'dan, Muavvizeteyn'in Kur'ân'dan olmadığına dair rivayetini görünce, bu sûreleri farz namazlarımda da okumamaya başladım. Ne zaman ki, Efendimiz'den onların Kur'ân'dan olduğuna dair ihtar aldım, ancak o zaman bu sûreleri farz namazlarımda da okumaya başladım."

Fethullah Gülen kendine gel, haddini bil. İftiraya bakın. Saçmalığa bakın. Adamın örnek verdiği ve destek aradığı şeye bakın. Kunut Duaları Kur’andanmış. Kur’an eksik o zaman. Bu eksikliği de İmam Rabbani keşfetmiş. Hem de rüya yoluyla.

İşte mezhepçi, gelenekçi, atacı kesimin gerçek yüzü. İşte uydurmalar, işte çürük temelleri.

Ama bazı büyük zatları bu kategoriye dahil etmek çok büyük yanılgı olur. Onlar "keşfen aldık" dediklerini mutlaka öyle almışlardır ve dedikleri de katiyen doğrudur.

İmam Rabbani örneğinden belli neyin ne kadar doğru olduğu. Atacılara göre bu böyledir. Atacılar “Kur’an eksiktir, rüyada söylendi bana” diyen efendilerine bile “amenne ve saddekna” çekmek mecburiyetindedirler. Çünkü onların rüyaları ve halüsinasyonları her şeyin üstündedir.  Çünkü dinin(?) odağında yeri vardır bunların. Belirleyicidirler onlar.

Onun için biz kesinlikle diyoruz ki, Cevşen mânâsı itibarıyla Efendimiz'e ilham veya vahiy yoluyla gelmiştir. Daha sonra da ehlullahtan birisi bu Cevşen'i keşif yoluyla Efendimiz'den almış ve Cevşen bize kadar öyle ulaşmıştır.

Kurumsal vahiy olsa Kur’anda yer alır. Hepimizi ilgilendirse Yüce Allah onu bize duyurur. Cevşen vahiy yoluyla elçiye gelmişmiş ama sonra unutulmuş. Şiilerden birisine keşfettirilmiş ve iman etmek gerekirmiş. Yahu olur mu böyle saçmalık. Allah kullarıyla oyun oynar mı, dalga geçer mi?

Bu hususlara şunu da ilave etmek faydalı olur kanaatindeyim. İmam Gazalî gibi bir allame, Gümüşhanevî gibi bir büyük veli ve Bediüzzaman gibi bir sahibkırân, Cevşen'i kabullenip onu vird edinmişlerdir.

Gazali, Gümüşhanevi, Nursi değildir ölçütümüz. Aklımızı işletiriz, Kur’anı rehber ediniriz. Varsa saçmalıkları birilerinin, elimizin tersiyle iteriz.

1-Cevşen, mânâsı itibarıyla Efendimiz'e ilham veya vahiy yoluyla gelmiştir. Daha sonra da ehlullahtan birisi bu Cevşen'i keşif yoluyla Efendimiz'den almış ve Cevşen bize kadar öyle ulaşmıştır.

Mana itibarıyla ilham ve vahiy hikayedir. Bunları Tanrı Buyruğu gibi pazarlamak beyhudedir. Ehlullah etiketi altında Tanrı adına yalanlar uyduranlara aldanmak cahilliktir. Cevşenin tılsımı ve sihri yoktur.

2-Sünnî kaynaklarda Cevşen'den bahsedilmiyor. Ama İmam Gazali, İmam Şazelî ve Bediüzzaman gibi kametlerin tasdik ettikleri bir meselede temkinli olmamız gerekmez mi?

Gerekmez tabiki. Çünkü ataların yorumlarına ve yanlışlarına sahip çıkmak hele de onlara iman etmek yakışmaz müslümana.

3-Cevşen’in asgarî vasfı onun bir dua olmasıdır. Başka hiçbir özelliği bulunmasa, sadece onun bu özelliği bile, Cevşen’e bir değer ve kıymet atfetmek için yeterli bir sebeptir. “

Cevşen masum bir dua değildir. Kaynağı ve uygulanışı kirlidir.

Fethullah Gülen tipik bir örnektir. Şahıs odaklı din anlayışına sahip olanların nasıl saptığına bir örnek.

Hoca efendinin savunması gereken sadece cevşen değil maalesef. Sekine sayfası ve celcelutiyye uydurması da var. Atacı olmak zor.



__________________
Yunus 105. Şu da emredildi: "Yüzünü dine bir hanîf olarak çevir. Sakın müşriklerden olma!"
Yukarı dön Göster Alperen's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Alperen
 
yakamoz
Katilimci Uye
Katilimci Uye
Simge

Katılma Tarihi: 25 ekim 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 55
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı yakamoz

Selam,

............ Fethullah Gülen’in Prizma adlı kitabının 1. cildinin 147-151 sayfalarında cevşen’in meşruluğu ispatlanmaya çalışılmış ama ne yazık ki “Hakim’in Müstedrek’i dışındaki hiçbir Sünni kaynakta cevşene ait ibare ve ifadelerin birkaçına bile rastlamadığını “ itiraf etmek zorunda kalınmıştır. (Prizma Fethullah Gülen Cilt:1 Sayfa:148) Aynı Cevşenin Şia’nın muteber hiçbir hadis kitabında bulunmadığını da burada ayrıca ifade edelim.  Şimdi cevşen hakkındaki bilgileri diyanetin İslam ansiklopedisinden aktaralım. “Cevşen kelimesi sözlükte; bir tür zırh, savaş elbisesi demektir. Anlatıldığına göre Asrı saadette cereyan eden savaşların birinde(bir rivayete göre Uhud’da) “Cebrail, Hz Peygambere zırhını çıkar bu dua hem sana hem de ümmetine zırhtan daha sağlam bir emniyet sağlayacaktır.” Demiştir. Şii kaynakları Cebrail’in, bu dua ile birlikte faziletini de peygambere bildirdiğini kaydederler. Bu rivayetlere göre; Allah cevşeni dünyayı yaratmadan 50.000 yıl önce arşın direkleri üzerine yazmıştır. Bu duayı okuyan veya yazılı olarak üzerinde bulunduran kimse dünyada her türlü beladan, afet, hastalık, yangın ve soygundan korunduğu gibi Allah ile kendisi arasında perde kalmaz ve bütün istekleri yerine getirilir. Çevşen ile Allah’a münacatta bulunan kimseye Bedir şehitleri derecesinde 900.000 şehid sevabı verilir. Bu duayı kefenin üzerine yazan mü’min ise azap görmez. Onu okuyan kimse dört semavi kitabı okumuş gibi olur; her harfi için kendisine Cennette iki ev iki zevce verilir. Ayrıca insandan ve cinlerden bütün mü’minlerin ki kadar sevap kazanır, asla cehenneme girmez.” (Daha fazla bilgi için Diyanet Vakfı yayınlarının çıkarmış olduğu İslam ansiklopedisinin Cevşen maddesine bakınız.) Aktardığımız bu nakilleri okuyan okuyucular; “bunların doğruluğuna aklı başında olan kimse inanmaz” diyeceklerdir. Ama yanılıyorlar! Bu hikayelere tarihte hurafeci bazı Şiilerle, bazı hurafeci Sünniler inanmışlardır. Şii kaynaklarından alındığını yukarıda belirttiğimiz bu hikayeleri Sünni olan Ahmet Ziyaeddin Gümüşhanevi almış ve Mecmu’atu-l Ahzab adlı eserinde nakletmiştir. Daha sonra asrın müceddidi olduğu sanılan bir kişi bu hikayeleri almış ve kendi talebeleri arasında yaymıştır. Bu yanlış yaklaşımın sorumluları bir yana, günümüzdeki birçok hocaefendi bu yanlış yaklaşıma ses çıkarmayarak onların sorumluluklarını paylaşmaktadırlar.  Bize göre şartlar ne olursa olsun, bir kısım ayet ve süreleri, hastalığın türüne göre derleyip, bir muska biçiminde boyuna asmak kesinlikle doğru değildir. Böyle bir şeyin “beni zarardan korur” diyerek boyna asılması Allah’a şirk koşmaktan başka bir şey değildir. Yukarda açıkladığımız cevşenin hükmü de muskanın ki ile aynıdır.

Kaynak:http://www.aliumuc.com/?sf=10&dt=25

Yukarı dön Göster yakamoz's Profil Diğer Mesajlarını Ara: yakamoz
 
ibrahimeco
Katilimci Uye
Katilimci Uye


Katılma Tarihi: 12 eylul 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 9
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ibrahimeco

Alperen kardeşim,

Tenkit yazını dikkatle okudum takdirlerimi ifade etmeme gerek yok sanırım. Allah sana mücadel kudreti ve gücü versin ve daim yardımcın olsun...

Dualarımla

 

 

 

Yukarı dön Göster ibrahimeco's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ibrahimeco
 

Eğer Bu Konuya Cevap Yazmak İstiyorsanız İlk Önce giriş
Eğer Kayıtlı Bir Kullanıcı Değilseniz İlk Önce Kayıt Olmalısınız

  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats