HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Ortak Meal-Yorum Çalışması
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Ortak Meal-Yorum Çalışması
Konu Konu: Maide 38 Hırsızlığın cezası Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Amel defterinin bu şekilde değiştirilemeyeceği o çetin günün azabından, alemlerin Rabbi olan Allah'a sığınırım..

Alim olan Allah EN doğrusunu bilir...

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
asım
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 14 agustos 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1700
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı asım

  El Kesme Cezası nın Değerlendirilmesi
 ‘’Hırsızlık eden erkek ve hırsızlık eden kadının suçları sabitleşince yaptıklarının karşılığı ve Allah tarafından caydırıcı bir ceza olmak üzere ellerini kesin…’’145 ayetinde yer alan el kesme cezası, yaşadığımız çağın kabulleri ile bağdaştırılamadığı için problem edilmekte bu cezanın ayetin indiği dönemle ilgili olduğu söylenerek bugün farklı şekilde olması gerektiği ileri sürülmektedir.146
Bu görüşte olanlar iddialarını genelde aynı gerekçelere dayandırmaktadırlar. Mesela Cabiri, ‘’…hırsızın elinin kesilmesi, Arap yarımadasında islamdan önce de uygulanan bir ceza şekliydi. İkincisi, el kesme cezası, develeri ve çadırlarıyla bir yerden diğerine göç eden bedevi bir toplumda uygulanmıştır. Böyle bir toplumda hırsızın ‘’hapis’’ cezasına çarptırılması mümkün değildi. Zira o zaman ne hapishane, ne duvar ne de mahkûmların kaçmasını önleyecek otorite, ne de onların iaşe ve ikamesini sağlayacak bir teşkilat vardı. Öyle ise, yegâne çözüm yolu bedensel ceza olmaktadır. Böylesi bir toplumda hırsızlığın çoğalması, kaçınılmaz bir biçimde o toplumun varlığının yok olmasına sebep olacaktır. Çünkü o zaman ne sınırlar, ne duvarlar, ne de servetin korunduğu güvenli yerler vardı. Dolayısıyla şu iki hedefi amaçlayan bedeni ceza, zorunlu olarak kendisini ortaya koymaktadır: Tekrar çalma imkânını nihai olarak ortadan kaldırmak ve insanların kolayca hırsızları tanıyacakları bir alameti kişide sürekli olarak bulundurmak. Kuşkusuz, elin kesilmesi de bu iki amacı birlikte gerçekleştirir. Netice itibariyle, çölde bedevi olarak yaşayan bir toplumda hırsızın elinin kesilmesi anlamlı ve makul bir tedbirdir.
İslamın doğuş dönemindeki toplumsal gelişmişlik düzeyi, kendinden önceki durumdan pek farklı değildir. İslam öncesi toplumda geçerli olan tedbirler, örfler ve semboller arasında, hırsızlık suçunun bir cezası olarak el kesme cezasını da İslam aynen korumuştur.  Böylelikle, İslam’i karakteristiğe katılan bu ceza, artık örfi bir uygulama olmaktan çıkıp şer’i bir hüküm hüviyetini kazanmıştır147 diyerek bu cezanın cahiliye dönemindeki varoluşunu irdelemiş bu cezanın ön görülmesini, bu gün için alternatifi olabilecek hapis cezasının o dönemde uygulanamaz oluşu ile gerekçelendirmiştir. Garaudy ise, sosyal adaleti egemen kılmanın önemine değindiği bir bağlamda dönüşü olmayan bir ceza olan el kesme cezası ile sonsuz merhamet sahibi olan Allah tasavvurunu birbiri ile bağdaşır bulmamaktadır.148 Garaudy’nin yaklaşımında yaşadığı tarihselliğin etkisi açık bir şekilde görülmektedir. Biz de konuya bakış açımız çerçevesinde ayeti yorumlamaya gecelim.
Birinci aşamada herhangi bir hükmü Kur’an’a onaylatmak kastı olmadan hırsızlık karşısında Kur’an’ın tavrı nedir? sorusu sorulur. Bu sorunun cevabı, Kur’an’ın hırsızlığa karşı bir ceza öngördüğü ve Maide 38'de bunu ele aldığıdır. İkinci aşamada bu ayeti anlamaya geçilir ve öncelikle tarihsel bir özellik taşıyıp taşımadığına bakılır. Burada üslup açısından bakıldığında Ayet, salt kelime bilgisi ile anlaşılabilmektedir. Ancak yukarıda dediğimiz gibi bu konuda el kesmenin o günkü toplumun bildiği ve uyguladığı bir konu olduğu, bu nedenle tercih edildiği ve sosyal ve fiziki şartların bu cezayı gerektirdiği gibi iddialar vardır. Bu nedenle tarihsel anlamı kavrama çerçevesinde bu iddiaların ne denli etkili olduğunu ve ‘’tarihsel alternatifsizliğin’’ olup olmadığını araştırmak gerekmektedir. Tarihsel alternatifsizlik ile anlamın ya da hükmün toplum tarafından algılanamaması veya uygulanamamasını kastediyoruz. Bu açıdan el kesme cezasını inceleyelim.
Tarihsel ortamla ilgili Cabiri’nin açıklamaları bu cezanın Kur’an’ın indiği dönemde var olduğu tarafıyla doğrudur. Zira kaynaklar da cahiliye döneminde hırsızlık yapanın sağ elinin kesildiği nakledilmektedir. 149 Bunun yanında kesinlik arz eden bir tarzda hapis cezasının o dönemde uygulanamayacağı ile ilgili ifadeleri tarihsel verilere dayanarak tartışılmalıdır. Önce kendisinin de alternatif olarak gördüğü hapis cezasının o dönem açısından algılanabilirliği, sonra da uygulanabilirliği üzerinde duralım.
Hapis cezasının, Kur’an’ın indiği cahiliye döneminde bilindiğini gösteren rivayetler vardır. Mesela: Cahiliye döneminde hırsızların el kesme dışında hapsedildiği birkaç kat fazlasını ödemek ile cezalandırıldığı, kabilenin himayesinden dışlandığı, dövüldüğü de nakledilmektedir.150 İslami dönemde de hapis cezası bilinmektedir. Nitekim farklı suçların cezası olmak üzere mescide bağlamak ve bir hücreye kapatmak şeklinde uygulandığı görülmektedir.151 Bu nedenle şayet Allah’ın muradı el kesme değil de hapis cezası olsaydı bunu ifade etmesinin önünde vahyin muhatapları itibarıyla herhangi bir engel yoktu.
İkinci husus, hapis cezasının Kur’an’ın indiği toplumda uygulanabilirliğinin tarihi veriler ile değerlendirilmesidir. Cabiri’nin açıklamaları hatırlandığında o, sosyal ve fiziki çevre açısından hapis cezasının uygulanamaz oluşunu söylemekteydi. Cabiri’nin yaptığı sosyal hayat ile ilgili tasvirleri cahiliye dönemi ile ilgilidir. Tarihi kaynaklara baktığımızda bunun doğrulanamadığını görmekteyiz. Cabiri’nin söylediği çadırlarda yaşama hali Kur’an’ın indiği toplumun umumunu kapsamamaktadır. Bilakis Kur’an yerleşik bir hayatın hakim olduğu Mekke ve Medine şehirlerinde indirilmiştir. Medine döneminin sonlarına doğru inen bu ayetin, indiği dönemde toplu göçebe hayatı değil, çoğunluk itibarıyla yerleşik bir hayat yaşamaktaydı.152 O halde hicri 10. yılda indiği bilinen Maide suresinde yer alan bu ayetin cahiliye dönemindeki şartlar dolayısıyla el kesme cezası olarak öngörüldüğünü aslında muradın hapis cezası olduğunu, ancak şartlar gereği bu cezanın emredilemediğini söylemek kendi içerisinde bir çelişkidir.
Diğer yandan onun islamın doğuş dönemindeki toplumsal gelişmişlik düzeyi kendinden önceki durumdan pek farklı değildir ‘’sözleri de izaha muhtaçtır. Bununla hapis cezasının İslami dönemde de uygulanamaz oluşunu ifade etmektedir. Hâlbuki bir kısım rivayetler, hapis cezasının İslami dönemde uygulandığını göstermektedir. Mesela,  ‘’Hicaz ahalisinden bir grup arasında münakaşa çıkmış ve bir kişi öldürülmüştür. Hz. Peygamber (s.a.v.) gönderdiği bir emir ile bunları hapsettirmiştir.’’153 Bu konuda Hz. Peygamber (s.a.v.) döneminde bazı kimselerin hapsedildiği anlaşılmaktadır.154 Ayrıca yine bu sürede yer alan hirabe suçunun cezası olarak gelmiş olan ‘’yeryüzünden sürmek’’ ifadesinin Hz. Peygamber (s.a.v.) tarafından hapis cezası olarak uygulandığı söylenmektedir.155 Nitekim buna dayanarak Ebu Hanife de ayeti bu şekilde anlamıştır.156 Bunlar bize hapis cezasının farklı suçların cezası olarak az da olsa uygulanması nedeniyle o gün için bu cezayı uygulamanın asgari şartlarının var olduğunu göstermektedir.
Hicri 10. yılda indiği bilinen Maide suresinde yer alan bu ayetin cahiliye dönemindeki şartlar dolayısıyla hapis cezası olarak değil de el kesme cezası olarak öngörüldüğünü söylemek bir çelişki olmakla beraber vahyin hiçbir şeyi değiştiremediği yani toplumun hayat şartlarını oluşturmada rolü olmadığı gibi hakikat ile uyuşmayan bir anlamı da içermektedir. Şayet Allah, el kesme cezasını değil, hapsi murad etseydi Medine döneminde birçok sorunu halletmiş olan İslam toplumu bunun için gerekli altyapıyı oluşturabilirdi. Nitekim el kesme emrini içeren ayetin inişi düşünüldüğünde aralarında çok uzun bir zaman geçmeden halifeler döneminde farklı suçların cezası için hapishanelerin oluşturulmaya başlandığı görülmektedir.157
Bu açıdan baktığımızda el kesme cezasının alternatifsiz olmadığı bilakis hapis cezasının o gün için bir alternatif olduğu halde ayette al kesme olarak belirtilmesi murad-ı ilahi olarak algılanmalıdır. Bu nedenle el kesme cezasının bütün dönemlerde uygulanması gerekmektedir.
Hirabe suçunda olduğu gibi bir suç için ayetin metninde farklı alternatiflerin sayılmayıp158 sadece el kesme cezasının ön görülmesi de bunun tarihsel bir zorunluluk olmadığını bilakis irade-i ilahiye olduğunu teyit etmektedir. Hz. Peygamber (s.a.v.) döneminde uygulandığı bilinen159 bu cezanın sadece indiği dönemde değil, diğer ilahi dinlerde de uygulandığının bilinmesi cezanın yerel olmadığını kanıtlamaktadır.160
Garaudy gibi hümanist düşüncelerle bu cezanın Allah’ın rahmetiyle bağdaşmaz telakki edilmesi,  bu cezanın caydırıcılığı yanında, suçun toplumun düzenini bozan oldukça çirkin bir davranış oluşu, önü alınmadığı takdirde mal emniyetinin sağlanamayacağı161 gibi hususlar düşünülünce daha nötr hale geleceği kanaatindeyiz.

kerim şükrü ünlü


__________________
O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Yukarı dön Göster asım's Profil Diğer Mesajlarını Ara: asım
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Amel defterinin bu şekilde değiştirilemeyeceği o çetin günün azabından, alemlerin Rabbi olan Allah'a sığınırım..

Alim olan Allah EN doğrusunu bilir...

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Sevgili Öğrenci 98 kardeşim, katkın için teşekkürler. Sıkkîn ile ilgili görüşüne aynen katılıyorum. "Ellerine birer bıçak verdi" şeklindeki anlam zorlama bir anlamlandırmadır. "Her birine rahat edeceği, yaslanacağı bir yer /koltuk/serir hazırladı/sağladı" anlamı çok daha uygundur. Sıkkîn, tume'nine ve vakar anlamınadır. Tume'nin; sukunet, huzur, gönül rahatlığı, yatma, güven ve itimat anlamlarına geliyor. Sukun'un de asıl anlamı sukunet, rahatlık, huzur; sekkene'den sıkkin de, sakinleştirmek, oturtmak, yatıştırmak, huzur vermek.. anlamlarını ifade ediyor. Muttekien de yaslanılacak, dayanılacak yastık, divan gibi şeyleri ifade ediyor. 

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
ozanoner
Yeni Uye
Yeni Uye
Simge

Katılma Tarihi: 24 nisan 2009
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 2
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ozanoner

sevgili dostum..söylediklerine aynen katılmaktayım.
bazan doğru sözler söylendiğinde bile nefis arkandan
çalışır ve seni bildiğin den bile saptırmak ister
.önyargısız düşünen her akıl mutlaka bu acıklamalarını
anlayacaktır. bazen yorum dan ziyade kabullenmek
lazımdır.sana tesekkür eder herkese senin gibi düşünmek
nasip edilir insallah.

__________________
bir turlu olmuyor.olamıyor..dogruyu biliyor ama bilerek kanıyor.nefis bende galip ruhum ağlamaklı..Allah'a yalvarıyorum.olmuyor ,olamıyor nefis eğleniyor ruh ağlıyor.yardım cığlıklarımın sesi cıkmıyor
Yukarı dön Göster ozanoner's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ozanoner Ziyaret ozanoner's Ana Sayfa
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Amel defterinin bu şekilde değiştirilemeyeceği o çetin günün azabından, alemlerin Rabbi olan Allah'a sığınırım..

Alim olan Allah EN doğrusunu bilir...

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Segili dostum,

Qatta , qataa fiilinin bir kat daha geçişlisidir. Qataa kesti, kopardı; qatta parça parça etti, doğradı. 

Bakın 47/15 qattaa, 59/5'te qataa fiilleri sözlük anlamlarında gelmişler. 7/160 ve 268'de" bölmek" anlamındadır. Ama aynı fiil 7/72, 69/46,29/29,3/127,8/7,22/15,2/27,9/121,13/25,6/45,47/22 vs ayetlerinde mecazi anlamdadır.

Mecazla argoyu karıştırmamak lazım. Misal, Türkçe'de "kendini parçalamak" deyimi var. Onun için, "istediğiniz kadar kendinizi parçalayınız, durum değişmeyecektir" dediğimde, "elinize bir satır alıp kendinizi doğrayınız" anlamında demediğimi anlıyorsunuz sanırırım. 

Kuran'da mecaz kullanımın sözlük kullanımdan daha çok olduğunu biraz gayret ederseniz siz de göreceksiniz.  

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Amel defterinin bu şekilde değiştirilemeyeceği o çetin günün azabından, alemlerin Rabbi olan Allah'a sığınırım..

Alim olan Allah EN doğrusunu bilir...

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Merhaba Hayrullah,

Qataa ile qattaa'nin anlam farkını yazdıydım. Dikkat ettiyseniz qataa kesti ise, qattaa doğradı olacak (bakınız Elmalılı Hamdi Yazır Meali).Yani kesmenin dozajı bir kat daha fazla. Ayrıca anlayışınıza etken olan "parmaklarını kestiler" anlamı, ellerle parmakların kast edilmiş olması pek uygun düşmese gerek. Çünkü Kuran'da parmaklar "esâbi'" olarak ifade edilmiştir.

Benim şahsen kanaatım odur ki, iki el ve (çoğul olarak) eller, Kuran'da kişinin kendisidir. Bu da, qatta'ne fiilinin de, Kuran'ın bir çok ayetinde olduğu gibi, burada da mecaz anlam ifade ettiğidir. Nitekim dilimizde de "... için kendini parçaladı" ve  benzeri deyimler çokça kullanılmaktadır.

Bu ayetlerde "qatta'ne eydiyehunne": "kendilerini parçaladılar"dan  "Şuurlarını kaybettiler" anlıyoruz. Bu görüşü ilk defa ben söylüyor değilim. Benden çok önce bu anlamı vermiş olan müfessirler var, onların bu görüşünü daha doğru bulduğumdan tercihe değer buluyorum.

Muhabbetle.

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
İbrahimizm!!!
Ayrıldı
Ayrıldı


Katılma Tarihi: 14 subat 2009
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 420
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı İbrahimizm!!!

Kuran'da mecaz kullanımın sözlük kullanımdan daha çok olduğunu biraz gayret ederseniz siz de göreceksiniz.   Haktansapmaz.

124. Kim benim zikrimden/Kur'anımdan yüz çevirirse onun için zor, sıkıcı bir hayat şekli/dar bir geçim vardır; kıyamet günü de onu kör olarak haşrederiz.

125. O der ki: "Rabbim, beni neden kör haşrettin, ben gören biri idim?"

126. Allah buyurur: "Ayetlerimiz sana geldiğinde sen böyle unutmuştun; bugün de sen aynı şekilde unutuluyorsun."

Kalpleri vardır bununla kavrayıp-anlamazlar, gözleri vardır bununla görmezler, kulakları vardır bununla işitmezler

sadece bir misal.
Yukarı dön Göster İbrahimizm!!!'s Profil Diğer Mesajlarını Ara: İbrahimizm!!!
 

<< Önceki Sayfa Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats