Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Merhaba sevgili Ali kardesim. Bu siralar hem kucuk kizimin (bir bucuk yasinda) hastaligi hemde asiri is yogunlugu yuzunden yazamiyorum. Vakit buldukca yazilanlari okumaya calismaktayim.

Muhakkak ki yuce Allah her gercekleseni en ince ayrintisina varana kadar bilmektedir, en dogru bilgi ona aittir. 

Ali kardesim sizinde takdir ettiginiz gibi diger vahiylerin oldugu gibi kuran vahyinin  muhatabi da insanlardir. Onbes asir oncesinin insanini muhatap alan kuran vahyi selefleri gibi muhatabinin anlayisini goz ununde tutmaktadir. Muhatabin dilinde-anlayisinda apacik olan ifadeler kullanilarak mesaj verilmektedir. Amacin golgelenmesini saglayacak tartismalarin olusmasina firsat taninmamaya calisilmistir.

Isa ile ilgili anlatimi surekli olarak bu konuya ornek vermisimdir. Vahiy Isa kissasinda varolan en buyuk yanlisi duzeltirken, amac acisindan geri plana dusen kisimlari tartismaya acmamistir.  Tartismaya acilmayan her hususun mutlak  dogrulugunu kabul etmemiz cok buyuk problemleride beraberinde getirecektir.

Vahyin   uslubu bizim onu tarihi bir kaynak olarak gormemize engel teskil eder. Cunku anlatilanlarin  mesajla celisenleri haric  diger kisimlari muhataplarin bildikleriyle paralellik tasimaktadir. Kuran'in muhatabi olan topluluklarin  versiyonlarinin esas alinmis olmasi uzerinde dusunulmesi gereken onemli bir husustur. Kuran muhataplarinin versiyonunun belkide en zayif olanlardan olmasina ragmen bu boyle yapilmistir.  Kuran kissalarinin cogunlugu bu cografyaya disaridan ulasmistir ve cok degisiklige ugramistir.

Kuran kissalarinin bir haber bulteni tarzinda olmayip Muhammed ve arkadaslarina destek mahiyetinde vahyedildigi de onemli bir husustur. 

Bazen Muhammed'in basindan gecenlerin diger resullerin sahsinda anlatilmasina,  muhataplarin daha onceki yalanliyanlarla  benzestirilmelerine de dikkat edilmelidir. 

Sonuc olarak Kuran'dan tarih bilgisi edinmeye calismak  bence cok buyuk bir hatadir.

  Musa veya Isa'nin hakkinda ki tarihi  bilgileri Kuran'dan almamiz pek mumkun gorunmemektedir. Bu konuda cok arastirmalarim olmustur. Isa nin tarihselligi soz konusu iken Musa hakkinda cok degisik bilgiler mevcuttur. Hatta Israil ogullarinin Misir yasami ile ilgili bilgiler pek saglikli gibi gorunmemektedir.

Insallah daha sonra devam etmek uzere hosca kalin.

Kadir

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Muhliskul kardeşim, aşağıya metnini latin harflerle yazdığım 61/ Saff-6. ayetin mümkünse çevirisini yazıp ilgili düşünce ve anlayışınızı açıklarmısınız? Özellikle renkli kısım hakkındaki düşüncenizi merak ediyorum. Allah'a emanet olun.

Ve iz qâle 'İsebnu Meryeme Yâ benî İsrâîe innî resûlullahi ileykum musaddiqan limâ beyne yedeyye minettevrâti ve mubeşşiran birasûlin ye'tî min be'dî ismuhû ehmedu, fe lemmâ câehum bilbeyyinêti qâlû hêzê sihrun mubîn.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Merhaba,

Meryem oglu Isa'da demisti ki; "Ey Israilogullari ben size   kendimden    onceki Tevrati tasdik edici ve benden sonra gelecek Ahmed isimli Resulu mujdeleyici olarak gonderilmis, bir Allah resuluyum....."

Sayin Haktan sapmaz kardesim mevzu bahis ayetin tercumesini yukariya kaydettim. 

 Muhammed'in selefleri olan  iki en meshur resulun toplumlariyla olan iliskisi anlatilarak Muhammed'e verilmesi gereken destegin uzerinde yogunlasan anlatimlar surenin ana konusu olarak karsimiza cikmakta.  Risalet zincirinde Muhammed'in bir oncesi konumda gorunen Isa'nin temsili olarak konusturuldugu dusuncesi bende olusmaktadir. Baska surelerde Isa'nin olmesinin ardindan Allah ile olan diyalogunun bildirilmesi gibi .

 Benim kanaatim  bizlerin  Kuran geneline munasip tespitler yapmamiz cok onemlidir.  O halde bu konuya yonelik olarak yapacagimiz tespit nasil olmalidir?

  Resuller gelir toplumunu uyarir ,ardindan  kisa veya uzun zaman sonra gelecek halefleri resulleri ilan  ederler, diyebilirmiyiz.   Bu tespit Vahiy icerigiyle celismektedir. Cunku Vahiyler   her an sona erecek olan yasam bilincini on plana cikararak  toplumlar uzerinde sok etkisi olusturmaya calismistir. Bir taraftan boyle bir mesaj vermesi, ardindan da devam edecegi kesinlesmis bir gelecek anlayisi sunan, gelecekteki olaylardan bahsetmesi bana pek mantikli gorunmemektedir.  

Kuran bu ayette ehli kitabin zaten sahip oldugu bir bekleyisi dillendirmektedir. Onlara Isa agziyla iste beklediginiz kimse budur diye Muhammed tanitilmaktadir. Ayrica Allah tarafindan gonderilmis bir kimseyi bekleyen toplumlar hep olumsuz anlatimlarin konusu olmuslardir.   Kuran'a gore bekleyis icinde olmak samimiyetsizligin ifadesidir.  Elci bekleyenlerin cogu elcilerine isyan etmislerdir.

Dogru davranis icinde bulunulan ortamda sahip olunan dogrulari yasama intikal ettirmektir.

Allah'a emanet olun. 

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

muhliskul Yazdı: Merhaba, Meryem oglu Isa'da demisti ki; "Ey Israilogullari ben size   kendimden    onceki Tevrati tasdik edici ve benden sonra gelecek Ahmed isimli Resulu mujdeleyici olarak gonderilmis, bir Allah resuluyum....." Sayin Haktan sapmaz kardesim mevzu bahis ayetin tercumesini yukariya kaydettim.   Muhammed'in selefleri olan  iki en meshur resulun toplumlariyla olan iliskisi anlatilarak Muhammed'e verilmesi gereken destegin uzerinde yogunlasan anlatimlar surenin ana konusu olarak karsimiza cikmakta.  Risalet zincirinde Muhammed'in bir oncesi konumda gorunen Isa'nin temsili olarak konusturuldugu dusuncesi bende olusmaktadir. Baska surelerde Isa'nin olmesinin ardindan Allah ile olan diyalogunun bildirilmesi gibi .

Değerli Muhliskul, güzel...Teşekkür ederim açıklamalarınız için.

Sevgili kızınızın ateşinin bir an önce normale dönmesi dileğimi iletirim. Geçmişte bir böbrek ameliyatı sonrası benim ateşim aşırı yükselmişti, bir hafta boyu uzman doktorlar indirmeye muvaffak olamamışlardı, bölüm başkanının "sefobit" ilacını kullandırması sonucu ateşim düşürülebilmişt.

Tekrar kızınıza kalıcı acil şifalar...

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

 Degerli  haktansapmaz guzel temennileriniz icin tesekkur ederim,Allah'a emanet olun.

Kadir

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Merhaba

    Meryem oğlu İsa'da demişti ki;  "Ey İsrailoğulları  ben size   kendimden    önceki Tevrat'ı tasdik edici ve benden sonra gelecek Ahmed isimli Resulü müjdeleyici olarak gönderilmiş, bir Allah resulüyüm"

  Değerli muhliskul kardeşim,yukarıda tercumesini okuduğumuz  saf suresi  6. ayeti ile  maide /116-117  ayetini karıştırmamak gerekir diye düşünüyorum. Saf  / 6 daki ayet Muhammed öncesi isa dönemi Muhammed resulu destekleyici incilden bir alıntı/veya tekrar, ancak; maide / 116-117 ise isa sonrası ve Muhammed dönemi ve isa peygamber'i övücü ve kendisine yapılan iftiraları tekzip ile ilgili olduğu veya en azından ben öyle düşünüyurum

  Kur'an  geneline uygun tespitler yapma konusundaki kanaatınıza  bende aynen katılıyorum ancak bu tespitleri  sağlam dayanaklara dayandırmak gerektiğine inanıyorum.

  Bu arada A'raf  /157 de de aynı konu tekrarlanıyor bu seferde İncil ile birlikte Tevrat ta zikredilerek ve bu ayetin hemen arkasından gelen  a'raf /158 de de  ummiliğe vurgu yapılarak direk Muhammed a.s ma işaret ediliyor, bu nasıl bir temsil olabilir ki,bu adamlar/ehl-i kitap  demezlermi ki, ey Muhammed nereden  çıkarıyorsun  bunları  diye itiraz etmezlermi  ayrıca Allah ne diye Tevrat ve incilde zikr etmediği birisini veya bir olayı Tevrat ve incili örnek versin ki yani bu bir temsil ise insanlara itiraz hakkı doğmaz mı bu konuyu ciddi düşünmek gerekir kanaatindeyim

Yanlarındaki Tevrat ve İncil'de yazılı buldukları o elçiye, o ümmî Peygamber'e uyanlar (var ya), işte o Peygamber onlara iyiliği emreder, onları kötülükten meneder, onlara temiz şeyleri helâl, pis şeyleri haram kılar. Ağırlıklarını ve üzerlerindeki zincirleri indirir. O Peygamber'e inanıp ona saygı gösteren, ona yardım eden ve onunla birlikte gönderilen nûr'a (Kur'an'a) uyanlar var ya, işte kurtuluşa erenler onlardır.7/15  

   Onlar ki yanlarında Tevrat ve İncil de yazılı bulacakları o Resule o, ümmî Peygambere ittiba' ederler o onlara ma'ruf ile emreder ve onları münkerden  nehylerler, ve temiz hoş şeyleri kendileri için helâl, murdar şeyleri üzerlerine haram kılar, sırtlarından ağır yüklerini ve üzerlerindeki bağları, zincirleri indirir atar, o vakit ona iman eden, ona kuvvetle ta'zım eyliyen, ona yardımcı olan ve onun nübüvvetiyle beraber indirilen nuru ta'kib eyleyen kimseler, işte o murada eren muflih olan onlar7/157

 De ki: «Ey insanlar! Doğrusu ben, göklerin ve yerin hükümranı, O'ndan başka tanrı bulunmayan, dirilten ve öldüren Allah'ın, hepiniz için gönderdiği peygamberiyim. Allah'a ve okuyup yazması olmayan, haber getiren peygamberine -ki o da Allah'a ve sözlerine inanmıştır- inanın; ona uyun ki doğru yolu bulasınız.»7/158

  De ki: Ey insanlar! Gerçekten ben sizin hepinize, göklerin ve yerin sahibi olan Allah'ın elçisiyim. Ondan başka tanrı yoktur, O diriltir ve öldürür. Öyle ise Allah'a ve ümmî Peygamber olan Resulüne ki o, Allah'a ve onun sözlerine inanır- iman edin ve O'na uyun ki doğruyu bulasınız.7/158

Resuller toplumlarını uyarmaya geldiklerinde  kendilerinden sonra gelecek/ gelebilecek bir resul'ü mujdelemeye engel ve çelişki olarak gördüğünüz  her an son bulacak yaşam bilincini toplunsal mı, bireysel mi  anlamamız gerekir,  kaldı ki gerek bireysel gerekse de toplumsal olarak sürekli sona eren bir yaşam bilinç/bilinçlerine her gün şahit olunmuyormu ve bu şahitliğe rağmen maalesef insanların çoğunun umurunda bile değil ve bizler de buna şahit olmuyormuyuz ne değişiyor hiç bir şey eğer yaşam bilincinin sona ermesindeki kastınız ölüm veya doğal afetler ise.

   Ayrıca bir elçinin gelmesi demek, kişinin o elçiye kadar ulaşmaları/yaşamaları anlamını vermez ki, nasıl kendilerinden önceki toplumlara gelmiş işe ve kendilerinede gelmiş ise, neden kendilerinden sonraki toplumlara gelmesin bende bunu anlamıyorum. acaba Allah onlara torpil mi geçti veya onlar imtiyazlı topluluklarmıydı  diye gelecekteki topluluklar bunu sorgulamaz mı

     Yaşam bilincinin son bulmasıyla ilgili şok etkisinden birkaç örnek verebilirmiyiz .Devam edeceği kesin olmadığı gibi devam etmeyeceğide kesin değil ki

  Kuran bu ayette ehli kitabin zaten sahip olduğu bir bekleyişi dillendirmektedir. Onlara Isa ağzıyla iste beklediğiniz kimse budur diye Muhammed tanıtılmaktadır. diyorsunuz

  Peki sizce bu sahip oldukları bekleyişlerinin nedeni ne olabilir acaba,hiç düşündük mü yoksa Tevrat ve incildeki bilgilerden mi kaynaklanıyor İsanın diliyle temsil dediğimiz saf /6 ise A'raf /157 ye ne diyeceğiz

  Elçi bekleyenlerin olumsuzluğuna birkaç örnek verecek olursak neleri verebiliriz

     Değerli muhliskul kardeşim ve sayın Haktan sapmaz hocam bu konuyu bir daha gözden geçirmenizi istiyorum

Umarım sevgili kızınızın durumu düzelmiştir,Tekrar Allah'tan şifa diliyorum

Muhabbetle

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

selam sayın muhliskul

yüce allah kızınıza acil şifalar versin umarım tezden sağlığına kavuşur .

yazılarınızı takip ediyorum tşk  saygılarımla

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Kıymetli kardeşim Muvahhid,

Elinize sağlık... Çok güzel yakalamışsınız, ben 7/157'yi kaçırmışım. Bakalım Muhliskul kardeşimiz nasıl bir açılım getirecek ben de mereak ediyorum.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

selam

ismuhuyu neden illa tanım olarak düşünüyoruz Gülenaz gülen az ağlayan çok gülen az bülbül eder güle naz, misalen meryem 7'de yahya ile igili de ismuhu geçiyor bunu tanımlama olarak almıyoruz ama burda alıyoruz, neden?

Gerçi her iki durumda da mantık olarak şöyle bir sorun oluyor ki gözleri "an"a çeviren dünün ve yarının kaygı ve kurgularından uzaklaştıran mantık, mehdi bekletir gibi ha ismi ha vasfı elçi bekletir olmuş.

muhliskul kardeş güzel demiş, selam ederim kendisine ve aynı zamanda avatarındaki resimdeki şirinenin de iyleşmesini ümid ederim,

bu ayeti bir ara kıt arapçamla daha doğrusu sıfır arapçamla çevirmiştim :) ama sadece bir "y" harfi nedeni ile çöpe atmıştım, benden sonra diye çevirilen kısımı daha sonra diye çevirmiştim lakin ordaki "y" harfi benden sonra anlamını getiriyormuş, ilginç tabi,

ayette bakılması gereken bir başka noktada şurası, bir müjdeyi kime yaparsanız müjde kendisine müjde verilenlerin başına gelir, mesela ben veliye desem sana zengin olacağını müjdeliyorum, zengin olacak olan velidir, veliden sonra gelenler değildir,

İsa ismi Ahmed olanı veya tanımı Ahmed olanı müjdeledi,

İsa bu müjdeyi muhattap olduğu halka yaptı,

İsa bu müjdeyi yaparken benden sonra dedi,

burada bahsedilen şahıs kesinlikle muhammed olamaz, zira İsa müjdeyi kime verdiyse müjde o kişilerin başına gelecek ve muhammedin muhattapları ile isanın muhattapları farklı olduğu için, dolayısıyla bu bahsedilen ahmed adı veya namı her ne ise hem isayı hem de ahmedi eskitmiş.

burda bir başka sorun daha var, biri bana deseki sana bir elçi müjdeliyorum hele bunu bana diyecek olan Allah'ın elçisi olacak yani Allah olacak, Allah vaadinden dönmiceğine göre Allah beni o elçi benimle muhattap olana kadar hayatta tutacak :), kıyamet o elçi geldikten sonra kopacak, bunlar bildiğimiz kıyamet alametlerine benziyor, mehdi bekler gibi insanlar ahmed bekliyor,

oysa Allah'ın sen ve şuan vurgusunda,

ben size yazarım,

biri benden alır aktarır"size yazarım" muhattap sizken onlar olur. 

ahmedi müjdeledik hem insanların ömrüne hem de kıyametin anına alamet verdik,

ayrıca bunların oluşumunu sağlayacak ikincil etkenlere de süre verdik,

sonra da kalktık dedik ki  kıyamet ansızındır :)

selam ederim