HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an'da İnanç Konuları
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an'da İnanç Konuları
Konu Konu: Kuran’da Oruç Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

haktansapmaz Yazdı:
Hayrullah kardeş, oruç tutuyor musun? Kaç gün? Ne zaman? Nasıl?

Merhaba Abdurrahman abi,

oruç tutuyormuyum : Evet

Kaç gün : 29 veya 30

Ne zaman : ay takvimine göre, ramazan ayında

Nasıl : imsaktan akşama kadar, yemek içmek ve cinsel ilişkiden uzak durarak

bir soru da ben ekleyeyim :

NEDEN?

ben doğumumdan önceki yaşama şahitlik etmedim. doğduktan sonra HERKES gibi, aile, arkadaş, okul ve kitaplardan öğrendim hayatı.

bu hayat içerisinde aile olarak oruç tuttuğumuz için ben de oruç tutmaya başladım ve oruç tutmaktan son derece haz alıyorum.

insan olabildiğimi hatırlatıyor bana.

hele çocuklarıma kesinlikle EMR edeceğim, onları da tutmaları için teşvik edeceğim.

çünkü çocuklarım, AÇLIĞIN ne olduğunu bilmiyorlar. kısa zaman dilimlerinde acıkma hissini tanıyorlar ama AÇ insanların halini ancak AÇ kalarak anlayabilirler.

küçük bir gözlemim ile bu yazıyı sonladırayım:

somaliye KAYITSIZ-ŞARTSIZ yardım konusunda işyerindeki arkadaşlara öneride bulunduğumda, üstü kapalı itirazlar nedense! oruç tutmayan arkadaşlardan geldi. elbete kendi içinde mantıklı sebepleri vardı : orada iç savaş var, yıllardan beri hep açlık vardır orda, niye köklü çözüm bulunmuyor vs...

tamam da açlığın ne demek olduğunu ÇOK İYİ bildiğim için, KAYITSIZ -ŞARTSIZ, DOĞRU yardım kanalı ile yardım etmek her türlü MANTIK SORGULAMASININ önünde oluyor.

not : tek kelime -katılmamanız- tabiki beni kırmadı ama en azından bir kaç kelime ile NEDEN katılmadığınızı anlatabilirseniz, forumu bu not ile takip etmeye başlayan arkadaşlar için görüşlerinizi anlamada bir hatırlama olur. kötümü olur?

selamlar,

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

İyi de Hayrullah kardeşim, benin oruç hakkındaki görüşüm belli. Ben tutula gelen oruc'un Muhammad'ten beri uygulandığına inanmıyorum. Benim anlayışıma göre söz konusu olan oruç/ savm/siyam, bir defaya mahsus, haccı ekberle birlikte o gün yeni müslümanlara/teslimlere yönelik uygulanmış bir çeşit eğitim semineriydi.  
Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

evet,bir defaya mahsusta olabilir..ancak bugünkü uygulamaya bakınca o zamanda insanlar dönem dönem mekke-medinede ki bu yapıyı merak etmiş ve kafalarındaki sorulara cevap aramak için orayı ziyarete gitmişlerdir..selamlar..
Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

insanlar dönem dönem mekke-medinede ki bu yapıyı merak etmiş ve kafalarındaki sorulara cevap aramak için orayı ziyarete gitmişlerdir...

Doğrusu bu olsa gerek. Mekke panayırı dört haram dolunayın her biri doğunca başlayıp onar gün açık kalıyor idiyse panayırın müdavimleri arasında yılda dört kez gelenler vardı. Onlar dinî haccı da yılda dört kez  yapıyordu. Bu uygulama Tevbe 28'in vahyine kadar sürmüş olabilir.

Sevgi ile.



__________________
hasanakcay.net
allahindini.net
Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 
bakimahmut
Groupie
Groupie
Simge

Katılma Tarihi: 02 aralik 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 66
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı bakimahmut

Merhabalar,

****************
2/184:


"Sayılı günlerdir. Sizden kim hasta olur veya sefer/yolculuk üzere ise, sonraki günler süresince (gerçekleştirir)..."

Evet, sayılı günlerden müteşekkil olan SİYAM. Bu SİYAM'a engel teşkil eden olgulardır hastalık ve yolculuk. Sahi yolculuk SİYAM'a engel oluyorda, BEDENSEL ÇALIŞMA neden engel olmuyor?

Öyle ya şimdiki yolculuk son derece konforlu bir haldir. Peki malum sıcaklıkta son derece zor olan bedensel çalışma neden SİYAM'a engel olmuyor?

Yoksa bu SİYAM aç, susuz ve münasebetten uzaklık hali değilde, bir yere bir amaç için gidip(hacc), orada bir kısım eylem ve söylemlerden GERİ DURMAK mı?

Ne dersiniz!


-öğrenci98-

****************
Selam ile...



__________________
..İNANAN BİR KULA ALLAH YETER.. ..YALANI ANCAK, ALLAH'IN AYETLERINE INANMAYANLAR UYDURURLAR...
Yukarı dön Göster bakimahmut's Profil Diğer Mesajlarını Ara: bakimahmut
 
bakimahmut
Groupie
Groupie
Simge

Katılma Tarihi: 02 aralik 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 66
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı bakimahmut

Merhabalar;

***

Mekke düştü artık zalim yönetim ve yöneticiler bitti. Allah Resulu hem coğrafya yönetiminin el değiştirdiğini hem de, uygulamaya koyacağı yeni sistem hakkında bilgilendirmek amaçlı insanları(22/27) çağırıyor. Çünkü uygulamaya konulacak sisteme göre ileride işlenecek suça ceza uygulamasında habersizdik demesinler diye yapılan çağrıdır. Hem de zalim yönetimin elinden inim inim inleyen ehli insafın öteden beri beklediği müjdeyi kendilerine vermek için yapılan çağrıdır hacc/ziyaret.

Kadim Arabi gelenekteki Haram/dokunulmaz/saygın ayları bilinçli bir kullanımla bilinçlendirilecek insanlar. Geleneğe göre bu dönemde kan davası yok, avlanma yasak, çiftçilerin mahsulünü getirip sattığı ve ticaret yapıldığı(çerçilik) dönem vs.

Bu dönem her yıl yazın gün dönümü ile başlayan ve birbirini takip eden 4 aydır. Zamanın şartları doğrultusunda geceli gündüzlü kervanla yapılacak yolculukta, kamerin ışığından istifade ederek yapılan yolculuktur. Bu sebeple doğal olarak bu 4 aylık süreç içerisinde kamerin hareketleri esas alınmaktadır.

Allah Resulu'nun davetine icabet ederek gündüzün tedris mahalline müdahil olanlar elbette bir kısım nahoş eylem ve söylemlerden (rafese, cidal, fusuk) GERİ DURACAKlar. Gereksiz soru sorulmayacak, kendi aralarında konuşulmayacak, tartışma olmayacak, müstehcen cümleler kullanılmayacak vs. Gece boyunca yeme-içme ise, serbestliğin tanımıdır. Yani gece kendi aralarında kritik yapma tefekkür etme ve istirahat ederek sabahlamalarıdır.

Ailesi Mescid-il Haram'da/Mekke'de oturanlar için 10 gün, civar bölge ve beldelerden gelenler için ise 3 günlük katılım söz konusudur. Civardan gelerek 3 gün kalanlar ise, ailelerine döndüklerinde ailelerinin de bilgilenmesi için eğitimi 10 güne tamamlayacaklardır.


-öğrenci98-

****

Selam ile...

 



__________________
..İNANAN BİR KULA ALLAH YETER.. ..YALANI ANCAK, ALLAH'IN AYETLERINE INANMAYANLAR UYDURURLAR...
Yukarı dön Göster bakimahmut's Profil Diğer Mesajlarını Ara: bakimahmut
 
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

Haktansapmaz'a göre SAVM bir çeşit eğitim semineriydi:

"Ben tutula gelen oruc'un Muhammad'ten beri uygulandığına inanmıyorum. Benim anlayışıma göre söz konusu olan oruç/savm/siyam, bir defaya mahsus, HACCI EKBER* ile birlikte o gün yeni müslümanlara/teslimlere yönelik uygulanmış bir çeşit eğitim semineriydi."

 

Abdurrahman hocam, aklıma iki soru geliyor:

 

1.O şehre tanık olanlar onu o şehr doğduğunda "savm"lamakla sorumlu addedildiğine göre FELYESUMHU buyruğunun daha önce verilmiş olması gerekir. O buyruk Kuran’da mı, nerde? (2:185'teki buyruğu "şehru ramazâna her yıl tanık olanlarınız FELYESUMHU" diye anladığımızda bu sorun ortaya çıkmıyor.)   

 

2.Siz sanıyorsunuz ki o şehr HACCI EKBER esnasında doğdu. İyi ama o şehre tanık olanlar onu "savm"lamakla sorumludur yani o esnada zaten savm u siyâm üzereler. Aynı anda iki savm u siyâm yapamıyacaklarına göre, hac mahallinde kefareten 3 gün savm yapılması hakkındaki ilahî hükmü ne yapacağız?

 

Ve mesâcidde İ'TİKÂF üzere olanlar (2:187)... Size göre MESÂCİD oturumlar demek:

 

"İ’TİKÂF, bir şeye bir yere yapışmak..., bir yerde ikâmet etmek/oturmak. Ben kelimeyi bu anlamda alıyorum. Ve: Ve entum 'Âkifûne fi-lmesâcid: Oturumlarda ikamet ederken onlarla ilişkilerde bulunmayın/onlarla tüm ilişkilerinizi kesin, diye anlıyorum. Ve bu, benim onayladığım anlamdaki siyâma tam uygun düşüyor. Aksi halde bu ifade öbür türlü sırıtıp duruyor orada. Ve mescitlerde i'tikâfta bulunma hali keyfi  olmayıp bütün ilgililere zorunlu idi."

 

Aklıma takılan soru:

 

İnsanları Kuran eğitiminden dışlamak Allah’ı öfkelendirdiği halde (81:11-12), Allah'ın elçisi birer eğitim semineri olan o mesâcid-oturumlardan  yeni müslimeleri/teslimeleri nasıl dışlar? 

 

Sevgi ile,

Hasan Akçay

 

_____________________________________

 

*Say ki 630’dan söz ediyoruz. O yıl şehru ramazân 30 Haziranda doğdu (Bkz. dolunay tarihleri).

 

…………………………………………………………. 4 Oca 630-3şub-4mar-2nis-2may-31may

30haz-29tem-28ağu-27eyl-27eki-25kas-25ara-23 Oca 631-22şub-23mar-21nis-21may-19haz

19tem-17ağu-16eyl-16eki-14kas-14ara-13 Oca 632 ........……………………………

 

Bir sonraki şehr 29 Temmuzda doğdu. HACCI EKBER ise ertesi sabah yani 30 Temmuzda başlayıp 10 gün içinde tamamlandı. Tabii isteyen, kendi haccını 2 gün içinde tamamlamış ta olabilir (2:203).

 

30 Haziranda şehru ramazâna tanık olanlar onu "savm"lamıştır (2:185). Dolayısıyla eğer Tevbe 3’te anılan "haccı ekber"den kasıt dinî hac ise o hac savm ile eş zamanlı olamaz. Çünkü dinî haccın olmazsa olmazı hayvan bağışıdır; onu bulamayanlar için hac mahallinde 3 gün kefaret savmı var. İnsanlar şehru ramazân dolayısıyla zaten savm üzere iken kefaret savmını yerine getiremezler.



__________________
hasanakcay.net
allahindini.net
Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 
arciden
Groupie
Groupie


Katılma Tarihi: 26 haziran 2009
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 66
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı arciden

LÜTFEN SABIRLA İNCELEYİN VE ARAŞTIRIN,KURAN'IN GERÇEK DOĞRULARINI ÖĞRENİN
VAY BE!!!BU DİYANET BİZİ KANDIRMIŞ DİYECEKSİNİZ

Bakara 187-........... Allah'ın sizler için yazdığını isteyin ve fecrin beyaz ipliği siyah iplikten sizce seçilinceye kadar yiyin, için, sonra da ertesi geceye kadar orucu tam tutun...............
29. lekum : sizin için, size
30. ve kulû : ve yeyin
31. ve işrab : ve için
32. hattâ : oluncaya kadar
33. yetebeyyene : açığa çıkar, belli olur
34. lekum : sizin için, size
35. el haytu : iplik
36. ebyadu : beyaz
37. min el haytı : iplikten
38. el esvedi : siyah
39. min el fecri : fecr (seher) vaktinde
40. summe : sonra
41. etimmu : tamamlayın
42. es sıyâme : oruç
43. ilâ el leyli : geceye kadar

http://www.kuranmeali.org/2/bakara_s..._mealleri.aspx
Diyanet İşleri :Şafağın aydınlığı gecenin karanlığından ayırt edilinceye (tan yeri ağarıncaya) kadar yiyin, için. Sonra da akşama kadar orucu tam tutun
Abdulbaki Gölpınarlı :Fecir doğup da aydınlığıyla kara iplik, sizce beyaz iplikten ayırt edilinceye dek yiyin, için. Sonra orucu ertesi geceye kadar tamam olarak tutun
Ahmed Hulusi :Gün başlangıcına (gecenin karanlığının günün aydınlığına dönüşme sürecine) kadar, yeyip için. Sonra sıyamı geceye kadar yaşayın.
Ali Bulaç :Fecir vakti, sizce beyaz iplik siyah iplikten ayırd edilinceye kadar yiyin, için, sonra geceye kadar orucu tamamlayın.
Diyanet İşleri (eski) :Tan yerinde, beyaz iplik siyah iplikten sizce ayırdedilinceye kadar, yiyin için, sonra orucu geceye kadar tamamlayın.
Diyanet Vakfi :Şafağın beyaz ve siyah ipliğini birbirinden ayırdedinceye kadar yeyin, için. Sonra geceye kadar orucu tamamlayın.
Edip Yüksel :Şafağın beyaz ve siyah ipliğini birbirinden ayırdedinceye kadar yeyin, için. Sonra geceye kadar orucu tamamlayın.
Elmalılı Hamdi Yazır : tâ fecrin beyaz ipliği siyah iplikten sizce seçilinceye kadar yeyin için, sonra da ertesi geceye kadar orucu tam tutun,
Fizilal-il Kuran :Ve fecrin beyaz ipliği siyah ipliğinden seçilinceye kadar yiyin, için. Sonra geceye kadar orucu tamamlayın
Gültekin Onan :Fecir (vakti) sizce beyaz iplik siyah iplikten ayırd edilinceye kadar yiyin, için, sonra geceye kadar orucu tamamlayın
Hasan Basri Çantay :(Bütün gece) fecr (-Î saadık) olan ak iplik kara iplikden size seçilinceye kadar yeyin, için, sonra geceye kadar orucu tamamlayın
Hayrat Neşriyat :Ve fecrin beyaz ipliği, siyah iplikten size belli oluncaya (imsak vaktine) kadar yiyin, için; sonra da geceye (iftar vaktine) kadar orucu tamamlayın!
İbni Kesir :Sizin için şafağın beyaz ipliği, siyah ipliğinden seçilinceye kadar yeyin, için sonra geceye kadar orucu tamamlayın.
Muhammed Esed :ve gecenin karanlığından tan yerinin aydınlığı fark edilinceye kadar yiyip içebilirsiniz. Sonra gece çökünceye kadar oruca devam edersiniz.
Ömer Nasuhi Bilmen :Ve sizler için fecrin beyaz ipliği siyah ipliğinden tebeyyün edinceye kadar yiyiniz ve içiniz. Sonra orucu ertesi geceye kadar tam tutunuz
Süleyman Ateş :şafağın beyaz ipliği siyah iplikten ayırdelinceye kadar yeyin, için; sonra tâ gece oluncaya dek orucu tamamlayın;
Tefhim-ul Kuran :Fecir vakti, sizce beyaz iplik siyah iplikten ayırd edilinceye kadar yiyin, için, sonra geceye kadar orucu tamamlayın.
Ümit Şimşek :Fecirde tanyerinin beyaz ipliği gecenin siyah ipliğinden ayırt edilir hale gelinceye kadar da yiyin
Yaşar Nuri Öztürk :Tan yerinin beyaz ipliği siyah ipliğinden sizce seçilinceye kadar yiyin için; sonra da orucu gece oluncaya değin tamamlayın.

Orucun vakti tan yerinin ağarmasıyla başlar. Bu vakitte (tan yerinde) siyah ipliğin beyaz iplikten ayrılması ifadesi açıklanırken; tan yerinde beyazlığın, ufukta yatay uzanan bir ip gibi görülmesinden dolayı, tan yeri ağarmasına ip dendiği söylenir. Ayrıca kimileri Arapça’daki “hayt(ip)” kelimesinin mecazen renk anlamında kullanıldığını söylerler. Bu açıklamalarla ve “sizce” ifadesiyle, orucun başlangıç vaktinin tan yerinin hemen başı değil, aydınlık ve karanlığın birbirinden seçilebildiği zaman olduğu söylenmiştir. Şimdiki takvimlerde orucun başlangıcı tedbiren tan yerinin hemen başı olan ilk ışık belirtileriyle başlamaktadır. Yani bu izahlara göre orucun başlangıcında bir miktar daha esneklik olduğu düşünülebilir. Orucun süresi geceye dek devam eder. Kuran’da günün gece ve gündüz diye iki kısım olduğunu görüyoruz. Orucun bitiş zamanı gecenin başı yani gündüzün sonudur.(2-Bakara Suresi 187)

KURAN'DA GECE:

naziat suresi 29. Gecesini kararttı, kuşluğunu çıkardı.

Ve agtaşe leylehâ ve ahrece duhâhâ.

1. ve agtaşe : ve kararttı, karanlıklaştırdı
2. leyle-hâ : onun gecesi
3. ve ahrece : ve çıkardı
4. duhâ-hâ : onun duhasını, kuşluk vaktini, aydınlığını (gündüzü)

lokman suresi 29. Görmedin mi Allah geceyi gündüze sokuyor gündüzü de geceye sokuyor.
1. e : mı
2. lem tere : görmedin
3. ennallâhe (enne allâhe) : muhakkak ki Allah
4. yûlicu : sokar
5. el leyle : gece
6. fî en nehâri : gündüzün içine
7. ve yûlicu : ve sokar
8. en nehâre : gündüz
9. fî el leyli : gecenin içine
10. ve sehhare : ve musahhar kıldı, emrine amade kıldı

nebe suresi 10. Geceyi bir örtü yaptık.

1. ve cealnâ : ve kıldık, yaptık
2. el leyle : gece
3. libâsen : örtü

şems suresi 3. onu açıp ortaya çıkardığında gündüze,
1. ve : ve
2. en nehâri : gündüz
3. izâ : olduğu zaman
4. cellâ-hâ : onu açığa çıkardı, izhar etti

şems suresi 4. onu sardığında geceye,
1. ve : ve
2. el leyli : gece
3. izâ : olduğu zaman
4. yagşâ-hâ : onu kapladı, sardı

enam suresi 76. Üzerini gece kaplayınca bir yıldız gördü: "Bu imiş Rabbim!" dedi. Batıverince de: "Ben böyle batanları sevmem." dedi.

1. fe lemmâ : olduğu zaman
2. cenne : örttü, bürüdü
3. aleyhi el leylu : gece onun üzerini
4. raâ : gördü

96. Tan attırıp sabahı çıkaran O'dur. Geceyi dinlenme zamanı, güneş ile ayı da vakit ölçüsü yapmıştır. İşte bu, o güçlü ve herşeyi bilenin takdiridir.

1. fâliku el ısbâhı: sabahı yarıp çıkaran
2. ve ceale el leyle: ve geceyi kıldı (yaptı)
3. sekenen : bir sukûn (dinlenme) vakti
4. ve eş şemse : ve güneş
5. ve el kamere : ve ay
6. husbânen : bir ölçü olarak, hesaplama ünitesi, hesap vasıtası

yasin suresi 37. Gece de onlara bir delildir. Ondan gündüzü soyarız (çekip alırız), bir de bakarlar ki, karanlığa dalmışlar.

1. ve âyetun : ve bir âyet, delil, mucize, ibret
2. lehum : onlar için, onlara
3. el leylu : gece
4. neslehu : sıyırırız, çekip alırız
5. min-hu : ondan
6. en nehâre : gündüz
7. fe : o zaman
8. izâ : olduğu zaman
9. hum : onlar
10. muzlimûne : karanlıkta kalan kimseler, karanlıkta kalanlar

ARAF SURESİ 54. Gerçekte Rabbiniz gökleri ve yeri altı gün içinde yaratan sonra Arş üzerinde hükümran olan Allah'tır, geceyi gündüze bürür;

10. yugşî : örter, bürür
11. el leyle : gece
12. en nehâre : gündüz
13. yatlubu-hu : onu takip eder, talep eder
14. hasîsen : süratli olarak
15. ve eş şemse : ve güneş
16. ve el kamere : ve ay
17. ve en nucûme : ve yıldızlar
18. musahharâtin : boyun eğmişlerdir

NEML SURESİ 86. Onlar, içinde istirahat etsinler diye geceyi, göz açmaları için gündüzü yarattığımızı görmediler mi? Kesinlikte bunda iman edecek bir topluluk için birçok ibretler vardır.

1. e : mi
2. lem yerev : görmediler
3. ennâ : nasıl
4. cealnâ : kıldık
5. el leyle : gece
6. li yeskunû : sükûn bulsunlar, dinlensinler diye
7. fî-hi : orada, onun için
8. ve en nehâra : ve gündüz
9. mubsıren : görünen, aydınlık (olan)
10. inne : muhakkak ki
11. fî zâlike : işte bunda vardır
12. le : muhakkak, mutlaka
13. âyâtin : âyetler, mucizeler, deliller
14. li kavmin : bir kavim için
15. yu'minûne : mü'min olanlar, inananlar

FURKAN SURESİ 47. Size geceyi geygi (örtü), uykuyu dinlenme, gündüzü de yeni bir hayat kılan O'dur.

1. ve huve : ve o
2. ellezî : o ki
3. ceale : kıldı, yaptı
4. lekum : sizin için, size
5. el leyle : gece
6. libâsen : elbise, örtü
7. ve en nevme : ve uyku
8. subâten : dinlenme
9. ve ceale : ve kıldı, yaptı
10. en nehâre : gündüz
11. nuşûren : yayılma

62. Yine O, düşünmek veya şükretmek isteyenler için gece ile gündüzü birbiri ardınca getirdi.

1. ve huve : ve o
2. ellezî : ki o
3. ceale : kıldı, yaptı
4. el leyle : gece
5. ve en nehâre : ve gündüz
6. hılfeten : karşılıklı ardarda, birbirini takip eden

MÜMİN SURESİ 61. Allah O'durki, içinde dinlerlesiniz diye sizin için geceyi yarattı, göz açıcı olarak da gündüzü! Doğrusu Allah, insanlara karşı bir lütuf sahibidir. Fakat insanların çoğu şükretmezler.

1. allâhu : Allah
2. ellezî : ki o
3. ceale : kıldı, yaptı, yarattı
4. lekum(u) : sizin için
5. el leyle : gece
6. li teskunû : sükûn bulmanız için
7. fîhi : onda, içinde, de
8. ve : ve
9. en nehâre : gündüz
10. mubsıren : gösterici, aydınlatıcı
11. inne : muhakkak
12. allâhe : Allah

İSRA SURESİ 12. Oysa Biz geceyi, ve gündüzü iki delil yaptık; sonra gece delilini silip gündüz delilin! gösterici yaptık ki, Rabbinizden lütuf ve ihsan isteğinde bulunasınız; bir de yılların sayışım ve hesabım bilesiniz. Artık herşeyi ayrıntılı olarak anlattık.

1. ve cealnâ : ve kıldık
2. el leyle : gece
3. ve en nehâre : ve gündüz
4. âyeteyni : iki âyet
5. fe : böylece
6. mehavnâ : mahvettik, sildik, giderdik
7. âyete : âyet, delil, alâmet, belirti
8. el leyli : gece
9. ve cealnâ : ve biz kıldık
10. âyete : âyet
11. en nehâri : gündüz
12. mubsıraten : gösteren, gösterici olan
13. li tebtegû : istemeniz için
14. fadlen : bir fazl
15. min rabbi-kum : Rabbinizden
16. ve li ta'lemû : ve bilmeniz (öğrenmeniz) için


İSRA SURESİ 78. Güneşin kaymasından, gecenin kararmasına kadar namazı güzel kıl; bir de kıraatıyle seçkin olan sabah namazını; çünkü sabah Kur'an'ı gerçekten şahitlidir.

1. ekımı es salâte : namazı kıl, ikame et
2. li dulûki : dönmesi
3. eş şemsi : güneş
4. ilâ gasakı el leyli (gasaka) : gecenin kararmasına kadar (karardı)
5. ve kur'âne : ve Kur'ân-ı Kerim
6. el fecri : fecr vakti, günün ilk aydınlanmaya başladığı vakit
7. inne : muhakkak
8. kur'âne : Kur'ân-ı Kerim
9. el fecri : fecr vakti, günün ilk aydınlanmaya başladığı vakit
10. kâne : dir, idi, oldu
11. meşhûden : şahitli olan, şahit olunan, müşahede edilen

LEYL SURESİ 1. Andolsun bürürken o geceye,

1. ve : andolsun
2. el leyli : gece
3. izâ : olduğu zaman, olduğu an, olacağı an
4. yagşâ : örtecek

2. açıldığı zaman o gündüze,

1. ve en nehâri : ve gündüze
2. izâ : olduğu zaman, olduğu an, olacağı an
3. tecellâ : tecelli edecek, parıldayıp aydınlanacak

HAC SURESİ 61. Çünkü Allah, geceyi gündüzün içine sokar, gündüzü de gecenin içine sokar. Ve Allah herşeyi işiten ve herşeyi görendir.

1. zâlike : bu, işte böyle
2. bi enne : sebebiyle, çünkü
3. allâhe : Allah
4. yûlicu : girdirir, sokar
5. el leyle : gece
6. fî en nehâri : gündüzün içine
7. ve yûlicu : ve girdirir, sokar
8. en nehâre : gündüz
9. fî el leyli : gecenin içine
10. ve enne allâhe : ve muhakkak Allah
11. semîun : en iyi işitendir
12. basîrun : en iyi görendir

CASİYE SURESİ 5. Gece ile gündüzün değişmesinde, Allah'ın gökten rızık (kaynağı yağmuru) indirip de onunla yeryüzünü ölümünden sonra diriltmesinde ve rüzgarları çevirmesinde (yönlendirmesinde) aklı olan bir kavim için bir çok deliller vardır.

1. vahtilâfi (ve ihtilâfı: ve ihtilâflı, karşılıklı olması, birbirini takip etmesi
2. el leyli : gece
3. ve en nehâri : ve gündüz
4. ve mâ enzele : ve indirmedi
5. allâhu : Allah
6. min es semâi : semadan, gökten

İNŞİKAK - 17 Ve geceye ve örttüğü (barındırdığı) şeylere

Vel leyli ve mâ vesak(vesaka).

1. ve el leyli : ve geceye
2. ve mâ : ve şeylere
3. vesaka : derleyip topladı, kapladı, örttü, barındırdı

Duha 93
1. Andolsun kuşluk vaktine
Ved duhâ.
a. ve : andolsun
b. ed duhâ : kuşluk vaktine

2. ve dindiği zaman o geceye ki,
Vel leyli izâ secâ.
a. ve el leyli : ve gece
b. izâ : olduğu zaman
c. secâ : zifiri karanlık çöktü (gecenin karanlığının en derin, en sessiz zamanı)

KURANDA SABAH--AKŞAM--FECR:
-------------------------------------------------
TAHA 130. O halde onların dediklerine sabret, güneşin doğmasından önce ve batmasından önce Rabbini hamd ile tesbih et. Gece saatlerinde de gündüzün uçlarında da tesbih et ki, hoşnutluğa eresin.

1. fasbir (fe ısbir) : artık sabret
2. alâ : üzerine, ...e
3. mâ yekûlûne : onların söyledikleri şey(ler)
4. ve sebbih : ve tesbih et
5. bi hamdi : hamd ile
6. rabbi-ke : senin Rabbin
7. kable : önce
8. tulûı eş şemsi : güneşin tulû edişi, doğuşu
9. ve kable : ve önce
10. gurûbi-hâ : onun gurub edişi, batışı
11. ve min ânâi : ve vakitlerden, saatlerden
12. el leyli : gece
13. fe : artık, böylece
14. sebbih : tesbih et
15. ve etrâfen nehâri : ve gündüz zamanı, gün boyunca, günün etrafında
16. lealleke : umulur ki, böylece
17. terdâ : rızaya ulaşırsın


kehf suresi 28. Sabah akşam Rablerine rızasını dileyerek dua eden kimselerle beraber nefsince sabret! Sen dünya hayatinin süsünü arzu ederek onlardan gözlerini ayırma. Kalbini, Bizi anmaktan gafil kıldığımız, keyfinin ardına düşmüş ve işi aşırılık olmuş kimseye uyma!

6. bi el gadâti : sabah
7. ve el aşiyyi : ve akşam
8. yurîdûne : isterler, istiyorlar

furkan suresi 5. Yine dediler ki: "Bu eskilerin masallarıdır, onları yazdırtmış da akşam sabah onlar kendisine okunuyor."

1. ve kâlû : ve dediler
2. esâtîru : masallar, efsaneler
3. el evvelîne : evvelkiler
4. iktetebe-hâ : onu yazdırdı
5. fe : böylece
6. hiye : o
7. tumlâ : imlâ ettirilen, okunan
8. aleyhi : ona
9. bukreten : sabah
10. ve asîlen : ve akşam

Âl-i İmrân 41 Zekeriyya: Rabbim! (Oğlum olacağına dair) bana bir alamet göster, dedi. Allah buyurdu ki: Senin için alamet, insanlara, üç gün, işaretten başka söz söylememendir. Ayrıca Rabbini çok an, sabah akşam tesbih et.

9. ve uzkur rabbe-ke: ve Rabbini zikret
10. kesîran : çok
11. ve sebbih : ve tesbih et
12. bi el aşiyyi ve el ibkâri : akşam ve sabah

Âl-i İmrân 72 Ehl-i kitaptan bir gurup şöyle dedi: "Müminlere indirilmiş olana sabahleyin (görünüşte) inanıp akşamleyin inkar edin. Belki onlar (böylece dinlerinden) dönerler.

8. âmenû : îmân ettiler, âmenû oldular
9. veche en nehâri : gündüz
10. ve ukfurû : ve inkâr edin
11. âhira-hu : onun sonunda, akşamleyin
12. lealle-hum : umulur ki böylece onlar
13. yerciûne : dönerler

En’âm 52 Rablerinin rızasını isteyerek sabah akşam O'na yalvaranları kovma! Onların hesabından sana bir sorumluluk; senin hesabından da onlara herhangi bir sorumluluk yoktur ki onları kovup ta zalimlerden olasın

4. yed'ûne : dua ederler
5. rabbe-hum : Rab'lerine
6. bi el gadâti : sabah ile, sabah vakti
7. ve el aşiyyi : ve akşam
8. yurîdûne : dilerler
A’râf 205
(Mekkî 39) Kendi kendine, yalvararak ve ürpererek, yüksek olmayan bir sesle sabah akşam Rabbini an. Gafillerden olma.

Vezkur rabbeke fî nefsike tedarruan ve hîfeten ve dûnel cehri minel kavli bil guduvvi vel âsâli ve lâ tekun minel gâfilîn(gâfilîne).

1. vezkur (ve uzkur): ve zikret
2. rabbe-ke : Rabbini
3. fî nefsi-ke : kendi kendine, nefsinde
4. tedarruan : yalvararak
5. ve hîfeten : ve korkarak, ürpererek
6. ve dûne el cehri: ve sesli olmayarak (açıkça olmayarak)
7. min el kavli : sözden
8. bi el guduvvi : sabahleyin
9. ve el âsâli : ve akşamları (ikindi, akşam arası zaman)
10. ve lâ tekun : ve sen olma
11. min el gâfilîne : gâfillerden, gaflete düşenlerden

Yûsuf 16
(Mekkî 53) YATSI VAKTİ ağlayarak babalarına geldiler.

Ve câû ebâhum işâen yebkûn(yebkûne).

1. ve câû : ve geldiler
2. ebâ-hum : (onların) babaları
3. işâen : yatsı vakti
4. yebkûne : ağlıyorlar

Ra’d 15 Göklerde ve yerde bulunanlar da onların gölgeleri de sabah akşam ister istemez sadece Allah'a secde ederler.

Ve lillâhi yescudu men fis semâvâti vel ardı tav’an ve kerhen ve zilâluhum bil guduvvi vel âsâl(âsâli)

1. ve lillâhi (li allâhi): ve Allah'a
2. yescudu : secde eder
3. men fî es semâvâti: semalarda olanlar
4. ve el ardı : ve yeryüzü
5. tav'an : isteyerek
6. ve kerhen : ve istemeyerek
7. ve zilâlu-hum : ve onların gölgeleri
8. bi el guduvvi : sabahleyin, sabah
9. ve el âsâli : ve akşamleyin, akşam

Nahl 6 Sizin için onlardan ayrıca akşamleyin getirirken, sabahleyin salıverirken bir güzellik (bir zevk) vardır.

Ve lekum fîhâ cemâlun hîne turîhûne ve hîne tesrehûn(tesrehûne).

1. ve lekum : ve sizin için
2. fî-hâ : içinde, onlarda vardır
3. cemâlun : güzellik
4. hîne : o zaman, olduğu zaman
5. turîhûne : (hayvanları) akşamleyin otlaktan döndürüyorsunuz
6. ve hîne : ve o zaman, olduğu zaman
7. tesrehûne : (hayvanları) otlatmaya çıkarıyorsunuz

Meryem 11 Bunun üzerine Zekeriyya, mabetten kavminin karşısına çıkarak onlara: "Sabah akşam tesbihte bulunun" diye işaret verdi. *
Fe harece alâ kavmihî minel mihrâbi fe evhâ ileyhim en sebbihû bukreten ve aşiyyâ(aşiyyen).

1. fe : böylece, bundan sonra
2. harece : çıktı
3. alâ : a
4. kavmi-hî : onun kavmi, kavmine
5. min el mihrâbi : mihraptan
6. fe : böylece
7. evhâ : vahyetti (konuşmadan, iç sesiyle duyurdu)
8. ileyhim : onlara
9. en sebbihû : tesbih etmeleri
10. bukreten : (erken) sabahleyin
11. ve aşiyyen : ve (günün sonu) akşamleyin

Meryem 62 Orada boş söz değil, hoş söz duyarlar. Ve orada, sabah-akşam kendilerine ait rızıkları vardır.
Lâ yesmeûne fîhâ lagven illâ selâmâ(selâmen), ve lehum rızkuhum fîhâ bukreten ve aşiyyâ(aşiyyen).

1. lâ yesmeûne : işitmezler
2. fî-hâ : orada
3. lagven : boş söz
4. illâ : ancak, sadece
5. selâmen : selâm
6. ve lehum : ve onlar için, onlara, onların vardır
7. rızku-hum : onların rızıkları
8. fîhâ : orada
9. bukreten : sabah, sabahleyin
10. ve aşiyyen : ve akşam, akşamleyin

Nûr 36 (Bu kandil) birtakım evlerdedir ki, Allah (o evlerin) yücelmesine ve içlerinde isminin anılmasına izin vermiştir. Orada sabah akşam O'nu (öyle kimseler) tesbih eder ki;

Fî buyûtin ezinallâhu en turfea ve yuzkere fîhesmuhu yusebbihu lehu fîhâ bil guduvvi vel âsâl(âsâli).

1. fî : (içinde) vardır
2. buyûtin : evler
3. ezinallâhu (ezine allâhu) : Allah izin verdi
4. en turfea : yükseltilmesine, yüceltilmesine
5. ve yuzkere : ve zikredilir
6. fîhesmuhu (fîhâ ismu-hu) : orada onun ismi
7. yusebbihu : tesbih eder
8. lehu : onu
9. fîhâ : orada, onun içinde
10. bi : ile, de (dahi)
11. el guduvvi : sabah
12. ve el âsâli : ve akşam

RUM 17
Öyleyse akşama girdiğiniz vakit de, sabaha erdiğiniz vakit de Allah'ı tesbih edip (yüceltin).
Fe subhânallâhi hîne tumsûne ve hîne tusbıhûn(tusbıhûne).

1. fe : artık, öyleyse
2. subhâne : tenzih et, münezzeh kıl (o sübhandır de), tesbih et
3. allâhi : Allah
4. hîne : o vakit, o zaman
5. tumsûne : akşam vaktine girdiniz
6. ve hîne : ve o vakit, o zaman
7. tusbıhûne : sabahladınız, sabah vaktine girdiniz

Rûm 17,18. Haydi siz, akşama ulaştığınızda sabaha kavuştuğunuzda, gündüzün sonunda ve öğle vaktine eriştiğinizde Allah'ı tesbih edin (namaz kılın), ki göklerde ve yerde hamd O'na mahsustur. *
Ve lehul hamdu fîs semâvâti vel ardı ve aşiyyen ve hîne tuzhırûn(tuzhırûne).

1. ve lehu : ve ona aittir
2. el hamdu : hamd
3. fî : içinde
4. es semâvâti : semalar, gökler
5. ve el ardı : ve arz, yer
6. ve aşiyyen : ve gündüzün sonu, ikindi vakti
7. ve hîne : ve o vakit, o zaman
8. tuzhırûne : öğle vaktine girdiniz

Ahzâb 42 Ve O'nu sabah-akşam tesbih edin. *

Ve sebbihûhu bukreten ve asîlâ(asîlen).

1. ve sebbihû-hu : ve onu tesbih edin
2. bukreten : sabah
3. ve asîlen : ve akşam

Sebe’ 12 Sabah gidişi bir aylık mesafe, akşam dönüşü yine bir aylık mesafe olan rüzgarı da Süleyman'a (onun emrine) verdik ve onun için erimiş bakırı kaynağından sel gibi akıttık. Rabbinin izniyle cinlerden bir kısmı, onun önünde çalışırdı. Onlardan kim emrimizden sapsa, ona alevli azabı tattırırdık.

Ve li suleymâner rîha guduvvuhâ şehrun ve revâhuhâ şehr(şehrun), ve eselnâ lehu aynel kıtr(kıtri), ve minel cinni men ya’melu beyne yedeyhi bi izni rabbih(rabbihî), ve men yezıg minhum an emrinâ nuzıkhu min azâbis saîr(saîri).

1. ve : ve
2. li : için, ... e ait
3. suleymâne : Süleyman
4. er rîha : rüzgâr
5. guduvvu-hâ : onun sabah gidişi
6. şehrun : bir ay
7. ve revâhu-hâ : ve onun akşam dönüşü
8. şehrun : bir ay
9. ve eselnâ : ve akıttık
10. lehu : ona
11. ayne : pınar, kaynak
12. el kıtri : erimiş bakır madeni
13. ve min el cinni : ve cinlerden
14. men : kim, kimse
15. ya'melu : yapar
16. beyne yedeyhi : elleri arasında, elinin altında, önünde
17. bi izni : izni ile
18. rabbi-hî : onun Rabbi
19. ve men : ve kim
20. yezıg : çıkar, sapar
21. min-hum : onlardan
22. an emri-nâ : emrimizden
23. nuzık-hu : ona tattırırız
24. min : den
25. azâbi : azap
26. es saîri : alevli ateş, cehennem ateşi

Sâd 18
(Mekkî 38) Biz, dağları onun emrine vermiştik.Akşam sabah onunla beraber tesbih ederlerdi.

İnnâ sahharnel cibâle meahu yusebbıhne bil aşiyyi vel işrâk(işrâkı).

1. innâ : muhakkak biz
2. sahharnâ : biz musahhar kıldık, emre amade kıldık
3. el cibâle : dağlar
4. mea-hu : onunla beraber
5. yusebbıhne : tesbih ediyorlar
6. bi el aşiyyi : akşamları
7. ve el işrâkı : ve işrak vakti, güneşin ışımaya başladığı zaman

Sâd 31 Akşama doğru kendisine, üç ayağının üzerine durup bir ayağını tırnağının üzerine diken çalımlı ve safkan koşu atları sunulmuştu.

İz urıda aleyhi bil aşiyyis sâfinâtul ciyâd(ciyâdu).

1. iz : o zaman
2. urıda : sunuldu
3. aleyhi : ona
4. bi el aşiyyi : akşam vakti
5. es sâfinâtu : safinler, sufûn duran atlar (sufûn duruş; bir ayağını tırnağı üzerine kaldırıp, diğer üç ayağı üzerinde duran koşmaya hazır hayvan)
6. el ciyâdu : iyi cins, güzel koşan atlar

MU'MİN - 46
"Kıyamet koptuğu zaman Firavun ve ailesini azabın en şiddetlisine sokun denilir ve onlar sabah akşam ateşe arzolunurlar.

En nâru yu’radûne aleyhâ guduvven ve aşiyyâ(aşiyyen) ve yevme tekûmus sâah(sâatu), edhılû âle firavne eşeddel azâb(azâbi).

1. en nâru : ateş
2. yu'radûne : arz olunurlar
3. aleyhâ : ona, onun üzerine
4. guduvven : sabah
5. ve aşiyyen : ve akşam
6. ve yevme : ve gün
7. tekûmu : ikame olur, vuku bulur
8. es sâatu : saat, vakit
9. edhılû : dahil edin, sokun
10. âle firavne : firavunun ailesi
11. eşedde el azâbi : azabın (en) şiddetlisi

Mü’min (Resulüm!) Şimdi sen sabret. Çünkü Allah'ın vadi gerçektir. Günahının bağışlanmasını iste. Akşam-sabah Rabbini hamd ile tesbih et. *

Fasbir inne va’dallâhi hakkun vestagfir li zenbike ve sebbih bi hamdi rabbike bil aşiyyi vel ibkâr(ibkâri).

1. fasbir (fe ısbir) : öyleyse sabret
2. inne : muhakkak ki
3. va'de allâhi : Allah'ın vaadi
4. hakkun : haktır
5. vestagfir : ve mağfiret dile
6. li : için
7. zenbi-ke : senin günahın
8. ve : ve
9. sebbih : tesbih et
10. bi hamdi : hamd ile
11. rabbi-ke : senin Rabbin
12. bi el aşiyyi : akşamleyin
13. ve el ibkâri : ve bâkir zaman, sabah

KAF - 39
Öyleyse sen, onların dediklerine karşılık sabret ve Rabbini güneşin doğuşundan önce ve batışından önce hamd ile tesbih et.

Fasbir alâ mâ yekûlûne ve sebbih bi hamdi rabbike kable tulûış şemsi ve kablel gurûb(gurûbi).

1. fasbir (fe ısbir: artık, öyleyse sabret
2. alâ : ... e
3. mâ yekûlûne : söyledikleri şey(ler), söylediklerine
4. ve sebbih : ve tesbih et
5. bi hamdi : hamd ile
6. rabbi-ke : Rabbini
7. kable : önce
8. tulûı : tulu etme, (güneşin) doğuşu
9. eş şemsi : güneş
10. ve kable : ve önce
11. el gurûbi : gurub, (güneşin) batışı

Fetih 9 Ta ki (ey müminler!) Allah'a ve Resulüne iman edesiniz, Resulüne yardım edesiniz, O'na saygı gösteresiniz ve sabah akşam Allah'ı tesbih edesiniz.

Li tu’minû billâhi ve resûlihî ve tuazzirûhu ve tuvakkırûh(tuvakkırûhu), ve tusebbihûhu bukreten ve asîlâ(asîlen).

1. li : için, diye
2. tû'minû : îmân edin
3. bi allâhi : Allah'a
4. ve : ve
5. resûli-hi : onun resûlü
6. ve : ve
7. tuazzirû-hu : ona hürmet edin
8. ve : ve
9. tuvakkırû-hu : ona tazim edin, onu saygıyla yüceltin
10. ve : ve
11. tusebbihû-hu : onu tespih edin
12. bukreten : sabah
13. ve : ve
14. asîlen : akşam

İnsan 25 Sabah akşam Rabbinin ismini yadet.

Vezkurisme rabbike bukreten ve asîlâ(asîlen).

1. ve uzkur : ve zikret
2. isme : isim
3. rabbi-ke : senin Rabbin, Rabbinin
4. bukreten : sabah
5. ve asîlen : ve akşam

Nâzi’ât 46 Kıyamet gününü gördüklerinde (dünyada) sadece bir akşam vakti ya da kuşluk zamanı kadar kaldıklarını sanırlar.

Ke ennehum yevme yerevnehâ lem yelbesû illâ aşiyyeten ev duhâhâ.

1. keenne-hum : sanki onlar ..... gibi
2. yevme : gün
3. yerevne-hâ : onu görecekler
4. lem yelbesû : kalmadılar, kalmamışlar
5. illâ : den başka
6. aşiyyeten : akşam
7. ev : veya
8. duhâ-hâ : onun (günün) kuşluk vakti

İNŞİKAK - 16
Diyanet İşleri (eski) : Akşamın alaca karanlığına and olsun;
Fizilal-il Kuran : Akşamın alaca karanlığına,
Süleyman Ateş : Yoo, and içerim; akşamın alaca karanlığına,
Fizilal-il Kuran : Akşamın alaca karanlığına,
Abdulbaki Gölpınarlı : Andolsun gün battıktan sonraki kızıllığa.
Bekir Sadak : Aksamin alaca karanligina and olsun;
Edip Yüksel : Andolsun akşamın kızıllığına,

Fe lâ uksimu biş şefak(şefakı).

1. fe lâ : artık, bundan sonra hayır
2. uksimu : kasem ederim, yemin ederim
3. bi eş şefakı : şafak vaktine

FECR
FECR - 1
Vel fecr(fecri).

1. ve : andolsun
2. el fecri : fecir, tan yerinin ağarma zamanı, güneşin doğma anı

Edip Yüksel : Andolsun tan vaktine,
Elmalılı Hamdi Yazır : Kasem olsun ki fecre.
Elmalılı (sadeleştirilmiş : Andolsun fecre.
Fizilal-il Kuran : Andolsun tanyerinin ağarmasına!
Gültekin Onan : Fecre andolsun,
Hasan Basri Çantay : Andolsun fecre,
İbni Kesir : Andolsun fecre,
Muhammed Esed : Şafağı düşün
Ömer Nasuhi Bilmen : Andolsun fecr'e.
Şaban Piriş : Andolsun Fecre..
Suat Yıldırım : Fecre,
Süleyman Ateş : Andolsun fecre (tan yeri ağarmasına),
Tefhim-ul Kuran : Fecre andolsun,
Ümit Şimşek : And olsun fecre,
Yaşar Nuri Öztürk : Yemin olsun tan yerinin ağırma vaktine,

91 - Şems 1-2-3-4.AYETLER:

Veş şemsi ve duhâhâ.
şems 1. Andolsun güneşe ve parıltısına,

a. ve : andolsun
b. eş şemsi : güneş
c. ve : ve
d. duhâ-hâ : onun duha vaktine
------------------------------------------------------------ -----------------------
Vel kameri izâ telâhâ.

şems 2. ona uyduğunda aya,

a. ve : ve
b. el kameri : ay
c. izâ : olduğu zaman
d. telâ-hâ : ona tâbî oldu, onu takip etti
------------------------------------------------------------ --------------------------------
Ven nehâri izâ cellâhâ.

şems 3. onu açıp ortaya çıkardığında gündüze,

a. ve : ve
b. en nehâri : gündüz
c. izâ : olduğu zaman
d. cellâ- : onu açığa çıkardı, izhar etti
------------------------------------------------------------ -------------------------------------
Vel leyli izâ yagşâhâ.

şems 4. onu sardığında geceye,

a. ve : ve
b. el leyli : gece
c. izâ : olduğu zaman
Yukarı dön Göster arciden's Profil Diğer Mesajlarını Ara: arciden
 
fazıl
Yasaklı
Yasaklı


Katılma Tarihi: 06 subat 2011
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 335
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı fazıl

Okula nasıl geliriz. Belirlenen günün belirlenen
saatinde. Sonra yine günün belirlenmiş saatinde
dağılırız. Şimdi dileyen dilediği gibi gezsin, dilerse
ödev çalışsın, dilerse erkenden yatıp horlasın.

Dersteyiz. 45 dk bir 5 dk tenefüs. Bu 5 dk da ne yaptın
yaptın. Sonrası yine derstesin. Neden? Böyle buyurdu
kanun.


Elçinin üstün güçle mekkeyi ele geçirmesinden sonra,
kurulan düzenin ne olduğu anlatılacak ki yarın bir gün
biz bundan habersizdik demesin kimse. Ama bu bildirinin
de bir zamanı var. Milletin işi gücü var, her daim her
gelenle uğraşamazlar. Gün belirleniyor, toplanıyorlar ve
tedrisat başlıyor. Kaç gün? 10 gün. Çünkü gelenlerinde
işi gücü aileleri geçimlikleri var. Dışardan geldiği
halde hasta olan veya hasta olduğu için gelemeyen varsa,
ticaret vs nedenle o zaman diliminde orada olan varsa
ancak gitmek durumundaysa en az 3 gün konaklayacak,
katılacak. Tedrisata katılacak. Sabahın ilk ışıklarıyla
toplanacaklar ve geceye kadar öğretim devam edecek. Bu
öğretimde aynen yukarıdaki örnekte olduğu gibi aylak
olamayacaklar, yiyecekler içecekler ama kesinlikle bunu
şölene dönüştürmeyecekler, zaman kısıtlı, hem gelenler
hem öğretenler sıkıntılı. O saatten sonra yani düzen
bildirildikten öğretildikten sonra her kim eskiye dönüş
için yol ararsa (savaş, saldırı) yakalandıkları yerde
öldürülecekler.

İş ortamının fırın gibi olduğu bir dönemde iki işçi sıcak
ve susuzluktan bayılmıştı. Çünkü bedenen çalışan bu
adamlar, sürekli su kaybediyorlardı. Ramazan harici günde
rahat 3,4 damacana suyu tüketen bu kişiler, elbette
bedenin aşırı su kaybıyla rahatsız olacaklardı. Arabistan
sıcak. Orada bir tedrisat bir bilgi geçiliyor, susuz
adamın aklından su, aç adamın aklından ekmek çıkmaz.
Yatıştıracak ölçüde miğdeler doluyor ve anlamamanın önüne
geçiliyor, sonra devam ediliyor. Nihayetinde ramazan
savmı, sadece elçi zamanında, elçiye tanıklık etme
imkanına sahip olanlara farz oluyor. Yani bir veya bir
kaç kere. Sonrası için artık bir savmın varlığından söz
edilemez. Öyleyse savm, bugün bizim uyguladığımız savm
ile uzak yakın ilgili olmadığı gibi amacına da uygun
değil. Bir gerekçe daha var. İslam akıl dinidir çünkü
Allahtan gelmiştir. Ritüel, akıl işi değildir, akılla en
ufak bir bağı yoktur. Saygılarımla
Yukarı dön Göster fazıl's Profil Diğer Mesajlarını Ara: fazıl
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

hasakcay Yazdı:

Haktansapmaz'a göre SAVM bir çeşit eğitim semineriydi:

"Ben tutula gelen oruc'un Muhammad'ten beri uygulandığına inanmıyorum. Benim anlayışıma göre söz konusu olan oruç/savm/siyam, bir defaya mahsus, HACCI EKBER* ile birlikte o gün yeni müslümanlara/teslimlere yönelik uygulanmış bir çeşit eğitim semineriydi."

 

Abdurrahman hocam, aklıma iki soru geliyor:

 

1.O şehre tanık olanlar onu o şehr doğduğunda "savm"lamakla sorumlu addedildiğine göre FELYESUMHU buyruğunun daha önce verilmiş olması gerekir. O buyruk Kuran’da mı, nerde? (2:185'teki buyruğu "şehru ramazâna her yıl tanık olanlarınız FELYESUMHU" diye anladığımızda bu sorun ortaya çıkmıyor.)   

 

2.Siz sanıyorsunuz ki o şehr HACCI EKBER esnasında doğdu. İyi ama o şehre tanık olanlar onu "savm"lamakla sorumludur yani o esnada zaten savm u siyâm üzereler. Aynı anda iki savm u siyâm yapamıyacaklarına göre, hac mahallinde kefareten 3 gün savm yapılması hakkındaki ilahî hükmü ne yapacağız?

 

Ve mesâcidde İ'TİKÂF üzere olanlar (2:187)... Size göre MESÂCİD oturumlar demek:

 

"İ’TİKÂF, bir şeye bir yere yapışmak..., bir yerde ikâmet etmek/oturmak. Ben kelimeyi bu anlamda alıyorum. Ve: Ve entum 'Âkifûne fi-lmesâcid: Oturumlarda ikamet ederken onlarla ilişkilerde bulunmayın/onlarla tüm ilişkilerinizi kesin, diye anlıyorum. Ve bu, benim onayladığım anlamdaki siyâma tam uygun düşüyor. Aksi halde bu ifade öbür türlü sırıtıp duruyor orada. Ve mescitlerde i'tikâfta bulunma hali keyfi  olmayıp bütün ilgililere zorunlu idi."

 

Aklıma takılan soru:

 

İnsanları Kuran eğitiminden dışlamak Allah’ı öfkelendirdiği halde (81:11-12), Allah'ın elçisi birer eğitim semineri olan o mesâcid-oturumlardan  yeni müslimeleri/teslimeleri nasıl dışlar? 

 

1- O şehre tanık olanlar neyi savmlayacaklar? O şehri/dolunayı mı? O emrin daha önce verilmiş olduğunun gerekliliğini yansıtan ifade hangi ifade?

O şehre tanık olanlar/o şehrde orada hazır bulunanlar onu (o aydınlatıcı, ayırdedici beyyinâtı içeren Kuran'ı/mesajı savmlayacak.

 

2- 196'dan, bütüncül doğru dürüst bir  şey anlamış değilim. İfdeler o kadar bir birinden ilgisiz, yada bizden o kadar kopuk ki! Orada, yerliyi muaf tutup yabancıya verilen  3+7=10 gün siyamın hangi suçun cezası olduğunu da anlamış değilim hala. Ailesi Mekke'de olmayanlara önerilmiş bu ceza neyin cezası, hangi kabahatın karşılığı? Hasan hocam siz bir kaç kez Umreya, hacca gidip geldiniz; 3+7 günlük oruç ne? Neden  fidye alınıyor yabancı hacılardan? Yerli hacılardanneden alınmıyor? Bu fidye bir çeşit ayak bastı parası, bir çeşit haraç olmuyor mu? Adamın verecek parası yok, bulamıyor; niye yok, neden veremedi o fidyeyi diye "al sana ceza; tut 10 gün oruç! 3 günü burda 7 günü de dönüşte tutacaksın"! Neden? Anlamış değilim. Hepsini orada ya da dönüşte tutsa olmaz mı? Hem diyelim ki tutmadı, ne olacak, kim ona ne yapacak? İşte böyle garibe/yabancıya garip/yabancı bir kuran!

 

Diğer soru:

"İnsanları Kuran eğitiminden dışlamak..."

Öyle bir şey yok. Gerekli görülenlere, asıl sorumlulara gerekli mesajlar  veriliyor orada. Onlar ailelerinden, tebealarından da sorumlular.

81:11-12 ile bağlatı kuramadım?

     

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 

<< Önceki Sayfa 25 Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats