HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an Hükümleri ve Kavramları
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an Hükümleri ve Kavramları
Konu Konu: kurandaki deyimler... Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
asım
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 14 agustos 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1700
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı asım

evet bu konu önemli...

bu konuda ciddi çalışmaları olanları takip etmek lazım...

bir akademik çalışmayı sağolsunlar internette bulabildik ama daha vardır muhtemelen...

Kur'an`daki deyimler ve Zemahşeri'nin Keşşaf'ı [Idioms in the Koran ...





__________________
O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Yukarı dön Göster asım's Profil Diğer Mesajlarını Ara: asım
 
asım
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 14 agustos 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1700
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı asım

Bizi deyimlerle ilgili böyle bir çalısmaya yönelten temel neden, Kur’an
meallerinde gördügümüz bu yöndeki eksiklikler/hatalardır. Öyle ki bu
eksiklikler/hatalar süreç içerisinde hiç sorgulanmadıkları ve bir elestiriye tabi
tutulmadıkları için, artık bugün kesin dogrular olarak kabul görmektedirler.
Galatımeshur olmus bu eksiklik ve yanlıslıklar zihinlerde bir soru isaretine de
neden olmamakta ve ilahi hakikatlerin anlatıldıgı, Allah’a ait sözler olarakalgılanmaktadırlar. Mesela “odun hamalı”, “basımın saçı tutustu”, “kemik gevsedi
bende”, “kazıklar sahibi”, “kulakları üzerine agırlık vurduk” gibi ifadelerin
Türkçe konusan bir insanın zihninde insa ettigi anlamlar ile bunların
orijinallerinin muhatabına ulastırmak istedigi anlamların örtüstügünü savunmak
mümkün degildir. Fakat Türkçe meallerde sık sık karsımıza çıkan bu tür ifadeler,
her ne hikmetse – sırf meallerde yer aldıkları için olsa gerek – yanlıs
olabilecekleri hiç düsünülmeden genel geçer dogrular olarak algılanmaktadırlar.
Oysa gerek yukarıda sıraladıgımız ve gerekse tezimize konu olan bu tür
anlatımların dogru olduklarını kabul etmek bir yana, anlamlı birer ifade
olduklarını söylemek bile çok zordur.

Bu ve benzeri deyimsel ifadelerin anlasılabilmesi için, kadim Arap kültür
ve literatüründeki tarihsel arka planlarına, buradan hareketle de anlamlarına
ulasmak gerekmektedir. Böyle bir çalısma yapıldıgı zaman; “odun hamalı” diye
tercüme edilen “ hammalete’l hatab ” (Mesed 4) ın “ igrenç söylentilerin tasıyıcısı
kadın ” , “dedikoducu kadın” ; “basımın saçı tutustu” seklinde tercüme edilen
“vesteelerre’su seyben” (Meryem 4) in “saçlarım agardı” ; “kemik gevsedi bende”
seklinde tercüme edilen “vehene’l azmu minni” (Meryem 4) nin “yaslandım” ;
“kazıklar sahibi” olarak tercüme edilen “zü’l evtad” (Sad 12, Fecr 10) ın “payidar
mülk sahibi”, “sarsılmaz bir saltanat sahibi” ; “kulakları üzerine agırlık vurduk”
diye tercüme edilen “darabna ala azanihim” (Kehf 11) in “onları uyuttuk”, “agır
bir uykuya daldırdık” anlamlarına geldigi görülecektir.
Meseleyi daha iyi açıklayabilmek için Türkçe bir deyimin Arapça’ya
çevirisini denemekte yarar var:
Türkçe’de ; “gönül vermis, asık olmus, tutulmus” birinin durumunu
anlatmak için özlü bir sekilde “abayı yaktı/yakmıs” deyimini kullanırız. Bu
deyimi Türkçe’den Arapça’ya tercüme eden kisi, eger bunun Türk kültür ve
gelenegindeki anlamını bilmiyorsa, muhtemelen “hareke’l aba” seklinde literal
olarak tercüme edecek, fakat bu tercüme hiçbir sekilde “abayı yakmak” ifadesinin
mesajını/özünü yansıtmayacaktır. Zira “hareke’l aba” seklindeki ibare, Arabın
zihninde somut anlamdaki bir aba yakma olayını canlandıracaktır. Eger mütercim
“abayı yakmak” ibaresinin deyim oldugunu ve Türkçe konusan bir insan için ne
anlama geldigini biliyorsa o zaman mezkur ibareyi muhtemelen “segefe/segife
veya asike” seklinde tercüme edecek ve bunu bir Arap için de anlamlı bir ibare
haline getirecektir ki dogrusu da böyledir.

kaynak a.g.e


__________________
O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Yukarı dön Göster asım's Profil Diğer Mesajlarını Ara: asım
 
asım
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 14 agustos 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1700
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı asım

kendimce ilginç bulduğum kısımları ayrıca paylaşmak isterim...

mesela...

bu’del meşrikayni...


Doguyu ve batıyı kastediyor.
“Umeran” iki Ömer (Ebu Bekir ve Ömer) “Kameran” iki ay (ay ve
günes) de oldugu gibi taglib(168) yapılmıstır. Eger bu’dül meşrikayn nedir?
dersen; birbirlerine uzaklıklarıdır derim. Asıl (gaye) dogunun batıdan, batının
dogudan uzaklıgıdır. Taglib yapılarak iki farklı sey (dogu-batı) biraraya getirilerek
uzaklık ikisine de izafe edilmistir.
Kessaf IV. 254
Zemahseri yukarıdaki ibarenin “iki dogu arasındaki uzaklık” degil, “dogu
ile batı arasındaki uzaklık” anlamına geldigini açık bir sekilde izah etmekte ve
bunu klasik dil ölçütleriyle de pekistirmektedir. Müfessirlerden çogunun
yorumları da Zemahseri’ninkiyle paralellik arz etmektedir. (169) Birçok
mütercimin, ibaredeki bu önemli detayı göz önünde bulundurarak tercüme ettigini
görüyoruz.
__________________________________
(168) Taglib: Bazan, birbiriyle ilgili kelimelerden biri digerinden üstün sayılır. Üstün sayılan kelimede yapılacak gramer
degisikligi digerini de sumulüne alır. Bu hal her seyden önce bir kısım tesniyelerde göze çarpar. Mesela Haseneyn kelimesi
Hasan ile Hüseyin’i, ebeveyn kelimesi ana ve babatı, Irakeyn kelimesi Arap ve Acem Irak’larını, Masrıkayn kelimesi dogu
ve batıyı, Basratan kelimesi Basra ve Kufe’yi, Fırateyn kelimesi Fırat ve Dicle’yi, Kamereyn kelimesi ay ve günesi bu yolla
ifade etmektedir. ( Bilgegil, Kaya, a.g.e., s.88)
(169)


__________________
O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Yukarı dön Göster asım's Profil Diğer Mesajlarını Ara: asım
 
asım
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 14 agustos 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1700
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı asım

attığın zaman sen atmadın  allah attı...

saat yaklaştı ay yarıldı...

(sanki)ins ve cinnin çoğunu cehennem için hazırlamışız...

gibi ifadelerinde deyimlere benzer ifadeler olduğunu sanıyorum...

 




__________________
O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Yukarı dön Göster asım's Profil Diğer Mesajlarını Ara: asım
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

attığın zaman sen atmadın allah attı...
"Siz öldürmediniz, Allah öldürdü. Sen atmadın Allah attı."
"Bulunduğun yere sen çıkmadın, Allah çıkardı" gibi. Yani deyim değildir. Resulün düşmana doğru attığı bir avuç toprağı, kumu (her neyse) düşmana ulaştıran ve onları bozguna uğratan gerçekte Allah'tı, sen değildin. Her ne kadar atan sen isen de hedefe ulaştıran, etki ettiren Allah'tır, diyor. Bir tas su ile bir orduyu içirmek, bir avuç kumu atıp kum fırtınası oluşturmak... Kimi Allah erleri kimi zaman böyle bir güce sahip olabiliyorlar. İnanırsın, inanmazsın; bu akılla, mantıkla izah edilemez.

saat yaklaştı ay yarıldı...
"Vakti geldi ay yarıldı".
"Ay yarıldı", "Nerdeyse gök çatlayacak" deyimleri Allah'ın kızgınlığını anlatıyor sanki.
"Adam çatladı", "adam patladı", "Adam küplere bindi" gibi.    

(sanki)ins ve cinnin çoğunu cehennem için hazırlamışız...
Mealin kime ait olduğunu tespit demedim.
"Ant olsun bir çok cini ve insi cehennem için yaratmışız."
Bu da deyim değildir.
Burada cinlerden ve insanlardan kasıt, o gün Peygambere karşı iş birliği yapan müşrikler ve Yahudilerdir. Yeri geldikçe, onları birlikte cehenneme atacağını, cehennemi onlarla dolduracağını söylüyor; öfke, tehdit içeren ifadeler.
Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
asım
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 14 agustos 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1700
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı asım

  değerli hanif06...

attığın zaman sen atmadın sözü çok farklı tartışmalar için söz konusu oluyor...

insanların yaptığı her şeyi  allah yaptırıyor peki günahları da mı o işliyor...

gibi...

aslında belkide bu konudan çok uzak bir anlamı olan bir deyimdir ya da ne bileyim bir kullanış şeklidir diye düşündüm...

benzer bir kullanım  bizim dilimizde şöyle  var...

hani çok yapılmasını çok istediğimiz bir işi birisi yaptığında o işi sen yapmadın da -sanki- ben yaptım yahut sen yersen bende yemiş gibi olurum yahut ha sen yapmışsın ha ben yahut senin başarın benim başarımdır yahut üzüldüğün zaman sen üzülmedin ben kahroldum yahut güldüğün zaman sen gülmedin asıl ben güldüm vs gibi...

attığın zaman sen atmadın allah attı sözünü senin atmandan allah öyle razı oldu yahut memnun oldu ki sanki o atmış gibi oldu ya da sen tam da allahın yapmak istediğini yaptın gibi anlaşılabileceğini düşündüm...

bu yüzden belkide bu kullanımın bir deyim olabileceğini söylüyorum...


  saat yaklaştı ay yarıldı ifadesi tam da bu şekilde cahiliye şairi imrul kaysın bir şiirinde geçiyor imiş...

demek bu o zaman ki insanların alışkın olduğu bir kullanım şekli bir atasözü yahut  deyim...

anlamı dediğiniz gibi de olabilir yahut olayın sonuna yaklaşıldı herşey açıkça ortaya çıktı belli oldu anlaşıldı ama hala siz gerçeklerden yüz çeviriyorsunuz şeklinde de olabileceğini sanıyorum...



(sanki)ins ve cinnin çoğunu cehennem için hazırlamışız ...

parantez içindeki sanki kelimesi bana ait...

aslında bu sanki yerine anlaşıldı ki yahut görünen o ki yahut açıkça görülüyor ki yahut ortaya çıktı ki gibi ifadeler de aynı işi görür bence...

allah hiç bir kulunu cehenneme odun olsun diye yaratmış olamaz...

hepsini cennet için yani mutlu huzurlu iyi olsunlar diye yaratmıştır...

ama insana verilen özgür iradeyi insan kendisi isteyerek kötülük haksızlık yapmak için kullanınca cehenneme  yani sıkıntılı acılı bir hayatı hakediyorlar...

allah ta bu duruma esefle ve hayıfla ve öfkeyle biz kullarımızın çoğunu cehennem için hazırlamışız diyor...

buna benzer bi kullanım evlatlarını savaşta kaybeden bir annenin ağıtında görülebilir...

ben evlatlarımı savaşta parça parça edilsinler diye doğurmuşum(vay benim talihim ) gibi...

evet çok fazla yorum yaparak belki metnin anlamından uzaklaşmış olabilirim amacım doğru anlamı bulma yolunda aklıma gelenleri paylaşmak...

hepsinde hatalı olma ihtimalimi kabul ediyorum...

değerli hanif06 arapça bilginize yönelik teknik bir soru sormak ta isterim
...

ve legad zera na hazırladık diye mi tercüme edilir hazırlamışız diye mi...

yani mişli geçmiş zamanın arapçada karşılığı nasıl olur...

burayı sizde mişli geçmiş şekliyle tercüme etmişsiniz ...

aslında mişli geçmiş zamanla tercüme doğruysa bence parantez içindeki ek ifadelere gerek kalmaz diye düşünüyorum...

saygılar...









__________________
O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Yukarı dön Göster asım's Profil Diğer Mesajlarını Ara: asım
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Değerli Asım,
Qad zera'nâ: Yarattık; yaratmışız.
Mişli geçmiş için Arapçada özel bir kalıp yoktur. Qad ile kullanılınca genelde mişli çevirirler.
Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
asım
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 14 agustos 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1700
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı asım

şöyle bir bilgi var...

 

Mazi fiillerin başına gelen ekler;

ما : Cümleyi olumsuza çevirir.

قَدْ : miş’li geçmiş zaman yapar.

قَدْ كانَ : mişti. Geçmiş zamanın hikayesi. (Müzekker fiiller için)

قَدْ كانَتْ : mişti. Geçmiş zamanın hikayesi. (Müennes fiiller için)

 

ذَھَبَ الطَالِب 15; إلى المَدْرَ 87;ةِ
Zehebet tâlibetu ilel medreseti.
Öğrenci okula gitti.

قَدْ ذَھَبَ الطَالِب 15; إلى المَدْرَ 87;ةِ
Qad zehebet tâlibetu ilel medreseti.
Öğrenci okula gitmiş.

قَدْ كَانَ ذَھَبَ الطَالِب 15; إلى المَدْرَ 87;ةِ
Qad kâne zehebet tâlibetu ilel medreseti.
Öğrenci okula gitmişti.

Biiznillah - Arapça - Fiiller - Mazi (Geçmiş Zaman)


acaba qad edatının başına geldiği mazii fiilin sülasi mücerred olması mı gerekiyor mişli geçmiş anlamı verilmesi için...


__________________
O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Yukarı dön Göster asım's Profil Diğer Mesajlarını Ara: asım
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

acaba qad edatının başına geldiği mazii fiilin sülasi mücerred olması mı gerekiyor mişli geçmiş anlamı verilmesi için...

Qad efleha men tezekkâ
Efleha mezit fiil.
Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
asım
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 14 agustos 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1700
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı asım

sanırım sorun biraz farklı...

miş li geçmiş zamanı allahın kullanması yadırganıyor...

çünkü mişli geçmiş zamanı kullananda bir bilgi eksikliği var...

mesela yaptım diyen yapmışım diyenden daha emin yahut daha kesin konuşuyor...

yapmışım diyen sanki haberi başkasından almış ...

böyle bir durumda allaha yakıştırılmıyor...

nasıl olsun ki o her şeyi bilen gören değil mi...

şimdi müzakeremize konu olan ifadeyi tekrar düşünelim...

ve leqad zera na li cehennem kesiran minel cinni vel ins...

ins ve cin tanıdık tanımadık bilinen az bilinen yerli yabancı herkes anlamında bir deyim demi...

yani yine tüm insanlar tüm kullar...

işte bunların çoğu cehennem için yaratıldı...

şimdi bu ifadeynin ilk bakışta anlamı çok acayip...

allah hakkında hiç te olumlu duygular getirmiyor insanın aklına...

allah  kullarının büyük bir kısmını azap etmek için yarattı...

neden bu allah sadist mi azap etmeyi çok mu seviyor vs...

böyle bir düşünce insanı allahtan uzaklaştırır...

öte yandan allahın kullarının çoğunun cehennem için yaratıldığını sonradan anlaması sonradan öğrenemesi da pek hazmı kolay bir düşünce değil...

her şeyi bilen nasıl önceden bunu bilmezdi haşa allah böyle bir eksiklikten münezzehtir...

eğer iki eksiklikten birini tercih etmek durumunda isek ben ikincisini tercih ederim...

yani allah baştan bütün kullarını cehennem  için yaratmadı cennet için yarattı ama onlar kendileri yaptıklarıyla cehennemi doldurdular ve sonunda allah bu duruma hayıflanarak bu ayetteki ifadeyi kullandı...

yani allah olacak her şeyi baştan bilmiyordu...

bu yüzden mişli geçmiş zaman kullanımı allah için pek kullanılmasa da aslında kullanılması gerekiyor...

allah bir çok şeyi bilmek için yaptığını kendisi söylüyor...

hanginizin daha çok sabredeceğini daha iyi ameller edeceğini  iman edeceğini bilmeden cennete gireceğinizi mi sandınız...

li ya lemallahu allah bilsin diye ve lemma ya lemillahu allah bilinceye kadar ifadeleri allahın bazı şeyleri önceden bilmediğini olaylar oldukça bildiğini göstermiyor mu...

allah kullarının çoğunun cehennemlik olduğunu da sonradan görmüş...






__________________
O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Yukarı dön Göster asım's Profil Diğer Mesajlarını Ara: asım
 

Sayfa Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats