HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Alıntılar, Makaleler
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Alıntılar, Makaleler
Konu Konu: Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı? Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
TİYERİLİ
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 05 nisan 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 113
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı TİYERİLİ

koca yusuf rumuzlu arkadaş yine kopyala yapıştır metoduyla esip gürlemiş.yazısındada yaşar nuri,süleyman ateş,m.esed,zekeriya beyaz gibi isimleri eleştirerek dinde reformcuymuşuz gibi bize atıflarda bulunmuş.bu sitede bu insanları lider yada önder kabul eden ve methiyeler düzen kimse yok.süleyman ateş reankarnasyonu savunuyormuş.o mesele süleymen ateşin şahsını bağlar.bu siteyi incelediğinde reankarnasyon saçmalığını inceleyen yazılarıda bulacaksın.dinde reform isteyende yok.çünkü islam dini başlı başına reformist bir dindir,onun içindirki tüm çağları kapsar,bütün milletlere hitap eder.burada islam dininin emir ve yasaklarını çağımıza göre tekrar dizayn edelim diyen kimse yok koca yusuf.bizler islamın emir ve yasaklarını kendi siyasi ve şahsi menfaatlerine alet edip din ticareti yapanların elinden kurtarıp kurandaki emir ve yasaklarını tam olarak hayatımıza pratize etme gayretindeyiz.bunun adıda reform değil,tekrar kuranın özüne dönüş hareketidir.

__________________
TİYERİLİ
Yukarı dön Göster TİYERİLİ's Profil Diğer Mesajlarını Ara: TİYERİLİ
 
muta
Katilimci Uye
Katilimci Uye


Katılma Tarihi: 09 kasim 2006
Gönderilenler: 93
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı muta

NİSA-65.Ama hayır, Rabbine andolsun ki onlar, [ey peygamber], aralarında anlaşmazlığa düştükleri her konuda seni hakem yapmadıkça ve sonra da senin kararına kalplerinde hiçbir burukluk duymaksızın tam bir teslimiyetle tâbi olmadıkça, [gerçekten] inanmış olmazlar.

AÇIKLAMA. Bu ayet, Hz. Peygamber'in, Allah'tan aldığı vahiy ile Kur'an mesajını yaşanılır kılmak ve müminlerin onu pratik durumlara uygulayabilmelerini sağlamak amacıyla verdiği emirlere her Müslümanın teslim olması yükümlülüğünü tereddütsüz bir şekilde ortaya koymaktadır. Bu emir ve talimatlar, Peygamber Muhammed (s)'in sünneti (yani, "metodu") olarak tanımlanan kavramı oluştururlar ve (her türlü şüphe ihtimalinden uzak bir kesinlik taşıdıkları takdirde) Kur'an ile birlikte tam bir hukukî bağlayıcılık taşırlar

Bazı insanlar derki bizim amacımız dinde reform değil "KUR,AN"a

dönüş "öze" hareketidir? iyi peki KUR,AN a dönüş hareketinde bize KUR,AN ı meal,tefsir, vede içtihad,tecdid i kim yapacak gelmiş geçmiş İslam alimlerini yok sayaraktan birde en önemlisi bu "DİNİN BİR PEYGAMBERİ VAR H.z. MUHAMMED ONUN SÜNNETİ NE OLACAK" yoksa "öze" ? dönüşçüler kendileri 21. yüz yıla ait modern zamanlar "SÜNNETİ" vede içtihadlarımı yapacaklar insanları hepten saf yerine koymayın inandığınız gibi yaşayın ve inandığı gibi yaşayanlara da öyle kendinden menkul sakat mantık ürünü fikirlerinizi dayatmayın hangi ehli sünnet vel cemaat alimi derki veya demişki "KUR,AN"ı örnek almayın kişileri örnek alın insan biraz insaflı olur "İSLAM DOLAYISI İLE MÜSLÜMAN EVVELA KUR,AN,SONRA SÜNNET,HADİS,KIYAS,İCMA DER" uzun lafın kısası kimki dini ticarete,siyasete,hurafeye,alet ederse kendi kaybeder evvela siz kendi "öze" dönüşçülerinizi bir test edin bakalım nerede ne söylemişler nasıl yaşamışlar KUR,AN ı yorumları nasıldır NAMAZ, HAC, ABDEST,TESETTÜR,FAİZ, İÇKİ,ZİNA,YALAN hakkındaki görüşleri nedir diye birde kendinizi yani "NEFSİNİZİ" kontrol edin.

muta.

Yukarı dön Göster muta's Profil Diğer Mesajlarını Ara: muta
 
savana
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 30 nisan 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1235
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı savana

selam muta

Kardeş kuran eksenli düşünce kuran eksenli din diye yola çıkan bizler elbette sünnet  hadis kıyas icma vs hepsinden haberdarız.Bu haberdarlığa rağmen sadece kuran diyoruz.Bizlere tekrar tekrar sünnet hadis vs ye çağrıda bulunmanız bu saatten sonra fayda etmez boşuna emek harcamayın isterseniz.Hadislerin tesfirlerin kuranı anlamakta gereksizliğini kuranın kendi kendini tesfir eden açık bir kitap olduğunu,herkesin okuyup onu anlamsı gerektiğini söylüyoruz.Gelmiş geçmiş din alimlerini hiçe saymayın demişsiniz Peki neden varsayalım ?Onlarda aynı kuranı okuyup alim olmadılarmı ona göre amel etmediler mi?Bırakında herkes aklının yettiği kadar kuranı okuyup anlasınlar başkalarının aklının erdiğiyle amel etmesinler.

 



__________________
O, yaratıp şekillendiren, âhenk veren ve düzene koyandır
Yukarı dön Göster savana's Profil Diğer Mesajlarını Ara: savana
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

selamün aleyküm, cümleten,
  Maide 41          41 – Ey Peygamber! Kalpleri iman etmediği halde ağızlarıyla “iman ettik.” diyen münafıklarla, Yahudilerden kâfirlikte yarışanlar seni üzmesin.Zira onlar yalancılık etmek için dinlerler. Senin yanında olmayan bir grup hesabına casusluk için dinlerler. Kelimeleri konuldukları yerlerden çıkarıp tahrif ederler. “Size şu fetva verilirse onu kabul edin, o verilmezse onu kabul etmekten geri durun” derler.Allah birini şaşırtmak isterse, sen onun lehinde Allah’a karşı hiçbir şey yapamazsın.Onlar öyle kimselerdir ki Allah onların kalplerini arındırmak istememiştir. Onların hakkı dünyada rüsvaylık olduğu gibi, âhirette de müthiş bir cezadır. [2,75; 4,46] {KM, İşaya 29,13. Matta 15,8; Markos 7,6}    *      

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
TRUES
Newbie
Newbie


Katılma Tarihi: 03 eylul 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 38
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı TRUES

Alperen Yazdı:

    
    
   
'Yaygın tanrı kavramı çarpık'
    Yeniden yapılanma bir ihtiyaç olarak ortaya çıkıyorsa da, pek çok engelin varlığı da açıkça görülüyor. Hasan Onat'a göre bu engellerden bazıları şunlar: Toplumdaki yaygın tanrı kavramının çarpık olması. Din alanının eleştiri dışı tutulması. Din ve geleneğin iç içe girmesi. Geçmişin kutsallaştırılması. İslamın en son ve en mükemmel din olduğu inancının doğurduğu 'kendi kendine yeterlilik' duygusu. Din alanında bilimsel yöntemle üretilmiş doğru bilgi eksikliği. Devletin olumsuz etkisi. Güven bunalımı. İslamın dinamik bir din olduğunun kavranılamaması. Din-siyaset, din-hukuk ilişkisinin sağlıklı bir şekilde çözülememesi. Kuran'ın bir 'öğüt' olduğunun unutulması.
    
   

Önemli noktalara değinilmiş, özellikle;

Toplumdaki yaygın tanrı kavramının çarpık olması.

Din alanının eleştiri dışı tutulması.

 Din ve geleneğin iç içe girmesi.

 Geçmişin kutsallaştırılması.

Din alanında bilimsel yöntemle üretilmiş doğru bilgi eksikliği.

İslamın dinamik bir din olduğunun kavranılamaması



__________________
"Hakk Rabb'indendir."
Yukarı dön Göster TRUES's Profil Diğer Mesajlarını Ara: TRUES
 
siyah
Newbie
Newbie


Katılma Tarihi: 09 mart 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 26
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı siyah

REFORM İLE UGRASARAK İSLAM I DEĞİŞTİRMEK İÇİN UGRASANLARA DERİZ Kİ:

İSLAM DININI ALLAH U TEALA MUHAFAZA EDECEĞİNİ KURAN DA BİLDİRMİŞTİR.

AYRICA REFORM DIYE ORTALIGI KARISIRMALARINA DA:

İSLAM IN REFORMA İHTİYACI YOKTUR.ZAMAN DEĞİŞMİŞ ASIR BAŞKALAŞMIŞ DIYORLAR.BİZDE DERİZ Kİ:

ÖLÜM DEĞİŞMEMİŞTİR.HER İNSAN ÖLÜYOR VE DUNYADAN AYRILIYOR.ÖLÜME DE REFORM UYGULAYIN O ZAMAN...ÖLEN İNSANA HERKES KABIR KAPISINA KADAR ARKADASLIK EDIYOR

BOYLE DİVANE CE REFORMU SAVUNANLARIN HALINE ACIMAK LAZIM...BU İNSANLAR YILLARCA OKUMUŞLAR AMA...YAZIK...

DİNSİZ İLİM KÖR, İLİMSİZ DİN TOPALDIR...

İSLAM YEGANE BİR DİNDİR VE ZAMANA DEĞİL İNSAN İNMİŞTİR.NİTEKİM İNSAN AYNI İNSANDIR...DEĞİŞMEMİŞTİR



__________________
KİŞİNİN BİLMEDİĞİ DÜŞMANIDIR
Yukarı dön Göster siyah's Profil Diğer Mesajlarını Ara: siyah
 
iman
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 16 haziran 2006
Gönderilenler: 751
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı iman

........ Dil de irade gibi insana verilen ilahi bir özelliktir.

Tıpkı iradesiyle Tanrısı arasındaki ahidle ilgili göstereceği sınav gibi dil
içinde de büyük bir sınavın gerilim, yaratıcılık, dinamizm ve ve diyalektiği
söz konusudur.

Bir yönüyle insana sunulmuş ve iradesini gösterebileceği bu alan aynı
zamanda insanı kuşatan bir hapishane ve zindandır.

Dil ve dil içinde oluşturulan anlam sistemleri insanın birbirine geçiş
yapabildiği ve içinde yaratıcı iradesini gösterebildiği ama topyekün
içinden çıkamadığı çok odalı bir zindandır, bir hapishanedir dil insan için.

Bu hapishane içinde ürettiği ve idrak ettiği her şey kelimelerden ibarettir.

Bu yönüyle din ve tanrı da dilin içinde, dile hapsolmuştur.

Bu zindan içerisinde her insan kendi tanrısını ve bu tanrıya uygun dini
üretir.

Dil düşünceyi (ve dini) hapsetmiştir. .............


----------------------------------


........ Mensubu bulunduğumuz din ve ümmeti olduğumuz peygambere
sırf mensubiyeimizden dolayı hakikati temsil ettiğimiz ve cennete mutlaka
gireceğimiz düşüncesinin beslediği din anlayışı Kur’an’ı örten,
perdeleyen, artıran ve eksilten diğer bir paradigmadır.

Bu mensubiyet asabiyeti kendi içinde bir sınır çizmekde ve diğer insan
topluluklarıyla ilişkilerini bu asabiyet üzerinden belirlenmekdedir.

‘’müslümanlık’’ kavramı insanlar için belli bir tarihsel süreçten sonra dini
bir mensubiyetten ziyade bir dayanışma kimliğine, dini uygulamalar ve
semboller birer mensubiyet işaretine ve sınırına dönüşmüştür.

Bu durumda ‘’müslümanlığın’’ nerede, ne zaman dinin hakikatini temsil
ettiği ve ya mensubiyeti ve dayanışma kimliğini ifade ettiği birbirine
karışmaktadır.


Müslüman sınırlarının ötesinde kalanlar açısından da bu durumu
besleyen, güçlendiren bir algılama biçimi paralel olarak gelişir.
.................

Vahyin anlaşılmasında dil ve paradigma sorunları
Cemil Polat - 25 Agu 2008

http://www.fikritakip.com/news.asp?pg=1&yazi=2880
Yukarı dön Göster iman's Profil Diğer Mesajlarını Ara: iman
 
asım
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 14 agustos 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1700
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı asım

Endonezya: Liberal İslam İletişim Ağı
İslam’ı toplumsal bağlam içinde yorumlamak



Endonezya’da, 11 Eylül 2001 saldırılarından 8 ay önce bir grup Müslüman aydın biraraya gelerek, tutucu İslami akımlara karşı ilerici bir alternatif oluşturmak için, Liberal İslam İletişim Ağı’nı oluşturdular. Christiane Schrott bu girişimi tanıtıyor.

Ulil Abshar-Abdalla; © www.freedom-institute
Ulil Abshar-Abdalla
1998 yılında diktatör Suharto’nun geri çekilmesinin ardından gelişmeye başlayan demokrasiyle birlikte dünyanın en büyük Müslüman nüfusuna sahip ülkesi Endonezya’da düşünce özgürlüğü de yeniden oluştu. Her iyi olgunun bir de kötü yanı olduğunu, radikal Müslüman azınlığın düşünce özgürlüğüne kavuştuktan sonra tüm gücüyle sesini duyurmaya başlaması açıkça gösterdi.

Liberal İslam İletişim Ağı’nın Koordinatörü Ulil Abşar-Abdullah, liberal bir İslam Organizasyonu konusunu uzun süre tartıştıklarını belirtiyor. Abşar-Abdullah: "Reform sürecinin ardından, Endonezya’daki radikal İslam’ın canlanmaya başladığını gördük. Harekete geçmenin zamanı gelmişti."

Liberal Müslümanlar’ın oluşturduğu hareket nisbeten küçük olmakla birlikte, oldukça etkili ve muhafazakar Müslümanlar tarafından son derece aykırı olarak görülüyor. Organizasyonu oluşturanların tümü din okullarına gitmiş, daha sonra üniversitede İslam bilimleri öğrenimi görmüş kişiler. Endonezya’da genellikle muhafazakar olmayan üniversitelerde, ilahiyat ve hayatın gerçeklerine ilişkin yepyeni bir dünya keşfetmişler.

Endonezya İslamını muhafaza etmek

Liberal İslam İletişim Ağı, İslam’ın harfiyen yorumlanmasına karşı. Genç Müslüman aydınlar, Kuran’ın harfi harfine tesfir edilmesinin, İslam’ı öldürdüğü kanısındalar ve bu eğilimi kökten dincilerin en büyük sorunu olarak görüyor, yorumlarını verimsiz, dışlayıcı ve çağdışı buluyorlar.

Endonazya’da İslam, özellikle büyük çeşitlilik gösteren yöresel gelenekler ile eski kültür ve dinlerin karışımı konusunda oldukça ılımlı. Ulil Abşar-Abdullah; Endonezya’daki İslam’ın öz karakterini koruduğu ve artan Arap İslamı eğilimini engellediği için bu bağdaştırmacılığı olumlu karşıladığını söylüyor ve ekliyor:

"Ancak biz kesinlikle gelenksel İslamı temsil etmiyoruz, çünkü geleneksel İslam çok muhafazakar köklere sahip ve radikal hareketler tarafından istismar edilmeye müsait."

Şiddete ve azınlıklara yönelik baskıya karşı

Liberal İslam İletişim Ağı, ülkede toplam 70 milyon dolayında Müslüman’ı temsil eden ılımlı Nahdlatul Ulema’nın (NU) ve Muhammediye Cemiyeti’nin öğretilerini büyük ölçüde kabul ediyor. Ancak, kadınların eşit haklara sahip olmaması gibi bazı noktaları gerici olarak nitelendirerek eleştiriyor.

Liberal İslam hareketi, azınlıklara karşı her türlü baskının İslam ilkelerine ters düştüğünü savunuyor, bu nedenle din ve düşünce özgürlüğünün yanında kadın hakları için de mücadele ediyor. Amaç, demokrasinin güçlenmesi ile sosyal yapıya sahip, adil ve insani bir politikanın gelişmesi.

Aynı zamanda Cakarta Özgürlük Ensitütüsü’nün Başkanı da olan Abşar-Abdullah: "Temel hedeflerimiz 11 Eylül 2001 ve Bali’deki bombalı saldırının ardından da değişmedi. Bu olaylar bizi dehşete düşürdü ama şaşırtmadı. Böyle bir şeyin olacağını önceden tahmin etmiş ve çalışmalarımızı ona göre yönlendirmiştik." diyor.

"Şiddet eğilimli radikalizm tabii ki devletin adli makamlarınca cezalandırılmalı. Ama ardındaki düşüncelere karşı mücadele, farklı düşüncelerle olmak zorunda. Zaman zaman acı verse de, biz bu mücadeleye giriştik."

Aydınlara idam cezası

Liberal İslam İletişim Ağı’nın Koordinatörü, böyle bir mücadelenin ne denli acı verici olabileceğini bizzat yaşamak zorunda kaldı. Abşar-Abdullah’ın 18 Kasım 2002’de Endonazya’nın en yüksek tirajlı günlük gazetesi Kompas’da yayımladığı makalesi üzerine, ülkedeki aşırı muhafazakar hareket "Halk’ın Uleması" ilerici Müslüman aydın hakkında karşı ölüm fetvası çıkardı.

Abşar-Abdullah sözkonusu makalede, "İslam’ın hangi öğretilerinin Arap kültürünün etkisinde olup, hangilerinin olmadığını ayırt edecek bir İslam yorumuna ihtiyacımız var" ve "Ayrıca, Evrensel değerler belli yaşam şartlarına, örneğin Araplar’ın, Malezyalılar’ın ya da Orta Asyalılar’ın şartlarına uyarlanmalı. İslam’ın sadece belli bir yerel kültürü dile getirdiği bölümleri bizim için bağlayıcı değildir" diye yazmıştı.

Ulil, kökten dincileri ve Şeriat’a olan bağlılıklarını yargılayan, buna karşılık dinini kendisi seçenleri savunan yazısıyla gerçekten büyük bir toplumsal tartışma başlattı.

Makalede şu satırlar da yer alıyordu: "İslam dini, Hıristiyanlık, Hinduizm, Budizm, Konfüçyüsçülük, Yahudilik, Taoculuk ya da animizm inanç biçimlerinde varolan genel bir değeri temsil etmektedir. Hatta İslami gerçeği Marksizm’de bile bulmak mümkün olabilir."

"Artık biçime değil, içeriğe bakıyorum. Sadece biçimselliğe hizmet eden İslami inanç tarzları ve uygulamalarının önemi yok. Önemli olan, bunların ardında gizlenen gerçekler."

Aşırı muhafazakar Halkın Uleması hareketi, Abşar-Abdullah hakkında ölüm fetvası çıkardığını sonradan inkar etse de, aydın din bilimcisi ve ailesi bugüne dek olası saldırı korkusuyla yaşıyor.

İslam ülkelerinde dinler arası diyalog

Ama bu korku Ulil Abşar-Abdullah ve arkadaşlarını Endonezya’daki tüm önemli medya organlarında görüşlerini yayımlamaktan alıkoymuyor. Liberal İslam İletişim Ağı, internette çok okunan bir sitesi yanında dine ilişkin kitaplar da yayımlıyor.

Grup bunun yanı sıra bir dizi forum ve radyoda her hafta açık oturum düzenliyor. Liberal İslam hareketi sadece Müslüman ülkelerdeki liberal grupları değil, aynı zamanda başka dinleri temsil eden organizasyonları da kapsayan bir iletişim ağı kurmuş.

Ulil, yeni Papa seçimine ilişkin “Jakarta Post” gazetesine verdiği demeçte şu mesajı vermişti: "Batı’nın terör saldırılarının ardından İslam dünyasına yönelik önyargılı olumsuz yaklaşımı karşısında, dinler arası diyalog büyük önem kazandı. Ancak bu diyalog sadece Avrupa ve ABD’nde yoğunlaşmakla kalmamalı, aynı zamanda Müslüman ulusları da dini hoşgörüye çağırmalı."

Christina Schott

Almanca’dan çeviren: Nilgün Kahraman

© Qantara.de 2005



__________________
O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Yukarı dön Göster asım's Profil Diğer Mesajlarını Ara: asım
 
ebukerem
Ayrıldı
Ayrıldı


Katılma Tarihi: 21 mart 2009
Gönderilenler: 483
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ebukerem

İslam deforme olmaz ki reforme edilsin. ( ZİKRİ=DİNİ=İSLAMI biz indirdik onu koruyacak Biziz )

Allah'ın dini İSLAM, Adem'den beri hıfz edilip durmuştur, rasuller onu HATIRLATMAYA gelmiştir. zaman içinde deforme olan insanların İslamdan türettikleri sahte dinciklerdir. kuran da en çok bunu eleştirir ve bunu yapanların KENDİLERİNE KİTAP VERİLENLER olduğunu ve aralarındaki HIRS-REKABET-HADDİ AŞMA- İKİTDAR savaşı yüzünden yaptıklarını söyler. ( BAKARA 213-ENAM 159-ALİ İMRAN 19 v.d. )

bence temel çözüm insanların hayatlarındaki bu sahte dincikleri reforme değil kökten silip atmaları ve sadece İSLAM'a teslim olmalarıdır. bunu başarabilecek imkanlar Adem'den beri vardır. AKIL-FITRAT-VİCDAN-TECRÜBELER ve tabiki referans noktası olarak VAHİY.

dinler felsefesini yerle bir eden BAKARA 213 böyle biter, ve bu konuda yönelenlere verilecek cevabı Al-i İmran 19 dan sonra gelen 20 de çok net bir biçimde söyletir.

reform yapmayın DESTROY yapın o sahte dincikleri ve yerine İSLAMI EKIM edin hayatlarınıza. TIPKI PEYGAMBERLERİN YAPTIĞI GİBİ. ve ARINMIŞLIĞA ULAŞIN. Allah dilerse.

selam ile.

 



__________________
yalnız Allah'a teslim ol ve şahitliği dosdoğru yap...
Yukarı dön Göster ebukerem's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ebukerem Ziyaret ebukerem's Ana Sayfa
 
sasha
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 27 kasim 2009
Gönderilenler: 368
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı sasha

Inanc ve inanan kavramlari her ne kadar birbirine girift kavramlar gibi gorulse de, is inancin sisteme dokulmus haline geldigi zaman (Din), din de, dindar da reform gecirmelidir diye dusunuyorum.

Din'in reform gecirmesi cok zaman insanlar tarafindan, varolan kemiksi emirlerin degismesi olarak algilanir.
Halbuki bahsedilen bu degil, din'e yillarin icinde dindar tarafindan eklenen ve aktarila aktarila, sanki gercekten dinin icinde yapilmasi gereken bir emir bir olus gibi gosterilen ve ogretilen bilgilerdir.

Din, bir nebze de olsa gelmis oldugumuz noktada zaten reform gecirmistir.
(Uydurulan hadislerin elemine edilmesi, Kuran'in Turkce okunabilme sansinin edinilebilmesi, dinin siyasi bir rejim olarak yasanmiyor olusu gibi..)

Fakat dindar, ayni dindar olarak kaldigindan bunlarin pek fazla bir anlami kalmamakta, umuma acik her alanda dindarlarin bir kismi artik peygamberlik sifatini da gecip, tanri rolune soyunmaktadir.

Oysa arinmislik, yani Allah'a giden yolda EGO diye kavram asla yoktur.

Ancak, ego canli oldugu surece, dindar kendinden gecmekte ve halihazirda yasarken otekileri munafik, kafir ilan edebilmekte bunun otesinde de cennet veya cehennem bileti kesebilmektedir. Bu tur soylemlerin ozunde farkina varmadan veya bilincli dindarin benimsedigi ogretiler, Kuran'in bilakis ozu degil, geleneksel kulturun icinden eklenmis motiflerdir.

Bunun sebebi buyuk olcude (tesbihte hata olmazmis-yanlis anlasilmasin) suru psikolojisinin insana bir sekilde yansimasi korkusudur.

Aksi takdirde kadinin sac teli ile tahrik olacak (veya tam tersi) ne bir kadin, ne bir erkek mevcuttur.

Tahrik olacak birileri varsa, o tahrik olusu insan 6 yasindaki bir cocugun sac telinde de duyar ve yasar.Ki biz bunlara en basit sekliyle "sapik" diyoruz.

Aksi takdirde,  uc vakit emredilmis namazi eda ettikten sonra, keyfe bagli olarak fazladan namaz kilmak veya Kuran okumanin bize bir zarari yoktur.  Kabulu ve takdiri ise Allah'a aittir.

Bunu geleneksellestirip farzmis gibi sunmanin altinda yatan zihniyet, asirlar once peygamberin olumunden sonra inanli birliginin dagilma ihtimali korkusunu yasamis zihniyetten farkli degildir. Bu korku o devirde ve olusumda mantikli olarak kabul edilebilir.

Oysa gelmis oldugumuz asirda, Kuran arap yarimadasindan cikmis, dunyanin hemen her kosesine ulasmis durumdadir.
Kuran insana hitabi ile geleneksel bakis acilarinin, korkularin aslinda ne kadar yersiz ve gereksiz oldugunu yuzlerine vursa da, bir kisim dindarlar hala bunu gorememekte veya gordukleri halde siyasi guc anlaminda bayragi elde tutmak adina dikkate almamaktadir.

Uzucudur ki, din peygamberin biraktigi, Allah'in yolladigi din degildir. Mollalarin, seyhlerin, bilgisi kendinden mechul Islam alimlerinin dini haline gelmis durumdadir.

Bunun ayirdina varmis insanlar, bu ve bu gibi zihniyetler tarafindan her daim kafirlikle, Kuran'i degistirmek istemekle tanimlanacaktir. Bu yeni birsey degildir.

Oysa gercek ve degismez olan birtek sey vardir. Kuran, ozunde kendini korur.
Eklenmis veya hatayla eklenmis her turlu bilgiyi silkinip uzerinden atar. Eklenen bilgiyi kendi varligi ile yanlislar zira kitap bir sayfadan ibaret bir kitap degildir.
Zira Kuran akil uzerine indirilmistir.(Tam da bu yuzden ibadet inanc bazinda akil yoksunu insanlar sorumlu degildir, sorumlu tutulmayacaktir.)
Akli insandan cekip alirsaniz, elinizde bir miktar et yigini kalir.Aklimizin yonetimi kendi elimize ozgurce verilmisken, akli hocaya, haciya, mollaya teslim etmenin ne kendimize, ne dine faydasi vardir.

Insan ancak handikaplarindan siyrildigi zaman, aklin yolu birdir cunku..

Konuyu acan arkadasa ayrica tesekkur etmek isterim.



Yukarı dön Göster sasha's Profil Diğer Mesajlarını Ara: sasha
 

<< Önceki Sayfa Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats