HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Yeni Çıkan Mehdiler, Resuller Köşesi
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Yeni Çıkan Mehdiler, Resuller Köşesi
Konu Konu: HZ. İSA VE MEHDİ Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
ARMAGAN
Newbie
Newbie


Katılma Tarihi: 21 subat 2006
Gönderilenler: 16
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ARMAGAN

Rahman ve Rahim Olan Allah'ın Adıyla

MUHAMMED 17. Doğru yolu bulanlara gelince, Allah onların hidayetlerini arttırır ve sakınmalarını sağlar.

MUHAMMED 18. Onlar, kıyamet gününün ansızın gelip çatmasını mı bekliyorlar? Şüphesiz onun alâmetleri belirmiştir. Kendilerine gelip çatınca ibret almaları neye yarar!

AL-İ-İMRAN 179. Allah, müminleri (şu) bulunduğunuz durumda bırakacak değildir; sonunda murdarı temizden ayıracaktır. Bununla beraber Allah, size gaybı da bildirecek değildir. Fakat Allah, elçilerinden dilediğini ayırdeder. O halde Allah'a ve peygamberlerine iman edin. Eğer iman eder, takvâ sahibi olursanız sizin için de çok büyük bir ecir vardır.

HAŞR 7. Peygamber size ne verdiyse onu alın, size ne yasakladıysa ondan da sakının. Allah'tan korkun. Çünkü Allah'ın azabı çetindir.

AL-İ-İMRAN 31. (Resûlüm! ) De ki: Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyunuz ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah son derece bağışlayıcı ve esirgeyicidir.

AL-İ-İMRAN 32. De ki: Allah'a ve Resûlü'ne itaat edin. Eğer yüz çevirirlerse bilsinler ki Allah kâfirleri sevmez.

Ez-ZUHRUF - 61. Şüphesiz ki o (İsa), kıyametin (ne zaman kopacağının) bilgisidir. Ondan hiç şüphe etmeyin ve bana uyun; çünkü bu, dosdoğru yoldur.

TEKVİR 22. Arkadaşınız (Muhammed) de mecnun değildir.

TEKVİR 23. Andolsun ki, onu (Cebrail'i) apaçık ufukta görmüştür.

TEKVİR 24. O, gaybın bilgilerini (sizden) esirgemez.

NİSA 41. Her bir ümmetten bir şahit getirdiğimiz ve seni de onlara şahit olarak gösterdiğimiz zaman halleri nice olacak!

NİSA 42. Küfür yoluna sapıp peygamberi dinlemeyenler o gün yerin dibine batırılmayı temenni ederler ve Allah'tan hiçbir haberi gizleyemezler.

 

HZ. İSA VE MEHDİ

4968 - Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

"Nefsim kudret elinde olan Zât-ı Zülcelâl'e yemin ederim! Meryem oğlu İsâ'nın, aranıza (bu şeriatle hükmedecek) adâletli bir hâkim olarak ineceği, istavrozları kırıp, hınzırları öldüreceği, cizyeyi (Ehl-i Kitap'tan) kaldıracağı vakit yakındır. O zaman, mal öylesine artar ki, kimse onu kabul etmez; tek bir secde, dünya ve içindekilerin tamamından daha hayırlı olur."

Sonra Ebu Hureyre der ki: "Dilerseniz şu ayeti okuyun. (Mealen): "Kitap ehlinden hiçbir kimse yoktur ki, ölümünden önce onun (İsa'nın) hak peygamber olduğuna iman etmesin. Kıyamet gününde ise İsâ onlar aleyhine şâhitlik edecektir" (Nisa 159).

Buhari, Büyû' 102, Mezalim 31, Enbiya 49; Müslim, İman 242, (155); Ebu Dâvud, Melâhim

14, (4324); Tirmizi, Fiten 54, (2234).

MEHDÎ

Yol gösteren, hidayete eren, doğru yolu bulan, Allah tarafından kendisine rehberlik edilen kimse. Kıyamete yakın dönemde zulüm ve adaletsizliğin her tarafı kapladığı bir zamanda gelip yeryüzünü adaletle dolduracağı ve İslâmı hâkim kılacağı söylenen Ehl-i beytten birisi.

Mehdi, kelime olarak Arapça He-De-Ye kökünden ismi mef'ul olup hidayete ermiş, hidayet bulmuş kişi anlamını taşır. Mehdî'nin ahir zamanda çıkacağına ve insanları hayırla doğruya, hilafete, İslamın Hak Şeriatına ve adalete yönelteceğine dair tevatür-mütevatir hadisler mevcuttur. Hz. Peygamber (s.a.s)'den nakledilen İbni Mâce'de mevcut hadislere göre Mehdî'nin Ehl-i beytten olacağı bildirilmektedir:

"Mehdî bizden, Ehl-i beyttendir. Allah onu bir gecede ıslah'a erdirecektir. Mehdî, Fatıma evlâdındandır" (İbn Mâce, Fiten, 34; Dârimî, Mehdî, 1).

"Biz Abdülmuttalib evlâdı Cennet ehlinin efendileriyiz. Ben, Hamza, Ali, Cafer, Hasan, Hüseyin ve Mehdî" (Ebu Davud, Mehdî, 1; Tirmizî, Fiten, 52-53; İbn Mâce, Fiten, 34).

"Dünya hayatının sona ermesine bir gün bile kalsa, Allah zulümle dolu olan dünyayı adaletle dolduracak Ehl-i beytten birini gönderecektir" (Ahmed b. Hanbel, II, 117-118).

 

Yukarı dön Göster ARMAGAN's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ARMAGAN
 
ARMAGAN
Newbie
Newbie


Katılma Tarihi: 21 subat 2006
Gönderilenler: 16
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ARMAGAN

Hazreti Mehdi Hakkındaki Rivayetler "Mütevatir"dir

"Mütevatir" ne demektir?

Mehdi hakkında rivayet edilen hadislerin mütevatir olduğu hemen hemen bütün İslam alimleri tarafından kabul edilen bir gerçektir. Ancak, öncelikle "mütevatir hadis"in ne anlama geldiğini açıklamak gerekir. "Giriş" bölümünde de kısaca tarif ettiğimiz gibi, hadis bilimcilerine göre bir haber birçok kişi tarafından rivayet edilmişse ve bu ravilerin bir araya gelip haber uydurmaları, durumları itibarıyle teknik olarak mümkün değilse buna "mütevatir" haber denilir. Mütevatir habere de "tevatür" adı verilir.

Bir kaynakta tevatür terimi şöyle tanımlanmaktadır:

"Tevatür", kelime anlamı olarak "kuvvetli haber, içinde yalan ihtimali olmayan ve bir cemaate dayanan kuvvetli haber" demektir. (Büyük Lugat-Tür-Dav, 3003)

Diğer çeşitli kaynaklarda da mütevatir kelimesinin anlamı şöyle açıklanmaktadır:

“Yalan üzerine birleşmeleri aklen mümkün görülmeyen toplulukların birbirinden ve ilk topluluğun direk Resulullah (SAV)'dan rivayet ettiği hadisi şeriftir. Yakin (hiç şüphe edilmeyecek) bir ifade eder. Artık bu hadis hakkında "Acaba bu hadis Resulullah (SAV) tarafından söylenmiş midir?" diye bir şüpheye imkan yoktur.” (Ömer Nasuhi Bilmen, "Muvazzah İlm-i Kelam", s. 53)


"MÜTEVATİR HABER"
: Duyularla hissedilen bir şey hakkında yalan üzere ittifak etmeleri aklen mümkün olmayan bir kalabalığın verdikleri bir haber olup bizzat (yakini) ilim ifade eder. Böyle bir haber kat'i olarak sahih olup akideye taalluk eden meselelerde onunla amel vaciptir. (Mahmud Ebu Reyye, "Muhammedi Sünnetin Aydınlatılması", s. 300)

"MÜTEVATİR HADİS": Yalan üzerinde birleşmeleri adeten mümkün olmayan raviler topluluğunun ("cemm-i ğafir"), her nesilde, kendileri gibi bir topluluktan alıp naklettiği, işitme veya görmeye ("mahsûsat") dayanan hadistir. Kesin bilgi ifade eder, amel vaciptir, reddi küfrü gerektirir, tetkik ve tenkid dışıdır.

Lafzen Mütevatir: Bütün rivayetlerinde lafızları aynı olan hadistir ki "yok denecek kadar" azdır. "Men kezebe aleyye..." misalidir. Kayıt konmadan "mütevatir hadis" denince "lafzen mütevatir" anlaşılır.


Manen Mütevatir: Aralarında ortak bir nokta bulunan değişik lafızlı hükümlerin, tevatür şartlarını taşıyan râvîlerce rivayet edilmesiyle ortaya çıkan "ortak manaya" denir. Mesela, 100 kadar değişik lafızlı hadisten çıkan bir mütevatir mana Resûlullah Aleyhissalatü ves`selâm`ın "ellerini kaldırarak dua ettiğidir." (İsmail Lütfi Çakan, "Hadis Usulü", İFAV, İstanbul 1993, s. 105-150)

Yukarı dön Göster ARMAGAN's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ARMAGAN
 
ARMAGAN
Newbie
Newbie


Katılma Tarihi: 21 subat 2006
Gönderilenler: 16
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ARMAGAN

Mehdiyet Hadislerinin Mütevatir Olduğuna
Dair Alimlerin İzahları

Bu konuyla ilgili çeşitli alimlerin görüşlerini aşağıda veriyoruz:


MUHAMMED B. RESUL BERZENCİ

Mehdi'nin varlığı ve ahir zamanda zuhur edeceği, Peygamber (S) ailesinden ve Fatıma (A) oğullarından oluşu, tevatür ölçüsüne ulaşan hadislerle açıklanmıştır ve bu hadisleri inkar etmenin hiçbir anlamı yoktur... Tevatür ölçüsünü aşan, doğru ve açık hadislerde, Mehdi'nin Fatıma soyundan olup, dünya sona ermeden zuhur edeceği, zulüm ve haksızlıkla dolmuş olan dünyaya, adalet ve hakkaniyet getireceği, onun zamanında İsa Mesih'in gökten ineceği ve onun önderliğinde namaz kılacağı kanıtlanmış bulunmaktadır. (Muhammed b. Resul Berzenci, "el-İşaetü li Eşrat'is-Saeti", s. 305)


ALAEDDİN ALİ B. HİŞAM MUTTAKİ HİNDİ

Allah'ın rahmeti sana olsun bil ki vaadedilen Mehdi'nin var oluşunda hiç kuşku yoktur. Üçyüz hadis ve eserle hatta daha fazlası ile bu kanıtlanmıştır. (Casim Mühelhil, "el-Burhan", c. 1, s. 339)


ABDULMUHSİN BİN HAMD EL-ABBAD

Her Müslüman'ın, Peygamber‘in verdiği gaybi haberlere özellikle de Mehdi ve Deccal'ın zuhur edeceğine dair bildirdiği ön haberlere inanması, tasdik etmesi vaciptir. Bu itibarla Mehdilik hakkındaki haberlerin çokluğu senetlerinin doğru oluşuna rağmen, onları tutarsız saymak mümkün değildir. Ancak bilgisizler, hak ile kavgalı olanlar veya onların senetlerini incelemekten aciz olanlar bu haberleri inkar ederler. Oysa o hadisleri doğrulamak Peygamber hazretlerine inanmanın bir parçasıdır. Çünkü onun sözlerini kabul etmek, ona inanmanın bir gereğidir. Ve Allah Kuran'da (Bakara Suresi, 2-4) müminleri övdüğü gaibe inanışın ta kendisidir. (Dr. Abdulmuhsin bin Hamd el-Abbad, "Mecellet'ül-Camiat-ül-İslamiyye", yıl 1, sayı 3, s. 624-627)


MUHAMMED NASREDDİN ALBANİ

Sözün özü şu ki, Mehdi'ye inanmak, peygamberden aktarılan tevatür hadislere dayalı köklü bir inançtır ve ona inanmak vaciptir. Çünkü Allah'ın buyruğunda (Bakara 2-4) takvalıların özelliklerinden olarak anlatılan gaibe inanmak inanışın bir parçasıdır. Cahillerden başkası bunu inkar etmez. Bu inanç kitap ve sünnette doğru kabul edilen inanışlar üzerine ölmeyi, Allah'tan diliyorum. (Muhammed Nasreddin Albani, "Mecellet'üt-Temeddün'il-İslami", sayı 22, s. 646)


ŞEMSEDDİN MUHAMMED BİN AHMED SEFAREYNİ

Kıyamet gününün en büyük alametlerinden birisi de hakkında tevatür derecesini aşacak derecede hadis bulunan bir kişinin zuhur edeceğidir. İmamların sonuncusudur. Hz. peygamberden sonra peygamber olmayacağı gibi ondan sonra da imam olmayacaktır. Bu imam Fatıma oğullarındandır.

Birçok hadis hafızları, Mehdi'nin Peygamber soyundan olduğunu kabul etmişlerdir, böyle mütevatır bir konuya sırt çevirmek yakışık almaz. Hak ehllinin inancına göre, Mehdi, İsa Mesih'ten ayrıdır. Mehdi, Mesih'ten önce zuhur edecektir. Bu konu Sünni bilginleri arasında onların inancından sayılacak kadar yaygınlık kazanmıştır. (Şemseddin Muhammed bin Ahmed Sefareyni, "Levaih'ül-Envar'ül-Behiyye", c. 2, s. 74, 76, 86)


EBU ABDULLAH MUHAMMED B. CAFER İDRİSİ KETANİ

...Mehdi hakkındaki hadisler o kadar çoktur ki, tevatür ölçüsüne ulaşmaktadır ve bunları reddetmek uygun olmaz... Eğer uzun olacağından endişe duymasam, bu konuda bildiğim hadislerin hepsini buraya kaydederim. (Ebu Abdullah Muhammed b. Cafer İdrisi Ketani, "Nezm'ül Mütenasir min ahadis'il-Mütevatır", s. 145 ve 146)


ŞEHABEDDİN AHMED B. MUHAMMED GUMARİ

...Mehdi'nin zuhur edeceğine inanmak vaciptir, ona inanmak Peygamber'in buyruğunu doğrulamak için gereklidir. Nitekim bu konu Ehl-i Sünnet inanç kitaplarında kaydedilmiş ve kanıtlanmıştır. (Şehabeddin Ahmed b. Muhammed Gumari, "İbraz'ül-Vehm'ül Meknun", s. 3 ve 4)


HASANEYN MUHAMMED MAHLUF EL-MISRİ

Müslümanlara sahih hadislere güvenerek Mehdi'nin ahir zamanda zuhur edeceğine tam olarak inanmalarını öğütlüyoruz. Çünkü bunun aksi sözleri söyleyenlerin ne diyanet bilgileri vardır ne de gerçekte bu hadislere inanırlar. (Hasaneyn Muhammed Mahluf el-Mısri, "Seyyid'ül Beşer Yetaheddesü An'il-Mehdiyyi-Müntazar", kitabın önsözü)


EB'UL-HASAN MUHAMMED B. HÜSEYİN ABURİ

Mehdi'nin zuhur edeceğine dair birçok raviden mütevatir hadisler nakledilmiştir. Bu hadisler Mehdi'nin Peygamber ehli beytinden olduğunu, yedi yıl hüküm sürüp dünyayı adaletle dolduracağını, Mesih'in de ortaya çıkıp Deccal'i öldürmesinde ona yardım edeceğini ve Mehdi namaz kıldırırken İsa'nın onun arkasında namaz kılacağını vurguluyor" (Şemseddin Muhammed Kurtibi, "Tezkire", s. 710)


EBU MUHAMMED HASAN B. ALİ EL-BERBEHARİ HANBELİ

...Ve Meryemoğlu İsa'nın gökten ineceğine, Deccal'i öldüreceğine ve Muhammed oğullarından Kaim'in arkasında namaz kılacağına inanmak... (Casim Mühelhil, "El-Burhan", c 1, s. 426)


SAİD HAVVA

Araştırmacılar ahir zamanda ehli beytten bir halifenin olacağı anlaşmazlık göstermemişlerdir. İttifakla kabul edilen bu lider herkes tarafından Mehdi diye bilinenden başkası değildir. Buna göre biz de geleceği bildirilen o özelliklerdeki halifeye inanıyor ve o zuhur ettiği zaman onun taraftarlarından olmaya niyetliyiz. Allah'tan bu niyetimizle bize yardımcı olmasını diliyoruz." (Prof. Said Havva, "El-Akaid'ül-İslamiyye", c. 2, s. 1021-1026)


MUHAMMED B. ALİ ŞEVKANİ

...Bunlar hiç kuşku yok ki mütevatir hadislerdir, peygamberin buyruğu hükmündedir. Çünkü bu konuda içtihat yapılamaz ve kişisel hükümler geçerli değildir... Buna göre Deccal ve Mesih hakkındaki rivayetler mütevatır olduğu gibi Mehdi hakkındakiler de mütevatirdir. (Muhib b. Salih el'Bureyni, "Ikd'üd'Dürer Fi Ahbaril'Muntazar", s. 14 ve 15)


ŞEYH HASAN ADVİ HAMZAVİ

Mehdi hakkındaki hadisler manevi tevatür ölçüsünü geçmiş, inkar edilmelerinin bir anlamı yoktur. ("Meşarik'ül-Envar", f. 2, s. 115)


M. SIDDIK B. HASAN KUNUCİ

Fatımaoğullarından olan Mehdi hakkındaki hadisler tevatür ölçüsünden çoktur. "Sünen", "Müsned" ve "Mu'cem" kitaplarında mevcuttur. (Kunuci, "el-İzaetü...", s. 94)


İBN TEYMİYE

Resulullah'dan, ahirzamanda çocuklarından ismi ismine, künyesi künyesine denk, yeryüzünü adaletle dolduracak birisinin çıkacağını haber veren Mehdi hadislerinin hepsi sahihdir. (İbn Teymiye, "Minhacü's-Sünne", c. IV, s. 291)


ZAHİDU'L-KEVSERİ

Mehdi, Deccal ve Mesih ile ilgili hadislerin tevatür derecesine ulaştığına dair rivayetlerde, hadis ilimleri hakkında bilgi sahibi bulunan kimselerce şüphe götüren bir nokta değildir. Gerçi bazı kelamcıların kıyamet alametlerine itikadın yani iman etmenin vacip olduğunu itiraf etmelerine rağmen bunlar bu konuya dair bazı hadisler hakkında şüphe uyandırmaktadırlar. Fakat bu onların hadis ilminde derinlemesine bir bilgiye sahip olmadıklarının neticesidir, başkası değil. (Muhammed Zahidul'l Kevseri, "Nazratun abire fi Mezaimi Men Yünkirü Nüzule İsa Kable'l Ahire", s. 49)


MUHAMMED B. HASAN EL-ESNEVİ

Muhammed b. Hasan El-Esnevi (Menakibiş-Şafii) eserinde der ki; Mehdi hususunda, Resulullah (SAV)'den nakl edilen haberler tevatür halini almıştır... O'nun, ehli beytinden olacağı haber verilmiştir... (Muhammed B. Resul Al - Hüseyni El Berzenci, "Kıyamet Alametleri", Pamuk Yanıları, Trc. Naim Erdoğan)

Yukarı dön Göster ARMAGAN's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ARMAGAN
 
ARMAGAN
Newbie
Newbie


Katılma Tarihi: 21 subat 2006
Gönderilenler: 16
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ARMAGAN

Ehl-i Sünnet İtikadına Göre
Mütevatir Hadislere İnanmanın Gerekliliği

Mütevatir hadislere inanmanın gerekliliğini, mütevatir haberlerin dindeki önemini pek çok İslam alimi yazdıkları eserlerde vurgulamışlardır. Aşağıda çeşitli İslam alimlerinin bu konudaki görüşlerinden örnekleri veriyoruz:


ŞEHABETTİN İBN-İ HACER ASKELANİ

"Tevatür isnad ilminin konularından değildir. Çünkü isnad ilmi bir hadisin doğru olup olmadığını ravilerin kişiliğini ve vasıflarını iceleyerek ortaya koyar. Halbuki mütevatir bir haberin ricali (ravileri) incelemeye alınmaz, mütevatir hadise hiçbir sorgu yapılmadan amel etmek vaciptir." (Dr. Subhi Salih, "Ulum'il-Hadis", s. 151 ve 152)


MUHAMMED CEMALEDDİN EL-KASİMİ EL-DIMIŞKİ

"Bil ki doğrulukları ilmen isbat edilmiş bir zümre insanın rivayet ettiği hadis "Mütevatir"dir. Yani, bu kişilerin, tüm rivayet sınıflarında yalancılıkta elbirliği etmeleri ihtimali bulunmaz... Ravileri hakkında hiçbir münakaşaya girilmeden bu hadislere uyulması vaciptir." (Muhammed Cemaleddin el-Kasimi el-Dımışki, "Kavaid'üt-Tahdis, min Fununi Mustah'il-Hadis", s. 151)


NUREDDİN ATER

"Sahih veya Hasen hadislerin ravilerinde aranan adalet doğruluk gibi şartlar "mütevatir" hadis ravilerinde aranmaz. Çünkü bu hadisleri rivayet edenlerin sayısı o kadar çoktur ki, aklen bir araya gelip hadis uydurmaları mümkün olmaz. Bu nedenle hadis bilimcileri mütevatir hadisleri inceleme konusu yapmazlar. Onlara göre sadece bir hadisin doğruluğu veya geçerliliği inceleme konusu olur. Oysa mütevatir hadisin böyle bir şeye ihtiyacı yoktur... Bu ravilerinin yakin elde edilecek kadar çok oluşundandır. Bu da doğal ve zaruri bir olaydır. (Nureddin Ater, "Menhac'ün-Nakd fi Ulum'il-Hadis", s. 405)


EBU ABDULLAH MUHAMMED B. CAFER İDRİSİ KETANİ

"Tüm ravileri, başında, ortasında ve sonunda normalde yalancılıkta elbirliği etmeleri mümkün olmayacak kadar çok olan haber "mütevatir"dir... Hadis bilimcileri mütevatir rivayet ravilerinin adil olmasını hatta Müslüman olmalarını bile şart koşmuyorlar... Baliğ, adil ve Müslüman sayılmaları, aynı şekilde yaşıyor olmaları gerekmiyor. Kafir, fasık, buluğa ermemiş olmaları caizdir. Herhangi bir özel sıfat taşımaları da şart koşulmamıştır." (Ebu Abdullah Muhammed b. Cafer İdrisi Ketani, "Nezm'ül-Mütenasir min ahadis'il-Mütevatır", s. 5-6-9)


EBU'S-SADAT MUHAMMED B. MUHAMMED EBU ŞOHBE

"Mütevatir haberlerde ravinini adil ve hatta Müslüman olması şart değildir. Çünkü mütevatirin kabul edilirlik gerekçesi anlatanların çok oluşudur. Nitekim bir şehir halkı bir olayın gerçekleştiğini haber verirlerse, sözleriyle kesin bilgi elde edilir." (Dr. Ebu's-Sadat Muhammed b. Muhammed Ebu Şohbe, "el-Vesit fi Ulumi ve Mustalah'il-Hadis", s. 190)


EN-NEVEVİ

"Haber iki kısımdır: Mütevatir ve Ahad... Mütevatir haber, yalan üzere ittifak etmeleri mümkün olmayan bir kalabalığın yine kendisi gibi bir kalabalıktan naklettiği haber olup iki taraf (birinci tabaka ve ikinci tabaka) ve ortadakiler (bu ikisinin arasındakiler) eşittir. Bu kalabalık zanni olmayıp duyularla idrak edilen birşeyi haber verirler ve bu haber vermeyle yakini ilim hasıl olur. Muhakkiklerin genelinin da muvafık olduğu üzere tercih edilen görüş, tevatürün belli bir sayıyla sınırlandırılamayacağıdır." (El-Cezairi, "Tevcihu'n-Nazar", s. 33)

Yukarı dön Göster ARMAGAN's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ARMAGAN
 
ARMAGAN
Newbie
Newbie


Katılma Tarihi: 21 subat 2006
Gönderilenler: 16
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ARMAGAN

Mütevatir Rivayetleri Reddetmenin
İnkar Olduğuna Hükmeden Ehl-i Sünnet Alimleri

Buraya kadar bazı örneklerini aktardığımız ehl-i sünnet alimlerinin izahlarından, ahir zamanda Peygamber Efendimiz'in soyundan Mehdi adında mübarek bir zatın çıkacağına dair rivayetlerin mütevatir olduklarını gördük. Asılsız ve yalan olması akıl ve mantık açısından mümkün olmayan bu rivayetlere inanmanın gerekliliğini inceledik.

Durum böyleyken bazı İslam alimleri de, kesinlik arzetmelerinden dolayı, mütevatir hadisleri inkar etmenin doğrudan Hazreti Peygamber'i inkar etmek anlamına geleceğini belirterek, bunun da küfür olduğu şeklinde çok daha keskin bir hükme varmışlardır. Bu alimlerden bazılarının izahları şöyledir:


CELALEDDİN SUYUTİ

Biliniz ki: Her kim ister sözüyle, ister davranışı ile -fıkıhta belirtildiği üzere- (mütevatir hadisleri) inkar edip hüccet bilmezse kafir olur, İslam dairesinden çıkar; Yahudilerle, Hristiyanlarla ve Allah'ın dilediği grupla haşredileceklerdir. (Abdulgani Abdulhak, "Hücciyet'üs Sünnet", s. 270, Miftah'ül Cennet'ten naklen)


EBU'L-FAZL ABDULLAH B. MUHAMMED EL-İDRİSİ

"...Çünkü, alimlerin aldığı karar gereğince her kim, Peygamber'den nakledilen hadisleri mütevatir olduğu kanıtlandıktan sonra, reddine dair kabul edilebilir bir gerekçe göstermeden inkar ederse kafir olur. (Ebu'l-Fazl Abdullah b. Muhammed el-İdrisi, "El-Mehdi-ül Muntazar", s. 94, 95)


MUHAMMED EL-MEKKİ

Güvenilir ravilerin aktardıkları hadislerde Peygamber Mehdi'nin ahir zamanda zuhur edeceğini müjdelemiş, onun sıfatlarını ve zuhurunun belirtilerini açıklamıştır... Resulullah her kim vaadedilen Mehdi'yi inkar eder yalan sayarsa kafir olur denmiştir. (Alaaddin Ali b. Hişam Muttaki Hindi, "El-Burhan fi Alamati Mehdiyyi Ahirzaman", c. 2, s. 865-876)

Aşağıdaki iki hadis de bu alimlerin vardıkları hükmü doğrular niteliktedir:

 

"Mehdi'nin çıkışını inkar eden,
Muhammed'e indirileni inkar etmiştir..."

"...Mehdi'yi inkar eden şüphesiz kâfirdir."

 

Bu hadisleri nakleden Ehl-i Sünnet kaynakları sırasıyla şunlardır:

1- "Fevaid-ul Ahbar", Ebu Bekir Ahmed b. Muhammed İskafi (ölm: H. 260)

2- "Cem'ul Ahadis-il Varide fi-l Mehdi", Hafız Ebu Bekir b. Hayseme, (ölm: H. 279)

3- "Maani-l Ahbar", Ebu-l Bekir Muhammed b. İbrahim Kelabazi Buhari (ölm: 380)

4- "Ravd-ul Enf ve Şerh-us Sire", Ebu Kasım Abdurrahman Süheyli (ölm: 581), c. 2, s. 431. (Malik b. Enes Muhammed b. Münkedir'den, o da Cabir'den rivayet etmiştir)

5- "İkd-ud Durer fi Ahbar-il Mehdi-il Muntazar", Yusuf b. Yahya Makdisi eş-Şafii (ölm: 685), s. 157. "Fevaid-ul Ahbar", İskafi ve "Şerhu-s Sire", Ebu-l Kasım Süheyli'den naklen.

6- "Feraid-us Simtayn", Şeyh İbrahim b. Muhammed Hamvini (ölm: 730), c. 2, s. 337, No. 585, "Maani-l Ahbar" Ebu Bekir Muhammed b. İbrahim'den naklen.

7- "Lisan-ul Mizan", İbn-i Hacer Askalani (ölm: 852), c. 4, s. 147, Mısır Baskısı; s. 130, Haydarabad Baskısı, "Maan-il Ahbar"dan naklen.

8- "el-Orfu-l Verdi Fi Ahbari-l Mehdi", Celaleddin Suyuti (ölm: 911), s. 161, "Fevaid-ul Ahbar"dan naklen.

9- "el-Kavl-ul Muhtasar fi Alamât-il Mehdi-il Muntazar", İbn-i Hacer eş-Şafii el-Mekki (ölm: 974) s. 56, Şam, Zahiriye Kütüphanesindeki el yazmasından alınan kopya, Kum'daki Ayetullah Mar'aşi kütüphanesinde mevcuttur, (Fevaid-ul Ahbar ve Şerh-us Sire'dan naklen...)

10- "el-Fetave-l Hadise", İbn-i Hacer-i Mekki s. 37.

11- "el-Burhan Fi Alâmât-i Mehdi-i Ahir-iz Zaman", Muttaki Hindi (ölm: 975).

12- "Levaih-ul Envar-il ilahiye...", Şeyh Muhammed b. Ahmet Sefarini el-Hanbeli (ölm: 1188), c. 2, Hz. Mehdi konulu "el-Faidet-ul Hamise" adlı bölümü; Hafiz İskafi'den naklen. (Adı geçen kaynakta ravi Cabir b. Abdullah'ın güvenirliği konusunda övgüyle söz edilmiştir.)

13- "Yenâbi-ul Mevedde", Süleyman b. İbrahim Kunduzi (ölm: 1294), 78. Babın başları, Cabir b. Abdullah Ensari'den naklen.

14- "el-İzae Li Ma Kâne ve Mâ Yekunu Beyne Yedey-is Sa'eh", Seyyid Muhammed Sıddık Kanuci Buhari (ölm: 1307) s. 137, "Cem-ul Ahadis-il Varide Fi-l Mehdi" İbn-i Hayseme ve "Fevaid-ul Ahbar" İskafi'den naklen.

15- "El-Mehdiyyu'l Muntazar", Ebulfazl Abdullah b. Muhammed Sıddık (ölm: 1308), s. 94 "Fevaid-ul Ahbar"'dan naklen.

Yukarı dön Göster ARMAGAN's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ARMAGAN
 
ARMAGAN
Newbie
Newbie


Katılma Tarihi: 21 subat 2006
Gönderilenler: 16
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ARMAGAN

Mehdiyet Hakkında Verilen Bazı Fetva Örnekleri

Bir önceki bölümde görüldüğü gibi, Mehdilik konusuyla ilgili hadisler tevatür derecesinde olup, hiçbir şüpheye yer bırakmadan bu konuya inanmanın gerekliliğini ortaya koymaktadır. Bu konuyla ilgili dünyada fetva makamı olarak kabul edilen, büyük İslam alimleri tarafından oluşturulan, "Rabitat'ül-Alem'il-İslami" dairesinin, Şeyh Muhammed Muntasır el-Ketani başkanlığındaki İslami Fıkıh Kurulu tarafından verilmiş ve Şeyh Muhammed el-Kazzaz'ın imzasını taşıyan 23 Şevval 1396 (17. 10. 1976) tarihli fetvası şu şekildedir:

"...Çok sayıda sahabe peygamberden Mehdi hakkında hadis rivayet etmişlerdir. Örneğin Osman b. Affan, Ali b. Ebu Talib, Ümmü Seleme gibi yirmisini ben biliyorum ve onlardan başka daha birçok rivayet nakletmiştir. Ayrıca Peygamber sözü hükmünde olan sahabenin buyruğuda vardır. Bu konuda içtihat edilemez ve aksi görüş belirtilemez. Bu konudaki nebevi hadisler Süneni Ebu Davud, Tirmizi, İbn-i Mace ve İbni Asakir'in Tarih'i Dımışki ve diğer kitaplarda kayda geçmiştir.

Mehdi konusunda özel kitaplar da yazılmıştır: "Ahbar'ül-Mehdi", "Ebu Nuaym Kitabı", "el-Vehm'ül-Meknun" ve diğerleri gibi... Önceki ve bugünkü büyükler Mehdi hakkındaki hadislerin tevatür olduğuna tekit etmişlerdir: es-Sehavi "Feth'ül-Mugıys'da; İbni Teymiyye "Fetava"da ve Eb'ul-Abbas Mağrıbi "el-Vehm'ül-Meknun"da belirttikleri gibi...

Hafızlar ve muhaddisler, Mehdi hakkındaki hadislerin tevatür olduğuna yakin etmişlerdir. Sonuç olarak Mehdi'nin zuhur edeceğine inanmak vaciptir. Ehl-i sünnet ve cemaat inançlarından sayılmaktadır. Sünnetten habersiz olan ve bidat koyuculardan başka hiçbir Müslüman bu inancı inkar etmez." (Muhammed Mehdi el-Horasan, "el-Beyan fi Ahbar-ı Sahibüzzaman Mukaddimesi", s. 76-79)

Aynı şekilde, dünya çapında İslami konularda söz sahibi olan "İlim ve Fetva Konuları Daimi Kurultayı"nın, Şeyh Abdülaziz b. Baz, Şeyh Abdürrezzak Afişi, Şeyh Abdullah b. Suud ve Şeyh Abdullah b. Gadyan'ın da aralarında bulunduğu alimler tarafından verilen 2844 sayılı Mehdilik hakkındaki fetva şöyledir:

"Mehdi'nin zuhur edeceğini kanıtlayan rivayetler çoktur, hadis öncüleri birçok senetle bunları rivayet etmişlerdir. Ebu'l-Hasan el-Aburi, Allame Sefareyni ve Allame Şevkani gibi otoriteler bu hadislerin manevi tevatür olduğunu söylemişlerdir. Yüce Peygamber'in buyruklarında belirtilerini açıkladığı kişiden başkasını Mehdi olarak kabul etmek caiz değildir."

Yukarı dön Göster ARMAGAN's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ARMAGAN
 
ARMAGAN
Newbie
Newbie


Katılma Tarihi: 21 subat 2006
Gönderilenler: 16
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ARMAGAN

MEVDUDİ

...Fakat şu bir gerçek ki, Allah (cc)'ın hakimiyetini bütün dünyada tesis eden bir müceddid gelecektir. İster çok yakında isterse çok sonraları olsun, fark etmez, O, Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde açıkça tanımlanmış olan İmam Mehdi'dir. Onunla ilgili olarak bazı işaretler de yine bizzat Peygamberimiz (sav) tarafından açıklanmıştır.

Bu işaretler, Müslim, Tirmizi, İbni Mace ve diğer bazı hadis kitaplarındaki hadislerde açıklanmıştır. Biz bu rivayetlerden sadece birini burada zikretmek istiyoruz. Şuna inanıyoruz ki, İmam Mehdi geldiği zamanın en ideal komutanı, lideri olacaktır. Buradaki idealden maksadım şudur: çağın bütün gerçeklerini bilecek, tam bir yönetici yeteneğine sahip bir insan olacaktır. Korkarım ki, onu ilk reddedecek olanlar gelenekçi ulema sınıfı ve sufi takımından başkası olmayacaktır... (Mevdudi, "İslam'da İhya Hareketleri", s. 52-55)

MUHYİDDİN ARABİ

Bilin ki, Mehdi mutlaka çıkacaktır. Ancak yeryüzü zulüm ve işkence ile dolmadıkça; çıkmayacaktır. İşte o da böyle bir zamanda çıkacak, dünyayı doğruluk ve adelet ile dolduracaktır. Hatta dünyada tek bir gün kalsa, Allah o günü uzatacak, taki o halife gelsin. Bu, mutlaka Allah'ın Resulü'nün soyundan olacak Hz. Fatıma evladından gelecektir. ("Futuhat-El Mekkiye", 366. bab, c. 3, s. 327- 328)

SAHİH-İ MÜSLİM

Ebu Hureyre (RA) den: Resulullah (SAV): "Meryem oğlu (İsa aleyhisselam) içinize indiği ve sizden (birini) imam yaptığı zaman haliniz nasıl olacaktır?" buyurdu. (Sahih-i Müslim ve Tercemesi, Mütercim: Mehmed Sofuoğlu, İrfan Yayınevi, İstanbul 1972, c. 1, s. 208)

SÜNEN-İ TİRMİZİ

Abdullah (RA)den rivayet edilmiştir: Resulullah (SAV) buyurdu ki: "Ehli beytimden ismi ismime mutabık olan bir kişi başa geçecektir." Asım diyor ki: Ebu Salih, Ebu Hüreyre'nin şöyle dediğini bize bildirdi: "Dünyanın ancak bir günlük ömrü kalmış olsa, onun başa geçmesi için Cenab-ı Allah o günü behemehal uzatır." (Sünen-i Tırmizi Tercemesi, Hadis No: 2332, Mütercim: Osman Zeki Mollamahmutoğlu, Yunus Emre Yayınları, c. 4, s. 92)

SÜNEN-İ EBU DAVUD

"Mehdi ben(im neslim) dendir. O açık alınlı ve ince burunludur. Dünyayı zulümle dolduğu gibi adaletle dolduracak ve yedi sene hüküm sürecektir." (Ahmed, b. Hanbel II-291, III-17) (Sünen-i Ebu Davud Terceme ve şerhi cilt. 14, Şamil Yayıncılık, K. el-Mehdi (35), s. 404)

SÜNEN-İ İBNİ MACE

Doğudan bir takım insanlar çıkacak ve Mehdi için ortam hazırlıyacaklar, buyurdu. O, Mehdi'nin hükümdarlığını kasdeder. (Sünen-i İbni Mace Kitabü-l'fiten Tercemesi ve Şerhi- Kahraman Neşriyat, cilt 10, Mütercim: Haydar Hatipoğlu, Bab: 34; s. 350)

İMAM ŞARANİ

Ebu Davud'un rivayet ettiği hadisi şerifte Allah'ın Resulü: Dünya tek bir gün kalsa bile Allah Teala muhakkak o günü uzatır ve yüce Allah o günde benim neslimden yahut da Ehl-i Beyti'mden adı adıma, babasının adı da babamın adına uygun olan (yani Abdullah oğlu Muhamed olan) kemal sahibi bir kimseyi gönderir, buyurmuştur

İBN-İ KESİR

Resulullah buyuruyor: "Ümmetim arasından el Mehdi olacaktır. (İbni Kesir, "Nihayetü'l-Bidaye ve'n Nihaye", 1/42, "İ. Maceh", Fiten, 34, H. 4083)

İMAM-I RABBANİ

Bilesin ki bir hadis-i şerifte, Resulullah (SAV) efendimiz şöyle buyurmuştur: "Küfür her yanı istila edip hükmü cemiyet içinde aşikare işlenmedikçe Mehdi zuhur etmez." (Mektubat, c.2, 381. Mektup, s. 1169-1171)

Hz. Mehdi valiyetin en yükseğindedir. (Mektubat, s.357 (251. mektuptan))

HÜSEYİN HİLMİ IŞIK

Hazret-i Mehdi, ahir zamanda dünyaya gelecektir. Resullulah Efendimizin (sav) soyundan olacaktır. İsa aleyhisselamla buluşacak, mezhebleri kaldıracak, yalnız onun mezhebi kalacak, her yeri alacak, her yerde adalet olacak, Eshab-ı Kehf, uyanıp mağaradan çıkarak, Mehdi'nin askeri olacaktır.

Hazret-i Mehdi çıkmadan evvel, küfr ve kafirlik her tarafa yayılacak, İslam ve müslimanlar garib olacakdır. (H.Hilmi Işık, Saadeti Ebediye s. 350)

MAHMUD ES'AD COŞAN

...Ben bazı arkadaşlara dedim ki: "Bakın Mehdi kıyamet alametlerinden birisidir, çıkacak. Onun zamanında yaşayan insanlar, (velev habven ales selci) buz üzerinde emekleyerek dahi olsa, ona ulaşıp, onun askeri olmaları lâzım!..."

...Mehdi sevgisi hepimizin içinde vardır. Mehdi'ye bağlanmak arzusu hepimizin arzusudur... (Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN, "Güncel Meseleler")

MEHMET ŞEVKET EYGİ

Ashabın büyüklerinden Ka'b hazretlerinin (RA) Resulullah Efendimiz hakkında nazmettiği "Banet Sü'ad" adlı kasideye, ondukuzuncu asır Osmanlı ricalinden Eyüb Sabri Paşa "Azizü'l-Asar" adıyla bir şerh yazmış ve bu 1291 yılında İstanbul'da 283 sahife olarak basılmıştır. Bu kitabın 176'ncı sayfasından özetle şöyle yazılmaktadır: "Bazı keşif sahipleri Hazret-i İmam Mehdi radiyallahu anh'ın 1400 hicri yılında zuhur edeceğini tahmin etmişlerdir... Bazıları ise 1422 yılını göstermiştir."

Şu anda Müslümanlar kendi akıllarıyla birleşemiyor, kurtulmak, izzet bulmak için yapılması gereken hizmet ve faaliyetleri yapamıyor. Artık Mehdi'yi beklemekten başka çare kalmamıştır. (Mehmet Şevket Eygi, Milli Gazete, 15/06/1998)

MUSTAFA KAPLAN

Mehdilik konusunda yapmış olduğu kapsamlı ve ciddi araştırmalarla tanınan Mustafa Kaplan, Risale-i Nur ışığı altında Hz. Mehdi'nin bu zamanda yaşadığıyla ilgili olarak yazmış olduğu yazılarda okuyucularına şunları belirtmiştir:

'Evet, İsrail devletini hak ile yeksan edecek olan Hz. Mehdi aleyhisselam hayattadır.

'Onların mesih diye beklediği aslında 'büyük deccal' denen fitne başıdır. O da günümüzde hayattadır, sanırım henüz çocuktur. Onu dünya yüzünden temizleyecek olan gerçek mesih Hz. İsa (as) ise zaten diridir ve Rabbimizin katındadır. Belki dünyaya gönderilmiştir, belki de gönderilme zamanı çok yaklaşmıştır. (04 Nisan 1997 Akit Gazetesi)

BURHAN BOZGEYİK

Ebced hesabı umumiyetle hicri takvime göre yapılmaktadır. Bu ilmin erbabı ve hesabı yapmaya ehil olanlar, ahir zaman alametleriyle ilgili hadis-i şerifleri ele alarak bazı hesaplar yapmaktadırlar. O hesaplara baktığımızda önümüzdeki yıllarda fevkalade gelişmeler olacağını söyleyebiliriz.

Mübarekfuri de Tuhfetü'l Ahvezi isimli eserinde ahir zamandaki hadislerden birisiyle ilgili şu bilgileri vermektedir:

"Müslümanlar arasında bilinen şudur ki; ahir zamanda zulüm ve adaletsizlik her tarafı kapladığı bir sırada ehl-i beyt Resul'den bir adam çıkarak zulmü ortadan kaldırıp adaleti ikame edecek ve Müslümanlar ona tabi olup, bütün İslam ülkelerini sultasına alacaktır. İşte bütün İslam dünyasını idaresi altında bulunduracak bu zata Mehdi denir. Mehdi'nin çıkacağı devrede Deccal da çıkacak ve Efendimiz'in (SAV) haber verdiği kıyamet alametleri de böylece tahakkuk etmiş olacaktır." (Günden Güne, "2000'e Bir Kala", 01 Şubat 1999)

ŞABAN DÖĞEN

Günümüzün tanınmış araştırmacı-yazarlarından Şaban Döğen, Mehdi ve Deccall isimli kitabında Mehdi konusunu başlıklar halinde incelemiştir. Bunlardan bazılarına aşağıda yer verilmiştir.

Mehdi açıkça 'Ben Mehdi'yim. Allah tarafından görevlendirildim. Bana uyun.' diye ortaya çıkmaz. Bunu söylemekle görevli de değildir. O ancak eser ve hizmetleriyle tanınır. (s. 42)

Zamanında yeryüzünün en hayırlısıdır. (el-Kavlü'l-Muhtasar) (s. 159)

Seyyid Ahmed Hüsameddin (r.a.) İstihraçname'sinde Mehdi'nin doğuş yeriyle ilgili şöyle bir not düşmüştür:

'Müslümanlardan bir zat gelecek, bu zatın şerefi Kafkasya'nın en uludağından etrafa güneşin şuaı gibi şulenisar olacaktır. (Osman Yüksel Serdengeçti, Mabedsiz Şehir, Serdengeçti Neşriyatı: VI, s.107)

Bütün bunlar, Hz. Mehdi'nin yoğun faaliyetini Türkler içerisinde yürüteceğini göstermektedir. (Mehdi ve Deccal, Şaban Döğen, s. 172)

AHMED MUHSİN MERİÇ

Hadislerle sabit olan ve Akşeyh'in de müjdelediği İstanbul'un ikinci fethinin kumandanı Mehdi ve yine hadisin ifadesi ile "hiçbir kınayıcının kınamasından çekinmeyen" kahraman askerlerden müteşekkil nurani ordusu, evvelemirde kalplerdeki Ayasofya'nın kapılarını açacak ve fethin sembolünün ibadete açılması ile ikinci fetih gerçekleşecek. ("Akşeyh'in Nurlu Müjdesi Ve İkinci Fetih", 25. 05. 2000)

OSMAN ÇATAKLI

Prof. Osman Çataklı da uzun yıllar yapmış olduğu Mehdilik ile ilgili çalışmalarla konuya ışık tutmaya çalışmıştır. 1949-1952 yılları arasında 'Abdülaziz Bekkine'nin 'Ramuzul el-hadis'ten işlemiş olduğu Mehdilik ve kıyamet ile ilgili ders notlarından hazırlanan Kıyamet Alametleri kitabında konuya özel bir önem vermiştir:

''Hülâsa olarak şu söylenebilir ki: Kıyametin küçük alâmetlerinin hemen hepsi zuhur etmiş ve sıra büyük alâmetlere gelmiştir. Küçük alâmetlerden sonra gelecek olan büyük alâmetler melhameler ve Hz. Mehdi (AS) ile başlamakta ve Güneş'in batıdan doğmasına kadar, takriben 55-60 sene devam etmektedir. Bu devir insanlar için büyük imtihanlarla dolu olmakla beraber, Hz. Mehdi (AS)nin 7 senelik ve onu takiben de Hz. İsa (AS)'ın 40 senelik, yeryüzünü adaletle dolduran idareleri de bu devir içinde bulunmaktadır.

Yine Osman Çataklı hazırladığı 'Son Mürşitlerimiz' isimli yazı dizisinde konu ile ilgili olarak şunları yazmıştır: Bir adam, 'ya Resulullah (SAV) o gün (ahir zamanda) insanların imamı kimdir'' dedi. Buyurdu ki: Evladımdan kırk yaşında Mehdi'dir.

Yüzü parlayan yıldız gibidir, yanağında siyah bir ben vardır, üzerinde kutvani iki aba bulunur. Tavrı ben-i İsrail ricaline benzer, arzdaki hazineleri çıkarır ve şirk beldelerini feth ecer.' (tavrı ben-i israil ricaline benzemesi, onlar gibi heybetli ve acar manasına gelir.) (Ebu Naim Ebu Umameden tahric etti)

HÜSEYİN HATEMİ

Hüseyin Hatemi yazmış olduğu İnsanlık ve Sevgi Dini: İslam kitabının bir bölümünde Mehdilik, makamının İstanbul'da olacağına dikkat çekmiştir;

İstanbul kelimesi sonradan yapılan tahrifler bir yana bırakılırsa Beykoz'da bugünkü Yuşa Tepesi civarında şehri kuran Fenikelilerden beri şehrin sami dillerinde karşılığı olan Mecma'ul Bahreyn'in Yunanca karşılığıdır. 'Isthyme-pole'; 'iki deniz arası şehri' demektir. İlerideki mirasçılık haklarının korunmasında da herhalde 'Mesih' ve annesi bu şehirde doğacak olan 'Mehdi' ye işaret vardır. (Hüseyin Hatemi, İnsanlık ve Sevgi Dini: İslam, s. 107, Birleşik Yayıncılık, 1998)

YAŞAR NURİ ÖZTÜRK

Yaşar Nuri Öztürk, 'Depremin Gösterdikleri' kitabının bir bölümünde ahir zamanda gelecek olan 'Uyarıcı' hakkında şunları yazmıştır: Çıplak uyarıcı, genellikle yüz yılda bir gelir. Kuran Kameri takvim kullandığına göre, 15. yüzyılın çıplak uyarıcısı yaklaşık, çeyrek asırdan beri beklenmektedir.

Ben derim ki, 15. yüzyılın çıplak uyarıcısı gelmiş, görevine başlamıştır.

Burada bir özellik daha dikkat çekmektedir. Miladi takvimi esas alarak baktığımızda, Kameri takvimin 15. yüzyıl çıplak uyarıcısı, miladi takvime göre iki yüz yıla da hitap edecek demektir. 20. ve 21. yüzyıllar. Bu olgu, Allah'ın bu yüzyılın çıplak uyarıcısına lütfunun bir göstergesidir. ''Bu, Allah'ın lütfudur ki, Allah onu dilediğine verir. Allah, o büyük lütfun sahibidir.'' (Kur'an, Cumua, 4). (Depremin Gösterdikleri, Yeni Boyut Yayınları, s. 232-233)

SÜLEYMAN KÖSMENE

Günümüz araştırmacı-yazarlarından Süleyman Kösmene'nin de Mehdiyet konusunda birçok makalesi bulunmaktadır.

Yazarın yazılarını neşrettiği Yeni Asya gazetesinde okuyucularının bu konudaki sorularını cevaplamaktadır.

Alanya'dan ******** Çetin:

'Risâle-i Nûr'u okuyanlar içinde Hz. Mehdî'yi arayanlar var. Mehdî gelmiş midir' Gelecek midir' Hz. Mehdî'yi bulan ne yapmalıdır?'

İstanbul/Pendik'ten Rumeysa rumuzlu okuyucumuz: 'Bir akşam TV'de bir din bilimci, 'âyetlerden anlıyorum ki, Hazret-i Mehdî 2005 yılında gelecek' diyor. Bu ne demektir? Ne derece doğrudur?'

Hazret-i Mehdî Aleyhisselâmın zuhuru, Peygamber Efendimiz (sav)'in âhir zamanla ilgili verdiği gaybî haberlerden birisidir. 1400 yıldan beri ümmet bu haberi gündeminde baş tacı olarak saklamış; Deccal'den ne derece Allah'a sığınmışsa, Mehdîyi de o derece Cenab-ı Hakkın rahmetinden beklemiştir. Her asır bir nevî Mehdîye ihtiyaç göstermiş ve müceddid mânâsında bir nevî Mehdîyi görmüş de olmasına rağmen; bu son asırdaki Mehdi-yi Azam ayrı bir hususiyet, sıfat, unvan ve makamla beklenmiş ve âdetâ tüm ıslah ümitleri ona bağlanmıştır. (Hayrettin Gümüşel, Beklenen Mehdi s. 135-136)
Yukarı dön Göster ARMAGAN's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ARMAGAN
 
ARMAGAN
Newbie
Newbie


Katılma Tarihi: 21 subat 2006
Gönderilenler: 16
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ARMAGAN

Rahman ve Rahim Olan Allah'ın Adıyla

En-NİSÂ - 59. Ey iman edenler! Allah'a itaat edin. Peygamber'e ve sizden olan ülülemre (idarecilere) de itaat edin. Eğer bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz Allah'a ve ahirete gerçekten inanıyorsanız onu Allah'a ve Resûl'e götürün (onların talimatına göre halledin); bu hem hayırlı, hem de netice bakımından daha güzeldir.

En-NİSÂ - 80. Kim Resûl'e itaat ederse Allah'a itaat etmiş olur. Yüz çevirene gelince, seni onların başına bekçi göndermedik!

El-MÂİDE - 92. Allah'a itaat edin, Resûle de itaat edin ve (kötülüklerden) sakının. Eğer (itaatten) yüz çevirirseniz bilin ki Resûlümüzün vazifesi apaçık duyurmak ve bildirmektir.

El-ENFÂL - 20. Ey iman edenler! Allah'a ve Resûlüne itaat edin, işittiğiniz halde O'ndan yüz çevirmeyin.

En-NÛR - 47. (Bazı insanlar:) "Allah'a ve Peygamber'e inandık ve itaat ettik" diyorlar; ondan sonra da içlerinden bir gurup yüz çeviriyor. Bunlar inanmış değillerdir.

En-NÛR - 51. Aralarında hüküm vermesi için Allah'a ve Resûlüne davet edildiklerinde, müminlerin sözü ancak "İşittik ve itaat ettik" demeleridir. İşte asıl bunlar kurtuluşa erenlerdir.

AHZAP 36. Allah ve Resûlü bir işe hüküm verdiği zaman, inanmış bir erkek ve kadına o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim Allah ve Resûlüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.

55 - Mikdâm İbnu Ma'dîkerib (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Haberiniz olsun, rahat koltuğunda otururken kendisine benim bir hadisim ulaştığı zaman kişinin: "Bizimle sizin aranızda Allah'ın kitabı vardır. Onda nelere helâl denmişse onları helâl biliriz. Nelere de haram denmişse onları haram addederiz" diyeceği zaman yakındır. Bilin ki, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın haram kıldıkları da tıpkı Allah'ın haram ettikleri gibidir"

Ebu Dâvud, Sünne, 6, (4604); Tirmizî, İlm 60, (2666); İbnu Mace, Mukaddime 2, (12).

 

Yukarı dön Göster ARMAGAN's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ARMAGAN
 
ARMAGAN
Newbie
Newbie


Katılma Tarihi: 21 subat 2006
Gönderilenler: 16
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ARMAGAN

Mehdi Konusu İlmen Sahih ve Mütevatirdir... Mehdi'nin Kim Olacağı Beklenmesi gereken değil Araştırılması Kat'i İlmi delillerle Alimlerin Yorumlarıyla Münazaraya Açık bir Nas Konusudur... Kimse İnkar edemez... Ama İlimsiz Red de edemez... İslam'ın Gayb Haberleri Kur'anda da Mevcuttur... Peyagamberimizin Bildirdiği Bu Gayb Haberlerini İlmen Araştırmak, Bulmak, Sahih ve Kat'i Delillerle Ortaya Koymak Muhammed Suresi 18nci Ayet Uyarınca İlim Ehli ve Gücü yetenlere Vaciptir... Bilmeyene İnkar Harici Vebal Yoktur... Lakin Verilen ilmi Delilleri, Hadisleri Sonuna Kadar Araştırıp, Fanatiklik, ''BENİMKİSİ KESİN DOĞRU'' Anlayışından uzak olarak İlmi Düzeyde Samimiyet İçeren Konudur... Ahir zaman, Kalplerin Edepten Uzaklaşması, İslam'ı Kendi NEFSİMİZE UYDURMA, Reforme Etme Gibi Kavramlardan Dolayı Anlamak Kolay değil Ama İncelemek ve Araştırmak Teşvik edilendir...
Yukarı dön Göster ARMAGAN's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ARMAGAN
 
ARMAGAN
Newbie
Newbie


Katılma Tarihi: 21 subat 2006
Gönderilenler: 16
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ARMAGAN

Yalancı Elçi ve Deccallerin Çıkacağı Bize Bildirilmiştir... ;

Hepsi de Allah'ın elçisi olduğunu iddiâ eden otuza yakın yalancı deccaller(Hilekar, Uyuyan, Örten, Yaldızlayan) türemedikçe kıyamet kopmaz. (Ebu Davud,Tirmizî Fiten 43,: 2219)

Deccal Hadislerde Kelime Anlamını Yukarıda verdik Yalancı, Uyutan, Kandıran, Yaldızlayan, Örten, Hilekar Manalarındadır... Hadislerde ise Birde Ayrı Tutulan Mesih Deccal vardır... ; Hz. İsa a.s. vardır...

Hadislerde Hz. İsa'nın İkinci Gelişi
  • "Deccal'in, Ye'cüc ve Me'cücün çıkması, Güneşin batıdan doğması, İsa (as)'ın gökten inmesi ve diğer kıyamet alametleri, sahih haberlerde varid olduğu vech ile, haktır, olacaktır." (1)
  • "Sizler on alameti görmedikçe hiçbir zaman Kıyamet kopmaz... Biri de İsa (as)'ın inmesi... " (2)
  • Vallahi Meryem oğlu (Hz. İsa aleyhisselam), Feccu'r-Ravha nam mevkide, hacc yapmak veya umre yapmak yahut da her ikisini de yapmak için icabet edecektir. (3)
  • Kıyamet on alamet görülmedikçe kopmaz: Duman, Deccal, Dabbetu'l arz, ... İsa'nın yeryüzüne inmesi... (4)
  • Nefsim kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, Meryem oğlu İsa'nın adalet sahibi olarak inmesi yakındır... (5)
  • İsa inecek; emirleri: 'Haydi gel, bize namaz kıldır!' diyecek. Buna karşılık: 'Kiminiz kiminizin emiridir. Bu, Allah'ın bu ümmete bir lütfu keremidir' diyecek. (6)
  • Vallahi muhakkak ve muhakkak Meryem oğlu İsa inecek, hem adil bir hakem, adaletli bir hükümdar olarak inecek...(7)
  • İmamınız kendinizden olduğu halde, Meryem oğlu sizin içinize indiği zaman sizler nasıl olursunuz? (8)
  • Benliğime hakim olan zata yemin ederim ki, Meryem'in oğlunun adaletli bir hakem olarak size inmesi pek yakındır. O, Haç'ı kıracak, domuzu öldürecek, cizyeyi kaldıracak; mal çoğalacak ki, kimse onu kabul etmeyecektir. (9) 
  • Onunla (İsa ile) benim aramda hiçbir peygamber yoktur. O şüphesiz inecektir. Onu gördüğünüz zaman tanıyın! O, orta boylu, beyaza çalar kırmızı renktedir. Sarıya boyalı iki elbise içinde olacak. Yağmur yağmasa da saçından su damlayacaktır. İnsanlarla İslam için savaşacaktır. Deccal'i öldürecek, sonra yeryüzünde tam kırk sene kalacak. Sonra ölecek ve namazını Müslümanlar kılacaklardır. (10)
  • Hayatım elinde olan Allah'a yemin ederim ki, Meryem oğlu (İsa aleyhisselam)'ın adil bir hakim olarak sizin içinize inmesi muhakkak yakındır. O, salibi (haçı) kıracak, domuzu öldürecek, cizyeyi kaldıracaktır, mal o kadar çoğalıp taşacak ki, hiç kimse mal kabul etmez olacaktır. (11) 
  • İsa bin Meryem adil bir hakim ve adaletli bir imam olarak inmedikçe kıyamet kopmayacaktır. O, haçı kıracak, domuzu öldürecek, cizyeyi kaldıracaktır. Mal da o kadar çoğalacaktır ki hiçbir kimse mal kabul etmeyecektir. (12) 
  • Meryem oğlu (İsa) iner ve Deccal'i öldürür. Ondan sonra kırk yıl bol nimet içinde yaşarsınız. (13)
  • Kırk yıl Allah'ın kitabı ve benim sünnetimle hükmeder, vefat eder. (14) 


 1) Ebu Hanife, Nu'man b. Sabit (150/767), Fıkh-ı Ekber
 2) Müslim, Kitabü-l Fiten: 39
 3) Müslim, Hacc 216, 1252
 4) Huzeyfe bin Esid el-Gifari r.a., Büyük Hadis Külliyatı, Rudani, 5. cilt, s. 362
 5) Ebu Hureyre r.a. / Buhari, Büyu 102, Mezalim 31, Enbiya 49
 6) Müslim, Büyük Hadis Külliyatı, Rudani, 5. cilt, s. 380
 7) Sahih-i Müslim bi Şerhin-Nevevi, cilt 2, s.192. Kitabul-İman, Babu Nuzuli İsa İbn-i Meryem, Kenzul Ummal, 14/332
 8) Ebu Hureyre, r.a./ Buhari, Enbiya 50, 3265, 3/1272
 9) Sünen-i Tirmizi, 4/93
10)Buhari, Müslim, Ebu Davud ve Tırmizi, Büyük Hadis Külliyatı, Rudani, 5. cilt, s. 380
11) Sahih-i Müslim, 6/532
12)Sünen-i İbni Mace, 10/340 
13)Kitab ul Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy il Ahir Zaman, s. 90)
14) Kitab-ul Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy il Ahir Zaman, s. 92

Tarihsel Süreçte Fırkalara Ayrılan Müslümanlar, Şirkte, Mezhepçilikte, Mehdi gibi Konularda Yanlış Tevili İçeren Hatalar Yapmış Olmaları İlmen Yanlışlık Olarak Karşımıza Çıkmış Olsada Bu Mehdi a.s., İsa a.s., Mesih Deccal'in Geleceği Gerçeğini Yalanlamaz... Süreç içinde İlim İle Araştırılan Nass(Yorum) Konusu Hadislerde belli kişilikte bulunan Mehdi a.s.'ın Hangi İlimle ve Neye Göre Kim Olduğu Samimi Olarak Münazara İlim ile edilmelidir... Bunun Günümüzde Kullanılması ise 2000'li Yıllarda Geleceğine inananların Alimlerin Görüşleri ve Hadislerdir... Yoruma AÇIK OLAN İSE KİM OLDUĞUDUR... NE ZAMAN, NEREDE OLDUĞUDUR... GELECEĞİ İSE KESİNDİR...

NEDEN 2000'Lİ YILLAR ! ;

Peygamberimiz (sav) Mehdi'nin, Hicri 1400'lü Yıllarda Geleceğini Açıkça Haber Vermiştir

Peygamberimiz (sav) bir hadisinde yüzyıl başlarının önemine şöyle dikkat çekmiştir:

Dünya kurulduğundan beri her yüz (yıl)ın başında önemli bir olay olmuştur. Bir yüzün başında da Deccal çıkar ve İsa ibn-i Meryem (as) inerek onu öldürür. (İbn-i Ebi Hatem; Geleceğin Tarihi 3, s.153)

Yukarıdaki hadiste görüldüğü gibi Hz. İsa'nın yüzyıl başında çıkacağı haber verilmiştir. Ayrıca Peygamber Efendimiz (sav) bazı hadislerinde Mehdi'nin geliş tarihi olarak da açıkça 1400 yılını vermiştir. Bu hadislerden biri şöyledir:

İnsanlar 1400 senesinde Mehdi'nin yanında toplanacaklardır. (Risaletül Huruc-ül Mehdi, sf. 108)

Bir başka hadis-i şerifte ise Hz. Muhammed (sav) şöyle bildirmiştir:

Hicretten 1400 sene sonraki akidlerden (*) iki veya üç akid say. O vakit Mehdi-i Emin çıkar... (Esme-l Mesalik Lieyyam-il Mehdiyy-il Meliki Li Küll-id Dünya Biemrillah-il Malik, Kelde bin Zeyd, 216)

* Bir akid on senedir.

Kitabın önceki bölümlerinde görüldüğü gibi Peygamber Efendimiz (sav) hadisleriyle ahir zaman alametleri hakkında bize pek çok bilgi vermiştir. Mehdi ve Hz. İsa'nın gelişinden önce yaşanacak olayları çok detaylı olarak tarif etmiştir. Bu konuyla ilgili olarak Buhari ve Müslim, Ömer ibnil Hattab ve Huzeyfe'den, İmam Ahmed ve Müslim Ebu Zeyd bin Amr bin Ahtab El Ensari'den şöyle rivayet etmişlerdir:

"Resuli Ekrem (ASM)... Bu hutbelerinde bütün olmuş ve bundan sonra olacak olan hadiseleri haber verdi, onları bize öğretti ve ezberletti." (Buhari, Müslim)

Hz. Huzeyfe bin el-Yeman (ra) da bu konuda şunları söylemiştir:

"Allah'a kasem ederim Resuli Ekrem (sas) dünyanın sonuna kadar gelecek olan fitneleri ve o fitneleri çıkaran reisleri ta üç yüzden daha fazla kimseleri bize isimleriyle, babalarının isimleriyle ve kabilelerinin isimleriyle haber verdi." (Ebu Davud)

Peygamberimiz (sav)'den bize ulaşan bu haberlerin her birinin birbiri ardısıra gerçekleşmiş ve halen de gerçekleşmeye devam ediyor olması, içinde bulunduğumuz dönemin ahir zaman olduğu konusuna kesinlik getirmektedir. (En doğrusunu Allah bilir) Nitekim Peygamberimiz (sav)'in Mehdi'nin çıkış tarihi olarak hadislerinde açıkça 1400 tarihini vermesi de bu alametleri bir kez daha teyid etmektedir. O halde Hz. İsa'nın yeryüzüne ikinci kez dönüşü de Allah'ın izniyle çok yakındır.

Mehdi ve Hz. İsa
İkinci Binde Gelecektir

İmam Rabbani, Mehdi'nin Peygamberimiz (sav)'in vefatından 1000 (bin) sene geçtikten sonra ikinci binin içinde geleceğini bildirmektedir:

"Ancak beklenen odur ki; aradan bin sene geçtikten sonra bu saklı devlet tecid edile (yenilene). Ona bir üstünlük verilip suyu bulması, arttırıla... Böylece kemalatin (faziletin, iyiliğin) aslı zuhur edip onun zilletini örte... Ve nisbet-i aliyyenin mürevvici Mehdi gelsin. Allah ondan razı olsun." (Mektubat-ı Rabbani, 1/569)

Şeriatın teyit hasletleri, milleti tecdidi bu ikinci bindedir. Bu davanın doğruluğuna adil şahid: İsa'nın (as) Mehdi'nin (ra) bu bin içinde varoluşlarıdır. (Mektubat-ı Rabbani, 1/611)

Resulullah (sav)'in ümmeti arasından çıkanlar pek kamildirler. Yani Resulullah (sav)'ın irtihali (vefatı) üzerinden bin sene geçtikten sonra isterse az olsunlar. Onların pek kemalli olmaları şunun içindir ki: Şeriatın takviyesi, pek tamam tekliyle hasıl ola.

Aradan bin sene geçtikten sonra, Mehdi'nin gelişi de bunun içindir. Onun mübarek kudümünü (gelişini), Hatem'ür-rüsül Resulullah (sav.) müjdelemiştir. İsa (as) dahi aradan bin sene geçtikten sonra nüzul edecektir. (Mektubat-ı Rabbani, 1/440)

Resulullah'ın (sav) bu alemden göçü üzerinden bin küsür sene geçtikten sonra bir zaman gelir ki: Ondaki Hakikat-ı Muhammediye kendi makamından yükselir, Kabe'nin hakikatı ile müttehid olur (birleşir). İşte o zaman Hakikat-ı Muhammediye namına Hakikat-ı Ahmediye ismi hasıl olur, Yüce Sultan Ehad Zat'ın dahi mazharı olur. Her iki isimden, bir müsemma (isim verilen) tahakkuk eder ki, önce makam, Hakikat-ı Muhammediye'den yana boş kalır; taa İsa'nın (as) nuzülüne kadar böyle gider. Nihayet İsa (as) gelir; Şeriat-ı Muhammediye ile amel e-der. O zaman dahi Hakikatı İseviye kendi makamından yükselir, boş kalmış olan Hakikat-ı Muhammediye'de hüküm kılar. (Mektubat-ı Rabbani, c. 1, s. 470)

Peygamber Efendimiz'in vefatından bin sene geçtikten sonra ikinci bin yılına girilir. İmam Rabbani'nin yukarıdaki izahlarına göre ikinci bin yıl içerisinde Mehdi ve Hz. İsa gelecektir.

Celaleddin Suyuti'nin bu konudaki açıklaması ise şöyledir:

Bu ümmetin ömrü bin (1000) seneyi geçecek fakat bin beşyüz (1500) seneyi aşmayacaktır. (Kıyamet Alametleri, 299; Celaleddin Suyuti'nin "El-Keşfu Fi Mücazeveti Hazin el-Ümmeti El Elfe Ellezi Dellet Aleyh el-Asar" isimli kitabından nakil)

Bu açıklamada da görüldüğü gibi Suyuti, Hicri 1000-1500 senelerine dikkat çekmiştir. O halde bu seneler Mehdi'nin çıkışı, Hz. İsa'nın yeryüzüne tekrar dönüşü, İslam ahlakının hakimiyeti gibi müjdelerin gerçekleşeceği dönemdir. Şu an 1400'lü yıllarda bulunduğumuz hatırlanırsa, Hz. İsa'nın yeryüzüne dönüşünün çok yakın olduğunu söyleyebiliriz. (En doğrusunu Allah bilir)

Bediüzaman Said Nursi de, bu müjdeyi teyid etmekte ve Hicri 1506 yılına kadar yaşanacak olaylara dikkat çekmektedir:

"... Birinci cümle, binbeşyüz (1500) makamiyle ahir zamanda bir taife-i mücahidinin (din için cihad, mücadele edenlerin) son zamanlarına; ve ikinci cümle, binbeşyüzaltı (1506) makam ile galibane mücahedenin tarihine işaret eder.

(...) bu tarihe kadar (1506) zahir ve aşikarane, belki galibane devam edeceğine remze (işarete) yakın ima eder." (Sikke-i Tasdik-i Gaybi, 46)

 

 

Yukarı dön Göster ARMAGAN's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ARMAGAN
 

Sayfa Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats