HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Fıkralar ve Resimler
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Fıkralar ve Resimler
Konu Konu: Kılperestlerin avukatı:Mustafa İslamoğlu Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
adalet
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 02 ekim 2006
Gönderilenler: 1195
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı adalet

Lıhye-i saadet ziyaretleri

İstanbul'un tarihî camilerinden birinde imamlık yapan bir kardeşimiz aradı. Görev yaptığı camide Peygamberimize ait bir lıhye-i saadet olduğunu, bunu âdet olduğu üzere bayram arifelerinde çıkarıp ziyarete açtıklarını, bunda dinen bir mahzur olup olmadığını sordu.

Ne mahzur olabilir ki, dedim. Türkiye'de yaşayan Müslümanlar içerisinden kimse lıhye-i saadetlere tapınmaz. Onlara secde edip fetiş kılmaz. Zaten buna yüz de verilmez, izin de verilmez.

Her ne kadar hepsinin peygamberimize aidiyetinden emin olunamasa da, Anadolu'nun birçok ulu camiinde bulunan lıhye-i saadetler, sevgili Peygamberimizden bugüne kalan aziz birer hatıradırlar. Bir cam şişe içerisinde Efendimizin sakalından bir ya da iki telin muhafaza edildiği bu emanetler, gelenek olduğu üzere kırk güzel kokulu bohçaya sarılı olarak yüksek ve emin bir dolapta saklanırlar.

Ziyaret günü bu bohçalar ziyaretçilerin hasretli bakışları huzurunda salavâtlarla birer birer açılır. Her bohça açılışında ziyaretçilerin heyecan katsayısı daha bir artar. 40. bohça açılırken artık hasret doruk noktasına gelmiştir. İşte o an Rasûlullah sevgisi bir sel olup gözlerden taşar.

Öpebilen öper, öpemeyen göz ziyareti yapar ve selamlar.

Soru sahibine, lıhye-i saadetleri tıpkı Hacerülesved'e benzettiğini söylemiştim.

Sahih rivayetlere göre, Peygamberimiz Veda Haccı sırasında Hacerülesved'i gözyaşları içinde öpmüş, yüzünü gözünü bu taşa sürmüştü.

Hatta Hz. Ömer bir defasında bu taşı öpmüş ve şöyle demişti: “Ey taş, bilirim ki sen sadece bir taşsın; eğer Rasûlullah'ın seni öptüğünü gözlerimle görmesem seni öpmezdim.” Peki, Hz. Ömer'in buyurduğu gibi “sadece bir taş olan” Hacerülesved'i Rasûlullah niçin öpmüştü?

Bunun sebebini bazı kaynaklardan öğreniyoruz. Buna göre; Hacerülesved, Hz. İbrahim'in yaptığı Kâbe'den geriye kalan tek orijinal hatıradır. Bu nedenle, cahiliye döneminde de aynı hürmet gösterilmiştir.

Peygamber Efendimiz, Hz. İbrahim'den kalan bu tek orijinal hatırayı, iman atası İbrahim Peygamberin elini öper gibi öpüyordu. Bu sayede hem ona minnet ve şükranlarını sunuyor hem de onun aziz hatırasını yâd etmiş oluyordu.

Lıhye-i saadet ziyaretlerinin amacı da aynı değil miydi? Sebeb-i imanımız ve saadetimiz, âlemlere rahmet Hz. Muhammed aleyhisselam'dan kalan bu aziz hatıraları ziyaret etmek, bir tür şükran sunmak değil miydi? Onu öpmek, Rasûlullah'ın elini öpmeyi hatırlatmıyor muydu? Elini onun eline değmek için servetini göz kırpmadan feda edecek Rasûlullah âşıkları için bu bir teselli armağanı sayılamaz mıydı?

Hepsinden öte, lıhye-i saadet ziyaretlerinde gösterilen bu tazim ve muhabbetin, amaç açısından Rasûlullah'ın Hacerülesved'e gösterdiği hürmet ve tazimle farkı var mıydı?

Evet, dünyanın bazı yerlerinde bu tazim işini tapınma noktasına kadar vardıranlar da yok değildi. Mesela, Hindistan'daki Birelvi tarikatı mensupları. Onlar açıkça tıpkı namazda secde eder gibi secde ediyorlardı ve elan bu sapık uygulama devam ediyor. Gerekçeleri de hazır: O sakalın sahibine değil, onu peygamber gönderene secde etmiş oluyoruz. Bu sapık tarikatın müritleri, kabirlere de namaz secdesi gibi secde ediyor, buna da yine tumturaklı bir gerekçe uyduruyorlar. Zaten insanlık tarihinde hangi sapmaya gerekçe üretilmemiş ki?

Elbet Birelvilerin yaptığının din açısından savunulacak hiç bir yanı yok. Böyle bir sevgi ve tazimin Hıristiyanların Hz. İsa'ya gösterdiklerinden özde farkı da yok.

Fakat dünyanın bir yerinde bazı sapkınlar bir şeyleri istismar ediyor diye, elimizdeki bu muhteşem hazineye bigâne kalıp “kıl işte, n'olacak” dememizi bizden kimse isteyemez. Kaldı ki, bu bir ibadet değil, âdettir. Âdet olarak da kalmalıdır. Âdet ibadet kılınmadığı ve şer'i sınırlar içerisinde kaldığı sürece mahzur da yoktur.

Geniş kitlelerin medya, müzik, spor ve siyaset yıldızlarının elbisesine dokunmak için birbirlerini ezdikleri modern dünyada, Müslüman yığınların Rasûlullah'a olan sevgisini ifade eden lıhye-i saadet ziyaretleri hedef alınacak, kendisiyle savaşılacak bir husus olmamalıdır. Elbet bu konuda hassas olanların hassasiyeti de Müslümanların selameti içindir. Dünyadaki çığırından çıkmış emsallerine bakınca, insanın bu hassasiyete hak vermemesi mümkün değil. Fakat hassasiyet olarak kalmalı, tahkir, tezyif, tadlil ve hatta tekfir sınırına varmamalıdır. Bu hassasiyete sahip olan ehl-i ilim, lihye-i saadeti veya onu ziyaret törenlerini hedef almak yerine, halkın cehaletini ve istismarcıların istismarını hedef almalıdırlar. Bu daha dengeli bir yöntemdir.

Sözün özü: Mübarek hatıralara sahip çıkmak iyidir. Fakat bu mübarek hatıraları kutsallaştırmamak ve fetiş haline getirmemek şartıyla.



__________________
"Bir kavme olan kininiz sizi adaletten ayırmasın.."
Yukarı dön Göster adalet's Profil Diğer Mesajlarını Ara: adalet
 
ebukerem
Ayrıldı
Ayrıldı


Katılma Tarihi: 21 mart 2009
Gönderilenler: 483
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ebukerem

imam ........sa, cemaat .......mış!

__________________
yalnız Allah'a teslim ol ve şahitliği dosdoğru yap...
Yukarı dön Göster ebukerem's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ebukerem Ziyaret ebukerem's Ana Sayfa
 
Metehan2003
Ayrıldı
Ayrıldı
Simge

Katılma Tarihi: 11 ocak 2009
Yer: Micronesia
Gönderilenler: 474
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Metehan2003

Bu tür adamlar belli mihrakların beslemeleri
Şirke çanak tutmak için özel yetiştirdiğini düşünüyorum.
3.nesil şeyhlerden

Mevcut Şirk Mezheplerini Red edip yeni bir Takım Şirk
düzeni kurmakla kazanın dibini kazıyorlar.


Böylece mevcut düzenden bıkan-usananları başka bir yere
kaptırmadan topluyorlar.

Bakalım nereye kadar gidecek Doldur-Boşalt sisteminiz.




__________________
"Allah dilemedikçe siz bir şey dileyemezsiniz"
Yukarı dön Göster Metehan2003's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Metehan2003
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Şaşkınlık içerisindeyim,bu kadarını beklemiyordum doğrusu.Belliki çok büyük oynuyor.F.Gülen epey yaşlandı yedeğe koydular muhteremi.Gelde Yaşar Hocayı ,Zekeriya Beyazı arama şimdi!
Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
gondolcu
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 07 haziran 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 450
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı gondolcu

Dermanbeg Yazdı:
Şaşkınlık içerisindeyim,bu kadarını beklemiyordum doğrusu.Belliki çok büyük oynuyor.F.Gülen epey yaşlandı yedeğe koydular muhteremi.Gelde Yaşar Hocayı ,Zekeriya Beyazı arama şimdi!

haklısın arkadaş.

Yaşar hocaya yandaş tv den atıp tutuyorlar karşısınada

çıkamıyorlar.şeytanın çocuklarının en iyi bildiği iş

saf insanların cebindeki parayı yürütmek,ustalar bu işte.



__________________
saygılarımla

Aaydın
Yukarı dön Göster gondolcu's Profil Diğer Mesajlarını Ara: gondolcu Ziyaret gondolcu's Ana Sayfa
 
ebukerem
Ayrıldı
Ayrıldı


Katılma Tarihi: 21 mart 2009
Gönderilenler: 483
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ebukerem

Dermanbeg Yazdı:
Şaşkınlık içerisindeyim,bu kadarını beklemiyordum doğrusu.Belliki çok büyük oynuyor.F.Gülen epey yaşlandı yedeğe koydular muhteremi.Gelde Yaşar Hocayı ,Zekeriya Beyazı arama şimdi!

Sevgili Dermanbeg,

bence 40 katıra da razı olmayalım 40 satıra da, hatasız kul olmaz doğrudur ama HATASIZ RAB olur, RAB dediğinde zaten sadece HATASIZ/EKSİKSİZ/KUSURSUZ olan olur, O da tektir ve adı Allah'dır, alemlerin Rabbi Allah.

ne mutlu bize ki Allah bizi bu dünyadaki imtihanımızda hiç bir kimseye MAHKUM yaratmamış, elhamdülillah. geri kalan herşeye muhtacız imtihan olanlar olarak ama MAHKUM değiliz.

selam ve muhabbetle.

UNUTANLAR ya da BİLMEYENLER İÇİN NOT : Yaşar Nuri Öztürk'e bir konferansında şu soru soruldu. " hocam bu türbelere, mezarlara gidip dua edenler, hırkaları sakalları tavaf edenleri bu kadar şiddetle kınıyorsunuz ve haklısınız. peki ya anıtkabire gidip orayı tavaf edenler ve "kurtar bizi atam" mealinde dua edenler ile, sn cumhurbaşkanı a.necdet sezerin katıldığı hacı bektaş şenliklerinde delikli taştan geçmesi ve diğer ritüellere katılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?"

cevap çoğunluğun tahmin edeceği gibi M. İslamoğlunun yukarıdaki cevabının neredeyse kopyasıydı hatta daha da korkuncu. yok aslında birbirinden farkları biri osmanlı bankası diğeri iş bankası. :)

Ziko'nun herzelerini hatırlatmak gereği bile duymuyorum.



__________________
yalnız Allah'a teslim ol ve şahitliği dosdoğru yap...
Yukarı dön Göster ebukerem's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ebukerem Ziyaret ebukerem's Ana Sayfa
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Sevgili Ebukerem,Yaşar Hoca Kuranla özdeşleşleşmiş bir kişilik.Henüz onu yanına çekecek,savrulmalarını boşa çıkaracak bir yapı oluşmadı.Dolayısıyla onu "bizden" göremeyeceğimiz durumunda oluşmadığını düşünüyorum.Hala Türkiyede hatta dünyada Kuran İslamının bilinen en kuvvetli savunucusu durumunda o var.Ben düşmesinden ziyade şahlanmasını arzu eden birisiyim.Bin tane M.İslamoğlunu toplasanız Yaşar Hocanın yüz gramına tekabül etmez.Selamlar..
Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
adalet
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 02 ekim 2006
Gönderilenler: 1195
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı adalet

Bu kıl tapıcılığına bir eleştiri yazısı yazar Metin Önal Mengüçoğlu'ndan geldi,ilgili yerlerini alıntılıyorum sadece:

..Bereketli ramazan ayının bu son günlerinde, bu ayı eğlence, şölen ve törenlere boğup, hikmetini yok etmeye çalışanlardan kurtulmanın sevinci kaplıyor yürekleri. Ne var ki o zalimce medyatik programlardan doğan bunalımdan kurtulmanın sevincini, kursakta bırakan şeyler de oluyor maalesef. Tam kurtuluyoruz derken bu kez ummadığınız kapı ve pencerelerden başınıza saksılar fırlatıldığını görüyorsunuz. Şaşırtıcı olan bu saldırıların sizin cephenizden geliyor olmasıdır. Yoksa bu ve bunun çok daha kötüsü salvolara, ömür boyu göğüs germiş hatta onlarla savaşmışsınızdır. Konu şu meşhur “sakal-ı şerif” meselesidir. Yazar, her ne kadar usta bir kalem darbesiyle olayı “Lıhye-i saadet” başlığı altına gizlemeye çalışmışsa da, yazısının sonuna doğru daha fazla kaçamamış ve bunun bir “kıl” meselesi olduğunu açıklamak durumunda kalmıştır.
 
   Yazıda denilmektedir ki “Türkiye’de yaşayan Müslümanlar içerisinden kimse Lıhye-i saadetlere tapınmaz. Onlara secde edip fetiş kılmaz.” Tapınma eylemini secdeye indirgeyen bu bakışın illetini hatırda tutarak bir tanım denemesi yapılacak olursa, ne demelidir? Mesela tapınma herhangi bir kişi, nesne, olay karşısındaki körü körüne gösterilen tazim ve ihtiramdan başka bir şey midir? Her ne kadar yazar “tazim işini tapınma noktasına vardıranlar” hususundaki olumsuz görüşünü belirtiyor olsa da, mefhumun muhalifinden bakıldığında, tapınmanın kör bir tazim ve temennadan ibaret olduğunu unutmuş görünüyor.
 
Ahalinin -nasılsa- Anadolu’nun birçok camisinde mevcut sakal-ı şeriflere karşı gösterdiği tazim ve ihtiramın tapınma sayılamayacağını baştan işaretliyor. Bunun meşru bir adet olduğunu savunuyor. Yazar, birçok tanımla birlikte, kendi geçmiş söylemleriyle de büyük bir çelişkiye düştüğünü, bilmem ki nasıl oluyor da düşünmüyor? “Kaldı ki bu bir ibadet değil, adettir” diyen hem de aynı yazıda yine bizzat kendisidir. İyi ya işte, insanları adet karanlığından ibadet bilincine, sahih kulluk eylemine çağırmalı değil midir? İnsanların adetleri körü körüne yahut da bir sevgi uğruna yineleyip durmasını meşru görmek, ibadet yerine ayini, kulluk bilinci yerine de tapınmayı teşvikten başka nedir ki?
 
     Yazarın son derece yakışıksız bir benzetmesi de var ki doğrusu onun bugüne kadar getirdiği birikim ve şöhretiyle asla bağdaşmıyor. Öylesine uygunsuz bir benzetme yapıyor ki şaşırmamak elde değildir. Okuyalım: “ Geniş kitlelerin medya, müzik, spor ve siyaset yıldızlarının elbisesine dokunmak için birbirini ezdikleri modern dünyada, Müslüman yığınların Resulullah’a olan sevgisini ifade eden lıhye-i saadet ziyaretleri hedef alınacak, kendisiyle savaşılacak bir husus olmamalıdır.” Bizim vakitsiz ezandan kastımız işte tam da budur. Bu satırların arasına ustalıkla gizlenmiş bulunan anlayış ve geniş meşreplilik, tasvip edilir gibi değildir. Tuhaflığa bakınız ki yazar, Müslümanları da diğer beşer sürüleri gibi yığın olarak nitelemekte, onların bu durumlarına göz yummakta, göz yummayıp ses çıkartanları ise kınamaktadır. Bu bakışın ve/ya yargının neresini düzeltecek, nasıl anlamaya çalışacaksınız?

    Modern dünya yığınları mademki süper starlarına böyle bir ihtiram gösteriyor, öyleyse Müslüman yığınlar da kendi süper starlarına benzer tazimi göstersinler öyle mi? Bunda bir mahsur yoktur öyle mi? Devamında: “Dünyadaki çığırından çıkmış emsallerine bakınca…” denilerek karşı çıkanlara kısmen hak veren yazar, yine mefhumun muhalifinden hareketle bu işlerin çığırından çıkmamışına yeni bir onay vermektedir ki, çok yazık, hem de çok yazık!
 
Sakal teli karşısındaki tazimi yazar, Hacer-ül Esved’e gösterilene benzeterek kendisine sağlam bir siper ve delil bulmuş sanıyor. Oysa düşünmüyor ki böyle bir kapıyı açık tuttuğu vakit, o zaman sormazlar mı adama, Resulullah’ın kesip attığı tırnakların ne günahı vardı diye? İnsanlar onları niye toplayıp şişelere doldurmadılar? Ayrıca bunu meşru gördüğünüz vakit, Resullah’ın sidiğinde şifa arayan eblehlere ne cevap vereceksiniz? Allah Elçisi’nin Bizzat kendisinin bile kutsanmaması gerektiğini yazar, dönüp Mustafa İslamoğlu’nun Üç Muhammed adlı kitabından yeniden okumalıdır. Yazıktır, şu Türkiye’nin kanaat önderleri, zavallı Müslüman yığın(!)ları yeteri kadar aldattılar. Bilgi ve hakikatlerden yeteri kadar uzak tuttular. Birçok kolaylığı kendileri uyguladı, onlardan gizlediler. Dehşetli oyaladılar. Allah Resullerinin izlediği yol yerine cisimlerine, kıyafetlerine, sakal, tükürük, sidik ve kanlarına yönelik şu çirkin, yakışıksız sevgi ve ilgi gösterilerinden ne zaman vazgeçilecektir? Resulullah, Müslümanların starı filan değildir. Önderidir, örneğidir. Üstelik sayın yazar da bilir ki O, kimseye elini öptürmemiştir. Önünde eğilenlerin başını düzelterek kendisini kisralara, firavunlara, sultanlara benzetmemelerini istemiştir. Kendisine “Efendimiz” diye hitap edeni azarlayarak “Efendi Allah’tır” demiştir. Bir meclise girdiği vakit kimse ayağa kalkıp O’na tazim etmemiştir. O, bir meclise girdiğinde başköşeye değil boş köşeye oturmuştur.
 
Yazarın son sözlerine bakınız: “Bu hassasiyete sahip olan ehl-i ilim (olaya karşı çıkanlar m.ö.m.), lihye-i saadeti veya onu ziyaret törenlerini hedef almak yerine, halkın cehaletini ve istismarcıların istismarını hedef almalıdır.” Bu sözü şöyle mi tercüme etmelidir: “Siz Müslüman yığınları cehalet içerisinde bırakınız öyle kalsınlar. Onları istismar edenlerle savaşınız.” Bu nasıl bir mantıktır anlamak mümkün görünmüyor. Cehalet, bizzat bu olayın kendisi değil midir? Sakal öpmeyi bir ayin huşuuyla sürdürenlerin çoğunluğu, zaten Allah’ın, tekrarlamayı murat ettiği ibadetlerden habersiz cahillerden mürekkep değil midir? Müslüman dünyada geriye kalan “cami cemaati” de, uydum kalabalığa diyerek ibadetleri adet mertebesine indirgemiş zavallılardan oluşmuyor mu?

   Adetlerin ayinlerden, tapınmalardan ne farkı vardır? Tapınma illa da “ben tapıyorum” denince gerçekleşen bir körlük müdür? Açıktır ki ne yaptığının bilincinde olmayan insanın yapıp ettikleri boşa çıkacaktır. Üstelik onları tekfir eden filan da yok. Ehl-i ilmin maksat ve muradı, Müslüman yığın(!)ların bu cehalet ortamından bir an evvel çıkıp, bilinçli eylemlere yani Allah’tan başkasına kulluk etmemeye başlamasıdır.
 
Pek az yazıyı bunca üzülerek kaleme aldığımı belirtmeden bitirmemeliyim. Okuyucularım hissiyatıma tanık olsunlar.


__________________
"Bir kavme olan kininiz sizi adaletten ayırmasın.."
Yukarı dön Göster adalet's Profil Diğer Mesajlarını Ara: adalet
 
hira
Groupie
Groupie
Simge

Katılma Tarihi: 22 agustos 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 85
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hira

selamünaleyküm

herkesin bayramını canı gönülden kutlarım

aslında sözün nersinde başlasam diye düşünüyorum bakıyorsun herşey değişebiliyor yada kıvırma taktikleri iyi görünme, şirin görünme, cemaati çoğaltma derdi kılprestliği yada türbe tekke şu eviliya bu zat gibi islam dışı olan şeyleri,yavaş yavaş ısındırma taktikleri ALLAH sonumuzu hayır etsin.

Benim aslı anlatmak istediğim kıılprestliğnde önünü almış bir olay fotoğraf prestliği elketrik kablo prestlği şeyhin kokusunan medet umma prestiliği bunlar çaoğaltılabilir yani bunlar günümüzde yaşanan en bariz olaylar. elktirk kablosu da nedir diyeceksiniz asıl anlatacağım bu benim başımdan geçen olay benim bir arkadşım vardı malum kendisi elektirci, meşhur olan bir zatın evinin elekrik kablolarını değiştiriyor  bu arkadaş tabi eski kablolarıda parça parça ceplerine doldurmuş birgün baktım arkadaşlara dağıtıyor,dedim hayırola nedir bu böyle dedim, bana dediki efendimin evinin eski elketirk kabloları bunlrda feyz var bereket var,şefkat var çok şey saydı ve bu kabloları alan kişiler üzerlerinde en güzel yerelere koydular. Buda kablo prestliği

 

ne mutlu kuranı yaşayıp yaşatanlara selam olsun

Yukarı dön Göster hira's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hira
 
hasanoktem
Admin Group
Admin Group


Katılma Tarihi: 10 eylul 2006
Gönderilenler: 2837
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasanoktem

adalet Yazdı:

..............................

 
 
     Yazarın son derece yakışıksız bir benzetmesi de var ki doğrusu onun bugüne kadar getirdiği birikim ve şöhretiyle asla bağdaşmıyor. Öylesine uygunsuz bir benzetme yapıyor ki şaşırmamak elde değildir. Okuyalım: “ Geniş kitlelerin medya, müzik, spor ve siyaset yıldızlarının elbisesine dokunmak için birbirini ezdikleri modern dünyada, Müslüman yığınların Resulullah’a olan sevgisini ifade eden lıhye-i saadet ziyaretleri hedef alınacak, kendisiyle savaşılacak bir husus olmamalıdır.” Bizim vakitsiz ezandan kastımız işte tam da budur. Bu satırların arasına ustalıkla gizlenmiş bulunan anlayış ve geniş meşreplilik, tasvip edilir gibi değildir. Tuhaflığa bakınız ki yazar, Müslümanları da diğer beşer sürüleri gibi yığın olarak nitelemekte, onların bu durumlarına göz yummakta, göz yummayıp ses çıkartanları ise kınamaktadır. Bu bakışın ve/ya yargının neresini düzeltecek, nasıl anlamaya çalışacaksınız?

    Modern dünya yığınları mademki süper starlarına böyle bir ihtiram gösteriyor, öyleyse Müslüman yığınlar da kendi süper starlarına benzer tazimi göstersinler öyle mi? Bunda bir mahsur yoktur öyle mi? Devamında: “Dünyadaki çığırından çıkmış emsallerine bakınca…” denilerek karşı çıkanlara kısmen hak veren yazar, yine mefhumun muhalifinden hareketle bu işlerin çığırından çıkmamışına yeni bir onay vermektedir ki, çok yazık, hem de çok yazık!
...................................
 

A'RAF SURESİ 138 :

Muhammed Esed : Ve İsrailoğullarını denizden geçirdik; derken, birtakım putlara tapınıp duran bir toplulukla karşılaştılar. (İsrailoğulları): "Ey Musa," dediler, "Bize de onların tanrıları gibi bir tanrı yapıver!" (Musa): "gerçekten de siz (eğri doğru nedir) bilmeyen bir toplumsunuz!" dedi,

Süleyman Ateş : İsrâil oğullarını denizden geçirdik, kendilerine mahsus birtakım putlara tapan bir kavme rastladılar: "Ey Mûsâ, dediler, (bak) bunların nasıl tanrıları var, bize de öyle bir tanrı yap!" (Mûsâ) dedi: "Siz, gerçekten câhil bir toplumsunuz."

Şaban Piriş : İsrailoğullarını denizden geçirmiştik. Kendi (elleriyle yaptıkları) putlarına bağlanmış bir topluma uğradılar -Ey Musa, bunların ilahları gibi bize de bir ilah yapsana! dediler. Musa da onlara: -Şüphesiz, cahillik eden bir toplumsunuz! dedi.

Muhabbetle



__________________
Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
Yukarı dön Göster hasanoktem's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasanoktem
 

Sayfa Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats