SAPTIRILAN KAVRAM (DUN)
Selamlar
Kuranda anlatılan şirk kavramını anlayabilmak için DUN kelimesini çok iyi bilmek
gerekir.
Çünkü bu kelime şirkin anahtar kavramıdır. Dun kelimesini, BIRAKMAK şeklinde
terce
me etmek bir bakıma, şirk kavramının üstünü örtmek gibidir. Mahiyeti
anlaşılmayan
bir şirkten kurtulmak ise asla mümkün değildir.
DUN; yanı
DUN;yakını
DUN;tarafı
DUN;üsttekinin bir aşağısı
Y
anından
anlamı
Münafıkları elem verici azapla müjdele (nisa 138)
Ellezine yettehızunel kafirine evliyae min (DUN )il mu,minin. Eyebteğune
indehumul
izzete fe innel izzete lillahi cemia (nisa 139)
Onlar (münafıklar) müminlerin YANINDAN kafirleri dost ediniyorlar.Onların
katında
şeref mi arıyorlar.muhakkakki şerefin tamamı Allah için (olan)dir.
Münafıklar statüleri gereği açıktan mü,minlerin yanında, safında olmak
zorundadırlar. Fakat onlar kalpleriyle her zaman kafirlerle
beraberlerdir,kafirlerin yanındadırlar. Açıktan mü,minleri BIRAKIP saf
değiştiremezler.aksi takdirde hem ni
fakları meydana çıkmış olur, hemde mü,minlere karşı savaşmak zorunda kalırlar
Yak
ınından
anlamı
İttehazu ehbarehum ve ruhbanehum erbaben min (DUN )illahi vel mesihebne
meryem (tevbe 31)
Hahamları , papazları ve meryemoğlu mesihi Allahın YAKININDAN rabler
edindiler
Malum olduğu üzere Hz İsa hıristiyanların inancına göre (haşa) Allahın oğludur.
Bu
inanca göre oğul babaya yakın değildirde nedir.
Haham ve papaz olarak adlandırdığımız, bu ayetteki ahbar ve ruhbanlar ehli
kitabın
alimleridir. Hangi toplum olursa olsun alimler manen Allaha yakın kabul
edilen insan
lardır. Ancak bu yakınlık Allahın hükümlerini tersyüz edecek bir şekilde
algılanmaya
başlarsa işte o zaman ŞİRK gündeme girer.
Günümüzden örnek verecek olursak mezhep imamların ictihadları Allahın
hükümlerini
ters yüz etmiş durumdadır.İşte mümin olduğunu iddia eden biri bu ictihadları
Alllahın hükmü gibi din edinirse alimlerini rab edinen ehli kitap gibi şirke
düşer
Zaten Adiy bin hatim;den gelen rivayete baktığımızda açıkça görülen odurki, ehli
kitap, alimlerin önüne geçip secde etmemiş
,alimlerine
siz bizim rabbimizsiniz
dememiş,Allahın kitabını arkalarına atarak,
alimlerine tabi olmuşlardır
Tarafında
anlamı
Feveceda abden min ibadina ataynahu rahmeten min indina ve allemnahu min
le(DUN )na ilma (kehf 65)
derken kullarımızdan bir kul buldular.Biz ona katımızdan rahmet vermiş ve
TARAFI
MIZdan bir ilim öğretmiştik
Üstekinin bir aşağısı anlamı
İnnellahe la yağfiru en yuşreke bihi ve yağfiru ma (DUN)e zalike limen
yeşau.
Vemen yuşrik billahi fegadiftera ismen azima. (nisa 4)
Muhakkak ki Allah kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz. ONDAN ASAGISINI
dilediğine bağışlar. Kim allaha ortak koşarsa pek büyük bir günahı iftira
etmiştir.
Dun kelimesinden türetilmiş bir kelimeyi, türkçede bile kullanırız. Evlilik
bağından mey
dana gelen akrabalığın taraftarları birbirlerine hitap ederken (DÜNÜR)
kelimesini
kullanırlar. Yani YAKIN AKRABA anlamındadır
Kuranda müşriklerin inançlarından ve davranışlarından bahseden ayetlerdeki
MİN DUNİLLAH ibarelerini ALLAHI BIRAKIPTA şeklinde terceme
edilmesindeki ba
riz hatalardan biride arapçadaki MİN=DEN,DAN takısının boşa
çıkartılmış olmasıdır.
Min dunilllah cümlesi; Allahı bırakmak olarak tercüme edildiğinde
görüldüğü gibi (den,dan ) takısını içermemektedir
Min dunillah ibaresini, Allahı bırakıpta; olarak meallendirmenin ne kadar
anlamsız oldu
ğunu eğer gözler önüne sermek için şu ayete bir göz atalım (zümer 3)
Gözünü aç,halis din Allahındır.
Onu bırakıpta
bir takım veliler edinenler (derlerki) biz
bunlara ancak bizi allaha daha fazla yaklaştırsınlar diye tapıyoruz
hasan basri çantay
İyi bilki halis din ancak Allahındır.
Ondan başka
kendilerine bir takım dostlar (putlar)
edinenlerde şöyle diyorlar. Biz onlara (putlara) ibadet etmiyoruz,ancak bizi
Allaha
daha fazla yaklaştırsınlar diye yapıyoruz
Ali fikri yavuz
Dikkat et halis din ancak Allahındır.
Onun bırakıpta
başka veliler edinenler, Biz onlara
(putlara) ancak bizi Allaha daha çok yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz
diyorlar.
Ahmet davudoğlu
İyi bilki halis din ancak Allahındır.
Ondan başka
bir takım dostlara tutunanlar şöyle demektedirler.
Biz onlara sadece bizi Allaha daha çok yaklaştırsın diye ibadet ediyo
ruz
Elmalılı hamdi yazır
Dikkat et halis din ancak allahındır.
Onu bırakıpta kendilerine bir takım
dostlar edi
nenler, Onlara bizi Allaha daha yaklaştırsın diye kulluk ediyoruz derler.
Suudi Arb:Hazırlayanlar Dr
Ali özbek,Hayreddin Karaman, Ail turgut, Mustafa çağırıcı,
İbrahim kafi sönmez, sadreddin gümüş
Verdiğimiz örneklerde görüldüğü gibi tamamı hem dun kelimesini yanlış
çevirmiş hemde min takısını açıkça atlamışlardır. Bu basit sıradan yapılan bir
yanlışlıkta değildir.Çünkü örnek verdiğimiz bu insanlar arapçayı uzman
dercesinde bilen insanlardır. O zaman şu soruyu ister istemez sormak kaçınılmaz
olacaktır.
Peki bu insanların maksadı nedir?
Bu insanlarınn yaptıkları 1200 seneden beri islamı yok etmeye çalışan
tasavvuf kültürünün (batıl din) Kuran tarafından nasıl reddedildiği anlaşılmasın
diye bile bile maksatlı ve kasıtlı olarak Allahın kitabını tahrif etme
çabalarından başka bir şey değildir
ALLAHI BIRAKAN bu insanlar daha ne diye ALLAHA YAKLAŞMAK için bir
takım velilere kulluk etsinlerki. Hangi aklı başında bir insan hem Allahı
bırakacak hemde Allaha yaklaşmak için bir takım dostlar edinecek.Bunun makul
izahını yapabilecek bir insan varmıdır
Şimdi doğru tercümeyi yazalım.
39/
3-
İyi bil ki, halis din ancak Allah'ındır.
O'nun yakınından
evliya edinenler
"Biz onlara sadece bizi Allah'a daha çok
yaklaştırsınlar diye kulluk ediyoruz derler" Şüphe yok ki Allah, onların
aralarında ihtilaf edip durdukları şeyde hükmünü verecektir. Muhakkakki yalancı
ve kafir olan kimseyi Allah doğru yola çıkarmaz.
Peki müşriklerin Allaha daha çok yaklaşmaları için kulluk ettikleri kim?
Bu kulluğun şekli nasıl?
Allahı bırakıyorlarda kendilerine ne zarar nede fayda vermeyecek şeylere
tapıyorlar
ve Ha; onlar bizim Allah yanında şefaatçilerimiz diyorlar (10/18
Elmalılı
Doğru terceme
Allahin yakinindan
kendilerine zarar ve faydasi olmayanlara kulluk ediyorlar ve
ha;onlar Allah katinda bizim sefaatçilerimiz diyorlar
Elmalılı,da görüldüğü gibi yine Ayetin metnindeki ''min dunillah'' ibaresi ''Allahı
bırakıyor
larda olarak terceme edilmiş
Zümer 3 ile yunus 18 yanyana getirip bir daha tekrarlıyorum.Allahı bırakan bu
insan
lar daha ne diye birilerini Allaha yaklaşmak vesile edinsinler, daha ne diye
birilerinin
Allah katında kendileri için şefaatçi olacağına inansınlar.
Peki müşrikler heykellerin kendilerini Allaha daha çok yaklaştıracağına, Allah
katında
kendilerine şefaatçi olacağına inanacak kadar beyinsizlermidir?
Allahtan başka taptıklarınız sizin gibi kullardır.Eğer davanızda doğru iseniz
haydi on
ları çağırında size cevap versinler. (7/194)
Elmalılı
İşte bu ayet müşriklerin kimlere ve hangi şekilde kulluk ettiklerini çoknet bir
şekilde anlatmasına rağmen elmalılı tahrife varan bir şekilde ayeti
meallendirmiş.
İnnellezine ted,une min dunillahi ibadun emsalukum
Allahın yakınından ÇAĞIRDIKLARINIZ SİZİN GİBİ KULLARDIR.
Ayetin metnindeki (DUA) kökünden türetilen''
ted,une''
ibaresini elmalılı
''ta;budune''
imiş gibi taptıklarınız olarak çevirmiş.
Ted,une, dua kökünden türetilmiş bir kelimedir. Her nekadar lisanımızda dua
kelimesi türkçeleşmiş olmasına rağmen arapça bir kelimedir ve türkçe karşılığı
''çağırmak, yalvarmak''anlamındadır.
Elmalılı bunu bilmiyor olamaz çünkü ayetin devamındaki yine dua kökünden
türetilen
fed,uhum kelimesini doğru olarak ''onları çağırın''şeklinde terceme etmiştir.
Peki ilkinde ''
taptıklarınız''
diye terceme ederken, diğerinde niye ''onları
çağırın'' diye
terceme etmiştir.????????????????????????????????????????
Yeşil renkli olanlar doğru tercümedir
Deki; ben sizin Allahtan baska taptiklariniza ibadet etmekten men
edildim.Deki ben
sizin çarpik arzulariniza uymam. O zaman sasirmis ve dogru yoldan gidenlardan
olmamis olurum. (enam 56 Elmalili)
Deki; ben sizin ALLAHIN
YAKININDAN ÇAGIRDIKLARINIZA kulluk etmem. Deki sizin arzulariniza uymam aksi
takdirde dogru yoldan sapanlardan olmus olurum
Buna ragmen onlarin
Allahtan baska taptiklarina sövmeyin ki onlarda cahillikle Allaha sövmesinler
(en am 108 Elmlalili)
Ve (müsriklerin) ALLAHIN
YAKININDAN ÇAGIRDIKLARINA sövmeyinki,onlarda düsmanlikla, bilgisizce Allaha
sövmesinler
Çünkü bir yalani Allaha
iftira eden ve onun ayetlerine yalan diyenden daha zalim
lim olabilir. Bunlara kitaptan nasipleri erisir ve sonunda kendilerine
gönderecegimiz
melekler gelip canlarini alirken ''Hani o Allahi birakipta taptiklariniz
nerede'' dedikle
rinde ''onlar bizi birakip kayboldular derler ve kafir olduklarina kendi
aleyhlerinde
sahitlik ederler (Araf 37 Elmalili)
Allaha yalan iftira eden
ve O nun ayetlerini yalanlayandan daha zalim kim olabilirki. Bu gibilere
kitaptan nasipleri ulasacaktir. nihayet elçilerimiz (melekler) öldürmeye
geldiginde ''HANI O ALLAHIN YAKININDAN ÇAGIRDIKLARINIZ'' derler. (onlarda)
bizden uzaklastilar derler ve kendilerinin kafirlerden olduklarina sahid olurlar
Sizin Ondan baska
taptiklariniz ise ne size yardim edebilir nede kendilerine yardimlari dokunur.
(Araf 197 elmalili)
Sizin O NUN YAKININDAN
ÇAGIRDIKLARINIZ ne size yardim edebilir nede kendi CANLARINA faydasi vardir
bu ayetin metnindeki
enfusehum tabirini bile bile ''canlarını''
olarak çevirdim. Arapçada
nefis kelimesi ile hum zamiri canlı varlıklar için kullanılır.heykellerin ise
canı yoktur.
Müşriklerin Allahın yakınından çağırdıklarının niçin kendi canlarına faydaları
yoktur?
çünkü onlar ölülerdir
Allahtan baska
yalvardiklariniz hiç bir sey yaratamazlar.Zaten kendileri yartilip duru
yorlar (Nahl 20)
Hayret elmalılı ilk defa bu ayette
taptıklarınız
yerine
yalvardıklarınız
kelimesini kullanmış.
Belkide yaptığı bunca tahrifata vicdanı elvermedi.
ALLAHIN YAKININDAN
ÇAGIRDIGINIZ KIMSELER bir sey yaratamazlar.Onlar yaratilmislardir (nahl 20)
Onlar ölülerdir diri degil.ne zaman dirileceklerinin de SUURUNDA DEGILLERDIR
(nahl 21)
Heykellerin ölmesi ve dirilmesi söz konusu değildir.Bu ayetin metnindeki '' la
yeş,urun''
tabiride yine canlı varlılklar için kullanılır. Zira ölülerin şuuru yani bilinci
kapalıdır
Yasin 52 de belirtildiği gibi ölen insanların şuuru kapalı olduğu için binlerce
yıl geçmesine rağmen bunu algılayamadıklarından dirilince bu şuursuzluklarını
şöyle di
le getireceklerdir
men beasena nin mergadina
bizi bu yattığımız yerden kim kaldırdı
Lut,u da gönderdik. O kavmine; sizden önce alemlerden hiç birinin yapmadigi
hayasizligi sizmi yapiyorsunuz gerçekten siz kadinlari birakip sehvetle
erkeklere mi variyorsunuz. Hayir siz haddi asan
bir topluluksunuz (araf 80,81 Elmalili)
Gerçekten siz KADINLARIN
YANINDAN ( min duninnisai) sehvetle erkeklere mi gidiyorsunuz. Evet siz musrif
bir kavimsiniz
Lut kavmi bilinenin aksine salt anlamda
homosexüel
değil, bu ayettende anlaşıldığı
gibi bisexüeldir.
Yani onlar hem kadınlarla hemde erkeklerle ilişkiye giriyorlardı.Ancak
ayettede belirtildiği gibi (lete,tunerricale şehveten) erkeklere karşı daha
rağbetli,
istekli idiler.Zira salt anlamda homosexüel olsalardı Lut kami diye bir kavim
tarihte
olmazdı. Neslin devamı için pek rağbet etmemelerine rağmen kadınlarla da
ilişkiye
girmeleri gerekir. Burada şöyle bir itiraz yapılabilir.
Lut kavminin tamaminin homosexüel olmasi gerekmez. Bazilari bu isi yapmis
olabilirler.Dolaysiyla bu isi yapmayanlar tarafindan nesil devam etmis olabilir
Böyle bir ihtimal tamamen devre dışı değildir. Ancak dun kelimesinin taşıdığı
anlam onların bisexüel
olmalarına daha çok olasılık veriyor.
Saltanat rejimlerinin kırallarından bazılarınında bu rezil işi yaptıklarını
tarih kitapları
bildirmektedir. Zira onların haremleri tıka basa cariyelerle dolu olduğu halde
oğlan
larla ilşikiye girdikleri bilinen vakıalardandır.
Deki ey insanlar benim
dinimden süphe ediyorsaniz haberiniz olsunk ben sizin Allah
tan baska tapyiklariniza tapmam. Ben sizin caninizi alacak olan Allaha kulluk
ederim
ve mü,minlerden olmakla emrolundum
Birde Tevhid inanci içinde hak dine yönel ve sakin müsriklerden olma
Ve Allahin disinda sana fayda ve zarar vermeyecek seylere perestij etme (tapma)
Eger bunu yaparsan o zaman hiç süphesiz sen kendine zulmedenlerden olursun
(Yunus 104,105,106 Elmalılı)
(Ey Resul) deki; Ey
insanlar benim dinimden süphe ediyorsaniz, ben sizin ALLAHIN YAKININDAN KULLUK
ETTIGINIZ KIMSELERE,(a,budullezine) KULLUK ETMEM. Ben ancak sizi öldürecek
Allaha kulluk ederim ve ben mü,minlerden olmakla emrolundum
Ve ALLAHIN YAKININDAN SANA FAYDA VE ZARAR VERMEYEN SEYLERI ÇAGIRMA .Eger bunu
yaparsan muhakkaki zalimlerden olursun
Allahu Teala hud suresinde, nuh,ad, semud,
lut, medyen ve firavun kavminin başlarına gelen azaplarını bildirdikten sonra
şöyle buyurur.
Iste bu, medeniyetlerini
sana anlattiklarimiz önemli heberlerdendir. Onlardan kalan da
var, biçilip yerle bir edilende var
Biz onlara zulmetmedik,
fakat onlar kendilerine zulmettiler. Allahtan baska taptiklari tanrilari,
rabbinin emri geldigi zaman kendilerine hiç bir yarar saglamadi ve hasarlarini
artirmaktan baska bir ise yaramadi
(Hud 100,101 Elmalılı)
Biz onlara zulmatmedik.Onlar
ancak kendi nefislerine zulmettiler. Rabbinin emri geldigivakit ALLAHIN
YAKININDAN ÇAGIRDIKLARI ILAHLARin kendilerine hiç bir faydasi olmadi ve
zararlarini artirmaktan baska bir isede yaramadi
Iste Rabbin zalim sehirleri yakaladigi vakit böyle yakalar. Onun çarpmasi ger
çekten cok acikli ve siddetlidir (Hud 102)
Allaha ortak kosanlar, ortaklarini gördüklerinde; ey rabbimiz iste bunlar
sini birakipta kendilerine taptigimiz ortaklarimiz diyecekler. Onlarda
kendilerine '' sizkesinlikle
yalancilarsiniz'' sözünü firlatacaklardir (Nahl 86 Elmalili)
Müşriklerle ortakları arasında geçen bu
konuşma ahirette olacaktır.Zira bir önceki ayette bu açıkça bildirilmektedir.
Allaha ortak kosanlar,
ortaklarini gördüklerinde ''EY RABBIMIZ ISTE BUNLAR SENIN YAKININDAN ORTAK
KOSARAK ÇAGIRDIKLARIMIZ (YALVARDIKLARIMIZ) KIMSELER derler. Onlarda siz
muhakkaki yalancilarsiniz sözünü atacaklardir Nahl 86
Biz sana onlarin
kissalarini dogru olarak naklediyoruz. Hakikaten bunlar rablerine iman eden bir
kaç genç yigitti. Bizde hidayetlerini artirdik
Ve kalplerini pekistirdik. O vakit ayaga kalkip dedilerki, bizim Rabbimiz
göklerin ve yerin Rabbidir. ONDAN BASKA BIR TANRIYA TAPMAYIZ. Yoksa gerçekten
saç ma sapan konuşmus oluruz. (Kehf 13,14 Elmalili)
Ve kalplerini
pekistirdik. O vakit (kiral dekyanos huzurunda) ayaga kalkip; bizim Rabbimiz
göklerin ve yerin Rabbidir; ONUN YAKININDAN ILAHLARA YALVARMAYIZ aksi takdirde
saçmalamis oluruz dediler
Ibrahim ;selam sana senin
için rabbimden af dileyecegim. Öünkü O bana
karşı çok lütufkardir
Sizi ALLAHTAN BASKA TAPTIKLARINIZLA basbasa birakkip çekilirim ve Rabbime dua
ederim.Umarim Rabbime yaptigim dua sayesinde mutsuz olama dedi
Ibrahim onlari ve allahtan baska taptiklarini birakip çekildiginde bizde ona
Ishaki ve Ya,kubu ihsan ettik ve her birini Peygamber yaptik.(Meryem 47,48,49
Elmalili)
Sizi ALLAHIN YAKININDAN
YALVARDIKLARINIZLA birakir çekilirim ve Rabbime yalvaririm.Rabbime yalvarmamdan
dolayi mutsuz olacagimi sanmiyorum dedi
Insanlardan kimide Allaha
kiyidan kiyiya ibadet eder. Eger kendisine iyilik dokunursa ona yatisir ve eger
bir bela gelirse yüzüstü dönüverir, dünyayi da ahiretide kaybetmis olur.Iste
açik hüsran budur
ALLAHI BIRAKIPDA ne zarar ne menfaat vermeyecek seylere YALVARIR. Iste en uzak
sapiklik budur (Hac 11,12 Elmalili)
Hac 12 de Elmalılı yine ''yalvarir '' şeklinde terceme etmiş.Demmekki
arada bir vicdanı sızlıyor
Çünkü Allah hakkin ta
kendisidir. Müsriklerin ONDAN BASKA TAPTIKLARI ise hep batildir.Ve tek yüksek ve
yüce ve tek büyük ancak Allahtir (Hac 62 Elmalili)
Çünkü Muhahkkak ki Allah
haktir.Ve Onlarin ( müsriklerin) ALLAHIN YAKININDAN yalvardiklari ise batildir.
Ve muhakkak ki Allah EN YÜCE ve EN BÜYÜKTÜR
Ey insanlar size bir misal
verildi. Simdi ona iyi kulak verin. SIZIN ALLAHTAN
BAŞKA TAPTIKLARINIZ bir sinek yaratamazlar, hepsi onun için bir araya gelse
bile.Sayetsinek onlardan bir sey kaparsa onu ondan kurtaramazlar.Isteyende
güçsüz, istenende (Hac 73 Elmalili)
Ey insanlar size bir
misal (verildi). (Gelin) onu dinleyin. ALLAHIN YAKININDAN YALVARDIGINIZ
KIMSELERIN tamami bir araya toplansa sinek bile yaratamazlar.Sayet sinek
onlardan bir sey kapsa onu geri alamazlar. TALEP EDENDE ACIZ, TALEP EDİLEN DE
Her kim Allah ile beraber baska bir ilaha, onu ispat edecek bir delil
olmamasina ragmen
ibadet ederse onun hesabi ancak Rabbinin katindadir. Süphesizki kafirler felah
bulmaz
lar (Ahmed davudoglu Mü,minun 117)
Her kim Allah ile birlikte baska bir tanri oldugunu iddia ederse, onun bu
hususta hiç
bir delili yoktur ve onun hesabi rabbin katindadir görülecektir. Gerçek su ki
kafirler kurtulusa ermezler (Elmalili 23/117)
Herkim ALLAH ILE BERABER
BASKA BIR ILAHA YALVARIRSA onun bu hususta (hiçbir)delili yoktur. Onun hesabi
Rabbin katinda (görülecektir) Muhakkak ki kafirler (asla)kurtulusa eremezler (
23/117)
Bu ayette Allahu Teala net bir şekilde Allah ile beraber başkasına yalvarılan
varlığın peygamber,alimler,şehidler,evliya kim olursa olsun yalvaran tarafından
İLAH kabul edildiğini vurguluyor.
Allahu Teala Furkan suresinde 63 ten 66 ya kadar razı olduğu kullarının
özelliklerinden bahseder ve 68 de şöyle buyurur
Onlarki ALLAH ILE
BERABER BASKA BIR ILAHA YALVARMAZLAR. Allahin haram kildigi nefsi (cani)
öldürmezler.Zinada etmezler. Kim bunlari yaparsa agir cezaya çarpar
25/68
Allahu teala yine devam eden ayetlerde razı
olduğu kularının özelliklerinden bahseder
ve sure şu ayetle son bulur
Deki; yalvarmaniz olmasa
Rabbim size ne kiymet verirki. Ama mademki siz (sadece Allaha yalvarma gerçegini)
yalanladiniz ohalde çaresiz azaba yakalanacaksiniz
(25/77)
Allahtan baska veliler
edinenlerin hali örümcek gibidirki, o bir ev yapmistir. Ama bir bil
seler evlerin en çürügü örümcek yuvasidir
Süphe yokki Allah onlarin kendini birakipta neye taptiklarini iyi biliyor. O
güçlü
ve hikmet sahibidir (29/41,42)
ALLAHIN YAKININDAN
EVLİYA EDINENLERIN hali ev edinen dişi örümcegin misali gibidir.Halbuli evlerin
en çürügü örümvek yuvasidir, bir bilselerdi
Dikkat dikkat dikkat !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
Niçin dişi örümcek. Allahın şu mucizesine bakın
Canlıların çok büyük bir bölümünde erkekler dişilere nazaran
daha iri, daha kuvvetlidir. örümcekler dişilerin erkeklerden daha büyük olduğu
azınlıktaki canlı türlerinden biridir. örneğin örümceklerin "Saatli Karadul(Latrodectus
Mactons)" türünde, dişilerin uzunluğu, erkeklerin uzunluğunun dört katına kadar
ulaşabilmektedir.
Canlı türleri genelde evlerini; sıcaktan, soğuktan,
düşmanlardan ve her türlü zarardan korumak için inşa ederler. Oysa örümcek
evini; yok etmek, zarar vermek, evine yanlışlıkla uğrayanları yemek için inşa
eder. Bu yüzden evlerin en güvenilmezi, örümceğin evidir. Dişi örümcek, cinsel
ilişkiye girdikten sonra kendi erkeğini de yemektedir. Bu yüzden dişi örümceğin
evi bırakın başkalarını, kendi erkeği için bile güvenilmezdir. Eğer erkek
örümcek cinsel ilişkiden sonra kaçmayı başarabilen ender şanslı erkeklerden
değilse, dişisinin evi kendi mezarı olacaktır.
"
İncelediğimiz ayet bizi Allah'ın
yakınından (evliya) edinenlere karşı uyarmaktadır. Allah'ın yakınından
TARİKATLERE, DERGAHLARA,TEKKELERE sığınanlar örümceğin evine sığınanlar gibi
mahvolmaya mahkumdur. Dişi örümcek kendisine en dostane yaklaşan erkeğini bile
hiç acımadan öldürür. İşte dişi örümceğe benzetilen, evliya, kendilerine
sığınanları, kendilerine güvenenleri böyle mahvederler.
Nasıl ki dişi örümcek kendisiyle ilişkiye giren erkeği öldürüp
mahvediyorsa,şeyhlerle RABITA yoluyla ilşikiye girenler itikaden öldürülür ve
müşrik olurlar
Süphesizki Allah onlarin, O nun yakinindan hangi seylere yalvardiklarini (çok
iyi) biliyor. O (buna ihtiyaci olmadigi halde) AZIZ ve ( yegane hüküm sahibi)
HAKIMDIR
29/41,42
Deki; Allahtan baska tanri
saydiginiz putlara istediginiz kadar yalvarin. Onlarin ne gök
lerde nede yerde zerre miktari güçleri yetmez. Onlarin bu göklerle yerde bir
ortaklikla
rida yoktur. Allahin onlardan bir yardimcisida yoktur (Ahmed davudoglu 34/22)
(Ey Resul) Deki;Allahin
yakinindan (ilah) saydiklariniza
(Rabıta yaparak) yalvarin. Onlar göklerde ve yerde zerre miktarina bile sahip
degiller.Ve onlarin bunlarda bir payi da yok. O nun(Allahin) onlardan yardımcısı
da yoktur (34/22)
Geceyi gündüz gündüzüde
geceye katiyor. Günesi ve ayi emre amade kilmis. Her
biri muayyen bir vakte kadar akip gidiyor. iste bunlari yapan Allah sizin
Rabbinizdir.
Mülk onundur. Onu birakipta taptiklariniz bir hurma çekirdeginin zarina bile
sahip
degillerdir
Kendilerine dua etseniz duanizi isitmezler (farzi muhal)isitseler size cevap
veremezler.
kiyamet gününde sizin sirkinizi (kendilerine taptiginizi) inkar ederler. (Hakkiyla)
ha
berdar olan (Allah) gibi sana haber veren olmaz. (A.davutoglu 35/13,14)
VELLEZINE TED,UNE MIN
DUNIHI MA YEMLIKUNE MIN KITMIIR
ONUN YAKININDAN YALVARDIKLARINIZ KIMSELER ÇEKIRDEK ZARINA BILE SAHIP
DEGILLERDIR (35/13)
Deki;simdi baksaniza su sizin (Allahin berisinden) yalvarip durduklariniza,gösterin
bana onlar yeryüzünün hangi parçasini yaratmislar. Yoksa onlarin göklerdemi bir
ortaklari var. Haydi bana bundan önce (indirilmis) bir kitap veya bir ilim
kalintisi getirin eger dogru söylüyorsaniz. (ahkaf 4 elmalili)
Yukarıda mealde görüldüğü gibi Elmalılı''min
dunillah'' ibaresinin türkçede ne anlama geldiğini gayet iyi biliyor.Zaten
arapçayı uzman derecesinde bilen birisinden
başka türlüsüde beklenemezdi.
Zaten ''beri '' kelimesi = yanı
, yakıni ,tarafı
kelimeleriyle eş anlamlıdır ki bu aşağıdaki şarkı sözlerinde şöyle dile
getirilir
Gel beriye gel beri
gel gönlümün dilberi
Yani burdaki beri kelimesinde kast edilen mana= yanıma,
yakınıma, tarafıma gel demektir Fakat işin ilginci Elmalılı Min dunillah
ibaresinin= Allahin berisinden anlamında olduğunu gayet iyi bildiği ve
ahkaf 4üde o şekilde terceme etiği halde
bir sonraki ayeti bakın nasıl terceme ediyor
Allahi birakipta
kendisine kiyamete kadar cevap veremeyecek kimselere dua edenden daha saskin kim
olabilir. Oysa onlar onlarin dualarindan habersizdirler
(Ahkaf 5 Elmalili)
Allahin berisinden
kendisine kiyamete kadar icabet edemeyecek kimselere
yalvarandan daha sapik kim vardir. halbuki onlar kendilerine yalvaranlardan
gafillerdir. (ahkaf 5)
Insanlar mahserde bir araya toplandiginda (kendilerine yalvaran) onlara
düsman olurlar ve onlarin kullugunu inkar ederler (Ahkaf 6)
Sizden Gelenler Sayfasına Dön!