ALLAH'IN DİNİ-YÜCE DİNİMİZ-İSLÂM DİNİ
En Esirgeyen, En bağışlayan, Allah'ın adıyla
Sahibimiz ve Dostumuz olan Yüce Rabbimiz, ALLAH C.C HAZRETLERİNİN, YÜCE
HİTABLARININ BULUNDUĞU KUTSAL KİTABIMIZ QUR’AN-I KERİM’DEN, <ALLAH’IMIZIN
DİNİNİN ÖZGÜN İSİMLERİNE BİR BAKIŞ!>… Görüleceği üzere kitabın tamamına iman
ölçeğinden hareketle, bu Yüce Dinimiz hangi esmalarla zikr edilmekte ve bizler
de buna ne şekilde muttali olabilmekteyiz. Körler takımının fili anlatması
bahsine uyar şekilde, bu esmalar nasıl da başka mecralara kaydırılır, bunu hangi
hasta mahfiller başkaca hesaplarına alet ederler! Bunları inşaAllah hep birlikte
görmüş bulunacağız.
ALLAH C.C, DOSTLARINA EL AZİZ OLUP!.. ŞEYTAN VE HİZB’İNE DE EL MUZİLL OLANDIR!..
ALLAH’IMIZIN DİNİ [YASASIDIR] [2/193, 3/83, 8/39, 16/52, 24/2, 110/2]
İSLÂM[TESLİM, SELAM, BARIŞ, AHSEN] DİNİ [3/19, 3/85, 4/125, 5/3, 61/7]
KAYYİM [DEĞİŞMEZ, OPTİMUM ÇÖZÜMCÜ, ADİL] DİN [9/36, 12/40, 30/30,43, 98/5]
KIYAMDA[DİPDİRİ&AYAKTA] DİN [6/161]
HANİF [TEVHİD, FITRÎ, MUVAHHİD] DİN [10/105, 30/30]
HAKK [GERÇEK, DOĞRU, HUKUK] DİN [9/29, 9/33, 48/28, 61/9]
HALİS [ASIL, KATKISIZ, ORİJİNAL] DİN [39/3]
Din, Allah’ın oluncaya kadar! Mücahede devam edecektir. Mücahedede sözün ve aklî
ikna’nın mümkününün kalmadığı, karşı gücün de din konusunda yahutta haksızlıkla
bize saldırdığı durumlarda ise aynen onlarınki gibi karşılık vermek şartı ile
mücahede yapılacaktır. Ve zulüm yapanlara gereken cezası verilecektir.
Daima barış çizgisi savunulup, asla savaşı baş tercih yapma gibi eylemlere
başvurulmayacaktır. Onlarla en güzel şekilde mücadele yapılacaktır. Kelime ve
diyaloglarda da daima en güzel hitap ve dostluk-içtenlik mutlaka
gösterilecektir. İnsanlar bilmediği şeylere daima saldırgan ve önyargılı olmayı
tercih etmekte olduklarından, bizlere düşen de Allah için özü sözü bir olmak ve
tebliğlerimizde daima tatlı hitap ile ve ikna-akıl yolunu tercih etmemiz
gerekmektedir.
İnsan bilmediğine inanmaz! İnandığını da bilir-bilmelidir! Ve inanıp bildiği
dinini de en güzel şekilde yaşayarak, hem yaşantısında üsve-i hasene(güzel
örnek) hem de sözünde en güzel olanından başkasını asla tercih etmemelidir.
İslâm Dininin bu kadar gelişip büyümesinde, Resulullah Efendimizin o güzel
ahlâk’ının bereketi olduğunu düşünmekteyiz. Resulullah, Allah’ın yasasından asla
taviz vermemiştir(SvS).
Allah’ın Dininden başka din aramak? Bu hitabın muhataplarına günümüzden şu
şekilde hitap etmeyi diliyoruz! Kur’an’da anlatılan dine inanmayanlar veya buna
inanmakla birlikte! Başka kaynakları da bu inandığı dininine karıştırıp,
barıştırma eylemini tercih edenler!
Kıymetli dostlarım, Allah C.C hazretleridir bu dinin sahibi ve bizlere dikte
edici olan! Bizlere kendi cinsimizden elçilerin gelmesi sünnetullah gereğidir.
Hangi cins bir yaratımın örneği olsa idik, o şekilde yine bizden olan birileri
geleceklerdi, Allah’ımızın bizlere elçileri olarak. Elçi ise Allah’dan bizlere
mesajı getirendir! Yani öyle kendi başına bir şeyler tercih edecek, sonra da
bunu bizlere din diye dikte edecek! Asla böyle bir şey olamaz ve bunun örneği de
görülmüş bir şey değildir. Böylesi bir zannı olan varsa! Derhal tevbe etmelidir!
Resulullah Efendimize de bir özür borçlu olduğunu iyice bilmelidir.
Çareyi Allah’da arayan! Allah’ımızın kullarıdır! O’nun kutlu elçisinin bizlere
getirmiş olduğu mucize de işte bu elimizde bulunan kutsal Qur’an’dır. Ve o
kitapta din konusunda bizlere ne gerekiyorsa tamamı eksiksiz olarak verilmiştir.
Qur’an’ı tekzip edercesine! Şu nasıl ve nerede? Al işte şunlar kitapta yok! gibi
şeytani tesellilerle, kendine bir yol açmak isteyen akılsız ve zavallılara ise
acımaktan, dua etmekten başka elimizden bir şey maalesef gelememektedir.
Allah C.C, kimlerin hidayete en uygun olacağını takdir edendir, bizlerin bu
konuda elimizde dua etmekten başka bir şey olamamaktadır. Ve üstelik, Allah’a
haksız iftira yapanlara da dua etmemiz yasaklanmış bulunmaktadır. Haksız iftira
yapmanın en genel tanımına, müşrikler dahil olmaktadırlar. Şirke girmekten
Allah’ımıza sığınıyoruz inşaAllah.
Göklerde ve yerlerde olanların tümü onundur ve onu daima zikr etmektedirler!
Elbette ki din de onundur! İstikbalde görülecektir ki, bütün dinler yer ile
yeksan olmuşlar! İslâm yani Ahsen Din ise dimdik ayakta ve muzaffer olarak;
mü’min sinelerde, afakta ve enfusta her şey, ayetlere gönülden boyun eğmiş
bulunur vaziyette, Allah’ın Yasasına “baş üstüne” diyeceklerdir. Gerçek mutluluk
da böylece iqame olunmuş olmakla, Allah’dan başka ittiqa edilen de artık
kalmamıştır!
Bu arada söylemeden geçemeyeceğiz! günümüzdeki tasavvuf biçarelerine de bir çift
sözümüz olacaktır. Rabıta adı altında nasıl da şirke girip, o aracılara ibadet
ettiğinizi bir bilse idiniz! Asla kenarından ve kıyısından geçemezdiniz bu
şeytanî hiziblerin! Hele bir de? Aman efendileri görürmüş! Ölünün yıkayıcıya
teslim olması gibi teslim olmanızı da istemezler mi! bu şeytanî hizibler?
Allah’dan ittiqa eder gibi, bir de onlardan ittiqa edersiniz öyle mi? güya onlar
Allah’a yaklaştırıp! götürüyorlardı değil mi? Şeyhini gözünden ve gönlünden
ayırmayacaksın değil mi? Hem Allah’ı zikr edip! Zikr ederken de gözünden ve
gönlünden ayırmamanı istedikleri şeyhin olacak! (Haşa! Allah’ımızı tenzih
ederiz) onların zannındaki ilahları saf yaa! Güya şeyhin kisvesine girersen! Onu
da tavlamış olabileceksin! Şu komediye bakın dostlar Allah aşkına!….
Burada şeytanın kafasını nasıl da sokmaya çalıştığını artık, İYİCE GÖREBİLİYOR
MUYUZ? Ayetler ne demektedir? Bir de ona bakalım inşaAllah. İnsanların ekser
ezici bir çoğunluğunun; şirk koşmaksızın Allah’a iman etmedikleri,
zannın-hayalin-boş sözün peşinde oldukları, Allah’a iman eder olmadıkları!
bilgilerini ayetlerden açıkca görmekte ve okumaktayız maalesef! Böylesi bir
aqıbetten Rabbimiz Sahibimize sığınıyoruz, O’dur tek sığınağımız ve limanımız!
Allah’ımız bizi bize bırakma!..Amin.
Allah katında din İslâm’dır! Bu, ilk insandan beridir bizlere tebliğ olunan
Allah’ımızın Dinidir. Kitab Ehli olanlar; Amenular, Yahudiler, Sabiiler ve
Hristiyanlar için Allah’ın varlığına ve bir(-1-)’liğine, ahıret gününe iman
edenlerine, Salih eylemlerde bulunanlarına korku olmayacağı ve mahzun da
olmayacakları kitabımızda buyurulmaktadır. Bu bilgiler Resululah Efendimizden
önceki zaman dilimleri için geçerli bir bilgi olarak bizlere verilmektedir.
Resulullah geldikten sonra, bunlara daha önceden verilmiş olan ahid gereği
direkt ve tereddütsüz olarak gelen elçiye ittiba etmeleri gerekmektedir.
Zira, Allah C.C Hazretleri bu konuda ümmetlerini uyarmaları-bilgilendirmeleri ve
yardım etmeleri için bütün elçi(nebi)lerden ahid almıştır. Eğer Allah’ı(C.C)
seviyorlarsa! Hemen Muhammed SvS’a ittiba etmelerini, bu sayede Allah’ın da
onları seveceğini ve bağışlayacağını, zira bildikleri üzere, Allah C.C
Hazretlerinin El Gafûr ve Er Rahîym olduğu!.. hususu ile onlara hitab
olunmaktadır.
Kim İslâm'dan başka bir din ararsa asla ondan kabul edilmez. O, ahirette de
kayba uğrayanlardandır.
Kim İslâm'dan başka bir din ararsa asla ondan kabul edilmez. O, ahirette de
kayba uğrayanlardandır.
Kim İslâm'dan başka bir din ararsa asla ondan kabul edilmez. O, ahirette de
kayba uğrayanlardandır.
“Ve din itibariyle daha güzel kimdir o kimseden ki, muhsin olduğu halde vechini
Allah Teâlâ'ya teslim etmiş! ve Hanîf olarak İbrahim'in milletine tâbi olmuştur.
Allah Teâlâ da İbrahim'i bir dost edinmiştir”.
En güzel dinli olan(Ahsen-ü Din) kişiyi açıklamakla; Resulullah’dan öncesi kitab
ehlinin hepsi Hz İbrahimi kendilerinden gösterme gayreti içerisinde idiler ve
hususta tam bir çekişme içerisinde bulunmaktadırlar. Kimi Yahudi olduğundan,
kimi de hıristiyan olduğundan bahisle bir iddia peşindedirler.
Ama, Allah C.C! bunların hiçbirisinin doğru olmadığını, dolayısıyla İbrahim
SvS’ın ne Yahudi, ne de hıristiyan olmadığını ve onun asla müşriklerden olmadığı
hususunu ayetlerle bildirmek sureti ile tümüne tokadı yapıştırmış ve gerçekten
İbrahim SvS’ın yolunda olanın: “Şüphe yok ki, İbrahim'e nâsın en yakını, O'na
tâbi olmuş olanlardır. Ve şu Peygamberdir ve imân eden kimselerdir. Allah Teâlâ
ise mü'minlerin velîsidir” şeklinde, buyurulmakla: onların, Hz İbrahime ittiba
edenlerden sayılmadığı! İttiba edenlerden sayılanların ise işte şu nebi: Hz
Muhammed SvS ve amenuların olduğu, yani mü’minlerin olduğu Allah’ın da gerçekten
mü’minlerin dostu olduğu vurgulanmıştır.
Haniflik ve Millet-i İbrahim terimleri ise Hz İbrahimden kaynaklı bir takım
hususiyetlere işaret etmektedir. Hanif terimi: Alışılmış ve gelenekten gelen bir
takım atasal inanç sistemlerine karşı akıl ve ilim yolu ile eleştirel bakma
eylemi olup, direkt fıtratından kaynaklanan temizlik ve akıl yolu ile Allahı
bulma, onun birliğinin şuuruna varmak ve ona teslim olma keyfiyetidir. Haniflik,
alışılmış herkesin inandığı yargılanmadan uzak, orthodox inanç ve söylemlerin
aksine, hakk adına qıyam ederek hakkı haykırma şeklidir ve diğer şekli ile
protest bir söyleme sahip olunma ifadesidir. Bunlara çocuk yaşlarda şahid olan
Hz İbrahime, biz evladlarından salât ve selâm olsun, inşaAllah…
Hanif olan; doğrucu ve içten samimi olandır, yalnızca hakka boyun eğendir,
gerçekten ve mutmain olarak iman edendir, dini Allah’a has kılandır, muvahhiddir!
Allah adına gözü kapalı ateşe atlayandır, yufka yüreklidir! Allah’a öylesine
bağlıdır ki, bu bağlılıkları Allah C.C tarafından dostlukla karşılığını
bulmuştur. Hz İbrahim öyle ki tek başına bir ümmet olma bahasına Allah’ımızı
tercih eden bir başarımın sahibidir. Ve Allah C.C de onu yani Hz İbrahimi dost
edinmiştir.
Yani, İbrahimî olma güzeldir ve övülendir! Ama İbrahimci geçinip de Hz Muhammedi
basit kafalıya indirgemek, hanifliği anlamamakla itham etmek, yahutta hanifliğin
ona unutturulduğu gibi bir hezeyanı ileri sürerek! Allah’dan kendilerine bir
açık çek aparmak isteyen bazı zeki geçinenlere de, ne söz yakışır? Onu da
sizlerin takdirlerine bırakıyoruz!
Millet-i İbrahim terimi için en uygun tanım: Hz İbrahim’in inanç sisteminin kast
edilmiş olmasıdır. Çoğu açıklamalarda, örneğin; “İbrahim’in Dini” olarak
verildiği gibi! Bu doğru olan bir tanımdır diyebiliriz. İbrahim Milleti
tabirinden kasdın, Hz İbrahim’in tebliğ etmiş olduğu inanç sisteminin dışından,
başkaca bir “Ulus yaratma” projesi olarak algılanması yanlıştır! Bütün
elçilerdeki durum ne ise aynısı da Hz İbrahimde geçerlidir. Başka tür yorumlar
Hz İbrahime haksızlık olup, onu bir damızlık seviyesine indirgemekten başka bir
tercih şekli olamayacaktır! Bu ister soyut olsun isterse de somut bazlı olsun,
durum aynen bu noktada gözükecektir.
Elçileri yüceltmek(idol) bizlere düşmez! Onların notunu bizzat Allah C.C
Hazretleri vermektedir! Esas yüceltilmesi gereken Hz İbrahim babamızın yaptığı
gibi! sadece ve sadece Allah C.C Hazretleridir!..
Görünen o ki, putlar kıran İbrahim SvS’dan! şu zamanda, debelenen bir şeytanî
hizib! Ağababaları olan iblis-i lâin tarafından intikam almak bahanesi ile
yönlendirilip kullanılmaktadır. Ne imiş haniflik apayrı bir din imiş! Sen
kitabın tamamına imandan habersiz ve nasibsiz isen, millet ne yapsın senin
elinden ve fitnelerinden? Derhal tevbe edip gerçekten İbrahimî olmak
istiyorsanız! 3/68’i dikkatlice analiz etmenizi tavsiye ediyoruz… Sen kimsin de
Allah’ın tamam dediğine! Hayır tamam değil cüretini gösterebiliyorsun? Çıkar şu
zûnnar’ını da millete bir hayrın olsun! Ve Resulullah’a da gerçekten ittiba
etmenin ne olduğu daha iyi anlaşılmış olunsun inşaAllah!..
“Bugün sizin hesabınıza dininizi bütünledim. Size yönelik nimetimi tamama
erdirdim ve sizin için din olarak İslâm'ı beğendim”.
“İslama çağrılırken Allah'a karşı yalan uydurandan daha zalim kimdir? Allah
zalimler topluluğunu doğru yola iletmez”.
“De ki: «Rabbim gerçekten beni dosdoğru bir yola İLETTİ! dimdik duran bir dine,
İbrahim'in hanif (muvahhid) dinine(millet’ine)... O müşriklerden değildi.»
“O halde (Ey Peygamber ve Peygamber'e uyanlar) yüzünü samimiyetle ve tamamen bu
Hanif Dine çevir, Allah'ın fıtratına çevir ki O insanları bu fıtrat üzerine
yaratmıştır. Allah'ın yaratması değiştirilemez. İşte doğru din (Qayyim) fakat
insanların çoğu(ekseri) bilmezler”.
“Halbuki onlar ancak şununla emr olunmuşlardı: hak perest müvahhid (hanîfler)
olarak dîni Allah için halis kılarak yalnız Allaha ibadet etsinler ve namazı
dürüst kılsınlar ve zekâtı versinler, ve odur «dîni qayyime»”.
“Dinini bütün dinlere(din-i küllî) üstün kılmak için; Resulünü(Muhammed SvS)
hidayet ve hak din ile gönderen O'dur. İsterse müşrikler hoşlanmasınlar”.
“İyi bil ki; Halis Din, Allah'ındır. O'ndan başka veliler(!) edinenler; onlara,
sırf bizi Allah'a yaklaştırsınlar(!) diye ibadet ediyoruz, derler. Doğrusu
Allah, ihtilafa düştükleri şeylerde, aralarında hüküm verecektir. Muhakkak ki
Allah; yalancı(!) ve kafir(!) olan kimseyi hidayete eriştirmez”.
Tamamından da görüleceği üzere hep anlatılanlar İslam Dinidir. Allah C.C
Hazretleri buyuruyor ki: Sen onları bana bırak! Yani onlar senin hakkında ne
uydururlarsa uydursunlar, ben bizzat onların cezasını vereceğim. Sen sana vahy
olunan gerçek dine bak! Onların topu hiçbir şey üzerinde değillerdir! Senin
yolundur ki en doğru yol o’dur! Sana vahy olunan bu din, en başından beri vahy
eder olduğumuz dinden başkası değildir!..
Allah’ımızın Dini olan İslam Dininin, değişik isimler adı altında bizzat
kitabımızda geçmekte olduğunu açıklamakla; Yukarıda saydığımız şekillerde olan
bütün tanımların hepsi, Resulullah Efendimizin tebliğ etmiş olduğu dinimizi
açıklayan tanımlardır. Allah’ın Dini(yasasıdır), Ahsen Din’dir, İslam Dini’dir,
Qayyim Din’dir, Hanif Din’dir, Haqq Din’dir, Halis Din’dir, Qıyamda Din’dir!
Velhasıl İSLÂM DİNİ’DİR!.. Velhasıl İSLÂM DİNİ’DİR!.. Velhasıl İSLÂM DİNİ’DİR!..
Velhasıl İSLÂM DİNİ’DİR!.. Velhasıl İSLÂM DİNİ’DİR!..