Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Katılma Tarihi: 30 nisan 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 1235
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Kişinin sürekli eylemleri onun inancıdır. Eğer Allah'ın bize tarif ettiği gibi abdest alınamıyorsa, alırken eksiklik duyuyorsa burada yerleşmiş bir inanç var demektir.abcdf yazdı
Selam
çok doğru bir tesbit.Bir kişi abdest alırken ağzını çalakalamayıp burnunu su vermiyenince abdestinin eksik olduğunu düşünüyorsa işte bu kimsede yerleşmiş inanç var demektir.
İçi rahat etmemek durumu yani..
Ağız ve burnu yıkamayı abdestte bazen yapıyorum bazan yapmıyorum yapmadığım zamanda abdestin eksik olduğu aklımın ucundan bile geçmiyor.Yaptığımdada abdestin eksik yada fazla olduğunu düşünmüyorum.
Abdest konusu kuranda açıklanmış yıkanması gereken yerler belirtilmiş bu yerlere ilaveten bir kaç uzvun daha yıkanıp temizlenmesi kişinin tercihine kalmıştır.kulak arkasının meshi boyunun meshi ağız ve burnun yıkanması vs
__________________ O, yaratıp şekillendiren, âhenk veren ve düzene koyandır
Okurum Gürdal Çakar’dan gelen mektubu aynen yayınlıyorum: “Hocam verdiğiniz bilgilerden, köşe yazılarından ve katıldığınız televizyon programlarından dolayı size teşeşkür ederim. O kadar çok katı görüş var ki ve biri o kadar ikilemli ki... Ama siz bütün bunları aşıp insanlara hep güzeli, doğruyu ve kolay olanı üstüne basa basa, polemiğe girmeden anlatıyorsunuz. İnsanlara dinlerini sevdiriyorsunuz. Ciddiliğinizden ve seviyenizden bir şey kaybetmeyip, sizi dinleyenlerin gözünde daha da değerleniyorsunuz.
Katı hükümler ve kesin görüşler nedeniyle çok çektiğim için bir ara neredeyse dinden soğumuştum. Okuduğum bir kitapta boy abdesti konusunda, bir toplu iğne başının değeceği kadar boşluk kalırsa abdestin kabul olmayacağı yazıyordu. O kadar korktum ki, 1.5 saat boyunca abdest aldığımı hatırlıyorum. Aklıma ne zaman boy abdesti gelse çeşitli bahaneler uyduruyordum. Allah o günkü günahlarımı affetsin. Şimdi kara mizah gibi geliyor o günler. Dahası Peygamber Efendimizin 2 litre suyla boy abdesti aldığını öğrenince ben neredeyse 100 litre su kullanarak boy abdesti alamadığımı düşünüp hayıflanırdım.
Sonunda ne oldu, ben günlerce hatta haftalarca uygunsuz vaziyette dolaştım. Sonra bu problemi aştım, namaza başladım. Fakat bu sefer de vesveseden dolayı bir vakitte neredeyse 3 kez abdest alıyordum. O aralar namazdan soğumuştum çünkü tekrar tekrar yarıda kesip, abdest alıp baştan kılıyordum. Gazetedeki bir yazısında bu konuya değindiniz ve o günden beri en azından iç huzuruyla namazlarımı aksatmadan kılmaya çalışıyorum. Ümit ederim ki daha birçok kişiye ulaşır ve onların kafasındaki soru işaretlerini kaldırarak, güzel dinimizden insanların soğumasını engellersiniz.”
* Gürdal Çakar’a ve benzeri mektup gönderen okurumlarıma teşekkür ederim. Bu okurum mektubunun sonunda, kopek beslemenin bir sakıncası olup olmadığını soruyor. Peygamberimizin mescidinde kopekler dolaşırdı. Peygamberimiz ve sahabileri orada namaz kılarlardı. kopek insanları korkuttuğu ve kuduz olma riski bulunduğu için evin içinde beslenmesi uygun görülmez ama aşılı ve temiz ise sorun yok. Yalnız gelenekte kopeklerin bahçede korunması uygundur.
__________________ O, odur ki, sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarsın diye kulu üzerine, gerçeği apaçık gösteren ayetler indiriyor. Allah size karşı gerçekten çok şefkatli, çok merhametlidir.
Sünnilerin abdest uygulamasının Allah'ın bize tarifinden farklı olduğunu yönündeki iddianızı lütfen ispatlarmısın
Selam,
Hemen ispatlayalım çünkü o "Sünnilerin Abdest'i" Kuran'ın değil.Marka farkı.
Şimdi sen tercihini yap bakalım hangi taraftansın?unutma Kuran'da ki İslam'a göre ortası yok.
Selametle
Bu tamamen iftira içeren bir yorum.Sünnilerin abdestinin kaynağıda elbette Kur'andır.Sünnilerde Allah'ın Kur'anda tarif ettiği kısımları farz olarak nitelendirirler.Geri kalanının yapılmasının zorunlu olmadığını onlarda kabul eder.Hangi sünni vardır ki,sünnet olduğu bildiği birşeyi farzlaştırsın? Bir çok kere aceleyle abdest almamız gerektiğinde sünni kardeşlerim,sünnet olarak nitelendirleri kısımları terkettiler hani olmazsa olmuyordu? Kim iddia ediyor bunu,sünni inancada sahip olsalar aynı Peygambere,aynı kitaba en önemlisi aynı Allah'a iman ettiğimiz insanlara iftira atmakmıdır doğru olan.
Ne kadar acıdır ki,Allah'ı birlemek yani tewhid demek olan haniflik kavramı ayrı bir mezhebe dönüşüyor.
Hala anlamıyoruz marifet hayırda/takvada yarışmaktır.Allah bunu demiş diye fazla ibadet edeni,daha fazla temizleneni eleştirmek değildir.
Son olarak Sevgili Sultan,ne tarafta olduğumu ben değil yalnızca Rab'bim bilir.Bunun ağızla ifade edilmesini gerçekten kişiyi söylediği yapmıyor.Örnekleri fazlasıyla mevcut.Bu nedenle sen ne taraftasın sorusunu sormadan önce kendimizin nerede olduğunu sorgulamamız daha doğru bir davranış ve yine biryerlere taraf,birilerine düşman değilim belirtmek istedim.
Ya bu arada arkadaşlar Süleyman Ateş'te ehli sünnet vel cemaat değil mi?Nasıl böyle yazabiliyor.Oysa oda hadisleri reddetmiyor fakat peygamberimizin mescidin de kopekler dolaşırdı diyor.
Şimdi sen tercihini yap bakalım hangi taraftansın?unutma Kuran'da ki İslam'a göre ortası yok.
Selametle
Selam Sultan
Madem illaki bir "yol" seçme zorundayım ben yinede sizin olmadığınızı söylediğiniz orta yolu seçiyorum...
Sevgilerimle
BAKARA SURESİ: 143 İşte böyle! Biz sizi, insanlar üstüne tanık olasınız, resul de sizin üstünüze tanık olsun diye,
orta yolu izleyen bir ümmet yaptık. Biz, eskiden üzerinde olduğunu kıble haline getirdik ki resule uyanı, ökçesi üstüne gerisin geri dönenden ayıralım. Bu, Allah'ın kılavuzluk ettikleri dışındakilere gerçekten zor gelecektir. Ama Allah imanınızı işe yaramaz hale getirmeyecektir. Şu da bir gerçek ki, Allah öncelikle insanlara karşı çok acıyıcı, çok merhametlidir.
Bu tamamen iftira içeren bir yorum.Sünnilerin abdestinin kaynağıda elbette Kur'andır.Sünnilerde Allah'ın Kur'anda tarif ettiği kısımları farz olarak nitelendirirler.Geri kalanının yapılmasının zorunlu olmadığını onlarda kabul eder.Hangi sünni vardır ki,sünnet olduğu bildiği birşeyi farzlaştırsın? Bir çok kere aceleyle abdest almamız gerektiğinde sünni kardeşlerim,sünnet olarak nitelendirleri kısımları terkettiler hani olmazsa olmuyordu? Kim iddia ediyor bunu,sünni inancada sahip olsalar aynı Peygambere,aynı kitaba en önemlisi aynı Allah'a iman ettiğimiz insanlara iftira atmakmıdır doğru olan.
Ne kadar acıdır ki,Allah'ı birlemek yani tewhid demek olan haniflik kavramı ayrı bir mezhebe dönüşüyor.
Hala anlamıyoruz marifet hayırda/takvada yarışmaktır.Allah bunu demiş diye fazla ibadet edeni,daha fazla temizleneni eleştirmek değildir.
Son olarak Sevgili Sultan,ne tarafta olduğumu ben değil yalnızca Rab'bim bilir.Bunun ağızla ifade edilmesini gerçekten kişiyi söylediği yapmıyor.Örnekleri fazlasıyla mevcut.Bu nedenle sen ne taraftasın sorusunu sormadan önce kendimizin nerede olduğunu sorgulamamız daha doğru bir davranış ve yine biryerlere taraf,birilerine düşman değilim belirtmek istedim
SELAM,
Demogoji yaparak yüz tane yazı yazsan da Kuran'ın doğrularını örtemezsin.Hak ve Batıl'ın dışında bir seçeneğin olmadığını sen de biliyorsun batıl'a göz kırpacağına kayıtsız şartsız Hak'kın yanında yerini al.
Sünniler senin kardeşin olabilir ancak ben, "Ben Müslümanlardanım"diyenlerden başkasını kardeş kabul etmem imanım gereği.
Arkadaş,sen önce tarafını belirle ne olman gerektiğine bir karar ver.Kuran Münafığı tarif ederken ,"kendisine birden fazla gidiş yönü oluşturanları" işaret eder ve uyarır.Allah korusun hiçbirimiz bu duruma düşmek istemeyiz,değil mi?
Sünniler senin kardeşin olabilir ancak ben, "Ben Müslümanlardanım"diyenlerden başkasını kardeş kabul etmem imanım gereği.
Şu yazdığın cümle için Rab'bim katında sorumlusun,milyarlarca insanın vebalini üzerinde taşımaktasın haberin olsun.Kendin de ifade etmişsin "Ben müslümanlardanım" diyenlerin dışında kendime kardeş kabul etmem diye.Bu insanların ben müslüman değilim dediklerini duydun mu? Ayeti referans gösterip haşa Allah'ın dilemediği bir hükmü çıkarmak..Allah korusun...
Kur'anı nasıl okuduğunuzu bilmiyorum fakat sizin okuduğunuz Kur'an bölünmeyi,düşmanlığı,birileri hakkında hüküm vermeyi,dünyada iken sizlere yargılama emri veriyorsa farklı kitaplara iman ediyoruz.
Sevgili Sultan,Benim yönüm/bizim yönümüz Allah'ın yönüdür,biz bu yönü belirlerken başka unsurları dikkate almıyoruz çünkü biliyoruz ki bizler öncelikli olarak kendi imtihanımızdan sorumluyuz.Birilerine cennet veya cehennem vizesi vermek gibi bir emre muhatap değiliz.
Son olarak belki siz değil ama sitede geçirdiğim 2 yıl süresinde yönümü dostlar az-çok bilirler.Sorun benim ne olduğumda değil inşaAllah bunu anlayabilmişsinizdir.Konu üzerinde bu kadar durmamın sebebi bir zümreye yapılan acımasızca eleştiridir.
Bir yazımda ifade etmeye çalıştığım tipik bir antimezhep mezhepçisisiniz.(Buda benim size naçizane bir eleştirim olsun,belki dikkate alırsanız)
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma
HABERLER
Etkin Konular
Kullanıcı Listesi
Yardım
Kayıt
Giriş
Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an Çalışmaları
Konu: Hadis mi-Ayet mi?
Okurum Gürdal Çakar’dan gelen mektubu aynen yayınlıyorum: “Hocam verdiğiniz bilgilerden, köşe yazılarından ve katıldığınız televizyon programlarından dolayı size teşeşkür ederim. O kadar çok katı görüş var ki ve biri o kadar ikilemli ki... Ama siz bütün bunları aşıp insanlara hep güzeli, doğruyu ve kolay olanı üstüne basa basa, polemiğe girmeden anlatıyorsunuz. İnsanlara dinlerini sevdiriyorsunuz. Ciddiliğinizden ve seviyenizden bir şey kaybetmeyip, sizi dinleyenlerin gözünde daha da değerleniyorsunuz. 
