Yazanlarda |
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
80/Abese Sure'sinin özellikle ilk iki ayetinin muhatabı/muhatabları kim veya kimlerdir? Allah'ın Elçesi'mi yoksa başkası mıdır? Görüş beyan etmek isteyenlerin katkılarını bekliyorum.
Muhabbetle.
|
Yukarı dön |
|
|
Alperen Admin Group
Katılma Tarihi: 09 nisan 2005 Gönderilenler: 2974
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam Haktansapmaz
Abese Suresi
1. Yüzünü ekşitti ve öteye döndü; 2. Yanına kör adam geldi diye. 3. Nereden bilirsin, belki de o arınıp temizlenecek. 4. Belki de düşünüp taşınacak da öğüt kendisine yarayacak. 5. O, kendisini her türlü ihtiyacın üstünde görene gelince, 6. Ki sen ona yöneliyorsun; 7. Sana ne onun arınmasından! 8. O, koşarak sana gelen var ya; 9. Odur içine ürperti düşen. 10. Sen ona aldırmazlık ediyorsun.
Hitap Son Resulümüz Muhammed'e görünüyor. Yüce Allah Son Resulümüzü uyarırken olay üzerinden bizlere de mesaj veriyor olmalı.
Muhabbetle, Alperen
__________________ Yunus 105. Şu da emredildi: "Yüzünü dine bir hanîf olarak çevir. Sakın müşriklerden olma!"
|
Yukarı dön |
|
|
HAKgelenek Uzman Uye
Katılma Tarihi: 05 ocak 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 611
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
selam.
abese suresindeki sert uyarılmanın nedeni son nebi nin yaptığı hatadandır(her resul gibi muhammedinde hata yapması söz konusudur)eğerki hata yoksa resul neden böylesine sert bir uyarı alsın,nuhun oğlu için aldığı uyarı gibi,hata olmassa uyarı bu kadar sert olmaz.
muhammedin dışında bir başka birinin yüzünü ekşitmesi böylesine sert bir uyarıyı gerektirmez diye düşünüyorum.
en doğrusunu ALLAH bilir.
selam ve dua ile
__________________ Nahl.6:Bir güzellik de vardır onlarda sizin için: Sabah saldığınız sırada, akşam topladığınız sırada. Ve lekum fîhâ cemâlun hîne turîhûne ve hîne tesrehûn
|
Yukarı dön |
|
|
baybora Ayrıldı
Katılma Tarihi: 06 eylul 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 547
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
selam,
Benim anladığım 1. ve 2. ayetler Peyamber(a.s)'la ilgili değil.
"surat asan/suratsız ve sırtını dönen". "74:22 deki kişi".
74:22 "ABeSe" kelimesi geçmekte. 76:10 "yevmên ABûSên kamtarîrân" "Surat asan/Suratsız ... gün" ve yine "ve tevellê" "KeZZeBe" fiiliylede kullanılmakta.
"O, Surat astı/surat yaptı ("kibirli") ve sırt döndü, "yanına âmâ" geldi diye." anlam bu şekilde olabilir.
3. Ayet payamber(a.s)'a dönebilir.
selam ve dua ile,
rıdvan
__________________ Tanrı'ya inanan adam olmak kolay, ve fakat Tanrı'nın inanacağı adam olmak zor!
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Sayın Gta, yanlış anlamadıysam, âmâ hakkındaki çıkarımı Kuran’dan nasıl çıkardınız, sorusuna verdiğiniz cevaptan şunu anladım; demek istiyorsun ki: “Sözü edilen ama, kafadaki gözü görmeyen kör biri değil, kalp gözü / anlama melekesi kör/körelmiş olandır. Allah Resulüne, ey Resul, senin bu adamın temizlenmemesinden, arınmamasından sana ne, bırak onu, sen ondan sorumlu değilsin” diyorsun. Yanlış anlamışsam düzelt.
Bu anlayışa göre, bu ayetler iki kişiye hitap ediyor ilk bakışta; biri bu inanmaz, müstağni berduş âmâ, diğeri de Resul. Bu durum da benim aklıma gelen soru şu; Allah bu azgın kafirden dolayı ne deye Resulünü azarlıyor olsun? Burada âmâyı senin anladığın, okuduğun ve bu anlayışını çıkarsadığın gibi anlamış bir meal sahibini tanımadım şimdiye kadar. Acaba sen Kuran’da geçen tüm âmâ kelimelerini böyle manevi körleri mi anlıyorsun?
Sayın Gta, görüşüne dayanak yaptığın ayetler görüşüne delil olamaz. Ne Zümer 19, ne Kasas 56, ne de En’âm 52… Bunların hiç birisinin anladığın anlamda bu olayla ortak bir yanı yoktur. İllaki bir bağlantı kuracaksak benim dediğime destek olabilirler belki.
Aslında, “’abese ve tevellâ”nın muhatabının Resul olduğu, sebeb-i nuzul ile ilgili rivayetlere dayanıyor. Halbuki bu rivayetlerde, Abese’de sözü edilen müstağni kişilerle Müddessir 22-23. ayetlerinde sözü edilen müstekbir kişiler aynı kişiler olduğunu söylüyorlar. Buna rağmen her nedense, birinde muhatabın Resul olduğunu, diğerinde de azgın müşriklerin olduğunu nasıl anladıklarına şaşmamak elde değil! Özellikle dikkatinizi bir hususa çekmek isterim: Abese Suresinin ilk 5 ayetinde geçen “’abese, tevellâ ve isteğnâ” fiillerine karşın, buna mümasil olarak, Müddessir Suresi 22-23’te de “’abese, edbere ve istekbere” fiilleri yer alıyor. Karşılaştıralım bu fiilleri; her iki ayrı suredeki bu fiillerin karşılıklı aynı anlamları verdiklerini görüyoruz. Yani, abese abese ile, tevellâ edbere ile, isteğnâ istekbere ile anlamdaş olduklarını görüyoruz. Onun için her ikisinde de şiddetle azara muhatap olanların aynı kişiler olduklarına kesin inanıyorum. Mustafa İslamoğlu ve R. İhsan Eliaçık da benim anladığım gibi mana vermişler. Onlar da öbürleri gibi anlayıp onların verdiği manayı verselerdi yine de benim bu anlayışım ve inancım değişmeyecekti. Allah’ın Resulü bu çirkin fiilin muhatabı olamayacağı gibi, bu ağır azarın da muhatabı olamazdı. Bu benim Allah-Resul ilişkisi Kuran anlayışıma terstir. Ben bu yanlış anlayışı Allah ve Resulüne, bilinçli yada bilinçsiz yapılmış hakaret sayıyorum. Rabbimiz İsrâ 74’te Resulünü metin/sağlam, güçlü, sarsılmaz, yılmaz, dirençli, dayanıklı, istikrarlı, değişmez yaptığını (sebbetnâ’nın anlamı bu), Fetih Suresinde de bütün zaaflarını mağfiret ettiğini (mâ teqaddeme min zenbike ve mâ teexxara) söylüyor. Allah’ın Resulü, haşa 3-5 varlıklının maddi gücüne tamah edip, Müslüman olmalarını umup, onların bakışına göre tavır almaz, âmâya, etik olmayan bu davranışı sergilemez, sergileyemez. Bu zafiyette olan biri resul olamaz.
Allah yardımcımız olsun, Allah hepimizi rahmetiyle kuşatsın.
Muhabbetle. Abdurrahma
|
Yukarı dön |
|
|
muhliskul Ayrıldı
Katılma Tarihi: 26 nisan 2007 Yer: Australia Gönderilenler: 854
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Merhaba
Sayin Bembeyaz, size yazilan uygunsuz alayci yazilara, bilmukabele yaparak devam etmeniz, bildiginiz gibi seviyeyi dusurmektedir. Evet size yazan bazi arkadaslarin usluplari hos degil, ama kabul edin ki siz de onlara bu uslubu devam ettirecek imkanlar sunuyorsunuz. Cok eminimki bu arkadaslarin buyuk bir kismi sizin uslubunuzun degismesine uygun olarak kendilerine ceki duzen vereceklerdir.
Amacimiz salih amel islemek olduguna gore, yanlis diyalog tarzimizi gozden gecirip duzeltmemiz gerekir. bu tarz ortamlarda kimsenin karsisindakinin dogru dahi olsa dusuncelerini teyit etme imkani yoktur. Yani hepimiz bosa zaman harciyoruz ve gunah isliyoruz. Dogruyu savunanlarin yanlisi savunanlardan hic bir farki kalmamis durumda.
Kuran'in sundugu hakikatlerin ortaya cikmasina taraftar olan arkadaslarin fedakarlik yaparak, kendisine hakaret dahi etse muhatabina kotu soz sarfetmemesini rica ediyorum. Hep birlikte yanlista israr edenleri boykot edelim. Bunu kimseye ayricalik yapmadan uygulayalim.
Allah'a emanet.
|
Yukarı dön |
|
|
hasanoktem Admin Group
Katılma Tarihi: 10 eylul 2006 Gönderilenler: 2837
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
80/ABESE
1 O, SURATINI ASTI ve uzaklaştı, 2 çünkü kör bir adam o'na yaklaşmıştı!1
3 Nereden bilebilirsin [ey Muhammed,] belki de o arınacaktı, 4 yahut [hakikat] hatırlatılacak ve bu hatırlatma kendisine fayda verecekti.
5 Ama kendini her şeye yeterli görene2 gelince, 6 sen bütün ilgiyi ona gösterdin, 7 halbuki onun arınmaktan geri kalmasının sorumlusu sen değilsin;3 8 ama sana büyük bir istekle geleni 9 ve [Allah] korkusu ile [yaklaşanı] 10 sen görmezden geldin!
11 ELBETTE, bu [mesaj]lar yalnızca birer hatırlatma ve öğütten ibarettir:4 12 kim istekliyse O'nu hatırlayıp öğüt alabilir 13 [O'nun] kutsal ve soylu vahiyleri [ışığında], 14 yüce ve arı-duru, 15 elçilerin elleriyle [yayılıp duyurulan], 16 seçkin ve erdem sahibi (elçilerin).
17 [Ama çoğu zaman] insan kendini mahveder:5 hakikati ne kadar inatla inkar eder o!
Selam,
Müslüman olmak , muvahhid olmak bir süreçtir. bu sürecin ilk başlangıç noktası '' arınmaya gönlün olmasıdır '' uzmanlığın olması değil...
büyük bir istekle Yüce Allah'a çağıran '' eciybu Daiyallahe '' ( 46/31) Sevgili Allah Resulüne büyük bir istek ve Allah korkusu ile koşmaktır, koşabilmektir aslolan, esas olan...arkası gelir, Yüce Rahman'a haşyet ve samimiyet ile koşan bir kulu ,koşan bir kulu Rahman uzmanlık sınavından geçirecek değildir, bilakis ona bütün yollarını açacaktır, adam kör olsa bile, adam âma olsa, sağır olsa, dilsiz olsa bile...
bir başka yerde demiştim ki :
apaçık olan Kur’an’a BİZ APAÇIK DEĞİLİZ MAALESEF…
Kur’an’ı anlamak için ” sahih ” olmak ” tahir ” olmak lazım. ” tahir ” olmanın da dereceleri vardır mutlaka. malum ” her bilenin üstünde bir bilen vardır = RASİHİN , 3/7 ; 4/162 ) sadece necaset değil tabiki anlatmak istediğim. pak ve temiz olmak; Yüce Allah’a yönelişinde samimi olup riya dan uzak olmak ; liyakatli olup tüm zulüm mekanizmalarından uzak durmak ; yüreğini ,kalbini tövbetün nasuha ile arındırmış olup tekrar günah işlememek konusunda azimkar olmak , benliğini , herşeyini kendisini yaratan Rabbine BAĞLAMAK ( SALAT ETMEK ) EDEBİLMEK işte bütün mes’ele budur kardeşlerim, mes’ele budur. bunları yapabiliyor musun ? bunları yapabiliyorsan kesinlikle ve kesinlikle Kur’an’ı anlarsınız. bu şekilde hele bir yönelin Yüce Allah’a doğru, Yüce Allah sizi geri mi çevirecek ? bu mümkün değil. ” ve la yazlimü rabbüke ehada ” Yüce Rahman hiçkimseye zulmetmez ” ne dağdaki çobana zulmeder , ne bir kenti en kolay ve daha çabuk nasıl yok ederimin hesabını yapıp, laboratuvarlarda çalışarak gece gündüz yeni bir bomba icad etmenin peşinde olan bilimciye zulmeder, nede sabah akşam rabbinin rızasını arayarak ilimde derinleşmeye çalışanlara zulmeder… kesinlikle zulmetmez, O Rab’tır. en yüce mürebbidir, en güçlü terbiye edicidir. sıfatlarının ve sünnetinin gereğini yapar, ADALET yapar, GEREĞİNİ yapar. kalbi tuğyan karanlığı ile dolu olan ve RAHMAN’a yönelişinde binbir yamukluk ( şahıs olarak kimseyi kastedmiyorum ) bulunanlar tabiki okuduklarından bir şey anlamıyacaklardır : ”
La ikrahe fid dıni kad tebeyyener ruşdü minel ğayy* fe mey yekfür bit tağuti ve yü’mim billahi fe kadistemseke bil urvetil vüska lenfisame leha* vallahü semıun alım
256 Dinde zorlama yoktur. Doğruluk, sapıklıktan seçilip belli olmuştur. Kim tâğût (şeytân)ı inkâr edip Allah’a inanırsa, muhakkak ki o, kopmayan, sağlam bir kulpa yapışmıştır. Allâh işitendir, bilendir. S.Ateş
demek ki, bizim Yüce Allah’a inanıyoruz demeden önce tağuti bakışımızı, tuğyanımızı terketmemiz ve samimi,müstakim bir yönelişle temizlediğimiz o kalbimize Yüce Allah’ı yerleştirmemiz gerekir. işte o zaman Kur’an’ı anlayacak feraset ve basireti Yüce Rahman bize lutfedecektir kardeşlerim.( ben de bunu yapmanın gayretindeyim) peki, biz ne yapıyoruz :
84 Ve Onlardan ölen birinin üzerine asla namaz kılma, onun kabri başında durma. Çünkü onlar Allâh’ı ve Elçisini tanımadılar ve yoldan çıkmış olarak öldüler.
evet, maalesef Allah’ı ve Sevgili Elçisini tanımıyoruz, ne Kur’an’da anlatılan Yüce Allah’ı tanıyoruz nede Resüllerini tanıyoruz. daha doğrusu işimize öyle geldiği için orada tarif edilen orjinal ve korunmuş tarifi bırakıp şüpheli olduğu kesin olan tanımların, zan’ni tariflerin peşinden koşturuyoruz. suyu membaından, çıkış noktasından değilde , illaki ve billaki içine birşeyler karışmış , içine birşeyler bulaşmış, KİRLENMİŞ olanını içmeye çalışıyoruz. illaki ve billaki şirk koşacağız. şirk koşmadan iman etsek daha iyi olmaz mı kardeşlerim :
106. |
Ve ma yü’minü ekseruhüm billahi illa ve hüm müşrikun |
106 Onların çoğu, Allah’a ortak koşmadan inanmazlar.
Kardeşlerim, Kur’an’da kendi icad ettiklerimiz dışında kulluğumuzu ilgilendiren her şey var. Kur’an nakıs(eksik), malül, muhtaç değildir asla. eksik olan biziz, malül olan , muhtaç olan biziz, haşa bize hidayetimiz için mutlaka gerekli kamil bir kitabı göndermekten acizmiş gibi gösterilen Yüce Allah değil. insanlık tarihi ile birlikte sürekli olarak bize vazedilen bu tevhid dininin temeli, aslı, niteliği, ruhu velhasıl herbir noktası TEK BİR İLAH’a dayanır. tek bir din kurucusu olarak ALLAH’ı tanır. O’ EHAD’tir. yani YALNIZ’dır. asla ve kat’a biz ne kadar arzulasak da yanında kimse yoktur. Rab Yardımcılığı düşüncesi ŞİRK’tir ve tevhid dininde böyle bir şey olamazda, olmamıştır da… Sevgili Resüllerinin misyonları O’NUN yanına bir koltuk çekmek değildir. Resüllerin misyonu O’na Resül olmaktır, elçilik yapmaktır, O’nun apaçık beyanını insanlara tebliğ etmek, NEZİR VE BEŞİR olmaktır. demin dediğim gibi tabiki her bilenin üstünde bir bilen olacaktır. ve tabiki herkes samimi gayret ve sa’yi sonucunda , gösterdiği azimet neticesinde ulaşabildiği noktadan sorumlu olacaktır. yüzyılından sorulacaktır. güncel pratiğinden mes’ul tutulacaktır. kimin şahidliğini tüm şahidliklerin FEVKİNDE tuttuğunun hesabını verecektir :
En’am 19 : De ki: “Şâhidlik bakımından hangi şey daha büyüktür?” De ki: “Benimle sizin aranızda Allâh şâhiddir. Bu Kur’ân bana vahyolundu ki, onunla sizi ve ulaştığı herkesi uyarayım. Siz gerçekten Allâh ile beraber başka tanrılar olduğuna şâhidlik ediyor musunuz?”, “Ben şâhidlik etmem!” de: “O, ancak tek bir Tanrıdır, ben sizin ortak koştuğunuz şeylerden uzağım” de.
Selam ve Dua ile
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
|
Yukarı dön |
|
|
bembeyaz Uzman Uye
Katılma Tarihi: 31 temmuz 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 736
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
selamlar,
abese 1. ve 2. ayette suratını asan Hz. Muhammed değil, Mekke'li müşrik bir kodamandır...
mekke'nin ileri gelen zenginlerinden olan bu müşrik adam, yanlarına bir âmâ'nın (ümmü mektum) gelmesine tahammül edememiş, onunla aynı ortamı paylaşmaktan sıkılmış, gururuna yedirememiş, o ortamı suratını asarak terk etmiştir...
genelde bazı zenginlerde de bu durum görülür.. kendisi gibi olmayanlarla olmaktan sıkınır.. sınıf kaybedeceğini düşünür... sosyetenin bazılarında da bu durum vardır... rütbeli, makam mevki sahibi, titri olan adamlarda bu durum görülür... insani bir zaaftır... şimarıklıktır...
öte yandan; müşrikleri ilgilendiren ayetleri müslümanlar hakkında yorumlamak ve onların üzerine yapıştırmak ne kadar isabetlidir??? düşünmek gerekmez miydi???
selametle....
__________________ Rabbim! ilmimi ve anlayisimi artir!
www.ahmeteminseyhan.blogcu.com/
selam ve dua ile...
|
Yukarı dön |
|
|
hasanoktem Admin Group
Katılma Tarihi: 10 eylul 2006 Gönderilenler: 2837
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
1. |
Abese ve tevella. |
|
|
2. |
En caihul'a'ma. |
|
|
3. |
Ve ma yudriyke le'allehu yezzekka. |
|
|
4. |
Ev yezzekkeru fetenfe'ahuzzikra. |
|
|
5. |
Emma menistağna. |
|
|
6. |
Feente lehu tesadda. |
|
|
7. |
Ve ma 'aleyke ella yezzekka. |
|
|
8. |
Ve emma men caeke yes'a. |
|
|
9. |
Ve huve yahşa. |
|
|
10. |
Feente 'anhu telehha. |
|
|
11. |
Kella inneha tezkiretun. |
|
|
12. |
Femen şae zekerehu. |
|
|
13. |
Fiy suhufin mukerremetin. |
|
|
14. |
Merfu'atin mutahheretin. |
|
|
15. |
Bieydin seferetin. |
|
|
16. |
Kiramin bereretin. |
|
|
|
|
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
|
Yukarı dön |
|
|
hasanoktem Admin Group
Katılma Tarihi: 10 eylul 2006 Gönderilenler: 2837
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
S.Ateş yorumu :
ABESE ÙÈ" ('abese) surat astı, demektir. İlk âyeti, 'abese kelimesiyle başladığından bu adı almış olan sûre, Mekke'de, Necm Sûresinden sonra inmiştir, 42 âyettir. Mushaf'ta 80, inişte 24. sûredir. Hz. Peygamber (s.a..v.) Kureyşin ileri gelenleriyle konuşurken gözleri görmeyen Abdullah ibn Ümmi Muktûm geldi, söze karıştı: "Allâh'ın sana öğrettiklerinden bana da öğret ey Allâh'ın Elçisi!" dedi. Bu sözünü bir iki defa yineledi. Oysa Hz. Peygamber, sözü sohbeti dinlenen Velid veya Ümeyye ibn Halef'i iknâ' etmeğe çalışıyordu. Bu adamlar, kendilerinin yanında fakir kişilerin bulunup söze karışmasından hoşlanmazlardı. Bundan dolayı Allâh'ın Elçisi'nin, Abdullah ibn Ümmi Mektûm'un gelip sözünü kesmesine canı sıkıldı. Fazla sorması üzerine de yüzünü gayri memnun bir biçimde o yana çevirdi, ötekiyle meşgul oldu. Velid, yahut Ümeyye ibn Halef de kalkıp gitti. Hz. Peygamber'in, böyle yüzünü o yana çevirmesi, gerçekte onun âleme rahmet olan ruhuna ağır gelmişti. Yüce Mevlâ, bu olay üzerine 'Abese Sûresini indirdi.
1 Surat astı ve döndü;
2 Kör geldi diye.
3 Ne bilirsin belki o arınacak?
4 Yahut öğüt dinleyecek de öğüt, kendisine yarayacak.
5 Kendisini zengin görüp tenezzül etmeyene gelince;
6 Sen ona yöneliyorsun.
7 Onun arınmamasından sana ne?
8 Fakat koşarak sana gelen,
9 Saygılı olarak gelmişken,
10 Sen onunla ilgilenmiyorsun.
11 Hayır (olmaz böyle şey); o (âyetler), bir hatırlatmadır.
12 Dileyen onu düşünüp öğüt alır.
13 (O öğüt) Sahifeler içindedir: Değer verilen,
14 Saygı ile yükseltilen, tertemiz (sayfalar)
15 Yazıcıların ellerinde:
16 Değerli, iyi (yazıcıların).
17 Kahrolası insan, ne kadar da nânkördür!
Aleyküm Selam Beyaz,
mavi yazılar sizin :
selamlar,
abese 1. ve 2. ayette suratını asan Hz. Muhammed değil, Mekke'li müşrik bir kodamandır...
mekke'nin ileri gelen zenginlerinden olan bu müşrik adam, yanlarına bir âmâ'nın (ümmü mektum) gelmesine tahammül edememiş, onunla aynı ortamı paylaşmaktan sıkılmış, gururuna yedirememiş, o ortamı suratını asarak terk etmiştir...
genelde bazı zenginlerde de bu durum görülür.. kendisi gibi olmayanlarla olmaktan sıkınır.. sınıf kaybedeceğini düşünür... sosyetenin bazılarında da bu durum vardır... rütbeli, makam mevki sahibi, titri olan adamlarda bu durum görülür... insani bir zaaftır... şimarıklıktır...
size katılmadığımı , Abese'de geçen '' surat asma '' '' surat ekşitme '' fiilinin Hz.Muhammed'e ait olduğunu düşünüyorum. Ayet'ler den bunun çok açık olduğunu ve tüm bağlamında buna işaret ettiğini görebiliriz rahatlıkla.
öte yandan; müşrikleri ilgilendiren ayetleri müslümanlar hakkında yorumlamak ve onların üzerine yapıştırmak ne kadar isabetlidir??? düşünmek gerekmez miydi???
selametle....
herhangi birine yapıştırmak gibi bir niyetim veya hedefim yoktur. bunlar benim öteden beri savunageldiğim kanaatlerimdir zaten. bu konuda şu Ayet, kime yapışacak diye düşünemem ki... Ayet'lerin Kur'an bütünselliği içinde ne anlama geldiği ile ilgili herkes gibi ben de düşünce ve kanaatlerimi belirttim sadece...
selametle....
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
|
Yukarı dön |
|
|
|
|