Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Oysa günümüz müslümanlarının ekseriyeti, aklı ve bilimi ayrı bir yere, îmânı ise ayrı bir yere koymakta ve peri masallarına inanmaktadırlar! .. Nitekim pek çok hurâfe ve zararlı bid'at bu cehâlet sebebiyle sokulmuştur saf zihinlere...
Peki KADER NEDİR?
İki bakış açısıyla anlatayım:
Birinci bakış:
Kâinatta her 'mikro zerre' ve her 'makro madde' bir tasarım ve plan dahilinde var olmuştur... Atomların dizilişi, moleküllerin bağlantısı, açıları, itme ve çekme kuvvetleri, hücrelerin mekanizmaları, DNA bilgi depoları, iskeletlerin yapıları, gezegenlerin uzaklıkları, yörüngeleri, yıldızların çapları ve hızları, bedenimize ait anatomik ve biyolojik özellikler, ihtiyaçlarımıza uygun bitki ve hayvanlar, böcekler, bakteriler, galaksiler, sistemler vs... tüm bunlar bir PLAN ve TASARIM 'ı gösterir ki bu tasarım KADER 'dir. Kader kelimesi TAKDİR 'den gelir... Takdir ise ÖLÇÜ anlamına gelir... Biz buna kusursuz plan ve tasarım diyoruz... Nitekim bilim adamları da kâinatta bir hassas ayar 'ın varlığından söz edip dururlar...
İkinci bakış:
Kader: 'Ezelden ebede, tüm oluşları ve olacakları Allah'ın zamansızlıkta bilmesidir'. Yâni kader, Allah'ın İLİM sıfatındandır ki Allah'ın ilmi tüm zamanları kuşatmıştır... Dolayısıyla Allah katında önce-sonra gibi kavramlar olmadığından, tüm zamanlar bir tek AN hükmünde olup hepsi birden bilinir! ..
İşte asıl sorun bu ikinci kısımda başlıyor... Yâni ZAMAN KAVRAMINDA!
Diyorlar ki; ''Madem Allah ÖNCEDEN YAZMIŞ, ve biz SONRA YAPIYORUZ, o zaman biz YAZILMIŞLARI YAPMAK DURUMUNDAYIZ!
İşte kilit nokta bu... Önce ve sonra ifadeleri..... İşte yanılgı burada! ..
Allah katında ÖNCE-SONRA gibi kavramlar YOK! ..
Bir âyette de belirtildiği gibi; 'Kıyamete kadar olacak olanlar, Allah katında OLMUŞ ve BİTMİŞTİR! '
Bu konuyu anlamak için biraz da FEN BİLİMİ OKUMAK gereklidir zannımca... Bu hususu bilimsel ve dînî açılardan ele almış çift kanatlı eserler de mevcuttur.
YAZILANLARI YAPMIYORUZ! ..
YAPACAKLARIMIZ YAZILMAMIŞ! ..
YAPTIKLARIMIZ YAZILMIŞ.
Yâni; YAZILANLARI YAPACAĞIMIZ İÇİN YAZILMAMIŞ. ONLARI ZATEN YAPTIK! .. Allah katında şu an ve şu târih yaşanmıyor ki! ..
Biliyorum belki kafanız daha da karıştı... Ama karışması iyidir... Yoksa öğrenemezsiniz...
Bir örnek vereyim...(Lütfen ÇOK dikkatli okuyun):
Bir bilim adamı, 2005 yılında yaptığı bir araştırma sonucu bir yıldızın dünyamıza uzaklığının ''50 ışık yılı'' olduğunu hesaplıyor... Ve o yıldızın o tarihten 15 sene önce (yâni 1990 yılında) söndüğünü, fakat yıldız bize 50 ışık yılı uzakta olduğu için (söndüğü zaman bile 50 yıl boyunca ışığının görüleceğini bildiğinden) bu yıldızın çıplak gözle söndüğünü göreceğimiz tarihin 2005+(50-15) =2040 yılı olacağını hesaplıyor...
Yâni yıldız 15 sene önce (1990'da) sönmüş. Fakat biz 35 sene sonra (2040'da) göreceğiz söndüğünü... Yâni 35+15=50 yıl sonra...
Sonra bilim adamı bu bilgiyi 2005 yılında dünyaya şöyle ilan ediyor;
''' FİLANCA YILDIZ 35 sene sonra, 10 OCAK 2040 TARİHİNDE SÖNECEKTİR! ..'''
2040 yılında o yıldız söndüğünde câhil insanlar soruyor;
'' Bu bilim adamı GAYB 'ı nasıl bildi? ..''
'' KADER 'i nasıl bildi? ..''
'' Yıldız O DEDİĞİ İÇİN mi söndü? ..''
'' Yoksa SÖNECEĞİ İÇİN mi O dedi? ..''
Bilim adamı cevap veriyor;
'' Ne ben dediğim için söndü, ne de söneceği için ben dedim. Çünkü o yıldız ZATEN SÖNMÜŞTÜ! .. ''
Gel de bilmeyene izah et! ..
Ne demek zaten sönmüştü? .. Biz basbaya görüyorduk parladığını! ..
İşte maalesef durum böyle... Biz o yazılmış olan kaderi zaten yaptık! .. Yaptığımız için yazıldı... Ama bu Allah katı için geçerli bir oluş... ÇÜNKÜ ALLAH, ZAMAN KAVRAMINA BAĞIMLI DEĞİL... Allah (hâşâ) bu gezegende yaşamıyor ki bir günü 24 saat, bir yılı 365 gün olsun... Salise, saniye, dakika, saat, gün, hafta, ay, yıl, vs... Bunlar bizi bağlar Allah'ı değil! .. Allah, tüm zamanları tek bir noktada hepsini bir anda görür ve bilir. Dolayısıyla Allah için ÖNCE-SONRA-ŞİMDİ gibi kavramlar yoktur... Zamanı yaratan da Allah... Allah kendi yarattıklarından bağımsızdır! ..
Şimdi bu konuları anladıysanız net bir tespit yapayım...
BİR İNSAN BİR ŞEY YAPTIYSA, EVET BU ONUN KADERİDİR... FAKAT SORUMLUSU KENDİSİDİR! .. ÇÜNKÜ İRADE KENDİSİNİNDİR! .. ALLAH'IN BU OLAYI ''ÖNCEDEN BİLMESİ'' (ki biliyorsunuz önce-sonra kavramları bizim açımızdandır) hiçbir şeyi değiştirmez! .. ÖNEMLİ OLAN O İNSANIN NE YAPTIĞIDIR...
Kader aslâ değişmeyen bir BİLGİ 'dir... İçine bizim irademiz de dahildir...
Meselâ ben bir sadaka verirsem başıma gelebilecek belâları def ederim... AMA BENİM O SADAKAYI NE ZAMAN KİME NASIL VERECEĞİMİ VE O BELÂNIN NASIL DEF OLACAĞINI ALLAH ZATEN BİLİYOR...
Aksine ben anne ve babamı üzer ve bedduâ alırsam işim rast gitmez... AMA BENİM NE ZAMAN NE YAPARAK ANNE VE BABAMI NASIL ÜZECEĞİMİ VE İŞİMİN RAST GİTMEYECEĞİNİ ALLAH BİLİYOR...
Ben iyi bir şey yaparsam sevap yazılır... Kötü bir şey yaparsam günah yazılır... AMA BENİM ÖMÜR BOYUNCA KAZANACAĞIM SEVAP VE GÜNAHLARI ALLAH BİLİYOR... O'nun bilmesi hiçbir şeyi değiştirmez! .. SORUMLUSU BENİM! ..
Yâni esas konu; ZAMAN KAVRAMI ve BİLGİ GENİŞLİĞİ! ..
Yanlış anlaşılan bir husus da şu ki;
Değişen kader, değişmeyen kader diye bir ayrım yoktur! ..
Eğer bir insan sadaka verdiğinde ya da başka bir iyilik yaptığında kaderinin değiştiğine inanıyorsa o insan Allah'a şirk koşuyor demektir ki bu da en büyük ve affedilmez bir günahtır! ..
Durumu şöyle açıklayayım:
Eğer bir insan, sadaka vermeden önceki kaderini; Allah'ın yazdığı kader, sadaka verdikten sonraki kaderini ise; kendi değiştirdiği kader olarak görüyorsa, bu insan Allah'a âcziyet atfetmiş olur! .. Ona göre Allah onun sadaka vereceğini düşünemeden bir kader yazmış (hâşâ) , sonra o sadaka verince Allah onun kaderini silip tekrar yazmış (hâşâ) ... Bu saçmasapan anlayış sahiplerine göre Allah'ın bir elinde kalem bir elinde silgi olsa gerektir (hâşâ) ...
Oysa Allah bu tutarsız kader anlayışından beridir, uzaktır... Bu tarz anlayışlar ya bir cehâlet veya bir taassup ürünüdür! ..
Kader aslâ ve kat'â değişmez bir bilgidir ve Allah katındadır... İçine tüm cüz'î iradeler de dâhildir...
Burada bir ayrıntıya değinmek istiyorum:
Kader hususunda hiç mi ayrım yoktur? .. Hayır, elbette ki vardır! .. Ancak, bu ayrım 'değişen kader & değişmeyen kader' şeklinde sapkın bir ayrım değil, 'içine irâdemizin dâhil olduğu kader & içine irâdemizin dâhil olmadığı kader' şeklinde bir ayrımdır. Evet bizim müdâhalemizin yâni cüz'î irâdemizin içinde bulunmadığı kader de vardır. Örneğin; hangi çağda doğacağımıza, hangi ırktan olacağımıza, hangi aileye mensup olacağımıza dair hiçbir müdâhalemiz yoktur ve olamaz! .. Ancak evleneceğimiz kişiyi seçebiliriz, okuyacağımız kitabı seçebiliriz, oy vereceğimiz partiyi seçebiliriz, çeşitli prensipler edinebiliriz.... vs.... Genel olarak düşünecek olursanız siz de buna benzer pek çok örnek üretebilir, ekleyebilir veya çıkartabilirsiniz.... Asıl mesele bu iki ayrımı yapabilmektir....
Lâkin tekrar hatırlatıyorum ki; Müdâhalemiz olsun veya olmasın bütün oluşlar ve bitişler KADER 'dir. İrademiz dâhil de olsa hâriç de olsa KADER DEĞİŞMEZ! .. Çünkü Allah, bizim iradelerimizin de içine dâhil olduğu her şeyi ZAMANSIZLIKTA TOPYEKÜN BİR AN HÜKMÜNDE (HEPSİNİ BİRDEN) GÖRÜR VE BİLİR! ! !
--------------------
Yukarıda anlattıklarımdan dolayı bir yanlış anlaşılma olmasın diye ek olarak bir konuya temas etmek istiyorum.
Allah'ın Kudret sıfatı vardır ki her şeyi kapsar... Yâni Kâinatın (ve eğer varsa diğer tüm kâinatların) ve bilimum ÂLEMLERİN her zerresi Allah'ın kudretindedir... Bazı ayetlerde; '' O kudretini çekse her şey zeval bulur... '', '' Onun bilgisi dışında bir tek yaprak bile dalından düşmez... '', '' Sen bir taşı attığın vakit onu sen atmadın, ama Allah attı...'' vb... şeklindeki izahlar bu KUDRET sıfatına işaret eder...
Nitekim başkaca benzer ayetler de vardır; '' Kalpleri evirip çeviren Allah'tır...'', '' Allah istemedikçe sen isteyemezsin... '', '' Hayır da şer de Allah'tandır... '' vb... şeklindeki ayetler de bu KUDRET sıfatına işaret eder...
Yâni Allah'ın kudreti dışına hiç bir şey çıkamaz demektir! ..
Fakat lütfen basit bir mantıkla bu ayetlere bakıp da '' TÜM YAPTIKLARIM VE YAPACAKLARIM, ASLINDA ALLAH 'IN YAPTIKLARI VE YAPACAKLARIDIR, BEN BİR ROBOT GİBİ YAZILANLARI VE İSTENENLERİ YAPARIM '' mantık tuzağına düşmeyin! ..
UNUTMAYIN Kİ; Allah, bunca kudretinin içine İNSAN İRADESİNİ KOYABİLME KUDRETİNE DE SAHİPTİR! ..
Yâni her şeyi kapsayan tüm bu kudretine rağmen, insana İRÂDE verebilmeye de KÂDİR 'dir! ..
Eğer bir müslüman yukarıdaki ayetlere ve önceki 'değişmeyen kader' izahına bakıp da ' İRADEM YOK, MESUL DEĞİLİM ' der ise bu insan ALLAH'IN KUDRETİNİ REDDEDİYOR DEMEKTİR! ..
Yani hem Allah'ın kudretini kabul ederek ''her şey O'ndandır'' diyor, hem de utanmadan '' Allah bana irade veremez, çünkü her şey O'nun kontrolünde'' şeklinde bir sapkınlığa kayıyor demektir! ..
Doğrusu; Bunca kudretine rağmen Allah bize irade vermeye ve bizi mesul tutmaya da kâdirdir...
İşte 'HER ŞEYE HÂKİM ve HER ŞEYE KÂDİR' demek, bu demektir! ..
Kader konusu kısaca böyle... Kudret hususuna da temas etmek lâzım oldu, umarım tamamlayıcı olmuştur... Elbette ki bu konu çok daha derin bir konudur ve belki içine girince çıkmak mümkün değildir... Fakat ben derinliğinden ziyâde doğru bir düzleme oturtulmuş düzgün bir kader anlayışını akıllara yerleştirmek adına özetledim... Şirkten ve küfürden uzak, olması gereken bir kader bilgisi verebildiysem ne mutlu bana...
Katılma Tarihi: 30 nisan 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 1235
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
selam iman:)
Yukarıda yapıştırdığım alıntının anlatım dilinin sade olması ve kader konusunu çok iyi anlatmış olması bakımından buraya yapıştırdım.Bende oturup kader'le ilgili bir yazı yazacak olsam yukarıdaki anlatımdan ne bir eksik ne bir fazla olurdu.Bi kez daha dikkatlice oku istersen.
duayla
__________________ O, yaratıp şekillendiren, âhenk veren ve düzene koyandır
Herşeyimiz evvelinden yazıldı, herşey önceden yazıldı. Herkeze ne yazıldı ise o şey o birime kolay gelecek ve haliyle yapacak.
Tembele tembellik kolay gelecek, çalışkana çalışkanlık kolay gelecek, deliye delilik kolay gelecek.
Herşeyimiz evvelinden BİLİNDİ,herşey önceden BİLİNDİ.Herkes ne yaparsa karşılığını bulacak.Kimse iradesi dışında yazılmış bir senaryonun oyuncusu olmayacak.
Bu tarz iddialarınızla Allah'a ve sıfatlarına büyük inkar ve hakaret ediyorsunuz haberiniz olsun!
Katılma Tarihi: 24 haziran 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 8
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Selam,kadere iman farz mı?
kader nedir? okunup ders öğüt alınacak Allah katından bir kitap mı?böyle olmadığına göre kaderin neyine iman!!olduğuna mı?
kader biz ve tüm herşeyin salise önceki geçmişidir,
ancak kader gelecek değildir,saniye salise öncesi olsa dahi,o sadece kader olmaya adaydır,kuranda; putperestler peygambere;''Allah dileseydi biz bu putlara tapmazdık''diyor akabinde ise cevap olarak gelen ayette şu uyarı var;
''Allah kötülükle emretmez'' bu ayet herşeyi açıklıyor,sizi hayvanlardan ayıran akıl, sorumlu tutulacağınızı göstermektedir,
bir başka ayette ise;''Allah kulları için küfre razı olmaz''bu ayeti okuyunca gözlerimden yaşlar boşanmıştı....
Allah kötülükle emretmez yani sen git putperest ol sen git ateist ol sen git vs vs ol demediğine,kulları için küfre razı olmadığına göre,
insanlar kendi elleriyle düştükleri durumdan Allahı sorumlu tutamazlar,hele birde bunu müslümanlığın şartları arasına koyarak Allaha da iftira etme zulmü ve günahını üstelik yine Allah ve din adına işleyerek..
Kaderciler yazık ki sapmakta saptırmakta,Allahın Adil sıfatını dahi gözardı etmişler,adil olan Allah kullarını ezelde cennet ve cehenneme pay etmez,bu Allahı hakkıyla taktir etmemek ve günaha saplanmaktır
selametle
__________________ düşmanlarından nefret etme yargılarını etkiler.
Katılma Tarihi: 30 nisan 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 1235
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
mircan yazdı;
"Herşeyimiz evvelinden BİLİNDİ,herşey önceden BİLİNDİ.Herkes ne yaparsa karşılığını bulacak.Kimse iradesi dışında yazılmış bir senaryonun oyuncusu olmayacak."
Bence eksik bir anlatım olmuş.Buna bir kaç şey eklemek gerekli.
İradesi dışında yazılmış olan bir senoryonun oyuncusu olacaktır malesef.
__________________ O, yaratıp şekillendiren, âhenk veren ve düzene koyandır
Katılma Tarihi: 30 nisan 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 1235
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
4.
Biz, Kitap'ta (Tevrat'ta) İsrailoğullarına, "Yeryüzünde muhakkak iki defa bozgunculuk yapacaksınız ve büyük bir kibre kapılarak böbürleneceksiniz" diye hükmettik.
5.
Nihayet bu iki bozgunculuktan ilkinin zamanı gelince (sizi cezalandırmak için) üzerinize, pek güçlü olan birtakım kullarımızı gönderdik. Onlar evlerinizin arasına kadar sokuldular. Bu, herhâlde yerine gelmesi gereken bir va'd idi.
6.
Sonra onlara karşı size tekrar egemenlik verdik. Mallar ve çocuklarla sizi güçlendirdik; sayınızı daha da çoğalttık.
.
İyilik ederseniz kendinize iyilik etmiş olursunuz, kötülük yaparsanız yine kendinize yapmış olursunuz. İkinci bozgunculuğun zamanı gelince, yüzünüzü kara etsinler, daha önce girdikleri gibi yine mescide (Beyt-i Makdis'e) girsinler ve ellerine geçirdikleri her şeyi yerle bir etsinler diye (üzerinize yine düşmanlarınızı gönderdik.)
8.
Umulur ki Rabbiniz size merhamet eder. Eğer yine eski duruma dönerseniz, biz de (cezaya) döneriz. Biz cehennemi kafirlere bir zindan yapmışızdır.
Yukarıdaki ayetlerde de görüldüğü gibi, dünyada da ceza ve mükafat var.Yani anlatmak istediğim Allah tarafından takdir edilenin yine Allahın kudretiyle dünyada fiilen yaşanması söz konusu.
Burda ki "takdir etmek" kavramı nasıl ki "dünyada yapılan amellern karşılığının ahrette alıncak olması Allahın takdiri ise o anlamda bir takdir.
__________________ O, yaratıp şekillendiren, âhenk veren ve düzene koyandır
Katılma Tarihi: 23 nisan 2006 Yer: Saudi Arabia Gönderilenler: 111
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
aleykümisselam
sevgili arkadaşlar...
yaklaşık 5 aydır ""KADERE İMAN FARZ MI? "" konusunda katılımcı arkadaşlar kendilerine göre yorumladıkları veya büyüklerinden duyup kabul ettikleri veya veya Kur"an-ı Kerim"den ve çeşitli kitaplardan vs. edindikleri fikirlerini aktardı, aktarmaya çalıştı, aktarmaya devam edecek. Katılımcılar fikirlerini beyan ederlerken, boş işkembenin derinliklerinden sesler gelmeyeceğini düşünerek, bu konuda bir fikir birliğine varılarak, """"""evet arkadaşlar ""KADERE İMAN FARZ MI? "" konusunda nihayet bir sonuca ulaşabildik. kader budur. şöyle yorumlanır. kararımız görebileceğiniz gibi Kur"an-ı Kerim"ede uygundur. istediğiniz ve istemediğiniz soruları sorun kader ile ilgili bütün sorulara cevap bulunacaktır. vs.vs.vs. """"" gibi bir sonuç bekler iken son gelen bazı yorumlar ile büyük bir hayal kırıklığı yaşadım. gerçi bu forumun / bizim, insanoğlunun adem baba dan beri süregelmiş bir yanlışlığı böyle kısa bir süre içinde çözüme ulaştırmasını beklemek biraz şey olurdu ama (ama çözümede ulaşılabilirdi fakat) son gelen sesler, verilmiş olan bilgilerden bırakın açlığı susturmayı bir diş kovuğunu dolduracak kadar beslenemediğimizi gösteriyor. Halbuki...
halbuki, halbuki iman var, akıl var, mantık var. Allah vardır, buna inanıyoruz ve bu kesin yargıdır. 6 iman şartıda kesin bir yargıdır. kadere imanda bunlardan birisidir. fakat burada işin özü kaderin doğru yorumlanmasıdır. ilk önce kader budur diyeceksin sonra bu doğruya iman edeceksin. yoksa atalarımızın milyonlarca yıl yaptıkları gibi yanlışlar ile hurafeler ile yorumlanmış bir yanlışlar yumağına iman etmeyeceksin.
bunu nasıl yapacaksın...
ilk önce Allah ı bileceksin. nasılmı bileceksin... Allah ın isimlerini ve sıfatlarını herkes bilir. ben bir tane eklemek istiyorum bunlara. özür ile kimse ukalalık diye almasın, belki herkes biliyordur ve söylüyordur. belkide aşağıda yazacağım terim Allah ın isim ve sıfatlarının içinde mevcuttur, ben arapçalarının tam karşılıklarını bilemediğim için bu cüreti gösteriyorum.
"""" &n bsp; Allah en büyük Mühendis tir """""""
koyduğu kural ile yani tabiat kanunu ile evrenimiz milyarlarca yıldır varolmakta ve yine bu akıl ve mantık dolu kanun ile O nun takdir edeceği zamana kadar var olmaya devam edecektir. bu bir kesin yargıdır, bu bir imandır, bu bir kaderdir.
ikincisi yine sonuçta Allah ın eseri olan muazzam bir kaynak kitap Kur"an-ı Kerim vardır. öyle bir kitaptırki bütün sorularının cevaplarını bulabilirsin. yeterki bu kaynak kitabın yorumu düzgün yapılmış ve şişirilmemiş olsun. Kur"an-ı Kerim de kesin bir yargıdır ve bir imandır.
geriye kalan 4 iman şartıda tabiat kanunu ve Allah ın Kitabı sayesinde hidayet ile ve bilgi ile yorumlanarak doğru bilgilere ulaşılabilir.
konumuzun temeli olan KADERE İMAN FARZ MI? sorusu ile ilgili bütün bilgiler ve cevaplar Kur"an-ı Kerim de mevcuttur. inanın ki bütün sorularınızın cevabı kutsal kitabımızda mevcuttur.
sevgili arkadaşlar
lütfen Allah, Kur"an-ı Kerim ve din ile ilgili yorumlar yaparken lafınızın nereye gittiğini bilin, bir değil iki kere düşünün öyle söyleyin.
Allah a şirk koşmak
bu forumda kaderin tanımının tam olarak yapılabilmesini ve bir nokta konulmasını isterim. bu konuda uzmanlara ve ustalara çok iş düştüğünü biliyorum. çekingen kalmayıp bu forumu sonuçlandırabilmelerini ve bizleri bilgilendirmelerini rica ediyorum.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma