Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

 Sinan yazdı:

    "(peygamber)bugün İslam alemine bir kez daha gelse bir çogunun tersleyip hatta öldürme eyleminde bulunacagi ender bir insan yapısı."

 Evet Sinan,aynen dediğin gibi olur.İsa peygamberimizle ilgili bu konuda şöyle bir fıkra anlatılır:

  Samimi bir papaz,Hz. isa'nın kıyamet günü gelip herkesi yeniden kurtaracağını sürekli anlatırmış.Birgün yine vaaz ederken,birden kilisenin kapısında bir ışık ve ardından Hz İsa görünmüş.Halk şaşkınlık içinde bakarken,papaz birden gürlemiş:

 -Kim bu terbiyesiz sahtekar?derhal kovun bunu-demiş.

  Aniden birkaç kişi fırlayıp Hz İsa'yı yaka paça dışarı atmışlar.Papaz biraz daha konuşup halkı dağıtmış ve içerde kimse kalmamış.Bu arada Hz. İsa tekrar görünüp papaza niçin böyle yaptığını sormuş.O da İsa'nın ayaklarına kapanıp af diledikten sonra açıklamış:

-Beni bağışlayın efendim.Biz senin adına öyle efsaneler uydurdukki,şimdi bunlar sana sorulunca hepsini inkar edeceksin.Bunun üzerine de ortalık karışacak.Sana bir zarar vermelerine gönlüm razı olmadı.-demiş.

  Veyl olsun peygamberlere tapanlara,selam olsun Allaha yönelenlere..

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Peygamberperestlik tüm insanlığın başının belasıdır. Kafalarda şekillenen öyle bir Peygamber imajı var ki, korkunç. Allah yanında dinin ikinci sahibi. Hüküm konusunda Allah’ın ortağı.

Sakalının teline açık usulle hem de mabette tapınılan bir Peygamber. Üstelik (afedersiniz) dışkısına Gaita-i Mübarek denilerek saygı duyulan bir Peygamber. Bu mudur Peygamber Sevgisi?

Allah aşkına söyleyin, bu Peygambere küfretmek değil de nedir?

Öyle bir Peygamber portresi var ki bazılarımızın kafasında şimdi çıkıp gelse aramıza dün birilerinin söylediğinin aynısı söylenirdi muhakkak:

Furkan 7. Dediler ki: “Bu ne biçim peygamber ki yemek yer, çarşıda, pazarda dolaşır. Ona bir melek indirilseydi de bu onunla beraber bir uyarıcı olsaydı ya!”

Furkan 20. Senden önce gönderdiğimiz bütün peygamberler de şüphesiz yemek yerler, çarşıda pazarda gezerlerdi. (Ey insanlar!) Sizi birbiriniz için imtihan aracı kıldık. (Bakalım) sabredecek misiniz? Rabbin hakkıyla görendir.

Nerde bizim o “Efsane Peygamber” nerde o çarşıda pazarda gezen “Beşer Peygamber”.

O ne diyordu insanlara: 

Kehf 110. De ki: "Ben de sizin gibi bir insanım. Ancak, tanrınızın bir tek tanrı olduğu bana vahyediliyor. O halde, Rabbine kavuşmayı uman, hayra ve barışa yönelik iş yapsın ve Rabbine ibadette hiç kimseyi O'na ortak koşmasın."

Fussilet 6. De ki: "Ben sadece sizin gibi bir insanım. İlahınızın bir tek ilah olduğu bana vahyediliyor. O halde şaşıp sendelemeden O'na yönelin ve O'ndan af dileyin. Vay haline ortak koşanların!

Sözün özü zihinlerdeki Peygamber Tanrılaştırılmış Bir Kişilikten başkası değil.

Tabiki artık Peygamber gelmeyecek ama eğer gelecek olsaydı şimdi bizim molla takımı o Peygamberi memleket memleket kovalardı, olmadı sopalardı, olmadı öldürürdü. “Sen din bozguncususun, sen atalarımızdan gördüğümüz kutsalımıza hakaret ediyorsun” diye.

Bir de Peygamberimiz Hz. İsa’dan örnek verelim. Bilindiği gibi Nüzül-ü İsa aslı astarı olmayan bir hikayedir. Velev ki gerçek olsa, onun gelişini dört gözle bekleyenler onu bu sefer de çarmıha germeye yeltenirler.

Bakın bu konuda şunları yazmıştım zamanında:

Alperen Yazdı: Selam Arkadaşlar Ben konuya daha farklı bir açıdan yaklaşmaya çalışacağım. Hz. İsa’nın risalet görevini icra ettiği dönemde Yahudilerin 4 mezhebi varmış. Bunlar Saddukiler, Ferisiler, Zeolotlar ve Esseniler. Bunların kimi Hz. İsa’nın mesajını dikkate bile almazken kimisi savaşçılıklarıyla öne çıkmış kimisi de aşırı dindarlıklarıyla sivrilmiş. Hz. İsa’ya karşı çıkanlar da bu özellikle koyu dindar olan Yahudiler. Bir peygamber, bir kurtarıcı bekleyen, dörtgözle bu nebinin yolunu gözleyenler Hz. İsa’ya en fazla zulüm yapan Ferisiler. Sizler peygamber gelmesini dörtgözle bekliyorsunuz ama sizin kafanızda çizdiğiniz şablona uymayınca bu peygamber, biranda ona düşman kesiliveriyorsunuz. Siz size gelen dininizi zamanla bir güzel yamultmuşsunuz. Dünyevi çıkarlarınıza bir güzel uydurmuşsunuz. Toplum içinde bu yamultulmuş dini kullanarak bir güzel şöhret ve itibar elde etmişsiniz. Bu çarpıtılmış din ve kitap sayesinde sizin politik ve ekonomik çıkarlarınız sağlama alınmış. Sizin beklediğiniz kurtarıcı, peygamber gelip sizin bu çıkarlarınıza çomak soksa ne yaparsınız? Çarmıha germeye çalışırsınız değil mi? Adamlarının dini imanı para, itibar, çıkar olmuş. Haliyle adamlara bu dümenlerini devam ettirecek bir peygamber lazım. Hz. İsa yeryüzüne tekrar gelse ne olur? -Yahudilerin umurunda olmaz. Ekonomik ve politik nedenlerden ötürü derhal ortadan kaldırmaya çalışırlar. Mossad anında devreye girer ve sonra… -Hristiyanların umurunda olur mu peki? Hristiyanların çoğunun da dini imanı para, itibar olmuş. Din indirgenmiş kültürel düzeye. Boş zaman uğraşı, can sıkıntısına çözüm olarak görülmüş, bir hobi olmuş  kilise muhabbetleri. Ayrıca Hristiyan sandığımız birçok Avrupa ülkesinde ateistlik dizboyu. Dindar hristiyanlar da İsa’yı Tanrının oğlu kabul etmiş. Onlara göre o bir süperman. Gelecek ve elindeki sihirli asasıyla şipşak tüm yanlışları düzeltecek. Tüm din düşmanlarını anında gebertecek. Böyle bir ultra kahraman. Sağlığında canını Allah’ın yardımıyla kurtaran Hz. İsa bu sefer geldiğinde sihirli güçlere sahip olacak. Ya Hz. İsa tekrar geldiğinde önceki hayatındaki gibi birçok sıkıntılarla karşılaşırsa, ya doğal süreçler eşliğinde mücadele ederse  bu Hristiyanlar bir anda onu inkar etmeyecekler mi? Sağlığında ancak 12-1=11 dostu olan ve birkaç düzine insanı ancak hak yola çekebilen -İnsan İsa- yeryüzüne tekrar geldiğinde nasıl ve neden milyonları şipşak hidayete kavuşturacak. -Tanrı İsa-’yı karşılarında göremeyen Hristiyanlar ne halt yiyecek o gün. Allah’ın sünnetinde asla değişme olmaz. Peygamber bile olsan doğal süreçler devam eder. Ve sıkıntı dert bela peşini bırakmaz. Elinde sihirli bir değnek hiçbir zaman olmaz. Ölüleri bile diriltsen seni öldürmeye çalışırlar. Şimdi Amerika ve İngiltere tutmuş Irak’a saldırmış. Petrolü kapmak için barbarca oradaki yüzbinlerce insanı katletmiş. Şu an Hz. İsa gelse onları oradan çıkarabilecek mi? Nasıl anında ikna edeceksin parayı tanrı edinmiş bu insanları? Nasıl ve hangi güçle adaleti tesis edeceksin aniden ? Hristiyan Avrupa Ülkeleri dümenlerini kurmuşlar. Para adamların İlahı olmuş, Tanrı ise sadece çıkarlarının devamını sağlayan bir araç. Takarlar mı Hz. İsa’yı? Hz. İsa gelse ve başlasa çalışmaya kaç yüzyıl sonra tesis edebilir şu altınçağı??? Süperman olarak gelecekse neden daha önce süpermanler gelmedi? Neden bunca sıkıntı dert çekildikten zulüm şiddet barbarlık olduktan sonra? Şimdi mi Allah’ım demeyecek miyiz? Bizim Müslüman geçinen takım ne halt yer acaba Hz. İsa’yı karşılarında görünce. Gelenekçi takım, kıla tüye, şekil şemaile takılan tarikatçı kesim Hz. İsa’yı peygambere benzetemez öncelikle. Çünkü kafalarındaki Hz. İsa cübbeli, şalvarlı falan olmalı. Neyse bunları geçelim, Her cemaatin her mezhebin kafasındaki İsa imajı farklı. Herkesin beklentisi başka başka. Herkesin kafasında bir İsa var. Ya bu gelen İsa bizim mezheplerimize laf atarsa, ya bu İsa bizim yamulttuğumuz dinimize çomak sokmaya kalkarsa neler yapmayız o İsa’ya? Bizim dinde temel kaynaklar saydığımız hadis, icma, kıyasa ellerse, bunlara aykırı laflar ederse elimizden kim kurtarabilir o İsa’yı? Hangi dindar kesim peygamber beklemiş de onlara peygamber geldikten sonra onu inkar etmemiş onu öldürmeye çalışmamış??? Allah’ım ne olur Hz. İsa gelmesin. İnsanların elinden, dindarların elinden nasıl kurtarırız onu. İnsanlar bu sefer mutlaka çarmıha gererler onu. Şartlar aynı, paganizmse paganizm, çıkarları tanrı edinmekse evet o da var. Resulüne yapacakları zülümlerden dolayı azap gelir de biz de yanarız arada. Dertsiz başımıza dert almayalım aman…

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Abdulah16 kardeş eğer istersen link vereyim ama senin kötü kelimelerden şikayet etmeye pek hakkın yok gibi. Yoksa kelimeler sadece sana ya da yakınlarına söylenince mi kötüleşiyor zira başkalarına rahatlıkla çamur atarken okuduğumu sanıyorum yazdıklarını.

Diğer arkadaşlara ise çoğu fikirlerine katılmasam da teşekkür ediyorum. Haklı olduğunuz bir şey varsa o da siteyi henüz okumadığım bu sebepten verdiğiniz linkten başlayarak okuyacağım geniş bir zaman da sonra tekrar görüşürüz inşaallah.

Allah hepimize hidayet nasibetsin.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

         Yazık yazdı:  

         kelimeler   sadece sana ya da yakınlarına söylenince mi kötüleşiyor zira başkalarına rahatlıkla çamur atarken okuduğumu sanıyorum yazdıklarını.

      Ben kelimeleri adamına göre kullanırım.Kullanmaktan imtina edeceğime inandığın bir kelimem varsa yaz ÖM ye,cevap vereyim.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Selam Himan

Evet bence de Haniflik Fıtrata (öze) uygun yaşam sürmenin adıdır. Haniflik doğallıktır.

Bu konuda Rabbimiz Rum Suresinde şöyle buyurmaktadır:

Öyleyse sen yüzünü bir hanif (Allah'ı birleyen) olarak dine, Allah'ın o fıtratına çevir; ki insanları bunun üzerine yaratmıştır. Allah'ın yaratışı için hiç bir değiştirme yoktur. İşte dimdik ayakta duran din (budur). Ancak insanların çoğu bilmezler.   (RUM SURESİ / 30)

Bu özümüze kodlanan birleyicilik Rabbimizin her insana doğmadan önce bahşettiği bir özelliktir. Rum Suresi 30 ile İnsan Suresi 1-3 bu bağlamda akrabadır.

İnsan üzerinden, henüz anılan bir şey olmadığı bir süre geçmedi mi zamandan? Doğrusu, biz insanı karışım olan bir spermden yarattık. Halden hale geçiririz onu. Sonunda onu işitici, görücü yaptık. Biz onu yola kılavuzladık(=Hidayet). Artık ya şükredici olur ya nankör. (İnsan Suresi 1-3)

Bu gerçeğin canlandırılarak anlatıldığı ayet ise Araf Suresindedir:

Hani Rabbin, ademoğullarından, bellerinden zürriyetlerini alıp onları öz benliklerine şahit tutarak sormuştu: "Rabbiniz değil miyim?" Onlar: "Rabbimizsin, buna tanıklık ederiz." demişlerdi. Kıyamet günü, "biz bundan habersizdik" demeyesiniz. (Araf 172)

Birleyicilik, Dini Yalnız O'na özgüleyicilik mayamızda var.

http://63.231.71.140/hanifnet/hanifliknedir/fitrat.html

Saygılar

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Selam Himan,

İçin garip bir sevinç ile doluyorsa bence o sese ve sevince daima güven.Bu bir nevi "ilham"dır. Zahmet ettiniz sözüne Alperen'nin yerine cevap vereyim:) Alperen'in işi budur. Sana yazdığı o cümle ve ayetleri daha önce yüzlerce kez yazdı. Bir  o kadar daha yazacak ama hiç usanmayacak buna eminim. Kendine misyon edinme işte böyle birşeydir. Suaistimalede uğrarsın, hakarete de zaman zaman da teşekkür alırsın, Allah razı olsun dendiğini işitirsin ya işte o söz bütün çilelere bedel...

Gölgelerin gücü adına(şirk kokan bir cümle ama yazış amacımız farklı)

Güç sende artıkkk he-man:)

Sevgilerimle