Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Katılma Tarihi: 20 temmuz 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 12
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
işte şimdi oldu!
kuranda peygamberimize, iman etmişlere öğüt vermesini emrediyor. kuran zaten var değilmi? kuran haricinde bir öğüt nasıl olur yine kuran eksenli olur. şeyh, alim vs. yine kuran eksenli öğüt verebilir. peygamberimizden sonra Allah adına konuşma devri kapanmıştır!! ben islamda din adamı kavramının da olduğuna inanmıyorum. şimdi gelelim tasavvufa. tasavvuf günümüzde yanlış anlaşılmaktadır.. sanki tasavvuf tarikatmış gibi algılanmakta. tasavvufun varlığı zaten peygambrler gelmeye başladığında mevcuttu. isme bürünüşü yakın bir tarihe denk gelir. kuranda anlatılan bir takım ahlaki olguların katagorize edilerek üzerinde çalışılması sonucu bir takım ilimler meydana gelmiştir ki bunlardan biri de tasavvuftur. tasavvuf içerikolarak aslen sadece nefsi tebiye etme metodlarını içerir. fakat zamanla bu ilmin içerisine yahudi kaynaklı felsefe inancı (kabbala) yerleştirilmiştir. ve günümüze kadar bu aksi durumun gelmesi , yayılması azınlık bir takım sınıfın oluşmasına neden olmuştur. kısacası tasavvuf eksileri itibariyle başka bir şirk dini gibi lanse edilmiş olsada içinde müslümanların mizaci yapılarına uygun ve yararlı kuran eksenli ve düşündürücü bilgiler vardır.
(vaktim oldukça kafanızda ki ? işaretlerine cevap vereceğim inş. o ? işaretlerinin bende mantıklı cevapları mevcuttur :))
" Kuranda peygamberimize, iman etmişlere öğüt vermesini emrediyor. Kuran zaten var değilmi? kuran haricinde bir öğüt nasıl olur yine Kuran eksenli olur. şeyh, alim vs. yine kuran eksenli öğüt verebilir. peygamberimizden sonra Allah adına konuşma devri kapanmıştır!! ben islamda din adamı kavramının da olduğuna inanmıyorum."
Nihayet işe yarar şeyler yazmaya başladın.yazının ilk kısmı alkışı hakediyor.Ama ikinci kısım tartışılır ve bu sitede hala da tartışılıyor.
Son yazdıklarına gelince,ağır ol da molla desinler diyeceğim.Biz kafamızdaki soruların cevaplarını insanlardan öğrenmek istemiyoruz.Hep birlikte terkedilmiş olan Kurandan öğrenelim diyoruz.Benim yanlışlarımı sen anladığın Kuranla düzelteceksin,senin yanlışlarını ben anladığım Kuranla düzelteceğim.Sonuçta da ikimiz ve muhatap olan herkes Kuranla dirilmenin ve varolmanın ayrıcalığını yaşayacağız vesselam.
__________________ ''Eğer biz bu Kur'anı bir dağın üzerine indirseydik,kesinlikle onun,Allah korkusuyla baş eğerek parça parça olduğunu görürdün..''Haşr:21
Katılma Tarihi: 20 temmuz 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 12
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Abdullah16 yazdı:
"Son yazdıklarına gelince,ağır ol da molla desinler diyeceğim.Biz kafamızdaki soruların cevaplarını insanlardan öğrenmek istemiyoruz."
ben sadece benim yazdıklarımdan ötürü kafanızda bir soru işareti var ise, bunların cevabı var dedim bende.. çünkü zaman problemim olduğundan acele yazıp çıkıyorum netten. kısa kesmek zorunda kalıyorum ve bu nedenle doğal olarak anlatımlarım sıkıştırılmış olduğundan kafanızda soru işareti olabilir düşüncesiyle o notu oraya iliştirdim.
Abdullah16 yazdı:
"Benim yanlışlarımı sen anladığın Kuranla düzelteceksin,senin yanlışlarını ben anladığım Kuranla düzelteceğim.Sonuçta da ikimiz ve muhatap olan herkes Kuranla dirilmenin ve varolmanın ayrıcalığını yaşayacağız vesselam."
bu nekadar mümkün olabilir acaba bunu iyi düşünmek lazım. evet güzel bir düşünce. çünkü samimi he müslümanın amacı Kuran ile dirilmek olmalıdır. Kuran sımsıkı sarılmamız gereken bir rehberdir. sımsıkı sarılmanın farklı dereceleri vardır. insanların fıtrati yapılarına göre; o rehberi, hidayet kaynağını okuyan her insan kendi algılamalarına göre ve o nispette anlar. iyi veya kötü her insan dünyevi bir takım şartlanlamalar ile bloke olmuştur. nefsin fısıldadıkları ve aklın bağlamlar kurduğu sonuçlar neticesinde, insan değer yargılarına sahip olur. her bir bireyin değer yargısı olduğu gibi yine şartlanmalara bağlı müşterek değerler de mevcuttur. insanların bu farklı yapılarına, değer yargılarına göre düşündüğümüzde, Kuranı okuyan her bir birey, kendi değerlerinin (alışkanlıklarının/karakterinin) doğrultusunda kendince anlamlar çıkarır. yakın değerlendirme metoduna özelliğine sahip başka bir birey bu anlamlara kendince anlaşılır ve mantıklı olduğunu düşündüğünden onay verir ve katılır. burada şöyle bir soru gelebilir aklımıza:
"Allah, her bir bireyin Kuran dan edindiği doneler doğrultusunda mı amel etmesini emrediyor. yoksa her bir bireyin aldığı donelerin ortak bir nokta da buluşmasını mı?"
yukarıda ki bu soruya cevap babında aklıma bir kaç ayet geldi. fakat ayet numaraları şuan aklımda değil sadece aklımda kalan kısmını aktarcam inşallah.
"dininizi parça parça etmeyin" "onlar kitaba değil, kitabı kendilerine uydurdular"
yani bireysel anlamlar çıkarmaya kalktığımızda Kuran dan hata yapma payımız BENCE yüksek. bu nedenle düşünme yeteneği kendisinden yüksek olduğuna kanaat ettiği bir başka kişinin bilgilerinden yararlanma isteği/ihtiyacı duymuştur insanoğlu. kimileri de buna ihtiyaç hissetmeden yaşamıştır tarihte bu sitede olan insanlar gibi...
düşünün diğer ülkelerde islam sözünü duyan insanlarda oluşan ilk düşünce terör. şimdi bu kişiler terör dini olarak düşünüyorlar islamı ve delilde sunuyorlar kendilerince ve sundukları delillerde haklılar da. bu deliller nedeniyle islam yanlış tanımlanmış oluyor. ama bizler biliyoruz ki islamiyet onların yüklediği kötü olgulardan ve sundukları delillerden uzaktır. aynı şekilde şimdi ki ve tarihde ki bir takım sapmaların, sapıklıkların yüzünden ve tarikatların hatalı fikirlerinden ötürü tasavvuf kavramının tümden içeriğini şirk olarak nitelemek çok yanlıştır. biri çıkar (attar) öykü yazar bunu tasavvufla ilişkillendirir. bu öyküye göre tasavvufu değerlendirmek son derece yanlıştır. aynı mantıkla düşünecek olursak, hıristiyan bir vatandaş bu öykü ile islamı yorumlamaya kalkışabilir. ve sonucunda islam haşa sapık bir din sonucuna varabilir. elbette ki o kişi bu sonuca vardı diye islam haşa sapık bir din olmayacak. aynı şekilde tasavvufta. burada sanki tasavvuf ayrı bir din miş gibi anlaşılmasın. bu sadece aynı mantık bütününü oluşturan bir örnekti. (şuan aklıma bu geldi). şimdi kaçıyorum inş. devam ederiz arkadaşlar karşılıklı ve atışmadan :) Abdullah kardeşim ben buraya yeni üye oldum ve birden İman kardeşimizden ağır eleştirisel bir yaklaşım gördüğümden ötürü, hiçte mizacıma uygun olmayan bir tavır sergiledim. selam!!
"Allah, her bir bireyin Kuran dan edindiği doneler doğrultusunda mı amel etmesini emrediyor. yoksa her bir bireyin aldığı donelerin ortak bir nokta da buluşmasını mı?"
Güzel bir soru sormuşsun.Ancak cevabında sorunlar var.Senin cevabına göre farklı anlayışlar Kuranı göreceliliğe mahkum ediyor ve bundan kurtulmak içinde aydınlarımızın(?) olması gerekiyor.
Herkes Kuran kaynaktır diyor,ama kaynağa salim akılla gitmek ve oradan kana kana faydalanmak yerine,kaynağa,tefsirlerle gidiyor,hadislerle gidiyor,rabıta yapıp şeyhiyle gidiyor,yaya gidiyor,atlı gidiyor,..(aslında gitmeye çalışıyor demek daha doğru)
Sonuçta hepsi aracılarla,vesilelerle yola çıkıyorlar ama bu aracılar onları arı-duru kaynağa ulaştırmak yerine kendilerine bağlananları ya şirk batağına götürüyor,ya hayattan kopuk bir kitaba götürüyor,yada bazılarını "kaynağa gerek yok,sen bize yetersin dedirtip kendisini tanrı edinmeye götürüyor..
Bundan dolayı kitaba gidişimizin yöntemini yine kitaptan çıkaracağız.Örneğin benim şimdiye kadar bu yöntem konusunda edindiğim kurani doneler şunlardır:
-Şimdiye kadar din adına edindiğim bütün değer yargılarını öncelikle Kurana sorgulatmak.En doğru bildiğimi bile onun onayına sunmak.
-Sıfırdan başlamak,yada sıfırdan başlayacak bir bir ortama ulaşmak için zihnimi boşaltmaya ve okula yeni başlayan bir öğrenci gibi olmaya çalışmak.
-Öğretmen ve terbiye edici olarak yalnızca Allaha güvenip onun beni aşama aşama terbiye edeceğine tam olarak inanmak ve aceleci olmaktan kaçınmak.
-Din adına atalardan bize gelenleri bir çırpıda silip atmak yada kutsallaştırmak yerine bunları terketmem ayan beyan ortaya çıktığında hiç tereddüt duymadan çöpe atmak için iç dünyamda büyük efor sarfetmek.
-Bütün bunları yaparken Rabbimizin bize en büyük bağışı olan akletme ayetini her zaman kulanmaya çalışmak,aklımın ermediği konuları tekrar tekrar sorgulamak.
Evet bir kısım doneler bunlar.İnşallah bunlar bizi en doğruya ulaşmaya yönlendirir de boş hayaller ve sefaletler içerisinde yaşayan İslam (?)dünyasına yepyeni bir soluk getirir vesselam.
__________________ ''Eğer biz bu Kur'anı bir dağın üzerine indirseydik,kesinlikle onun,Allah korkusuyla baş eğerek parça parça olduğunu görürdün..''Haşr:21
Katılma Tarihi: 20 temmuz 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 12
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Abdullah16 Yazdı:
Güzel bir soru sormuşsun.Ancak cevabında sorunlar var.Senin cevabına göre farklı anlayışlar Kuranı göreceliliğe mahkum ediyor ve bundan kurtulmak içinde aydınlarımızın(?) olması gerekiyor.
cevabımdak ki sorunlar dediğin benim değil müslüman toplumundur. orta da bir gerçek var ve bu gerçeğe dikkat çekiyorum :)
Abdullah16 Yazdı:
Bundan dolayı kitaba gidişimizin yöntemini yine kitaptan çıkaracağız.Örneğin benim şimdiye kadar bu yöntem konusunda edindiğim kurani doneler şunlardır:
-Şimdiye kadar din adına edindiğim bütün değer yargılarını öncelikle Kurana sorgulatmak.En doğru bildiğimi bile onun onayına sunmak.
-Sıfırdan başlamak,yada sıfırdan başlayacak bir bir ortama ulaşmak için zihnimi boşaltmaya ve okula yeni başlayan bir öğrenci gibi olmaya çalışmak.
-Öğretmen ve terbiye edici olarak yalnızca Allaha güvenip onun beni aşama aşama terbiye edeceğine tam olarak inanmak ve aceleci olmaktan kaçınmak.
-Din adına atalardan bize gelenleri bir çırpıda silip atmak yada kutsallaştırmak yerine bunları terketmem ayan beyan ortaya çıktığında hiç tereddüt duymadan çöpe atmak için iç dünyamda büyük efor sarfetmek.
-Bütün bunları yaparken Rabbimizin bize en büyük bağışı olan akletme ayetini her zaman kulanmaya çalışmak,aklımın ermediği konuları tekrar tekrar sorgulamak.
Evet bir kısım doneler bunlar.İnşallah bunlar bizi en doğruya ulaşmaya yönlendirir de boş hayaller ve sefaletler içerisinde yaşayan İslam (?)dünyasına yepyeni bir soluk getirir vesselam.
bu konuda hemfikiriz çünkü bu senin ve benim ve de bizimgibilerin çıkarımlarıdır.
hucurat/9: * "Eğer inananlardan iki grup birbirleriyle savaşırlarsa aralarını düzeltin. Eğer biri ötekine karşı haddi aşarsa, Allah’ın buyruğuna dönünceye kadar haddi aşan tarafa karşı savaşın. Eğer (Allah’ın emrine) dönerse, artık aralarını adaletle düzeltin ve (onlara) adaletli davranın. Çünkü Allah, adaletli davrananları sever."
* "Eğer müminlerden iki gurup birbirleriyle vuruşurlarsa aralarını düzeltin. Şayet biri ötekine saldırırsa, Allah'ın buyruğuna dönünceye kadar saldıran tarafla savaşın. Eğer dönerse artık aralarını adaletle düzeltin ve (her işte) adaletli davranın. Şüphesiz ki Allah, âdil davrananları sever."
* "Ve eğer Mü'minlerden iki taife çarpışırlarsa hemen aralarını bulun barıştırın, şayed biri diğerine karşı bagyediyorsa o vakıt bagî olana Allahın emrine rücu' edinciye kadar kıtâl edin, eğer rücu' ederse yine adaletle beyinlerini sulh edin ve hep insaflı olun, çünkü Allah adâlet yapanları sever"
* "Müminlerden iki zümre çarpışırlarsa, onların aralarında hemen barışı kurun! Eğer onlardan biri öteki aleyhine sınır tanımazlık edip saldırırsa, azgınlık edenle, Allah'ın emrine dönünceye kadar savaşın. Eğer vazgeçerse, yine ikisi arasını adalet ve dürüstlükle sulh edin. Kuşkusuz, Allah adalette titiz davrananları sever."
yukarıda ki ayette Allah 2 guruptan bahsediyor. tüm zamanlara hitap eden bu ayette geçen gurup anlayışı nedir? Allah elbette biliyordu İNANANLAR/MÜMİNLER arasında guruplaşmalar olacağını ki bu ayet vuku bulmuştur. yani gerçek ve kaçınılmaz olan bir oluşuma işaret etmektedir ayet. GURUPLAŞMAK!!! zamanımıza baktığımızda bir gurup diğer bir gurup ile anlaşamadığında rahatlıkla ve çekinmeden birbirlerini şirkle, imansızlıkla vs.. suçlayabiliyor. halbu ki Allah, müminler arasında anlaşmazlıklarda olsa, hitaben İNANALAR/MÜMİNLER diye ifade ediyor. bu ayette bir başka dikkat çekici nokta var. Allah, bu ayette seslenirken çoğul kullanıyor ve ...edin, ...davranın, ...adaletli olun vs. şeklinde. bu guruplaşmalar haricinde bir topluluğa sesleniş var. mutedil olan ve guruplaşmalar/oluşumlar arasında analiz yapabilecek yeteneğe sahip aklı selim bir topluluğa sesleniş var. benim buradan çıkardığım; kaçınılması imkansız olan guruplaşmlar olacaktır ve de olmuştur. fakat bu oluşumların hatalarını (haram boyutunda, mümin sıfatından soyutlayan değil) görebilecek/gören ve bildiren bir topluluğun olduğudur. bizim gibi kalıplaşmış olguları sorgulayan insanlar bu hataları görebilmektedir. ama bu hataları bildirme yönteminde yanlışlar yapılmaktadır. bu yanlışların en kötü olanı ise, Allah ın emrettiği şekilde değil (adaletle, dürüstlükle vs.) tekfir ederek yapılmasıdır. bizim gibi kuranı anlamadıklarından ötürü cehennemlik olmalarına inanmak. onlar ile Allah arasına rahatlıkla girip birde ayet uydurup suçlamak. benim tek amacım bu konuda bu kadar rahat davranmamalarıdır kardeşlerimin. bu sitede okuduğum bir yazıda, inkarcılara isnat edilen bir ayeti yazan arkadaş kim ise, rahatlıkla inanan müminlere hitaben söylendiğini açıklaya biliyor. 34/5-Ayetlerimizi hükümsüz bırakmak için yarışanlar için de pislikten acı bir azap vardır.
bu sitede ki bir çok kişiye göre ninelerimiz dedelerimiz vs. hepsi şirk içinde olmuş oluyorlar. yahu şimdi bırakın dedelerimizi bir çok kişinin anne babasına verin kuranı ukuyun iyi anlayın deyin ve sonucuna bakın bakalım .. görüşmek üzre selam! (yazım hatalarından ötürü özür dilerim. acele anca bu kadar)
Ortak noktaları belirleme anlayışını hep birlikte dile getirirsek,kişilere ait olan yanlışlıklar zamanla elenecektir.
Yazdığın ayetle ilgili olarak bir arkadaşın yaptığı yorumu eleştirmişsin.Ancak bu eleştirini link vererek yapsan iyi olur.Ama dikkat edersen ayetin hitabı geneldir.Allahın ayetlerini hükümsüz kılmak,ona rağmen söz söylemek değilmidir?Kişi inandım dediği halde açıkca Kurana aykırı anlayışları onaylıyorsa bu inancın sorgulanması gerekmezmi?
Atalarımız ellerindeki kitabın apaçık ayetlerini anlamaktan acizse burada kabahat onlarınmı?yoksa din adına ahkam kesenlerinmi?Ayrıca burada ataları şirkle suçlamaktan ziyade en çok vurgulanan şeyin onların kitapla uyarılmamış bir toplum olduklarına yönelik düşüncedir vesselam.
__________________ ''Eğer biz bu Kur'anı bir dağın üzerine indirseydik,kesinlikle onun,Allah korkusuyla baş eğerek parça parça olduğunu görürdün..''Haşr:21
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma