Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

bora arpınar Yazdı: En aslına sadık kalınarak çevrilen meal hangisidir.23-24 tane meal çevirmeninin hepside hatamı yapmıştır yoksa cevirmenler arasındaki farklar kasıtlımıdır.Lütfen beni yanıtlayın.

Sn. Bora Arpınar, Merhaba! :)

Kanaatimce, mukayeseli olarak en başarılı Kurân mealinin kime ait olduğunu söylemek pek kolay değil... Okuyucunun alt yapısına bağlı olarak faydalandığını düşündüğü ve böylece çok başarılı çeviri olarak algıladığı pek çok seçenek "en başarılı" iddiasıyla ortaya konabilir..??

Meallerin hatasız olmasını şahsen beklemiyorum... Çünkü, çeviriyi yapanın altyapısı çevirinin kalitesine muhakkak yansıyor... Yâni, bir âyetin Arapça'dan Türkçe'ye çevirilmesinde bile çevirmene âit peşin kabullerin etkileri görülebiliyor...

Bununla beraber, Kurân meallerinde ve tefsirlerinde görmekten ciddî rahatsızlık duyduğum bir zaafiyet var... O da çevirmenlerin ve müfessirlerin Kurân'ı bize hep tek boyutlu bir kitap gibi sunmaları... Oysa, Kurân'ın îcâzından ve mucizevî oluşundan sloganlarla bahsetmekten kimse geri kalmıyor... Peki, nerede diğer boyutlar???

Meallerde, ille de Türkçe karşılığını bulmak sevdâsıyla yapılan hatalarda Kurân'ın o eşsiz nüansları kaybolup gidiyor... (Maksadımın anlaşılması için Kurân'daki Tasavvuf=Teveccüh başlıklı incelemeyi okumanızı önerebilirim..)

Ayrıca, çoğu meal hazırlayanların Arapça'ya vâkıf olmalarına rağmen Türkçe'ye hâkim olmadıklarını da dikkate almak gerekiyor....

Özetle, mealler ve tefsirler hususunda gönüllerimize su serpecek adresler vermek ve bulmak herhalde kolay değil... Ancak, Cenâbı Mevlâ'nın bütün eksikliklere rağmen, "İkra" yolunda ilerleyen müminlere ana dilleri ne olursa olsun yardım edeceğini (Ve rabbüke'l-ekrem) bilerek müsterih olabiliriz... :)

Selamlar,

Neyzen_Semazen

Not: Sorularınızın tam cevaplarını verebildiğimi zannetmiyorum.. Benimki minik bir katkı....

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Birşey daha ilâve etmek istedim..

Bu öyle incelikli bir konu ki, vatan şairi merhum Mehmet Akif Beyefendi'nin yazdığı ve fakat belki de imhâ ettiği hikâye edilen meâl konusunu hatırladım....

Bu hikâyenin aslı varsa, o büyük edîbin mealler konusundaki hassasiyetini biz bugün sizin mesajınız vasıtasıyla dile getirmiş oluyoruz...

Hassasiyet müşterek.... :)

N_S

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

bora arpınar Yazdı: Arkadaşlar ben yıllardan beri Kuran ile ilgili araştırmalar (Turan dursunları falanda okudum) yapıyorum bunun neticesinde hadis denen fıkıh vs gibi şeylere itibar etmeyip sadece Kuran'ın yolunda yürümeye başladım.Meal olarak önceleri Yaşar Nuri Öztürk ün açıklamaları yeterli gelirken okudukça Kurandan şüphe etmediğim için çevirme hatalarının olabileceği kafama takıldı çünki tutarsızlıklar vardı sonra Edip Yüksele yöneldim onun çevirisi bana daha özenli geldi şu an elimde 23-24 çeviri var karşılaştırmalı okuyorum ancak sizin sitenizi keşfedipte İbrahim Yılmaz beyin açıklamalı olarak yazdıklarını okuyunca yine kafam karıştı çünki İbrahim beyin çevirdikleri elimdeki hiçbir mealle uyuşmuyor ama bana onun yazdıkları daha mantıklı geliyor şimdi benim ne yapmam lazım.En aslına sadık kalınarak çevrilen meal hangisidir.23-24 tane meal çevirmeninin hepside hatamı yapmıştır yoksa cevirmenler arasındaki farklar kasıtlımıdır.Lütfen beni yanıtlayın.

Selam,

İbrahim beyin meali hiç biri ile uyuşmuyorsa bence okumayı bırak derim çünkü bu hiç normal değil:) Elinde 23-24 meal olduğunu söylemişsin.Buda bana en az 24 kere Kur'an meali okuduğun anlamına geliyor.Eminim hataların nerelerde yapılabildiği hakkında fikir sahibi olabilmişsindir.Aslında Kur'anı hakkı ile anlamak %100 doğru meal ile bile olacak iş değil.Zaman zaman hepimizin başına gelmiştir bu durum.Bir bakıyorsunuz hiç anlamadığınız bir ayetin anlamını aylar sonra bir anda anlayabiliyorsunuz.23 yılda inen Kur'anı 23 günde anlamak zor olsa gerek.Bu noktada Taha 114 ayetinin çok önemli olduğunu düşünüyorum.Samimi ve duakar bir şekilde okursak Kur'anın kapıları aralanacaktır.Senin bu yola samimi çıktığına inanıyor ve Kur'anın kapılarını sana sonuna dek açmasını diliyorum.

Saygı ve Sevgilerimle

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

      Kuran meali okuma noktasında yukarıda arkadaşların yazdıklarına katılıyorum.Çok meal okumak değil,hayattaki karşılığını bulabilmektir önemli olan.

     Hatta bir insan tek bir mealden bile dinini öğrenip hayatında uygulama yolunda çaba gösterse,din alanında yazılmış mükemmel kitapları okumaktan ve uygulamaktan bin kat daha değerlidir bu çabası vesselam.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Arkadaşlar değerli cevaplarınız için teşekkürler.Mealler arasındaki en büyük fark mesela kabe hakkındaki burdada radyoman arkadaşımız aynı konularda yazmış.Bencede haklılar çünki haccın amacı taşları putlaştırarak ziyaret etmek olmamalı bende araştırıyorum Kurandaki geçen Kabeninde bekke de olduğunu zannediyorum.Diğer fark her mealde namaz manasında çevrilen sâlat kelimesine dua ve bağlantı mânası verilince çıkan mânalar.Yüce Allah acaba bizden şimdiki gibi otamatiğe bağlanmış namazmı istedi yoksa kendisini daha iyi zikredebilmemiz canı gönülden bağlantı ile Kuran okumayımı? Çünki sabah Kuranını ihmal etme şahitler izliyor diyor.İsra 78

78. Güneşin kaymasından gecenin kararmasına kadar namazı gözet.Sabah Kuran'ını da gözet. Sabahleyin Kuran (okuması) tanık olunur.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

bora arpınar Yazdı: Bencede haklılar çünki haccın amacı taşları putlaştırarak ziyaret etmek olmamalı bende araştırıyorum Kurandaki geçen Kabeninde bekke de olduğunu zannediyorum.Diğer fark her mealde namaz manasında çevrilen sâlat kelimesine dua ve bağlantı mânası verilince çıkan mânalar.Yüce Allah acaba bizden şimdiki gibi otamatiğe bağlanmış namazmı istedi yoksa kendisini daha iyi zikredebilmemiz canı gönülden bağlantı ile Kuran okumayımı? Çünki sabah Kuranını ihmal etme şahitler izliyor diyor.İsra 78

Bora Bey,

Yukarıdaki hususlarda (size ait satırlarda) ve birçok forum üyesinin benzeri bakışla ele aldıkları konulardaki yorumlarında -mâzur görün- sakıncalar görüyorum.... Bu durum beni endişelendiriyor....

Örnek vermek gerekirse, "ikâme-i salât" namazdır ve namaz Kurân'da vardır.... Bunun üzerinde spekülasyon üretmek -kanaatimce- "İkra" değildir....

Yanlış anlaşılmayacağımı umuyorum.....

Selamlar,

N_S

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

bora arpınar Yazdı: ........Namazda yaptıklarımız Allaha teslimiyet değilmi? Peki yine Allahın tüm insanlığa indirdiğini okumak,anlamaya çalışmak ve üzerinde tartışmak bildiklerimizi pekiştirmek de Allaha teslimiyet değilmi? .......

cok guzel bir nokta. Ama dogru bildiklerimizi Kuran ile pekistirmek yanlis bildiklerimizide duzeltmek. 

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Selam Dostlar

Ben de dostlarımızın bu husustaki görüşlerine katılıyorum. Kur'anı peyderpey anlama ve yaşama konusunda kendimize zaman vermemiz gerektiğini düşünüyorum. Bizler bilmediklerimizi sabırla öğrenme ve öğrendiklerimizi kararlılıkla yaşama azminde olursak inşaAllah Rabbimiz zamanla bizlere bilmediklerimizi de öğretecektir.

Salat-ı İkame ve diğer bilinen temel ibadet konularında ise suyu bulandırmayı ben de pek anlamlı bulmuyorum.

"Amerika'yı yeniden keşfetmek" hem zahmetli hem de uzun bir iştir. Bizler devraldığımız bilgi mirası içinden Kur'ani olanları sürdürmeliyiz, olmayanları ise elemeliyiz. Toptancı bir yaklaşımla varolan tüm bilgi ve görgü birikimine tekmeyi vuruvermek pek akıl karı olmasagerek. Bizden sonra gelenler de bizim bilgilerimize aynı muameleyi yaparlarsa yani herkes silbaştan başlarsa bunun kime ne yararı olacak?

Örneğin Salat-ı İkame etmek yani Namaz kılmak Kur'ana aykırı bir husus mudur? Yoksa bizim Rabbimizle irtibatımızı sağlamlaştırdığımız bir tutamak noktası mıdır? O halde onun içinde varsa eğer Kur'an dışılıkları ayıklayalım ve Rabbimize kullukta onu bir araç olarak kullanalım.

Örneğin Mekke yöresini ve Kabe'yi ziyaret etmek ve o günün ilk müslümanlarının soluduğu havayı solumak, Son peygamberin ve arkadaşlarının mücadelesini mekanında hatırlamak ve bunları sırf Allah rızası adına yapmak neden kötü olsun? Kabe'ye değil de onun da Rabbine kulluk (Kureyş-1) eden ve böylece Allah'ın emrini de yerine getirmiş olan kişi neden kınansın? (Bekke kent demektir, Medine ise şehir. Bekke ile Mekke beldesi ve Medine ile de Yesrib beldesi kastedilmektedir. Mekke diye bir kent vardır, orada kabe diye bir yapı vardır, bu belde de hayat sürmüş ve mücadele vermiş bir elçi vardır. Bunlardan bile şüphe etmek ve bu şüpheyle yorumlar üretmek iyiniyet göstergesi değildir. Sözüm tabiki Bora kardeşime değildir.)

Fiillere negativite yükleyen amil etken kişinin niyeti ve Kur'andışı ameli değil mi? O halde sürdürülegelen ibadetlerdeki (içerik ve şekilde (menasik)) Kur'andışılıkları ayıklayıp niyetimizi de tertemiz kıldığımızda yani yalnız Allah'a yöneldiğimizde artık daha sorun nedir?

"Yeni birşeyler ifade etme hissi" adama keyif verir ama güzel olan ve zannedildiğinin aksine kestirme olan usul ayıklamadır. Kur'anla ayıklama...

Hulasa-i kelam, ifrat ve tefrite (aşırılığa) sapmamak yani orta yolda olmak yada makul düşünmek en iyisidir daima.

Saygılar