Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Toptancı bir yaklaşımla varolan tüm bilgi ve görgü birikimine tekmeyi vuruvermek pek akıl karı olmasagerek. .........
Örneğin Salat-ı İkame etmek yani Namaz kılmak Kur'ana aykırı bir husus mudur? ...........
Örneğin Mekke yöresini ve Kabe'yi ziyaret etmek ve o günün ilk müslümanlarının soluduğu havayı solumak, Son peygamberin ve arkadaşlarının mücadelesini mekanında hatırlamak ve bunları sırf Allah rızası adına yapmak neden kötü olsun? Kabe'ye değil de onun da Rabbine kulluk (Kureyş-1) eden ve böylece Allah'ın emrini de yerine getirmiş olan kişi neden kınansın? ............
Fiillere negativite yükleyen amil etken kişinin niyeti ve Kur'andışı ameli değil mi? O halde sürdürülegelen ibadetlerdeki (içerik ve şekilde (menasik)) Kur'andışılıkları ayıklayıp niyetimizi de tertemiz kıldığımızda yani yalnız Allah'a yöneldiğimizde artık daha sorun nedir?
Hulasa-i kelam, ifrat ve tefrite (aşırılığa) sapmamak yani orta yolda olmak yada makul düşünmek en iyisidir daima.
Sevgili Alperen, gayretiyle benim kısa mesajımda muğlak görülebilecek detayları ortaya koymuş.... Sağolsun...
Bora Yazdı:
Namazda yaptıklarımız Allaha teslimiyet değilmi? Peki yine Allahın tüm insanlığa indirdiğini okumak,anlamaya çalışmak ve üzerinde tartışmak bildiklerimizi pekiştirmek de Allaha teslimiyet değilmi? Farkı ne dilersen Namaz kılmanın Dilersen Namaz vakti Allahın kitabını okuyup ibadet etmenin.Sonuçta namazda okuduğunda Kuran dan değilmi.
Değerli Bora,
İşte problem burada! :)
Yâni, inananlar olarak bizim Allah'ın Kelâmı karşısında "indirgeme" salâhiyetimiz yok.... Yâni, Kurân ile Rabbimiz bize "nasıl olsa aynı kapıya çıkıyor" mantığını destekleyen argümanlar sunmuyor.... Bilakis, ameli yönü ağır basan ve gündelik hayatımızda "ibâdetler" diye isimlendirdiğimiz konularda "belirleyici" ve "görevlendirici" bir gerçeklik var....
Böyle olunca, her Kurânî gerçekliği kendi içinde ele alıp, Rabbimizin o eyleme mahsus kıldığı feyzi o ibâdet modelinden almamız Kurân'ın emri olarak bağlayıcı oluyor.... Dolayısıyla, "farkı ne?" diyerek sorular yöneltmemiz -ancak- herbir ibâdet modelinin kendisine has hikmetini anlamaya çalışıyorsak anlamlı... Yoksa, bu soru tâyin ve tespit edilmiş olan ibâdetler arasında "indirgeme" yapabileceğimiz ve bunlar arasından keyfimizce tercihler yapabileceğimiz manasını taşımamalı.....
Tartıştığımız mevzu ile alakalı olarak "menasik" kavramı üzerinde düşünmek de gayet yerinde olacaktır. Zira bu kavram genel kabule göre ibadetlerin içeriğini ve özellikle şekillerini ifade ediyor. "İçerik önemlidir, şekilci olmayalım" (forumdaşlarımızı işaretlemiyorum, lütfen yanlış anlaşılmasın) demeden önce bu kavram da araştırılmalı bence. Bu konuda sizlere küçük bir alıntı sunmak istiyorum:
Menasik Nedir? :
Bunlar, Allah'ın bizim yapmamız için sınırlarını ve yapılışını tarif ettiği özel ibadet biçimidir. Bilmemizi istediği bilgileri öğrenmek, inanmamızı istediği konulara inanmak, abdest, dua, namaz, oruç, itikaf, hac, zekat, kurban, fidye, vs. gibi. Allah, bu ibadetlerin yapılış tarzı ile ilgili bilgiler vermiş, yerini, zamanını, miktarını belirlemiştir. İşte bu tür kulluğa menasik adı verilmiştir. İbrahim ve İsmail'in duaları, Allah'tan kendilerine menasiklerini göstermesi şeklinde idi:
"Rabbimiz, bizi, sana teslim olan iki kul, zürriyetimizden de sana teslim olan bir ümmet eyle, Bize ibadet yollarımızı (menasikenâ) göster ve tevbemizi kabul et. Çünkü sen, tevbeleri kabul edip, bağışlayansın." (Bakara: 128)
Yine her ümmetin kendine mahsus, Allah tarafından belirlenmiş ibadet şekilleri vardır:
"Biz, her ümmet için, yapmaları gereken, ibaret menasiki belirlemişizdir." (Hac: 67)
Menasikleri, Allah'ın kitabında açıkladığı gibi yapmamız gerekir.
Arkadaşlar teşekkürler ama bu yazı bendede Kuran okumak gerektiği yönünde fikir uyandırdı bir incelermisiniz.
GELENEKSEL NAMAZ ALLAH'LA DALGA GEÇMEKTİR
Geleneksel namaz şöyle kılınır:
1. İlk önce abdest alınır (Abdest kelimesi de namaz kelimesi gibi Farsça'dan dilimize girmiştir) ve Allah'a hangi namazı kılacağınız hatırlatılır! 2. Taştan yapılmış idola dönülür. Japonya'daysanız Batıya, İngiltere'deyseniz Doğu'ya dönmeniz gerekir.
02:115Doğu da Allah'ındır batı da. Nereye dönerseniz Allah'ın yüzü (zatı) oradadır. Şüphesiz Allah'(ın rahmeti ve nimeti) geniştir, O her şeyi bilendir.
02:177İyilik yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz değildir. Asıl iyilik, o kimsenin yaptığıdır ki, Allah'a, âhiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır; akrabaya, yetimlere, çaresizlere, yolda kalmışa, yoksullara, özgürlüğüne kavuşmak gayretinde olanlara malı seve seve verir, namazı kılar (salat yapar), zekâtı öder (benliğini arındırır). Böyleleri söz verdiklerinde ahitlerine vefalıdırlar; bolluk ve bereket zamanı kadar, zorluk, sıkıntı ve şiddet zamanında da sabırlıdırlar. İşte bunlardır özüyle sözü bir olanlar. Ve işte bunlardır korunan takva sahipleri.
3. "Allah'u Ekber!" denir. Yani Türkçe'siyle "Allah daha büyüktür / en büyüktür!" denir ve daha sonra anlamasanız da Kuran'daki bazı sûreleri tekrarlamanız gerekir.
07:180En güzel isimler Allah'ındır; O'na onlarla dua edin. O'nun isimlerinde ters bir tutum izleyenleri bırakın. Yapıp ettiklerinin cezasını çekeceklerdir.
20:08Allah'tır O. İlah yok O'ndan başka. En güzel isimler O'nundur.
Allah'ın Kuran'da 99 tane güzel ismi geçmektedir ve "ekber" bunların arasında yoktur. Allah hiçbir şekilde Kuran'da kendisi için ekber kelimesini kullanmamıştır. Kuran'da Allah, kendi için "el kebîr" (büyük) kelimesini kullanır, hiçbir ayette Allah ve ekber kelimeleri yanyana bulunmaz.
Felemmâ raeş şemse bâziğaten kâle hâzâ rabbî hâzâ EKBER... 06:78Güneşi doğarken görünce de, Rabbim budur, zira bu DAHA BÜYÜK, dedi. O da batınca, dedi ki: Ey kavmim! Ben sizin (Allah'a) ortak koştuğunuz şeylerden uzağım.
...ve ennellâhe hüvel aliyyül KEBÎR. 22:62Evet böyledir! Çünkü Allah Hakkın ta kendisidir. O'nun berisinden yalvarıp çağırdıkları ise bâtılın ta kendisidir. Hiç kuşkusuz, Allah uludur, büyüktür (Kebîr, ekber değil!).
4. İlk önce Fatiha sûresi daha sonra Kuran'dan kısa bir sûre okunur. Mesela İhlas sûresini okuyacağız diyelim, Arapça şunları söylemiş oluyoruz:
De ki: "O Allah birdir, Allah sameddir. O, doğurmamış ve doğmamıştır. Onun hiçbir dengi yoktur."
Bunun gibi üçüncü şahsa hitap edilmesi istenen birçok ayeti biz Allah'a tekrar okuyoruz!
Eğer 109uncu ayeti (Kâfirun) okumak istiyorsanız Allah'a şunları söyleyeceksiniz:
De ki: "Ey nankör kâfirler! Kulluk etmem sizin kulluk ettiğinize. Siz de ibadet etmezsiniz benim ibadet ettiğime. Kul değilim sizin taptığınıza, Ve ibadet edenler değilsiniz benim ibadet ettiğime. Sizin dininiz size, benim dinim bana!"
İnananlar bu sûreleri kime okuyorlar? Tabii ki Kitab'ı insanlığa rehber olsun diye indiren Allah'a. Allah böyle bir dua emretti mi? Kuran'ı tekrar Allah'a okumamız gerektiği hangi ayette yazıyor? Kuran insanlara okunması için indirilmiştir.
02:129Ey Rabbimiz! ONLARA, İÇLERİNDEN SENİN AYETLERİNİ OKUYACAK, onlara kitap ve hikmeti öğretecek, onları temizleyecek BİR PEYGAMBER GÖNDER. Çünkü üstün gelen, her şeyi yerli yerince yapan sensin.
13:30(Ey Muhammed!) Böylece SENİ, kendilerinden önce nice ümmetlerin gelip geçtiği BİR ÜMMETE GÖNDERDİK Kİ, SANA VAHYETTİĞİMİZİ ONLARA OKUYASIN. Onlar Râhman'ı inkar ediyorlar. De ki: "O, benim Rabbimdir. O'ndan başka tanrı yoktur. Sadece O'na tevekkül ettim ve dönüş sadece O'nadır.
27:92Ve Kuran'ı OKUMAM (emredildi). Artık kim doğru yola gelirse, yalnız kendisi için gelmiş olur; kim de saparsa ona de ki: Ben sadece uyarıcılardanım.
29:45(Resûlüm!) SANA VAHYEDİLEN KİTABI OKU ve salatı icra et. Muhakkak ki, salat, hayasızlıktan ve kötülüklerden alıkoyar. Allah'ı anmak elbette (ibadetlerin) en büyüğüdür. Allah yaptıklarınızı bilir.
Dikkat edin cümle Peygamberimizden ona indirileni okumasını ve salât yapmasını istemektedir. Salatında indirilenleri okumasını istememektedir.
29:51KENDİLERİNE OKUNMAKTA OLAN KİTABI SANA İNDİRMEMİZ ONLARA YETMEMİŞ Mİ? Elbette iman eden bir kavim için onda rahmet ve ibret vardır.
31:07ONA AYETLERİMİZ OKUNDUĞU ZAMAN, sanki bunları işitmemiş, sanki kulağında ağırlık varmış gibi büyüklük taslayarak yüz çevirir. Sen de ona acıklı bir azabın müjdesini ver!
Namaz kılanların çoğu; Arapça bilenler müstesna ibadetini yaparken ne dediğini bilmemektedir. Eğer "salât" kelimesini "namaz" olarak kabul edersek Kuran'a göre bu da doğru değildir:
04:43Ey iman edenler! Sarhoşken, NE SÖYLEDİĞİNİZİ BİLİNCEYE KADAR, cünüpken de -yolculuk halinde olmanız müstesna- boy abdesti alıncaya kadar NAMAZA YAKLAŞMAYIN. Eğer hastalanırsanız yahut yolculuk halinde bulunursanız yahut biriniz tuvaletten gelmişse yahut kadınlara dokunmuşsanız, bütün bu durumlarda su da bulamamışsanız, temiz bir toprakla teyemmüm edin. Yani yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin. Şüphesiz Allah çok affedici ve bağışlayıcıdır.
Yukarıdaki ayette niye "sarhoşken namaz kılmayın" değil de "namaza yaklaşmayın" diyor?
5. Secde ve rükuda sanki Allah bir kerede anlayamıyormuş gibi üçer kez bazı şeyler tekrarlanır.
6. Daha sonra Hz. Muhammed'e, İbrahim peygambere ve ailelerine selam göndererek namazı bitiriyoruz. Peygamberimiz de mi kendine ve ailesine selam gönderiyordu? Niye diğer peygamberlere de selam gönderilmiyor? Kuran peygamberler arasında ayrım yapmamayı öğütlemiyor mu?
Dar zamanda ancak şunu söyleyebiliyorum.... Kurân'ın bütünlüğünü gözardı ederek hazırlanmış bir yazı bu.... Çok ciddî yaklaşım hatalarıyla kurgulanmış... Bu kurguda Kurân, yorum sahibinin yörüngesine girmeye zorlanmış..... İlmî bir düzey taşımaktan çok uzak kalmış...
Umarım, başka arkadaşlar detay analizler sunabilecek kadar vakit bulabilirler....
Bu konuda uzun boylu tartışmalar yapılmıştı. Mevzuyu gündeme taşıyan arkadaşımıza birçok sorular sorulmuştu ve görüşündeki açmazlar dile getirilmişti. Namazı bir şekilde söylev-nutuk diyerek anlayışana uyarlayabilen bu arkadaşımız abdest konusunda da tıkanmıştı.
Bu arkadaşımız Kur'anda neden "Salat" ile "Salat-ı İkame" şeklinde neden iki ayrı kavram olduğunu bile izah edememişti.
Salat adına amaçlanan şey Hristiyanlardaki gibi birilerinin sadece vaaz vermesidir. Hem de bu söylev günde en az üç kez yapılacak. Geceyarısı kalkılacak ve hep beraber yine yapılacak. Ferdi olamaz çünkü kişi kendi kendine nutuk atamaz. Öyle internetten yada televizyondan konuşmak da yok. Üstelik söylevden önce herkes nedense her seferinde elini yüzünü yıkayacak, başına güneş geçmesin diye kafasını ıslatacak falan.
Birileri bu gayretlerle bilerek yada bilmeyerek veya iyiniyetle yada kötüniyetle İslam dinini Hristiyanlaştırmaya çalışıyor.
__________________ Yunus 105. Şu da emredildi: "Yüzünü dine bir hanîf olarak çevir. Sakın müşriklerden olma!"
Maalesef, bu mütecâviz başlık altında yer alan sözel yığına cevap yazmaya mecbur kaldık.. :( Başlığın çarpıcı vurgusuna paralel açıklamalar, maalesef yazının bütününe hâkim... Bu durum pek tabii değil... İster istemez, bir gizli maksadın bulunduğu ihtimali içimde kuvvetleniyor... O kadar ki, bu yazının bir misyonerlik ürünü olabileceği yönünde kehânette bulunma arzusu duyuyorum... :)
Arzu duyduğum bu şeyden hoşlanmıyorum... Çünkü, bendeniz kendimi insanların kalplerinde gizlediklerini deşifre etmeye memur hissetmiyorum...
Şu halde, buna takılıp kalmayalım ve Kurân verilerini sulandırmanın mümkün olmadığını, sağlam bir "İkra" ile ortaya koyalım... İnşaALLAH! :)
X Yazdı:
Geleneksel namaz söyle kilinir:
Ilk önce abdest alinir (Abdest kelimesi de namaz kelimesi gibi Farsça'dan dilimize girmistir) ve Allah'a hangi namazi kilacaginiz hatirlatilir!
El-İnsaf! Namaza veya başka ibâdetlere niyet (sözlü veya içten) bu kadar mı çarpıtılır!?
Niyet, ibâ
det yapanın ne yaptığını bilmesine hizmet eden bir telkindir... Hatırlatan ile hatırlatılan aynı kişidir... Bir başkası değil! Hele, Rabbülâlemîn hiç değil!
Biz, maksadın gizliliği bizim işimiz değildir diyoruz... Ancak, cümleler bas bas bağırıyor......
X Yazdı:
02:115 Dogu da Allah'indir bati da. Nereye dönerseniz Allah'in yüzü (zati) oradadir. Süphesiz Allah'(in rahmeti ve nimeti) genistir, O her seyi bilendir.
02:177 Iyilik yüzlerinizi dogu ve bati tarafina çevirmeniz degildir. Asil iyilik, o kimsenin yaptigidir ki, Allah'a, âhiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanir; akrabaya, yetimlere, çaresizlere, yolda kalmisa, yoksullara, özgürlügüne kavusmak gayretinde olanlara mali seve seve verir, namazi kilar (salat yapar), zekâti öder (benligini arindirir). Böyleleri söz verdiklerinde ahitlerine vefalidirlar; bolluk ve bereket zamani kadar, zorluk, sikinti ve siddet zamaninda da sabirlidirlar. Iste bunlardir özüyle sözü bir olanlar. Ve iste bunlardir korunan takva sahipleri.
Çok şükür Kurân âyetlerinin yüzünü gördük de, gözümüz gönlümüz açıldı.... :)
Anlamışsınızdır; "değersizleştirme ope
rasyonu" devam ediyor ve "Niyet ve Kâbe" den sonra sıra "kıble"ye geliyor..... Sözümona, bu güzel âyetler yöneldiğimiz "kıble"nin bir fantezi olduğunu ispat için......
Müsaade eder misiniz; burada "Vay Canına!" diyerek heyecanımı ifade edebilir miyim???
:))
Şaşırtıcı bir şey!
Bakara Sûresi’nin 115 ve 177. Âyetlerini müslümanların kıblesini fesheden âyetler olarak vehmeden fikir (!) sahibinin elindeki mushafda, aynı sûresin 142,143,144,145. Âyetleri bulunmuyor mu?!
144. âyette, alenen şöyle buyruluyor:
“...felenüvelliyenneke kıbleten terdâhâ (elbette seni, hoşnut olacağın kıbleye çevireceğiz); fevelli vecheke şatra’l-mescidi’l-harâm (yüzünü Mescidi Haram yönüne çevir); ve haysü mâ küntüm fevellû vücûheküm şatrahü... (ve her nerede bulunuyorsanız yüzlerinizi o yöne çeviriniz...).........
Herhalde, bu âyetler insanların gündelik işlerinde yüzlerini kıbleye çevirmeleri için nâzil olmamış; öyle değil mi?! :)
X Yazdı:
3. "Allah'u Ekber!" denir. Yani Türkçe'siyle "Allah daha büyüktür / en büyüktür!" denir ve daha sonra anlamasaniz da Kuran'daki bazi sûreleri tekrarlamaniz gerekir.
07:180 En güzel isimler Allah'indir; O'na onlarla dua edin. O'nun isimlerinde ters bir tutum izleyenleri birakin. Yapip ettiklerinin cezasini çekeceklerdir.
20:08 Allah'tir O. Ilah yok O'ndan baska. En güzel isimler O'nundur.
Allah'in Kuran'da 99 tane güzel ismi geçmektedir ve "ekber" bunlarin arasinda yoktur. Allah hiçbir sekilde Kuran'da kendisi için ekber kelimesini kullanmamistir. Kuran'da Allah, kendi için "el kebîr" (büyük) kelimesini kullanir, hiçbir ayette Allah ve ekber kelimeleri yanyana bulunmaz.
06:78Günesi dogarken görünce de, Rabbim budur, zira bu DAHA BÜYÜK, dedi. O da batinca, dedi ki: Ey kavmim! Ben sizin (Allah'a) ortak kostugunuz seylerden uzagim.
...ve ennellâhe hüvel aliyyül KEBÎR. 22:62Evet böyledir! Çünkü Allah Hakkin ta kendisidir. O'nun berisinden yalvarip çagirdiklari ise bâtilin ta kendisidir. Hiç kuskusuz, Allah uludur, büyüktür (Kebîr, ekber degil!).
Belki de bu 3. Madde en aklı başında madde....
Doğrudur! Kurân’da
Tekbir olarak “Allahu Ekber” kalıbını göremeyiz....
Namaza başlarken, ezanlarımızda ve daha pek çok hayırlı işimizde hep “
Allahu Ekber” şeklinde tekbir getiririz.....
Rabbimiz kendisi için Kurân’ında
“Kebîr” sıfatını kullanır.... Bu münâsebetle, Arap dilinin yapısına uygun olarak “ekber= daha büyük” mukayeseli büyüklük için kullanılırken; cümle içindeki yerine göre “el’ekber=en büyük” hâlini alır.....
“En büyük Allah! (Başka büyük yok!)” detayı gizlidir tekbirde.....
Herhalde, İsrâ Sûresi’nin 111. Âyetinden (.... ve kebbirhu tekbîrâ) ilham alınarak, bu kullanış yaygınlaşmıştır... “Allah Kebîr” şeklinde bir tekbir ise yaygınlık kazanmamıştır...
Özellikle, ezandaki tekbirlerin
aleniliğini dikkate aldığımızda, namaza başlangıç tekbiri de dahil bütün tekbirleri “Allahu Ekber” şeklinde Resullullah’ın onayladığı ve uyguladığı bir söyleyiş olarak kabul etmekte güçlük çekmeyiz....
Namaza başlarken illâ
“Allah Kebîr” demek isteyenlere de, “Allah Kabul Etsin” deriz.. :)
Yeterki, namaza başlasınlar...
:)
X Yazdı:
4. Ilk önce Fatiha sûresi daha sonra Kuran'dan kisa bir sûre okunur. Mesela Ihlas sûresini okuyacagiz diyelim, Arapça sunlari söylemis oluyoruz:
De ki: "O Allah birdir, Allah sameddir. O, dogurmamis ve dogmamistir. Onun hiçbir dengi yoktur."
Bunun gibi üçüncü sahsa hitap edilmesi istenen birçok ayeti biz Allah'a tekrar okuyoruz!
Eger 109uncu ayeti (Kâfirun) okumak istiyorsaniz Allah'a sunlari söyleyeceksiniz:
De ki: "Ey nankör kâfirler! Kulluk etmem sizin kulluk ettiginize. Siz de ibadet etmezsiniz benim ibadet ettigime. Kul degilim sizin taptiginiza, Ve ibadet edenler degilsiniz benim ibadet ettigime. Sizin dininiz size, benim dinim bana!"
Inananlar bu sûreleri kime okuyorlar? Tabii ki Kitab'i insanliga rehber olsun diye indiren Allah'a. Allah böyle bir dua emretti mi? Kuran'i tekrar Allah'a okumamiz gerektigi hangi ayette yaziyor?
Kuran insanlara okunmasi için indirilmistir.
02:129 Ey Rabbimiz! ONLARA, IÇLERINDEN SENIN AYETLERINI OKUYACAK, onlara kitap ve hikmeti ögretecek, onlari temizleyecek BIR PEYGAMBER GÖNDER. Çünkü üstün gelen, her seyi yerli yerince yapan sensin.
13:30 (Ey Muhammed!) Böylece SENI, kendilerinden önce nice ümmetlerin gelip geçtigi BIR ÜMMETE GÖNDERDIK KI, SANA VAHYETTIGIMIZI ONLARA OKUYASIN. Onlar Râhman'i inkar ediyorlar. De ki: "O, benim Rabbimdir. O'ndan baska tanri yoktur. Sadece O'na tevekkül ettim ve dönüs sadece O'nadir.
27:92 Ve Kuran'i OKUMAM (emredildi). Artik kim dogru yola gelirse, yalniz kendisi için gelmis olur; kim de saparsa ona de ki: Ben sadece uyaricilardanim.
29:45 (Resûlüm!) SANA VAHYEDILEN KITABI OKU ve salati icra et. Muhakkak ki, salat, hayasizliktan ve kötülüklerden alikoyar. Allah'i anmak elbette (ibadetlerin) en büyügüdür. Allah yaptiklarinizi bilir.
Dikkat edin cümle Peygamberimizden ona indirileni okumasini ve salât yapmasini istemektedir. Salatinda indirilenleri okumasini istememektedir.
29:51 KENDILERINE OKUNMAKTA OLAN KITABI SANA INDIRMEMIZ ONLARA YETMEMIS MI? Elbette iman eden bir kavim için onda rahmet ve ibret vardir.
31:07 ONA AYETLERIMIZ OKUNDUGU ZAMAN, sanki bunlari isitmemis, sanki kulaginda agirlik varmis gibi büyüklük taslayarak yüz çevirir. Sen de ona acikli bir azabin müjdesini ver!
Namaz kilanlarin çogu; Arapça bilenler müstesna ibadetini yaparken ne dedigini bilmemektedir. Eger "salât" kelimesini "namaz" olarak kabul edersek Kuran'a göre bu da dogru degildir:
04:43 Ey iman edenler! Sarhosken, NE SÖYLEDIGINIZI BILINCEYE KADAR, cünüpken de -yolculuk halinde olmaniz müstesna- boy abdesti alincaya kadar NAMAZA YAKLASMAYIN. Eger hastalanirsaniz yahut yolculuk halinde bulunursaniz yahut biriniz tuvaletten gelmisse yahut kadinlara dokunmussaniz, bütün bu durumlarda su da bulamamissaniz, temiz bir toprakla teyemmüm edin. Yani yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin. Süphesiz Allah çok affedici ve bagislayicidir.
Yukaridaki ayette niye "sarhosken namaz kilmayin" degil de "namaza yaklasmayin" diyor?
Eveeet! 4. Madde ile
“sulandırma” faaliyeti kaldığı yerden devam ediyor....
Peki, üçüncü maddede olduğu gibi bu madde için de detaylı açıklama yapacak mıyız?
Yâni, “İkâme-i Salât”ın bizdeki ismiyle “rükûlu secdeli” namaz mânâsına geldiğini uzun uzadıya delilleriyle açıklayacak mıyız????
Hayır! :)
Neden mi??
Çünkü, 5. Maddedeki zevzeklik bende “buna değmez” hissi uyandırdı... :(
X Yazdı:
5. Secde ve rükuda sanki Allah bir kerede anlayamiyormus gibi üçer kez bazi seyler tekrarlanir.
Ne dersiniz?
Değer miymiş?! :)
X Yazdı:
6. Daha sonra Hz. Muhammed'e, Ibrahim peygambere ve ailelerine selam göndererek namazi bitiriyoruz. Peygamberimiz de mi kendine ve ailesine selam gönderiyordu? Niye diger peygamberlere de selam gönderilmiyor? Kuran peygamberler arasinda ayrim yapmamayi ögütlemiyor mu?
Ben hâlâ 5. Maddenin tesiri altındayım.... İlk üç maddeye de –karınca kaderince- cevap verdiğime göre dört ve altıyı cevaplamasam olur değil mi?
:)
Ama illâ bir şey söylememiz gerekli ise Kurân’dan söyleyelim....
..
Süleyman Ateş Meâli Yazdı:
]
TÂ-HÂ :9-18
9.
Musa'nın haberi sana geldi mi? 10. Hani (o) bir ateş görmüştü de ailesine: "Siz durun ben bir ateş gördüm, belki ondan size bir kor getiririm, yahut ateşin yanında bir yol gösteren bulurum" demişti. 11. (Musa), o(ateşin yanı)na gelince kendisine "Ey Musa!" diye seslenildi. 12.Ben, (evet) ben senin Rabbinim! Pabuçlarını çıkar. Çünkü sen, kutsal vadide, Tuva'dasın. 13. Ben seni seçtim, şimdi vahyolunanı dinle.14. Muhakkak ben, (evet) ben Allah'ım, benden başka tanrı yoktur.(Yalnız) bana kulluk et ve beni anmak için namaz kıl. 15. (Kıyamet) Sa'at(i) mutlaka gelecektir. Herkesin, peşinde koştuğu işlerle cezalanması için, neredeyse onu gizleyeceğim. 16. Ona inanmayıp keyfine uyan kimse, seni on(a inanmak)dan alıkoymasın, sonra helak olursun! 17. Sağ elindeki nedir ey Musa? 18. (Musa) dedi: "O, asa'mdır. Ona dayanıyorum ve onunla davarıma yaprak silkeliyorum ve onda benim daha birçok ihtiyaçlarım var (onunla birçok ihtiyacımı gideririm)."
’nın sağ elindekinin ne olduğunu –hâşâ- bilmiyor mu da soruyor???
2. Mûs
â (a.s.) Rabbimizin her şeyi bildiğini bilmiyor mu da, detaylı bir şekilde elindeki âsâyı tanımlama ihtiyacı duyuyor???
:)))))))
3. Yoksa, “
namazın Allah ile dalga geçmek” olduğunu iddia edenlerin mantığı ile Rabbimiz ve Musâ Peygamber işbirliği içinde –hâşâ- bizimle dalga mı geçiyorlar????
Hadi bakalım, kolay gelsin! :))
Neyzen_Semazen
Not:
Değerli Bora, bu mesajın üslûbu lütfen sizi şaşırtmasın.. Çünkü, cevap size değil, sizin alıntı yaptığınız müsveddeyi kaleme alan zihniyete hitâben...
Siz, aklınıza takılanı sormakta ve cevap aramakta elbette haklısınız.... Alperen aslında yeterli cevabı vermiş... Fakat, onun mesajı yayınlanmadan önce biz bu mesajı hazırlamaya başlamıştık... Tamamladık ve arz ettik..
". Herşeyi bilen Rabbimiz Hz. Musâ’nın sağ elindekinin ne olduğunu –hâşâ- bilmiyor mu da soruyor???
2. Mûsâ (a.s.) Rabbimizin her şeyi bildiğini bilmiyor mu da, detaylı bir şekilde elindeki âsâyı tanımlama ihtiyacı duyuyor???
:)))))))
3. Yoksa, “
namazın Allah ile dalga geçmek” olduğunu iddia edenlerin mantığı ile Rabbimiz ve Musâ Peygamber işbirliği içinde –hâşâ- bizimle dalga mı geçiyorlar????
Hadi bakalım, kolay gelsin! :))"
Semazenin yukarıdaki ayetlerle namazdaki salli-barik uydurmaları hakkında bağlantı kurması yanlış.Çünkü burada yüce Allah ,Musa'nın elindeki asanın diğer asalardan hiçbir farkının olmadığını okuyucunun iyice bilip tanımasını istiyorki,okuyucu kişi,yanlışlıkla asaya bir üstünlük yüklemesin.Bu uyduruk dualar ise peygamberperestlik kokuyor ve yalnızca Kuran diyen bir insanın bunarı terketmesi elzemdir vesselam..
__________________ ''Eğer biz bu Kur'anı bir dağın üzerine indirseydik,kesinlikle onun,Allah korkusuyla baş eğerek parça parça olduğunu görürdün..''Haşr:21
". Herşeyi bilen Rabbimiz Hz. Musâ’nın sağ elindekinin ne olduğunu –hâşâ- bilmiyor mu da soruyor???
2. Mûsâ (a.s.) Rabbimizin her şeyi bildiğini bilmiyor mu da, detaylı bir şekilde elindeki âsâyı tanımlama ihtiyacı duyuyor???
:)))))))
3. Yoksa, “
namazın Allah ile dalga geçmek” olduğunu iddia edenlerin mantığı ile Rabbimiz ve Musâ Peygamber işbirliği içinde –hâşâ- bizimle dalga mı geçiyorlar????
Hadi bakalım, kolay gelsin! :))"
Semazenin yukarıdaki ayetlerle namazdaki salli-barik uydurmaları hakkında bağlantı kurması yanlış.
Değerli Abdullah,
Bu cümleniz bana bir açıklama fırsatı vermiş oldu; teşekkür ederim..
Tâhâ Sûresi'ndeki ilgili âyetlerle, "Salli Bârik Duaları" arasında bağlantı kurmadım... Eleştirisini yaptığım yazının 4. maddesi için bağlantı kurmaya çalıştım... (Lütfen, 4. ve 5. madde dikkatle incelensin..)
6. madde için ayrıca analiz yapmak ihtiyacı vardı; o konuyu "s" geçtim...
İlâve olarak, "Salli Barik Duaları" benim nazarımda "uydurma" değildir...
Abdullah16 Yazdı:
Çünkü burada yüce Allah ,Musa'nın elindeki asanın diğer asalardan hiçbir farkının olmadığını okuyucunun iyice bilip tanımasını istiyorki,okuyucu kişi,yanlışlıkla asaya bir üstünlük yüklemesin.
Bu açıklamanız mâkul ve fakat yeterli değil... Çünkü, konuyu sâdece bir boyuta indirgemiş... Kaynağımız Kurân olduğunda, çok boyutlu-çok yönlü analizlere ihtiyaç duyulduğunu "İkra"nın olmazsa olmazı olarak hatırlamalıyız... Bunu unuttuğumuzda, bendenizin eleştirisini yaptığım "müsvedde" sıradanlığında yazılara muhatap oluyoruz...
Lütfen, ilgili âyetlere ilişkin muhtemel diğer cevapları da keşfetmeye çalışalım....
Semazen Yazdı:
Bu uyduruk dualar ise peygamberperestlik kokuyor ve yalnızca Kuran diyen bir insanın bunarı terketmesi elzemdir vesselam..
Yine teşekkür ederim... Tavsiyedeki samimiyeti görüyorum... Ancak, bahsi geçen dualar hakkında sizin gibi düşünmediğim için terk etmeyi düşünmüyorum....
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma