Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Katılma Tarihi: 28 haziran 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 538
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Selamün Aleyküm!Değerli Kardeşlerim!
İslâm tarihi ve İslâmî bilim kaynakları incelendiğinde, önceden Yahudi ve Hıristiyan olan bir çok kişinin “Müslüman” olduktan sonra, eski inanç ve kültürlerini İslâm dinine uyarlamaya çalıştıkları, yani kendi inanç ve amellerini, İSLÂMÎLEŞTİRMEYE çalıştıkları görülmektedir. Tüm İslâm bilginleri, Kâ’bu-l Ahbar, Vehb b.Münebbih, Abdullah b.Selam, Temim-i Dari, İbn-i Cüreyc gibi kişilerin, bu icraatı çokça yaptıkları konusunda birleşmektedirler.
Mehdi inancı da, bu gibi kişiler marifetiyle “Müslümanlar” arasına girmiş ve yayılmıştır.
Bu konudaki rivayetlerin tümü hadis bilginlerince “uydurma hadisler” listesine alınmış ve güvenilir sayılmamıştır.
Bu zayıf rivayetlerde belirtilen “Mehdi”;
Kıyamete yakın bir zamanda, Sünnetlerin unutulup bid’atlerin çoğaldığı, zulüm ve fesadın hüküm sürdüğü bir zamanda ortaya çıkacaktır.
Peygamberimizin kızı Fatıma Annemizin oğlu Hüseyin’in neslinden gelecek (yani seyyit olacak), Medine’de doğacak ama kendisini Mekke’de tanıtacak, peygamberimiz gibi kendi adı Muhammed ve babasının adı da Abdullah olacaktır.
Çok bilgin birisi olacak, kendi adına mezhep kuracak ve bütün Müslümanlar kendisine uyacaktır.
Ashab-ı Kehf’in kendisine yardım edeceği bu mehdi, tüm dünyanın hükümdarı olacak ve dünyayı zulümden temizleyerek, adaleti hâkim kılacaktır.
İsa peygamber onun zamanında gökten inecek, onun arkasında namaz kılacak ve Deccal’a karşı beraber mücadele edeceklerdir.
Altı ilâ dokuz yıl arasında saltanat sürecek ve bu dönemde bol yağmur yağacak, toprak bol bereketli olacaktır.
Bu ve benzer inançlar, tarihte olduğu gibi günümüzde de bir çok şarlatanın “Mehdi’yim” diye ortaya çıkmasına neden olmuştur.
Kur’an’da bahsi geçmeyen bu ”Mehdi inancı”; inançlarının temeli “rüya” ve “keşif” olan, aslında inanç ilkeleri ve amelleri itibari ile İslâm’dan çok farklı bir din olan tasavvuf ve tarikat çevreleri ile Şii mezhebinde kabul görmüştür.
Alemlerin Rabbi olan Yüce Allah:
Yunus; 36 da:
“Onların çoğu ZANDAN başka bir şeyin ardından gitmiyor. Doğrusu şu ki, ZAN HAKTAN HİÇBİR ŞEY İFADE ETMEZ. Allah onların yaptıklarını iyice bilmektedir.”
diyerek, İslâm’da zanna dayalı inancınoluşturulamayacağını belirtmektedir.
Ne yazık ki böyle olmasına ve”İslâm” dini ile, hiçbir şekilde örtüşmemesine rağmen bu inançlar günümüze kadar gelmiştir.
Bu inanca göre olacağı söylenenler şunlardır:
Memleket zulüm ve fesada boğulduğu zaman, hiç kimsenin zahmet edip bir çabaya girmesine gerek kalmayacak.
Allah insanlara Mesih ya da Mehdi’yi yollayacak.
Mesih ya da Mehdi de memleketi zulümden, baskıdan, fesattan kurtaracaktır.
İnsanların Mesih ya da Mehdi’nin dünyayı düzeltmesine yardım etmelerine de gerek kalmayacaktır.
Mesih ya da Mehdi’ye yardımcı olarak Allah mağaradan Ashab-ı Kehf’i çıkaracak ve gökten de İsa Peygamberi indirecektir.
Memleketler zulümden ve fesattan Mesih ya da Mehdi ile yardımcıları tarafından kurtarılacaktır. İnsanların bir şeyler yapmasına da gerek yoktur.
Değerli Kardeşlerim!
Alemlerin Rabbi olan Yüce Allah, Peygamberlerine ve inananlara zulüm ve fesatla ölümüne mücadele etmelerini emredecek.
Bu Mesih ve Mehdi inancına göre; zulüm ve fesatla ölümüne mücadele ederek, şehit veya gazi olan bütün peygamberlerin ve inananların durumu ne olacak?
Bu sorunun cevabını; hadis altındaki rivayetlerde belirtildiği gibi “Mehdi” ve “Mesih” vardır diyen tüm inananların vicdanlarında vermesi gerekir.
Yüce Allah,
” …sizi dininizden etmekten umutlarını kesmişlerdir, onlardan korkmayın, Benden korkun. Bugün, size dininizi bütünledim, üzerinize olan nimetimi tamamladım, din olarak sizin için İslam'ı beğendim...” (Maide 3 )
diye bildirdiği İslam dininde:
Müddessir; 1, 2: “ Ey örtüye bürünen!Kalk, hemen UYAR.”
Âl-i Imran; 104:“İçinizden hayra çağıran, doğruyu-güzeli emreden, kötü-çirkinden alıkoyan bir topluluk olsun. Kurtuluş ve zafere eren işte onlardır.”
Fussılet; 33: “Allah’a çağıran ve düzeltici işler yapan ve “ben Müslümanım” diyen kimseden daha güzel sözlü kim vardır.”
Enfal; 39:” Fitne kalmayıncaya ve din tümüyle Allah’ın oluncaya kadar onlarla SAVAŞ. Vazgeçerlerse kuşkusuz ki Allah, ne yaptıklarını iyice görendir.”
diyerek, bütün kötülükler karşısında tavır almamızı ve mücadele etmemizi istiyor.
Böyle yapılmaması durumunda ise, yani insanların zulüm ve fesattan kurtulmak için çaba
göstermeyip “Mehdi” ya da “Mesih” gibi kurtarıcı bekledikleri durumlarda , içine düştükleri perişanlığı asla değiştirmeyeceğini söylüyor.
Rad; 11:”Her biri için onu önünden ve arkasından izleyen gözcüler vardır ki, kendisini Allah’ın emrine bağlı olarak koruyup denetlerler. Gerçek şu ki Allah, BİR TOPLUMUN MARUZ KALDIĞI ŞEYLERİ, ONLAR, İÇ DÜNYALARINDAKİNİ DEĞİŞTİRMEDİKÇE, DEĞİŞTİRMEZ. Allah bir topluma bir perişanlık dileyince de artık onu geri çevirecek bir güç yoktur. Ve onlar için Allah dışında koruyucu bir dost da olmaz.”
Üzerinde yaşadığımız toprakların çocukları olan bizlerin ataları,Birinci Dünya Savaşı sonrasında “Mehdi “ ve “Mesih” gelecek diye yan gelip yatsaydı ve emperyalist devletlere karşı topyekun Mustafa Kemal’in önderliğinde savaşmasaydı bu gün bizler de yaşıyor olmayacaktık.
Kusursuz olan Allah’tır.
Şüphesiz en doğrusunu Allah bilir.
Allah’a emanet olunuz.
Rad 11:”Her biri için onu önünden ve arkasından izleyen gözcüler vardır ki, kendisini Allah’ın emrine bağlı olarak koruyup denetlerler. Gerçek şu ki Allah, BİR TOPLUMUN MARUZ KALDIĞI ŞEYLERİ, ONLAR, İÇ DÜNYALARINDAKİNİ DEĞİŞTİRMEDİKÇE, DEĞİŞTİRMEZ. Allah bir topluma bir perişanlık dileyince de artık onu geri çevirecek bir güç yoktur. Ve onlar için Allah dışında koruyucu bir dost da olmaz.”
Mehdi kelimesi, "hidayete eren veya hidayete vesile olan" anlamına gelmektedir. Bazı sözlüklerde ve ansiklopedilerde ise kelimenin daha geniş bir tanımı vardır:
Harfiyen "kendisine rehberlik edilen" demek olup, bütün istikametler (yol göstermeler) Allah'tan geldiği için, kelime nihayet kendisine Allah tarafından yol gösterilen, yani hususi ve şahsi bir tarzda Allah'ın hidayetine nail olan manasını almıştır. (İslam Ansiklopedisi, 7/474)
Hidayete eren veya hidayete vesile olan. Sahib-üz-zaman. "Hususi ve şahsi bir tarzda Allah'ın hidayetine mazhar olan, kendisine Cenab-ı Hak tarafından yol gösterilen" manasındadır. Bu kelime ihtida etmiş olanlar için de kullanılmıştır. Mehdi-yi Resul, Mehdi-yi Muntazır da denir. Ahir zamanda gelip bütün Müslümanları Hakaik-ı imaniye ve Kur'aniyeyi cami eserleri ile uyandıracak, dinlerini takviye ve imanlarını tevdit edecek olan ve Peygamberimiz Al'inden bir zattır. (Tür-Dav Lugat, 607)
Mehdi Bütün Dünyaya Hakim Olacaktır
Mehdi'nin tüm dünyaya hakim olacağı Peygamber Efendimiz'in pek çok hadisinde belirtilmiştir. Bu hakimiyet hayatın bütün safhalarında açıkça görülecektir. Bununla ilgili hadislerden bazıları şöyledir:
Tüm olarak yeryüzünün meliki dört tanedir. Onların ikisi: Zülkarneyn ve Süleyman müminlerden, diğer ikisi, Nemrud ve Buhtunnasr kafirlerdendi. Yere beşinci olarak Ehl-i Beyt'imden biri sahip olacak. Yani Mehdi. (Mektubat-ı Rabbani, c. 2, s. 251)
Mehdi tıpkı Zülkarneyn ile Süleyman gibi bütün dünyaya hükmedecek. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Ahir Zaman, s. 10/El-Kavmu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 32/Kıyamet Alametleri, s. 183)
Mehdi doğu ile batı arasındaki her yeri fetheder. (El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamat-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 57)
Kuran'da İslam Ahlakının Dünya Hakimiyetine İşaret Eden Ayetler
Kuran'da İslam ahlakının dünya hakimiyetine işaret eden pek çok ayet bulunmaktadır. Bu ayetler Peygamberimiz'in Mehdi ve Mehdi'nin İslam ahlakını dünyaya hakim kılması hakkındaki haberleriyle çok büyük paralellik göstermektedir. Böyle bir olay bugüne kadar gerçekleşmediğine göre, Kuran ayetlerinde haber verilen geniş çaplı dünya hakimiyetinin, Peygamberimiz'in haber verdiği ahir zamandaki Hz. Mehdi'nin hakimiyetine işaret etmesi çok büyük olasılıktır. Konuyla ilgili ayetlerden bazıları şunlardır:
Allah, içinizden iman edenlere ve salih amellerde bulunanlara va'detmiştir: Hiç şüphesiz onlardan öncekileri nasıl 'güç ve iktidar sahibi' kıldıysa, onları da yeryüzünde 'güç ve iktidar sahibi' kılacak, kendileri için seçip beğendiği dinlerini kendilerine yerleşik kılıp sağlamlaştıracak ve onları korkularından sonra güvenliğe çevirecektir. Onlar, yalnızca bana ibadet ederler ve bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar. Kim bundan sonra inkar ederse, işte onlar fasıktır. (Nur Suresi, 55)
Allah, yazmıştır: "Andolsun, ben galip geleceğim ve elçilerim de." Gerçekten Allah, en büyük kuvvet sahibidir, güçlü ve üstün olandır. (Mücadele Suresi, 21)
Onlar, Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar. Oysa Allah, kendi nurunu tamamlayıcıdır; kafirler hoş görmese bile. Elçilerini hidayet ve hak din üzere gönderen O'dur. Öyle ki onu (hak din olan İslam'ı) bütün dinlere karşı üstün kılacaktır; müşrikler hoş görmese bile. (Saf Suresi, 8-9)
Ağızlarıyla Allah'ın nurunu söndürmek istiyorlar. Oysa kafirler istemese de Allah, kendi nurunu tamamlamaktan başkasını istemiyor. Müşrikler istemese de O dini (İslam'ı) bütün dinlere üstün kılmak için elçisini hidayetle ve hak dinle gönderen O'dur. (Tevbe Suresi, 32-33)
Allah, suçlu-günahkarlar istemese de, hakkı (hak olarak) kendi kelimeleriyle gerçekleştirecektir. (Yunus Suresi, 82)
Onlardan öncekiler de hileli-düzenler kurmuşlardı; fakat düzen kuruculuğun (tedbirlerin, karşılık vermelerin) tümü Allah'a aittir. Her bir nefsin ne kazandığını O bilir. Bu yurdun sonu kimindir, inkar edenler pek yakında bileceklerdir. (Rad Suresi, 42)
Andolsun, sizden önceki nesilleri, resulleri kendilerine apaçık deliller getirdiği halde, zulmettikleri ve iman etmeyecek oldukları için yıkıma uğrattık. İşte biz, suçlu-günahkar olan bir topluluğu böyle cezalandırırız. Sonra, nasıl yapıp-davranacaksınız diye gözlemek için, onların ardından sizi yeryüzünde halifeler kıldık. (Yunus Suresi, 13-14)
Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmaksızın katıksızca iman edenlerin yeryüzüne mirasçı kılınacakları da Kuran'ın pek çok ayetinde vurgulanan ilahi bir kanundur:
Andolsun, biz Zikir'den sonra Zebur'da da: "Şüphesiz Arz'a salih kullarım varisçi olacaktır" diye yazdık. (Enbiya Suresi, 105)
"Ve onlardan sonra sizi o arza mutlaka yerleştireceğiz. İşte bu, makamımdan korkana ve tehdidimden korkana ait (bir ayrıcalıktır)." (Peygamberler) Fetih istediler, (sonunda) her zorba inatçı bozguna uğrayıp -yok oldu- gitti. (İbrahim Suresi, 14-15)
Musa kavmine: "Allah'tan yardım dileyin ve sabredin. Gerçek şu ki, arz Allah'ındır; ona kullarından dilediğini mirasçı kılar. En güzel sonuç muttakiler içindir." dedi. Dediler ki: "Sen bize gelmeden önce de, geldikten sonra da eziyete uğratıldık." (Musa:) "Umulur ki, Rabbiniz düşmanınızı helak edecek ve sizleri yeryüzünde halifeler (egemenler) kılacak, böylece nasıl davranacağınızı gözleyecek" dedi. (Araf Suresi, 128-129)
Kendisine bereketler kıldığımız yerin doğusuna da, batısına da o hor kılınıp-zayıf bırakılanları (müstaz'afları) mirasçılar kıldık. Rabbinin İsrailoğullarına olan o güzel sözü (vaadi), sabretmeleri dolayısıyla tamamlandı (yerine geldi). Firavun ve kavminin yapmakta oldukları ve yükselttiklerini (köşklerini, saraylarını) da yerle bir ettik. (Araf Suresi, 137)
Hayır, biz hakkı batılın üstüne fırlatırız, o da onun beynini darmadağın eder. Bir de bakarsın ki, o, yok olup gitmiştir. (Allah'a karşı) Nitelendiregeldiklerinizden dolayı eyvahlar size. (Enbiya Suresi, 18)
Selam; Bu kadar zahmet çekip yazdığınıza göre Mehdi'yi de söyleyin de anlayalım. Bildiğim kadarıyla Mehdi'ye inanmak imanın bir şartı değildir.Hz.İsa(A.S.) ise yeryüzüne asla gelmeyecektir; bunda şek yok-şüphe yok-acaba yok. Selam ve sevgiyle
..........Mehdi'nin tüm dünyaya hakim olacağı Peygamber Efendimiz'in pek çok hadisinde belirtilmiştir. Bu hakimiyet hayatın bütün safhalarında açıkça görülecektir. Bununla ilgili hadislerden bazıları şöyledir:
..........
Bu kadar laf kalabaligina ragmen Rabbimin cevabi gayet net degil mi ? Yarabbim bu gibi uydurmalara verdigin cevap akledenler icin ne kadar guzel. Sana sukurler olsun.
7:78 "Onlardan bir zümre vardir, aslinda Kitap'tan olmayan birseyi siz Kitap'tan sanasiniz diye, dillerini Kitap'la egip bükerler. O, Allah katinda olmadigi halde, "Bu, Allah katindandir." derler. Bilip durduklari halde, Allah hakkinda yalan söylerler."
__________________ Müslüman olmak güzeldir AMMA Hanif Müslüman olmak bir başkadır başka ......
Selam; Bu kadar zahmet çekip yazdığınıza göre Mehdi'yi de söyleyin de anlayalım. Bildiğim kadarıyla Mehdi'ye inanmak imanın bir şartı değildir.Hz.İsa(A.S.) ise yeryüzüne asla gelmeyecektir; bunda şek yok-şüphe yok-acaba yok. Selam ve sevgiyle
ben mehdi kimdir?nezaman gelicek? bilemem onu allah bilir. sen isa peygamberimizin yeryüzüne gelmeyeceğini bukadar kesin yazdığınıza göre alim birisiniz.neden gelmeyecek hadis olarak kanıtlamanızı bekliyorum bu işler lafla olmaz kardeşim saygılar.
Günümüzde bu Mehdi Masalını müslümanlara yutturmaya çalışanların başında malesef Adnan Oktar geliyor. Malesef diyorum çünkü bu adam Kur'anla da haşır neşir.
İyi de bu nasıl bir Kur'an dostluğu böyle? Adam bir zırvadan yola çıkıyor. Sonra hadisleri sıralıyor. Ki o hadislerin kaynakları da çok acaip; Mektubatı Rabbani, El Kavlül Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyyil Muntazar. Görüldüğü gibi adam Kütüb-ü Sitteyi falan aşmış durumda.
Bu iki kitap hadis kitabı mı da onları kaynak olarak veriyor bu adam? Bu safsatayı destekleme adına hadis kitapları referans olarak verilse ne yazar ama burada bir gerçek var. Adamlar uydurdukları saçmalığı destekleme adına ne bulurlarsa alıyorlar. Materyalin kendi kabullerine göre Sahih Mahih olması da önemli değil, yeter ki işlerine yarasın.
Bundan sonra yapılan ise çok çok daha çirkin. Önce bir masal uyduruluyor. Sonra bu masal alakasız kaynaklardan edinilen hadislerle destekleniyor. Sonra da sıra Allah'ın ayetlerini konuya malzeme etmeye geliyor.
Bu din düşmanlığı, Kur'an düşmanlığı değil de nedir?
Ne alakası var bu ayetlerin mehdi saçmalığıyla? (Nur Suresi, 55/Mücadele Suresi, 21/Saf Suresi, 8-9/Tevbe Suresi, 32-33/Yunus Suresi, 82/Rad Suresi, 42/Yunus Suresi, 13-14/Enbiya Suresi, 105/İbrahim Suresi, 14-15/İbrahim Suresi, 14-15/Araf Suresi, 128-129/Araf Suresi, 137/Enbiya Suresi, 18)
7:78 "Onlardan bir zümre vardir, aslinda Kitap'tan olmayan birseyi siz Kitap'tan sanasiniz diye, dillerini Kitap'la egip bükerler. O, Allah katinda olmadigi halde, "Bu, Allah katindandir." derler. Bilip durduklari halde, Allah hakkinda yalan söylerler."
sayın kardeşim senin demek isrediğin şumu peygamberimizin hadislerini yazmak bu konu üzürinde tartışmak ve tartışanlar kafirdir demişsin elhamdülüllah müslümanım kitapta olmayan birşey değil bu görüşe çok islam biginleri ve yalanlanması imkansız kesin hadisler vardır birşeyi arıştırmadan dolma laflarla insanları kafir yapmayın mehdi gelicek veya gelmeyecek bunu allah bilir tabiki bunu tartışmakta allahın kitabını inkar etmek veyat yalanlamak değildir bunu ben çıkarmadım ezellerden beri tatışılan ve tüm müslümanların inandığı ve hasretle beklediği mehdidir o yüzden önce araştır yok diye biliyorsan hadisler sun bize birşey bilmiyorsan insanları kafir veyatta kitabı yalanlayan müşrikler katagorisine koyma allah sana hidayet versin .
Katılma Tarihi: 28 haziran 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 538
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Selamün Aleyküm! Ceza Kardeşim!
Mehdi ile ilgili tanımlarınız doğrudur.Evet Mehdi ”hidayet görmüş”, “hidayet edilmiş”,"doğru yola kılavuzlanmış” anlamlarında Arapça bir sözcüktür.
Konumuz; “Mehdi” sözcüğünün ne anlama geldiği değil; bu sözcüğe, bazı “Müslüman” kardeşlerimiz tarafından yüklenen anlamdır. Ki bu anlam da Mehdi’nin; ilerideki bir tarihte (kıyamete yakın bir zamanda) ortaya çıkacağı zannedilen kişi olmasıdır. Oysa Rabbimiz:
Yunus; 36 da:
“Onların çoğu ZANDAN başka bir şeyin ardından gitmiyor. Doğrusu şu ki, ZAN HAKTAN HİÇBİR ŞEY İFADE ETMEZ. Allah onların yaptıklarını iyice bilmektedir.”
Demektedir.
Mehdî'nin zuhurunu haber veren hadîsi, Ebû Davûd, Tirmizî, Ibn Mace, Bezzâr, Hâkim, Taberanî, Ebû Râbî, rîvâyet etmişlerdir.
Lütfen bu hadisleri, hadisi rivayet eden raviler de dahil okuyun. Hadisin nasıl bir hadis olduğunu belirtenkısımlarını da okuyun.
Okuduktan sonra Zuhruf 44 de “ Doğrusu bu Kuran sana ve ümmetine bir öğüttür, ondan sorumlu tutulacaksınız.”belirtildiği gibi sorumlusu olduğumuz,Alemlerin Rabbi olan Yüce Allah’ın gönderdiği Kur’an’ı da okuyun ve sonra kararınızı verin.
Belirttiğiniz Kur’an ayetlerini de önce ve sonrası ile birlikte okursanız ne denilmek istediğinin daha iyi anlaşıldığını görürsünüz. Adı geçen ayetlerin konumuz olan Mehdi ve Mesih inancı ile ile en ufak bir ilişkisi dahi yoktur.
Herkes kendinden sorumludur.
Bu formu okuyan tüm kardeşlerimiz için de açıklayıcı olması nedeniyle aşagıdaki bilgilerin değerlendirileceğini umuyorum.
İbni Kesir:
Maide 12 :” And olsun ki, Allah, İsrailoğullarından söz almıştı. Onlardan oniki reis seçtik. Allah: «Ben şüphesiz sizinleyim, namaz kılarsanız, zekat verirseniz, peygamberlerime inanır ve onlara yardım ederseniz, Allah uğrunda güzel bir takdimede bulunursanız, and olsun ki kötülüklerinizi örterim. And olsun ki, sizi içlerinden ırmaklar akan cennetlere koyarım. Bundan sonra sizden kim inkar ederse şüphesiz doğru yoldan sapmış olur» dedi.” Ayetinin açıklamasında:
“Tevrat'ta Hz. İsmâ'îl soyundan oniki büyük kişinin çıkacağı müjdelenir.İşte bunlar, İbn Mes'ûd ve Câbir ibn Semure'nin zikrettiği hadîste(4279... Câbir b. Semure (r.a) şöyle demiştir:
Rasûlullah (s.a)'i, şöyle buyururken işittim: "Size etrafında (tüm) ümmetin toplanacağı oniki halife gelinceye kadar, bu din ayakta kalmaya devam edecektir."
(Bu arada) Rasûlullah (s.a)'den bir söz duydum ama anlamadım, babama: Rasûlullah ne diyor?" dedim. "Hepsi Kureyş'den" (buyurdu) dedi.(Tirmizî, Fiten, 46.Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 14/394.)
haber verilen oniki halîfedir. Yahudilikten İslâm'a dönmüş bazı câhiller, kendilerinin yanına gelen bazı şî'îlere, İsmâ'îl soyundan gelecek oniki büyük kişinin, oniki imâma işaret olduğunu söylemişler; o câhilleri dinleyen çok kimse de, cehaletleri yüzünden şî'î olmuştur" diyor.
Şiîler bu hadîsi oniki imâma işaret görürken, mutasavvıflar da bunu halîfe denilen ve her zaman var oldukları düşünülen oniki velîye işaret görmektedirler.
Hıristiyanlar, îsâ'nın kabrinden, cesediyle göğe kaldırıldığına, son zamanda gökten inip Allah adına insanlar arasında hüküm vereceğine, suçluları cezalandırıp, kendisine inanmış ve destek vermiş olanları ödüllendireceğine inanırlar.
İşte büyük ihtimalle bu inanç, Şîîler arasında Muntazar İmam, Sünnîler arasında da Mehdî şekline bürünmüş olabilir. Şîîler, ortadan kaybolduğu iddia edilen onikinci imamın, âhir zamanda çıkıp tam adaleti kuracağına inanırlar.
Şimdi kabrinden kaybolup bir gün adaleti kurmak üzere yeryüzüne inecek olan İsâ Peygamber ile, ortadan kaybolup bir gün yine aynı ülküyü gerçekleştirmek üzere ortaya çıkacak olan Muntazar İmam inancı, hemen hemen birbirinin aynıdır. Değişik olan sadece isimlerdir.
Al-i İmrân 55:” Allahbuyurmuştu ki: Ey İsa! Seni vefat ettireceğim, seni nezdime yükselteceğim, seni inkâr edenlerden arındıracağım ve sana uyanları kıyamete kadar kâfirlerden üstün kılacağım. Sonra dönüşünüz bana olacak. İşte o zaman ayrılığa düştüğünüz şeyler hakkında aranızda ben hükmedeceğim.”
Mâide117:” Ben onlara, ancak bana emrettiğini söyledim: Benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin, dedim. İçlerinde bulunduğum müddetçe onlar üzerine kontrolcü idim. Beni vefat ettirince artık onlar üzerine gözetleyici yalnız sen oldun. Sen her şeyi hakkıyle görensin.”
ayetleriyle bildirilmişken ve
Enbiyâ 34:” Senden önce de hiçbir insanı ölümsüz kılmadık, sen ölürsün de onlar baki kalır mı?”
ayeti ile Peygamber Efendimizden önce hiçbir insana ebedî yaşama verilmediği, ondan öncekilerin de hepsinin öldüğü; Peygamber Efendimizin de bir gün öleceği belirtildiğine göre İsâ Peygamberin de öldüğüne ve bir daha da geri gelmeyeceğine inanmak gerekir.
Peygamber Efendimizin peygamberlerin sonuncusu olduğunu bildiren Allah’a rağmen İsa Mesih gelecek diyenlere ne diyeyim?
Ahzab 40:” Muhammed içinizden herhangi bir adamın babası değil, Allah'ın elçisi ve peygamberlerin sonuncusudur. Allah her şeyi bilendir.”
Kusursuz olan Allah’tır.
En doğrusunu Allah bilir.
Allah’a emanet olunuz.
Ahzab 40:” Muhammed içinizden herhangi bir adamın babası değil, Allah'ın elçisi ve peygamberlerin sonuncusudur. Allah her şeyi bilendir.”
Rad; 11:”Her biri için onu önünden ve arkasından izleyen gözcüler vardır ki, kendisini Allah’ın emrine bağlı olarak koruyup denetlerler. Gerçek şu ki Allah, BİR TOPLUMUN MARUZ KALDIĞI ŞEYLERİ, ONLAR, İÇ DÜNYALARINDAKİNİ DEĞİŞTİRMEDİKÇE, DEĞİŞTİRMEZ. Allah bir topluma bir perişanlık dileyince de artık onu geri çevirecek bir güç yoktur. Ve onlar için Allah dışında koruyucu bir dost da olmaz.”
Selam; Sevgili ceza kardeşim; Ben alimim demedim; ancak Hz.İsa(A.S.) yeryüzüne tekrar kesin olarak gelmeyecek- bundan tam eminim.Bu hususta, yeryüzüne gelecek diye ayet yok.Hz.İsa yeryüzüne nüzul edecek hadisi sahih ise- bu zaten gerçekleşmiştir. Günümüzde hristiyanlığın yeryüzünde girmediği tek bir ülke kalmamıştır.Ama beden olarak gelmeyecektir. Hadis olarak kanıtlamanızı bekliyorum demişsiniz; Kuran'da olmayan veya Kuran'a aykırı bir söz hadis de değildir. Buna da tam emin ol.Zaten Peygamber Efendimiz de bir hadislerinde kendine bir söz atfedildiğinde bunu Kuranla karşılaştırmamızı emretmişlerdir. Gelelim Mehdi konusuna.Nurcu kardeşlerimiz Said-i Nursi'nin Mehdi olduğunu düşünüyorlar; İskenderci kardeşlerimiz İskender Mihr'in Mehdi olduğuna inanıyorlar.Adnan Hocacı kardeşlerimiz Adnan Hoca'nın Mehdi olduğuna inanıyorlar.İhtimaldir ki yurtdışındaki müslüman kardeşlerimiz arasında da benzer inançlar vardır.Şii kardeşlerimiz arasında daha bir yaygın sanırım. Ama imanın bir rüknü değil diye biliyorum.
Moderatör notu hata ile adres belirtilmeden senin iletinin sonuna yazılmıştır. Hitap edilen kişi "ceza" nickli üyemizdir. Bu hata dolayısıyla özür dileriz.
Saygılar
Moderatör Notu (Ceza Nickli Üyemize): Forumumuz bir Kur'an tabanlı müzakere ortamıdır. Reklam amaçlı veya farklı bir nedenle yalnız hadislerle hazırlanmış (ve yanıt özelliği bulunmayan) yazılar ortak tartışma zemini içermediğinden silinmektedir.
__________________ Yunus 105. Şu da emredildi: "Yüzünü dine bir hanîf olarak çevir. Sakın müşriklerden olma!"
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma