Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Alperen, Dostum Link icin sagol. Yaratilis evreli beni hep düsündürmüstür, ve acaba Ilk Adem Dünyaya gelirken asama asama yaratilarakmi geldi yoksa (tabiri caizse) gökten zembillemi indi? Allah herseye kadir!
Araf 16. Dedi: "Beni azdırmana yemin ederim ki, onları saptırmak için senin dosdoğru yolun üzerine kurulacağım."
Hicr 39. Dedi: "Rabbim! Beni azdırmana yemin ederim ki, yeryüzünde onlar için mutlaka süslemeler yapacağım ve onların tümünü kesinlikle azdıracağım."
Ayetlerde görüyoruz ki İblis yaptığı yanlış hususunda kendisini değil Allah’ı suçlu buluyor. Ve “beni azdırdın” diyor.
Konu hakkında araştırma yapan dostların dikkatlerine sunulur.
Ayrıca diğer önemli nokta da şu: İblis ayrıdır, şeytan ayrı. Ayetlerde bu ayrım var.
İblis bir varlığın ismidir ama şeytan bir sembol isimdir. Bir vasıf, bir niteleme, bir sıfattır. Bu sembol isim şablon gibidir. Bu şablona uyan insan veya cin şeytan olabilir. İlk şeytan İblistir.
İblis bir cindir ama belki sıradan bir cin değildir. Çünkü kıyamete kadar işbaşında. Cinlerin de belli bir ömrü var malum.
Belki kıyamete kadar işbaşında olacak olan İblis değil İblislik misyonudur. Bu misyonun temsilcileri de ins ve cin’den olabilir.
Katılma Tarihi: 24 mart 2005 Yer: Germany Gönderilenler: 95
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Selam Arkadaslar.
Alperen Yazdı:
Ayrıca diğer önemli nokta da şu: İblis ayrıdır, şeytan ayrı. Ayetlerde bu ayrım var.
2:36 Şeytan, onları oradan kaydırıp bulundukları yerden çıkarttı.
Nihayet, "Birbirinize düşman olarak aşağı inin. Yeryüzünde belli bir
süre kalıp yaşayacaksınız," dedik.
Fe ezelluhmesSeytanu...
Bak burada da ayni konuda Iblis degil, Seytan olarak aniliyor, ben
Seytanin Iblisden farkli birsey oldugunu zannetmiyorum. Evet bazi
Ayetlerde ayri sekilde aniliyor, neden farkli kavram ile ifade
edildigini bende sorguluyorum.
Ayrica bak:
[003.036] [DI] Onu doğurduğunda, Allah onun ne doğurduğunu bilirken «Ya Rabbi!
Kız doğurdum. Erkek, kız gibi değildir, ben ona Meryem adını verdim, ben onu da
soyunu da, kovulmuş şeytandan Sana sığındırırım» dedi.
Vezurriyyeteha MinesSeytanir Rahim
[004.119] [ON] «Ve elbette onları saptıracağım ve elbette onları
kuruntuya düşüreceğim ve muhakkak onlara emredeceğim de hayvanların
kulaklarını yaracaklar ve herhalde onlara emredeceğim de Allah
Teâlâ'nın yarattığını tağyir edeceklerdir.» Ve her kim Allah Teâlâ'dan
başka şeytanı velî ittihaz ederse şüphe yok ki, pek açık bir ziyan ile
ziyana düşmüş olur.
Vemeyyettehuzus SEYTAN'e
Bu Ayetlerde konusu gecen Seytan, Iblis'in aynisi degilmi? Bence aynisi, ama su da dikkatimi cekti:
[006.112] [SY] Böylece biz her peygambere, insan ve cin şeytanlarını
düşman yaptık. Onlardan kimi kimine, aldatmak için birtakım yaldızlı
sözler fısıldayıp telkin ederler. Eğer Rabbin dileseydi, bunu
yapamazlardı. O halde onları, düzmekte oldukları yalanlarıyla başbaşa
bırak!
Insanlarinda Cinlerinde, her iki cins icinde Seytanlar mevcut olabilir.
Ancak dikkatimi ceken bu ve benzeri Ayetlerde Iblis yerine Seytan
olarak aniliyorlar.
Diyorum ki, belki Iblis insanin ve cinlerin özünde bulunan bilinmedik bir unsurdur. Yani sirf ic
güdülerle haraket eden kisi, kendini soyutlayamazsa Iblis(seytan) olur, soyutlarsa Melekden de
üstün olabilir. Ki bu yorumun ne kadar zayif olma ihtimalide olsa, beni cok düsündürüyor.
Misal, kisi kötü birsey yaparken bunun bilincinde de olsa, cünkü
icimizdeki ses kötü birsey oldugunu söylüyor, "aman bir kere yapsam ne
olacakki" deyip yada kendine hakli gerekceler bulup, iste o sirada
farkli bir ses konusa geliyor, mayamizdaki iki özelligin arasinda
birisi galip geliyor.
Bu mevzular cok ince, seviyemin yetersiz oldugunuda biliyorum, ancak bu
Adem-Melek-Cin mevzusunu sembolik anlamda mesajlari almakla kalmayip,
anlatilan hadiseleri de yasanmis kabul edersek tutarsizlik cikiyor
ortaya.
Seytandan ziyade "Iblis" bir tanimlama olamaz mi? Sembolik bir figür,
Seytanlarin atasi!? Alperenin sordugu gibi, yoksa Iblis ölümsüzmü ki
kiyamete kadar musallat oluyor. Aslinda kiyamete kadar süre verilen
insan-cinler (ölenin kiyameti kopuyor!), ve iclerindeki hüküm
söktürebilecek seytansi
özellikleridir diye düsünyorum(yani benligin disinda her iki cinse
ayriyeten fisildayan bir seytani yaratik degil!), ne kadar güclenmesine
kisi müsade ederse birer seytan olabilir. Ne kadar azarsa kisi, atasi
Iblisdende bir farki kalmaz. Öyle degilmi?
Galiba en olumlu aciklamayi, Cinlerin esasta ne olup olmadigi sonucunda
bulabiliriz diye düsünüyorum. Cinler gercekte görünmeyen, sekil
degistirebilen varliklarmidir yoksa farkli özellikde bir insan türümü
dersiniz? Benim bu konuda kesin bir yorumum yok, diger konularda da
oldugu gibi, ama beni düsündüren bir cok sey var cinler konusunda,
örnegin:
Cinlerde Allah'in birer kullari, o halde Namaz kilmalari da gerekir,
abdest almalarida. Madde özelligi olan su ile nasil görünmeden muhattap
olabiliyorlar? Cinlerin besin tarzi insanlardan farkli ise, yeryüzünde
bir agacin elmasindan yemeleri ne kadar tutarli olur?
Daha önce yer yüzünde yasayan Cinler icin, daglar tepeler,
mesafeler(egerki isik hizi ile hareket ediyorlar) onlar icin birsey
ifade etmemesi gerekiyor.
Daha önce yeryüzünde bozgunculuk yapip kan döken sakin Cin olarak
tanimlanan, dis sekli ile insan ama benlik konusunda farkli özellige
sahip olan Insan türü olmasin?
Cin konusunda yorum getiremiyorum, eger görünmez varliklar ise en
yaklasik cevabi herhalde onlarla muhattab olup, görüp konusan kisiler
verebilir.
bogazici Yazdı:
Yada baska bir gezegenden mi gonderildiler. Cennet den
gonderildiklerine gore cennet de dunyada olmadigina gore aciklamalari
bende merak ediyorum.
Sanmam, baska gezegenden de gelseler tabiyat geregi topraktan, yani
maddi özellikten yaratilmislar. Yaratilmanin sürec icinde evrelerden
gecerek olasiligi cok yüksek, bizlerde yaratilirken bir cok evreden,
dokuz ay icinde meydana geliyoruz. Allah ilk insani topraktan bir
sekilde sekillendirerek (insanlar acisindan!) sürec icinde degise
degise insan haline getirdigini düsünüyorum.
Hz. Adem'in ve Esinin Cennette yaratildigini sanmiyorum, bunlar bana
sembolik anlatim olarak geliyor. "Ilk insan Ademdir" seklinde dogrudan
bir aciklama yok Kuranda, dolayli sekilde böyle bir yorum cikariyoruz.
Sevgili Sinan, benim de zihnimde son şeklini vermediğim bir husus bu. Ama ben yine ayetlerde İblisin ve Şeytanın ayrıldığını savunuyorum. Fakat İlk Şeytan İblisti diyorum. İblis de şeytan olduğundan dolayı 2.36 daki kandırıcı/ayartıcı şeytandır yani İblistir. Orada onun ismi değil sıfatı kullanılmıştır.
Şeytanlık İblisle başlamıştır. Ama bu mevzudaki sembol isim İblis değil şeytandır. İblis yada Azazil herneyse bu o cin’in özel ismidir. Ama şeytanlık onun sıfatıdır. Genelgeçer kavram “şeytan”dır. Tabiki her zaman olduğu gibi şimdi de yanılıyor olabilirim. İllaki bu doğrudur demiyorum.
“İblis” kelimesi sadece Adem’in cennetteki serüveni esnasında var. Diğer zamanlarda ise “şeytan” kavramı var. Ademden sonraki zamanlarda acaba İblis’e ne oldu? Her cin gibi o da öldü mü?
Ölmüş olabilir ama “İblis” ismi Sebe halkı zamanında tekrar karşımıza çıkıyor. Önce ayetlere bakalım:
Sebe Suresi
15. Yemin olsun, Sebe' için kendi meskenlerinde bir ibret vardı. Sağ ve soldan iki bahçe. Rabbinizin rızkından yiyin de O'na şükredin. Tertemiz bir belde ve affeden bir Rab...
16. Ne var ki onlar yüz çevirdiler; biz de üzerlerine Arim selini gönderdik. Onların iki bahçesini, buruk yemişli, acı ılgınlı, birazcık da sedir ağacı bulunan iki bahçeye çevirdik.
17. İşte böyle! Nankörlük ettikleri için onları cezalandırdık. Nankörden başkasına ceza verir miyiz hiç!
18. Biz onlarla, içini bereketle dolduğumuz kentler arasında, sırt-sırta vermiş kasabalar oluşturduk; Bunlar arasında gidiş-gelişler belirledik. "Geceleri ve güdüzleri, güven içinde gezip dolaşın oralarda." dedik.
19. Ama onlar, tutup şöyle dediler: "Rabbimiz, seferlerimizin arasını uzaklaştır!" Böylece kendilerine zulmettiler de biz de onları efsaneler haline getirdik; hepsini darmadağın ettik. İşte bunda, gereğince sabreden, yeterince şükreden herkes için elbette ibretler vardır.
20. Yemin olsun, İblis onlarla ilgili sanısında isabet etti. İnananlardan bir grup dışındakiler ona uydular.
21. Oysaki onun, onlar üzerinde hiçbir sultası yoktu. Sadece biz; âhirete inananı, onun hakkında kuşkuya düşenden ayırmak için böyle yapıyorduk. Rabbin herşey üzerinde Hafiz'dir, kollar, korur, gözetir.
Evet burada İblis’in ismi var ama sadece onun Sebe Halkı için (ve diğer tüm halklar için) yapmış olduğu zan/tahmin/sanı sözkonusu edilmiş. Pekala İblis bu tahmini ne zaman yaptı? Adem ile birlikte cennetteyken.
Sebe Suresi 20’yi dikkatli okursak İblis’in Ademoğlu için bir tahminde, bir zanda bulunduğunu görürüz. Buradan da Sebe halkı zamanında işbaşında olan şeytanın İblis olmadığını anlarız. Yoksa neden “zan”, “sanı” kelimeleri kullanılmış olsun. Sebe halkı zamanında ve şu anda devam eden iblislik misyonu=şeytanlıktır, diyebiliriz.
Zira İblis’in orduları vardır. Ordudaki her bir şeytan neferi aslında İblistir.
Şuara Suresi
94. Ardından onlar ve öteki azgınlar cehennemin içinde tıkılmıştır.
95. İblis orduları toplu haldedir.
Şuara Suresi 95’ten ise İblis’in tek olmadığını ama bu misyonun başını çektiğini görüyoruz. Yani başkomutan İblis idi.
Sözün özü İblis bir cindir. Ve bir süre sonra ölmüştür. Ama onun misyonunu temsilcileri devam ettirmektedir diyebiliriz.
Fakat bir sorun var. Bu öngörümüzü çürütecek bir detay var.
Cin Suresi 4. "Doğrusu, bizim beyinsiz, Allah hakkında saçma lakırdı ediyormuş."
Eğer burada “bizim beyinsiz” diyerek kastedilen İblis ise, öngörümüz çürür. Ama burada kastedilen cinlerin o andaki lideri/liderleri olabilir. Zira cinlerin o anki lideri de İblis misyonundaki biri yani o zamanın şeytanı olabilir. Zira Allah ile aldatan sadece İblis değildir. Yaman Aldatıcılar şeytan formundaki ins ve cin olabilir.
Lokman 33. Ey insanlar! Rabbinizden korkun! Herhangi bir şeyde babanın, evladı; evladın da babası yerine karşılık ödemeyeceği günden ürperin! Allah'ın vaadi haktır; dünya hayatı sizi sakın aldatmasın. O yaman aldatıcı, sakın sizi Allah ile aldatmasın!
Şeytanın özel ismi. Bir çok ismi bulunan şeytanının isimlerinden biri.
Şeytan; cinnilerden ve insanlardan şerli yaratıkları nitelemek için
kullanılan bir cins isimdir. Hz. Adem (a.s)'in cennetten çıkmasına
sebep olan, Kur'an'da anlatılan şeytanın birçok isimleri vardır.
Meselâ; el-Adüvv, Aduvullah, Azazil ve İblis bunlardandır.
İblis kelimesinin türediği "Eblese" kökü şu anlamları ifade eder:
Hayırsız oldu, hüsrana uğradı, şaşkınlığa düştü, Allah'ın rahmetinden
ümidini kesti. İblis kelimesinin çoğulu "Ebalis" ve "Ebalise"
ölçüsündedir. Kelimenin türediği fiil kökünün şeytanın özelliklerini
nitelemesinden dolayı İblis şeytana özel isim olmuştur (Alusi,
Ruhû'l-Meânî, Beyrut (t.y.), I , 229). İblis Ruhânî isabet ettiğini
zehirleyen bir ateşten (nar-ı semûm) yaratılmış cinlerin ve şeytanların
atasıdır. Yaratılış mayasının nefsi isteklerle yoğrulduğu bunun için
meleklerin içinde iken bile büyüklenmiş ve nefsinde bulunan meziyetler
kendisini aldatmıştır (bk. Kamil Miras, Tecrid-i Sarih Tercümesi ve
Şerhi, IX, 55).
Bir konuda yorum farki göremiyorum, Iblis Seytanlarin atasi
diyebilirmiyiz? Evet. Seninde belirttigin gibi miyson öncüsü olarak
nitelendirebiliriz.
Seytan ins ve cins'den ayri bir tür yaratik olmadigina ve iblis
cinlerdendi aciklamasina göre, bir Cin'in bas kaldirmis olmasi sonucuna
variyoruz. Ne zaman? Hz. Adem yaratildiginda.
Iste bu noktada, Adem'in yaratilip Cennette sürülüp geri kovulma
hadiselerini sembolik degilde olmus bir hadise olarak algilarsak,
Iblis'inde sembolik degil, aktif bir Figür olarak secde ve cennet
olayinda yasamis olmasi yorumu cikiyor. Ve böylece bu baslikta
tartisilan konular tekrarini alacak.
Ki ben sembolik yorumlamaktan yanayim, onun icin bir önceki yazilarimda
Cinlerin bu konuda anahtar kelime olabilecegini düsünmüstüm. Ancak
simdiki konu tabaninda olmus bitmis, yasanmis birer hadise olarak
yorumlayalim. Yoksa ayri ayri konular bir arada karisacak sanirim.
Sahsen toparlayamam.
Alperen Yazdı:
Eğer burada “bizim beyinsiz” diyerek kastedilen İblis
ise, öngörümüz çürür. Ama burada kastedilen cinlerin o andaki
lideri/liderleri olabilir. Zira cinlerin o anki lideri de İblis
misyonundaki biri yani o zamanın şeytanı olabilir. Zira Allah ile
aldatan sadece İblis değildir. Yaman Aldatıcılar şeytan formundaki ins
ve cin olabilir.
Bende öyle düsünüyorum, yoksa Iblis ölümsüz olmasi gerekirdi. Iblis
cinlerden olduguna göre ve her cin ömür tükettigine göre sözkonusu
Iblis degil, bir baska Seytan olabilir.
Katılma Tarihi: 24 mart 2005 Yer: Germany Gönderilenler: 95
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Selam Herkese.
Bir kac soru uyandi kafamda:
Sinan Yazdı:
Bende öyle düsünüyorum, yoksa Iblis ölümsüz olmasi gerekirdi. Iblis
cinlerden olduguna göre ve her cin ömür tükettigine göre sözkonusu
Iblis degil, bir baska Seytan olabilir.
Bu ne kadar azimli, basarili bir yaratik ki, kendisi öldügü halde
digerlerini öyle bir asilayabilmis ki, kendisi var olsada olur olmasada
olur dedirtiyor.
Ama dikkatimden kacan:
7-Araf Suresi
13. Buyurdu: "O halde in oradan. Senin haddine mi orada büyüklük taslamak! Hadi çık! Sen alçaklardansın."
14. Dedi: "İnsanların diriltileceği güne kadar bana süre ver."
15. Buyurdu: "Süre verilenlerdensin."
Hicr-15. Sure:
35. "Din gününe kadar üzerinde lanet var."
36. Dedi: "Rabbim, onların diriltileceği güne kadar bana süre ver."
37. Buyurdu: "Hadi, süre verilenlerdensin."
Benzeri aciklamalar Isra-17. Sure: 62-64 ve Sad-38. Sure: 77-83.
Peki bu adam ölmedi mi? Süre verilmisse ölmemistir sonucuna variyorum, Ayetler bu sekilde sonuc veriyor.
Her canli ölümü tadacak, Iblis cinlerden di deniyor, o halde:
Iblis = Cin = Canli. E bu adam sirf rica üzere kiyamete kadar
kalabilmisse, hani "ben nasilsa kaybettim, bari süre verde
digerlerinide yaniltayim" dercesine, bu bir gerekce olabilirmi ?
Yüce Allah bir Cin'e neden böyle bir konuda müsade veriyor? Eger ki
ordulari var, etkin bir asilama büyük bir ihtimal, o halde Iblis'in
kiyamete kadar aktif olmasinin ne önemi kaliyor? Her insanla bizzat
kendisi ugrasiyorsa, ayni anda kac milyar insanla ugrasabilecek?
Iste bu yüzden ben bu olaylari Sembolik olarak yorumlamaktan yanayim,
hadiseleri anlatildigi gibi olmus yasanmis kabul ederseniz her bir
cevap yeni bir soruya yol aciyor.
Bence ben o sembolik ADEM'im, o sembolik Cenneti suan yasiyorum (gercek ahiret yurdundan
bahsetmiyorum!), dünya hayatinda o kadar yasak agac varki, icimde ki
Iblis galib gelirse Atese girecegim, eger dokunmazsam bu yasak
agaclara, esas yurdum Cennete gidecegim, Allah bilir sonumu. Her
birimiz birer Adem degilmiyiz? Ve her birimizin icinde birer Iblis
yatmiyormu? Kimine hükmetmis kimine edememistir... Hükmü altina giren
kisi, tipki bir Iblis gibi gözümüzün önünde dolanir, baskalarinida
atesine davet eder, eger hükmü altina girmemisse kisi Melekden de üstün
olabilir. Gercekte kiyamete kadar süre verilenler bizler degilmiyiz,
her ölenin kiyameti kopmuyormu? Iblis bizim disimizda degil icimizdeki
benligin bir parcasi veya! bilinmedik özel bir unsur olamazmi acaba
diye düsünüyorum.
Fazla gercekci algilamamak kaydiyla kisaca söylede düsünebilirsiniz,
dünyaya gelmeden önce tam o yasak agacin karsisinda dikiliyorduk,
birden bire kendinizi dünya hayatinda buluyorsunuz, ölüp tekrar
dirildigimiz anda elimizi o agaca uzattikmi yoksa sakindik mi
görecegiz. Kimisi kalici olacak kimiside kovulacak.
Ben aciklamalari sembolik olarak kabulleniyor, kendi hayatimda bu
sekilde uyarliyorum. O yasak agaca dokunmamissak Cennette
kalacagiz, yani tekrar dirilip Cennete girecegiz!(insaAllah!) sayet yasagi cignemissek kovulacagiz, Cehenneme.
Yorumum özelte bu sekilde, illaki gercek budur demiyorum.
Dogrusunu süphesiz Allah bilir.
iblis konusundaki fikirlere bende bir örnekle bir zann eklemek
istiyorum. tüm cinleri ve insanları su olarak kabul edelim iblis
te dahil. hepsini aynı dereden alınmış bardaktaki sular gibi hayal
edelim.
iblis secdeyi reddettiği anda toz boya haline dönüşmüş olsun. o boyaya da şeytan diyelim (tekil)
iblisin kendisine ordu kurabilmesi için yapması gereken sadece sulara 1
tutam boya atabilmek çünkü bardakların ağzı açık. ancak boyayı alan
bardaktaki su toz boya haline değil BOYALI SU haline geliyor.
iblis'e verilen süre/söz o toz boya halinin kıyamete kadar
bitmeyeceğidir ve iblis'te yemin ediyor çoğu bardağı BOYALI SU
yapacağım.
189. O, odur ki, sizi bir tek canlıdan yarattı, eşini de ondan vücuda getirdi ki, gönlü buna ısınsın. Eşini sarıp kucaklayınca o, hafif bir yük yüklendi de bir süre onu gezdirdi. Ağırlaştığında ikisi birden Rablerine şöyle dua ettiler: "Bize iyi huylu, yakışıklı bir çocuk verirsen yemin ederiz, şükredenlerden olacağız."
190. Allah onlara ruhta-bedende güzel bir çocuk verince, kendilerine verdiği nimete ikisi birden Allah'a ortak koşmaya başladılar. Allah onların ortak koştuğu şeylerden arınmıştır.
191. Hiçbir şey yaratmayan, bizzat kendileri yaratılmış olan şeyleri/kişileri mi ortak koşuyorlar?
sizi bir tek canlıdan yarattı, eşini de ondan vücuda getirdi ki: Burada bahsedilen kişi Adem ve eşi (ismi Kur’anda yok ama Havva)
Eşini sarıp kucaklayınca o, hafif bir yük yüklendi: Adem ile Havvanın münasebetinden Havva hamile kalıyor.
Ağırlaştığında ikisi birden Rablerine şöyle dua ettiler: Doğum yaklaştığı an Adem ve Havva Allah’a kendilerine hayırlı evlat vermesi için dua ediyor. Evlat verdiğinden dolayı şükredenlerden olacaklarına dair Allah’a söz veriyorlar.
Allah onlara ruhta-bedende güzel bir çocuk verince, kendilerine verdiği nimete ikisi birden Allah'a ortak koşmaya başladılar: Çocukları olduğunda ise ikisi birden (Adem ve Havva) Allah’ın verdiği bu nimet hususunda Allah’a ortak koşmaya başlıyorlar.
191. Ayette de bu müşrik tutumlarından dolayı tekrar kınanıyorlar.
Bu ayetlerden şu iki sonuç çıkıyor:
1.) Adem ve Havva birer sembol isimdir. Konu Ademler ve Havvalardır.
2.) Bu ayetlerde bahsi geçen kişiler (Adem ve Havva) gerçek kişilerdir. Ve Allah’a şirk koşmuşlardır. Dolayısıyla Adem’de peygamber değildir. Ama bu açıklamayla da şu çıkmaza giriyoruz: Allah’ın varlığına ve birliğine en fazla şahit olan bir insan=Adem nasıl böyle büyük bir yanılgının içine düşer?
Sözün özü ben de Sinan gibi düşünüyorum. Ve sevgili dostumun hoşgörüsüne sığınarak aramızda geçen diyalogdan bir kısmını buraya aktarmak istiyorum:
Bu Adem-Melek konusunda bende de netleşmiş bir kanaat yok. Bir yandan aklıma şöyle de gelmiyor değil. Kur’anda ve diğerkutsal kitaplarda sembol/simge dili çok kullanılmıştır.
Örneğin Allah’ın ruhlarımıza “ben sizin Rabbiniz değil miyim” diye sorduğu gün acaba gerçekten karşısında ayrık/bireysel ruhlar var mıydı? Yoksa bu tamamen sembolik bir anlatım mı? Yani şu denmiş olamaz mı? Ben sizi beni tanıyacak formatta yarattım. Genlerinize bu hanifliği kodladım.Belki işin aslı bu ama konu simgelerle sembollerle anlatılmış olabilir.
Aynen bunun gibi Adem-İblis-melek konusu da sembolik olabilir. Bu konuda anlatılanların hepsi simgesel dil kullanılarak sunulmuş olabilir. Hani Mevlana hikayelerindeki gibi. Hikayedeki karakterler, durumlar semboliktir ama asıl verilmek istenen mesaj önemlidir gibi.
Oradaki Adem insanoğlunu simgeliyor olabilir. Meleklerin secdesi onların bize kurgulanan bu sınav serüveninde pozitif yanda olduğunu gösterebilir. Oradaki İblis ise bizim bu sınav serüvenimizdeki negatif unsuru simgeliyor olabilir. İblisin secde etmemesinin anlamı onun bizim karşıtımız, bizi ayartmaya çalışan bir unsur olduğunu gösterebilir. Melekler ise örneğin kiramen katibin gibi bizim emrimize verilmiştir. Yani secde etmişlerdir. (Secde kelimesini kur’anda taratmanı tavsiye ederim)
Dolayısıyla oradaki yani cennetteki sınanma, aldanma, sonuçta dünya sürgünü falan tümü hikaye formatında bizi sunulan özgerçekler olabilir.
…….
Ama eğer İblis kendi sonunu biliyorsa neden böyle bir aptallık yapmış olsun? Ki Ademoğlunun hayat serüvenini ve sonunu biliyor. Demek ki kendininkini de biliyordur herhalde.
Tek bir ihtimal kalıyor. Bu anlatılanlar sembolik. İblis bir sembol isim ve bu sembol ismin simge adı şeytan. Ve şeytan insandan ve cinden olabiliyor ayete göre. Oradaki Adem de sembol isim.
Ademe isimlerin öğretilmesi de ayrı bir çetrefilli konu. Gel de anla. Ne demek bu isimlerin öğretilmesi. İşte bu noktada bu konunun sembolik olduğunu kabullenmemizden başka çıkar yol kalmıyor. Eşyayı isimlendirebilme yetisi (bilim yapabilme kabiliyeti) her insanın kodlarında var. Yani hepimiz Ademiz ve bize isimler daha doğmadan talim ettirilmiş yani kodlanmış.
Cennette sınanma olur mu? Yasak ağaç olur mu? Kandırılma olur mu? Kovulma olur mu? Olmaz. Ya kandırılmasaydı ne olacaktı. Yeryüzü serüvenimiz başlamayacak mıydı yani?
Hasılı kelam bence tamamen sembolik bir anlatım var burada. Ama buradaki tüm sembolleri teker teker ele alıp çözümlemek lazım.
10- Andolsun, sizi yeryüzünde yerleşik kıldık ve orda size geçimlikler yarattık. Ne az şükrediyorsunuz?
11- Andolsun, Biz sizi yarattık, sonra size suret (biçim-şekil) verdik, sonra meleklere: "Adem'e secde edin" dedik. Onlar da İblis'in dışında secde ettiler; o, secde edenlerden olmadı.
12- (Allah) Dedi: "Sana emrettiğimde, seni secde etmekten alıkoyan neydi?" (İblis) Dedi ki: "Ben ondan hayırlıyım; beni ateşten yarattın, onu ise çamurdan yarattın."
Üstteki ayetlerden anlıyoruz ki Allah’ın en baştaki amacı bizi yeryüzünde yerleşik kılmak ve orada bize geçimlikler vermektir. Yani insanoğlunun yeryüzü serüveni Allah tarafından en baştan tasarlanmış bir konudur. Allah bu kurguyu işin başında yapmış. Tasarı tamamlanmış. Bundan sonraki detaylar işin prosedürü için gerekli olan şeyler.
Allah insanı yaratmak istiyor. Bu yarattığı insanı yeryüzüne göndermek istiyor. Bu yeryüzüne gönderdiği insanı Halife kılmak istiyor. Bu yüzden Ona önce RUH sonra NEFS veriyor. Veriyor ki Halife olabilsin ve sorumluluk sahibi kılanabilsin. Allah insanın nefsine Kötülük ve Takvayı ilham ediyor. Böylece sınanma mümkün olabilsin. Allah insanın içdünyasına kendisini tanıyabilme yetisini kodluyor (elestü bi rabbikum) yani onu haniflik fıtratı üzere yaratıyor. Böylece elçiler geldiğinde kendisine bir mesaj ilettiğinde bu mesajla o içindeki sesin birbiriyle uyum içinde olduğunu görebilsin. Görebilsin ki Allah’ın kuluna rahmeti tecelli etsin. Böylece kul sonsuz güzellikler mekanına gidebilsin.
Sözün özü, kurgu baştan yapılmış. Tasarlanmış bir dünya serüveninin işlerlik kazanabilmesi adına gerekli olan ilk olaylar da bize hikaye formatında anlatılmış. Bu hikaye formatında anlatılanların tamamen sembolik olduğunu nereden anlıyoruz? Üstteki 11. ayetten anlıyoruz. SİZİ yarattık diyor Allah. SİZE şekil-suret verdik diyor. Burada konu tekil bir şahıs olan ADEM değil. Adem bir sembol isim. Adem BİZİZ.
Allah BİZ yarattık diyor. Neden BEN yarattım demiyor da BİZ yarattık diyor? SİZE şekil ve suret VERDİK diyor, VERDİM demiyor. Acaba insanoğlunun yaratılma serüveninde Meleklerin de bir fonksiyonu mu var? Allah’ın sünnetinde Meleklerle işgörmesi var. Bu durum münasebetiyle BİZ diyor olabilir mi?
Bunu doğru sayarsak şu açmazla karşılaşıyoruz: Allah BİZ diyerek Meleklerle birlikte bu yaratma ve şekil-suret verme işini yaptı ama o halde neden bir daha Meleklere secde emri verdi? Acaba bu yaratma işini bir kısım Melekle mi yaptı? Bu iş için özel tasarlanmış Meleklerle yani. Ve diğer Meleklerin de insanoğlunun hizmetine girmesini mi istedi acaba? Yani secde etmesini mi istedi?
Meleklerin insana secdesi onların insanın hizmetine amade kılındığını gösterir. Örneğin Azrail isimli melek insanın hizmetinde değil midir? Mikail isimli melek insana hizmet etmiyor mu? Cebrail isimli melek bizim için, bizim dünya ve ahiret saadetimiz için varedilmemiş mi? Kiramen katibin melekleri bizim hizmetimizde değil mi? Bu meleklerin hepsi bizim dünya serüvenimizde kullanılan unsurlar değil mi? Biz var olduğumuz için bu meleklerin fonksiyonu, işlevi var. Meleklerin secdesi bu olsa gerek.
Pekala bu bakış açısıyla İblisi/şeytanı nasıl değerlendireceğiz? İblis bizim içimizdeki negatif unsurdur. Olmazsa olmaz bir özelliktir. Şeytanın secde etmemesiyle bizim Allah’a isyan edebilme özelliğimizin arasında direkt bir alaka var. Mayamızdaki/özümüzdeki isyankarlık özelliğinin sembol ismi İblis yada şeytandır. İblisin secde etmemesi demek biz insanların hizmetine girmemesi demektir. Yani dünya ve ahiret saadetimiz için bize yardımcı unsur olmadığının göstergesidir bu.
Bizim sınanmamız için meleklerin secdesi şarttı. İblis’in de isyan etmesi mutlak zorunluluktu. Bu böyle olmasaydı Allah’ın insanoğlu için oluşturduğu tasarı işlerlik kazanamayacaktı.
*********************************
13- (Allah:) "Öyleyse oradan in, orda büyüklenmen senin (hakkın) olmaz. Hemen çık. Gerçekten sen, küçük düşenlerdensin."
14- O da: "(İnsanların) dirilecekleri güne kadar beni gözle(yip ertele.)" dedi.
16- Dedi ki: "Madem öyle, beni azdırdığından dolayı onlar(ı insanları saptırmak) için mutlaka Senin dosdoğru yolunda (pusu kurup) oturacağım."
17- "Sonra muhakkak önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım. Onların çoğunu şükredici bulmayacaksın."
18- (Allah) Dedi: "Kınanıp alçaltılmış ve kovulmuş olarak oradan çık. Andolsun, onlardan kim seni izlerse, cehennemi sizlerle dolduracağım."
Üstteki ayetlerde görüldüğü gibi Allah şeytana İZİN veriyor. İnsanları saptırması, aldatması için verilen bir izin bu. Neden veriliyor bu izin? Şeytan neden başımıza bela ediliyor Allah’ın izniyle? Allah İblise “bundan sonra senin vazifen şu olsun” demiyor. Şeytan ne yapacağını teker teker söylüyor ve Allah da onun bu faaliyetine izin veriyor. Onay Allah’tan çıkıyor. Şeytan kim ki, ne kudreti var ki Allah ile böyle bir pazarlığa girebiliyor? İblis Allah’tan Kıyamete kadar izin istiyor ve vargücüyle insanları saptırmaya söz veriyor. Allah da bu şartları kabul ediyor ve şeytanın görevi başlıyor.
Acaba öyle mi? Acaba bunların hepsi sembolik bir anlatım olabilir mi?
Araf 19- Ve ey Adem, sen ve eşin cennete yerleş. İkiniz dilediğiniz yerden yiyin; ama şu ağaca yaklaşmayın. Yoksa zalimlerden olursunuz.
Adem ve Eşi cennetteki tüm nimetlerden faydalanma özgürlüğüne sahipti. Sadece bir nimet hariç. O nimetten faydalanmaları Allah tarafından yasaklanmıştı. Acaba bu yasak ağacın özelliği neydi? Ondan yiyince ne olacaktı ki Allah bu ağaçtan faydalanmalarını yasaklamıştı? O ağaçtan yendiği içindir ki dünya serüveni başladı. Bu ağacın özelliği neydi acaba? Ağaç deniliyor ama burada ağaç=şecere bir sembol, bir simge olmalı.
Araf 20- Şeytan, kendilerinden 'örtülüp gizlenen çirkin yerlerini' açığa çıkarmak için onlara vesvese verdi ve dedi ki: "Rabbinizin size bu ağacı yasaklaması, yalnızca, sizin iki melek olmamanız veya ebedi yaşayanlardan kılınmamanız içindir."
Araf 21- Ve: "Gerçekten ben size öğüt verenlerdenim" diye yemin de etti.
Ayetten anlaşılıyor ki bu ağaçtan yedikleri an Adem ve Havva cinsel organlarının farkına varacaklardı. Daha önce bu organlarının farkında değiller miydi? Farkındaydılar ama bu organlarının üreme konusunda işlevlerinin olduğunu bilmiyorlardı.
Adem ve Eşi bu ağaçtan yediğinde neler olacağını Şeytan biliyordu. Onların cinsellik güdüsü kazanacağını ve sonrasında böylece çoğalacaklarını biliyordu. Ademoğullarının böylece oluşacağını ve dünya serüveninin de bundan dolayı başlayacağını biliyordu. Dünya hayatını başlatabilmek için Ademe ve Eşine bu ağacın meyvesini tattırmak gerekiyordu. Ve Adem ve Eşi o meyveyi tattılar. (İblis sanki görevli gibi çalışıyor)
Araf 22- Böylece onları aldatarak düşürdü. Ağacı tattıkları anda ise, ayıp yerleri kendilerine beliriverdi ve üzerlerini cennet yapraklarından örtmeye başladılar. (O zaman) Rableri kendilerine seslendi: "Ben sizi bu ağaçtan menetmemiş miydim? Ve şeytanın sizin gerçekten apaçık bir düşmanınız olduğunu söylememiş miydim?"
O meyveyi tattıkları an cinsel organlarının bir işlevinin daha farkına vardılar. Cinsel dürtüleri açığa çıktı. Cennette güzel güzel yaşarken, her türlü nimetten sınırsızca faydalanırken, sonsuz olabilmek adına, melekleşebilmek gayesiyle şeytana uydular. Sonsuz olabilmek adına bunu yaptılar ama sınırlı, sonlu dünya hayatını elde ettiler sadece.
Araf 23- Dediler ki: "Rabbimiz, biz nefislerimize zulmettik, eğer bizi bağışlamazsan ve esirgemezsen, gerçekten hüsrana uğrayanlardan olacağız."
Araf 24- (Allah) Dedi ki: "Kiminiz kiminize düşman olarak inin. Yeryüzünde belli bir vakte kadar sizin için bir yerleşim ve meta (geçim) vardır."
Araf 25- Dedi ki: "Orda yaşayacak, orda ölecek ve oradan çıkarılacaksınız."
Böylece kurgu tamamlandı ve insanın yeryüzü hayatı başlamış oldu. Yasak ağaç(=şecere) yasağı çiğnendiği için insanın soy ağacı (şeceresi) oluştu. Soy ağacımızı (şeceremizi) oluşturmak yasaklanmıştı. Adem ve Eşi bu yasağı çiğnedi. Bu yüzden pişman oldular, Tevbe ettiler ama artık iş işten geçmişti. Belli bir vakte kadar yeryüzüne indirildiler. Allah şeytanı insanın ezeli düşmanı olarak belirledi ve atadı. İnsanoğlunun dünyada imtihan edilme etabına böylece geçildi.
Araf 26- Ey Ademoğulları, Biz sizin çirkin yerlerinizi örtecek bir elbise ve size 'süs kazandıracak bir giyim' indirdik (var ettik). Takva ile kuşanıp-donanmak ise, bu daha hayırlıdır. Bu, Allah'ın ayetlerindendir. Umulur ki öğüt alıp-düşünürler.
Cinsel dürtülerimizi takva elbisesi ile örtmemiz bize Rabbimizin tavsiyesidir.
Araf 27- Ey Ademoğulları, şeytan, anne ve babanızın çirkin yerlerini kendilerine göstermek için, elbiselerini sıyırtarak, onları cennetten çıkardığı gibi sakın sizi de bir belaya uğratmasın. Çünkü o ve taraftarları, (kendilerini göremeyeceğiniz yerden) sizleri görmektedir. Biz gerçekten şeytanları, inanmayacakların dostları kıldık.
Bu ayetten açıkça anlıyoruz ki; Adem ve Havva yasak ağaçtan yediklerinde cinsel dürtüleri meydana çıktı. “Elbiselerini sıyırtarak” denilerek bu açıklanıyor. Adem ve Havva cennetten bu yüzden çıkarıldılar. Şeytan nasıl ki onları cinsellik olgusunu kullanarak cennetten çıkardıysa bizi de cinsellik olgusunu kullanarak belaya uğratmak istiyor.
Bir önemli nokta da şu; Ayette şeytan denmiyor şeytanlar deniliyor. Şeytanların taraftarlarından bahsediliyor. Bizlere göremeyeceğimiz yerlerden yaklaşacakları söyleniyor. İnanmayacakların şeytanların dostları olduğu ilan ediliyor. Bu son kısım da üzerinde düşünülmeye değer.
Not: Bu yazı, Akik dostumun bende şecere, soyağacı ve cinsel dürtülerin açığa çıkması arasındaki ilintiyle alakalı soru işaretleri oluşturmasıyla açığa çıktı. Kendisine teşekkür ediyorum.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma