Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Aşk, sevgi gibi kavramların tasnifini yapmak kolay değil, tanımlamak da öyle.

İşin dışındayken tanım yapılabilir de, yaşarken kim bilebilir aşık mı, seviyor mu ? Aşk sevgiye mi dönüşür, sevgi başka bir şey mi, tutku ne, ben kimim , bu işin sonu nereye varır, bu tartışmanın pratikte ne faydası vardır, aşık olacak bir kişi bu forumu okuyup kendini durdurmalı mı yoksa acilen bir iki depresyon hapı yutup hormonlarının durmasını mı beklemeli ???

Meczupluğa az kaldı,doktorum nerdeeee ???

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

selam

Oncebilgigerek arkadasın demek istediği çok farklı, sizler olayı yanlış lanse etmişsniz

Demek istediği, sevdiğimizi zannettiğimiz kişiyi sevmek için geçerli nedenler olmalı, hatalarına rağmen bunlara göz yumup hala o kişiyi seviyorsak (!) buna sevmek değil aşk denir, aşk da bir çeşit kör olmaktır !

Zira malesef bu sevdiğimizi zannettiğimiz kişileri, Allahtan daaha fazla gündemde tutuyor,  tüm dünya bu sevdiğimizi zannettiğimiz kişiden ibaret sanıyoruz !

sevgi, karşınızdaki kişide gördüğünüz güzellikler ve doğru şeylerden dolayı ağır ağır başlar; yanlış yapınca da ağır ağır biter.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

ingilizcede aşık olmak ifedesi yanlış hatırlamıyorsam, "fall in love" diye ifade ediliyordu. Aşka düşmek. Karanlık ve derin bir kuyuya düşer gibi...

Allah düşürmesin.. çıkışı zor olur..

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

aynen dediğn gibi

almancada da sich verlieben in (A)

in    bağlacı var gene ....birşeyin içine düşmek, sürüklenmek gibi

duyguları doğru zamanda, doğru kişiye ve haklı nedene dayanıcak şekilde kullanmak gerek, yoksa o kalp bir yere düşer ama bir pisliğe de düşebilir !

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Selam

Gerçekten soylemek istediklerimi güzel ifade etmişsiniz.

Asılan bir şiirden hareketle aşk konusunun islama mantık olarak ve içerik olarak aykırı olduğunu ifade etmek istedim. Zaten kişi yazılanları oturup bir düşünse zaten "sevgi mi, aşk mı ayırılamaz." demez; çünkü o kadar net bir ayrım vardır ki arada siz annenize aşık değilsiniz, babanıza aşık değilsiniz, en sevdiğiniz insana dostunuza aşık değilsiniz; ama hepsine farklı dozajlarda sevgi besliyorsunuz. Yeri geldiğinde dedikleri baz şeyleri kabul etmiyor değiştirmeye çalışıyorsunuz yeri geldiğinde söyledikleri bazı şeylere katılıyorsunuz. En sevdiğiniz dostunuza da aynen öyle. Öbür boyu beraber yaşamaya söz vereceğiniz hayat arkadaşınıza ya da yaşam dostunuza da körü körüne kaşına, gözü, selvi boyuna kapılarak herşeyine evet diyerek kabul diyorsanız orada sağlıksız bir ilişki vardır işte. Belki de bundan denir aşkın ömrü iki yıl diye. Çünkü bu  iki yıl içinde  görürsünüz ki: o göklere çıkardığınız, yerlere indiremediğiniz, gözünüzün başkasını görmediği kişi de aslında sizin gibi yiyen, içen, sevinen, üzülen, hata yapan bir insanmış. Sonuç idol olarak görlülenle, gerçek olan uyuşmayınca balon olan bu ilişki söner.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

bu ifaden çok hoşuma gitti. Doğru zamanda, doğru kişi ve haklı neden. İnsanın bu aşka düşme işi, zayıf zamanlarında gerçekleşiyor diye düşünüyorum. Yalnızlık, teklik belki anlamsızlık vs.

Aşk ya da sevgi, Hissedilen duyguyu düşündüğümde, insanı canlandıran bir etkisi olduğu da yadsınamaz.

Ama işte.. bilinçsizce düşülen yerler, ilerleyen zamanlarda hayatı insana zehir edebiliyor.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Selam Dostlar

9/24- De ki: “Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretiniz, kazandığınız mallar, kesada uğramasından korktuğunuz bir ticaret ve beğendiğiniz meskenler size Allah’tan, peygamberinden ve O’nun yolunda cihattan daha sevgili ise, artık Allah’ın emri gelinceye kadar bekleyin! Allah, fasık topluluğu doğru yola erdirmez.”

2/177- İnsanlardan kimi, Allah'tan başka eşler tutar, Allâh'ı sever gibi onları severler. İnananlar ise en çok Allâh'ı severler. Zulmedenler, azâbı gördükleri zaman bütün kuvvetin Allah'a âidolduğunu ve Allâh'ın azâbının çetin olduğunu anlayacaklarını keşke bilselerdi!

30/21- O'nun âyetlerinden biri de, size nefislerinizden, sâkinleşeceğiniz eşler yaratması ve aranıza sevgi ve acıma koymasıdır. Şüphesiz bunda, düşünen bir toplum için ibretler vardır.

HEPİMİZİN AŞK TANIMI FARKLI,EGER AŞK SADECE YOĞUN SEVGİYSE SORUN YOK AMA AŞK KÖRÜKÖRÜNE VE KALPTEKİ ALLAH SEVGISINI OLMASI GEREKEN EN YUKSEKTEKİ TAHTTAN EDEN BİR SEVGİYSE İŞTE OZAMAN SORUN VAR.

AŞKIN YOĞUN SEVGİ OLMAKTAN ÇIKIP İRADEYİ VE AKLI UYUŞTURAN,ÖRTEN,YASAKLANAN ALKOL VE UYŞTURUCU GIBI  (KURANDAKİ HAMR)IN  YERİNİ ALMASI TEHLIKELI NOKTA.

HER CANLI ASGARI SEVGIYI HAKEDER,KÖRÜKÖRÜNE BİR SEVGİ OLMASI İSE SINIR ÇİZGİSİDİR VE İSLAMDA HER ŞEY ÖLÇULU OLMALIDIR.KAYITSIZ ŞARTSIZ KÖRÜKÖRÜNE AŞK YALNIZ ALLAHA DUYULUR,O BİZİ YARATANDIR,ANNE BABA EŞ DOST BIZI TANIMADAN ÖNCE YALNIZ ALLAHI BILIRDIK,O MEVLADIR.ALLAH SEVGISINI ANLATMAYA ÇALIŞTIĞIM BİR FORUM:

TANRI SANA KUSMEDİ

http://forum.hanifdostlar.com/forum_posts.asp?TID=2190&K W=k%FCs

ARKADAŞLAR SINIRI AŞINCA MEYDANA GELECEK ZARARLARADA GUZEL DEGINMIŞLER:

SAVAŞ1 YAZDI:

Her aşık, aşık olduğuna kul-köle olur; yanlış isteklerine boyun eğer. Oysa seven, yanlışa boyun eğmez; yanlışları düzeltmek için mücadele verir.