Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Bilimden neyi anladığımı daha önce açıklamıştım. Anladığım kadarı ile ya okumamışsın ya da anlamamışsın.
Verdiğin örneklerden görebildiğim kadarı ile, senin tepkilerin bilimsel çalışmalardaki hatalı bulgulara veya bazı bilim insanlarının tavırlarına, onları bilimin ve bilim dünyasının bütünü ile özdeşleştiriyorsun. Bu bilim insanlarının genel anlamda hatalı düşündüklerini düşünebilirsin. Ama bu hiçbir zaman bu insanların doğru birşeyleride keşfetmiş, geliştirmiş olacağı gerçeğini değiştirmez.
Bilim insanları, bilimsel çalışmalarda kendilerine özgü yöntemler kullanır. Bu da son derece doğaldır. örneğin hücre çekirdeğindeki yapıyı Kuran ayetleri ile çözemezsiniz. Mikroskop gerekir, biyokimya bilgisi gerekir, özel kimyasallar gerekir, gözlem gerekir vb. Bilimsel çalışmalar yapılırken anlaşılamayan veya hatalı yorumlanan alanlar olabilir, daha sonra ortaya çıkan bulgular ilk teorilerde düzeltme gerektirebilir veya o teorinin tamamen çöpe atılmasına neden olabilir. Bazı durumlarda bir fenomeni açıklayacak teori önden gidebilir ve teorinin deneysel olarak veya diğer verilere karşı sınanması sonradan yapılabilir. Bütün bunlar bilimsel çalışmaların doğası gereğidir.
Dedinki
bilim teorilerin ispatlarına dayanmıyor sadece TEORİLERE dayanıyor.
Sana göre evinde yanan ampul teorik olarak mı yanıyor, elinin altındaki klavye teorik olarak mı çalışıyor, yollardaki otomobiller teori mi, evinde içtiğin su teorik olarak mı çeşmeye geliyor, buzdolabın teori mi, üzerindeki elbiseyi teori mi dokudu. Iraka yüzlerce kilometre öteden gelen, GPS sistemiyle yönetilen bombalar teori mi. Sence teoriler nasıl ispatlanır.
Sen hiç labaratuara girdin mi, oralarda ne tür çalışmalar yapılır fikrin var mı. Teoriler ispatlanmadan nasıl pratiğe geçirilebilir. Çevrende her gün tanık olduğun temelinde bilim olan o teknoloji ürünleri nasıl geliştirilebilir.
Sadece eskimiş teorileri baz alarak "bilimin aptallıklara kulp takmak olduğunu" nasıl ileri sürebiliyorsun. Bilgisayarın, MR cihazının, manyetik yastıklı trenlerin, boğazın üstüne köprülerin, uzaya yerleştirilen uyduların vb. aptallarca yapıldığına inanmamızı mı bekliyorsun.
Niye 18. ve 19. yy ışık teorilerini örnek veriyorsun da aynı bilimin 20. yy da geliştirdiği teorileri örnek vermiyorsun. 18. 19. yy ışık teorilerindeki hataları düzelten de bilim değil mi.
Bilimin bazı bulguları ile Kuran'daki ayetler örtüşüyor ise bu Allahın ayetlerini eğip bükmek değildir. Allahın vaadidir.
Fussilet 53: Onlara ayetlerimizi ufuklarda ve öz benliklerinin içinde göstereceğiz. Ta ki, onun hak olduğu kendilerine ayan-beyan belli olsun. Kendisinin her şey üzerinde bir tanık oluşu, senin Rabbine yetmez mi?
"bilimin bazı bulguları kurandaki ayetlerle örtüşüyor" a geldiğin için teşekkürler
eğer bilim teori değil sadece sonuç üretseydi bilimin sonuçlarına güvenebilirdin. ancak bilim teorilere göre hükümlerle şekilleniyor ve ZANN larına iman etmeyenlere YOBAZ, kendi dışında uygulamalar sürdürenlere de ŞARLATAN diyor.
evet aptallar yaptı çünkü daha önce bunları KESİNLİKLE reddediyorlardı,hatta bunları uygulayanları da ŞARLATAN olmakla suçluyorlardı.
hala suçlamalar yapılıyor da.
rukye bir şarlatanlıktır......bilimin görüşü
rukye bir tedavi yöntemidir....bilimdışı görüş
şimdiden bahsedelim. rukye yapanlara şarlatan diyen bilim tükürdüğünü yalayacak yani şu anki AKILLI(!) BULUŞLARI yapan salaklar kesin bir dille reddettiklerini tedavide kullanacaklar
ve onları savunacaklarda elbet çıkacaktır.
bilimin ak dediğine de kara dediğine de güven olmaz
ertesi yıl bir daha yalanlayacaklar.
madem kuran ile bilim aynı şey.... rukyenin ŞARLATANLIK olduğuna yemin edebilecek babayiğit var mı?
bilime kimlerin ne kadar güvendiğini görelim.
işte size bu yüzyıla değil tüm zamanlara yayılmış bir uygulama :))
laboratuvar filan da yok. ne kadar bilime güvendiğinizi yeminlerinizle göstern. nasılsa kuran ile aynı(!) diyorsunuz
Bu kadar kızmanın sebebini anlayamadığımı belirtmeliyim öncelikle.
SAİLAMARS YAZDI:
kibirin adına BİLİMSEL FELSEFE deniyor. bilimsel felsefeye yaranmak için ayetleri eğip bükenleredir benim lafım. bilim bir tez ortaya attığında kurandan dayanak arayan SAFTİRİK alimcikleredir lafım. o tez çürüyünce o alimcikler sizlerden yada okurlarındna özür diliyorlar mı?
Bilimle din çatışmaz, çatıştırmak isteyenler olsa da gerçekte bu mümkün olamaz. Yukarıdaki yazılarda bu hususlar açıklanmıştı. Ben bu görüşteyim ama bir bilimsel teori duyduğumda, aa bu Kuran'da var mı, uygun mudur diye fetva aramaya kalkmam. Bunu da doğru bulmuyorum. Ben o bilimsel teoriye iman etmeyeceğim ki, o bir araştırmadır, bir emektir neticede benim için o kadar. Ona Kuran'dan dayanak arayarak o teoriyi dini bir değişmez kural haline mi getireceğiz ? İşte bu yanlıştır ve kötü sonuçlar doğurur.
Bilimle dini karşıt iki kavram olarak görenlere karşı söylenir bunların çatışamayacağı. Bilimi din iman meselesi olarak görenler bilime taparlar ve o ne bulursa ona iman ederler ve kendilerine göre bunun dini yalanladığına inanırlar.
Olaya din açısından bakanlar ise, bilim ne bulsa hemen fetvaları hazırlarlar, bilimi dışlarlar, öcü haline getirirler.
Ve aslında bu husus öncelikle kilise ile dünya dönüyor diyenlerin çatışmasıyla kendini göstermemiş mi sizce ?
"Bilim Kuranla Örtüşür" sözünü nerede söyledim. Tamamen çarpıtıyorsun. "Bilim Kuranla Çelişmez" dedim. Bunun ne anlama geldiğini de ikinci yazımda açtım.
Kimse "Kuran'la bilim aynı şeydir " demedi. İlk yazımı okuyup anlayabildiysen ikisi arasındaki farkı izah etmiştim.
Buyur bunları söylediğimi, yazdıklarımdan alıntı yaparak ispat et. Kanıtlar çok uzakta değil. Söylediklerimi çürüt, söylemediklerimi değil...
madem kuran ile bilim aynı şey.... rukyenin ŞARLATANLIK olduğuna yemin edebilecek babayiğit var mı?
Kuran ile bilim aynı şey değildir. Kimse bunu demek istemiyor.
Doğru ve tamamlanmış bir bilimsel teori dine ve dolayısıyla Kuran'a aykırı olamaz. Anlatmak istediğim bu.
Ayrıca ben bilime iman etmiyorum, onların bana yobaz demeleri de beni bağlamaz. Ben bana yararlı şeyi alırım, diğerlerini uzaktan seyrederim.
Bir bilimsel buluşu hemen Kuran'da aramaya çalışmayı da doğru bulmuyorum. Bilim adamları araştırırlar, uğraşırlar, birtakım onuçlara ulaşırlar. Sonra da dini yalanladıklarını sanırlar. ben de diyorum ki, istediğin kadar uğraş, sen Allah'ın ayetlerini yalanlayamazsın, onları yaratıp kanunlarını vahyeden O'dur. Biraz daha çalış, doğrusunu bulursun.
Din adamları da hemen fetvalara sarılıp, bilimi inkara yönelmemeliler.
Rukye nedir bilmiyorum, özür dilerim.
Ama bilimin kabul etmediği bir tedavi yöntemini, eğer bana uygun ve mantıklı geliyorsa neden denemeyeyim ? Bu tamamen kişisel tercihtir. Sizin saydığınız şeylere ben hiç şarlatanlık gözüyle bakmadım. Onları Kuran'da aramaya da gerek görmedim. Uygulamaya da ihtiyaç duymadım.
Selam Büyü insanlara sınırsız kötülük yapma ruhsatının verilmesidir , bu öyle bir ruhsattırki insanın içindeki iyi ve kötüyü saf olarak sınar.. Yaptıran kişi açısından bu dünyada vereceği maddi bir ceza yoktur diyelimki birine karşı kızgınsınız adamla kavga etseniz , yada yaralarsanız yada fiziksel bir zarar verirseniz karşı taraftan tepki görmeniz yada adalet önüne çıkarılıp ceza almanız mümkündür. Bu dünyadaki cezai risklerden kurtulup böyle bir işe girişien insan , içinde zerre kadar allah korkusu ve insan sevgisi kalmadığının ispatını yapmış olur. Büyü sınavdır , yapan içinde , böyle bir musibetle karşı karşıya kalan kişi içinde.
Ne yazıkki ben böyle bir musibete maruz kalan insanlardan biriyim , mesjları okudum diyorsunuzki allah'la araya aracı koyup hocalara gidiliyor insanlar bu kadar cahil olabilirmi. Size böyle bir musibete maruz kalmış bir insanın psikolojik durumunu düşüncelerini ortaya koyayım.
Kendinizi çok ama çok kötü hissedersiniz ruhi olarak beyninizden sürekli düşünceler gelir gider mutsuzsunuzdur kendinize olan güveniniz kalmamıştır bunu kendi kendinize yaptığınızı düşünür , hayattan kopmamak tamamen düşmemek adına dahada asılırsınız hayata ama ne kadar uğraşsanızda bir türlü yolunda gitmeyen şeyler vardır. Sonunda bardağı taşıran yani piskolojiyi felç eden bir atak yada kriz ile başbaşa kaldığınızda hayatınız boyunca bu kadar dehşet ve ürkütücü bir durumla karşılaşmadığınızı farkeder sanırım piskolojik olarak kendi kendimi bitiriyorum diyerek bir an önce psikiyatriste gitmem gerekiyor diye düşünürsünüz..
Psikiyatriste giderseniz sizi 15 dk dinler depresyon , panik atak vb.. teşhislerden birini koyar kafaya takma herşey olacağına varır sözlerinide söyledikten sonra şu ilacı 6 ay kullan bir şeyin kalmaz der geçer size. Siz sevinirsiniz tek ihtiyacım olan 6 ay ilaç kullanmakmış bu ilaçlar beynimin hormonel dengesini düzenleyecek hayattaki direncimi arttıracak bende bunu atlatacağım diye.. İlaçları uzun süredir kullanmaya başlamışsınızdır ama hiçmi hiç etkisini görmemişsinizdir hayatınız korku ve sıkıntı olmuştur sabaha kadar gözünüz açık , size saçma gelse bile ne zaman ölücem korkuarı salmıştır.. Hatta o dereceye gelmişsinizdirki tek başınıza dışarıya çıkamıyorsunuzdur. Allah'ım neden bu kadar acı diye sorgulamaya başlarsınız herşeyi ben ne yaptım dersiniz , Allah'a yalvarmaya sure ve dua okumaya başlarsınız. Belki tesadüfide olsa sure okuduğunuz anda vucudunuzda oluşan fiziksel etkileri görüp (kafanın kilitlenmesi , kasılmalar vb.. ) ve uzun süreli okumalardan sonra beynin berraklaşması ruhen ve fiziken çok ama çok rahat olmanız gibi etkileri baz alarak durumunuzun özünde farklı etkiler olduğunu anlarsınız..
Bu etkileri farkettikten sonra acaba benim üzerimde büyü, cin vb.. etkiler olabilirmi diye araştırırsınız ve farkedersinizki , problemin temelinde bunlar yatar..
Evet sizin dediğiniz gibi sürekli okudum abdestli gezdim yıllarca Allah'a yalvardım bundan kurtulmak için ama olmadı bir türlü kurtulamadım.
Şimdi siz diyorsunuzki neden hocalara gidiliyor , sizin bacağınız kırılsa ve bu sorun için doktora gitseniz bu allah'la aranıza aracı koymakmıdır. Burada sorun fiziki değilde ruhi'dir ama farkeden nedir ? Hocaların çoğunun salt amacının para ve işin ehli olmamaları özü etkilermi , ciddi bir cin musallatında tamamen okuyarak iyileşen varmı inanın o kadar acı çektimki halada çekiyorum hayalleri aşar bu sıkıntılar.
Evet okumalarla çok rahatlıyorum ama kesin olarak bir türlü kurtulamadım , okuma yaptığım an hala vucudumda dolaştıklarını hissediyorum cin'lerin öyle etkiler varki bunları kendi kendime yapmam mümkün değil.
Bu sorunuma tam olarak bir çözüm bulmuş değilim , önerisi olanlar varmıdır.. Benim gibi insanlar ne yapsın hocaya gitmeyelim tamam , peki ne yapalım çözüm yolu nedir o zaman.
selam dostlar bence şu ayet büyü ve büyü halinde ne yapmamızı bize anlatır diye düşünüyorum?
Şunu da sor: "Eğer biliyorsanız söyleyin. Kimdir o, her şeyin
melekûtu/aslı-esası elinde olan? O koruyup gözeten ama korunup gözetilmeyen?""(Bunların hepsi) Allah'ındır" diyecekler. Öyle ise nasıl olup da büyüye
kapılıyorsunuz? de.(müminun suresi 88.ve 89.ayetler)
Allah koruyup gözetlerken başka yardımcı mı arayayım kendime?
Selam Supra, Öncelikle hoş geldin.Yaşadığın varoluşsal sıkıntın için Allahtan şifalar dilerim.Benim acizane tavsiyem senin Allaha tam güven ve Onun kitabına uyma konusunda çelişkiden kurtulmandır. Nasılki iki efendisi olan bir insan,efendilerinden hangisine hizmet edeceği konusunda çelişkiye düşüp bunalıma giriyorsa,Allahtan başka rabbiler edinip onların belirlediği kurallara göre yaşayan insanlarda bunalımdan kurtulamaz.Bu nedenle Allaha güvenini sağlamlaştır ve bol bol Rabbine gönülden ve içinden geldiği gibi dua et vesselam.
__________________ "Bir kavme olan kininiz sizi adaletten ayırmasın.."
Katılma Tarihi: 30 nisan 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 1235
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
selam supra
içinde bulunduğunuz duruma üzüldüm.Gitmiş olduğunuz hocaların dua okumasıyla bu durumdan kurtulacağınızı düşünmüyorum.Hocanın duası kabul olup size etki edecek gibi bir durum söz konusu.O yüzden sizin sık sık dua edip ,Allahtan bu durumdan kurtulmak için yardım dilemeniz gerekli diye düşünüyorum.Adalet'inde söylediği gibi inanç ve itikatta samimi olmak çelişkiye düşmeden Rabbimizden dilekte bulunmak yeterlidir.
__________________ O, yaratıp şekillendiren, âhenk veren ve düzene koyandır
selam Supra..
en güçlüye,en merhametliye,en zengine ,en bilgiliye..sadece SANA sığınırım
gözle görülen ve görülmeyenlerin şerrin den'' de.
Allah kendisine sığınıpta hallerini düzeltenleri himayesine alır ve onlara bir kötülük dokunmaz..
bunlarda geçer..hepsi geçer..
üzülme
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma