Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
selam,
nobel ödüllü yahudi dönmesinin dil uzattığı kişiye bak..
mustafa kemal kuranın mealine bizzat kendi cebinden katkıda bulunmuş ve köylere dağıttırmıştır..
onun bu hareketi başlı başına teşekküre övgüye layıktır...
gülerken bile sırtlanlaşan soysuz sütü bozuklardan kimseye hayır gelmez..
orhan pamuk değil..orhan yamukoğluyamuk.
vatan olmazsa değer olmaz değer olmazsa din olmaz kenetlenme olmaz.
vatanın olması;içinde yanlışlara rağmen birleştirici bir unsur olmasıdır..
selam ile
Katılma Tarihi: 15 ekim 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 340
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Soruyu şöyle de sorabiliriz : Acaba Medine olmasaydı ne olabilirdi?
__________________ "Bak işte günler!Biz onları insanlar arasında dolandırır dururuz. Allah bu sayede iman edenleri bilecek, sizden tanıklar edinecektir."3:140
--BLOG--
Maalesef tam da yazarın eleştirmek istediği kitlenin içindesiniz.Bu tepkilerinizi görünce şaşırdım.Sorun nobel ödüllü kişiyle sınırlı değil.Vurun söyletmeyin anlayışsızlığı en çok bizi vurur ve bakın o yazıda yazar ne diyordu:
"Burada sorun sadece 'öyle Türk' ve 'böyle Türk' olmaktan ibaret değil artık, 'kargacı' Türk öbürünün yalnız başka türlü düşünmesinden değil, varolmasından rahatsız. Genel kültüründe, siyasi ideoloji geleneğinde (gene aldığı 'resmi' eğitimin de yardımıyla) kendisiyle özdeş olmayan karşısında, onu yok etmek dışında, ne yapacağına dair hiçbir ipucu yok. Onun için de sürekli ve kalıcı bir linç ortamında yaşıyoruz."
__________________ "Bir kavme olan kininiz sizi adaletten ayırmasın.."
Katılma Tarihi: 15 ekim 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 340
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
adalet Yazdı:
Selam arkadaşlar,
Maalesef tam da yazarın eleştirmek istediği kitlenin içindesiniz.Bu tepkilerinizi görünce şaşırdım.Sorun nobel ödüllü kişiyle sınırlı değil.Vurun söyletmeyin anlayışsızlığı en çok bizi vurur ve bakın o yazıda yazar ne diyordu:
"Burada sorun sadece 'öyle Türk' ve 'böyle Türk' olmaktan ibaret değil artık, 'kargacı' Türk öbürünün yalnız başka türlü düşünmesinden değil, varolmasından rahatsız. Genel kültüründe, siyasi ideoloji geleneğinde (gene aldığı 'resmi' eğitimin de yardımıyla) kendisiyle özdeş olmayan karşısında, onu yok etmek dışında, ne yapacağına dair hiçbir ipucu yok. Onun için de sürekli ve kalıcı bir linç ortamında yaşıyoruz."
Okuyanda Turan Devleti kurulmuşta cengiz han tüm ırkları kılıçtan geçiriyor sanacak. Tağut zulmederken türk-ermeni-kürtmü ayırıyor!!!!
Sen bence git biraz "Ermeni-pkk yalanları" dersi gör.
Nerede kaldı Hakkı doğruyu savunmak ve Kötülüğü yalanı engellemek? Hani Kur'an Ahlakı?
Bu mu?
__________________ "Bak işte günler!Biz onları insanlar arasında dolandırır dururuz. Allah bu sayede iman edenleri bilecek, sizden tanıklar edinecektir."3:140
--BLOG--
İzniniz olursa tartışmalarınıza değişik bir renk katacağım.
Bilindiği üzre medeni kanunumuz, çağdaş ve laik bir ülke olan İsviçreden alınmıştır.Dolayısıyla biz de çağdaş ve laik bir Türk medeni kanununa sahibiz.
YASA METNİ
Kanun No: 4721 Kabul Tarihi: 22.11.2001 Resmi Gazete: 8.12.2001 - 24607
B. Evlenme engelleri
I. Hısımlık
Madde 129.- Aşağıdaki kimseler arasında evlenme yasaktır:
1. Üstsoy ile altsoy arasında; kardeşler arasında; amca, dayı, hala ve teyze ile yeğenleri arasında, 2. Kayın hısımlığı meydana getirmiş olan evlilik sona ermiş olsa bile, eşlerden biri ile diğerinin üstsoyu veya altsoyu arasında, 3. Evlât edinen ile evlâtlığın veya bunlardan biri ile diğerinin altsoyu ve eşi arasında.
İsviçre, medeni kanununda değişiklik yaparda hala ve teyze ile yeğenler arası evliliğe ve de kaynanayla evliliğe izin verirse, biz de aynı izni vermek zorunda olacağız. Çağdaş ve laik olmanın gereği de; medeni kanunumuzun alındığı, çağdaş ve laik bir devlet olan İsviçre'yi ilelebet takip etmekten geçer diye düşünülebilir.
Karşı gelenlerede 'neden karşı geliyorsunuz ' diye sorulacak onlarda' Allah nisa suresinin 23.ayetinde bu evlilikleri haram olarak bildirmiş, Allahın haram dediğini biz nasıl helal deriz' diyecekler . Onlarda 'Türkiye cumhuriyeti çağdaş ve laik cumhuriyettir. Kanunları da laiktir. Dini referanslarla yönetilemez, sadece laik sistemler takip edilir' diyecekler ve devamında da ' Referans gösterdiğiniz,nisa suresinin 23.ayetinde süt anne ve süt kardeşle de evlenmek haram. Medeni kanunumuzun 129. maddesinde böyle yasaklama yok.Bu ikileme şimdiye kadar niye dini referans göstererek karşı gelmedinizde ,hala ve teyze ile yeğenler arası evliliğe ve kaynanayla evliliğe izin verildiğinde karşı geliyorsunuz' diyecekler, 'ayrıca medeni kanunumuzun 129. maddenin 3. bendinde Evlât edinen ile evlâtlığın veya bunlardan biri ile diğerinin altsoyu ve eşi arasında evlilik yasakken, dinen yasak olmadığını bildiğiniz halde( Ahzab suresi 4-37 ayetler), niye karşı durmadınız. Bu ikilemleri nasıl açıklarsınız' diye sorduklarında ne cevap verilecek? Ayrıca 'TÜRKİYE CUMHURİYETİ CAĞDAŞ VE LAİK BİR CUMHURİYETTİR siz bu kazanımı din kurallarıylamı değiştirmek istiyorsunuz iSVİÇRE MEDENİ KANUNUNU ÖRNEK ALAN TÜRK MEDENİ KANUNU DEVAMLI ONA AYAK UYDURACAKTIR.' derlerse ne yapılacak?
İslamda, kanunlarda düzenlenen evlatlık kurumu yoktur. Bu anlamda evimize alıp bakımını üstlendiğimiz bir kişinin eşiyle evlenmekten bahsedebiliriz ki bu kanuna aykırı bir husus değildir zaten.
Kuran'a göre evlenilmesi yasak olan bir kişiyle evliliği kanunlar serbest bırakabilir. Bunun ters bir yanı yok çünkü o kişiyle evlenip vlenmeme iradesi kişiye aittir. Dinen yasak olduğu için evlenmez ve Kuran'a uygun davranmış olur.
İsviçre Medeni Kanununda bir değişiklik olunca hemen biz de Medeni Kanunumuzu değiştiriyor değiliz. Bildiğim kadarıyla da böyle bir takip içinde değiliz.
Ancak şu var, işgüzar hükümetimiz, AB dayatmalarına dünden razı bir şekilde zinayı suç olmaktan çıkardı biliyorsun. Ne olacak şimdi? Zina suç olmaktan çıktı ama Kuran'da günah. Ne olacağı ortada, kişinin Kuran diye bir problemi yoksa ne isterse onu yapacak,(ki kanun suç saysa bile takacağı yok böylesinin), Kuran'a uygun yaşmak istiyorsa gene zinaya yaklaşmayacak.
İçki şeytan işi pislik ama her bakkalda satılıyor mesela. Laik devlette içki var, sen içmeyeceksin ama.
Dinen yasak olan bir şeyi laik yasanın serbest bırakması, kişiyi serbest kılmaz. Kişi Allah'ın sınırlarını korumak niyetindeyse bunu gerçekleştirebilir.
s.a velevki bütün yasaları kuranın hükümleriyle bire bir uyuşsun, müslümanın tabi olacağı iş, tağuta kulluktan sakındırmak ve Allah'a bir olan Allah'a çağırmaktır, bunların yasalrı kurnada da var uyarız, bu yasa kurana aykırı biz onu yapmayız kurandaki ni yaparız onada dokunmayız diyerek bunlara dokunmamazlık etmek ne kadar islamidir, Temeli beşeri olan yasalar Allah'ın ki ile birebir uyuşsa bile, ki uyuşamaz, ben yine karşısında duru ve derim ki, sen kurallarını ve kaynağınmı Alemlerin rabbına teslim etsene, ve arınsana, musa hem fravunun karşısındaydı hemde israil oğullarının, hemde kendi nefsiin, din budur işte, tevhid budur, çoktancılığın hepsine birden tekliği anlatmak, anlamak ve anlamlandırmak, Allah bize bir düzen seçmiş artık gayrısından razı olamayız biz, fravuna çıkmayan ve o kurallı koysun bizde kendi halimizde yaşayaşlım diye bir musa nasıl tasavvur dışıysa, aynı prototip bizler içinde tasavvur ve tahammül dışı olmalı, izzet ve şeref Allah katındadır,
'İslamda, kanunlarda düzenlenen evlatlık kurumu yoktur. Bu anlamda evimize alıp bakımını üstlendiğimiz bir kişinin eşiyle evlenmekten bahsedebiliriz ki bu kanuna aykırı bir husus değildir zaten.' diyorsunuzda , bahsedilen konu nufusuna geçirerek ' öz evladı' olması durumu . Sizin bahsettiğiniz bakımı üstlenme anlamında yazdığınız doğru . Nufusuna geçirildiği zaman , medeni kanunumuza göre evlatliğin eşiyle evlenemezsiniz. Ama dinen evlenebilirsiniz. Bu çelişkiye gönderme yapmıştım.
İkinci olarak içki ve zina örneğini getirmişiniz.
Hangi ayette içki ve zina için haram kelimesi kullanılmiştır. Sadece yaklaşmamamızı kullanmamamızı , öğütller. Hatta Allah Bakara suresinin 219. ayetinde bu konuyu şöyle açıklar.
Sana, şarap ve kumar hakkında soru sorarlar. De ki: Her ikisinde de büyük bir günah ve insanlar için bir takım faydalar vardır. Ancak her ikisinin de günahı faydasından daha büyüktür. Yine sana iyilik yolunda ne harcayacaklarını sorarlar. "İhtiyaç fazlasını" de. Allah size ayetleri böyle açıklar ki düşünesiniz.
Siz diyorsunuz ki ' Kuran'a göre evlenilmesi yasak olan bir kişiyle evliliği kanunlar serbest bırakabilir. Bunun ters bir yanı yok çünkü o kişiyle evlenip vlenmeme iradesi kişiye aittir.
Eğer ayet, anne, teyze, hala, süt anne, süt kardeş,v.s ile evlenmeyiniz demiş olsa ,bir nebze yukarıdaki yazdıklarınız makul olabilir. Ama özellikle haram kelimesi ile konu özellikle vurgulanıyor ki burada bilinen bilimeyen bir hikmet var.
Hemen aklıma gelen bir örnek vereyim...
Hiç bir ayette vakit namazları için rakam belirterek (2-3-4-5) vakit namaz kılınız emri yok ama çocuğunuzu 2 sene emzirin diyerek rakam belirtiyor neden çocuğunuzu emzirin demiyorda 2 sene emzirin diyor. Bu hikmeti düşündüğümüz zaman, Allahın haram dediğini , kanunlarla serbest bırakıp, insanların iradesine bırakmak ne derece doğru olur taktirlerinize bırakıyorum.
Elbette ki Allahın haram dediğini kanunlarla serbest bırakalım demiyorum, ben somut olarak sorulan soruya yanıt verirken şunu anlatmak istemiştim.
Evlenilmesi haram olan bir kişiyle evlenmek kanunlarda serbest ise, ben o kanuna uymak zorunda değilim ki, ben evlenmem. Kuran okuyan aklını işleten hiçkimse de evlenmez herhalde. Ben bu hususun Kuran'la çelişmeden çözülebileceğini anlatmak istedim, kişiler bazında.
Evlatlık olayına gelince, zaten İslamda olmayan bir şeyi uygulayıp soyadını vererek evlat edinmişsin, nüfusuna geçirmişsin, dine aykırı bir şey yapmışsın. Onun dine aykırı olan sonucuna katlanıp evlenmeyeceksin bence. (Tabi bu görüş sadece beni bağlar)
İçki ve zina haram değil diyorsun. Bu apayrı bir tartışma konusu zaten, ilgili forumlarda tartışılabilir.
Kanunlarımızın Kuran nurundan aydınlanarak hazırlanmasından güzel ne olabilir değil mi ? Bizim gibi Kuran'la yolunu çizmeye çalışan kişiler arttıkça birgün yasaları hazırlayanlar neden biz olmayalım ki, değil mi?
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma