Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Katılma Tarihi: 11 ekim 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 69
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Selam, İsmi Allah olan varlık/yapı, KENDİ SONSUZ, SINIRSIZ İLMİNİ (sonsuz olasılıkları) KENDİNDE süperpozisyon (tüm olasılıkların üst üste binme durumu) halinde AN'da algılar haldedir. Bu algılamanın sonucu yaratılmışlık vardır.
“Yaratılmışlık”, Sınırsız ve Sonsuz olan TEK (AHAD) olan Allah’ın isim
ve sıfatlarının, özelliklerinin boyut boyut, "algılama
düzeyinde" (algılayıcının kendisi olarak) gözlenebilir olmasıdır, kendi varlığının dışında kendisine tapınacak varlıklar meydana getirmesi değil.
Allah’ın İlminin sonsuzluğundan, her AN yaratımda olduğundan İlmini,
KENDİni algılayışının, Yaratımının başı ve sonu yoktur. Kâinat sonradan ve yoktan var edilmemiştir. Yoktan var ediş/ediliş yoktur. Yoktan var etmesi "var edilen yeni şey'in" O'nun ilminde daha önce olmadığını gösterir ki Sınırsız ve Sonsuz ilmine aykırıdır.
AN’da olup biten
yaratımın algıladığımız 3+1 boyutlu evrenimize açılımı, yansıması da gene yoktan var etme ile değil, Evrim süreci
iledir.
Katılma Tarihi: 11 ekim 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 69
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Selam,
Evet, özetle "yok diye bir şey yok". Her şey İLİM olarak O TEK BÜTÜNlüğün indinde vardır.
Öyle bir BÜTÜN ve TEK ki, parçalara ayrılmayacak bir AHADİYET. Panteizm, var olan mevcudatın toplamı Tanrı'dır der, birimler ise o Tanrı'nın parçası. Vahdet-i Vücud görüşü ise TÜMELlikten bahseder. Cüzleri olmayan bir TÜMlük. Panteizm ile "Tek Vücut" görüşünün farkı budur.
"Holografik Evren" modeli bilginin evrenin her yerinde olduğunu, zerrede tüm kainat bilgisinin hologramik olarak bulunduğunu öngörür. Çünkü, varlık kesik kesik değil, Tek bir BÜTÜNdür (Vahdet). Kuantlar halinde oluşu (Kesret) bizim algıladığımız evrene/bize göredir.
Her maddenin özünün Yaratıcı olması onu yaratıcı yapmaz ama Tanrısal yapar
Selam Eren
Sana verdiğim linklerden ilki tasavvuf anlayışının temel ilkesi olan bu anlayış üzereydi.Evliya ve velilerın kendilerını peygamberlerdende ustun konumda görmesıne sebeb işte bu Tanrısallıktı.Öyle duzeylere gelmiştir ki ben Allaha namaz kılarım oda bana ya kadar gelmiştir iş.
Eğer her şey tanrıysa insan,taş ,toprak,agaç o zaman necasetide katın duşunce sistemi tamamen sapık bir yönde ilerler ve bu duşunce sistemının tek amacı yarı ılah tanrısal evlıya ve erenler yaratmaktır.Allah bizi yarattı biz onun kullarıyız,Allahın emirlerıne helel ve haramlarına uymak için enerjimizi harcayalım mümin olalım ve bılgımız olmayan seyın ardına dusmeyelım Kuranda verılen yeterlıdır aksi sadece gaybı taslamaktır ,zandır Kuranın bıldırdığı ve yasakladığı üzere...
Katılma Tarihi: 11 ekim 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 69
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Selam savana,
Çok fazla vaktim olmadığından şimdilik şu sorular üzerinde düşünmemizi diliyorum.
- Bilimsel veriler evrenin sonu hakkında neler söylüyor? Bilimin evrenin yok oluşu için verdiği tahmini süre (10^100000000..n yıl) zihinlerimizdeki Kıyamet tablosu ile ne kadar uyuşuyor?
- Canlı olarak nitelendirilen trilyonlarca sayıdaki bakteri, mikrop, bitkiler, üzerine basıp geçtiğimiz karıncalar ölünce nereye gitmektedir, bir yere gitmekte midir? İnsan'ın bu canlılardan farkı nedir? Örneğin, en yakın akrabamız olan şempanzeler için öteki taraf diye bir yer söz konusu mudur?
- Bilim bugün bize kuantum düzeyinden evrene bakıldığında "mekan ve zamanın olmadığını, her oluşumun süperpozisyon halinde olduğunu" söylerken Öteki taraftan ne kadar bahsedebiliriz? Yoksa ÖTESİ=BURASI mı?
Melamilere takılmıştım bir süre. Orada görmüştüm ki (!) Kur'anda geçen en somut ifadeler bile aslında soyut ve bambaşka anlamlar içermektedir. Bambaşka anlamlar. "Öyle söylenmiş ama aslında öyle değil böyle söylenmek istenmiş" falan.
Bu ortamlarda örneğin kıyamet, ahiret, mahşer terimleri alınır ve kişisel ve subjektif yorumlar sanki Allah buyruğuymuş gibi hem de "deruni ve batıni anlamı işte budur" reklamıyla sunulur.
Neden kavramların ardındaki asıl(!) anlam yani gizli(!) mana izah edilirken Kur'ani çerçeve gözardı edilir? Ve neden böylece enva-i çeşit ama herbiri hakikat etiketli yorumlar üretilir?
Batıni izahların (Kur'anla) doğrulanması yada yanlışlanması mümkün müdür? Öyleyse kale boştur ve tüm şutlar goldür(?).
Lafı senden yaptığım alıntıya getirmek istiyorum. Kıyamet konusunda eğer belirttiğin gibi batıni bir anlam mevcutsa lütfen bizlerle paylaş bu konudaki ayetleri. Rabbimiz hangi ayetlerinde Kıyameti "insanın hakikatlere uyanış süreçleri" olarak tariflemektedir?
Kur'anın tariflediği kıyamete bakılırsa o birdenbire gelecek olan evrensel bir tabiat olayıdır.
Konu ağır geldi. tasavvufla ilgili fazla bilgim yok. bu konuyla ilgili bir kitap duydum: "İslam ve tasavvuf" yazarı ibrahim sarmış. henüz ulaşabilmiş değilim.
Allah inanırı olmak için yolu niye dolaylıyorsunuz ki, elimizde kitabımız var, Yaratanımız var ve bir yaşam alanımız var... Köydeki Ayşe teyzeyi sadece Allah'ı ve dolayısıyla kitabını dikkate almaya davet ederim.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma