Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Ama şimdilik geçelim bunları ve Konya'yı kuşbakışı görebilecek bir tepeye çıkalım: oradan, Konya'nın Alaattin Tepesinin çevresinde şekillendiği açıkça görünüyor.
Alaattin Tepesi kentin oluşmasında ön alıyor. Hilallerin, yarım dairelerin bir kısmı bu tepenin çevresinde biçim almış. Ancak kente ruhunu veren asal faktör Mevlana'dır, bunda kuşku yok. O ruhtan çıkıp bütün kentin üstüne yayılan tütsü ise mesnevinin rayihasını taşıyor.
Bakın, şunu söyleyeyim: beni tanıyanlar bilir, öyle doğayla falan fazla haşır neşir olan biri değilim.. bir hastalıksa bu, öyle olsun. O tepeden Konya'yı seyrederken de içimde bir doğa özleminin telafi olduğunu, orada temiz hava, bol oksijen alarak ferahladığımı söyleyecek değilim. Bunlar da oldu kuşkusuz. Ama ben başka bir şeyi vurgulamak istiyorum. Üzerinde yer aldığımız tepe, temiz hava, bol oksijen olarak kentin üzerine yerleşmiş olduğu ovaya göre çok daha ferah bir yerken, bu kent niçin o tepenin üstünde konuşlanmadı da, aşağıda, ovada, iklimi daha az ferah olan yerde konuşlandı? Tarihsel süreçte kentin savunması böyle bir tepeden belki daha da rahat sağlanabilirdi. Buna rağmen niçin öyle seyretmedi de vukuat, şimdiki gibi gerçekleşti? İşte, burada, bir kente ruhunu veren tapınağın rasgele bir yerde kurulmadığını ve rasgele de kaldırılamadığını ifade etmek gerekiyor.O tepeden kenti seyrederken, yanımdaki arkadaş:
- Konya ayaklarımızın altında, diyor.
- Estağfurullah, diye cevap veriyorum ona.
Sesini çıkartmıyor.
Bu istiğfarın anlamını kavradığını düşünüyorum. ( RASİM ÖZDENÖREN)
"Son günlerde Mevlânâ hakkında dile getirilen bazı ifadeler bize yukarıdaki hikâyeyi hatırlattı. Söylenenlere göre Mevlânâ, tanrının yaratılmışlara hulûl ettiğine inanıyor, bu inancı da İslâm dini ile bağdaşmıyordu. Kendi kitabının tanrı tarafından ilham edildiğini, onun tarafından korunduğunu belirtiyordu. Yoksa bu, Mesnevi’nin Kur’an’dan sonra gelmiş bir kutsal kitap olmasını mı ifade ediyordu? Üstelik Mesnevi’de birçok müstehcen hikâye vardı ki her babayiğidin kolay kolay okuması mümkün değildi. Bütün bunlar bir tarafa Mevlânâ, o dönem Anadolu’yu işgal eden Moğollarla işbirliği yapmıştı. Acaba ajan mıydı?
Kamuoyunu meşgul edecek şekilde, televizyondan dile getirilen iddialar zihinlerimizi karıştırmıştı. Asırlardır insanlara yol gösteren, iyilik, güzellik, sevgi deyince hep kendisini misal verdiğimiz, sadece bizim değil başka din mensuplarının da takdirle yadettiği, eserleri Batı’da en çok satanlar listesinin başında bulunan, bu eserleriyle birçok kişinin Müslüman olmasına sebep olan Mevlânâ Celâleddin Rûmi’yi yanlış mı tanıyorduk; yoksa gülyağını deviren papağan gibi herkesi kendimizle kıyas etmekten mi kaynaklanıyordu zihin bulanıklığımız."
Nuriye Akman: Efendim, “Gel ne olursan ol gene gel” rubaisi günümüz insanı tarafından doğru anlaşılıyor mu?
Şefik Can:Bu rubai Mevlânâ’nın değil, bunu herkes biliyor zaten. Dergahın kütüphane memuru rahmetli Necati Bey, eski yazılı bir nüshada bu rubaiyi, Mevlânâ’nın rubaisi diye görmüş. İşin hakikatını araştırmadan, Hz. Mevlânâ’nın rubaisi diye etrafa yaydı. Halbuki Ziya Paşa’nın topladığı, ‘Harabat’ adlı antolojide, bu rubai başka kişiye aittir. Başka bir el yazması rubaide de bunu gördüm. Fakat Mevlânâ’nın bunun gibi, hatta daha da coşkun bir çok şiirleri olduğu için, Mevlânâ’nın şiiriymiş gibi de kabul edilebilir.
Aşağıdaki rubainin M. C. Rûmi'ye ait olduğu söyleniyor.. Çok meşhur! Kaynak bilgisini bizimle paylaşacak kimse var mı? Kendisinin hangi eserinde geçiyor acaba?
MEN BENDE-İ KUR'ANEM EGER CAN DAREM MEN HÂK-İ REH-İ MUHAMMED MUHTAREM EGER NAKL KUNED CÜZ İN KES EZ GÜFTAREM BİZAREM EZ U VEZ AN SUHEN BİZAREM
Bu canım var oldukça ben Kur'ana tutsağım Muhammed Mustafanın yolundaki toprağım Benden başkaca bir söz nakledenler olursa Hem onu söyleyenden hem o sözden uzağım
N_S
Not: Yâ bu rubai de "Gel" rubaisi gibi ona ait değilse..??! Ya da bu rubai kesinlikle ona aitse..??! :)
Semazenin tavrına,ben hiç bir şekilde cevap yazıp yorum yapmıycam ,polemiğe dönüşmemesi için,takdiri size bırakıyorum,bunu Alperen arkadaş rica ettiği için ve savunduğum sağlıklı forum için yapıyorum,Mevlana ile ilgili gerçekler sitede sabittir,bir çok kez şirk ve porno içeren yazıları hanif dostlarca konu olmuştur ve gerekli çağrılar yapılmıştır,Aşağıdaki linkten buyrun:
Romalı Celalettin'in put haline getirilişi üzerine ünlü bir hikayecinin zırvalarını astım.Ama gördümki, bu putperestlik daha aşikar bir şekilde bu sitede verilen linklerle devam ediyor.
Aslında bu adamın ne olduğu yada ne olmadığı beni zerrece ırgalamıyor.Ama onun ve benzerlerinin adına sürdürülen fikir ve düşünceler bazı kişilerin salt Kurana imanının önünde birer put gibi dikiliyor ve sen onlardan daha iyimi bileceksin yöntemiyle oklar halinde sağanak gibi üzerine yağdırılıyor.
Bu durumda benim Rabbimin ayetlerini iyice tefekkür edip bu zehir ve şirk irini dolu oklara karşı zırh gibi bu ayetleri kuşanmam gerekiyor.Meselenin özü bundan ibarettir ve veyl olsun,lehvel-hadisleri Kurana rağmen tercih edenlere.
__________________ "Bir kavme olan kininiz sizi adaletten ayırmasın.."
Semazenin tavrına,ben hiç bir şekilde cevap yazıp
yorum yapmıycam ,polemiğe dönüşmemesi için,takdiri size
bırakıyorum,bunu Alperen arkadaş rica ettiği için ve savunduğum
sağlıklı forum için yapıyorum
iman Yazdı:
Sevgili Alperen
Bu foruma girdiğimden şu ana kadar sana yukardaki
satırlardan daha muhalif bir satır okumadım.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma
HABERLER
Etkin Konular
Kullanıcı Listesi
Yardım
Kayıt
Giriş
Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Alıntılar, Makaleler
Konu: ÜNLÜ BİR HİKAYECİNİN MEVLANA AŞKI(!)
