Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Katılma Tarihi: 17 ekim 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 506
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
MSER1 Yazdı:
Selam ibrahim
Çalışman güzel olmuş kardeş, Allah şevkini artırsın, işte bu kadar; yani Peygamberden geldiği söylenilen bir söz Kur'an'a uymuyorsa körü körüne bu hadistir peygamber sözüdür demenin ve savunmanın bir mantığı elbette olamayaçağı gibi mütevatir yolla gelen sünnetlerinde tümüyle reddinin bir mantığı yoktur.
Selam ve dua ile
Aleyküm selam MSER1 kardeşim,
Allah sizden de razı olsun, sizin gibi basireti açık kardeşlerimiz oldu mu, insanın ister istemez şevki artıyor.
Katılma Tarihi: 17 ekim 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 506
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
anafikir Yazdı:
selam
Gerçekten güzel bir konu delil.
İnsanlığın en büyük sorunu delilsiz dayanaksız her düyduklarına inanmalarıdır. Geleneksel söylemleri de din halıne getırmiştır insanlar. Hacı ve hocaların sözlerini de delilsiz dayanaksız kabul edip din haline getirmişlerdir. Halbuki söylenenlerden sorumludurlar.Onlar öldükten sonra diyeceklerki keşke dinleseydik veya akletseydik. ama bu çok geç olacak.
Aleyküm selam,
Kitapta herşey yok mu?
6/Enam 38Yerde debelenen hiçbir hayvan ve iki kanadı ile uçan hiçbir kuş yoktur ki, sizin gibi birer ümmet olmasınlar! Biz kitapta HİÇBİR EKSİKBIRAKMAMIŞIZDIR. Sonra hepsi Rablerinin huzurunda toplanırlar.
11/Hud 1,2Elif, Lam, Ra. Bu, hikmet sahibi ve herşeyden haberdar olan Allah tarafından ayetleri sağlamlaştırılmış, sonra da AYRINTILI OLARAK AÇIKLANMIŞ bir Kitaptır. Ki ALLAH'tan başkasına tapmayasınız. Kuşkusuz ben, O'ndan size bir uyarıcı ve bir müjdeciyim.
İnsanlar bu ayetleri okumuyor mu? Aslında herşey ortada, samimi olmak lazım, tam teslim olmak lazım, yarı yamalak teslimiyetin de, yarı yamalak din anlayışı olur.
Saygılar sunarım.
Allah'a emanet olun.
__________________ Ey inananlar, Allah'tan korkarsanız O size iyi ile kötüyü ayırdedici bir anlayış verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allâh büyük lutuf sâhibidir
Ey iman edenler! Allah'a itaat edin, Peygambere de itaat edin ve sizden olan emir sahibine de itaat edin. Eğer herhangi bir şeyde anlaşmazlığa düşerseniz; Allah'a ve ahiret gününe gerçekten inanıyorsanız, onu Allah ve Resulüne arz edin. Bu, daha iyidir ve sonuç bakımından da daha güzeldir.Nisa:59
Katılma Tarihi: 03 haziran 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 66
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Hanif dostlara selam !
Ya eyyuhellezine amenü edıyğüllahe _ Ey kimseler imaneden itaatedinAllah'a
Ve edıyğürRasüle ve ülil emri minküm _ Ve itaat edin Rasül'e ve sahiplerine sizden , yetkili
Fe in tenazeğtüm fi şey in fe rudduhü ilAllahi verRasuli_ şayet düşerseniz ihtilafa birkonuda , arz edin onu Allah'a ve Rasulün'e
İn küntüm tü ' minune billahi vel yevmil ahır _Eğer siz inanmakta iseniz Allah'a ve günü-ahıre
zalike hayruv ve ehsenü te'vila _ Böyle yapmanız daha hayr'lıdır ve engüzelidir netice olarak.
Cidden tuhaf bulduğum kişiler var , Kur'an ın bütünlüğünü dikkate almadan , kavrayamadığı bir ayet ile Kur'an dan hüküm çıkarmaya kalkıyor. Orman kenarında da bir ağaç görüp de , Kafasında oluşturduğu ütopya'ya Orman diyor. Bilmiyorki daha ormanın içerlerinde nice ağaçlar ve çeşitli bitkiler var. Tek çiçek ile bahar getirmeye kalkışıyor. Kur'an kavramları nı analiz etmeden bir ayet ile verilen mana 'yı diğer ayet ile uygunlaştırmadan ayetler arasındaki irtibatı kurmadan , meshep izahları ile anlatdığı şeyin Kur'an _i kavram olduğunu sanıyor. Örnğ. üstdeki efe625'in mesajı gibi.
Neml 84 _ Nihayet geldiklerinde buyuru , yalanladınız mı ayetlerimi kavrayamadığınız halde ilmen onları , peki ne idi yapmakta olduğunuz
İbrahim 52 _ Bu bir bildirmedir insanlar'a bunun ile uyarılsınlar ve bilsinlerki sadece O bir tek ilah'dırve öğüt alsınlar vicdanı temiz olanlar
Ülül elbab = sağduyu sahipleri / vicdanı temiz olanlar.
__________________ Cinn 20= Deki Şüphesiz ben ancak Rabbime ibadet ederim ve O'na hiç kimseyi ortak koşmam
Katılma Tarihi: 17 ekim 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 506
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
efe625 Yazdı:
,
Ey iman edenler! Allah'a itaat edin, Peygambere de itaat edin ve sizden olan emir sahibine de itaat edin. Eğer herhangi bir şeyde anlaşmazlığa düşerseniz; Allah'a ve ahiret gününe gerçekten inanıyorsanız, onu Allah ve Resulüne arz edin. Bu, daha iyidir ve sonuç bakımından da daha güzeldir.Nisa:59
Selamlar sevgiler saygı değer kardeşim efe625!
Allah razı olsun ayet yazmışsın, eminim ki eleştirinde samimiyet var, fakat seni haklı bulmuyorum.
Ayeti birlikte ele alalım!
Ey iman edenler!(Muhatap bütün inananlar) Allah'a itaat edin, (bu hitap evrenselliğini devam ettiriyor, itaat edilecek varlık ölümsüzdür, zamandan ve mekândan münezzehtir, bize şah damarımızdan daha yakın, olup biten her şeye şahit, ahirette bizi hesaba çekecek olan yegane hakim ve habirolan yüceler yücesidir.) Peygambere de itaat edin (Resulullah a.s yaşadığı sürece her durumda itaat zorunludur, artık Resulullah yok bize bıraktığı mirası Kur’an var Resule itaat onun da tabi olduğu Kuran’a itaat etmeliyiz. Resule itaat, onun ölümünden iki yüz yıl sonra, ona atfedilerek yazılmış hadislere inanmakla olmaz. Kur’an iman, ahlak ve hüküm vazetmede tek kaynak tır, onu anlamaya yönelik çalışmalarda ise ana kaynaktır.) ve sizden olan emir sahibine de itaat edin. (bizden olan ehliyetli her görev insanına itaat etmeliyiz, Kur’an çizgisinden çıkmadığı müddetce.) Eğer herhangi bir şeyde anlaşmazlığa düşerseniz; Allah'a ve ahiret gününe gerçekten inanıyorsanız, onu Allah ve Resulüne arz edin. (Allah ve Resulüne arz edin! Kuran’a götürmektir, Allah gönderdiği mesajı Resulünden ayırmıyor, tövbe suresini müşriklere okurken “Bu Allah’tan ve Resulünden müşriklere bir ültimatomdur” 9/1 bu dediği Kuran’ın suresi olan tövbe suresi, demek ki Resule itaat Kuran’a itaattir. Bu, daha iyidir ve sonuç bakımından da daha güzeldir. Nisa:59
Allah’a emanet olun.
__________________ Ey inananlar, Allah'tan korkarsanız O size iyi ile kötüyü ayırdedici bir anlayış verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allâh büyük lutuf sâhibidir
Katılma Tarihi: 02 ekim 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 4
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Arkadaşlar islamda delil sorunu melil sorunu yok. Asıl sorun zihinlerde
itikata delil olarak yalnızca kuran ve mütevatir sünnet kabul edilir. Hadislerden de sünnet çıkar çünkü bu eylemseldir. Kuran'da bulamazsınız peygamber hayatını. Zayıf hadis dahi olsa içtihata tercih edilir çünkü onda peygamberimizden olma ihtimali vardır
__________________ Doğrudan doğruya Kur'an'dan alıp ilhâmı,
Asrın idrâkine söyletmeliyiz İslâm'ı.
Katılma Tarihi: 17 ekim 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 506
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Muvahhid2008 Yazdı:
Arkadaşlar islamda delil sorunu melil sorunu yok. Asıl sorun zihinlerde
itikata delil olarak yalnızca kuran ve mütevatir sünnet kabul edilir. Hadislerden de sünnet çıkar çünkü bu eylemseldir. Kuran'da bulamazsınız peygamber hayatını. Zayıf hadis dahi olsa içtihata tercih edilir çünkü onda peygamberimizden olma ihtimali vardır
Selam sana ey “Muvahhid2008” kardeş!
Önce bir selam ver kardeş bu ne acele!
Doğru haklısın İslam da delil sorunu yok! Sorun biz Müslümanlarda.
Ama şunu kabul edelim, ortada çok ciddi sorun var.
İslam coğrafik olarak da hızla genişlediği için, dine girenlerin çoğu, İslam’ı benimsedikleri için değil, menfaatleri onu gerektirdiği için, tercih etmişlerdi. Resulullah’ın ölümünden sonra, akın akın dine girenler, yine menfaatleri neyi gerektiriyorsa o yöne döndüler. Zekât vermemek için dönenlerin yanı sıra, henüz dini anlamamış ama gerisin geride dönmemiş yığınlarca bedevi vardı. Ayrıca Yahudilerden ve Hıristiyanlardan dine girenler vardı. Fetihler hızla devam ediyordu, memleketler komple fetih ediliyordu. Bu aslında çok güzel gibi görünmekle beraber çok sakıncalı ve hormonlu büyümeydi. Her dine giren kendi anlayışını dine taşıyordu. Bedeviler soyutu somut anlıyor, Hıristiyanlardan geçenler ayakları yere basmayan bir din anlayışı, Yahudilerden her şeyi somutlaştırma ve değerini oturtamam anlayışı, bunu fırsat bilen Emevi ve arkadan gelen Abbasi saltanatı, dini kendi istek ve menfaatlerine göre şekillendirmeye çalışmışlardır. Kendilerine göre alim yetiştirmişler, aksini söyleyenleri katletmiş yada işkence yapmışlardır. Geleneğin içinden gelen, yenilikçi geleneğin eserlerini yasaklamışlar ve yok etmişlerdir.
Bu sisli dumanlı ortamda, ilimden yoksun din alimleri!!!!!!!!!! Hadis alimleri!!!!! Yetişmiş ve bizlere dini miras bırakmışlar!!!!!!!!!!!!!!!
Sevgili dostum Kuran’ın dışında her metin, her görüş, her kitap yine Kuran’ın hakemliğinde tetkik edilmeye ve tenkit edilmeye mecburdur. Eğer ihtimallerle hareket edeceksek, Tevrat ve İncil de Allah’ın kelamı ihtimali vardır, uyalım mı diyeceğiz? Elbette zaman zaman onlarda müracaat ederiz, hadislere de, hatta tarih, bilim, felsefe vb.. kaynaklara da müracaat ederiz, tek koşul Kuran’ın hakemliğinde olmalı.
Allah’a emanet ol.
__________________ Ey inananlar, Allah'tan korkarsanız O size iyi ile kötüyü ayırdedici bir anlayış verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allâh büyük lutuf sâhibidir
Kur’an ve Sünnet İslam’ın iki temel kaynağıdır. Kur’an anayasa sünnet ise bu anayasanın pratiğe aktarılmış ve yaşanmış biçimidir. Mutlaka bazı hadis uydurma faaliyetleri olmuştur. Ama bunların olması hadisleri tümüyle çöpe atmak için bir gerekçe olamaz. Hadisleri uydurmalarıyla birlikte kabul etmek nasıl ki aşırıya kaçmaksa tümüyle yok saymak da aşırıya kaçmaktır.
Hadisler konusundaki şüpheci yaklaşım hastalığı ilerlediği zaman bizi zamanla Kur’an hakkında da şüpheye götürür. Nasıl mı? Örnek vereyim?
1- Kur’an’ın insanlar tarafından değiştirilmeden bize ulaştığını ispat eder misiniz?
Deliliniz “Kur'an ı kesinlikle biz indirdik, elbette onu yine biz koruyacağız.” (Hicr 9) ayeti mi?
Kitabı değiştiren biri içerisine pekala böyle bir cümle de ekleyebilir herhalde…
İçerisinde “Bu kitabı biz gönderdik ve onu her türlü değişiklikten koruduk” diye yazan her kitabı Allah’ın dokunulmamış kitabı olarak mı kabul edeceğiz?
Mesela “Hadisler Allah’ın koruması altındadır diye bir hadis” olsaydı ya da uydurulsaydı bu bütün hadislerin Allah tarafından korunduğunu ve hadis uydurulmasına kesinlikle müsaade etmediği manasına mı gelecekti?
Buyurun size sünnetin bozulmadan bize ulaştığına dair bir hadis:
İmam Malik'e ulaştığına göre, Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) şunu söylemiştir: "Size iki şey bırakıyorum. Bunlara uyduğunuz müddetce asla sapıtmayacaksınız: Allah'ın Kitab'ı ve Resûlünün sünneti". Muvatta, Kader 3, (2, 899).
Peygamber herhalde zaman geçtikçe bozulacak olan sünnet için bu sözleri söylemezdi. Bu cümle hadis külliyatında geçiyorsa Kuranın bozulmadığını iddia eden mantığa göre sünnet de bozulmamıştır.
İncilde incilin bozulmadığı geçiyorsa o da bozulmamıştır. Tevratta geçiyorsa o da bozulmamıştır.
2- Kur’an da çelişki var mı yok mu?
Kur’an da çelişki görmek ya da görmemek sizin Kur’an’a nasıl baktığınıza bağlıdır. Kusur arayan kusur bulur. Uyum arayan uyum bulur. Kur’an kendisi söylemiyor mu? “Bu Kur’an küfredenlerin küfrünü artırır” diye. Turan Dursun gibi insanların kitaplarına bakarsanız Kuran’da kendince bulduğu çelişkileri görebilirsiniz. Kur’ana her bakan uyum görseydi gerçeği bildikleri halde inatlarından ya da menfaatlerinden dolayı inkar edenlerin dışında herkes müslüman olurdu.
Lütfen toptancı silip süpürücü anlayışları bir kenara bırakalım ve vasat (dengeli) bir ümmet olalım. Sahte para basan insanlar var diye cebinizdeki tüm parayı çöpe mi atıyorsunuz. Hadis ve sünnet konusunda daha insaflı davranalım.
Katılma Tarihi: 21 mart 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 16
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
x-mb-x yazdı
(BENDE ARAYA YAZDIM)
Selam,
Kur’an ve Sünnet İslam’ın iki temel kaynağıdır. Kur’an anayasa sünnet ise bu anayasanın pratiğe aktarılmış ve yaşanmış biçimidir. Mutlaka bazı hadis uydurma faaliyetleri olmuştur. Ama bunların olması hadisleri tümüyle çöpe atmak için bir gerekçe olamaz. Hadisleri uydurmalarıyla birlikte kabul etmek nasıl ki aşırıya kaçmaksa tümüyle yok saymak da aşırıya kaçmaktır.
Hadisler konusundaki şüpheci yaklaşım hastalığı ilerlediği zaman bizi zamanla Kur’an hakkında da şüpheye götürür. Nasıl mı? Örnek vereyim?
1- Kur’an’ın insanlar tarafından değiştirilmeden bize ulaştığını ispat eder misiniz?
Deliliniz “Kur'an ı kesinlikle biz indirdik, elbette onu yine biz koruyacağız.” (Hicr 9) ayeti mi?
Kitabı değiştiren biri içerisine pekala böyle bir cümle de ekleyebilir herhalde…
İçerisinde “Bu kitabı biz gönderdik ve onu her türlü değişiklikten koruduk” diye yazan her kitabı Allah’ın dokunulmamış kitabı olarak mı kabul edeceğiz?(ALLAH başka bi kitabı koruma altına aldığınımı söyledi hani nerde o kitap isim ver bide biz bakalım canım kardeşim)
Mesela “Hadisler Allah’ın koruması altındadır diye bir hadis” olsaydı ya da uydurulsaydı bu bütün hadislerin Allah tarafından korunduğunu ve hadis uydurulmasına kesinlikle müsaade etmediği manasına mı gelecekti?(Ya güzel kardeşim sen ALLAH'ın sözleriyle insanların sözlerini bir tutuyosan diyecek birşey yok zaten)
Buyurun size sünnetin bozulmadan bize ulaştığına dair bir hadis:
İmam Malik'e ulaştığına göre, Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) şunu söylemiştir: "Size iki şey bırakıyorum. Bunlara uyduğunuz müddetce asla sapıtmayacaksınız: Allah'ın Kitab'ı ve Resûlünün sünneti". Muvatta, Kader 3, (2, 899).(imam malike nerden ulaşmış bu söz peygamber efendimizmi söylemiş bi düşün bakalım)
Peygamber herhalde zaman geçtikçe bozulacak olan sünnet için bu sözleri söylemezdi. Bu cümle hadis külliyatında geçiyorsa Kuranın bozulmadığını iddia eden mantığa göre sünnet de bozulmamıştır.(peki neden hadis külliyatında sünnet ALLAH'ın korumasındadır diye hadis yok niye uydurukçular bunu diyememiş gene düşün bakalım)
İncilde incilin bozulmadığı geçiyorsa o da bozulmamıştır. Tevratta geçiyorsa o da bozulmamıştır.
2- Kur’an da çelişki var mı yok mu?
Kur’an da çelişki görmek ya da görmemek sizin Kur’an’a nasıl baktığınıza bağlıdır.(yani sen çelişki görmek istesen bulursun kuranda öylemi) Kusur arayan kusur bulur. Uyum arayan uyum bulur. Kur’an kendisi söylemiyor mu? “Bu Kur’an küfredenlerin küfrünü artırır” diye. Turan Dursun gibi insanların kitaplarına bakarsanız Kuran’da kendince bulduğu çelişkileri görebilirsiniz. Kur’ana her bakan uyum görseydi gerçeği bildikleri halde inatlarından ya da menfaatlerinden dolayı inkar edenlerin dışında herkes müslüman olurdu.(sen kuranda kusur buldunmu bulduysan kusurlu olan neydi bizimle paylaşırmısın belki bizim kör tarafımıza geldi göremedik neticede bizde insanız)
Lütfen toptancı silip süpürücü anlayışları bir kenara bırakalım ve vasat (dengeli) bir ümmet olalım.(dengeden kastın ne 6666 ayete karşılık 6666 hadismi) Sahte para basan insanlar var diye cebinizdeki tüm parayı çöpe mi atıyorsunuz. Hadis ve sünnet konusunda daha insaflı davranalım.(Ya o sahte paralardan cebinde varsa ve harcamaya gittiğinde seni kalpazan diye tutuklayıp hapise atarlarsa savunman nası olacak)KAL SELAMETLE
'Allah'ı ve peygamberlerini inkar edenler ve Allah ile peygamberlerini birbirinden ayırmak isteyip "Bir kısmına iman ederiz ama bir kısmına inanmayız" diyenler ve bunlar (iman ile küfür) arasında bir yol tutmak isteyenler yok mu; İşte gerçekten kafirler bunlardır. Ve biz kafirlere alçaltıcı bir azap hazırlamışızdır. ''(Nisa 150,151)
Batı’nın İslam Dünyası üzerinde “öncü kuvvet” ve “keşif kolu” olma rolünde olan müsteşriklerin taarruzu bugün eski yoğunluğunu yitirmiş görünüyor. Bunun sebebi müsteşriklerin İslamiyeti bozma çalışmalarından umdukları sonuçları elde edememiş olmaları değil, tam tersine onların yerine kaim kılınan yerli müsteşrik hareketlerinin İslam Dünyası’nda sürdürmekte olduğu çalışmalardır. Zira artık konuşanlar “bizden” birileridir ve bu sebeple söylediklerinin kale alınma şansı daha fazladır.
Bunlara göre, geçmişte Tevrat ve İncil’i nasıl tahrip edildiyse, bozulduysa şimdi tahrip sırası Kur’an-ı kerim’de. Kur’an da yeni bir bakış açısı ile yeniden yorumlanmalı ve bu bağlamda Kur’an’ı anlamada/hayata aktarmada müslümanların geçmişte oluşturduğu tecrübe birikimi tarihin çöplüğüne terkedilmelidir.
İslam Tarihi, ihanet, zorbalık ve tahrifin oluşturduğu, bir safra gibi çıkarıp atmamızı istedikleri geçmişin kronolojisidir ve esasen müslümanların sahip çıkabilecekleri bir tarihleri yoktur; Tefsir bir İsrailiyyat yumağı; Hadis, uydurma rivayetlerin kırk ambarıdır. Mezhepler hayatlarını, kendi görüşlerini Kur’an ve Sünnet’in üzerine çıkarmaya çırpınmakla geçirmiş “hîle” ustalarının tezgâhı ...
Ya Kur’ân! Aslına bakarsanız modern yerli müsteşriklere göre Kur’an-ı kerimin hükümleri tartışmalı, kesin bir hüküm yok, her konu zamana göre yeniden yorumlanmalı.
Yine bunlara göre, elimizdeki Mushaf’ın ihtiva ettiği bir kısım ayetler apokrif, bir kısmına göre Kur’an’ın özellikle de muamelata ilişkin ayetleri “ölçü” değil, “örnek”tir; Kur’an’ı tarihe gömerek de müslüman kalabilirsiniz...
İşte, yerli müsteşriklerin Kur’an-ı kerim ve İslamiyet hakkındaki düşünceleri. Bütün bunlardan sonra müsteşriklerin yıkıcı faaliyetlerini neden azalttıkları daha iyi anlaşılıyor.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma