Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
muvahhit Yazdı:
Allah dileseydi tüm kullar Allaha yönelirdi...mesela Allah dileyen doğru yolu tutar dileyen tutmaz demezdi de tüm kullar mecburen şartlanmış olarak hakka yönelirlerdi..çünkü yanlış yolun tutulmasına izin çıkmadığı için...sadece bir misal.. bunu anlatmak için Allah demiştir ki''ben dileseydim tüm herkes doğru yola gelirdi'' |
|
|
Sonra duman (gaz) halinde bulunan göğe yöneldi, ona ve arza: "İsteyerek veya istemeyerek (buyruğuma) gelin" dedi. "İsteyerek (buyruğuna) geldik." dediler.
Böylece onları, iki günde yedi gök yaptı ve her göğe emrini (kanunlarını) vahyetti. Biz, en yakın göğü lambalarla ve koruma ile (koruyucu güçlerle) donattık. İşte bu, o güçlü, bilen (Allâh)ın takdiridir.(Fussilet; 11-12)
Biz emâneti, göklere, yere ve dağlara sunduk; onu yüklenmekten kaçındılar, on(un sorumluluğun)dan korktular; onu insan yüklendi; (fakat onun ağır sorumluluğunu tam kavrayamadı) doğrusu o, çok zâlim, çok câhildir. (Ahzab; 72)
muvahhit Yazdı:
melekleri insanoğluna secde ettiren neden burada yatmaktadır...melekler kötü fiil işlemesine izin verilmemiş varlıklardır ve onlarda herhangi bir kötülük bu nedenle arız olmaz.. |
|
|
Yukarı daki ayette ise dikkat çekici bir vurgu “İsteyerek ya da İstemeyerek” var. Burada da bir seçimin söz konusu olduğu ortada. Yani belki bizim kavrayamayacağımız farklı bir Şuur/İrade söz konusu.
Fussilet; 11-12. ayetlerde Allah dilemiştir ve doğru seçimi zorunlu kılmıştır..
Ahzab; 72 de ise göklere, yere, dağlara seçenek sunuluyor ve serbest bırakılıyor..
muvahhit Yazdı:
kişiler kendilerine verilmiş hür iradelerini iyi yöne kullanmadıkları sürece onlara iyi yönde bir müdehale yapılmaz..ne zaman ki kişi aklı ve iradesini kullanır doğruya yönelmek isteyip gayret sarfederse işte o zaman iyilik Allahtan gelir..iyi yönde müdehale gelir.. |
|
|
Birde şöyle düşünmeye çalışalım!..
Melekler ve İnsanlar’a hür irade verilmiştir. Kötü yönde kullanmadıkları müddetçe onlara kötü bir müdahale yapılmaz.. Melekler ne zaman ki Allah’a görüp, bildikleri halde itaat etmezlerse o zaman büyüklük tasladıkları ve gerçeği inkar ettikleri için kötü muameleye uğrayabilirler.
Meleklerin; “Orada bozgunculuk etmekte olan, kan döken birini mi atayacaksın? Oysa ki bizler, seni hamd ile tespih ediyoruz; seni kutsatıp yüceltiyoruz.(Bakara; 30)" Şeklindeki söylemlerinden anlaşılan ise, en azından iyiyi ve kötüyü ayırt edebilecek bir şuura sahip olduklarıdır.
Bu arada İblis’in bir melek+cin olduğu ve emre uymadığı görünüyor.. Emre uymaması ise seçim yapabilmesini, karar verebildiğini gösteriyor ki netice itibari ile verdiği kararın kötü olduğu Tartışmasız kesinlikle ifade ediliyor.
Meleklerden olan İblis hariç (Bakara; 30-34) diğer melekler itaat ediyor Alemlerin Rabbine…
O halde melekler nasıl oluyor da sadece iyi işleri onaylayan/kabul eden/eyleme geçiren varlıklar olabiliyor?
Levhi Mahfuza sınırlı bir erişim sağlasalar da sağlamasalar da iyi ya da kötü tercihi kendileri gerçekleştirebiliyor.
Meleklerinde kendilerine verilmiş bir iradeleri olduğu ve iyi kötü tercih yapabildiklerinin düüşünülememesi için bir neden yok! Ancak onlar Allah Teala’ yı görebildikleri!/duyabildikleri! Ya da ayetlerine, varlığına ve gücüne direkt şahit oldukları için kötü seçim yapabilme olasılıkları yok denecek kadar kısıtlı olabilir..
Allah’ ı ve koyduğu yasaları da şaşmaz bir bilgi ile (hele bir de ilk elden olma ihtimalini göz ardı etmesek) öğrendikten sonra;
Misal; Mutfakta gaz kaçağı var, içeri giriyorsunuz ve gazın ağır kokusunu fark ediyorsunuz, sonra çakmakla kontrol ediyorsunuz!......
Yüzmeyi bilmiyorsunuz, denizin ortasında gemiden atlıyorsunuz vs..
Meleklerin ve insanların gerçek ayan beyan olduktan sonraki seçimleri….
İnsanlar da şahit Allah’ ın varlığına elbette; ancak bizi meleklerden farklı kılan, ya yağmuru yağdıran bulutu ya da sabahı ve akşamı belirleyen güneşin ardını vs.. soruşturarak Allah’ı idrak edebilmemiz. Sonrasında….İnsanlar da gerçek kendilerine ayan beyan olduktan sonra Allah’a isyan etmeyi sürdürürlerse Meleklerin (Örnek:İblis) yapabilecekleri itaatsizliğin getirisinden farklı bir muameleyi göremez
Not 1: Göklerde ve yerde bulunan canlıların, meleklerin hepsi Allah'a secde ederler, onlar asla büyük taslamazlar. (Nahl; 49)
Tabi ki bu ayeti görmezden gelemem, bunu gösteren Allah doğruya Kılavuzlayacaktır, istediğini izni ile.
Bu ayete göre İblis melek olamaz! ve benim düşüncelerim (ki hareket noktalarımdan birisi iblisin melek olmasıdır), tamemen yanlıştır Ya da Meleklik kibir, büyüklük taslandığı anda son bulan bir kavram mıdır?
Melekleri Allah’ın yasaları olarak algılarsak;
İlkinde “isteyerek ya da istemeyerek gelin” diyerek Allah’a koşulsuz itaat ettiklerinin kanıtı ama
“emâneti, göklere, yere ve dağlara sunduk; onu yüklenmekten kaçındılar” ayetinde ise bir seçim, tercih ve tabi ki her ikisinde de bir irade söz konusu…
Eğer seçim ve irade iyi ve kötü seçenek ayrımını belirliyor ise, ki öyle, Burada meleklerin veya Allah,ın yasaları olarak nitelendirdiğimiz kuralların hareket alanları neye göre belirleniyor?
Belki de; İblis ve diğer melekler için İmtihan, Hz Adem'e itaat idi. Özgür iradeleri ile tercihlerini yaptılar! Belki de o noktada onlar için imtihan bitti ve beklenmeye geçildi?!!
__________________ Anlatan da aciz dinleyen de aciz, Hamd O Allahüssamed'e ki İlahi Kelam ile seslendi
|