Yazanlarda |
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Efrayim
Sevgili Hasanoktem...
Söylediklerine katılmamam mümkün değil ama...
Her zaman sizin söylediğiniz filim tarzlarını seyretmek mümkün olmaz...
Rol icabı bir bakıyorsun bir filmde anne-oğul, bazı filmlerde abi-kardeş, bazen de karı koca. Bunun adı film icabı diyorlar...
Masumhane yatağa giriliyor rol gereği...
Biz hanif dostlar; bizim akrabalarımız, arkadaşlarımız olan bu sanatçılara, yaptığınız şeyler, 'rol gereği olduğundan dinen sakıncası yoktur, ancak cinsel birleşme yasak gerisi serbestmi' diyeceğiz.
Sevgi ile,
|
Yukarı dön |
|
|
hasanoktem Admin Group
Katılma Tarihi: 10 eylul 2006 Gönderilenler: 2837
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Sevgili Efrayim...
bahsettiğin müstehcenliği ve çirkinliği de kapsayan bir sinema düşünmediğimizi anlatmamıza gerek olmadığını düşünüyordum. hatta yukarıdaki yazımda da özellikle söylemişim :
yukarıdaki yazımdan alıntı :
Sinema ve Tiyatronun günümüzün en güçlü silahlarından olduğunu düşünüyorum.bu silahları meşru yani Kur'an'a uygun bir şekilde kullandıktan sonra Müslümanlar neden edinmesin ki?
yok eğer sinema sektörünün genel olarak şu anda içinde bulunduğu çirkefliğe işaret etmek istiyorsan , orda haklısın tabi.ama onuda bilmeyen ve aramızda benimseyende yok ki kardeşim.
biz , kendimize aid , Kur'an mesajlarını ( Kur'an'da geçen kıssalar/ Ayetler vb)Kur'an'a mutabık ve muvafık bir şekilde tüm dünya insanlarına ulaştırabilecek, milyarlarca insanı İslam'a ( Kur'an'a)davet edecek evsafta , kendi sinemamız olsun dedik/ diledik sadece. bizim bu söylediklerimizden yola çıkarak ,iletinin son paragrafındaki sonuca nasıl ulaştığını anlamadım doğrusu. sanırım cevabın biraz aceleye gelmiş.
ve de sinema denince de aklına hep böyle şeyler geliyor. çok haksız da sayılmazsın yani bu anlamda bakınca tabiki...'' TAKVA '' filmini duymuşsundur. bu filimi konu alan bir başlık açmıştım.o konuya bakabilir misin ?işte o filimi izleyince ( gerçi ben izlemedim , sanada tavsiye etmem) insanın gelde Efrayim Kardeşe hak verme ! diyesi gelecektir herhalde. biz bunları görmüyor değiliz Efrayim Kardeş.fakat bizim söylediğimiz farklı birşey...
ilgili link :
http://63.231.71.139/forum_posts.asp?TID=2599&PN=1
Saygı ve Sevgilerimle
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
selam
Dinimize uymayan meslekler,
Parçacı zihniyetin yeryüzünde seçtikleri ilahlara şehadetin şart koşulduğu devlet memurluğu, hakim, avukat, savcı, polis, asker, tanrı ve tanrıçalara yeminin şart koşulduğu hipokratlı işler, Allah'ın ayetlerinin alaya alındığı, eğlence ve içkili işler, faizin yer aldığı ticari işler,
geriye pek de bir şey kalmadı, geçenler de öğrendiğim güzel bir şeyi paylaşayım sizlerle
adın ne abdullah, nerelisin arzullah, işin ne davetullah,
Allah sabredenlerle beraberdir, alternatif toplum olmanınyolu alternatif bireyler olmadan geçer,
sinema vetiyatro çok hem de çok güzel araçlar olabilir kullanılabilrise, halk okumaktan haz duymuyor, alışkındeğil ama izlemeye bayılıyor, küçük skeçler, tiyatrolar, konularla ilgili filimler çok güzel olur, elerinde böyle imkanlar olan kardeşler inşallah değerlendirsinler,
selam ve dua ile
|
Yukarı dön |
|
|
aliaksoy Uzman Uye
Katılma Tarihi: 05 subat 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 989
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
malik bin nebi Yazdı:
selam
Dinimize uymayan meslekler,
Parçacı zihniyetin yeryüzünde seçtikleri ilahlara şehadetin şart koşulduğu devlet memurluğu, hakim, avukat, savcı, polis, asker, tanrı ve tanrıçalara yeminin şart koşulduğu hipokratlı işler, Allah'ın ayetlerinin alaya alındığı, eğlence ve içkili işler, faizin yer aldığı ticari işler,
geriye pek de bir şey kalmadı, geçenler de öğrendiğim güzel bir şeyi paylaşayım sizlerle
adın ne abdullah, nerelisin arzullah, işin ne davetullah,
Allah sabredenlerle beraberdir, alternatif toplum olmanınyolu alternatif bireyler olmadan geçer,
sinema vetiyatro çok hem de çok güzel araçlar olabilir kullanılabilrise, halk okumaktan haz duymuyor, alışkındeğil ama izlemeye bayılıyor, küçük skeçler, tiyatrolar, konularla ilgili filimler çok güzel olur, elerinde böyle imkanlar olan kardeşler inşallah değerlendirsinler,
selam ve dua ile |
|
|
Selam...
Aman arkadaşım ne yaptın böyle... Ben bir avukatım, gitti bizim meslek...
Tartışalım mı?
Ancak O'na iman eder, ancak O'ndan dileriz.
Selam ile...
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
selam ali aksoy arkadaş kusura bakma, yeni gördüm iletini,tartışalım ama inşallah cedelleşmeyelim, yalnız umarım mesleğiniz gitti diye üzülmezsiniz, doğru olanı yaptığınız için sevinirsiniz, tabi doğru olarak kabul ederseniz, siz orda bulunduğunuz süre içerisinde mesleğinizi nasıl şartlara bağlı olarak sürdürüyorsunuz, bu önemlidir, sizin varlığınızı sürdürmeniz ilahınızın isteklerine yakırı mı değil mi bu da önemlidir, velhasıl kelam her nefis kendine bir basirettir,
selam ile
|
Yukarı dön |
|
|
Mircan Uzman Uye
Katılma Tarihi: 25 agustos 2005 Yer: Turkiye Gönderilenler: 1277
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam,
Esasında mesleğin kendisinden ziyade icrasının nasıl yapıldığı önemli.Avukat bir katili bile bile savunup,cezadan kurtarıyor,bir doktor parası olmadığı için bir hastayı ölüme terkediyorsa (örnekler her meslek dalı için verilebilir) icra ettiği mesleğin değil,kendi icraatının dinde yeri olmadığını söyleyebiliriz.
Kadınların erkek jinekologa yada erkeklerin bayan bevliye uzmanlara muayene olmalarında herhangi bir sakınca görmüyorum.Sağlık ciddi bir konudur.Yaşadığımız rahatsızlık yada hastalığın hayatımızı ne derece tehdit ettiğini biz bilemeyiz bu nedenle ehil kişilere tedavi olmak bence bir nevi Allah'ın emridir.
Kimse mesleğine toz kondurmaz biliyorum:) ama ben yaptığım meslek nedeniyle ciddi vebal altında olduğumu ve belkide ahiretimi mahvettiğiminin itirafını sizlerle paylaşmak istiyorum.
Sevgilerimle
|
Yukarı dön |
|
|
barış Uzman Uye
Katılma Tarihi: 13 eylul 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 339
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Mircan yazdı.
Kimse mesleğine toz kondurmaz biliyorum:) ama ben yaptığım meslek nedeniyle ciddi vebal altında olduğumu ve belkide ahiretimi mahvettiğiminin itirafını sizlerle paylaşmak istiyorum.
Selam Mircan Kardeş,
Hepimiz zaman zaman aynı hisleri paylaşıyoruz. Ben de düşünmekteyim kendi mesleğim açısından bu durumu. Ama sen ne güzel ifade etmişsin, icra edilen meslekten ziyade, kişinin icraatları, nasıl davrandığı mühimdir.
Örneğin katilin katil olduğuna karar verecek olan mahkemedir. Mahkeme kararı olmadan kişi ancak zanlıdır,sanıktır. Bu durumdaki kişinin de elbette avukatı olacak, ama nasıl bir avukatlık yapacak? Yalan tanık, sanığı kanunlara hafifletici sebeplere uysun diye yalan ifadeye yöneltme vs.gibi yollara saparsan, yada bir hukuk davasında bilirkişiyle vs.değişik temaslarda bulunursan, müvekkiline sırf parasını almak için yalan yanlış bilgiler verip vaatlerde bulunursan....... Liste bitmez. Hiçbir meslek için bitmez. Bunun içindir ki, hayatımızın her alanında olduğu gibi, meslek hayatımızda da kurallarımız olacak ve onlara uyacağız. Esasen benim verdiğim avukatlıkla ilgili örneklerdeki davranışlar meslek suçudur, avukatın ceza almasını gerektirecek şeylerdir.
Bizler dürüst, vicdanlı hareket edeceğiz, sakınmaya çalışacağız. Herkes mesleğinin grektirdiği azami özeni,dikkatibasireti göstermeye çalışacak.
Benim bu husustaki düşüncelerim genel olarak böyle.
Saygıyla.
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Esasında mesleğin kendisinden ziyade icrasının nasıl yapıldığı önemli.Avukat bir katili bile bile savunup,cezadan kurtarıyor,bir doktor parası olmadığı için bir hastayı ölüme terkediyorsa (örnekler her meslek dalı için verilebilir) icra ettiği mesleğin değil,kendi icraatının dinde yeri olmadığını söyleyebiliriz.
selam mircan kardeşim, mesleği nasıl icra etmemiz kadar o mesleğin bizle olan uyumluluğu aslında bunu sadece mesleklerle sınırlandırmak doğru değil, hayatımız ve hayatımızdaki dialoglar şeklinde düşünürsek resmi tam olarak görürüz, gibime geliyor, nedir, mesla bir arkadşaınızla olan dialogunuzda arkdaşınız görüşmenizin sürebilmesi için sizden tasvvuf hakkında konuşmamanızı istiyor, babanız sizi evde tutmak için diyor ki bu evde kalman buhariyi eleştirmemene bağlı, m.eb. öğretmen alımız için, diyor ki, bizim yöneticilere bağlı kalmaya yemin edip, özel törenlerimize katılacaksın, ses de çıkartmayacaksın,
bu daha genel oldu, bizler şu anda n.ş.a. yaşamıyoruz, bizler, ş.a. genelinin olduğu bir toplumdayız, dolayısyla mircan kardeş, senin bu söylediklerini dahi yapmadan o işlere giremiyoruz, o alanalra giremiyoruz ki,,,,,,,,
selam ile
|
Yukarı dön |
|
|
aliaksoy Uzman Uye
Katılma Tarihi: 05 subat 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 989
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam dostlarım...
Avukatlık ile ilgili bir kaç söz de ben söyleyeyim.
Bir ülke düşünün ki, meclisi var, yasa çıkarmış ama bu yasayı "tınlayan" devlet yok. Hem iş, öyle içler acısı ki, meclis çıkardığı yasa ve yasa konusunda acizlerin aicizi [Zira kendisi yasa yapamaz, ancak başka ülkelerden iktibas eder] , devletin bizzat kendisi bu yasayı tüzüklerle, yönetmeliklerle, sirkülerle, genelgelerle doldurur. İşin içinden çıkılmaz ve pek çok yerinde yasanın / meclisin amacını aşar hale getirir.
Peki ya yargı ? O, daha da vahim. Yargı ise, yasayı tümden tınlamaz. Öyle bir görüntü verir sadece... Malesef ülkemizde "hukuk" yerine, "hakimlerin hukuku" uygulanır. Buna delil olarak o kadar çok örnek verebilirm ki...
Başınıza bir iş geldiğinde, yahut herhangi bir yolla davacı veya davalı olduğunuzda hiç bir hakim size, gel bakalım, nedir mesele, güzelce anlat, dinleyip, inceleyip bir karar vereyim demez. Hukuk mahkemelerinin duruşmaları ortalama 10 saniye kadar sürer... Sanıklar, müştekiler, tanıklar çoğu zaman azarlanarak dinlenir. Tarafların söyledikleri değil, tarafların söylediklerinden hakimin aklında kalanlar zapta geçirilir. Hakim bunları size bir gıcıklığı olduğundan da yapmaz. Sadece insandır. Ve çok az insan onlara yüklenen şeyle sinirlerini muhafaza ederek baş edebilir.
Çok uzatmayayım... Nihayet, bir avukat olarak üzülerek ama çok üzülerek söylüyorum ki, Türkiye'de adalet ve hukuk diye bir şey yoktur. Sadece onun tiyatrosu vardır. Avukatlar, hakimler, şunlar bunlar da bu büyük adalet tiyatrosunun oyuncusudur. Dostlar alışverişte görsün misali, sadece bu ülkede mahkemeler var ve bir şeyler yapıyorlar işte densin diye yapılır bütün bunlar.
Ben bir vatandaşın tek başına olarak bir davaya katılmasından Allah'a sığınırım. Çok ciddiyim. Vay haline onun.
Adalet mülkün / devletin temeliymiş... Gelinde bi görün mülkü ve onun temelini. Sorun bakalım, şu devletin kendisinin temeli olan adalete bütçeden ayırdığı pay ne imiş ? En son hatırladığım, yüzde 0,5 idi. Yani, binde beş.. İşte bak, ne güzel temel... Böyle olunca da ülkemizde adalet temel fıkrasından öteye gidemiyor. Bunca hakim, savcı, avukat bu işleri düzene koymaya çalışıyor ama devlet asıl kendisi bu işe eğilmezse insanlar ne yapabilir ki?
İşte böyle bir vaziyet içerisinde avukatlar bu memleket için gerçekten lüzumlu insanlar. Onlar, bu tiyatro içerisinde hak sahibinin arada gümbürtüye gitmemesi için çalışır. Kötüye çalışan varsa içlerinde bu onları bağlar. Allah tehtidini açıkça yazmış... Dünya hayatının geçici menfaati için, bir başkasının malını haksız yere yemeniz için, işinizi hakimlere aktarma etmeyin demiş.
Bir avukat olur, bu sözü hiç dikkate almaz. O'nun işi Allah'a kalmıştır.
Bir de avukat olur, haklı olduğuna inandığı müvekkilini bu tiyatro içerisinde, Musa'nın Firavun karşısında İsrail oğullarının hakkını savunması gibi savunur. O'nun da işi / mükafatı Allah'a kalmıştır.
Sevgili mircan'ın da çok haklı olarak ifade ettiği gibi, mesleğin kendisinden ziyade, nasıl ve hangi amaçla icra edildiği önemlidir.
Mesleğin kendisinin önemli olmadığının en güzel delili Hz. Musa kıssasıdır. O, yıllarca pek çok insanın pek bayağı gördüğü çobanlık mesleğini icra etmiştir. Bu bir meslek midir ? Elbette meslektir. Bunun karşılığında bir menfaat edinmiştir. Bu nedenle, mesele çobanlığın iyi veya makbul bir meslek olup olmadığından ziyade, Musa gibi icra edilip edilmediğidir.
Sevgiler...
__________________ "(Onu size indirdik ki) <Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa indirildi, biz ise onların okumasından habersizdik (o Kitâpları okuyamıyor, dillerini anlayamıyorduk)> demeyesiniz."(En'am,156)
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
kardeş, ibrahimin duasını hatırlayalım, girdiğim yere hayırla çıktığım yerden hayırla,
selam ile
|
Yukarı dön |
|
|
|
|