Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
salatI ve selamı sadece söze veya sadece fiiliyata indirgemek ikisi de yanlıştır,
bir kişiye destek nasıl verilir, bir kiş güvenliğe nasıl kavuşturulur, bunun hem fiili hem de lafzı örneklerini kuran'da rahatlıkla görüyoruz değil mi,
Allah ve melekler peygambere salat eder....
peki onlar nasıl salat ediyor nasıl destekliyor, Allah'ın salat'ı
Ey peygamber, Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer (bu görevini) yapmayacak olursan, O'nun elçiliğini tebliğ etmemiş olursun. Allah seni insanlardan koruyacaktır. Şüphesiz, Allah, kafir olan bir topluluğu hidayete erdirmez. (MAİDE SURESİ / 67)
Allah peygambre salatını görevini yapmasını sağlayacak gerekli ortamları hazırlayarak ve gerekli güveni sağlayarak yapıyor, koruma işini yapıyor, bizim yağacağımız devlet reisini değil islam dinin korunmasıdır, elçi= vahy= din bunları korumak,- anlaşılması ve anlatılması için gerekli çabaları vermek,
peki melekler nasıl salat ediyor ona bakalım,
Evet, eğer sabrederseniz, sakınırsanız ve onlar da aniden üstünüze çullanıverirlerse, Rabbiniz size meleklerden nişanlı beş bin kişiyle yardım ulaştıracaktır. (AL-İ İMRAN SURESİ / 125
bana kalırsa bu salatın meleklerle olan kısmıdır, psikolojik güç sağlamak, bize itaat halinde olan mellekelerin grektiği zaman bizler için güç unsuru oıluşturacağı, destekleyeceği, emrimizde olduğu, ki bir başka ayette enfal suresinde, bunu sadece kalplerin tatmin bulması için olduğunu vurguluyor, bu ayetten de anlıyoruz ki allah sözel bir salat yaptı, sözel salatı, müminlerde faal hale geldi, ve böylece en başta ki Allah'ın vaadi olan fiili salat gerçekleşti, müminlerin salatı da böylelikle gerçekleşmiş oldu,
Allah sadece muhammed peygambere salat etmiyor anladığım kadarıyla, daha önce ki peygamberlere de hem sözlü hem de sözün fiiliyata dönüşmesi vesilesi ile salat ediyor,
kitap da idiris de an, yahyayı da an, gibi bir çok ayet mevcut, bana kalırs bu ayetler bize Slat'ın nasıl yapılacağını anlatıyor, Bir kişi yi anmak o kişiye sözlerle anlatmaktır, ,ve bu sözel salat bizler için fiili haldedir o da islam dinin ibretlik kıssalarını ve vahyi insanlara ulaştırmak suretiyledir,
SALAT HEM SÖZEL HEM DE FAAL OLABİLİR, ÇÜNK, AMAÇ DESTEK OLMAKSA MUHAMMEDİ SÖZLERLE ANARAK DA İSLAM DİNİNE DESTEK OLABİLİRSİNİZ AYNI İLYAS'I ANDIĞINIZ GİBİ
YAZIYI YAZAN VATANDAŞIN PEYGAMER EFENDİMİZ DEMESİ BANA KALIRSA SALAT DEĞİL, KUSURA BAKMAYIN AMA KUŞ ETMEKTİR, EFENDİMİZ BİZLERİN TEK EFENDİSİ VARDIR O DA ALLAHTIR, MALESEF İNSANOĞLUNUN İŞLERİ BÖLÜK BÖLÜK VE ÇELİŞKİLİ SATIR SATIR SÖZEL YOK,SÖZEL YOKTAN BAHSET AMA PEYGAMBERİ EFENDİ EDİN VAR MI ÖYLE YAĞMA,
SON OLARAK ABİ,SANA BİR KAREDŞİN OLARAK ALLAH İÇİN ŞU TAVSİYE DE BULUNUYORUM,
BELKİ BİLİNÇLİ OLARAK YAPMIYORSUN, AMA YAZINDA MUHAMMED PEYGAMBERİMİZ VE DİĞER PEYGAMBERLER DİYE BELİRTMİŞSİN, YA HEPSİNE PEYGAMBERİMİZ DE YA DA HEPSİNE PEYGAMBER DE, ELÇİLER ZİNCİR HALKALARI GİBİDİR, BİZİM İÇİN ÖNEMLİ OLAN HALKANIN BİR PARÇASI DEĞİL ZİNCİRİN TA KENDİSİDİR, SADECE TEMİZ BİR NİYETLE UYARIDA BULUNMAK İSTEDİM,
Selam, Salatın Maddesel olduğunu savunan bir yazıya, verdiğim cevabı sizlerin görüşüne takdim ediyorum, ilginizi çekeceğini umarım, ben hatadan masum bir kişi olmadığımdan bütün yazdıklarım Kuran ölçüsüne göre eleştiriye açıktır. Şu var ki, eleştirilerin belli bir sevide olmasını, “Peygamberimiz sözüyle, Muhammed peygamberi diğer peygamberlerden ayırdın, yoksa diğer peygamberleri kabul etmiyor muzsun gibisinden benimle ilgisi olmayan abuk sabuk iddialar“ olmamasını beklerim. Kuran peygamberimizden özel olarak bahseden ayetlerle doludur, yoksa bu tür iddiaları yapanlar, Allah’ında peygamberler arasında ayırım yaptığını mı düşünüyorlar. Konu bazında şahıslardan özel olarak tekil bir şekilde bahsedilir, peygamberimiz nitelendirmesinden kasıt bize özel olarak gönderilen peygamberimiz Muhammedi (Allah’ın rahmet ve bereketi onun üzerine olsun) Ahzab süresi 56. Ayetinin olan ilgisini vurgulamak içindir, Allah’ta bu ayette onu özel olarak konu etmektedir.
Selam,
Amacım F.Hüdür'e cevap yetiştirmek değil zaten M.Bin Nebi gerekeni söylemiş.Ancak yukarıdaki paragrafta dolaylı olarak benim eleştirilerime karşı eleştiriler yapıldığından izleyici beni de sonraki bölümde eleştirilen Reşat Halife ekibinden zannedebilir.
"19 Mucizesi"denilen olaya hiçbir zaman inanmadım.Takipçisi de olmadım.Gerek Edip YÜKSEL gerekse de Y.Nuri ÖZTÜRK 'ün çokça katılmadığım fikirleri olmasına rağmen ikisi de Kuran adına devrim yapan insanlardır.Rabbim onları ilme doğru arttırsın.
buna binanen yazmış olduklarımda yanlışanlaşılan bir nokta olduysa Allah affetsin, erdemli davranışınız için tebrikler, linkte katılmadığım tek yer farzlardaki farklılığı makul görmeniz, bunuda belirteyim dedim, şahtilik önemlidir çünkü, ama mesele bu olmadığı için girmk istemiyorum, Allah'a emanet olun,
Katılma Tarihi: 04 ocak 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 128
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
salatın manası yöneliştir genel olarak.vela saddega vela salle velakin kezzebe ve tevella ayetinde kelimeler karşılıklarıyla verilmiştir.ne tasdik etti ne salat etti aksine yalanladı ve gerisin geriye döndü...tasdiğin zıttı yalanlamak gerisin geriye dönmk veya yüz çevirmenin karşılığı ise salat etmek yani yönelmektir...ikame i salat ise hayatımızdaki yönelişin doğrultulduğu özel vakitli yöneliştir...burada asıl üzerinde durulması gereken salatın kime yapılacağıdır..Allah ve melekleri nebi ye salat ederler...ayeti üzerinde düşündüğümüzde gerçek ortaya çıkacaktır..
selam ile
__________________ (Bu) Kitab'ın indirilmesi, aziz ve hakim olan Allahtandır.Şüphesiz, sana bu Kitab'ı hak ile indirdik; öyleyse sen de dini yalnızca O'na(KİTABA) halis kılarak Allah'a kulluk et.zümer-1-2
salatın manası yöneliştir genel olarak.vela saddega vela salle velakin kezzebe ve tevella ayetinde kelimeler karşılıklarıyla verilmiştir.ne tasdik etti ne salat etti aksine yalanladı ve gerisin geriye döndü...tasdiğin zıttı yalanlamak gerisin geriye dönmk veya yüz çevirmenin karşılığı ise salat etmek yani yönelmektir...ikame i salat ise hayatımızdaki yönelişin doğrultulduğu özel vakitli yöneliştir...burada asıl üzerinde durulması gereken salatın kime yapılacağıdır..Allah ve melekleri nebi ye salat ederler...ayeti üzerinde düşündüğümüzde gerçek ortaya çıkacaktır..
selam ile
selam rasih
salatın kime yapılacağı diyorsun bu konuda yeni üye olan biri olarak kafamı karıştırdın,yani şimdiki insanların kurancı yada hadisçilerin kıldığı salat anlaşılan hepsi yanlış,yapıldığı merci çok farklı resule salat nasıl oluyor bunu anlamadım doğrusu .
Katılma Tarihi: 04 ocak 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 128
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Konunun başlarında sultan bir yazısında ilahi sünnetin işleyişine göre bu konunun anlaşılacağını söylemişti buna katılıyorum.Peki ilahi sünnet nasıl işleyecek. Ahzap-56 Allah ve melekleri nebiye salat ederler.ey iman edenler sizde ona salat edin ve tam bir teslimiyetle teslim olun.
salatın eylemsel olduğunu önceki yazımda açıklamıştım.
Bu ayete göre salatın merkezi Allahın peygamberidir.(nebi) Son nebi aramızdan ayrıldığına göre ona nasıl destek verceğiz.Elbette ondan sonra gelecek elçiye olacaktır bu salat.Kuran bize son nebiden sonra gelecek elçiyi müjdelemektedir.
Ali imran-81.Ve unutma ki Allah, peygamberlerden(nebilerden)misaklarını almış, şöyle demişti: “Size Kitap’tan ve hikmetten nasip verdim.Sonra size elinizdekini doğrulayıcı bir resul geldiğinde, ona mutlaka inanacak ve ona muhakkak yardım edeceksiniz.Kabul ettiniz ve ağır yükümü üzerinize aldınız mı?”. “Kabul ettik.” dediler. “O halde tanık olun, sizinle beraber ben de tanıklardanım.” dedi.
Ayette Allahın misakında Nebilerin ve tüm insanların olduğu anlaşılıyır.Ayet ayrıca resulün tanımınıda veriyor ;elinizdekini doğrulayıcı bir resul. Ayette tüm nebilerden misak alındığını söylüyor ve ahzap 7.ayette bu misakın muhammed dende alındığını belirtiyor;Biz, peygamberlerden misaklarını almıştık. Senden de misak aldık. Nuh’tan, İbrahim’den, Musa’dan, Meryem oğlu İsa’dan, bunların hepsinden kuvvetli bir sözleşmeyle misak aldık.Peki bu misakın Muhammed ten de alındıysa elindekini doğrulayacak resul kimdir.İşte konuşulanlardaki tüm boşluk buradan kaynaklanmaktadır.Salatın gerçek mahiyeti bu ilahi süreçte gerçekten yaşanmalı ve anlaşılmalıdır.Son nebiden sonra gelecek elçiye karşı çıkışlar şu ayetteki karşı çıkışa benzer.mümin-34.Yemin olsun, daha önce Yusuf da size açık-seçik mesajlar getirmişti de onun size getirdikleri hakkında hep kuşku duymuştunuz. Daha sonra o ölünce de şöyle demiştiniz: "Allah ondan sonra bir daha asla resul göndermez." Allah, sınır tanımaz kuşkucuları işte böyle saptırır.Şimdi aynı yanılgıya kendilerine müslüman diyen insanlar düşmüştür.Yusuf hayattayken ayetler hakkında kuşkuya düşenler ölümünden sonra onu putlaştırmışlar ve kendisinden sonra gelecek olan elçiyi inkar etmeye sevkeden bir tutum içinde olmuşlardır.Şimdi aynı yanılgı Muhammedin putlaştırılması ile kendisinden sonra gelecek elçiyi karartma yoluna gidilmesiyle gerçekleşmektedir. İşte elçi ortaya çıktığında hepimizin gerçek salatı başlayacak bakalım ona salat edecekmiyiz.destek verecekmiyiz.Son gelecek elçiyi inkar etmek gerçeklerden kaçmaktır salattan kaçmak ve kendine bol bol fikri olarak at oynatabileceği zemin hazırlamak çabası veya bunun bağlayıcılığından kaçmaktır.Kuranın bütünü bu ilahi serüveni bize anlatıyor zaten.Şimdi bundan sonra okuyacağınız ayetleri elçi içimizdeymiş gibi okuyun çünkü şimdiye kadar hep geride kalmış bir elçiyi düşündük.Keşke bende Onun devrinde yaşasaydım gibi isbatı mümkün olmayan sevgi gösterillerinde bulunduk.Elçi içimizde dostlar hepimiz hazırlığımızı buna göre yapalım. Peki onu tanıyacak ve bilecek olanlar kimlerdir..
43.Küfre sapanlar: “Sen gönderilmiş bir elçi değilsin.”
diyorlar. De ki: “Benimle sizin aranızda tanık olarak Allah, bir de yanında
kitap bilgisi bulunanlar yeter.”
RA’D 43.Küfre sapanlar: “Sen gönderilmiş bir elçi değilsin.” diyorlar. De ki: “Benimle sizin aranızda tanık olarak Allah, bir de yanında kitap bilgisi bulunanlar yeter.
Selam üzerinize olsun..
7.Biz,
peygamberlerden misaklarını almıştık. Senden de misak aldık. Nuh’tan,
İbrahim’den, Musa’dan, Meryem oğlu İsa’dan, bunların hepsinden kuvvetli bir
sözleşmeyle misak aldık;
7.Biz,
peygamberlerden misaklarını almıştık. Senden de misak aldık. Nuh’tan,
İbrahim’den, Musa’dan, Meryem oğlu İsa’dan, bunların hepsinden kuvvetli bir
sözleşmeyle misak aldık;
7.Biz,
peygamberlerden misaklarını almıştık. Senden de misak aldık. Nuh’tan,
İbrahim’den, Musa’dan, Meryem oğlu İsa’dan, bunların hepsinden kuvvetli bir
sözleşmeyle misak aldık;
AHZAB
7.Biz,
peygamberlerden misaklarını almıştık. Senden de misak aldık. Nuh’tan,
İbrahim’den, Musa’dan, Meryem oğlu İsa’dan, bunların hepsinden kuvvetli bir
sözleşmeyle misak aldık;
ALİ İMRAN
81.Ve
unutma ki Allah, peygamberlerden misaklarını almış, şöyle demişti: “Size
Kitap’tan ve hikmetten nasip verdim.Sonra size elinizdekini doğrulayıcı bir
resul geldiğinde, ona mutlaka inanacak ve ona muhakkak yardım
edeceksiniz.Kabul ettiniz ve ağır yükümü üzerinize aldınız mı?”. “Kabul
ettik.” dediler. “O halde tanık olun, sizinle beraber ben de tanıklardanım.”
dedi.
ALİ İMRAN
81.Ve
unutma ki Allah, peygamberlerden misaklarını almış, şöyle demişti: “Size
Kitap’tan ve hikmetten nasip verdim.Sonra size elinizdekini doğrulayıcı bir
resul geldiğinde, ona mutlaka inanacak ve ona muhakkak yardım
edeceksiniz.Kabul ettiniz ve ağır yükümü üzerinize aldınız mı?”. “Kabul
ettik.” dediler. “O halde tanık olun, sizinle beraber ben de tanıklardanım.”
dedi.
__________________ (Bu) Kitab'ın indirilmesi, aziz ve hakim olan Allahtandır.Şüphesiz, sana bu Kitab'ı hak ile indirdik; öyleyse sen de dini yalnızca O'na(KİTABA) halis kılarak Allah'a kulluk et.zümer-1-2
''Muhammed, sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir. Fakat o, Allah'ın Resulü ve peygamberlerin sonuncusudur. Allah her şeyi hakkıyla bilendir.(ahzab-40)
15. Allah, bu ayetle diğer peygamberlerden aldığı gibi Hz. Peygamber'den (s.a) de sağlam ve güvenli bir söz aldığını hatırlatmaktadır. Bir önceki ayet incelendiğinde bu misakın şu anlama geldiği anlaşılır: "Peygamber ilk planda kendisî Allah'tan gelen her emre uyup itaat etmeli, daha sonra da başkalarını bu emre uymaya çağırmalıdır. O, Allah'ın emirlerini diğerlerine aktaracak ve onları uygulamada zorlama konusunda hiçbir gevşeklik göstermeyecektir." Bu ahde, Kur'an'da daha bir çok yerde değinilmektedir:
1) "Allah Nuh'a buyurduğu şeyleri size din olarak buyurmuştur. (Ey Muhammed) şimdi sana da vahyettik. İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya buyurduk ki: 'Dini ikame edin, onda ayrılığa düşmeyin'." (Şura: 13)
2. "Hani Allah Ehli Kitap'tan ahid almış ve onlara: "Onu insanlara açıklayacaksınız ve gizlemeyeceksiniz." diye emretmişti." (Al-i İmran: 187)
3) "Hani Allah İsrailoğulları'ndan söz almıştı: 'Allah'tan başkasına kulluk etmeyin..." (Bakara: 83)
4) "Onlardan 'Size verdiğimiz kitaba sıkıca sarılın, içinde olanı düşünün ki kötü yollardan sakınanlardan olasınız.' diye ahid almıştık." (A'raf: 169-171).
5. "Allah'ın size olan nimetini hatırlayın ve "işittik, itaat ettik" diye söz verdiğinizi unutmayın." (Maide: 7)
Burada Allah'ın yapılan ahdi hatırlatmasının nedeni, Hz. Peygamber'in (s.a) bir cahiliye adeti olan evlatlık kurumunu kaldırmakla İslam düşmanlarının bundan yararlanacağından korkarak tereddüt etmesidir. Şu düşünceden çekiniyordu: "Mesele, bir kadınla evlenme meselesi. Ben bu meseleyi sadece sosyal bir reform olarak ele alıyorum. Fakat islâm düşmanları benim bunu şehevî duygularımı tatmin etmek için yaptığımı ve ıslahatçı kisvesi altında başkalarını kandırdığımı söyleyecekler." işte bu nedenle Allah, Peygamber'i (s.a) şöyle temin etmektedir
"Sen bizim tarafımızdan tayin edilmiş bir peygambersin. Diğer peygamberler gibi sen de, bizim verdiğimiz her emre uyacağına dair verdiğin sağlam söze bağlısın. Bu nedenle başkalarının iftira ve suçlamalarına aldırmamalı, başkalarının alaylarından korkmamalı ve senden istediğimizi hiç tereddüt etmeksizin yerine getirmelisin."
İnsanlardan bazıları bu misakın (sağlam söz), Hz. Muhammed'den (s.a) önce gelen bütün peygamberlerden ve onların kavimlerinden, Hz. Muhammed'in (s.a.) peygamberliğine inançlarına ve onunla işbirliği yapacaklarına dair alınan ahid olduğu görüşündedirler. Bu yoruma dayanarak, peygamberlik kapısının hâlâ açık olduğunu ve Hz. Peygamber'in (s.a) de, ümmetinin kendisinden sonra gelecek peygambere inanacağına dair söz verdiğini iddia ederler. Fakat ayetin geçtiği konunun bütünlüğü içinde bakıldığında bu tefsirin tamamen yanlış olduğu anlaşılmaktadır. Konu içinde Hz. Muhammed'den sonra peygamber geleceğine ve onun ümmetinin gelecek peygambere inanması gerektiğine işaret eden hiçbir ifade yoktur. Eğer ayet bu anlamda okunursa, ilgisiz ve manasız olmaktadır. Bundan başka, ayette geçen sözlerde bu misak ile hangi sözleşmenin kastedildiğine dair bir işaret de yoktur. O halde, bu misakın (sağlam söz) mahiyetini anlayabilmek için Kur'an'da, peygamberlerden alınan sözlere değinen diğer ayetlere bakmalıyız. Eğer Kur'an'da sadece bir tür misaktan, yani insanların daha sonra gelecek peygamberleri tasdik edeceklerine dair verdikleri sözden bahsediliyorsa, o zaman burada da misak ile aynı şeyin kastedildiğini düşünmek doğru olur. Fakat Kur'an'ı açık bir zihinle inceleyen herkes, Kur'an'da peygamberlerden ve ümmetlerinden alınan birçok farklı misaktan (sağlam söz) bahsedildiğini bilir. O halde bu birbirinden farklı misaklardan sadece burada konunun akışına uygun olanını ve konu içinde anlamsız kalmayanını kabul etmek zorundayız. Bu tür yanlış tefsirler, Kur'an'dan hidayet almayı değil, onu değiştirerek yorumlamayı amaçlayan kişilerin kafa yapısını göstermektedir.
__________________ Gideni az olan yoldan gidin (İncil)
Yeryüzünde yaşayanların çoğunluğuna uyarsan seni Allah'ın yolundan saptırırlar (Kur-an)
''Muhammed, sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir. Fakat o, Allah'ın Resulü ve peygamberlerin sonuncusudur. Allah her şeyi hakkıyla bilendir.(ahzab-40)
15. Allah, bu ayetle diğer peygamberlerden aldığı gibi Hz. Peygamber'den (s.a) de sağlam ve güvenli bir söz aldığını hatırlatmaktadır. Bir önceki ayet incelendiğinde bu misakın şu anlama geldiği anlaşılır: "Peygamber ilk planda kendisî Allah'tan gelen her emre uyup itaat etmeli, daha sonra da başkalarını bu emre uymaya çağırmalıdır. O, Allah'ın emirlerini diğerlerine aktaracak ve onları uygulamada zorlama konusunda hiçbir gevşeklik göstermeyecektir." Bu ahde, Kur'an'da daha bir çok yerde değinilmektedir:
1) "Allah Nuh'a buyurduğu şeyleri size din olarak buyurmuştur. (Ey Muhammed) şimdi sana da vahyettik. İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya buyurduk ki: 'Dini ikame edin, onda ayrılığa düşmeyin'." (Şura: 13)
2. "Hani Allah Ehli Kitap'tan ahid almış ve onlara: "Onu insanlara açıklayacaksınız ve gizlemeyeceksiniz." diye emretmişti." (Al-i İmran: 187)
3) "Hani Allah İsrailoğulları'ndan söz almıştı: 'Allah'tan başkasına kulluk etmeyin..." (Bakara: 83)
4) "Onlardan 'Size verdiğimiz kitaba sıkıca sarılın, içinde olanı düşünün ki kötü yollardan sakınanlardan olasınız.' diye ahid almıştık." (A'raf: 169-171).
5. "Allah'ın size olan nimetini hatırlayın ve "işittik, itaat ettik" diye söz verdiğinizi unutmayın." (Maide: 7)
Burada Allah'ın yapılan ahdi hatırlatmasının nedeni, Hz. Peygamber'in (s.a) bir cahiliye adeti olan evlatlık kurumunu kaldırmakla İslam düşmanlarının bundan yararlanacağından korkarak tereddüt etmesidir. Şu düşünceden çekiniyordu: "Mesele, bir kadınla evlenme meselesi. Ben bu meseleyi sadece sosyal bir reform olarak ele alıyorum. Fakat islâm düşmanları benim bunu şehevî duygularımı tatmin etmek için yaptığımı ve ıslahatçı kisvesi altında başkalarını kandırdığımı söyleyecekler." işte bu nedenle Allah, Peygamber'i (s.a) şöyle temin etmektedir
"Sen bizim tarafımızdan tayin edilmiş bir peygambersin. Diğer peygamberler gibi sen de, bizim verdiğimiz her emre uyacağına dair verdiğin sağlam söze bağlısın. Bu nedenle başkalarının iftira ve suçlamalarına aldırmamalı, başkalarının alaylarından korkmamalı ve senden istediğimizi hiç tereddüt etmeksizin yerine getirmelisin."
İnsanlardan bazıları bu misakın (sağlam söz), Hz. Muhammed'den (s.a) önce gelen bütün peygamberlerden ve onların kavimlerinden, Hz. Muhammed'in (s.a.) peygamberliğine inançlarına ve onunla işbirliği yapacaklarına dair alınan ahid olduğu görüşündedirler. Bu yoruma dayanarak, peygamberlik kapısının hâlâ açık olduğunu ve Hz. Peygamber'in (s.a) de, ümmetinin kendisinden sonra gelecek peygambere inanacağına dair söz verdiğini iddia ederler. Fakat ayetin geçtiği konunun bütünlüğü içinde bakıldığında bu tefsirin tamamen yanlış olduğu anlaşılmaktadır. Konu içinde Hz. Muhammed'den sonra peygamber geleceğine ve onun ümmetinin gelecek peygambere inanması gerektiğine işaret eden hiçbir ifade yoktur. Eğer ayet bu anlamda okunursa, ilgisiz ve manasız olmaktadır. Bundan başka, ayette geçen sözlerde bu misak ile hangi sözleşmenin kastedildiğine dair bir işaret de yoktur. O halde, bu misakın (sağlam söz) mahiyetini anlayabilmek için Kur'an'da, peygamberlerden alınan sözlere değinen diğer ayetlere bakmalıyız. Eğer Kur'an'da sadece bir tür misaktan, yani insanların daha sonra gelecek peygamberleri tasdik edeceklerine dair verdikleri sözden bahsediliyorsa, o zaman burada da misak ile aynı şeyin kastedildiğini düşünmek doğru olur. Fakat Kur'an'ı açık bir zihinle inceleyen herkes, Kur'an'da peygamberlerden ve ümmetlerinden alınan birçok farklı misaktan (sağlam söz) bahsedildiğini bilir. O halde bu birbirinden farklı misaklardan sadece burada konunun akışına uygun olanını ve konu içinde anlamsız kalmayanını kabul etmek zorundayız. Bu tür yanlış tefsirler, Kur'an'dan hidayet almayı değil, onu değiştirerek yorumlamayı amaçlayan kişilerin kafa yapısını göstermektedir.
selam yanlızkürt
ahzap suresi 40 ayeti bende senin yazdığın gibi biliyordum ama gerçek çevrisini biraz kurcalayınca senin yazmış olduğun çeviri yanıltıcı.bu yüzden imran suresi 81 ayette misak alınan kişi ile doğrulayıcı olarak gelen kişi kavramlarınıda yanılarak anlıyorduk.oysaki allah nebilerden misak alıyor,ve içinizden doğrulayıcı bir resul gelirse diyor.ahzap 40 o allahın resulu ve nebilerin sonuncusu.
işin gerçeğini sormak gerekirse imran 81 suresi ve ahzap 40 suresi üzerinde düşünülmesi gereken bir ayet çok kişinin bildiği geleneksel bir çok tabuyu yıkacağa benziyor.
yeterki kavramları yanlış çevirmeyelim.
azkişinin gittiği yoldan git diyorsun ama senin yolun çok kalabalık :))
Konunun başlarında sultan bir yazısında ilahi sünnetin işleyişine göre bu konunun anlaşılacağını söylemişti buna katılıyorum.Peki ilahi sünnet nasıl işleyecek. Ahzap-56 Allah ve melekleri nebiye salat ederler.ey iman edenler sizde ona salat edin ve tam bir teslimiyetle teslim olun.
salatın eylemsel olduğunu önceki yazımda açıklamıştım.
Bu ayete göre salatın merkezi Allahın peygamberidir.(nebi) Son nebi aramızdan ayrıldığına göre ona nasıl destek verceğiz.Elbette ondan sonra gelecek elçiye olacaktır bu salat.Kuran bize son nebiden sonra gelecek elçiyi müjdelemektedir.
Ali imran-81.Ve unutma ki Allah, peygamberlerden(nebilerden)misaklarını almış, şöyle demişti: “Size Kitap’tan ve hikmetten nasip verdim.Sonra size elinizdekini doğrulayıcı bir resul geldiğinde, ona mutlaka inanacak ve ona muhakkak yardım edeceksiniz.Kabul ettiniz ve ağır yükümü üzerinize aldınız mı?”. “Kabul ettik.” dediler. “O halde tanık olun, sizinle beraber ben de tanıklardanım.” dedi.
Ayette Allahın misakında Nebilerin ve tüm insanların olduğu anlaşılıyır.Ayet ayrıca resulün tanımınıda veriyor ;elinizdekini doğrulayıcı bir resul. Ayette tüm nebilerden misak alındığını söylüyor ve ahzap 7.ayette bu misakın muhammed dende alındığını belirtiyor;Biz, peygamberlerden misaklarını almıştık. Senden de misak aldık. Nuh’tan, İbrahim’den, Musa’dan, Meryem oğlu İsa’dan, bunların hepsinden kuvvetli bir sözleşmeyle misak aldık.Peki bu misakın Muhammed ten de alındıysa elindekini doğrulayacak resul kimdir.İşte konuşulanlardaki tüm boşluk buradan kaynaklanmaktadır.Salatın gerçek mahiyeti bu ilahi süreçte gerçekten yaşanmalı ve anlaşılmalıdır.Son nebiden sonra gelecek elçiye karşı çıkışlar şu ayetteki karşı çıkışa benzer.mümin-34.Yemin olsun, daha önce Yusuf da size açık-seçik mesajlar getirmişti de onun size getirdikleri hakkında hep kuşku duymuştunuz. Daha sonra o ölünce de şöyle demiştiniz: "Allah ondan sonra bir daha asla resul göndermez." Allah, sınır tanımaz kuşkucuları işte böyle saptırır.Şimdi aynı yanılgıya kendilerine müslüman diyen insanlar düşmüştür.Yusuf hayattayken ayetler hakkında kuşkuya düşenler ölümünden sonra onu putlaştırmışlar ve kendisinden sonra gelecek olan elçiyi inkar etmeye sevkeden bir tutum içinde olmuşlardır.Şimdi aynı yanılgı Muhammedin putlaştırılması ile kendisinden sonra gelecek elçiyi karartma yoluna gidilmesiyle gerçekleşmektedir. İşte elçi ortaya çıktığında hepimizin gerçek salatı başlayacak bakalım ona salat edecekmiyiz.destek verecekmiyiz.Son gelecek elçiyi inkar etmek gerçeklerden kaçmaktır salattan kaçmak ve kendine bol bol fikri olarak at oynatabileceği zemin hazırlamak çabası veya bunun bağlayıcılığından kaçmaktır.Kuranın bütünü bu ilahi serüveni bize anlatıyor zaten.Şimdi bundan sonra okuyacağınız ayetleri elçi içimizdeymiş gibi okuyun çünkü şimdiye kadar hep geride kalmış bir elçiyi düşündük.Keşke bende Onun devrinde yaşasaydım gibi isbatı mümkün olmayan sevgi gösterillerinde bulunduk.Elçi içimizde dostlar hepimiz hazırlığımızı buna göre yapalım. Peki onu tanıyacak ve bilecek olanlar kimlerdir..
43.Küfre sapanlar: “Sen gönderilmiş bir elçi değilsin.” diyorlar. De ki: “Benimle sizin aranızda tanık olarak Allah, bir de yanında kitap bilgisi bulunanlar yeter.”
RA’D 43.Küfre sapanlar: “Sen gönderilmiş bir elçi değilsin.” diyorlar. De ki: “Benimle sizin aranızda tanık olarak Allah, bir de yanında kitap bilgisi bulunanlar yeter.
Selam üzerinize olsun..
7.Biz, peygamberlerden misaklarını almıştık. Senden de misak aldık. Nuh’tan, İbrahim’den, Musa’dan, Meryem oğlu İsa’dan, bunların hepsinden kuvvetli bir sözleşmeyle misak aldık;
7.Biz, peygamberlerden misaklarını almıştık. Senden de misak aldık. Nuh’tan, İbrahim’den, Musa’dan, Meryem oğlu İsa’dan, bunların hepsinden kuvvetli bir sözleşmeyle misak aldık;
7.Biz, peygamberlerden misaklarını almıştık. Senden de misak aldık. Nuh’tan, İbrahim’den, Musa’dan, Meryem oğlu İsa’dan, bunların hepsinden kuvvetli bir sözleşmeyle misak aldık;
AHZAB
7.Biz, peygamberlerden misaklarını almıştık. Senden de misak aldık. Nuh’tan, İbrahim’den, Musa’dan, Meryem oğlu İsa’dan, bunların hepsinden kuvvetli bir sözleşmeyle misak aldık;
ALİ İMRAN
81.Ve unutma ki Allah, peygamberlerden misaklarını almış, şöyle demişti: “Size Kitap’tan ve hikmetten nasip verdim.Sonra size elinizdekini doğrulayıcı bir resul geldiğinde, ona mutlaka inanacak ve ona muhakkak yardım edeceksiniz.Kabul ettiniz ve ağır yükümü üzerinize aldınız mı?”. “Kabul ettik.” dediler. “O halde tanık olun, sizinle beraber ben de tanıklardanım.” dedi.
ALİ İMRAN
81.Ve unutma ki Allah, peygamberlerden misaklarını almış, şöyle demişti: “Size Kitap’tan ve hikmetten nasip verdim.Sonra size elinizdekini doğrulayıcı bir resul geldiğinde, ona mutlaka inanacak ve ona muhakkak yardım edeceksiniz.Kabul ettiniz ve ağır yükümü üzerinize aldınız mı?”. “Kabul ettik.” dediler. “O halde tanık olun, sizinle beraber ben de tanıklardanım.” dedi.
selam kardeş.
bu sitede islamda resullük son bulmuş diye bir yazı var ama sen şimdi kalkıp resul gelecek diye ortaya farklı bir çehre kazandırdın,verdiğin ayetleri dikkatlice okuyorum gerçek anlamda benim nevrim döndü işin içinden çıkamıyorum bunu itiraf ediyorum.
aslında bizler nebi ve resul kavramlarını tam olarak çözemiyoruz sorun burda yanılmıyorsam.
ali imran 81 suresini defalarca okumuştum ama gerçekten böyle bir anlam çıkaramamıştım dün akşamdan beri defalarca okudum ve senin verdiğin anlamın dışındada bir anlam çıkaramadım,akşamı uykusuz geçirdim haberin olsun . ama gerçekten çok ciddi bir konu uzun süre düşünmek lazım.
Katılma Tarihi: 05 ocak 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 611
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
selam rasıh kardeşim.
bu konuda sana katılıyorum,verdiğin iki ayette çok açık ve net,allah muhammed nebiden misak alıyor ve aynı şekilde şuan elimizde olan kitabı doğruluyucak bir resulunde geleceğini net olarak vurguluyor.ama yusuf tan sonra resul gelmez diyenler bu günde olmalıdır bu olmassa olmazdır.
kasas 65 ALLAH O GÜN ONLARA SESLENEREK GÖNDERİLEN RESULLERE NE CEVAP VERDİNİZ DER.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma