Yazanlarda |
|
şeyma Uzman Uye
Katılma Tarihi: 03 subat 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 179
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam Malik Bin Nebi,
Konuyu kapatalım demiştim ama sen uzatmakta kararlısın.Bu konuda ben sadece şunu söyleyeceğim ve bu konuya bir daha hiç yazmamak üzere kapatacağım.
Atatürk'ün devrimlerini,ilkelerini,savaşlarını,devlet adamlığını,askerliğini tekkeleri zaviyeleri vd.hepsini bır kenara bırakıyorum.Ben Atatürk'ü kadınları kara çarşaftan,peçeden kurtardığı için,onların toplumdan soyutlanmasını önlediği için,herşeyden önce tekrar insani değerlerini geri verdiği için,seçme seçilme hakkını verdiği için seviyorum.Sevmem için sadece bu sebep yeter de artar bile.
Sevgilerimle..
__________________ FATİHA: 6, 7/ Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet; gazaba uğrayanlarınkine ve sapıklarınkine değil.
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam Malik Bin Nebi,
Konuyu kapatalım demiştim ama sen uzatmakta kararlısın.Bu konuda ben sadece şunu söyleyeceğim ve bu konuya bir daha hiç yazmamak üzere kapatacağım.
Atatürk'ün devrimlerini,ilkelerini,savaşlarını,devlet adamlığını,askerliğini tekkeleri zaviyeleri vd.hepsini bır kenara bırakıyorum.Ben Atatürk'ü kadınları kara çarşaftan,peçeden kurtardığı için,onların toplumdan soyutlanmasını önlediği için,herşeyden önce tekrar insani değerlerini geri verdiği için,seçme seçilme hakkını verdiği için seviyorum.Sevmem için sadece bu sebep yeter de artar bile.
Sevgilerimle..
selam bacı, konuyu uzatmak felan değil derdim, yönetimin laikliğinden/, halkın/laikliğinden daha beteri kur'an'ı rehebr edindiğini söyleyenlerin laikliği/ parçalayacılığı, hayat ya işte koca bir alem, kadınları kara peçeden kurtarıp, seçme seçilme hakkı verdiği için seviyosunuz!!!!!, fravun da aynı yöntemleri kullanıyordu, sizden ricam fravun kıssasını ve kehf kıssasını tefekkür eyleyiniz, hangi araçlarla hangi iddialarla, nasıl kılıflarla kamo oyu oluşturulmaya çalışılmış, buna rağmen büyücülerin ve gençlerin tutumuna dikkat buyuralım, muhammed/ 26'daki mantığı iyi analiz etmeye çalışırsak daha da bir bütünleşiyor kare, ve şu aşşağıdaki linklere de bir göz atarmısınız inşallah,
selam ve dua ile
http://www.hanifdostlar.com/forum_posts.asp?TID=2545&PN= 5
http://www.hanifdostlar.com/forum_posts.asp?TID=1818&PN= 8
|
Yukarı dön |
|
|
adalet Uzman Uye
Katılma Tarihi: 02 ekim 2006 Gönderilenler: 1195
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Atatürk'ü rahat bırakın!
Evet öyle, Atatürk'ü rahat bırakın. Yetti artık, Atatürk'ü siyasete
alet etmekten vazgeçin. Seçim meydanlarında Atatürk'ü kullanmayı
bırakın.
Hele, bu devirde daha hâlâ kalpaklı Atatürk resimleriyle savaş tam
tamları çalmak belki de Atatürk'e yapılabilecek en büyük ayıplardan
biridir.
Şunu bilmekte yarar var:
Siyasette Atatürk istismarı, 'eski Türkiye'nin, 'köhne düzen'in kötü
bir alışkanlığıdır. Türkiye'de demokrasi ve hukuk devletinin
gecikmesinde bu Atatürk istismarının payı büyüktür.
Türkiye'de demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü, insan hakları düzenini,
kadın erkek bütün insanların refah içindeki eşitliğini bayrak edinmesi
gereken 'yeni Türkiye'nin, İstiklal Savaşı'nı yapan ve Türkiye'nin
yüzünü Doğu'dan Batı'ya çeviren Atatürk ile alıp veremediği bir şey
yoktur, olamaz da.
Ama eğer rejimin adına demokrasi diyorsak, bırakalım, kim nasıl isterse öyle anlasın, öyle yorumlasın Atatürk'ü, Atatürkçülüğü.
Herkes gönlünce takılabilir.
Kimi sever, kimi sevmez.
Doğru olan, her şeye olduğu gibi Atatürk'e de eleştirel
yaklaşabilmektir. Birtakım ezber ve klişelerden vazgeçip, Atatürk'ü
artılarıyla eksileriyle, yaptıklarını ille de güzelleyerek değil,
sorgulayarak da yerli yerine oturtmaya çalışmaktır.
Atatürk'ü, Atatürkçülüğü, Atatürk milliyetçiliğini ille de şöyle
anlayacaksın demenin, belli bir anlayışı dikte etmeye kalkışmanın
eleştirel düşünceyle, özgür düşünce ile ilgisi yoktur.
Demokratik düşünce en başta 'farklılıklar'la ilgilidir. Torna
tezgâhından çıkmış tek tip bakış açılarını devlet zoruyla, yasa
zoruyla, anayasa zoruyla kabul ettirmeye kalkışmanın demokrasilerde
yeri yoktur, olamaz.
Böylesi ancak otoriter rejimlere özgüdür. Rengi ister kızıl, ister
siyah veya kahverengi, ister yeşil olsun totaliter dikta rejimlerine
mahsustur.
Herkesin kendince bir Atatürk'ü, Atatürkçülüğü var bu ülkede. Örneğin
kimine göre Atatürkçülük deyince, Avrupa Birliği'ne karşı çıkacaksın.
Bence öyle değil.
Kimine göre Atatürkçülük deyince, pazar ekonomisine karşı çıkacak, devletçiliği savunurken küreselleşmeye dikleşeceksin.
Bence öyle değil.
Kimine göre özelleştirmelere karşı çıkacaksın, "Vatan satılıyor!" diye.
Bence öyle değil.
Kimine göre, iktidarın ilk kez halkoyuyla el değiştirdiği 1950 seçimlerini karşı devrim diye niteleyeceksin.
Bence öyle değil.
Kimine göre, laiklik derken dinin devlet tarafından kontrolünü ilke edineceksin.
Bence öyle değil.
Kimine göre, laiklik için demokrasiyi feda edeceksin.
Bence öyle değil.
Kimine göre farklılıkları görmezlikten gelecek, mesela Kürtlerin kültürel haklarına karşı çıkacaksın.
Bence öyle değil.
Kimine göre, "Ne mutlu Türküm diyene!" demeyeni Türkiye'nin ebedi düşmanı sayacaksın.
Bence öyle değil.
Kimine göre, askeri müdahalelere yeşil ışık yakacak, muhtıralara alkış tutacaksın.
Bence öyle değil.
Kimine göre, asker-sivil bürokrasinin rejim üzerindeki vesayetini
savunup, bu amaçla örneğin Çankaya'nın elde tutulmasını talep edeceksin.
Bence öyle değil.
Kimine göre, Atatürk'ü yasalarla koruyacaksın.
Bence öyle değil.
Kimine göre, upuzun direklere koskocaman Türk bayrakları çekmek, her
yanı Atatürk'ün heykel ve büstleriyle donatmayı Atatürk'ü sevmek
sanacaksın.
Bence öyle değil.
Kimine göre, seçim sandığından çıkan çoğunluğa güvenmeyeceksin.
Bence öyle değil.
Kimine göre, 'vatansever çeteler'e, faili meçhul cinayetlere bile göz yumabileceksin.
Bence öyle değil.
Kimine göre Atatürkçülük deyince, "Asker abiler kızar sonra!" sendromunu normal karşılayacaksın.
Bence öyle değil.
Elbette benim gibi düşünmek zorunda değilsiniz. Ama ben de sizin gibi düşünmek zorunda değilim.
Zaten bunun için Atatürk'ü rahat bırakalım, birbirimize dikte etmeye
kalkışmayalım diyorum. Eğer burada mutabıksak, örneğin değerli anayasa
hukukçusu ve yeni AKP milletvekili Prof. Dr. Zafer Üskül'ü anlamak da
kolaylaşır.
Ne diyor Prof. Üskül:
"İdeolojiler, siyasi partilerin işidir. Her siyasi parti kendine özgü
bir ideolojiyi savunabilir. Kemalist bir parti de kurulabilir. Ama
anayasalar bütün bu ideolojilere eşit mesafede durmalıdır. Renksiz
olmalıdır. Avrupa anayasa anlayışı da böyledir."
Soruluyor Üskül'e:
"Atatürk milliyetçiliğiyle Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlılık ifadelerinin anayasadan çıkarılması mı gerekecek?"
Yanıt:
"Yer almaması doğru olur diye düşünüyorum. Bu bir eksiklik değildir.
Atatürk'ün bütün ulusun önderi olduğu, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin
kurucusu olduğu gerçeğini ortadan kaldırmaz. Bu ortak değerdir.
Herkesin sahip olması gereken bir ortak değer. Ancak Atatürk başka
şeydir, Kemalizm veya Atatürkçülük başka bir şeydir. Anayasa bu anlamda
Kemalizm ideolojisinin izini taşıyor." (Sabah, 27.07.07, s.27)
Ne var ki bu sözlerde?
Biliyorum, daha hâlâ köhne düzenin gözlükleri ile bakarak, 'yeni Türkiye'yi okumaya çalışmak gittikçe zorlaşıyor.
"Köhne düzen, yeni âlem" yazılarının üçüncüsü yarın asker düşmanlığı ile devam edecek.
h.cemal@milliyet.com.tr
__________________ "Bir kavme olan kininiz sizi adaletten ayırmasın.."
|
Yukarı dön |
|
|
Eski Nisan Newbie
Katılma Tarihi: 17 agustos 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 3
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
atatürk dinin karşısında hiçbir zaman olmamıştır...
atatürk dini kendi buyruğu gibi gösterip halkı mescitlerden alıp tekke ve zaviyelere sokan." sadece benim dediğim kanundur.gerisi yalandır,haramdır,yasaktır" diyen, islamı anlayamayan zihniyetin karşısındadır.hangi aklıselim hangi din ve vtana sevgisi insan ülkesini masa başında satar.işte atatürk o zihniyete başkaldırdı....
yoksa kimin gücü islamiyeti istememeye , onu yıkmaya, reddetmeye yeter.kimin gücü kudreti bu kadar...
__________________ salofalk
|
Yukarı dön |
|
|
iman Uzman Uye
Katılma Tarihi: 16 haziran 2006 Gönderilenler: 751
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
selam
bir - Şimdi abi ben hayatım boyunca hiç milli piyango bileti almadım. Tek
sebebi (seksen dönemidir belki) piyangodan çıkmış paraya mesnetsiz
tevessül edersem, arkamdan enseme şaplak yapıştıracak adama hukuk
dayatmak için ne diyeceğimi çözememem. yani sebepsiz milyon kişinin
arasından para veren Allah, birde şaplak nasip ederse ne dava güdecem.
O dönem bana karpuz derlerdi, (dışı yeşil, içi kızıl) Gerçektende
muhafazanAllah Hiç kimse hakikatimi öğrenmeye tevessül etmedi. Ben
buna bağlıyorum, Okulda Maraza çıkacağı zaman her taraf evine gitsin
diye haber gönderidi.
şimdi bu konunun içinde ne alaka diyeniniz olacak ama
var! merak etmeyin, devam edin
iki- nişantaşında, konakta veya tunalıda dolaşırken vitrinine bakmadanmı
giriyorsunuz mağazalara.
ya da sen giremessin diye yazan gördünüzmü vitrinlerin camlarında.
yinede herkes halına göre salınıyo değilmi ara sıra tenakuz arzeden
durumlar olsada
peki her mağazanın sahibi görünüyomu orada, ya da siz aranıyomusunuz
sorumlusunuda mağazada.
"gerekirse" diye bi kaç cılız ses duyar gibi oluyorum ekranın başında, daha
gür bağırıyor birileri
"hadi ne diyeceksin çok uzattın ama!"
olsun... yaaa-ma mı vaaa! tadını çıkartıcam. istemiyosan okuma!
Şimdi;
bu memleket bir mağaza, sahibi, kimine göre Türkler kimine göre
mozaik, meclis, derin devlet falan yani herkes bi şeye bağlıyo kafasınca.
yani bakana göre değişen bir hiyerarşi var aslında (aslında mağaza
allah'ında, karıştırmayacaız şimdi okadar da) amma mağazadan
sorumlular kesinlikle ortada. bir dönem mağaza sorumlusuda Atatürk
şimdi hangisine dışarı atmış başa geçince eskiden beri mağazada var
olanlardan.
Ne ithal etmiş dışardan ?
Yok! Var diyen gelsin beri... tozu alınmış,
belki ambalajı değişmiş, mal aynı mal.
varmı itirazı olan.
birde vitrin meselesi var,
siz hiç merak ettinizmi lehte aleyhte
maldan ziyade vitrini yapanı
cıg... değlmi
peki niye onun değilde öbürünün vitrine çıktığını.
Konuştuklarımız vitrinde olanlar çünkü,
kimse uğraşmıyor depoların durumunu.
İstediğiniz kadar uğraşın vitrinle, depolardaki mal aynı.
hayatı boyunca prensipleri olmamış,
kendisi hakkında soru sormamış,
neyin niye olduğunu merak etmemiş biri,
birilerinin lafına bakarak Toplumu bugünlere getirenleri yargılayacak.
Allah..., Allah....
(merak etse mağazada olandan başka bişi satılmadığını anlayacak)
Allah şeytana mühlet vermiş.
kimseyede yargılama yetkisi vermemiş.
İçinde bulunmadığınız bir dönemin mağaza sorumlusunu
sorguluyorsunuz, üstelik ne depodaki malla ne vitrini yapanla
ilgilenmeden. Vebalini alıyorsunuz.
Şu belliki Onun döneminde hiç geriye gitmemiş ülke geneliyle.
Bir tartışması varsa Allah soracak mağazanın o gün içindekileriyle,
size ne?
bu gün market yaptık mağazayı.
Birkaç günler önce haşladım teknosayı.
Böyle kargaşadan faydalanıp yeniden ticaret icad ediyo
çalışmayan malı ambalajında satıp sonra servisi gösteriyo.
bana bak dedim ordakine,
sorumlusu değilsen atsın seni burdan söyle müdürüne.
"Ama hepimize aynı davranıyo" bağırma dedi yaşlıca biri
Niye itiraz etmiyosun dedim o zaman nerde salih amelin.
emri bil maruf, nehyi anil münker'in
"ooo" dedi elini sallayıp, terketti beni insafına ordakinin
olsun
Birazda yaşımızdan tırsıp elinde kalmayalım diye çıkartamadı dışarıya
su verdi biraz otur kenara, bişi almadınki niye heyecanlanıyosun amca
ama bakıyorum kapıyı gösteriyorsun gözünün kestirdiğin olunca
Dediki böyle satış isteniyo ne yapıyım amca
Elinden geleni yap, korkma rızk allahtan, deki rahatsız oluyo adamlar
ben malı böyle satınca, bir üstündeki adama
bu gün kayıtsız şartsız onbeşgün içinde geri almaya başlamış sattıklarını.
kocaman bi de afiş asmıslar,
"merd-i kıpti, şecaat arz ederken sirkatin söyler" misali
Benden değil elbette teknosanın değişikliği.
vitrinde değişir içindekide benim gibiler çoğalınca değilmi demekki.
Herhalde anlatabildim içimden geçene göre artık ........... izmlerle
uğraşanların hakikatını.
Bu arada içerdekilere potansiyel hırsız muamelesi yapan kilidi olmayan
ama kapağı açılınca alarmı çalan mal dolapları takılıyor kafama. askıntı
olacağım. böyle rencide edici bir tesisat hakları yok benim oturduğum
yerde. ben müslümanım girmeyivericem mahallerine. ama söylüyecem
lisanı hal ile niye girmediğimide.
Böyle katkıda bulunuyorum kendimce
Atatürkü anladığımı göstermek için çevreme.
Abdülhamiti'de, Fatihi'de, Hz. Peygamberi'de
Yanlışmı yapıyorum kardeşim sence?
selamlıyorum herkesi içten sevgiyle...
|
Yukarı dön |
|
|
medeni0002 Uzman Uye
Katılma Tarihi: 15 kasim 2010 Yer: Turkiye Gönderilenler: 936
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
selamlar Guests kardeşim,bu güzel aydınlatıcı yorumlarından bilgilendirmenden dolayı teşekkür ediyorum. selamlar,sevgiler.
__________________ medeniyet
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
ne islam düşmanlığı dostlarım...barışa düşman olunur mu hiç? adamın düşmanlığı dogmalara,hurafelere,peştemallı şeytanlara...bu ülke insanına en büyük katkıyı sağlamış cesur bir adam..yolu açık olsun..sadece elinde imkan varken daha demokratik,özgürlükçü bir yapı oluşturabilirdi..belki de yanılıyorumdur..içinde bulunduğu şartları bilemiyoruz tabi..ancak bugün onun arkasına sığınan güruhu hiç tasvip etmiyorum..baskıcı zorba tipler..
|
Yukarı dön |
|
|
medeni0002 Uzman Uye
Katılma Tarihi: 15 kasim 2010 Yer: Turkiye Gönderilenler: 936
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
selamlar, Kıymetli Dermanbeg kardeş,şu cümlen çok hoşuma gitti.''ancak bugün onun arkasına sığınan güruhu hiç tasvip etmiyorum..baskıcı zorba tipler..''bu cümlen alkışlanacak cümledir. selamlar,sevgiler.
__________________ medeniyet
|
Yukarı dön |
|
|
Saffet Metin Uzman Uye
Katılma Tarihi: 07 ekim 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 672
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Dermanbeg Yazdı:
ne islam düşmanlığı dostlarım...barışa düşman olunur mu hiç? adamın düşmanlığı dogmalara,hurafelere,peştemallı şeytanlara...bu ülke insanına en büyük katkıyı sağlamış cesur bir adam..yolu açık olsun..sadece elinde imkan varken daha demokratik,özgürlükçü bir yapı oluşturabilirdi..belki de yanılıyorumdur..içinde bulunduğu şartları bilemiyoruz tabi..ancak bugün onun arkasına sığınan güruhu hiç tasvip etmiyorum..baskıcı zorba tipler.. |
|
|
Çok doğru bir tespit. Allah razı olsun.
Bugün bile Türkiyede İslam denince Hurafe merkezli din anlaşılıyor.
Mesela ERbakan hocanın cenazesi için uçakla gelenler Kur'an okuyordu. Hem sevaba giriyor, hem de hasıl olan sevabı onun ruhuna bağışlıyorlardı. Tamam iyiniyetli insanlar ama yapılan iş hurafe. Kur'an islamının onaylamayacağı bir iş. Hepimiz biliyoruz.
Adam İslamiyyet le (Kur'an, vahiy ) değil, Hadisiyyetle ( Hadis, hurafe) mücadele etti. Mücadele ettiği mızraklı ilmihal kültürü idi. Tarikarçı, hurafeci hocalarla mücadele etti. Daha yakın zamana kadar (1990 lar ) Anadolunun her yerinde , her konuda at kafadan hurafe hocalar vardı. Radyo dinlemek günah, Tv seyretmek günah, Dolar almak günahçı.
Elinde imkan varken daha demokratik , özgürlükçü bir yapı kurabilmesinin imkanı yoktu. 1924 ve 1930 denemeleri de hemen onu baştan atmak amaçlı tertiplere dönüştü.
Bizim tarihimiz maalesef ideolojik. Bence üç tane tarih var.
1. Resmi tarih. 2. Alternatif tarih (Dinci tarih de diyebiliriz. ) 3. Gerçek tarih. Gerçek tarihte resmi tarihin veya alternatif tarihin doğru olan tezleri desteklenir. İlk iki tarih gözümüzden bazı şeyleri kaçırır. Bazı şeyleri olduğundan önemli veya önemsiz gösterir. Suçluları masum, masumları suçlu gösterebilir. Çok önemli olayları adeta yok sayar.
Örneğin Abdülhamit, Abdülhamitin kurduğu okullarda okuyan kişilerin aldığı pozitivist eğitim, Reval Görüşmesi, İttihat ve Terakki, Halaskar Zabitan grubu, Ahrar fırkası, Hürriyet ve itilaf fırkası, 31 mart, Mahmut şevket paşa, Balkan harbi. 1910 ve 1912 Arnavut isyanları. (İsa Boletini, İdriz Seferi, İsmail Kemal Vlora ve Hasan Prishtina, Esat paşa Toptani vb) , Cemal paşa, Talat Paşa, Enver Paşa arasındaki çekişmeler. Cemal Paşanın Enver Paşayı devirme girişimi, Enver paşanın kurduğu ordunun subay yapısı, Envercilerin Milli mücadeleye karıştırılmaması, Envercilerin M.Kemale suikast tertiplemesi, onu hiçbir zaman gerçek bir ittihatçı olarak görmemesi, lider olarak kabul etmemesi, Lozan anlaşmasında Kapitülasyonlardan kurtulmak için Laik hukuka geçme şartının olması ve bunun gerçekleşmesi için beş sene ingiliz uzmanların çalışması , Şair Necip Fazıl Kısakürek'in 1940 lı yıllarda Abdülhamiti ön plana alan gayri resmi tarih tezini ortaya atması.
Bunlar gerek resmi ve gerekse alternatif tarihçilerin gözden kaçırdığı veya özellikle göstermek istemedikleri şeyler. Kaçı hakkında doğru dürüst bilgisi vardır, sıradan bir vatandaşın.
Bir de şunu söyleyeyim. Bir devletin idaresi onun sosyolojik yapısıyla ilgili. Neden bizim demokrasimiz sıkıntılı. ÇÜnkü demokrasi , Şehirleşmiş toplumlarda sonuç veren bir rejim. Avrupada Fransa, Almanya, İngiltere, ve ABD bu şartları sağlıyor da ondan. Bir Afganistan da olamıyor. İran da olamıyor. Çünkü Kırsal nufus ta herkesi serbest bırakırsan da olmuyor, sıkınca da olmuyor. Nufus yapısı kırsal olan bir tane memlekette bile ya demokrasi yok, ya da gelişmiş demokrasi yok.
Bir de dünya tarihinde demokrasiye önem verilmesi 1980 lerden sonra, Komünist sistemlerin çökmesinden sonra.
Daha yakına kadar demokrasinin amaç değil araç olduğunu söyleyenler vardı memlekette. Bugün sorunların çözümü ileri demokrasidir diyorlar. Evet ileri demokrasidir. Bu noktaya gelinmiş olması çok önemlidir.
1990 larda Laikliğe ver yansın ediliyordu. Bugün gelinen nokta demokratik laiklik.
Şehirleşme arttıkça, Eğitim ilerledikçe, insanlar dünyaya açıldıkça , Ekonomi geliştikçe eski korkular atılacak demokrasinin de kalitesi artacaktır.
__________________ Allah Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır.
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
sevgili saffet abim,seni anlıyorum ancak kendimizi kandırmayalım..M.Kemal dinin tamamına karşıydı..islam toplumlarını geri bırakan unsurun din olduğunu çok iyi biliyordu..kitabın içinde hırsızın elinin kesilmesini okumadığını mı sanıyorsun? Kuranın içinde güzellikler olsada o an için yapılması gereken o sofranın toptan reddiydi.çünkü o yemeklerin içinde zehirli olanlarda vardı..o da elinden geldiğince bunu yaptı..gerçekten çok büyük adammış..bugün radikal islam kökenli imam hatip okumuş biri bunları itiraf ediyorsa bunda onun büyüklüğünün katkısı çook büyüktür..
yaklaşık beş yıl önce gördüğüm bir rüyamı şimdi anlatabilirim:rüyamda M.Kemal'i gördüm..yüzü gözü yara bere içindeydi,yanıklar vardı vücudunda..elimle yüzünü silerken dedim ki:sayın paşam bu hurafeyi nasıl yıktınız? derin bir ahh! çektikten sonra dedi ki:ne çektiğimi bir bilsen!"
selamlar sevgili dost abim..
|
Yukarı dön |
|
|
|
|