Yazanlarda |
|
aliaksoy Uzman Uye
Katılma Tarihi: 05 subat 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 989
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam,
"Doğru ve düzgün" olan kim ?
Hükümde Allah'a eş koşan ve bunda "bilerek" diretenler mi ? Allah'a dinini öğretmeye kalkanlar mı? Dinlerini parça parça edip fırkalara ayrılanlar mı?
__________________ "(Onu size indirdik ki) <Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa indirildi, biz ise onların okumasından habersizdik (o Kitâpları okuyamıyor, dillerini anlayamıyorduk)> demeyesiniz."(En'am,156)
|
Yukarı dön |
|
|
AZADEH Uzman Uye
Katılma Tarihi: 22 subat 2007 Gönderilenler: 102
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
aliaksoy Yazdı:
Evet ! Arap milliyetçiliğinden farkı olmayan ve bana başka milletlerin örf ve töresini emreden şeriata hayır.
Kuran'da yeri olmadığı halde, "İmamlar Kureyştendir" diyerek bana "imam " buyuran / belirleyen şeriata hayır !
Kuran'da kimlerin ne zaman öldürüleceği apaçık ve sayılı olarak belirlendiği halde "baş örtüsü" takmayan kadınların boynunu vuran taliban şeriatına HAYIR !
Kuran'da uyuşturucu / içki kullananların öldürülmelerini emreden hiç bir buyruk olmamasına rağmen bu kişileri "din adına" idam eden Suud şeriatına HAYIR !
Kuran hiç bir kıyafet tarzını emretmediği halde, insanlara şalvar, cübbe, sarık, sakal, asa kullanmalarını emreden YOBAZ şeriatına HAYIR !
|
|
|
ALLAH'IN SINIRLARINA VE BU SINIRLARIN OLUŞTURDUĞU TÜM YAŞAM DEĞERLERİNE (ZORLAMA OLMAKSIZIN) EVET. ELÇİLER DAHİL MÜSLÜMANA DÜŞEN GÖREV SADECE VE SADECE ANLATMAKTIR. BIKMADAN ANLATMAKTIR.
Not : Dün gece Fox Tv'de Vakit gazetesi yazarı Sayın Hüseyin Üzmez'in katıldığı bir açık oturum izledim. Bu bölüme Sayın Üzmez'in bir cümlesini aktarmak isterim. Belki bilinçaltımız daha da netleşir.
"Çağlayan'da, Tandoğan'da Özgürlük istiyorlar. İnsanlar Yaşam standartlarını ve kendi yaşamlarını kendileri gibi yaşamak istiyorlar. OYSA MÜSLÜMAN OLMAYAN ÖZGÜR OLAMAZ."
Evet. İnsanoğlunun tüm serüveninin başı,sonu ve Ölüm Ötesi için geçerli bir cümle.
İşte tüm yobazlık tarihini ve kimlerin din adına neleri dayattığını gösteren özetin özeti bir cümle.
Sayın Hüseyin Üzmez özgür mü? Hangi dinden? ve kimilerinin neye nasıl inandığını ya da özgürlüğü elde etmek için Sayın Ali Aksoy'unda belirttiği gibi Kureyşin alt tabanlı saptırılmış ve eklemelerle dolu yobazlığına mı ermek gerek?
ya da, bir bir başka ifadeyle eli öpülesi "Kokana!" İnsanoğlunu ve Kur'anın serüvenini bir başkasından daha net bulamaz mı? Göremez mi? gecenin bir vakti makyajlı gözlerinden Allah adına iki damla yaş boşanamaz mı? Uzanamaz mı, gündüz Al Kırmızı bayrağı dalgalandırmaktan bitap düşmüş pamuk elleri Alemlerin Rabbine?
Burada ve Orada ve her yerde... "Biz daha çok Müslümanız" zirveleri (!) ile onu bunu küçümseyen, kendi yobazlığına davet eden bir nur yüzlü, ya daha çok Allah için Allah'a yaklaştıysa "O Kokanalara" Din gününde ne yanıt verecek?
Din bu değil.. Sosyal Din bu hiç değil.
Din ne Erbakanın küspe beynine, ne de Tayyipin ufuksuz karanlığına kalmış. Karanlıklarda simsiyah ama Burada ona buna caka satan ve ben daha çok Müslümanım resitalleri sunanlara hiç kalmamış.
DİN KUR'ANDIR.
Kur'an ise çok ama çok şeydir.
Diğerlerini diğer edip, İslam dışına koymak ise cinayettir. 1500 küsür sene olduğu gibi..
SELAM VE DUA İLE...
|
Yukarı dön |
|
|
AZADEH Uzman Uye
Katılma Tarihi: 22 subat 2007 Gönderilenler: 102
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
İMAM BAYILDI! VATAN AYILDI! DAHA DA AYILACAK.
Yeterki Görevlerimizi samimi ve sistematik bir şekilde yerine getirelim.
Selametle.
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
selam azedeh kardeşim kusura bakmayın konuları çok yakın takip ilgilendiğim ve cevap hakkı doğurduğum kardeşlerle iletişime geçemiyorum, yalnız sizi genel olarak demokrasi ve cumhuriyet üzerinize yazılarınızdan tanıyorum, ki haniflerin birincil hedef kitlesinden önce Allahu alem siz ilk hedefinizi belirlemişsiniz galiba, demokrasi ve cumhuriyet, bu arada imzam hakkında ki görüşünüz için teşekkürler, umulur ki Rabble niçinli sorularla ve yollarla iletişime geçmeden, durum tesbitlerinde dalıp gitmeden arazi çalışmalarına ineriz, ki bu müslüman denenlerin en büyük çıkmazı kastım alternatiflre sunduğunu söyleyenleredir, mesela geçen islamda cariye var mı ana başlıklı bir makaleye göz attım, vatandaş arşimedin hamamdan çıkışı gibi meydana çıkmış, ana başlıkla cariyeyi incelemiş, acaba ne olacak cariye olsa gidip cariye alacak var mı, cariye olmazsa cariyesi olup da üzülecek var mı, işte Rabbim bizi bunu genel ahlak edinmekden uzak kılsın, konuya değinirsek özgürlükden başlamak gerekirse, üzülmez bey ne amaçla müslüman olmayan özgür değildir demiştir bilemiyorum ama benim özgürlük anlayışıma göre müslüman olmayan özgür değildir, ki islam da özgürlük değil hikmet vardır o da neyi nerde nasıl ve ne kadar yapacağını bilmektir oysaki modernizmin özgürlük tanımı anarşizmle neredeyse eşit değerdedir,
benim anlayışıma göre islamda hiç kimseye hiç bir yetki kayıtsız ve şartsız devredilmez, eliçler bile görevi tebliğ şartı ile alır, gayb ancak tebliğ edilsin için açılır ama haklarını ve doğruları edinme işini kayıtsız ve şartsız insanlara devreden bir düzenle karşı karşıyayız,
islamda halkın üzerinde bir güç vardır o da vahyin öğretileridir, diğer sisitemlerde bu bağlayıcılık unsuru anayasalarının değişöesi dahi teklif edilemez maddeleridir,
kimse Allah ikidir demez, ki müşrikler Allah ikidir dedikleri için değil, Rablerini çift ettikleri için bu sıfatla sıfatlanmışlardır, ama buna Rağmen elçileri Allah'ı şahit tutarak yalancı ilan etmişlerdir,
konu başlığına değinecek olursak haniflerin birincil hedef kitlesi?
Rahman olan Allah bize bu kitleden bahsediyor, fakat kitlelerden önce üzerinde durmamız gereken şey profiller olmalı, ve haniflerin hedefi ilk önce âmâlardır, ilk önce kendi benliklerinde âmâ kalan yerler daha sonra en yakınlarından başlayan âmâlar zinciri, arınma arzusu, fıtratına kulak verme çabası arınmanın en bariz göstergeleri değil midir ? Peki, bahsettiğiniz mitingde ki kalabalık nefsindekileri Allah'ın indirdikleri ile değiştirmek istiyor mu acaba, ? eğer istiyorlarsa birincil hedef kitledir istemiyorlarsa değildir,
son olarak lütfen demokrasinin -la- çizgisi içinde değerlendirilmesini sadece yobazların işidir veya hurafenin işidir diye düşünmeyin, müslüman tepkisel değil doğrusaldır, tepkilerle hareket etmemeli, hurafeye duyduğunuz tepki sizi modernizme sürüklemesin, bu sufizme tepki duyraken materyalist olmaktır ki buna da temiz akl sahipleri inşallah düşmez
Allah'a emanet,
selam ve dua ile
selam ve dua ile
|
Yukarı dön |
|
|
aliaksoy Uzman Uye
Katılma Tarihi: 05 subat 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 989
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
malik bin nebi Yazdı:
...hurafeye duyduğunuz tepki sizi modernizme sürüklemesin, bu sufizme tepki duyraken materyalist olmaktır ki buna da temiz akl sahipleri inşallah düşmez
|
|
|
Selam,
Mümin akılcıdır. Reaksiyonel değil, aksiyonel olarak hareket edendir.
Müminin akılcılığının ölçütleri hususundaki görüşlerimi bu başlık altındaki ilk yazımda sunmuştum. Bu ne "ben her şeyi bilirim" mantığıdır, ne de "falancanın ilmi yanında ben kim oluyorum ki" mantığıdır. Zira Allah kimseden böyle bir mazeret kabul etmeyeceğini, küfrün önderlerine de onlara itaat edenlere de "katmerli" azap vereceğini açıklamıştır. Herkes aklınca ve vicdanınca iman meselelerinde hükmetmeye / bir sonuca / inanca varmaya memurdur. Hiç bir kimse bir diğerinin günah yükünü çekmeyecektir.
Müminin akılcılığının sınırı nassla son bulur. Mümin Allah'ın bildirdiğini, bildirdiğinin hikmetini araştırır ve sonucu her ne olursa olsun buna iman eder.
Kuran, hayat adına doğru ve yanlış şıkların apaçık sergilendiği bir değerlendirme şablonudur. İster hurafe olsun, isterse modernizmin herhangi bir görüşü... İster hadis adı altında iletilen bir söz olsun ister pek derin bir alimin görüşü... İncelenen görüşün adı, sanı, lakabı her ne olursa olsun, hangi "izm"in görüşü olursa olsun değerlendirme kıstası Kuran'dır.
Bu sitede okuduğum en güzel cümlelerden birisi şu olmuştur: "Bu gün diyanet işleri başkanlığına hurafe nedir diye sorsak bize yatırlarda dua etmekten, mendil bağlamaktan şundan bundan bahseder. Halbuki hurafe, din adına buyurulan ama dinde olmayan her şeydir."
Bazı kesimlerin din adına şeriat diye ortaya attıkları şeylerin çoğu hurafeden ibarettir. Müslüman dünyasındaki hurafenin bolluğu, bizim buna karşı çıkışımız, insanları çağırdığımız yerin bulunduğu çizginin bazı yönlerinin batı dünyasının bazı doğrularıyla çakışmış olması bizleri onlara yaklaştırmaktan çok, onların Kuran'a yaklaşmış olduğu anlamına gelmelidir. Bizim ölçütümüz ne modernite, ne batının kültür yahut doktrinidir. Bizim çağrımız Kuran merkezli oldukça, çağırının sonuçlarının başka kimlerle benzeştiğinin hiç bir önemi yoktur.
Kuran Alemlerin Rabbinden indirildiğine ve Allah da insanın fıtratına uygun / gerekli olanı emrettiğine göre, adı batı olsun doğu olsun insan topluluklarının deneyimler yoluyla kendi fıtratlarına uygun bazı tespitleri yaşam biçimi olarak benimsemiş olmaları, nihayet Kuran'ın emirleri ile bugün batı dünyasının bazı kabullerinin çakışması yadsınacak bir durum değildir. Müminlerin insanları bu doğrulara çağırması ise hangi seviye ve kasıt altında olursa olsun modernizm vs. adlarla yerilmemelidir.
Selam ile...
__________________ "(Onu size indirdik ki) <Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa indirildi, biz ise onların okumasından habersizdik (o Kitâpları okuyamıyor, dillerini anlayamıyorduk)> demeyesiniz."(En'am,156)
|
Yukarı dön |
|
|
AZADEH Uzman Uye
Katılma Tarihi: 22 subat 2007 Gönderilenler: 102
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam,
Ben şahsen bu başlığı, bahsettiğim Saygıdeğer insanların, Sözü daha can kulağıyla dinleyen ve yobazlıkla karanlıkla kirlenmemiş beyin ve yüreklerini ön plana alarak yazmıştım. Sayın Malik aslında güzel noktalara temas etmiş ancak şu da varki "Adayı" biz belirleyemeyiz. Ve en ateist bir kişiden dahi çok iyi bir Müslüman olabilir. İşin bu kısmı tamamen Alemlerin Rabbi'nin tasarrufundadır. Bize düşen Sistematik ve hikmetli davranarak bu kesime Kur'anı ulaştırmaktır. En başta da belirttiğim gibi hiç umulmadık insanlar bir zamanlar Yaşar Nuri Öztürk'e kulak vermiş ve aydınlanmıştı.
İşin özeti, Tepkisel bir tarafgirlikten öte birşeyler yazdığımı hala savunuyorum. Hatta bu temelde ve çerçevede Türkiye'de birşeylerin ilkleriyle ilgili bir bakışım mevcut. Bunu bir benlik adına değil, Konuların özüne dönülebilmesi adına belirtiyorum.
Allah'a Şirki, İsyanı, hurafeyi şu an hedef sandığımız karanlık insanlarda gördüm, gördük, görüyoruz. Ama ben şahsen bu bahsettiğim hedef Kitle içerisinde aydınlanmaya hurafe örtüsü sermeye çalışan, önyargılı ve karanlığı baştan seçmiş bir anlayışlar göremiyorum.
Ne Tuncay Özkan'da, Ne Hulki Cevizoğlu'nda ve ne de Al Bayraklı Milyonlarda...
Hatta gidin konuşun anlatın saatlerce Kur'anı dinlesinler.. ya da bir Peygamber putunu anlatın size dikkat kesilip ertesi gün gidip araştırsınlar.. Yüzbinler anlamadıkları, kutsallığın başka yönlerine kaydırdıkları Kur'anı hatmede hatmede daha çok karanlığa gömülürken, Bazı insanlara gerçek Din anlatıldığında anlıyorlar.. anlamaya çalışıyorlar.
Selametle..
Not : Genel Çerçevede ise Ortaçağ kilise yobazlığına karşı geliştirilmiş Laiklik ve rant dincilerinin Avrupanın üçte ikisini din adına sömürdüğü bir dönemde insanoğlunun aydınlanma yolunun göstergesi Demokrasiyi elbette benimsiyorum ve savunuyorum. laiklik ve demokrasi hem insanoğlunun doğruyu arayışı hem de Kur'an Ruhu ve hedefleri açısından muhteşem sıçramalardır.
|
Yukarı dön |
|
|
AZADEH Uzman Uye
Katılma Tarihi: 22 subat 2007 Gönderilenler: 102
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
CUMHURİYET YÜRÜŞLERİNİ DOĞRU YORUMLAMAK
Prof. Dr. Övgün Ahmet ERCAN
Ulusal Sivil Toplum Kuruluşları Birliği Danışmanı, www.ahmetercan.net
14 Nisan Ankara-Tandoğan, 29 Nisan İstanbul-Çağlayan, 6 Mayıs Çanakkale, Manisa yürüyüşleri, aydın Türk halkının Cumhuriyetin değerleri olan 6 oku korumak için yaptığı bir başkaldırıdır, bir ulusal kalkışmadır. Bu başkaldırının önderleri, özellikle Türk kadınlarıdır. Başta, CUMHURİYET Gazetesi, STK olarak öne çıkan; ADD, USTKB, CUMOK, Kadın Kuruluşları Birliği, ÇYDD’in yılmaz savaşçıları olarak Prof. Dr. Nur Serter, Prof. Dr. Nazan Moroğlu, Prof. Dr. Necla Arat, Prof. Dr. Türkan Saylan, Prof. Dr. Aysel Ekşi, Tuncay Özkan, Hulki Cevizoğlu, Ümit Zileli, Namık Kemal Boya, İlhan Selçuk örgüt başlarıdır. Eylemlerin mutfağında çok değerli, çok sayıda kadın başkan ile üye özveriyle, çıkar gütmeden, geceli gündüzlü çalışmışlardır. Bu eylemlerin pişirilmesinde, yıllar önce Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu’nca başlatılan “aydınlanma toplantıları” ile Şaban Ali Yaşar’in İTÜ “Ulusal Bütünleşme” toplantıları, Prof. Dr. Bülent Berkarda’nın düzenlediği İstanbul Üniversitesi Mezunlar Derneği “aydınlanma toplantıları”nın katkısı çok büyüktür.
Bu ulusal direnişin ilk kıvılcımı, dış ülkelere karşı, “Ermeni soykırımı büyük yalandır” diye Lozan’da 2005’de Doğu Perinçek ile Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş önderliğinde toplanan bir avuç aydının, “yurdun savunulmasında” bütünleşmesiyle çakılmış, onu Berlin, 2007 Paris toplantıları izlemiştir. “2007 Cumhuriyet yürüyüşlerinde” ise, Atatürk düşüncesi çevresinde, Türk ulusunun, aydın dayanışması ile güven pekiştirmesi yeniden sağlanmıştır.
Cumhuriyet yürüyüşlerinin kıvılcımları toplum önderleri STK’lerce çakılsa da tüm yurtta alevi yakan örgütsüz yurtsever Türk aydınlarıdır. Bayrağını kapan alanlara koşmuştur. Türklerde ay-yıldızlı al bayrak ile ulus dilimiz Türkçe; 6 okun, ulusal kalkışma ile birliğin simgesidir. Bayrak göğe kalktığında toplum arasında siyasi ayrılıklar biter, kaynaşma, dayanışma, bütünlük başlar.
Yürüyüşlerde çakmağı çakan bir avuç STK’lerin kendi aralarında örgütlenmeleri olsa da, milyonları bulan, yollara, alanlara doluşan halkın bir örgütü yoktu. Ancak tek ses, tek davranış, tek güç birliği, tek ülkü çevresinde toplanıldı; bir tek olay yoktu. İşte size uygar Türkiye’nin uygar yüzü!
Bu toplantılarda hiçbir siyasi partinin önderliği, ya da katkısı olmamasına karşın, onun olumlu sonuçlarını kendine yazmak isteyen CHP ortaya çıktı. Oysa “ordunun uyarısı” gibi, bu yürüyüşler yalnızca “Cumhuriyetin değerlerini yıpratan” süregiden yönetime karşı değil, “koltuk tutkusuna kapılan, ülkenin uçuruma yuvarlanışını umursamayan” uzlaşmaz siyasi önderlere de karşıydı. Yürüyüş, bireyselci tüm yönetim orunlarını, siyasi aymazları uyandıran, uyaran bir silkelemeydi. Bu böyle algılanmalı.
Ankara yürüyüşü, ne yazık ki “Erdoğan Cumhurbaşkanı olmasın” diye, İstanbul yürüyüşü ise “Sağcılar, solcular kendi aranızda birleşin” gibi algılandı. Kaldı ki toplantının ürünleri de bu yönde alındı. Oysa sokaklarda yürüyen halk “bilimgüderlik”(laiklik) dar kalıbını çoktan aşıp, “Ne ABD, ne AB, tam bağımsız Türkiye ile 6 ok Cumhuriyet ilkelerini” savunmak için yürümüştü.
Bu ilke ile amaca uygun olmayan birleşmeler “yapay” oluşumlardan başka bir anlam içermiyordu. Ne CHP-DSP, ne de DYP-ANAP bütünlüğü yürüyüş ilkelerinin savunucusu değillerdir. Her ikisi de AB, ABD yanlısıdır. Bunların egemenliğini yıkmadıkça, ne bölünmezliği, ne yurt savunmasını, ne bağımsızlığı, ne ulusallığı sağlayabilirsiniz.
Bazı siyasiler, parti bütünleşme oluşumlarına ek olarak STK’lerdeki toplum önderlerini partilerine alıp, saylav(milletvekili) adayı yapıp, kolay yoldan, yürüyen milyonlarca yurtsever kitleleri arkalarından sürükliyebileceklerini sanıyorlarsa yanılıyorlar. Çünki, bu milyonlar, STK’lerde örgütlü değildir. Onların “6 ok bağı” bir partinin güdümünde de değildir. Türkiye de, bazı STK’ler, dıştan ya da içten belli bir amacın güdümünde olsa da, Cumhuriyet yürüyüşünde öne çıkan saygın kişiler, bu amaçlarla çıkar bağları da yoktur. O nedenle, siyasi partilerin, bu “av tuzağı” geri tepecektir.
Ne Yapmalı?
Türkiye’yi uçurumdan kurtarırken, yerkayması(heyelan) üzerine oturtmamalıyız. Ya özünde yurtsever olan bütünleşmiş partilere baskı yapıp tüzüklerini değiştirmeleri, “AB’ye, ABD’ye direnç gösterme, tam bağımsız Türkiye’yi ” savunmaları koşulu sağlanmalı, yapmazlarsa da, oyları bu ilkeleri savunan sınırlı sayıda partiye yönlendirmek gerekir.
Ancak, ille de ille, yurtsever, 6 okcu kişiler T.C. Kamutayına(meclisine) girip yönetimi ele geçirmeleri gerekir. Bu amaçla her türlü özveri yapılmalı, yarın çok geç olmadan, sevincimiz kursağımızda kalmadan.
Yukarıda adı geçen toplum önünde adları bilinen eylemci aydınların atacakları adım, yönlenecekleri yol bir çok kişice izleneceği için ülkemizin geleceği bakımından çok önemlidir. Bu yolda kurulmuş olabilecek tuzaklara özen gösterilmelidir.
Ok yaydan çıkmıştır.
Uğurlu olsun
8 Mayıs 2007, İstanbul
|
Yukarı dön |
|
|
barış Uzman Uye
Katılma Tarihi: 13 eylul 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 339
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam,
Atatürkçü Kadınlar isimli bir sitede, bir yazının altında, hanif dostlar.com sitesinden alıntıdır şeklinde bir ifade gördüm. İlk defa değişik konulu bir sitede böyle bir şeyle karşılaştım ve sizlerle paylaşmak istedim.
Aslında değişik sitelere girip, aydınlatıcı yazılar asmak, site linki vermek güzel sonuçlara vesile olabilir. Kimin ne zaman önyargılarını kıracağını, Kuran'dan öğüt almayı Rabbimizin nasip edeceğini biz bilemeyiz, belirleyemeyiz. Bizlere düşen ayrım yapmadan insanları Kuran okumaya araştırmaya yöneltmeye çalışmak olmalı her zaman. Öğüt alacak olan öğüdünü alacaktır inşallah.
Saygıyla.
|
Yukarı dön |
|
|
MSER1 Uzman Uye
Katılma Tarihi: 17 kasim 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 199
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
AZADEH YAZDI
Acizane Ben şahidimki orada bulunanlar Allah'ın sınırlarına tek bir aksi söz söylemedi.. Şahidim ki.. Vatanlarını ABD+İSRAİL politikalarına peşkeş çekenlere haykırdı. Şahidim ki güzelim al bayrakları, ırkçılık ya da Allah'ın reddettiği başka kapsamlarda kullanmadı. Sadece kardeş ve barış yanlısı olmaya çalıştılar. ve din bezirganlarına, fetoşçulara, rantçılara, hainlere, bölücülere, siyasi rant dincilerine tepki koydular. İŞTE HANİFLERİN, KUR'AN AYDINLANMASI ADINA, HEDEF KİTLESİ BU ERDEMLİ VE SAYGIN İNSANLARDIR. Saygılarımla...
Evet Azadeh kardeş, söylermisin; cahiliye devrinde helvadan putlar yapıp açıkınca da yerlerdi, acaba diyorum orada bulunan insanların nasıl putlarını yediğinede şahit olabildinmi.
__________________ Yanlız sana ibadet eder ve yanlız senden yardım bekleriz.
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
MSER1 YAZDI
Evet Azadeh kardeş, söylermisin; cahiliye devrinde helvadan putlar yapıp açıkınca da yerlerdi, acaba diyorum orada bulunan insanların nasıl putlarını yediğinede şahit olabildinmi.
Sevgili MSER1 Kardeş.AZADEH,söz konusu kişilerin,putlarını yeyip,yemediğini farkedemez.Çünkü AZADEH"de iyi bir putperest"dir.Siz bakmayın onun,Kur"an,kitap,peygamber.v.s. demesine.Onun rabbi T.C."dir.Dini laisizim,mesebi,Kemalizim"dir.Çünkü onun,en öncelikli ve en büyük değeri devlettir,devletciliktir.İkinci,üçüncü değerleri,altı oktur,TSK"dir.Allah,Kur"an, vahiy gibi dğerler,onun için sadece aksesüar"dır.
O mitinglere kanalize edilen insanlar,devlete hakim idoolejinin,AZADEH gibi köleleştirdiği beyinsizlerdir.Ve hiç biri,o mitingleri,TSK ve YÖK"ün,daha açıkcası derin devletin organize ettiğini dahi bilmemektedirler.
Selam ile.
|
Yukarı dön |
|
|
|
|