Selamün aleyküm! Değerli Kardeşlerim!

naci celik Yazdı:   "...O mitinglere kanalize edilen insanlar,devlete hakim idoolejinin,AZADEH gibi köleleştirdiği beyinsizlerdir...Selam ile."

Bu sözler(!)??

Ameli Salih isteyen:

             “عملوا الصّلحات Salihat işleyenler” olarak çevirdiğimiz kalıp, Kur`an`da toplam 62 ayette yer almıştır. Bu kalıbın pek çok meal ve tefsirde olduğu gibi “amel-i salih işleyenler” şeklinde çevrilmesi yanlıştır.

             “اصلاحIslah” sözcüğünden türemiş olan “salihat”; düzeltmek

demektir. “Salihat işlemek” ise; bozuk olan şeyi düzeltmek, düzelticilik yapmak, düzeltmeye yönelik işler yapmak anlamlarına gelir.

             Kur`an, bozuklukları düzeltme faaliyetinde bulunanları tek kelime ile ifade etmiş ve bu kimseleri “muslih” olarak isimlendirmiştir (Bakara; 11, 220 ,  A`râf; 56, 85, 170 ,  Hud; 117 ve Kasas; 19).

             Diğer taraftan da Kur`an; bu ayette geçen “hakkı ve sabrı tavsiyeleşme”, Bakara suresinin 277. ayetinde geçen “namaz kılma ve zekât verme”, Hud suresinin 23. ayetinde geçen “edep ve gönülden Allah`a boyun eğme” kavramlarını, aynı ayet içinde ayrı ayrı zikretmek suretiyle, “salihat”tan ayırmıştır. Yani, “hakkı ve sabrı tavsiyeleşme”, “namaz kılma ve zekât verme”, “edep ve gönülden Allah`a boyun eğme” gibi hasenat, Kur`an`a göre “salihat”tan sayılmamaktadır.

             Kur`an`daki bu hususlar dikkate alınarak “salihat” konusunda şunları söylemek mümkündür: Namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek salihat işlemek değildir. Ama öğüt verme yolu ile namaz kılmayanı namaz kılar hale getirmek, zekât vermeyeni zekât verir hale getirmek, oruç tutmayanı da oruç tutar hale getirmek, salihat işlemektir. Bu kavramı toplumsal boyuta taşıdığımızda ise; bulunduğumuz zaman ve zeminde adlî, idarî, siyasî, iktisadî … alanlarda her türlü bozukluğun düzeltilmesi için gösterilecek çaba, yapılacak uygulama, salihat işlemektir.

             Bu konuda, “dışa yansımayan işler” demek olan hasenat ile salihat arasındaki fark iyi anlaşılmalıdır. Rabbimiz de bu iki konu arasındaki farkı; her bir haseneye on karşılık verirken (En`âm 160), salihat karşılığında cenneti vadetmek suretiyle çok açık bir şekilde belirlemiştir (Bakara; 25, 82, Nisa; 57, 122, 124; Hud; 23, İbrahim; 23, Kehf; 107 ve daha birçok ayet).

HAKK

 الحقّ Hakk” sözcüğünün esas anlamı; “uygunluk ve denklik” demektir. Aynı zamanda Allah`ın bir sıfatı olan “Hakk” sözcüğü, esas anlamından hareketle; “batıl olmayan, yerine getirilen hüküm, adalet, varlığı sabit olan, doğruluk, gerçeklik, İslâm, mal-mülk, pay, vacip, sadık, yaraşır, kesin şey” anlamlarında da kullanılmıştır.

             Bu anlamları bir ana eksen etrafında toplayacak olursak “Hakk”; “sabit ve aklın inkâr edemeyeceği derecede gerçek olan şey” demektir. O şey aynı zamanda doğrudur, isabetlidir, maksada uygundur, arzu edilene denk düşendir…

             Anlam sahası geniş olan bu sesteş sözcük Kur`an`da “ الحقّ el Hakk” olarak 227, “ حقّا Hakkan” olarak 17, “ حقّه Hakkahü” olarak 3 olmak üzere toplam 247 kez yer almıştır.

Kur'an'ın inananına yakışıyor mu?

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.

En doğrusunu bilen Allah'tır.

Sevgi,saygı ve muhabbetle.

Allah'a emanet olunuz.

Zuhruf;44:"O (Kur'ân) sana ve kavmine bir Zikir(uyarı, şan ve şeref)dir ve yakında (ona uyup uymadığınızdan) sorulacaksınız."

helvadan putlarını geğire geğire yiyenler din rantçılarıdır. Bu insanların putları ya da zayıflıkları belki sex belki özgür yaşam belki alkol belki dünyevi zevkin aldanmışlıkları olabilir. İnsanoğlu bunları Allah'ın sınırsız Rahmeti ile aşabilir. Ben onlara Allah'ın sınırlarını anlatmakla mükellefim. Ama, işte bu Saygın insanların, yobazlar kadar yıkılamaz putları olmadığına eminim. Hele hele bölücülük ve bozgunculuk putları olmadığına..

20 yılım geçti ben bu "karanlıktakilere" "hurafecilere" "putperestlere"  "yobazlara" hiçbir şey anlatamadım. Anlattım tarikat putu çıktı, anlattım peygamber putu çıktı, anlattım rant dinciliği ve siyasi islam denilen ortaçağ karanlığı çıktı. anlattım türban çıktı.. anlattım başka başka putlar çıktı..

ve Şahidim!

ANLATILDIĞINDA, ONLAR, BU SAYGI DUYULASI İNSANLAR ALLAH'I VE DİNİ DAHA İYİ ANLIYORLAR.

Şahidim.

Selametle.

Sayin Site yöneticileri.AZADEH"ye yazdğım yazımı gene silmişsiniz.Yoksa bu site,azade"nin çiftliği mi? Adam,büyük bir kin ve nefretle,beyinsiz de olsalar, Allah"tan korkan,ahirete kesinlik inanan müslümanlara hakaretler yağdırıyor.Ve siz,bu adama benim yazdığım yazıları sansürlüyorsunuz.Siz böyle mi haniflersiniz.Siz hanif falan değilsiniz,siz ödleklersiniz.Neden korkuyorsunuz.Karakola çağrılmaktan mı korkuyorsunuz.

Yazıklar olsun size.

AZADEH YAZDI.

helvadan putlarını geğire geğire yiyenler din rantçılarıdır. Bu insanların putları ya da zayıflıkları belki sex belki özgür yaşam belki alkol belki dünyevi zevkin aldanmışlıkları olabilir. İnsanoğlu bunları Allah'ın sınırsız Rahmeti ile aşabilir. Ben onlara Allah'ın sınırlarını anlatmakla mükellefim. Ama, işte bu Saygın insanların, yobazlar kadar yıkılamaz putları olmadığına eminim. Hele hele bölücülük ve bozgunculuk putları olmadığına..

20 yılım geçti ben bu "karanlıktakilere" "hurafecilere" "putperestlere"  "yobazlara" hiçbir şey anlatamadım. Anlattım tarikat putu çıktı, anlattım peygamber putu çıktı, anlattım rant dinciliği ve siyasi islam denilen ortaçağ karanlığı çıktı. anlattım türban çıktı.. anlattım başka başka putlar çıktı..

ve Şahidim!

ANLATILDIĞINDA, ONLAR, BU SAYGI DUYULASI İNSANLAR ALLAH'I VE DİNİ DAHA İYİ ANLIYORLAR.

Bu ne tahammülsüzlük böyle AZADEH kardeş, yani heva ve hevesini ilah edinenlere gösterdiği hoş görüyü birazda dindar insanlara göstersen hı, ismini vermek istemediğim bir hoca efendi gibi hem yanlışlıkları sıralayacaksınız sonra kalkıp bu yanlışlıklara taraf olan bir kısım insanlara tu-kaka diyip diğerine saygın insanlar diyeceksiniz bu neyaman ilişki böyle, hemde bunu Kur'an tebliğciliği adına yaptığınızdan dem vuracaksınız.

Sayın MSER1. Ben bu adamı teşhis ettiğime inanıyorum.Bu adam.Ateist laisiz"mi ve ceberrut devletciliği ilah edinmiş marazlı bir tip.Adam her yazısında müslümanlara kin kusuyor,hakaretler yağdiriyor.Ve sözüm ona hanif dostlarda ona göz yumuyor.Adama cevaplar veriyorum,yazılarım sansürleniyor.

Adam ilah edindiği,84 Yıllık laisizmin çöküşünü kabül edemiyor.Bundan dolayı dindarlara,Araplara saldırarak,Laisizmin başarısızlığına kılıf uydurmaya çalışıyor.Laisizmin başarısızlığının faturasını,84 yıldır hor ve hakir görülen müslümanlara,müslümanlığa kesiyor.Ve böylece,kahrolası ilahlarını aklamaya çalışıyor.Ayrica,sizinde farkettiğiniz gibi,bunu yaparken,iğrenç bir şekilde Kur"an"ı da istismar ediyor.Muhterem site yönetimi bıraksa,ben bu adama haddini bildirecek ve buradan defolup gitmesini sağlarım ama,ne yapayım ki,sansür kurulu üyesi beyefendileri aşamıyorum.

Selam ile.

Selam Naci Celik

Kardeş yazılarınızın sansürlenmesi hakkında site sorumluları adına bir yorum yapmak bana düşmez ama verilecek bir cevaplarının mutlaka olduğuna inanıyorum.

Biz Kur'an'a iman etmiş insanlar olarak hiçkimseyi biryerlere "defolup" gitmeleri için baskı yapıp zorlayamayız, bizimkisi sadece tebliğden ibaret olup, insanları Kur'an'la buluşmalarını sağlamaktır.İşte asıl sorun bu buluşmayı yaperken yaşanıyor kanımca.

Yani AZADEH arkadaşın bahsettiği o topluluklar İslamı, Kur'an'ı bilmediklerinimi zannediyorsun, emin olki senden benden islamı,Kur'an'ı çok daha iyi biliyorlar ve anlıyorlar.

Selam ve dua ile

sayın Naci Çelik abiciğim dürüst olmak gerekirse BEN HANİF MÜSLÜMAN DEĞİLİM başlığı altında yazdıklarınızdan sonra -ki sevgili Uğur Erzincan'ın deyimiyle tüm o başlık altında yazılanlar 4-5 bakara suresi ederdi-kafası fena halde karışık biri olduğunuz zehabına kapılmıştım.Şimdi kimi başlıklar altındaki harikulade tespitlerinizi okuyunca iblissavar kardeşin deyimiyle ayaklarınızın yere basmaya başlamış olmasına seviniyorum.

Hanifdostlar adminlerinin bazı şablonları,bazı kalıpları var.Yöneten onlar olduğuna göre bazı yazılarınızın silinmesi kadar doğal bir durum olamaz.Bazılarımız bazılarımıza bir yere kadar tahammül edebiliyoruz.Bazılarımız bazılarımızla paralel düşününce kendimizden olana tutkulu muhabbetimizden dolayı onlara alabildiğine açıyoruz kapıları.Ötekilerinin yüzüne kapatıveriyoruz kapıları.Ya da azıcık buzucuk açıveriyoruz kapıları.Dinin devletin tekelinde olduğu ülkemiz laikliğindeki gibi bir durum bu.Devlet ancak işine geldiği kadarıyla dine müsaade edebilir.Hanif (?)yöneticileri de bu açıdan mazur görünüz.

Bir de tavsiyem olacak.Lütfen sinirlenmeyin. Biz de herkesin ne olduğunu biliyoruz. Onlar alabildiğine kamufle etmeye çalışsalar da kendilerini. Sıkı sıkıya tutunsalar da putlarına ( hani kitabı kadimin bir meseli vardır ya: müşrikler diyor ki yürüyün ve sıkı sıkıya sarılın ilahlarınıza ...enam suresinin başlarıydı allahu alem) ,yürüyün meydanlara ve sımsıkı sarılın ilahlarınıza deseler de...biz biliyoruz kimlerin ne olduğunu.

Bu beyinsiz münafık takımı Müminlerle karşılaştıklarında sizdeniz diyorlar. Şeytanlarıyla başbaşa kalınca bizimle alay ettiklerini, Allahla alay ettiklerini sanıyorlar. Ama asıl alay eden Allahtır. Asıl kandırdıkları özbenlikleridir de bunun ayırdında değiller. Bilsinler ki cehennemde münafıklar için yeterince yer var.O meydanlara dökülüp ilahlarınıza sıkı sıkıya sarılın,sizden istenen budur diyen müşrikler için de yeterince yer var.

haniflerin birincil hedef kitlesiymiş de sonuncul hedef kitlesiymiş de bilmem neymiş de...

Bu sözlü hitap herkesedir.

yobaz yahudileredir aynı zamanda

Allah'a oğul isnad eden hristyanlaradır

babaları uyarılmamış bu yüzden kendileri de gafil kalmış toplumlara

üstündeki bir sineği dahi kovmaya güç yetiremeyen putlara tapan ibrahimin babası azer'e

öğüt kendisine fayda vereceklere

hesap gününde uyarılmadık diye mazeret öne sürebileceklere

şu iki topluluk uyarıldı biz uyarılmadık diye mazeret öne sürebileceklere

Bizi helak eden sadece dehr/zamandır diyen dehrileredir

eşcinsel Lutilere

Tartıyı dengede tutmayan şuaybilere

azgınlaşan ve yumuşak söz söylenmesi emredilen firavuna

taş kafalı beni israile

alev babası ebu lehebe

hamzayı şehid eden vahşiye

ahkaftaki hud kavmine

bir ateş çukurunun önündeyken kalpleri birleştirilen evs ve hazreclilere

şehrin öte yanından koşup gelen ve sizden bir ücret istemeyen bu elçilere uyun diyen adama

mağara arkadaşlarına

medine yahudilerine

mekke müşriklerine

bir tek ''muhammed '' ismi için diyarbakır'da meydanları dolduran o 400 bin -azadeh'in deyimiyle- yobaza(!)

bir tarikatçiyken sorgulayarak kuranla buluşmuş bana

vaktiyle şirk içinde yüzerken kuranla tanışan satırbaşı yazarı sevgili abim Uğur Erzincan'a

bu sözlü hitap herkesedir. Kimin hidayete ereceğini bilecek olan yalnız ve yalnız Gaybın anahtarı kendi elinde bulunan alemlerin rabbi Allah'tır. Bize düşen ise apaçık bir tebliğden başkası değildir.

...

durum buyken Gaybı bildiğini iddia eden bu kişi de kim oluyor ki kimin hidayete ne kadar yakın olduğundan emin olabiliyor?

durum buyken hedef gösterme payesiyle hedef şaşırtan bu kişi de kim oluyor?

Kendisine vahy mi olunuyor?

yoksa elinde bir kitabı var da ordan mı konuşuyor?

allah kendisini gayb üzerine muttali mi kıldı ?

Selam ve dua ile.

Not : HanifDostlar'ın geldiği noktaya ve anlayış derinliğine teşekkür ederim. naci haci maci tiplerine neler yazabileceğimi, karanlık dünyalarının dibine dibine sokabileceğimi saygıdeğer arkadaşlar bilirler. Ancak HANİFDOSTLAR Sitesinin geldiği bu güzel noktada ve Dost1 ve MSER can kardeşleriimin de yazısından sonra hesap gününde takdir etmelerini tercih ediyorum.

o topluluklar İslamı, Kur'an'ı bilmediklerinimi zannediyorsun, emin olki senden benden islamı,Kur'an'ı çok daha iyi biliyorlar ve anlıyorlar.

bazıları ise, kendilerini dindar, din adına bazılarını kategorilendirme yetkisi verilmiş ya da "karanlık dünyalarını" dünyanın tümü sanan basitler... anlamazlar.. anlamıyorlar.

Din Gününün Sahibi Sadece Yüce Allah'tır.

Selametle.

Sevgili Dördüncü melek.

Yazdığın güzel yazıdan,yaptığın güzel tesbitlerden sonra bana söyleyecek bir şey bırakmadın.

Dostum.Benim kafam genelde karışık değil.Ancak her insanın kafasında bazı karışık noktalar da bulunmalı.Bulunmalı ki,düşünmeye,akletmeye devam etsin,edebilsin.Kafamızdaki,daha doğrusu Kur"an veya yaşamdaki her konuyu yerine oturtturursak,daha doğrusu yerine oturtmuş gibi yaparsak,kendimizi bağnazlığa,statikoya mahkum ederiz,diye düşünüyorum.

Benim en çok rahatsız olduğum konu,Cumhuriyetten beri,Türkiye de dine ve dindarlara yapılan yasal veya piskolojik baskılardır.Ben bu baskılardan nefret ediyor ve bu baskıları yapanlara da lanetler yağdırıyorum.Çünkü,şu anda Türkiye ve dünya müslümanlığı,son derece düşük bir düzeyde seyretmektedir.Bunun böyle olmasının tek ve yegane sorumlusu,Türkiye"deki zalim siyasi otoritenin,dine ve dindarlara karşı yaptığı sosyal ve siyasi baskılardır.

Ben 1910"lu yıllardaki Osmanlı da,ilahiyat ve aydınlar arasında yapılan dini ve Kur"an"ı tartışmaları inceledim.İnanın hayretler içinde kaldım.Ve şunu gördüm.Şu andaki,Türkiye ve dünya müslümanlığı,1910"lu yıllardaki Türkiye veya Osmanlı müslümanlığından,en az 50 yıl geride.Bunun sebebi,Cumhuriyetle beraber,din ve dindarlara karşı yapılan yoğun baskılardır.Bu baskılardan dolayı,din adamları,dindarlar,büyük bir panikle,din adına ne buldularsa ona sıkı sıkıya sarıldılar.Sarıldıkları şeylerin dine,Kur"an"a uygun olup olmadığına hiç bakmadılar,bakamadılar.Büyük bir savunma piskolojisi ile,din adına ne duydularsa,ne buldularsa onun doğruluğuna inanıp,şartlandılar.Sahip oldukları dini anlayışları sorgulama gereğini bile duymadılar,duyamadılar.

Eğer,1910"lu yıllardaki dini tartışma ve arayışlar,bügüne kadar serbestce devam etseydi,bugün,yepyeni bir İslam fıkhı ve yepyeni bir İslam toplumu oluşmuş olacaktı.Bana göre,Osmanlı ve İslam dünyasına vurulan en büyük darbe budur.Bundan dolayı,bu duruma sebeb olanlar,bu duruma sebeb olanları destekleyen AZADEH gibi insanlar,benim azılı düşmanlarımdır.Azılı düşmanlarımın,azılı düşmanları tüm dindarlar,Aciz Mendiler,Müslim Gündüzler de dahil,benim dostlarımdır.

Selam ile.