Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam,
Rab’bimiz bize, tüm insanlığa uyarı ve öğüt olarak, doğru yolu göstermesi için; doğruyu yanlıştan ayıran Kuran’ı indirmiş ve eğer sadece O’na kulluk eder, O’nun belirlediği ilkelere göre yaşarsak mutlaka kurtulanlardan olacağımızı, mutlu ve barış içinde yaşayacağımızı; O’nun ayetlerini gözardı edersek de gerçek mutluluğa ulaşamayacağımızı, sonumuzun iyi olmayacağını belirtmiş.
‘’Rab’bimiz bizden ne istiyor, ne yapalım, nasıl yaşayalım ki O’nun razı olduklarından olalım?’’ gibi soruların cevabı yine Kuran’da açıklanmıştır. Rab’bimiz bize sadece O’na teslim olanların (müslümanların), O’na gönülden iman edenlerin nasıl yaşadıklarını örneklerle açıklamış. Buna karşılık iman etmeyenlerin sonunun ne olduğunu da yine örneklerle açıklamış.
Konuyla ilgili ayetlerin konu bütünlüğü içinde daha iyi anlaşılacağına inanıyorum, bu nedenle de ayetleri yazdım. Konunun özünün ‘’Sadece Allah’a teslim olmak, O’na hiçbir şeyi ortak etmeden inanmak, sadece O’na kulluk ve ibadet etmek, hanif bir şekilde dosdoğru inanmak, Allah’a, O’nun elçilerine, kitaplarına, meleklerine, ahiret gününe gönülden inanmak’’ olduğuna inanıyorum. Rab’bimiz bunu örneklerle, en iyi anlayacağımız şekilde, olayları sanki gözümüzün önünde canlandırır gibi açıklamış. Bizden önce yaşamış atalarımızdan doğru yolda olanların nasıl Allah’a gönülden bağlı ve teslim olduklarını, inanmayan atalarımızın da sonunun ne olduğunu açıklamış. Bize düşen bu uyarıları dikkate almak, hayatımızı Rab’bimizin ilkelerine göre yönlendirmektir. İsimlerini sayabileceğim ve sayamayacağım, Rab’bimiz tarafından gönderilen tüm peygamberlere inanıyorum, Allah hepsinden razı olsun. Kuran’da ismi geçenler dışındakileri sayamam, bunları ancak Allah bilir. Allah bir topluluğa uyarıcı göndermeden o toplumu helak etmeyeceğini, yaptıkları yüzünden cezalandırmayacağını ve tüm insanların uyarıldığını belirtiyor.
Aşağıdaki ayetlerde insanların, Allah’la ilgili konularda, Allah’ın dini konusunda tartıştıkları, bunun sonucunda ise gerçek dinin Allah’ı birleyen, O’na hiçbir şeyi ortak etmeden inanan ve Ona gönülden teslim olanların dini olduğu anlatılıyor. Din konusundaki tartışmayı sürdürenler de, ‘Siz mi daha iyi biliyorsunuz, yoksa Allah mı ?’ diye uyarılıyor. Sonunda da ‘’Onlar bir ümmetti, gelip geçti. Onların kazandıkları kendilerinin, sizin kazandıklarınız sizindir. Siz onların yaptıklarından sorumlu değilsiniz’’ deniyor. İşte tüm bu ayetler üzerinde ciddi bir şekilde düşünmemiz gereken ayetlerdir, değil mi?
2-Bakara-124 (141): ‘’Hani Rab’bi, İbrahim’i birtakım kelimelerle denemişti. O da (istenenleri) tam olarak yerine getirmişti. (O zaman Allah İbrahim’e) ‘Seni şüphesiz insanlara imam (lider) kılacağım’ dedi. (İbrahim) ‘Ya soyumdan olanlar?’ deyince (Allah) ‘Zalimler benim ahdime erişemez’ dedi. /
125: Hani Evi (Kabe’yi) insanlar için bir toplanma ve güvenlik yeri kılmıştık. İbrahim’in makamını namaz yeri edinin’, İbrahim ve İsmail’e de, ‘Evimi tavaf edenler, itikafa çekilenler ve ruku ve secde edenler için temizleyin’ diye ahid verdik. /
126: Hani İbrahim: ‘Rab’bim bu şehri bir güvenlik yeri kıl ve halkından Allah’a ve ahiret gününe inananları ürünlerle rızıklandır’ demişti de (Allah:’Sadece inananları değil) inkar edeni de az bir süre yararlandırır, sonra onu ateşin azabına uğratırım; ne kötü bir dönüştür o’ demişti. /
127: İbrahim İsmail’le birlikte Evin (Kabe’nin) sütunlarını yükselttiğinde (ikisi şöyle dua etmişti): ‘Rab’bimiz bizden (bunu) kabul et. Şüphesiz Sen işiten ve bilensin’ /
128: ‘Rab’bimiz, ikimizi Sana teslim olmuş (müslümanlar) kıl ve soyumuzdan Sana teslim olmuş (müslüman) bir ümmet (ver). Bize ibadet yöntemlerini göster ve tevbemizi kabul et. Şüphesiz Sen tevbeleri kabul eden ve esirgeyensin.’ /
129: ‘Rab’bimiz içlerinden onlara bir elçi gönder, onlara ayetlerini okusun, Kitabı ve hikmeti öğretsin ve onları arındırsın. Şüphesiz Sen güçlü ve üstün olansın, hüküm ve hikmet sahibisin’ /
130: Kendi nefsini aşağılık kılandan başka, İbrahim’in dininden kim yüz çevirir? Andolsun Biz onu dünyada seçtik, gerçekten ahirette de o salihlerdendir. /
131: Rab’bi ona: ‘Teslim ol’ dediğinde ( o ) ‘Alemlerin Rab’bine teslim oldum’ demişti /
132: Bunu İbrahim oğullarına vasiyet etti, Yakup da: ‘Oğullarım, şüphesiz Allah sizlere bu dini seçti, siz de ancak müslüman olarak can verin’ (diye benzer bir vasiyette bulundu). /
133: Yoksa siz, Yakup’un ölüm anında, orada şahitler miydiniz? O oğullarına: ‘Benden sonra, kime ibadet edeceksiniz?’ dediğinde onlar: ‘Senin ilahına ve ataların İbrahim, İsmail ve İshak’ın ilahı olan Tek bir İlah’a ibadet edeceğiz; bizler O’na teslim olduk’ demişlerdi. /
134: Onlar bir ümmetti gelip geçti. Onların kazandıkları kendilerinin, sizin kazandığınız da sizindir. Siz onların yaptıklarından sorumlu değilsiniz. /
135: Dediler ki: ‘Yahudi veya hristiyan olun ki hidayete eresiniz’ De ki: ‘Hayır , (doğru yol) Hanif (muvahhid) olan İbrahim’in dini(dir). O müşriklerden (Allah’a ortak edenlerden) değildi’. /
136: Deyin ki: ‘ Biz Allah’a; bize indirilene, İbrahim, İsmail, İshak, Yakup ve torunlarına indirilene, Musa ve İsa’ya verilen ile peygamberlere Rab’binden verilene iman ettik. Onlardan hiçbirini diğerlerinden ayırdetmeyiz ve biz O’na teslim olmuşlarız’. /
137: Şayet onlar da, sizin inandığınız gibi inanırlarsa, kuşkusuz doğru yolu bulmuş olurlar; yok eğer yüz çevirirlerse, onlar elbette bir (çelişki ve) aykırılık içindedirler. Sana onlara karşı Allah yeter. O işitendir, bilendir. /
138: Allah’ın boyası … Allah (ın boyasın) dan daha güzel boyası olan kimdir? Biz (yalnızca) O’na kulluk edenleriz. /
139: De ki: ‘O bizim de Rab’bimiz, sizin de Rab’biniz iken, bizimle Allah hakkında (sözde kanıtlarla) tartışmalara mı giriyorsunuz? Bizim amellerimiz bizim, sizin de amelleriniz sizindir. Biz O’na gönülden bağlanmış (muhlis) olanlarız.’ /
140: Yoksa siz, gerçekten İbrahim’in, İsmail’in, Yakup’un ve torunlarının yahudi veya hristiyan olduklarını mı söylüyorsunuz? De ki: ‘ Siz mi daha iyi biliyorsunuz, yoksa Allah mı? Allah’tan kendisinde olan bir şehadeti gizleyenden daha zalim kimdir? Allah yaptıklarınızdan gafil değildir.’ /
141: Onlar bir ümmetti gelip geçti; onların kazandıkları kendilerinin, sizin kazandıklarınız sizindir. Siz onlarız yaptıklarından sorumlu değilsiniz.’’
İşte sağlamlaşmanın yolu !!!
|