Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

cin13 Yazdı: Sevgili Rad_, Kardeşim, yazdıklarıma cevap olarak yazmış isen sorumla ilgisi yok. Ek bilgi olarak yazmış isen faydalandım. Teşekkürler. Saygılar.Sevgiler.

Eywallah abi saygılar...

Lakin sanırım sorduğun sorunun cevabını biliyorsun ama ortada bir fikir fırtınası esicek..saygılar..ama bence bu tartışılmaz..sen fikirni belirt faydalanalım..Allah razı olsun..

İyi çalışmalar..selametle

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Selam,

Kendi ifadesi ile dengi olmayan bir varligin isimlendirilip, sifatlandirilmasi ve bunlarin iman olcusune baglanmasi kadar yanlis birsey olamaz.

Tek, hic bir seye ihtiyac duymayan ve tanimlanamaz olan bir yaraticinin iyi yada kotu diye adlandirilmasi mumkun degildir.

Kotu oldugu farz edildiginde degisen ne olacaktir?

Saygilar.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Selamlar,

savaş1 Yazdı: Dolayısıyla Allah elbette iyidir, bunu tartışınca nereye varacağımızı gerçkten merak ediyorum

muhliskul Yazdı: Evet   Allah  iyidir,hemde en iyidir.

BalkanTuran Yazdı: yaraticinin iyi yada kotu diye adlandirilmasi mumkun degildir. .

 « Çok basit » görünen bir soruya verilen farklı cevaplar görünüyor. Bazı arkadaşların bunu Allah’ın isimlerinde ters bir tutum izlemek olarak yorumlamış olduklarını da tahmin ediyorum.

Bu basit soru, inancı arayan veya sorgulayan insanın aklına gelebilecek insani bir sorudur. Esma-ül Hüsna‘yı, hristiyan ve yahudi teolojisini birlikte  araştıran kişi rahatlıkla görebilir ki Yaratıcı’nın sıfatları konusu din ve felsefede yüzyıllardır tartışma konusu olmuştur. Örneğin, « Modern Fizik Kuramları » adlı yazımda görelilik konusunda  eserinden alıntı yaptığım büyük mantıkçı ve filozof Bertrand Russell’ın Tanrı hakkındaki görüşleri burada etkindir.

Dünyaya bakıp adaletsizlikleri, hastalıkları, katliamları gören kişinin aklına «  Allah, mutlak iyi ise, neden bu haksızlıklara engel olmuyor ? » sorusu gelebilir. Buradan da Allah’ın adil,iyi,merhametli sıfatları ile ilgili sorgulamalar ortaya çıkacaktır. Bunları, imtihan vesilesi olarak gören ve adaletin er geç yerine geleceğine inanan bizlerin de düşünmemiz gereken hususların olduğunu düşünüyorum..

İslam dininin getirdiği ahlak sisteminin en doğrusu olduğuna inanan , dünyadaki herkesin bizler gibi düşünmeyebileceğinin ve en büyük mücadelenin de fikir alanında olduğunun farkında olan bizler acaba bu sistemi diğer ahlak sistemlerine karşı savunabilir miyiz yoksa spekülasyon der geçer miyiz?

 Kuran’ın ahlak sistemine getirilen eleştirilerden temele yönelik örnekleri önceki yazılarımda vermiştim.

cin13 Yazdı: O’nun emirlerine uymanın doğru olduğunu savunmak için ya Allah’ın bu sıfatlara sahip olduğu salt teolojik zeminde kanıtlanmalı ya da Allah’ın emirlerinin ahlaki boyutta iyi olduğu gösterilmelidir. Allah’ın emirlerinin iyi ve doğru olduğu ahlaki boyutta kanıtlanmaya çalışılırsa bu durumda, bu ahlak sisteminin diğer ahlak sistemlerinden farkı kalmamaktadır. Çünkü, tüm ahlak sistemleri doğru ve iyinin kanıtını toplumsal-bireysel haz-mutluluk-fayda-ödevi gerçekleştirmek olarak verir.

Monoteist ahlak sistemininin doğruluğunu kanıtlarken bazı çelişkilerin doğduğunu da göstermiştim.

cin13 Yazdı: Eğer Allah'ın en güzel isimlere sahip olduğu salt teolojik zeminde gösterilir ise bu durumda, Allah’ın emirleri koşulsuz doğru ve iyi olur. İyilik ve doğruluk, Allah’ın emirlerinden bağımsız olarak var olur. Ancak bu durumda şu çelişki karşımıza çıkar : Allah'ın bu sıfatları öz bakımından  Allah’tan önce gelir.

Örneği tekrarlarsak:”Allah iyidir” dersek bu durumda iyilik, Allah’tan önce varolan bir öz olur.

Not: “Allah iyidir” ifadesinin “Allah zengindir” ifadesinden farklı bir yapıda olduğunu düşünüyorum.

Buradan hareketle benim yargım şudur:

Allah’ın isimleri Allah’ın yarattıklarıdır. Allah’ın isimleri, Allah ile birlikte varolan, O’nun özünde varolan isimler değildir.

BalkanTuran Yazdı: Kotu oldugu farz edildiginde degisen ne olacaktir?

Bu sorunun cevabını vermiştim.

cin13 Yazdı: Allah’ın emirlerine boyun eğmenin doğru ve iyi, boyun eğmemenin ise yanlış ve kötü olması ancak Allah’ın en iyi isimlere sahip olması ile kabul edilebilir. En iyi isimlere veya sıfatlara sahip değil ise bu durumda emirlerine uyulmaması gerekir.

Bertrand Russell’in adı geçti. Şu sözünü severim:

« Ne kadar az bilirseniz; o kadar siddetle müdafaa edersiniz. »

Saygılar.Sevgiler.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Allah, erdemsel tüm değerlerin var edicisi, kaynağıdır.

Saçma bir soru olmuş.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

cin13 Yazdı: Selamlar, Muvahhit kardeş,özden kardeş, cevap vermişsiniz ama çok belli ki ne soylediğimi ya anlamaya çalışmamışsınız ya da anlamamışsınız. Sorum, Allah'ın öz niteliğine ait bir soruydu,yapıp etmeleri,yaratmaları ya da noksanlığı ile ilgili değil. Neyse. Kendim konuşmuş kendim dinlemişim. Ahlak ve din felsefesi konuşulacak yerin burası olmadığını anladım. Kibir fena sarmış burayı. Konu benim için kapanmıştır. Saygılar. sevgiler.

Benim tepkimin kibirle bir ilgisi yok. Evet belki felsefi tartışmalarla insanlar hiç düşünmediklerini, farketmediklerini fark edebilirler bu mümkün. Ama "Allah iyi midir?" diye bir başlık işi felsefe yapmaya kilitlemekten, başka bir şey değil. O zaman ben de Allah var mıdır? Alah kaç tanedir? Allah nerdedir?.....diye sordukça sorayım. Nereye götürür bu sorular bizi? Neye yarar?

Bu başlık yerine Allah neden iyidir? deseniz belki bu tartışmanın sonucundaki beyin fırtınası olumlu bir işe yarardı.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

iman Yazdı: Sözlerime kırılmazssanız şunu söylemek istiyorum. Bu açıklamanızdan sonra bende luna'ya hak veriyorum. Çünkü ancak kurandan ve yaşadığım algılamaların peşine düşebilirim.

Bilim demiş ki algılamalar yanıltır.

Algının arkasında pek çok hakikat vardır.

İnsan sınırlı algılar, göremez gerçeği, hakikat ancak bilene açılır.

Atomaltı evren sağduyuya aykırı davranır.

Algının peşine düşen, aklını nereye koyacaktır ?

Bu farklılık  Locke ile Sofistleri anımsatır.

iman Yazdı: Örneğin süper pozisyonu anlayamıyorum halbuki anı fotoğraf kağıdında dondurabiliyorum siz o anda ne varsa konuya dahil edince ne değişiyorki anın içinde arapçadan anı ingilizceye çeviriyor, ingilizceden türkçeye adına süperpozisyon diyorsunuz çok afedersiniz kulağınızı neden ters taraftan gösteriyorsunuz.

Süperpozisyon yerine üst üste durumlar tanımını da kullandım defalarca. E-kitaplara da bakıverin lütfen.

İngilizce kaynaklar kulağımda çınlarken yazdım.Yanlışsa kullanımım anlamıdır en önce gelen.

Gördüğümüz, varolan durumlardan rastgele seçilmiş olanı.

Ne değişiyor ki diye sormuşsunuz anlatalım anladığımızı.

Siz sanıyorsunuz ki yaşıyorum var olan tek gerçekliği.

Oysa yaşadığınız rastgele bir seçimin ürünleri.

Kesinlik kalmaz, belirsiz artık neden-sonuç ilişkileri

Size sunulan  üst üste durumlar bileşkesi .

Bu durum, Allah�ın seçime müdahele alanını « bilim içerisinde kalarak » sonsuz genişletir.

Halbuki, deterministik evrenin bilimi içinde bu mümkün değildir.

Anlattığınız evren La Mettrie ile Laplace�in mekanik evrenidir.

Tüm olaylar , Allah�a gerek duyulmayacak biçimde belirlenmiştir.

Sadece seçenekleri yaratıp seçim anında müdahalesiz Allah, « O her an iş ve oluştadır » ayeti ile çelişir.

Yoksa seçin anının istisnası mı vardır ?

Seçim anında iş ve oluşu mu bırakır ?

iman Yazdı: Siz an'ı tarif edip süper pozisyon derseniz beraber zikredemeyiz. Gözlemci yok insan var. Şeytandan başka zıtlık yok. İkiye ayrılan bir evren varsada bende bilgisi yok. Kainatta uyum var. Şeytanın zıtlığında kainata tesir yok. Öyleyse gözlemlenebilir zıtlıkta yok.

iman Yazdı: ölçülemeyen evren iddiasında bilim var. elinde ölçü aleti yok Laf aramızda ben çattım size. Sizinde bir kabahatiniz yok.

Anlattık yukarıda süperpozisyonu,

Bilir her bilimadamı, evreni yürütenin zıtlıklar olduğunu.

Hangisinden başlamalı anlatmaya sanal-gerçek, kuvvetleri, simetriyi, fermiyon-bozonu mu,

Yoksa yeter mi sadece yıldızı ayakta tutanın zıtlık olduğu ?

Diyalektik der filozof, dualite der bilimadamı, çiftler der Kuran.

Hala görememiz mi insan , evrenin zıtlıklar üzerine kurulduğunu ?

Ayrılan evrenlerin özgürlük ve sorumluluk kavramlarını yerle bir ettiğini bilir bilimadamı ve felsefeci.

Ama mevcut bilim der ki seç ya rastgeleliği ya ayrılan evrenleri.

Belki hepsi yanlış. Kesin olan, bilmediğimiz evrenin nasıl işlediği.

Bende bilgisi yok deyip sokmalıyı mıyız kafamızı toprağa,

Bilmenin sağladığı fayda yok mu ne hayata ne imana ?

iman Yazdı: bana kuranı kuranla anlat, benim fıtratıma uygun anlat. çünkü ta kendisi hayat Yaratanı tanıyayım. yaşamdan Allah için zevk alayım aklımı karşı karşıya getirmek içinse verdiğin bilgi samimiyetimle bırak cahil kalayım doğduğum şekilde.

Allah�ın evreni nasıl yarattığını anlamak, Allah�ı anlamak demektir.

Cahil kalmak ise yolunuz o sizin tercihinizdir.

Diyorum ki açıkca, gördüğün,algıladığın ayetler Allah�ın tüm ayetleri değil.Daha niceleri var.

Bilim ilerledikçe bilinmeyen ayetlerin sayısı artar.

Gelin bunları  konuşalım. Uyaralım kesin bilgiye sahip olduğunu sanıp, ahkam kesenleri,

Yoksa, algıladığımız baryonik maddenin yüzde dörttür evrende yüzdesi.

Esma-ül hüsna da Allah�ın yaratığıdır benim iddiam.

Yanlışım varsa düzeltirim, olursa doğruyu anlatan.

Allah�ın birliği,mekanı,zamanı değildir tartışılan.

Bunu dahi anlamayanlar var beni şaşırtan,

Cevap olsun diye cevap yazan.

« Allah iyidir » sözünün paradoksunu gösterdik oldu mu bilmiyorum anlayan.

Kim cahil kim değil, isim üzerinden espri yapmak mıdır farkındalık, artık ahirette anlaşılacak.

Bana ayrılan sürenin sonuna geldim. Yalnız Allah�tır hatasız,kusursuz olan.