Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Merhaba, Bir dinin ılımlımı radikalmi olduğu boş bir tartışma konusudur bence. Bir yaratıcı var, birde o nun yarattıkları. Bunların arasına kutsallık yüklü bir insan bir kitap koymanın gereği yok. hatta kutsallık yüklü insan ve kitap sayısının birden daha çok olduğunu da biliyorsunuz. belki ben ve sizlerin bilmediği dahada kutsallık yüklü kitap ve insan olabilir. Türkiye vatandaşı olarak bu tür şeylerin peşinde koşmaktansa bilimin peşinde koşalım. görün bakın neler değişir ozaman saygılar.
Katılma Tarihi: 30 haziran 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 484
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
sayın epoch
biz burda dinin ılımlısını tartışmıyoruz. Burdaki konu topluma dayatılan bir abd projesi hakkında bilgilendirici olabilmek. Son yıllarda en önemli islam modeli olarak algılanan ılımlı islam anlayışının aslında toplumları saf saf ve kıta kıta hristiyanlaştırıcı bir yaklaşımdır!
Zaten birbir tane uydurma ile toplum islamın özünden mahrum edilmiş. Şimdide işin ikinci basamağı olan ılımlı islam ile kuran hükümlerini tartışıp yeni kuranlar ve islamlar oluşturmaya çalışılıyor!
Duyarlılığımız bunadır, yoksa radikalide ılımlıyıda gereken kefelere koyduk ve tarttık zaten.. Onların hepsinin ağırlığı kuranın milyonda biri olamaz!!
Bilimin peşinden koşmak = meteryalizm ise karşıyım!! ancak bilimi, hayatı idrak edebilmek ve bakış açılarını zenginleştirmek için kullanacaksak eğer (bilim sadece bir araçtır) zaten bunda şüphe yok!.
siz herşeyi kestirip atmışsınız, ilk mesajınızdaki 5 satırdan çok net şekilde anladım. Farklı kitaplarda olmuş olabilir dediniz! Bu yaklaşımınızdan ötürü Allah'tan size ilim nasip eylemesini diliyorum..
Kuranda belirtilmeyen hiçbirşey yoktur! Kuranda belirtilen herşey vardır! İslam son din değil başından beri var olan tek dindir, kuran ise son kitaptır!
Bu bu kadar açık iken, ve siz henüz duvarınızda asılı olan o kitapda bunları görememişken, hangi ilmi görebileceğinize inanmaktasınız?
Lütfen bırakın sakız çiğnemeyi ya da patlatmayı! İnsanlar, sizin yiyecek getirdiğinizi zannediyor. Bu ülkede, halkın temel besin maddeleriyle ilgili sorunları var.
Birileri bir takım kavramlar ortaya atıyor: “Mahalle baskısı”, “Malezya örneği”, “Ilımlı İslam”. Böyle kavramları ortaya atanlar, ülke içindeki baskı ve çıkar gruplarına, hizmet ediyorlar, onlar da bunu gündemin en önemli maddesi haline getirerek, bu kavramları sabah akşam sakız gibi çiğneyerek çıkarlarına çok güzel hizmet ettiriyorlar. Sıkılınca da bu sakızı atıyor, başka bir sakız buluyorlar. Pop kültürle, gündelik politikalarla hayat sürenler de amaçlarını tam belirlemedikleri veya belirledikleri amaçlara sağlam temel atmadıkları için zaman zaman hedeflerinde sapmalar meydana gelebiliyor.
Sahi bu “Ilımlı İslam” kavramını ortaya kim atmıştı? Batı. Peki, bu ülkede bunu en çok kim kullanıyor? Batı karşıtları. Yani Batı karşıtları, kendi karşıtlarına sakız göndermiş, çiğnesinler diye. Onlar da, en fazla karşı oldukları Batı’nın sakızlarını çiğnemektedirler. Ilımlı İslamı ayakta tutanlara gelince, onlar genellikle tasavvuf ehlidir. Çünkü onlar pek çok inanca göz kırparlar.
Doğruyu söylemek gerekirse "ılımlı İslam" ifadesinden rahatsız olanları genel olarak İslam’ın ilgilendirdiğini söylemek biraz safdillik olur. Bunlar, genelde milliyetçi, ulusalcı politikalar güden söylemlere destek veren sözde Türkiye sevdalılarıdır, ya da bunu göremeden peşlerine takılmış olanlar. İslam sevdalıları diye anlarsanız yanılırsınız.
Bu söylemde, sol ifadeyle Türkiye'nin ulus kimliğini, milliyetçi ifadeyle Türk olmayanların Türklere karşı olumsuz tavrını anlatırken din kullanılmaktadır. Açıktır ki iki tarafın da İslami bir kaygısı yoktur. Biri ulus kimliğini, diğeri töresini koruma derdindedir. Halk yığınlarını da arkasına alabilmek için araya İslam'ı sokuşturmaktadırlar.
Eğer böyle olmasaydı, diğer bir ifadeyle Kur'an'da bildirilen temel değerlerden uzaklaşmak "ılımlı İslam" biçiminde anlaşılsaydı, bu ülkenin, bu milletin tâ İslam'ı seçmesinden bu yana pek çok konuda şirk ve hurafe batağında yüzüyor olmasından rahatsızlık duyarlardı. Yoksa bu bataklık bugün mü başladı?
Anadoluda, AB ve ABD söylemi girmeden önce Allah’ın bildirdiği anlamda İslam mı vardı? Onlardan daha tehlikelisi, ruhban sınıf ve din adamı sınıfı halkın beyinlerine ve yüreklerine İslamdışı inançlarıyla zaten girmişti. Sizce bu halk dini anlayış ve inancını AB ve ABD'den mi öğrenmektdir, yoksa din bezirganlarından mı? Tarikat şeyhlerinden mi, pirlerden mi, mollalardan mı, yoksa AB ve ABD'den mi?
Siyasi oyunlarla, güncel politikalarla dini birbirine karıştırmak doğru değildir. Elbette ki AB ve ABD'nin sinsi planları vardır, olacaktır da. Ama onlara gelene kadar halk inanç boyutunda zaten iğdiş edilmiştir. Siyasi takıntılarıyla, Kur'an'ı güya yanlarına, aslında arkalarına alarak, İslam'a hizmet ettiklerini veya Allah'ın bildirdiği değerlere bağlılıklarını ortaya koyduklarını zannedenler, esasında onun bunun, hatta denebilir ki farkına varmadan kınadıkları Batı'nın piyonu ve maşası olmaktadırlar.
Hiçbir peygamber söylemine, ülkenin genel çıkarlarını korumayı ortak etmedi. Gündelik politikalarla, herhangi bir grubun yandaşı veya sözcüsü olmadılar.
Ha, politika da bir iştir. Gidersin, siyasete soyunursun. Gücün yettiğince bu ülkenin çıkarlarını korursun. Ama oradan;
-Bak halkım! Bu Batı, sizin inancınızı bozmaya çalışıyor. Sizi yoldan çıkaracak, ben de sizin dininizi koruyacağım, gibi sözlerle politika yapamazsın, yaptırmazlar. Zaten bu bir şarlatanlıktır, dalkavukluktur. Asıl dini kullanmak işte budur. Demen gereken,
-Bak halkım! Batı, çıkarı için her şey yapar; Gelip bizim dilimize başka dilleri, milletimize başka milletleri ve etnik toplulukları ortak koşabilir. Bizi bölebilir, bize karşı başka bir devleti, başka devlete karşı bizi destekleyebilir, diyebilirsiniz. Ama bu siyasi söyleminize dini karıştırırsanız, imam-hatipleri arka bahçesi gören siyasetçilerden sizin hiçbir farkınız kalmaz, hatta daha kötü duruma düşersiniz. Veya diyebilirsiniz ki,
-Bak halkım! Bu Batı ülkelerinin hepsi aynı amacı gütmez. Kendi ülkelerinde bizden daha fazla temel haklar ve özgürlükler, adalet, eğitim, bilimsel araştırma, hijyen, insana ve emeğe saygı vardır. Yolsuzluklar, hırsızlıklar, haksızlıklar, bebeklere ve yaşlılara tecavüz, yalanlar, talanlar, cinayetler, bir cep telefonu için cinayetler Batı'da daha azdır. Oysa biz hak hukuk açısından daha fazlasına layığız. Diyebilirsiniz ki,
-Bak halkım! Bizim gelişmemiz, ilerlememiz, Batı gibi yemekten, içmekten, konuşmaktan, oturmaktan, düşünmekten, eğlenmekten geçiyor.
İşte bu son bakış açısında Batı düşmanları, diğer bir ifadeyle ulusçu-milliyetçi söylemi öne çıkaranların paradoksu ortaya çıkmaktadır. Çünkü onlar, Batı gibi yemek, içmek, giyinmek, eğlenmek konusuna karşı çıkmazken, Batı gibi hak, adalet ve özgürlük talepleri geldiğinde vatan elden gidiyor, din elden gidiyor, din düşmanlığı, vatan hainliğini vaveylasını koparmaktadırlar. Burada sizin, grup içindeki bireysel farklılığınız, kendinizi aldatmacadır. Grubun genel söylemi ile sizin bakış açınız uyuşmaz. Grubun genel çıkarlarına hizmet ettiğiniz ölçüde orada barınabilirsiniz.
Hayatlarını Allah tasavvuruyla yaşayanlar, ilke ve değerler konusunda Kur’an ekseninin dışına çıkmamaya söz verenler, ne Türk düşmanı olabilirler, ne Batı, ne Doğu, ne ABD, ne Arap, ne başka ülke veya millet düşmanı olamazlar, olmamalıdırlar. Topyekün Türkiye, AB, ABD, Arap veya başka ülke düşmanlığı, insanı Allah’ın hizmet eri değil, onun bunun uşağı yapar. Onlar, Müslümanlar, Allah’ın Kur’an’da sınırlarını çizdiği Müslümanlar, hakinanırları; sadece cehaletin, şirkin, hurafenin, bidatlerin, uydurmaların, putlaştırmaların, ayartıcı şeytanlığın, karanlığın, bataklığın, zulmün (haksızlığın), nifakın (ikiyüzlülüğün), hak hukuk karşıtlığının, sahtekarlığın, yalan ve talanın, yobazlığın, aklı kullanmaya engel olan her türlü uyuşturucunun, beyinsizliğin, akılsızlığın düşmanı olabilirler. Öyleyse, onların öne çıkaracakları konular bu kötülüklerin yerine ikame edecekleri hayra ilişkin değerler olabilir.
Tüm Allah’ın elçileri de benzer bir söylem içinde değiller miydi?
Not:
1.Hitap: Açıktır ki bu yazı, kişiye değil genele, genel bir anlayışa hitap etmektedir.
2. Hakaret: Kişiyi hedef alan argo sözcüklerdir. Şarlatan, piyon, maşa gibi sözcükler argo olmadıkları gibi kişiyi de hedef almamıştır, bunlar siyaset jargonunda da kullanılırlar.
__________________ Dürüst olarak mücadele verin ki geleceğe umutla bakabilesiniz.
Katılma Tarihi: 30 haziran 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 484
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Sayın okuryazar,
Yazınızı dehşet ve ibretle okuduğumu belirtmek istiyorum.Bakışınız ve yaklaşımlarınız tamamen üstüme alınmadığım, ve çevremde ılımlı İslam modeline karşı duran kimsenin üstüne kondurmadığım, üslupsuz, ahlak kurallarına riayet etmeyen bir durumdur!!
Yazdığınız metnin ithamları(yakıştırmalarınız ve ulusalcı söyleminiz) ilgim dışında asla ve kat’a yaptıklarıma ve söylediklerime uymayan, anlamsız söylemlerdir!
Birileri bir takım kavramlar ortaya atıyor: “Mahalle baskısı”, “Malezya örneği”, “Ilımlı İslam”. Böyle kavramları ortaya atanlar, ülke içindeki baskı ve çıkar gruplarına, hizmet ediyorlar, onlar da bunu gündemin en önemli maddesi haline getirerek, bu kavramları sabah akşam sakız gibi çiğneyerek çıkarlarına çok güzel hizmet ettiriyorlar. Sıkılınca da bu sakızı atıyor, başka bir sakız buluyorlar. Pop kültürle, gündelik politikalarla hayat sürenler de amaçlarını tam belirlemedikleri veya belirledikleri amaçlara sağlam temel atmadıkları için zaman zaman hedeflerinde sapmalar meydana gelebiliyor.
Demişsiniz. Hangi akıl ve mantık bu tip söylemleri, ulusalcılara has komplo teorileri olarak görmektedir.ılımlı İslam denilen illeti batı karşıtlığı olarak algılayan zihniyet, önce kendi toplumsal duyarsızlığını sorgulamalı.
Ilımlı İslam = son dönemde özellikle ‘’lordlar kamarası’ ve ABD deki yüksek kurulların kağıt kalem kullanarak oluşturduğu bir İslam modelidir! Modele göre kuran tartışılmalı hatta ve hatta 2. İznik konseyi ile hükümleri ılımlandırılmalı (uysallaştırılmalıdır) . Nihayetinde bu proje KÜT diye ABD den füzeyle gönderilmeyecek, ABD güdümlü iktidarlar oluşturarak ( cemaatleride kullanarak ki nur cemaati lideri fetullah gülen model seçilmiştir lordlar kamarasında) toplumun inanç metabolizmasında köklü değişimler oluşturacaklardır!!
Siz bunu ulusalcılık tellallığı saymaya devam edin sayın okuryazar. Şahsım adına ben bu modelin zaten halihazırda tamamen yozlaşmış olan toplumun tüm inanç metabolizmasını yok edecek bir kitle imha silahı olduğunu düşünüyorum!!! Ortada konuşulan konu, tüm İslam anlayışının el değiştirmesini sağlayacak bir yaklaşımdır!!
Bu söylemde, sol ifadeyle Türkiye'nin ulus kimliğini, milliyetçi ifadeyle Türk olmayanların Türklere karşı olumsuz tavrını anlatırken din kullanılmaktadır. Açıktır ki iki tarafın da İslami bir kaygısı yoktur. Biri ulus kimliğini, diğeri töresini koruma derdindedir. Halk yığınlarını da arkasına alabilmek için araya İslam'ı sokuşturmaktadırlar.
Dünyada ki Yahudi egemenliğinin tehtid olduğunu, bu güçlerin kurana ve islama karşı tehtid olduğunu, bu güçlere karşılık zaten halihazırda yozlaştırılmış olan islamın değil bizim inandığımız şekilde kuranın ardında olunması gerektiğine inancınız yokmudur? Benim şahsi yazılarımda daima kuran merkezli din ve şirk vurgularını göremediniz sanıyorum. Bu kavramların eksikliğini devamlı vurgulama çabasında bir kişi olarak nasıl olurda bu denli seviyesiz ve kalitesiz ithamlarla karşıma geçip ahkam kesmektesiniz.
Siz bu sitede eleştirdiğiniz kişilerin diğer yazılarına bakmamaktamısınız ? Bu haliyle ele aldığımızda, önceliğinin şirk ve kuran olduğunu belirten kişileri yargılarken bence at gözlüklerinizi çıkartın, ve mümkünse objektif olarak yazıya yönelik yaklaşımlarda bulunun. Bunlar internet paylaşımlarını zenginleştirici hallerdir.
Üslubunuzu beğenmedim, site kaidelerine uygun olmadığı kanaatindeyim belirli ahlaki sorumluluklar dahilinde kelimeler kullanmanızı öneririm.
Hiçbir peygamber söylemine, ülkenin genel çıkarlarını korumayı ortak etmedi. Gündelik politikalarla, herhangi bir grubun yandaşı veya sözcüsü olmadılar.
Size bir soru sormak isterim, ılımlı İslam modeli sadece Türkiye yimi ilgilendirmektedir ? Bu kendini Müslüman sanan herkesin sorunu değimlidir. Kuran diyenlerin problemi değimlidir ? Yoksa siz bunun bir problem olmadığınımı düşünüyorsunuz. Batı dediğiniz ( ki tamamen dışlanılması gereken bir olgu değildir) bu kitaba saldırma gayesi güden İslam modellerini siyasallaştırırken siz evinizde oturup ben hanifim cakası atıyorsanız önce bir kuranı elinize alın derim ben!! Sonra usulca içini açıp şu ayete pür dikkat yoğunlaşın ;
Şimdi ayetlerinde sabit kıldığı husus nedir ? Din için, kuran için savaşın!!
Bu savaşı biz önce kendimizle başlattık, yozlaşmış geleneksel islama karşı başlattık, Aynı zamanda da bize karşı savaşanlara onların metodları ile yanıt verme çabasına giriştik!!
Artık savaşlarda kılıç kalkan kullanılmamaktadır! Masaüstünde ve toplumsallaştırarak savaşan kavimler özellikle 11 Eylül sonrası fiile din aracı edilerek muharebeye girişmiştir!
Sayın okuryazar, siz burada teferruatlara takılıp dururken, namazın 3 vakit olduğunu ve buna benzer yaklaşımları sorgularken asıl olan şeyi unuttunuz. Topluma kurana yönelme çabası aşılanmaz ise, bu yaklaşımlar her zaman küfür olarak algılanır!!!
Kurana yönlendirip herkesin namaz vaktini kendisinini kurandan bulmasını sağlamalı ki aynı zamanda imtihan anlayışı da hakim kılınsın. Ulusalcılık – milliyetçilik – cülük – çılık vs.vs.vs bunların peşinden koşan insan kalkıp gelip burada hanif narası atmaz sayın okuryazar!
Bir kişi kendini bir noktada görüyorsa, o noktayı iyi kavramış demektir! Böyle hassasiyetler sizin anladığını şekilde değil!
-Bak halkım! Bu Batı, sizin inancınızı bozmaya çalışıyor. Sizi yoldan çıkaracak, ben de sizin dininizi koruyacağım, gibi laflar şarlatanlıktır, dalkavukluktur. Asıl dini kullanmak işte budur. Demen gereken,
Ucuz olan ucuz düşünür, ben bu sitede böyle ihtiras düşkünü olan insan olduğuna inanmıyorum!! Eğer bir kişi şirk diyorsa kuran diyorsa topluma ne demesi gerektiğini de iyi bilir sayın okur yazar. Bunun için kurs ve ders vermenizi de lüzumsuz bir kibir olarak algılıyorum. Sizde iblisinizin gıdasını vermelisiniz tabiî ki sözüm yok. Ancak konuları kişiselleştirerek, argolaştırarak sadece kalitenizi göstermiş olursunuz!
Nedir bu takıntı nedir bu hırs nedir bu heyecan nedir bu hezeyan!!
Bu konu başlığı altındaki yazımda uluscu – milliyetçi vs. yaklaşımımı gördünüzmü sayın okuryazar. Madem aynı dilden ve izden gitmeye çalışıyoruz, neden bu denli önyargılı ve kasvetli çıkışlarda bulunmaktasınız ?
Şirke duyarsız olunduğu kanaatine vardığınız bu noktada merak ederim ; ılımlı İslam modeli bu denli globalleşmiş ve kabul görmüş ken, hatta fetullah gülen modeli de o modelin uygulanışı olarak kabul edilmişken, siz kalkıp burada bunu tartışanları ulusalcı falancı diye nitelendirip bu büyük tehtidi geri plana atıyorsunuz!!!
Sizin anadoluya AB ve ABD girmeden halk müslümanmıydı,? Kuran ölçülerine göre değildi. Ancak bahsettiğimiz model dahilinde zaten müşrikleşme yolundaki toplum tamamen kuranı tartışan, hükümleri hafifleten konseyden çıkan kitabı kabul eden bir toplum halini alacaktır..
Bunun ulusalcılık ve benzeri yaklaşımlarla asla ve kat’a ilgisi yok!!!
Selamlar, Sn Mustafa Kemal, Sn okuryazar'ın yazısında şahsınıza yönelik bir hakaret görmedim. Üzerinize alındığınız sözlerin muhatabı da ulusalcı-milliyetçi kesimdir. Ama sizin cevabınızda aşağıda bir kısmını sıraladığım çok açık hakaretler ettiğinize şahitlik etmek durumundayım.
1) üslupsuz, ahlak kurallarına riayet etmeyen bir durumdur!!
2)Yazdığınız metnin ithamları(yakıştırmalarınız ve ulusalcı söyleminiz)ilgim dışında asla ve kat’a yaptıklarıma ve söylediklerime uymayan, anlamsız söylemlerdir!
3)toplumsal duyarsızlığını
4)bu denli seviyesiz ve kalitesiz ithamlarla karşıma geçip ahkam kesmektesiniz.
5)kişileri yargılarken bence at gözlüklerinizi çıkartın
6)siz evinizde oturup ben hanifim cakası atıyorsanız
7)Ucuz olan ucuz düşünür, ben bu sitede böyle ihtiras düşkünü olan insan olduğuna inanmıyorum!!
8)Bunun için kurs ve ders vermenizi de lüzumsuz bir kibir olarak algılıyorum. Sizde iblisinizin gıdasını vermelisiniz tabiî ki sözüm yok.
9) Ancak konuları kişiselleştirerek, argolaştırarak sadece kalitenizi göstermiş olursunuz!
Şimdi siz karşınızdakine bu kadar açık hakaretler etme hakkını nerden buluyorsunuz açıklar mısınız, bu öfke, her ne kadar siz kabul etmeseniz de hala silemediğiniz ulusalcı anlayıştan mı kaynaklanıyor?
Bu tavrınız konusunda benim de önceki deneyimlerimden dolayı sizi anlıyorum, ama hak vermediğimi bildirmek istedim.
__________________ Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşcesine..
Öncelikle lütfen son yazımı okuyunuz, tamamen ardındayım o
yazının ve tamamiyle kendime katılıyorum! ILIMLI İSLAM MODELİ yasallaştırılıp,
dünyada kabul edilen bir model olarak toplumlara sunulma aşamasındadır! Bu
olursa bizim hiçbir şansımız kalmayacak ve resmen şirki kabul etmiş bir dünyada
( ki şu anda da durum farksız değildir ) yaşamak durumunda kalacağız ki,
sesimizi tamamen gönlümüze gömmek zorunda kalacağız. Kuran ehlinin amacı yozlaşmış
dinin yanılgılarını ortaya koymak ve toplumu kurana davet etmektir..
Peygamberlerin misyonu budur, toplumu Allah’ a davet etmek. Bu namazım 3 vakit
olduğunu, hurafelerin boyutunu yazarak olmaz!! Bu topluma kuranı sevdirerek
olur ancak..
Ancak öyle bir dönem yaklaşmaktadır ki artık, kuran
hükümleri açık bir tartışmaya açılmıştır, İslam dedikleri ( aslıyla çelişen )
yapı, geleneksel yaklaşımdan bahsediyorum, zaten kurandan bu kadar uzakken bu
cahil toplumun karşısına bir ılımlı İslam dayatması çıkartılmıştır.
Bu modelin uygulama biçimi olarak ta fetullah gülen
cemaati örnek verilmiş ve kurtuluşun onlara tabi olarak olacağı zikredilmeye
başlamıştır.
Şimdi sorarım haniflik ulusalcı ağzlarıyla bağdaşırmı ?
dolayısıyla bunu bilen biri böyle düşünürmü ? Siz göreviniz olmadığınımı
sanmaktasınız ? Yoksa kendinizemi Müslümansınız ? Ortada şirkin hertürlüsüne
savaş açmak mükellefiyeti varken nedir takıldığınız şey ? İslam adı geçen şirk
yaklaşımlarının ulusalcılıkla bağı nedir ? kısacası amacınız nedir ?
Şimdi bunu dile getirdiğim için beni ulusalcılıkla itham
eden okuryazar adlı şahısa yönelttiğim kelimelerin açıklamalarını sunayım…
İsterseniz tek tek madde madde yanıtlamaya çalışayım..
1-)üslupsuz,
ahlak kurallarına riayet etmeyen bir durumdur!!
Üslup dediğimiz olgu belirli kaideleri göz ardı
etmeksizin fikrini karşısındaki kişinin fikrini tam ve net değerlendirerek
ifade etmede kullanılan DİLdir! Ahlak kuralları dediğimiz olgu ise buna yakın,
ortaya koyulan teori, araştırma yada çalışmaları katledici üsluplarla yok etmek
değildir! Ortaya konulan çalışma ILIMLI İSLAM adı altında devletlerin model
olarak kabul etme aşamasında olduğu bir şirk akımıdır! Kuran diyen kişilerin bu
akımı alıp ulusalcı söylemmiş gibi çarpıtması benim ahlak anlayışıma uymayan bir
yaklaşım tarzıdır ve dolayısıylada ahlaki değildir!!!!!!
2-)Yazdığınız
metnin ithamları(yakıştırmalarınız ve ulusalcı söyleminiz) ilgim dışında
asla ve kat’a yaptıklarıma ve söylediklerime uymayan, anlamsız söylemlerdir!
Ilımlı İslam modelinin büyük
bir tehtid olduğu söylemimin sonuna kadar ardındayım. Ancak bunu sadece
ulusalcıların söylemi olduğu yaklaşımınızı tamamen reddederek diyorum ki ; Yazdığınız metnin
ithamları(yakıştırmalarınız ve ulusalcı söyleminiz) ilgim dışında asla ve
kat’a yaptıklarıma ve söylediklerime uymayan, anlamsız söylemlerdir!
3-)toplumsal duyarsızlığını
Kuran diyen bir kişi, şirki anladığını
ifade eden bir kişi topluma borçludur!! Bu borçtan kaçamaz ve asla başka
şeyleri öne sürerek bir noktanın ardına saklanamaz! Sizin ılımlı İslam
ulusalcıların sakızı deyiminiz tamamen bir kaçış vede korktuğunuz gerçeklerle
mücadeleden sıyrılma yönteminizdir! Eğer kuran dediğiniz halde, geleneksel
islama karşı duruşunuz olduğu halde böyle büyük bir tehtide karşı sessiz iseniz
siz toplumsal duyarsızlık kisvesine bürünmüşsünüz demektir!!
4-) bu
denli seviyesiz ve kalitesiz ithamlarla karşıma geçip ahkam kesmektesiniz.
Seviye – seviye – seviye, ılımlı İslam = şirk
, ulusalcı sakızıdır!!! Bu seviyesizlik bu anlamsızlık ve bu haddini bilmezlik
tamamen kanımı donduran inanılmaz bir durumdur…
Bu lafımın tamamen ardındayım!!
Birileri emevi dinciliğine karşı savaşıp kuran
düşmanı emperyalistlerin oluşturduğu dinsizliğe karşı savaş açmıyorsa, o kişi
benim gözümde özü ve sözü bir olmayan, attığı ile tuttuğu ayrı bir kişiliktir!
Ayrıca yazıdaki üslubu da kendimce saldırgan ve kalitesiz bulduğumu tekrar
ifade ediyorum . BU LAFIMIN DA ARDINDAYIM…
5-) kişileri yargılarken bence at gözlüklerinizi çıkartın
At gözlügü = olayları kendi
oluşturduğunuz pencerelerden görmenizi sağlayan takıntılar yığınıdır!!!
Siz hurafelerden ve geleneğin dininden kurtuldunu, şirki idrak ettiniz madem, nasıl
olurda ortaya konular bir fikri sabit noktalara tak diye yapıştırıyorsunuz ?
yoksa kendinizi çok üstün görme gibi bir kibir içerisindemisiniz?
Bir kişiyi yargılarken, eğer
şucuyum bucuyum diye net bir fikri ortaya dökmüyorsa, o kişiyi yargılarken iyi
incelem gerekir, kibir ve at gözlüklerinizle saldırarak bir yere varamaz aksine
bataklığın içinde çırpındıkça batarsınız!!
6-) siz evinizde oturup
ben hanifim cakası atıyorsanız
Siz hanifim
diyebiliyorsanız eğer, 2007 yılı itibari ile hanif kimliğinin sizlere yüklediği
sorumluluğun 687 yılındakinin 500 katı olduğunu idrak edebilmelisiniz. Kalkıp
bu tip küresel tehtidlere ulusalcı sakızı falancı söylemi kisvesi altında
yaklaştığınız sürece benim gözümde hanif değilsiniz… Hanif kişi kendine
Müslüman O-L-A-M-A-Z…. Toplumu aydınlatma mecburiyeti vardır!! Bu mecburiyet bu
tip akımlar karşısındaki duruşuyla öne çıkar zaten!
Kişi cürmü kadar yer
yakar!!!!!!!!!!
7-) Ucuz olan ucuz
düşünür, ben bu sitede böyle ihtiras düşkünü olan insan olduğuna inanmıyorum!!
Bizim tabirimizde
ucuzluk maddi bir olay değildir, düşünce fakirliği ve bakış kıtlığı ucuzluktur!
Siz bir şirk modelini ulusalcı sakızı diye nitelendirip bunun tehlike boyutunu
irdeleyenleride dini kullanan şarlatanlar olarak nitelendirmeye devam ettikçe
ucuzluğunuz daim olacaktır! İnsanların önderlik ettiği ideolojiler tarih
batağında hak ettikleriyle muamele görmüşlerdir, ancak Allahın sunduğu yol
ortadadır! Biz aksini söylemedik, aksi davranış sergilemedik. Şimdi siz
toplumda oluşmuş bir önyargıya takılıp ( hani önyargılarla savaşıyordunuz) ki
bu önyargınız, din ulusalcıların oyuncağıdır, ılımlı islamda bir sakızdır
demeniz tüm fikirsel dünyanızı ortaya koyuyor.
Bu ne perhiz bu ne
lahana turşusu!!!
8-) Bunun için kurs ve
ders vermenizi de lüzumsuz bir kibir olarak algılıyorum. Sizde iblisinizin
gıdasını vermelisiniz tabiî ki sözüm yok.
Ben sizi anlamış
bulunmaktayım, ben yazarken hep tekbir noktaya odaklanır bir yönümü ihmal
ederdim. Geleneksel islama alabildiğince kuran dayanakları ile savaş açmıştım.
Halen daha savaşım devam etmektedir!! Aynı zamanda bu tip ABD güdümlü İslam
modelleride benim gözümde aynı hamamın tasıdır!! Şirk, nifak konusunda
kimsenin bir tereddütü yok. Baylar bayanlar küresel güçler kuranı
tartışıyorlar, siz kalkmış bunu telafuz edene ulusalcı damgası vuruyorsunuz. Bu
kibrinizden ileri geliyor ve bunu yenemezsiniz…
9-) Ancak konuları
kişiselleştirerek, argolaştırarak sadece kalitenizi göstermiş olursunuz!
Konumuz ılımlı
İslam, benim tabirimle küresel şirk, bugüne kadar süregelen İslam anlayışının
devamı niteliğinde bir kitle imha silahı. Siz kişisel ideolojileri işin içine
sokarak, üslubunuzun kalitesini düşürerek ne kadar büyük bir yanılgıda
olduğunuzu ortaya koydunuz.
merhaba, Mustafa Kemal bey emin olun ki materyalist değilim , müslümanda değilim. Türkiyenin hak etmediği bir sosyal hayata doğru süreklendiğini sezen bir vatandaşım. bu sürüklenmeden kurtulmanın çabalarını hiç bir örgütlü toplum vermiyor. HYP de vermiyor. Yaşar Nuri beyin CHP başkanlığına adaylığını koyarsa sakın şaşırmayın. materyal konuya dönersek,şöyle tarif edeyim. Beyin bir madde fakat akıl bir maddemi sizce ? bence akıl bir madde değil. beynimize dokunabiliyoruz cerrahi müdahale ile beyin hasarlarınıda onarabiliyoruz. fakat akıl hasarlarını niçin onaramıyoruz? evimde kuran var elmalı hamdi yazır mealli, incili internetten takip ediyorum. içeriğine ulaşamadığım kitap budistlerin tripitaka kitabı. fakat kısmi bir parça, internetten okuduğuma göre onlarda bile kurtarıcı bekleme olayı var. adıda maitreye. yani dini ritüeller bir yere doğru daralıyor. oysa maddenin bir elementiyle başka bir elementinin bir arada toplandığında yeni bir varlık oluşturmaya yönelik imkanları insana sunuyor. neyazıkki insan kanıt bulamadığı halde dini rirüellere yöneliyor. artık içgüdümü diyeyim yoksa paranoyamı bilemiyorum. sizin ifadenize göre kuranda herşey var niçin ilk keşif yolculuklarını avrupalılar, ilk araç gereç icatlarını amerikalılar yapıyor. kanadalılar derin deniz diplerine dalıyorlar. ruslar savaş sanayinde uçak gemi füze yapıyor uzaya gidyor. şu anda rusyada 4 uzayüssü var abd nin 3 , çinin 3, japonyanın 2, bresilyanın 1 ve israilin 1 uzay üssü var ama gelgörki 57 islam ülkesinde bir tane yok.kazakhstandaki baikonuru saymayalım çünkü onu sovyetler yaptı. malezyanın astronot yollayacak olması bile mizah olayına dönmüşken böyle bir ülkenin somut kanıt bulabilecek keşifler yapabileceğini düşünüyormusunuz ?
dini sosyal yaşama aktarmış olupta, başarılı denebilecek ekonomisi olan ve entellektüel bir toplum görüntüsünde olan tek ülke israildir. fakat onunda arkasında abd olmasa ne başarılı ekonomisi nede entellektüel bir sosyal toplumu kalır.örnek gösterilen malezyanın petrol gelirine rağmen kişi başı milli geliri 3.500 dolar oysa israilinki 10.000 doların üzerindedir.petrol geliride yoktur. savaş uçaklarının yakıtınıda arap petrollerinden temin eder,sonra gider flistini bombalar.
okur-yazar yazısıdır -- Sahi bu “Ilımlı İslam” kavramını ortaya kim atmıştı? Batı. Peki, bu ülkede bunu en çok kim kullanıyor? Batı karşıtları. Yani Batı karşıtları, kendi karşıtlarına sakız göndermiş, çiğnesinler diye. Onlar da, en fazla karşı oldukları Batı’nın sakızlarını çiğnemektedirler. Ilımlı İslamı ayakta tutanlara gelince, onlar genellikle tasavvuf ehlidir. Çünkü onlar pek çok inanca göz kırparlar.Doğruyu söylemek gerekirse "ılımlı İslam" ifadesinden rahatsız olanları genel olarak İslam’ın ilgilendirdiğini söylemek biraz safdillik olur. Bunlar, genelde milliyetçi, ulusalcı politikalar güden söylemlere destek veren sözde Türkiye sevdalılarıdır, ya da bunu göremeden peşlerine takılmış olanlar. İslam sevdalıları diye anlarsanız yanılırsınız.
Syn. Okur-yazarın bu ifadelerini ,Mustafa Kemal bey sevmedi sanırım. Fakat ben bu ifadelere katılıyorum. bak MHP -nin sesi çıkıyormu. CHP ye ne oluyor.İŞÇİ partisine neoluyor.Doğu Perinçelin apo ile ibretlik fotografları internette var Aynı Doğu Perinçek şimdi ulusalcı kesilmiş. sadece milli görüşçüler değiştiğini iddia etmek Akp ye haksızlık olur. saygılar.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma