Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Önce hemen söyleyeyim, bilim adamlarını ben de sevmem. Neden mi? Çünkü %99 dan fazlası okumuş beyinsizlerdir. Ben de kendi alanımda buna şahidim. Çok azı dışında Allah'a inandıkları da doğru değildir. İnandığını sandıklarınız da aslında inanmıyorlar.
Sayın Okun, Öğrenim hayatımda birçok biliminsanıyla çalışma fırsatı buldum.Tezler yazdık.Ama sizin bahsettiğiniz tipte biliminsanıyla karşılaşmadım. Akılları da yerindeydi. Belki bizden daha çok imana sahiptiler.Bilemeyiz.
İyi niyetine dayanarak söylüyorum ki böyle genellemeler yanlıştır.Elimde dört beş sayfa tutan bir yazı var. Yazmaktan vazgeçtim.Konuyu uzatmamak adına.
Yazı, özellikle nobel ödülü almış bilimadamlarıyla, alanlarında çığır açmış bilimadamlarının din hakkındaki görüşleri, açıklamalarını kapsıyor. Bu yazı da senin söylediklerinle yüzde yüz zıt.
Biliminsanlarının %99 unu bu şekilde fişlemek ile örneğin sanatçıların %99'u aptaldır, filozofların %99'u akıl hastasıdır demek arasında bir fark yok.
İman, bir akıl ve gönül işiyse kimin ne kadar imana sahip olduğunu iddia etmek bize düşmez. Bizim böyle bir yetkimiz de yok. Senin çevrendekiler o şekilde düşünüyor olabilir. Benim çevremdekiler de bambaşka düşünüyordu. Şimdi, bu neyi ispatlar? Biz ürettiklerine bakalım. Saygılar.Sevgiler.
__________________ Dinin bakış açısına göre,tüm bu fantastik harikulade evren,tüm bu karmakarışık şeyler, ancak, Tanrı’nın, insanların iyi ve kötü için çabasını gözlediği bir sahnedir.. Bu sahne,bu oyun için çok büyük!
Katılma Tarihi: 30 nisan 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 1235
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
çoban Yazdı:
Selam,
Kuran'da Aynı içerikte iki ayet var.Birisi,
"..korkun o ateşten ki yakıtı insanlarla taşlardır.Küfre sapanlar için hazırlanmıştır o."2/24
Diğeri de,
"Ey iman sahipleri! Kendilerinizi ve ailelerinizi öyle bir ateşten koruyun ki,yakıtı insanlarla taşlardır.."66/6
İnsanı anladık,ancak taş onunla birlikte neden anılır ki?Diye sormuşumdur kendi kendime.
Denizler gerçekten Allah'ın çok büyük ayetleri.
Şimdi anlıyorum ki,Cehennemin kurulacağı mekan olan deniz sahillerinde taş cinsinden kayalar ve çakıl taşlarından başka bir şey olmadığı için yanacak olanlarda insan ve taşlar oluyor.Su yanmayıp kaynatılacağına göre fotoğrafta bir terslik yok.Ayrıca,hücre/oda'yı ifade eden (HCR)kelimesi taş'ında kök kelimesi."Ateşten hücreler" ifadesinide bu anlam örgüsünde düşünmek lazım.
Selametle
Selam
ateşin yakıtı ifadesi ne kadar doğru bir meallendirme bilemiyorum.
Bizim bilip anladığımız yanma ısı,madde ve oksijenin birleşerek meydana getirdiği kimyasal tepkimedir.Bu üç etmen yanmanın\yangının olmazsa olmazlarıdır.
Madde olmazsa ,oksijen ve ısı tepkimeye girip
oksijen olmazsa ,ısı ve madde tepkimeye girip
ısı olmazsa, oksijen ve madde tepkimeye girip bizim bildiğimiz alevli ateşi meydana getirmez
Yanmada yakıt maddedir.Madde yanıp tükendiğinde yangın sona erer ateş söner.
İnsanlar cehennemin yakıtı ise cehennemdeki alevli ateşi meydana getiren etmenlerden de biridir.
Ancak şu varki cehennem ve ateşle ilgili ayetlerin çoğunda hazırlanmış ateşten,ateşin alevi azaldıkça alevin arttırılmasından ,kızgın lavların bu ateşin içine aktarılmasından bahsediliyor.
O halde bu ayette bahsi edilen yakıt ifadesi bizim bilip anladığımız anlamda yakıt değil.Mecazlı anlatım olup ateşin azabına maruz kalan anlamındadır.
Cehennem ve ateşle ilgili ayetlerde cehennemin ateşini meydana getiren maddelerden bahsedilmez.Biz o ateşin oksijen madde ve ısının kimyasal tepkimesi sonucumu oluşup oluşmadığını bilmiyoruz.
Benim cehennem ateşi ile ilgili ayetlerin genelinden edindiğim izlenime göre
alevi azaldıkça harlanıp alevi arttırılan bir ateş var.
Alevin azalması ifadesi alevin oluşmasına etken olan YAKIT olan maddenin varlığına delalettir.Madde azaldıkça ateşin alevi azalır.
Yukarıdaki ayette bahsi geçen TAŞLAR ifadeside o maddeden geriye kalanları temsil etmekte.
Örneğin kömür yandığında geriye kalan külleri gibi.
Cehennemde yanan yakıt her ne ise ondan geriye kalanlar taşlar ifadesiyle belirtilmiştir diye düşünüyorum.Çünkü onlarda hala cehennem çukuru içindeler ve ateşin yakıcı azabına insanlar gibi maruz kalmaktalar.
__________________ O, yaratıp şekillendiren, âhenk veren ve düzene koyandır
Ben, biliminsanı olmaya çalışan, bu konularda eğitim almış biriyim. Siz bizim okuma eylemini nasıl yaptığımızdan nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz?
Sn.CİN13,
Yukarıdaki ifadeniz doğrultusunda size içtenlikle bir soru yöneltmek istiyorum.Lütfen bir 'Biliminsanı' olarak bunu bize Allah'ın 'Oku' emrine uygun olarak açıklarmısınız.Ben acizane bir Çoban olarak sizlerden sonra fikrimi inşaallah söyleyeceğim.
Sorum şu:
Allah,"Gökkuşağını" bize neyi anlatmak için gösterir?
Katılma Tarihi: 16 haziran 2006 Gönderilenler: 751
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Selamün Aleyküm!
Cin13 yazdı
---------------
İman, bir akıl ve gönül işiyse kimin ne kadar imana sahip olduğunu iddia
etmek bize düşmez. Bizim böyle bir yetkimiz de yok. Senin çevrendekiler
o şekilde düşünüyor olabilir. Benim çevremdekiler de bambaşka
düşünüyordu. Şimdi, bu neyi ispatlar? Biz ürettiklerine bakalım.
------------------------------
adam araştırmalarını karşısındakini yok etmek için yapıyor. paylaşmak için
değil gaspetmek için, hak için değil, batırmak için yapıyor.
olay müslümanın bilmemesinden değil. fakat adamın ulaştığı sonuçlar için
gerekli argümanlara hakkı çiğnemeden ulaşamıyor. problem bu?
Örneğin:
Uzay sanayinin gelişmesi için silah sanayine ihtiyaç var. Araştırmaların
ödenekleri ve hatta bazı deneylerin yapılabilmesi çatışmaya bağlı. Ne
yapsın müslüman? Amerikalı gibimi yapsın?
İnternetin gelişmesi için medyaya, medya için dedikoduya ihtiyaç var. Hiç
bir gazete bırakınız elmanını dağıtım parasını bile üzerindeki ücretle
karşılayamaz. Dünyanın hiç bir yerinde. Çünkü üretilen hiç bişi yokturki
artı değer meydana gelsin ve paylaşılsın. Halbuki internet ortaya
çıkmalıdır. Nasıl? Müslüman ne yapsın.
Siz ilmi çalışmayı haklı gerekçelerle islam adına savunurken, ilmi
çalışmayı meydana getiren amilleri göz ardı ederseniz. Robin hudluk
yapmış olmazmısınız?
Yani ailemi geçindirmek için soyuyorum ne yapıyım mıdır. Yada o ayrı bu
ayrı mıdır. Yani vücudumu kiralıyorum ama bak sabi var elime bakan. Bu
mudur?
Şimdi silikon vadisinde bir program için göz alabildiğine makine ve insan
belli bir ücretle bir program için çalışıyor. Adam programın ne zaman
sonuçlanacağını bile hesaplamış. Sorun yok çalışıyor ve elbette karşılığını
alıyor.
Bir fark var
Onlarca insana ödediği paranın bütçe açığını namibyalının toprağından
çalarak dengeliyor.
Bendemi öyle yapıyım?
Elbette yapmayım. Ama farkı koyarak anlatın. Amerikanın keşfi yüzünden
ispanyanın ingilterenin ne kadar hapishane kaçkını toplum dışı adamı
varsa kahraman yapıldı ilim adına. Halbuki onlar bir toplumu yok ettiler
orada.
Bugünkü amerikanın altından akan kızılderilinin kanını ne yapacağız.
Engizisyonları, yakılan insanları ne yapacağız?
çözebiliyormusunuz?
Öğretebiliyormusunuz?
Yapamazssınız,
Çünkü böyle bir gereklilik yok!
Yani cin13 hak söylemin, çobana dayatmak için mesnet değildir.
İspatı; peygamberlerden engizisyona değilmidir bilimsel gelişmenin.
Katılma Tarihi: 28 haziran 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 538
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Selamün Aleyküm! Değerli Kardeşlerim!
Müzakerede, Alemlerin Rabbi olan Yüce Allah'ın:
Âli İmran;18:"ŞehidAllahu ennehu la ilahe illâ huve, vel Melaiketü ve ülül ılmi kaimen bil kıst la ilahe illâ huvel Aziyz’ül Hakiym;"
ALLAH ile melekler ve hak ve adaleti gözeten ilim sahipleri O'ndan başka tanrı olmadığına şahittir: O'ndan başka tanrı yoktur, Kudret ve Hikmet Sahibi(dir).
ayetinin tefekkürlerimizde ışık olacağına inanıyorum.
Ben ne söylediğimi her zaman bilerek söylerim. Şimdi Amerikadaki bilim adamlarını düşün. Kendilerine ordu adına kârlı bir proje gelip de üstüne atlamayacak olan var mı? Türkiyedekileri düşün; böyle bir kârlı teklife "hayır, ben fakir ama hayır için çalışan bir bilim insanı olmaya razıyım, Allah gerekirse beni zengin eder" diyecek olanını biliyor musun? Bilimadamlarıyla çalıştığını söylüyorsun. Anlattığına göre senin çalıştığın biliminsanları şu özelliklere sahip olmalı:
- Her bilimsel bir problemi çözdüğü zaman Allah'a şükretmeli, kendi aklı yerine Allah'ın ihsanını övmeli.
- Bilimsel seminerlerde de utanmadan ve sıkılmadan göğsünü gere gere kendisine bilgileri açan Allah'a şükrederek başlamalı.
Bunları yapmıyorsa sadece sempatini kazanmış insanları koruma adına bunları söylüyorsun demektir. Bak burada insanın hayretten şoka uğramasına sebep olacak ölçüde bilime olumsuz yaklaşan insanlar var. Neden diye düşündün mü acaba? Ben bir biliminsanıyım. Ama bana biliminsanı denmesini istemem. Çünkü biliminsanı adıyla anılanlarla aynı konumda görünmek istemiyorum.
Şimdi bir yüzdeye vurmak mı istiyorsun? Söylediğim özelliklere sahip biliminsanlarını say, tümünün içinde yüzdeye vur. Ondan sonra bir daha düşün. Biliminsanlarını ben iyi tanıyorum ve ne dediysem her zaman bilerek söylerim. Asla laf olsun diye konuşmam. Mademki biliminsanı olacaksın dikkat et de onlar gibi olma.
Dünya'nın sanayi'den kaynaklanan ciddi çevresel bozulma yaşadığı herkes tarafından söylenen bir gerçek.Bununla ilgili yüzlerce çevre örgütü var.İşin ilginç yanı bu örgütlenmelerin kimi sponsorları da yine bu sanayi üreticileri.
Biz bu söylemlerden farklı olarak "Zaten sanayi'nin kötü olduğunu Allah Kuran'da söylüyor."dedik.
Hepimiz Kuran'ı rehber edindiğini söyleyen insanlarız.Bu kadar büyük bir alan konusunda evrenin sahibinin hiçbir şey söylememiş olması düşünülemez.O halde bizlere düşen tüm önyargılarımızdan sıyrılıp konunun derinliğine vakıf olmak için Allah'tan "bizi ilme yakınlaştırmasını dilemek" olmalı diye düşünüyorum.
Cin13'te,Okun'da elbetteki düşüncelerinde samimidir.Ancak konuyu 'şok'a girmeden Kuran ile yeniden düşünmek zorundadırlar.Konu Alman 'yeşiller partisi' gözüyle değil,Allah'ın bakış açısı ile değerlendirilmelidir.
Biz, evrendeki her zerrenin bir mucize olduğuna inanıyoruz.
Amacımız,evrendeki olayları sadece
tanımlamak değil, aynı zamanda bu olayların “niçin” gerçekleştiğini de
açıklamaktır. Olayların arkasındaki üstün gücü anlamak, Yaratan’ın evreni nasıl
yarattığını öğrenmek için çabalarız.
Öğrendikçe, bilgimizin ne kadar sınırlı
olduğunu anlar, bilmediğimiz nice ayetleri keşfeder, Yaratan’ın kudretini daha
iyi kavrarız.
Örneğin gökkuşağını gördüğümüzde bunun "niçin bir mucize" olduğunuanlamaya çalışırız. Araştırıp anladığımızda
bu basitmiş gibi görünen olayın altında sayısız ölçünün var olduğunu öğreniriz.
Deriz ki “Bu gökkuşağının oluşması için gereken bu kadar olay tesadüf olamaz.
Bu kadar ölçüyü bir araya getiren kudret, elbette bizi tekrar yaratmaya
muktedirdir”
İşte biz, her olayın altındaki bu mucizeleri,ölçüleri araştırıyoruz.
Küçüğe doğru gittikçe daha önce farkında olmadığımız alemler, büyüğe
doğru gittikçe yaratılış anına yaklaşıyoruz. Her ikisinde de evrendeki birliği
keşfediyoruz. Hem evrenin hem de yaşamın taşıdığı büyük anlamı kavramaya
çalışıyoruz. Sadece gökkuşağında değil, her olayın ardındaki şuuru, niyeti ve
kudreti kavramaya.
Saygılar.Sevgiler.
__________________ Dinin bakış açısına göre,tüm bu fantastik harikulade evren,tüm bu karmakarışık şeyler, ancak, Tanrı’nın, insanların iyi ve kötü için çabasını gözlediği bir sahnedir.. Bu sahne,bu oyun için çok büyük!
OKun'dan alıntı: "Neden bilime doğrudan fayda ve ihtiyaçlar açısından bakalım? Allah
"oku" derken bütün ayetlerini kastetmiş. Yer gök Allah'ın ayetleriyle
dolu. "Oku" diyor, "İşine yarayacaksa oku" demiyor. O halde Allah'ın
ayetlerini şu iyi bu kötü diye ayırıyor muyuz? Kötüye kullananlar var
diye ayetlere bu şekilde mi yaklaşmak gerek?"
Selam kardeş, evrendeki bütün ayetleri oku'maya bizim gücümüz yetmez ve gerekmez de.Biz bu ayetlerden bize lazım olanlarını lazım olduğu kadarıyla okumaya çalışacağız.Ama bu okumamız bile Allah'ın tanımladığı,isimlendirdiği şekilde olmaz ise,İman kardeşin güzel bir şekilde tasvir ettiği gibi sonucu sömürüye götürür.
Hızla ilerleyen teknolojik gelişmeler insanı çok iyiye değil,aksine çok kötüye ve hatta cehenneme (tüketim cehennemine tabiki!)götürüyor ve toplumun farklı katmanlarında büyük bir kin ve öfkenin ortaya çıkmasına zemin hazırlıyor.
En basitinden bir cep telefonu olayı bile o kadar çok abartılı gelişmelere neden oluyorki,daha bir modeli yaygınlaşmadan yeni bir modeli piyasaya sürülüyor ve kitleler üretmeden tüketmeye koşarcasına yarışıyorlar.
Bu da özellikle varoşlarda yaşayan kitlelerin iç dünyasında büyük gel-gitlerin ve savrulmaların yaşamasına neden oluyor.hani bu aletin amacı iletişimi kolaylaştırmak idi,oysa bırakın bu işi yapmayı,insanların canlı (görüntülü değil)iletişim kurmalarına bile sekte vuruyor ve ironik bir şekilde iletişimi öldürüyor.
Kısacası bizim şu an ilk işimiz yazılı olan ayetleri iyice sindirip-özümsemek ve bunlarla uyumlu olarak Allahın tabiattaki ayetlerini okumaya çalışmak olmalıdır.
Bu durumda da vaktimizi zayi etmeye yol açacak olan teknolojik gelişmelerle olan ilişkimizi asgari seviyeye indirme çabasına girip süreç içerisinde de zararlı olduğuna inandığımız herşeyden kendimizi sakındırmalı,muhlis oluşu hem fiziki bünyemizde hemde manevi dünyamızda sağlayacak pozitif adımlar atmalıyız.Ne dersiniz?
__________________ "Bir kavme olan kininiz sizi adaletten ayırmasın.."
Biz, evrendeki her zerrenin bir mucize olduğuna inanıyoruz. Amacımız,evrendeki olayları sadece tanımlamak değil, aynı zamanda bu olayların “niçin” gerçekleştiğini de açıklamaktır. Olayların arkasındaki üstün gücü anlamak, Yaratan’ın evreni nasıl yarattığını öğrenmek için çabalarız.
Nasıl yarattığından size ne,yoksa kopya mı çekeceksiniz?Kafanızı göğe kaldırdığınızda 'üstün gücü' farkedersiniz diyor,Yüce Rab."Nasıl yarattın'ın" arkasında başka bir 'maraz'olmasın sakın!?
Öğrendikçe, bilgimizin ne kadar sınırlı olduğunu anlar, bilmediğimiz nice ayetleri keşfeder, Yaratan’ın kudretini daha iyi kavrarız.
Örneğin gökkuşağını gördüğümüzde bunun "niçin bir mucize" olduğunuanlamaya çalışırız.Yine yanlış soru! Doğrusu 'Bununla bize neyi anlatıyorsun, Rabbim?'olmalıydı.
Araştırıp anladığımızda bu basitmiş gibi görünen olayın altında sayısız ölçünün var olduğunu öğreniriz. Deriz ki “Bu gökkuşağının oluşması için gereken bu kadar olay tesadüf olamaz. Bu kadar ölçüyü bir araya getiren kudret, elbette bizi tekrar yaratmaya muktedirdir”
Daha baştan yanlış adım attınız.İşiniz gücünüz şüphe etmek.Bilimin amacıda bu değilmiydi zaten!!
İşte biz, her olayın altındaki bu mucizeleri,ölçüleri araştırıyoruz.
Oysa göreviniz,hayatınıza yansıyacak sonuç çıkarmak olmalıydı.
Küçüğe doğru gittikçe daha önce farkında olmadığımız alemler, büyüğe doğru gittikçe yaratılış anına yaklaşıyoruz.Bence uzaklaşıyorsunuz!
Her ikisinde de evrendeki birliği keşfediyoruz. Hem evrenin hem de yaşamın taşıdığı büyük anlamı kavramaya çalışıyoruz. Sadece gökkuşağında değil, her olayın ardındaki şuuru, niyeti ve kudreti kavramaya.Şimdi size Allah'ın Gökkuşağı ayetiyle bize neyi anlattığını acizane bir Çoban olarak anlatmayaçalışayımİnşaallah.
Gökkuşağının bize yansıyan üç ana rengi vardır.Sarı,Kırmızı,Yeşil.
Sarı :Kuran'da ölümü sembolize eder."Sararmış ekinler"
Yeşil:Sonsuzluğu,ölümsüzlüğü,Cennet hayatını "Yemyeşil ağaçlar"
Kırmızı:Cezayı,"Nar-ı cehennemi"
Yani:
Allah demiş oluyor ki,"Yaşamın üç gerçeği,üç gerçek rengi vardır:Ölüm,Sonsuz cennet yaşamı ve ceza.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma