Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Müslümanlar iyi şeyleri kullanmak,yiyip
içmek ve onlardan dağıtmak isterlerse Allahın verdiği şeyleresahip
çıkmalıdırlar.Hac zamanında kesilen kurban etleri bir zaman taşınamadıkları
için toprağa gömülüyormuş.
Şimdi müslüman olmayan şirketlerce taşınıp
yardım amaçlı dağıtım yapıldığı söyleniyor.Ama afrikada aç müslümanları
görüyoruz Okumayı bilseydik aç bırakırmıydık.Gösteriş olsun diye altın kuleler
dikip bunlara seyirci kalırmıydık? okumasını bilsek,ünüversite sınavlarına
binlerce kişiyi sokup iş yapamayan insan yetiştirirmiydik okumasını bilsek. Binlerce
müslümanın başına inermiydi bombalar okumasını bilsek Müslüman sömürülmüyor
doğru dublör kullanıyorlar.
__________________ Ey iman edenler, Allah'tan sakının ve sözü doğru söyleyin. (Ahzab Suresi, 70)
Araştırıp anladığımızda bu basitmiş gibi görünen olayın altında sayısız ölçünün var olduğunu öğreniriz. Deriz ki “Bu gökkuşağının oluşması için gereken bu kadar olay tesadüf olamaz. Bu kadar ölçüyü bir araya getiren kudret, elbette bizi tekrar yaratmaya muktedirdir”
Daha baştan yanlış adım attınız.İşiniz gücünüz şüphe etmek.Bilimin amacıda bu değilmiydi zaten!!
Selam ÇOBAN,
Şüphe bir müminin iman sürecinde olmazsa olmaz koşuldur. Bu anlamda Hz. İbrahim bizler için oldukça iyi bir örnektir.Şartsız, bilinçsiz teslimiyet eden bir müslümanın aynı şekilde ailesinden aldığı dini kabul etmesi arasında ciddi benzerlikler var. Siz bu koşulsuz teslimiyetçi yapınızla eğer İsrailde doğsa idiniz muhtemelen Yahudi olurdunuz. Neden çünkü sorgulamadan, araştırmadan, akletmeden iman modelini savunuyorsunuz en azından hazır aldığınız bir dinde revizyona gitmeyi kendinizi geliştirme ve Allah'a yaklaşma olarak görüyorsunuz.Sizdeki bağnazlık ehli sünnet kardeşlerimizden oldukça fazla öğrenme değil sadece öğretme(!) amacıyla gelmişsiniz. Asla geri adım atmıyor yanlış düşünebileceğinize ihtimal vermiyorsunuz. Sizin gibi bir kaç daha tanımıştım... Allah sizi ıslah etsin...
Bizim her açılan konuya dalmadığımızı,katılım gösterdiğimiz konuların az sayıda olduğunu sizler fark etmiş olmalısınız.
Allah'ın yaratışından hareketle tabiat'ın insanlar için dizayn edilmiş gerçek okul olduğunu, bununla birlikte insanların bu gerçekten saparak sanayi'ye yöneldiğini akabinde bu gün herkesin kabul ettiği bozulmanın meydana geldiğini söylüyoruz.
İkincisi,yönümüzü bulmada Kuran'ın her türlü detayı bize sunduğunu,onun dışında bir rehber aramanın beyhude bir arayış olduğunu ısrarla savunuyoruz.
Sürekli muhalif ve saldırgan olmanızın sebebi nedir?
Bizim her açılan konuya dalmadığımızı,katılım gösterdiğimiz konuların az sayıda olduğunu sizler fark etmiş olmalısınız.
Allah'ın yaratışından hareketle tabiat'ın insanlar için dizayn edilmiş gerçek okul olduğunu, bununla birlikte insanların bu gerçekten saparak sanayi'ye yöneldiğini akabinde bu gün herkesin kabul ettiği bozulmanın meydana geldiğini söylüyoruz.
İkincisi,yönümüzü bulmada Kuran'ın her türlü detayı bize sunduğunu,onun dışında bir rehber aramanın beyhude bir arayış olduğunu ısrarla savunuyoruz.
Sürekli muhalif ve saldırgan olmanızın sebebi nedir?
Muhalif olmam düşüncelerinize katılmamamdan, agresif görünmem ise samimi olmadığınızdan kaynaklanıyor. Sizler kimlersiniz bilmiyorum ama yapmadığınız şeyleri başkalarına gerçekmiş gibi göstermenizi kesinlikle hazmedemiyorum. HALİS süt içip, SALİH amel işleme adına kamyona binerken, ailecek arabaya atlayıp tatile gitmeyi, yine dünyalık menfaatler için sürekli seyahat yapıp teknolojiyi sonuna kadar kullanmayı kendinize helal, başkalarına neden haram kılıyorsunuz. Oysa sizin kimsenin imanını ölçme gibi bir hakkınız ve konumunuz olmadığı gibi, yapılan davranışları benimki salih amaçlı seninki, nefsi/şer amaçlı gibi ayrım yapma yetisine de sahip değilsiniz.
Sizin teknoloji hakında yazdıklarınızdan sonra Hans Aiberg’in Gayrimüslimleri müslim yapma adına, yani masumane ve üstüne sevap kazanmak için içki içtiğini söylemesi aklıma geldi.
Şunuda belirtmek isterim ki “sanayi” doğal sebeplerle çoğalan nüfusun ihtiyaçlarını, konforunu sağlamak adına zorunlu bir gelişimdir. Sanayi ve teknoloji benim yaşamamımı ciddi manada kolaylaştırıyor tıpkı sizinkini olduğu gibi. Sanayi tü kaka değildir. Aksine doğru ve etik ilkelere uyulduğu takdirde yaşanılan çevreyi muazzam şekilde güzelleştiren ve yaşamı Allah’ın yarattığı dünyanın heryerinde mümkün kılan bir araçtır. Bugün çölde sebze, meyve üretebiliyor, konaklama için tesisler inşa ediyor ve yerin metrelerce altından su çıkarabiliyor hatta körfezin acı suyunu arıtıp tatlı su haline getirebiliyorsanız bunu Allah’ın bu insanlara verdiği ilhama borçlusunuz.
Ben teknolojiyi seviyorum
Çünkü! Kendi halimde ailemden devraldığım dini inancı sorgulamadan olduğu gibi yaşamaya çalışırken “internet”in vesilesi ile uyandım!
Çünkü! Normal şartlarda yıllarımı alacak Kur’an çalışmalarını çeşitli bilgisayar programları sayesinde çok daha kısa sürede tamamlıyorum.
Çünkü! Ben teknolojiyide nimet olarak görüyor ve internet kanalı ile birşey öğrendiğimde veya yanan bir ampule baktığımda Rab’bime şükrediyorum.
Çünkü! tefekkür sadece hindi gibi düşünmekle olmuyor. Derine inmek asgaride olsa “ilim” sahibi olmayı gerekiyor. Gökyüzüne baktığımda güneşin dev bir yanan top, yıldızlarında gerçekte milyonlarca ışık yılı ötedeki gökcisimleri olduğunu düşünmek, kayan bir yıldız sandığım olayın,aslında dünyaya zarar verilmesini engellemek için atmosferin yaktığı göktaşı olduğunu bilmek daha fazla heyacan veriyor bana ve imanımı daha da kuvvetlendiriyor.
Evet Çoban, Bizlerde Kur’an yeterli ve tastamam bir kitap olduğunu kabul ediyor ve Kur’anı anlamak için yıllardır gayret ediyoruz. Bunu yaparken kesinlikle “biz artık olduk”demiyor ve her zaman öğrenilebilecek hususların olduğunu kabul ediyoruz.
Sonuç olarak sevgili Çoban, kendini Kur’an talebesi olarak görüyor ve hala öğrenebilecek birşeylerin olduğuna inanıyorsan problem yok ama daha öncede ifade ettiğin Kur’anı anladığını/çözdüğünü iddia ediyor ve bu anlamda kapıları kapatıyorsan lütfen şuna emin ol ki siz kendinizi çoban olarak görsenizde, site katılımcıları koyun değil.
Gereksiz polemiklere kapı aralamamak için bundan böyle 'Cehennemi Gördüm' başlığı altında bizzat tabiatta yaşayarak gözlemlediğim Allah'ın işaretlerini 'merak eden' herkesle paylaşmak istiyorum.Katılım gösterecek arkadaşlar gözlemlerini ve düşüncelerini bizimle paylaşırlarsa bundan mutluluk duyacağız.
Hatırlanacağı üzere Dünyanın Ahireti anımsatan çok küçük bir minyatürü olduğunu belirterek,şu an içinde varolan herşeyin bize orayı anlatan yansımalar olduğunu söylemiştik.Kuran ile bağlantılı olarak Deniz ve deniz yaşam kültürünün cehennemi,Köy ve ormanlık alanlarında cenneti sembolize ettiğinden zerre kadar şüphem yok.Bunu forumun başında detaylı bir şekilde anlattım.
Gökkuşağının üç ana rengi olduğunu, Kur'an'da,sarı;ölümü,Yeşil;sonsuzluğu,Kırmızı;cehennemi yani cezayı anlattığını Yüce Allah'ın da "Hayatın üç gerçeği,üç gerçek rengi olduğunu diğer renklerin aldatıcı ve oyalayıcı dünyevi meşgaleler olacağını " gökkuşağını hepimizin gözü önüne sergileyerek gösterdiğini de daha önce konu edinmiştik.
Bundan sonraki gözlemimiz -35 derecede gece saat 3'te Anadoluda bir dağ köyünde dakikalarca izlediğim AY tutulmasının bize neyi anlattığını anlamaya çalışmak üzerine olacak.Gözlemi ve düşüncesi olan arkadaşların paylaşımlarını bekler muhabbetler sunarım.
Dayatma yapanın kimler olduğu konusunda bir karışıklık
olmuş,olabilir.
Hiçbir soykırımının tek nedeni bilim ya da bilim adamları
değildir. Bruno'yu yakan da bilim adamları değil, bilimin günah olduğunu
savunan din adamlarıdır. Engizisyonu hazırlayan da din adamlarıydı, karşı
duranlar bilim adamları.
Bugünkü sömürgeci devletlerin sömürgeciliğini
savunmak mümkün olmadığı gibi onların sömürgeciliğini de bilime yüklemek yada
bu sömürgecilikten tümden bilim adamlarını sorumlu tutmak mümkün değildir.
Yüksek bütçeli ve topluma zararlı kabul edilecek kimyasal, biyolojik,
nükleer silahların geliştirilmesine, kötü niyetli genetik araştırmalarakatılan bilim adamları da -yüzdesi küçük olmakla birlikte- mevcuttur. Elbette
tüm bilim adamları masum değildir, herhangi bir meslekte olduğu gibi.
Her bilimsel çalışma ise büyük bütçelere ihtiyaç duymaz.
Bazen bir defter, bir kalem yeterlidir. Bilim, önce gönül meselesidir.
Geçmişte soğuk savaşın uzay çalışmalarını hızlandırdığı
doğrudur ancak öyle denildiği gibi uzay araştırmaları ve bazı deneyler için
çatışma şart değildir. Bu çalışmaları sadece ABD değil 30'a yakın ülke
sürdürmektedir. Sağlam ekonomiye sahip olanları silah tüccarlığı yapmadan da
işbirliği yaparak bu araştırmaları karşılamaktadır. Ör: ESAEvet, bu ülkelerin etiketlerinde "müslüman"
yazmıyor.
Sanki tüm ilmi çalışmalar hak olmayan yollarla finanse
ediliyormuş, tüm bilim adamları da gaspçı, batırma niyetli gibi biriddiada bulunmak haksızlık, teknolojiyle olan
münasebeti en aza indirerek doğruya ulaşılacağını iddia etmek boştur.
Ülkemizde ise kısıtlı imkanlarla, bazen kendi cebimizden
karşılayarak çalışmalarımızı sürdürdük. O zaman, çeşitli üniversitelerimizde bizden
çok ileride çalışmalar yapanlar vardı, halen var. Ülkemizde halen var olduğunu gördüğümüz karanlık
zihniyetlere ve onlara çanak tutanlara karşı onlara güveniyorum.
Saygılar.Sevgiler.
__________________ Dinin bakış açısına göre,tüm bu fantastik harikulade evren,tüm bu karmakarışık şeyler, ancak, Tanrı’nın, insanların iyi ve kötü için çabasını gözlediği bir sahnedir.. Bu sahne,bu oyun için çok büyük!
Katılma Tarihi: 16 haziran 2006 Gönderilenler: 751
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Selamün Aleyküm
Cin 13 yazdı
-------------------------
Yüksek bütçeli ve topluma zararlı kabul edilecek kimyasal, biyolojik,
nükleer silahların geliştirilmesine, kötü niyetli genetik araştırmalara
katılan bilim adamları da -yüzdesi küçük olmakla birlikte- mevcuttur.
Elbette tüm bilim adamları masum değildir, herhangi bir meslekte olduğu
gibi.
...................
Sanki tüm ilmi çalışmalar hak olmayan yollarla finanse ediliyormuş, tüm
bilim adamları da gaspçı, batırma niyetli gibi bir iddiada bulunmak
haksızlık, teknolojiyle olan münasebeti en aza indirerek doğruya
ulaşılacağını iddia etmek boştur.
---------------------------
?
Yani salat edenlerin arasında ara sıra fahişelerde olabilir. anlıyorum.. da
şaşırıyorum okuduğumdan anladığıma
Sizin söylediğiniz araştırma görevlileri. Konumuz bu değil. Teker teker
şahısları tartışmıyoruz. Hatta ilmi bile tartışmıyoruz. Biz burada batılının
yada batı yanlılarının ilim diye yutturrmaya çalıştığı, yada gerçekten ilim
saydığı teknolojik gelişmelerin örnekliğini tartışıyoruz.
kaldıki mesnet olarak kullandığınız
Giordano Bruno İtalyan filozof. Rönesans felsefesini biçimlendiren
filozofların en önemlilerinden biridir ve şairdir. edebiyatcıda sayılabilir.
Soylu bir ailenin çocuğuydu. 1548 yılında italya'nın Nola kasabasında
dünyaya geldi. Dominiken tarikatındaydı. Kopernilus sistemiyle tanışınca,
tarikat tan sıyrıldı. Kiliseye karşı olanların içinde yer aldığından din den
dönmekle suçlandı. Kendisini kiliseye teslim eden sonra çatıştığı eski
dostlarından biriydi.
Aşağıdaki cümle Yakılmadan önce ona atfedilen sözleridir.
"Ne gördüğüm hakikati gizlemekten hoşlanırım, ne de bunu aşıkça ifade
etmekten korkarım. Aydınlık ve karanlık arasındaki, bilim ve cehalet
arasındaki savaşa her yerde katıldım. Bundan dolayı her yerde zorlukla
karşılaştım ve
cehaletin babaları olan resmi akademisyenlerin
yanı sıra kalın kafalı çoğunluğun öfkesinde hedef olarak yaşadım."
Verdiğiniz örnektede görüldüğü gibi batının bilim tarihi, (pek az istisnası
ile) kilisenin tarihidir ve firavunun kahinleri hangi sebeple uzayı
araştırdılarsa onlarda aynı sebeplerle araştırma yapmışlardır.
Yine pek azı müstesna, Kimyacıları simyacı, felsefecileri, - hala var olan
sınıfsal sistemlerinden dolayı- makam dalkavuğu, coğrafyacıları
çapulcudur. Eski yunan medeniyetini romaya bağlama hayalleri yine arap,
türk, iran müslüman düşünüründen öğrendikleriyledir.
yirminci yüzyıl batı biliminden bahsediyorsanız hemen tamamı yahudi
güdümünde yapılan uluslararası kobayı insan olan araştırma
organizasyonlardan başka bir şey değildir. Labaratuvarları amerika
birleşik devletleridir.
Şu anda ve bundan sonra araştırmadan başka bir şey yoktur öyle bir
duruma getirilmiştirki, araştırmaları yapanlarda ilim adamı değildir.
Böyle yazmaktan hiç hoşlanmıyorum. Ama Teknolojinin ne kadar, hangi
ucu kuranın ilim tarifinden pay alabilir.
Yok eğer medeniyet tartışıyorsak teknolojinin getirdiği medeniyet caz,
dans ve uyuşturuculardan dan başka nedir?
Külden ve kilden daha iyi sabun, kökten daha iyi boyamı var
Adını değiştirip ambalaja koyunca bilimmi yapmış oluyoruz
Allah eksikmi yaratmış insanı, cihazlarla takviyemi ediyoruz
toleransı 20 mm den, 60 km ye varan, gerçekte 1.5m ila 4km arası için
yaratılan gözleri otuz santimden ekrana mıhlıyoruz.
Evet bunlar ayrı ayrı şeyler
peki neden ilim adamı gibi davranıp bilgi vermek yerine
çorba yapıp kafamızı karıştırıyoruz?
Sizden istenen hak için yazmanız. Tıpkı bir ilim adamı gibi
Ya da bu şekilde yazarak ilme saygımıza zarar vermemeniz
Hep hayal kırıklığı, hep hüsran, anlayışımıza set çekmeniz
Ben çobanın yazdıklarıyla habire beni yanına çekmesinden yılıyorum
Ama sizin bu şekilde yazılar kaleme aldığınızı görünce
Allah ilminizden korusun cahil kalmak istiyorum.
Allahım beni gönderdiğin gibi al
ne olur
ağlamak istiyorum
------------------------------------------
cin 13 üstünüze gittiğimi biliyorum. Marifetin iltifata tabi olduğunuda.
Eleştirilerimin saygıdeğer kişiliğinizle bir ilgisi yok elbette.
benden daha bilgili olmanız bana bu cesareti verende
Fakat yakınmam yararlandığım yazılarınızın kuranla kopukluğu oluyor
mesnetlerinizde.
Neden?
Merak ettiğim dahamı iyi anlarız sizce Kuranı, ayıklayarak örnek alırsak
hristiyanın tarihsel yaşamını.
Yoksa tam tersi bir menfaatmi gözlüyorsunuz sağduyusuna çarpıp
uyandırarak müslümanı.
Değilse ne mana kurana vurmadan biliminsanı hayranlığı
Selamlar.
Bruno örneği bilinçli verildi.Bir yanda yunan felsefesi ile hristiyan
teolojisini sentezleyerek ortaya çıkarılan din=felsefe= bilim anlayışı. Bir
yanda dogmaların esiri bilimadamları. Bugün bu anlamda beş asır öncesinden daha
ileride değiliz.Neden?
Şunu tercih ediyorum.Bir kişinin fikirlerini eleştireceğim zaman onun önceki
yazılarının mümkün olduğunca fazlasını okuyarak düşüncelerini daha iyi anlamaya
çalışıyorum. Örneğin birini kurandan kopuk yazmak ya da bilim insanları
hayranlığı ile itham edeceğim zaman kişinin ne söylediğini anlamak için örneğin
bu başlık altında birkaç sayfa önce yazdığıma ya da “dünü olmayan gün” ve
“kararlı durum kuramı” nı neden yazdığına bakarım.. Olsun,sanırım böyle süslü cümlelerle “tü kaka” ilan
etmek daha kolay. Kolayı alkışlayanlar da olur.
Bilgi vermeyip kafa karıştırdığıma dair cevabım şudur:
Verdim. Almak isteyen alır beğenmeyen almaz. Yeter ki benimle ilişkisi olmayan
nitelikleri benimle yan yana koymasınlar.Varsa eleştiriniz faydalanırım.
Gerekirse madde madde tartışırız. Bu konularda cidden konuşmak isteyenler önce
ne söylenildiğini anlasınlar. Sonra, benim ilmimden korunmayı dileyebilirler.
Karşınızdaki “Varlığın tek yorumu budur. Buna böyle
bakacaksınız.” engizisyon mantığından beter felsefe dayatmalarının karşısında
beni kimi savunurken görmek isterdiniz?Pastane işletmecilerini mi?
Niyetim, bu zihniyet karşısında, bilimin içerisinden kul
gözüyle de evrene bakılabileceğini göstermek.
Sanıyorum ki anlatma yeteneğim kısıtlı.
Saygılar.Sevgiler.
__________________ Dinin bakış açısına göre,tüm bu fantastik harikulade evren,tüm bu karmakarışık şeyler, ancak, Tanrı’nın, insanların iyi ve kötü için çabasını gözlediği bir sahnedir.. Bu sahne,bu oyun için çok büyük!
Bir Kul gözüyle Allah'ın tabiattaki ayetlerini 'Oku'maya çalıştığımızı söylemiş buna örnek olarakta Denizleri ve Gökkuşağını vermiştik.Maddenin iç yapısından ziyade hepimizin hemen ulaşabileceği görünen yüzünden hareket ettiğimizi de belirtmiştik.Yine maddenin iç yapısını iğdiş edenlerin insanlığın önüne bozulma,sömürü ve gerçeği saptırmaktan başka birşey koyamadığını da söylemiştik.Şimdi gelelim Ay Tutulması Ayetine.
Allah'ın Ay Tutulması Ayeti:
Şayet üç adet yuvarlak çizip onun üzerinden ifade etseydim daha iyi anlaşılır olurdu.Bunu kendiniz yaparsanız faydalı olur.
Ay,Güneşten aldığı ışığı Dünyaya yansıtan bir ayettir.
Güneş,ışığı kendisi üreten,ışık veren pozisyonundadır.Tıpkı Allah gibi.Kimi insan guruplarınında Güneş'e tapması tesadüf değildir.
Aynı şekilde Kuran ve Resulde Allah'tan aldıkları ışığı insanlara yansıtan iki ayettir.Kuran'da,'Resul ve Kuran' bu şekilde tariflenir.
Nasılki Ay'ın Güneş'in ışığına ihtiyacı varsa, Kuran'ın ve Resulün de Allah'ın ışığına ihtiyaçları vardır.
Buradan hareketle Ay,Resul ve Kuran'ı sembolize ederken,Güneşte,Allah'ı sembolize eder.
Şimdi;
Ay'ın tutulabilmesi için araya 'iğreti Dünya'nın girmesi gerekir.Bu gerçekleşince şu denmiş olur:
Eğer,basit,geçici,iğreti Dünyevi hayatı Allah'la size onun ışığını yansıtan Kuran ve Elçinin arasına sokarsanız ışığınız kesilir.
Allah'ın Güneş tutulması ayeti:
Eğer,Allah'la aranıza Elçi ve Kuran'ı 'sanki ışığı üreten Elçi ve Kuran'mış' gibi algılayıp sokarsanız Allah'tan gelen ışığınız yine kesilir.
Birinci tutulma daha ziyade kapitalist arzuları,Dünyevi çıkarları anlatırki,insanlığın büyük çoğunluğu bu durumu yaşamaktadır.
Güneş tutulmasıda,peygamberlerini rab edinen,Kitaplarını rehber edinme yerine kutsayıp amacı dışında kullanan sözde 'Dindar' kesimlerin durumunu anlatır.
Bundan sonraki anlama çabamız Humeze Suresindeki "Cehennem ateşinin yüreklere ulaşması (104/6,7)" konusu olacaktır.Farklı yaklaşımı olan dostların katılımlarını bekler,muhabbetler sunarım.
Bir Kul gözüyle Allah'ýn tabiattaki ayetlerini 'Oku'maya çalýþtýðýmýzý söylemiþ buna örnek olarakta Denizleri ve Gökkuþaðýný vermiþtik.Maddenin iç yapýsýndan ziyade hepimizin hemen ulaþabileceði görünen yüzünden hareket ettiðimizi de belirtmiþtik.Yine maddenin iç yapýsýný iðdiþ edenlerin insanlýðýn önüne bozulma,sömürü ve gerçeði saptýrmaktan baþka birþey koyamadýðýný da söylemiþtik.Þimdi gelelim Ay Tutulmasý Ayetine.
Allah'ýn Ay Tutulmasý Ayeti:
Þayet üç adet yuvarlak çizip onun üzerinden ifade etseydim daha iyi anlaþýlýr olurdu.Bunu kendiniz yaparsanýz faydalý olur.
Ay,Güneþten aldýðý ýþýðý Dünyaya yansýtan bir ayettir.
Güneþ,ýþýðý kendisi üreten,ýþýk veren pozisyonundadýr.Týpký Allah gibi.Kimi insan guruplarýnýnda Güneþ'e tapmasý tesadüf deðildir.
Ayný þekilde Kuran ve Resulde Allah'tan aldýklarý ýþýðý insanlara yansýtan iki ayettir.Kuran'da,'Resul ve Kuran' bu þekilde tariflenir.
Nasýlki Ay'ýn Güneþ'in ýþýðýna ihtiyacý varsa, Kuran'ýn ve Resulün de Allah'ýn ýþýðýna ihtiyaçlarý vardýr.
Buradan hareketle Ay,Resul ve Kuran'ý sembolize ederken,Güneþte,Allah'ý sembolize eder.
Þimdi;
Ay'ýn tutulabilmesi için araya 'iðreti Dünya'nýn girmesi gerekir.Bu gerçekleþince þu denmiþ olur:
Eðer,basit,geçici,iðreti Dünyevi hayatý Allah'la size onun ýþýðýný yansýtan Kuran ve Elçinin arasýna sokarsanýz ýþýðýnýz kesilir.
Allah'ýn Güneþ tutulmasý ayeti:
Eðer,Allah'la aranýza Elçi ve Kuran'ý 'sanki ýþýðý üreten Elçi ve Kuran'mýþ' gibi algýlayýp sokarsanýz Allah'tan gelen ýþýðýnýz yine kesilir.
Birinci tutulma daha ziyade kapitalist arzularý,Dünyevi çýkarlarý anlatýrki,insanlýðýn büyük çoðunluðu bu durumu yaþamaktadýr.
Güneþ tutulmasýda,peygamberlerini rab edinen,Kitaplarýný rehber edinme yerine kutsayýp amacý dýþýnda kullanan sözde 'Dindar' kesimlerin durumunu anlatýr.
Bundan sonraki anlama çabamýz Humeze Suresindeki "Cehennem ateþinin yüreklere ulaþmasý (104/6,7)" konusu olacaktýr.Farklý yaklaþýmý olan dostlarýn katýlýmlarýný bekler,muhabbetler sunarým.
Selametle/SULTAN
Selam Sultan,
Suphesiz sizin bu tespitinizde savas actiginiz bilimin buyuk rolu var. Ay ve gunes tutulmasinin nasil gerceklestigini astronomi bilimi size soylemese idi bu tip bir cikarimda bulunmaniz mumkun olmayacakti.
Kendi kendinizle celiskiye dusuyorsunuz haberiniz olsun.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma