Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Katılma Tarihi: 16 haziran 2006 Gönderilenler: 751
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
selam sultan
mushafı anlamaya çalışırken gidişin doğru kanımca
velakin şu böbürlenmen olmasa, egonu biraz aşağı alsanda
katılım biraz daha yüksek olsa
insan algısından öte bir şey tehayyül edemez
görmediği bir şeyi icat edemez
o yüzden taklit eder sadece, ben yarattım diyemez
"isimleri Allah öğretti" gerçeğini inkar edemez
bu sebeple Allah'sız bilimeri hakikati söyleyemez
meleklerin yaratıldığı üzere zikredilmesi gerekir
Allahı tesbih edebilmeleri için gerekli olan hareket ibadetleridir
melekler dedilerki, adem bizden beri bişeymi
itirazları, kan dökücü neden gerekli
işte çamur, su ve toprak melek değilmi
ona üflediğin ruhta, bize emrin başka bir şeymi?
ol dediğinde her şeyi yapacak olan yine biz değilmiyizki?
siz bilemessiniz dedi yaratan meydana geleceği
yönlendiren olmassa zikredemessiniz beni
önce baş eğin benim adıma onun isteklerine
sonra Adem'e sorun isimlerinizide
diyebilecekleri bir şey yoktu ancak bir etkiyle yapabilirlerdi zikri
Adem hareketin yöneteni,
vücududa dahil kainat melekten mürekkep bir bilgisayar! Allah yarattı
zaten
ama tuşa basan yoksa hiç bir şey gösteremezki kendiliğinden
bir emirden ibaret meydana gelmesse ayrıca an
modelleyemediğimden henüz bahsetmeyaceğim zamandan
tuş takımı biraz karışık, kılavuz mushaftan
her tuşa basıldıkça önüne sayfalar açılıyor Kurandan
zannettiki fikriyle bilgi kendinden, havvasından insan
halbuki kılavuzda yazıyorduki, okunarak basılmalı her tuşa mushaftan
aklına gelene güvenme baş edemessin meleklerimle bile
beni anmadan yönlendirmeye kalkarsan fikirlerinle,
havvanın işvesine bile gücün yetmez, aklın başından gider hevesinle
velakin işin biter cennetle meydana geleceklerle hevesinin vesvesesiyle
ne var bunda? bastıkça gösteriyor işte dedi! cehaletin cesaretiyle
bak işte ne güzel, al bi da, bida... şımaranın adı şeytan ademin içinde
Ne olacakki yaşarız gösterdiğin yerde diyerek Allah kulu
eşiyle duygularının esaretinde, birde affedilmenin coşkusu
sapmayacağına söz vererk dünyaya serdi postu
Sahifelerde yazanlarda. Öğüt olarak avucunda
şuna yakın yazıyordu hemen her kitapda
yine emrinde olurlar iznimle melekler sana
ama şeytanınlada başbaşasın bundan sonra
ancak adımı anarak hareket edenler müstesna
gideceğin yeri kendin belirleyeceksin yaşamınla
Dünyada duygularımın taşkınlığı şeytanın vesvesesi
fakat ayette geçen şeytan yinede eksik bırakıyor modelimi
"şeytanirracim" ile "min şerril vesvasil Hannas"ı ayırtedemiyorum belki
yoksa meleklerin ayrı bir çeşidi enerjide, yaratana sığınmam gereken
şeytani vesvesemin geriye döndürülemez aslında şeytan olmayan ama
yüklendiğiyle şeytanileşen bu enerjimi.
Tıpkı harekete geçirildikten sonra önüne geçilememeside ayrı bir ayet
olan meleklerin gücü gibi.
Zaten cinler de ayrı bir yerden zorluyor modeli..
neyse allah affediyor nasılsa çabaladığım halde bilemediklerimi...
Allah nasip ederse bir gün anlayacağım her halde akledemediklerimi
ibadetlerin üzerine bir iki sözüm var bu model üzerine, izninle
işte bu kainatın tuş takımı ademin önünde ama epey opsiyonlu
oruç modu mesela nefsin ilk şekillendiği durumu
yani oruçluyken vücut makinasına gıdayla etki olmayınca
daha ilahi kıstaslarla basıyor ademoğlu tuşlara
örneğin şehvet olmuyorki havvaya hava atmak için
ahmetin mehmetin hakkını hevesinden yesin
şimdi oruç kimin selameti için. birde ödül bekler küstah sapacağı şeylerle
doldurmadığı midesi için.
salat modu önüne gelen her muhteşem manzarada kainatta
kontrol etmek için: gerçekmi durum, sureti haktan görünen fikrimi acaba?
imam bedel dayatır zaten kendi hayrına yapması gereken salata
cemaat ukala! cennetliktir zaten vakit ayırdığı an a
zekat makinaya gelen enerjiden damızlık geri dönüşen, hem vücudun
içinde gereken
anlamak mümkün değil çekirdekten ne istiyorsun sana karpuz olarak
dönecekken
hac aynı modda olduğunu kontrol etmek için diğer klavye erbabıyla
ömründe bir defa,
on kez giderek başkasının hakkından modundan niye şüphe ettiğinide
anlayamamasıda doğal ya
saygıdan başka bişey duymuyorum hakkıyla gidenlere yanlış
analaşılmasın asla
klavyeyi öğrenmek bir ömür hiç basmadığımız kombinasyonlar var olacak
mutlaka
şimdilik bu kadar hikaye yeter
duana icabet etmek için.
Allah saptırmasın, dünyaya boyanmış kimliğimizi
doğruya kılavuzlasın, acıyarak halimizi
konu ile direk ilgili degilsede yazdıkların, çok güzel açılımlar yapan ve yapacak sözlerin vardı yazdıklarında. Sözlerini ve duygularını arzediş tarzını şiir haline getirmek istiyorum. BUNUN İÇİN SENDEN İZİN VE MÜSADE BEKLİYORUM. Benim şiirlerimin tüm hakkkı tüm müslümanlara mahfuzdur ayrıca.
Yaratıcı bliindiği üzere insanı alak tan ilgiden, yapışan bir et parçasından, sevgiden, alakadan yarattı. Bu demek oluyorki yaratıcı bizi Sevdi de yarattı. Bizim gibi böyle bir şeyi Sevdi ve yarattı. Yaratılmışların temizlikte ve ibadette en mükemmelleri melekler var iken ve onlar Yaratıcılarının emirlerini aynen ve hemen itinayla yerine getirirlerken, Rableri camur, su toprak gibi maddelere (yani aşağılık işler yapabilecek, kan dökebilecek ve fitne çıkarabilecek seçenekli, riskli, ihtimalli insanı ) insanı yaratmak istedi ve kendinden ona ruh, can, dirilik kudreti, muktedirlik, iş yapabilme kaabiliyeti, üfledi, verdi. Niye peki, ne istedi Rab acaba hiç düşündünüzmü?. Yani yaratılış gayemizi hiç düşündünüzmü sorusu oluyor bu soru aynı zamanda.. Bilmemki bu dünya ya ben niye geldim. şarkısı vardı Tanju Okan diye bir sanatcının söylediği.... Doğru biz niye geldik, Ayette yazar.: İbadet etmek için. Hemen ikinci soru: Zaten melekler ibadet ediyorlardı ama..
Rabbimiz biz insanları SEVEREK YARATTI VE ÖZGÜR BIRAKTI O...
SEVEREK VE İSTEYEREK GERİ GELECEKLERMİ diye .. Bizim serbest hareket kabiliyetli şu fani dünya sahnesinde, özgür irade ile şeytan ve onun dostlarını, nefsi dünyevi arzuları bırakıp, tamamen özgür seçimimize dayanan bir seçim ile kendisine yönelmemiz, kendisinin dediklerini hiç bir zorba ve baskı, altında kalmaksızın ve Yaratıcımız olan İlahımızı hiç görmediğimiz halde, hiç cennete veya cehenneme gidipte gelene raslamadığımız halde, gayb olana; varlığına kendimizce bir kabulle seçimimiz ile inanıp ta Rabbimize yönelmemiz (=ibadet etmemiz) için yarattı. Bu rabbimiz için çok değerli bir olgu. Sırf bunu yapabilmemiz için trilyonlarca ayetler koydu kainat denen resim tualine. ve tüm yaratıkları bizim emrimize, zevkimize, ihtiyaçlarımıza amade kıldı. Hariçten söz dinlememiz için ayet ayet hatırlatmalarda bulundu gönderdiği kitablarla, içinimzden En temizlerimizi seçip Elçi kılarak bize uygulanabirlik mefrumunu kanıtladı, ayağımız kaymasın şeytanın sözlerine diye. Beş duyumuzu yaratırken, beşine de hitap edecek çok ayet algılattı bize.
İnsan mahlukatından başka hiç canlıda yoktur ki; eşyayı, olguları, oluşları, yaratılmışların durumlarını bakarak, gözlemleyerek, düşünerek, aklederek, hissederek bunlardan ilahi bir yaratıcıyı bulsun, varabilsin. OLAN ŞEYLERDEN, OLDUĞU BİZATİHİ GAYB=MEÇHUL OLANI BULMAK, ve ONA RAAM OLMAK tır insanın yaratılıştaki vazifesi.
İneğin vazifesidir kendi yavrusunun ihtiyacından fazla süt üretmek, çünkü Yaratıcı öyle yaratmış onu, çilelerle bal yapmaya çalışan arılarda öyle kodlandırılmıştır Yaratıcılarının elinden. Ama insanın cümle yaratılmışların kendisine raam olduğu, meleklerin dahi secde ettiği bir dünya aleminde varlık aleminde tek vazifesi YARATICISINA RAAM OLMAK tır. HEMDE SEVEREK, ZORLA DEĞİL. Hiçbir baskı altındaki inanış iman olmadığı gibi, hiç bir baskı altındaki küfür de sapma değildir.
DÜnyadaki her yaratılmış varlı birer ayet olduğuna göre, SULTAN rumuzlu kardeşin de kendine göre ayetleri görüş biçimi var. Bundan dolayı yadırgamamalı veya ayıplanmamalıdır. Ve her insan aynı ayet görür aynı ayete bakarak. Hatta bir insan aynı ayete defaten bakarak ayrı ayrı zamanlarda farklı ayetler görür varlıklarda, oluşlarda. Tabi işi bir İNŞAAT KALIPCISI edasıyla sınırlamaya da gerenk yoktur. bEN bu olgudan şu şu dersi, şu delilleri çıkardım, başka bir yorumlamayı, tanımlamayı kabul etmem demekte dar bakış açısıcıların tutumu olur.
Ben Kuran da Hz. Musa nın Rabbi ile konuşmaya gittiğinde , halkın bir buzağı heykeline ilah diye tapışını bu ayeti her okuduğumda ayrı ayrı ayetler, ayrı ayrı bakış açıları anladım, farklı şeyler öğrendim, düşünün yani peygamberin arkadaşları tutturmuşlar illaki bizim elle tutulur gözle görülür bi ilahımız olsun, görünmeyene inanmak ne kadar zor gelmiş onlara.. değilmi?? Ben burdan anladıklarımdan bir taneciği şu idi: İNSANLAR ALLAH İŞARET ETTİĞİ YÜKSEK MAKAMLARA ÇIKMAK YERİNE, KOLAYINA KAÇIP, İLAHLARINI KENDİ KATLARINA İNDİRME MEYİLİNDEDİRLER.
Neyse saat:02.12 oldu. yatmam lazım. Yattığımda dinlenmiş olmamı sağlayan Rabbime şükür ile...
"mushafı anlamaya çalışırken gidişin doğru kanımca velakin şu böbürlenmen olmasa, egonu biraz aşağı alsanda katılım biraz daha yüksek olsa"
Sevgili İman,
Değerli eleştiri yazını tam beş kez okudum.Allah razı olsun samimi niyetinden dolayı."Hiçbir resul yoktur ki şeytan onun okuyuşuna birşey katmış olmasın.." Resullerde bile durum böyleyken bizim bundan muaf olmamız düşünülemez.
Ancak,şunu da açıkça belitmeliyim ki, dokunduğumuz alanlar bir çok insanın ezberini bozacak cinsten olunca ister istemez tepkinin odağında oluveriyoruz.
Yani "Kral çıplak!" diyenin durumu gibi.Örneğin,'sakal' mevzuunda 'Kuran' diyen insanların bakışaçıları "Bunun cübbe,sarık gibi yobazlığın simgesi"olması yönündeyken,buna "Allah'ın bir erkeğin üzerinde barındırdığı en büyük şükür göstergesi ve yaratılış gereği" dediğimizde tepkinin tam orta yerinde bulduk kendimizi.
Oysa bunu söyleyen bir "Mahmutçu" değildi.Yani kişi odaklı değil,Allah odaklı bir söylemdi bu.O halde en azından üzerinde düşünülmeliydi.Şahsen bende 'sakal karşıtı' biriyken,söyleyen Kuran yanlısı olunca akan sular durdu ve hemen dikkate alıp uygulamanın yollarını aradım.
Bizler tabiattaki ayetleri Kurandakiler gibi okumaya başlayınca ortaya 'Kuran' diyen insanların bir ayaklarının 'topal' olduğu gerçeği çıktı.Bunu kabul etmek elbette zor olacaktı.Bu ciddi bir bedel istiyordu çünkü.Tıpkı 'sakal' konusunda olduğu gibi.Bunları kimseyi küçümsemek için yazmıyorum,Allah içimi biliyor.
Bakın ben,siteye adeta 'gerilla' gibi giren ve kendilerini "Ehli Sünnet" sayan kişilerle hiç polemiğe girmiyorum.Tartıştığım insanları 'Kurandan yana' olanlardan seçiyorum.Çünkü öncelikle onlar bizim heyecanımızı anlar diye düşünüyorum.Açıkçası 'onları' 'bizden' gördüğüm için bunu yapıyorum.
Katılım "az" görünsede çiddi oranda izlendiğimizin farkındayız."Herkese hatırlayacağı kadar süre verilmiştir." Diyorsa rabbimiz bize kendi hatırlatıcılarımızın izini sürmek düşer.Sonuçta herkes kendi kitabını yazıyor.
"Ben Kuran da Hz. Musa nın Rabbi ile konuşmaya gittiğinde , halkın bir buzağı heykeline ilah diye tapışını bu ayeti her okuduğumda ayrı ayrı ayetler, ayrı ayrı bakış açıları anladım, farklı şeyler öğrendim, düşünün yani peygamberin arkadaşları tutturmuşlar illaki bizim elle tutulur gözle görülür bi ilahımız olsun, görünmeyene inanmak ne kadar zor gelmiş onlara.. değilmi?? Ben burdan anladıklarımdan bir taneciği şu idi: İNSANLAR ALLAH İŞARET ETTİĞİ YÜKSEK MAKAMLARA ÇIKMAK YERİNE, KOLAYINA KAÇIP, İLAHLARINI KENDİ KATLARINA İNDİRME MEYİLİNDEDİRLER."
Selam ŞÜKRÜGİL,
Kıymetli ilgin ve bizimle paylaştığın yazıların için çok teşekkür ederim.
Bakın ben,siteye adeta 'gerilla' gibi giren ve kendilerini "Ehli Sünnet" sayan kişilerle hiç polemiğe girmiyorum.Tartıştığım insanları 'Kurandan yana' olanlardan seçiyorum.Çünkü öncelikle onlar bizim heyecanımızı anlar diye düşünüyorum.Açıkçası 'onları' 'bizden' gördüğüm için bunu yapıyorum.
Selam,
Doğrudur sorularımızın büyük kısmına cevap alamadık. Ehli sünnet olduğumuz için mi HAYIR!
Peki Neden? İtiraz ettiğimiz ve kabul etmediğimiz hususlarla ilgili soru sorduğumuz için. Çoban'ım diye piyasaya çıkıp alenen koyun gütme amacını belli edenlere "amenna" demediğimiz için. Her yazının ardından "şakşakçılık" yapmadığımız için.
Evet Sultan seni izlemeye devam ediyoruz ve gerektiği her an itirazımızı seninle dalaşmak için değil katılımcıları düşünmeye sevk etmek için yapmaya devam edeceğiz inşaAllah.
Katılma Tarihi: 16 haziran 2006 Gönderilenler: 751
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Sultan yazdı
------------------
tabiattaki ayetleri Kurandakiler gibi okumaya başlayınca ortaya 'Kuran'
diyen insanların bir ayaklarının 'topal' olduğu gerçeği çıktı.
-------------------
vurgu önemli
bilim yaftasıyla bozuyorlar düzeni
farklı bişey yapıyolarmış gibi
küçümseyerek müslümanın gözlemini
evren yaratıyolar haşa
ırzına geçerek ilmin bir karış havada burunla
vebalini alarak yaratılımş herşeyin
hak olduğunu ispatlıyorlar vicdanlara cehennemin
bir örnek vereyim mesela
süpersonik hızda triptonik frenle reklam ediyorlar hilkat garibesi,
katliam makinesini marifetmiş gibi
bir tane yaratılmış bulamassın
hızıyla dengeli, fren mekanizması olmayan kütleli
insan kan dökücü cahil hakikat
arabanın camına yapışan sinektemi şimdi kabahat
böyle zulüm olurmu
sokak lambasınadaki ışık bin vat ısı ikiyüz derece
ışığa uçmakla fıtratlı
kelebeği hangi hakla katlettiğinizide söyleyinsene
Kuranda bahsedilen ilim bu değil
öyle inanıyorumki şifa aradığını söyleyen tebabetin
derdi ilaç satmak için hasta ettiklerine ekseriyesinin
biri ahkam kesiyor wavv ne hikmet söylediği
işte bi yerde kelebek kanat çırpınca bilmem ne kadar ötede fırtınalı
yaparmış atlantiği
şak şak şak büyük dahi
burun kıvırıyor verdiğinizde
nemrutun beynine yerleşen sineğin örneğini
ancak mikrobu bulduktan sonra söylüyor
evet kuranda yazıyormuş ilme uygun bu dediği
yani ne hissediyorsun o anda, ne oluyor duygun
devir fen devriymiş kuraklıkda ne mana
fennine kurban yerinden ettiği insanı
üstüste yığıp medeni edecek ya
kızılırmağında yönünü değiştiriverir
ekmeği de o veriyor haşa kullarına ya
kimsenin suçu yok sultan
bak burdada bahsedemiyoruz hala bunlardan
ya ilgisizlikten nasırlı yüreğini, atıyor şeyhinin kucağına
ya aklı eriyor ama fırsat vermiyorlar anlatması için
karınlarını doyurmaktan çocuklarına
çok sıkılıyonum bazen bişey yapamayınca
ne mana bilmekten...
Allah affetsin
ağlıyorum ama
ne farkım var cehenneme girecekten...
------------------ tabiattaki ayetleri Kurandakiler gibi okumaya başlayınca ortaya 'Kuran' diyen insanların bir ayaklarının 'topal' olduğu gerçeği çıktı. -------------------
İMAN YAZDI:
vurgu önemli bilim yaftasıyla bozuyorlar düzeni farklı bişey yapıyolarmış gibi küçümseyerek müslümanın gözlemini
evren yaratıyolar haşa ırzına geçerek ilmin bir karış havada burunla vebalini alarak yaratılımş herşeyin hak olduğunu ispatlıyorlar vicdanlara cehennemin
bir örnek vereyim mesela
süpersonik hızda triptonik frenle reklam ediyorlar hilkat garibesi, katliam makinesini marifetmiş gibi
bir tane yaratılmış bulamassın hızıyla dengeli, fren mekanizması olmayan kütleli insan kan dökücü cahil hakikat arabanın camına yapışan sinektemi şimdi kabahat
böyle zulüm olurmu sokak lambasınadaki ışık bin vat ısı ikiyüz derece ışığa uçmakla fıtratlı kelebeği hangi hakla katlettiğinizide söyleyinsene
Kuranda bahsedilen ilim bu değil öyle inanıyorumki şifa aradığını söyleyen tebabetin derdi ilaç satmak için hasta ettiklerine ekseriyesinin
biri ahkam kesiyor wavv ne hikmet söylediği işte bi yerde kelebek kanat çırpınca bilmem ne kadar ötede fırtınalı yaparmış atlantiği şak şak şak büyük dahi
burun kıvırıyor verdiğinizde nemrutun beynine yerleşen sineğin örneğini ancak mikrobu bulduktan sonra söylüyor evet kuranda yazıyormuş ilme uygun bu dediği
yani ne hissediyorsun o anda, ne oluyor duygun
devir fen devriymiş kuraklıkda ne mana fennine kurban yerinden ettiği insanı üstüste yığıp medeni edecek ya kızılırmağında yönünü değiştiriverir ekmeği de o veriyor haşa kullarına ya
Ne kadar güzel ne kadar derinlikli ifadeler,Allah razı olsun.Rabbim sizi ilme yaklaştırsın.
Katılma Tarihi: 16 haziran 2006 Gönderilenler: 751
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
selam muvahhit
sanki bende farklımı oldu
kaptırmış gidiyordumdu
"hadi lan" dedi, "üfüroyon oradan!"
"bi halt oluyomuş gibi rüzgarından.."
ne diyim abi.. kaldım öyle
şamar gibi indi klavyedeki elime
o hızla kaldırıp kafamı
şikayet edicem ama
"haklı olabilir" dedi, "pekde emin olamassın
tüm satırlarında haklılığına,
olabilir yanlış analaşılanda
muhafazanAllah saptırmaktan gidebilirsin çukura"
yarabbi ne kadar ağır yük ne kadar dar dünya
başladım ağlamaya
ama bişi diyimmi abi, aramızda kalsın
ağlamak bile zevkli geliyor bazan insana
hanım çağırdı içerden o arada
"hadi adam ezan okundu ne bağırttırıyon iftarda
görende bişi yapıyor sanacak
ne varsa bu yaşta ha babam tak tak ta tak tak..
Alah Allah..."
Aha işte! aldın cevabını dedim kendi kendime
anladımki ağlamak bile nimet yerinde
ona bile müsaade edilmeyebilir
Allah izin vermeyince
otur oturduğun yerde.. fazla şikayetlenme..
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma