Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
"Allah'ın boyası...Allah'ın boyasından daha güzel boyası olan kimdir? Biz yalnızca O'na kulluk edenleriz." 2/138
Konu Kuran'da İbrahim resulle ilgili bölümün arasına yerleştirilmiş.Bu bütünlük içerisinde okununca şüphesiz insana bir şeyler veriyor.Ancak tam olarak anlaşılabilmesi için Kuran'ın yönlendirdiği tabiat kitabına gitmekten başka bir seçeneğimiz yoktur.
Hayatında ormanlık alana gitmeyen kimse yotur,beldemizde-bölgemizde.Şayet yukarıdaki ayet tam olarak anlaşılmak isteniyorsa bunun 'piknik' amaçlı değil, 'öğreti' amaçlı olması gerekir.
Bundan sonra da "Rabbim,bununla bize neyi anlatıyorsun?" Sorusu sorulmalıdır.
Ormanlarda ki Çam ağaçlarının rengi hiç solmaz.İşte Allah'ın boyası ile boyanmak budur.
Yani,hiçbir çevresel etki onların rengini değiştiremez.Diğer ağaçlar böyle değildir.Sonbahar geldiğinde renkleri solar,yaprakları dökülür.Onlar Çam ağaçları gibi ölümsüz değildirler.Ormanlar ihtiyaçlarını sadece Allah'tan alırlar.Diğer solan meyve vs. ağaçları gibi insana ihtiyaç duymazlar.Ölümsüzlüğe talip olanlar sadece Allah'ın Boyası ile Allah'tan gelenlerle yetinmelidirler.
Etrafımızdan gelecek tepkilerin bizi değiştirmemesi için yalnızca Allah'tan gelenlerle yetinmek zorundayız.Aksi takdirde rengimiz solar,ayağımız kayar.
Bu gün 'İslam Dünyasının' rengi soluktur.Nedeni de işte bu Allah'ın boyasının dışında başka boyalarla boyanma arzusudur.Allah'ın Boyası esas alınsaydı Avrupalının 'değerleri' nin ardısıra koşturulurmuydu?Ecnebiler yanıbaşımızda bu kadar kolay cirit atabilirlermiydi?
Umut sadece 'Dini Allah'a halis kılanlardadır.' Ölümsüzlüğü ancak onlar insanlığa gösterebilir,rengi atanlar değil.
Her yeşil ölümsüz değildir,yanılmayasınız.Sadece Allah'ın elindeki kutuda olan yeşil ölümsüzdür.Bunu gözlemlemek için bu Orman ayetinin başında tam dört mevsim geçirmek gerekir.Solup solmadığından emin olmak için.Başka türlü kalp tatmin olmaz,ayette kendini açmaz.
Katılma Tarihi: 15 temmuz 2006 Yer: ABD Gönderilenler: 266
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Selam,
Denizlerin Kaynatilmasi
Su molekullerinin kinetik enerjisi arttirilarak denizlerin kaynatilmasi saglanabilir.
Belirli bir frekans yeterlidir.Bunun icin kaynagin cok guclu olmasi gerekir.Bu gucu biz su an icin kulanamiyoruz.Yuce Allah dilerse bu gucu kullanabiliriz ya da dilediginde Yuce Allah bunu gercekceklestirir.
Bunun minik bir ornegi micro dalga firinlardir.Micro dalga firinlar belirli frekansla su molekullerinin kinetik enerjisini arttirarak yiyeceklerimizi isitmakta ve hatta pisirmektedir.
Denizlerin ateslenmesi/yanmasi
Belirli bir frekansta Deniz suyu ve tuzlu suyun yanmasi,bunu siz izleyin.
Butun herseyin dunyanin,gunesin,denizin,akliniza ne geliyorsa bir rezonans frekansi vardir/parcalanma noktasi.Herhangi bir nesneye rezonans frekansi uygulandiginda,o nesne parcalanir.
Bunun kucuk bir ornegi,cigliklariyla cam bardaklari kiran insanlar.Cigliklariyla,cam bardagin rezonans frekansini yakaladiklarinda cam bardagi kirmaktalar.Denizlerin ateslenmesi bolumunde linkini verdigim goruntudeki tupun icinde bulunan deniz suyu ve tuzlu suya rezonans frekansi uygulandiginda Deniz suyunun/tuzlu suyun parcalanmasini yanma olarak izliyoruz.(cin 13’e gore bu yuzyillardir yapilan suyun iyonize edilerek aciga cikan hidrojenin yakilmasi.Bizde ona aciga cikan hidrojeni bir tetikleyiciyle yakmasini onermistik.)
Sayin Sultan ve cin 13 arasindaki bir diyalogtan kesit.(maviler sultan’a ait)
1.Maddenin iç yapýsý üzerinde uzun süredir çalýþýyoruz. Ýzlediðiniz tv, kullandýðýnýz bilgisayar bu alandaki çalýþmalar ile icat edildi. Bu araþtýrmalar nafile mi?
Nafile olduðunu icat edenler söylüyor.Ama biz,"Allah"lý olarak söylediðimiz için karþýmýzda sizi buluyoruz!
Allah, bu alaný oyun ve eðlence olsun diye mi yarattý ki ibret alanýmýz dýþýnda olsun? Yoksa boþuna mý yarattý?
Bunlarý Allah yaratmadý. (Halaka yapmadý) Belki buradan hareketle anlayýþ farkýmýz kapanabilir.
Allah binek olarak at,deve yaratti ama otomobil ucak,uzay mekigi yaratmadimi?Bizmi yarattik,hadi yumusatalim bizmi yaptik?
Yasin-42 Onlar için gemilere benzer, binecekleri baþka þeyler de yarattýk.
Sadece binekler degil,insanlarin yaptigi ne varsa Allah yaratmistir.Bunu ben soylemiyorum ibrahim(a.s) soyluyor.
Saffat 96- Allah sizi ve amelinizi halkeyledi.
Isterse put olsun.
Allah herseyin yaraticisidir.(Zumer 62)
Dunyanin ¾’u su kalani ise kara/toprak.insanin3/4’u su gerisi toprak.Su ve toprak/deniz ve sahil cehennemse, dunyada cehennem,insanda.Cenneti gorebilene askolsun.
Demiri yumusatmak kolayda tas’I yumusatmak zor.
Cok seyden bahsedilmis,birkaci hakkinda bende gorus belirtmis oldum.
1- &nbs p; Güneş`e ve onun parıltısına ant olsun ki,
2- &nbs p; onu izlediği zaman Ay`a,
3- &nbs p; ona parlaklık verdiği zaman gündüze,
4- &nbs p; onu sarıp örterken geceye,
5- &nbs p; göğe ve onu yapana,
6- &nbs p; yeryüzüne ve onu yuvarlakça döşeyene,
7- &nbs p; nefse ve onu düzenleyene;
8- &nbs p; -ki O, ona fücurunu ve takvasını ilham etti- (ant olsun ki,)
9- &nbs p; onu arındıran gerçekten kurtulmuştur.
10- &nb sp; Ve onu örten de kesinlikle zarara uğramıştır.
1 1- &nbs p; Semud azgınlığı sebebiyle yalanladı;
1 2- &nbs p; en zorlu bedbahtları görevi kabul edip gittiği zaman,
1 3- &nbs p; Allah`ın elçisi onlara demişti ki: "Allah`ın devesi!" ve "Onun su içmesi!"
1 4- &nbs p; Fakat onlar, onu yalanladılar, deveyi de inciklerini kesip öldürdüler.
Rabbleri de günahları dolayısıyla onları düzleyiverdi (yerle bir etti).
1 5- &nbs p; Ve o bunun sonucundan korkmayarak.
Ayetlerin tahlili:
Toplu meal:
1-10: Güneş`e ve onun parıltısına, onu izlediği zaman Ay`a, ona parlaklık verdiği zaman gündüze, onu sarıp örterken geceye, göğe ve onu yapana, yeryüzüne ve onu yuvarlakça döşeyene, nefse ve onu düzenleyene, verene -ki O, ona fücurunu ve takvasını ilham etti.- ant olsun ki (tüm bunları kanıt gösteririm ki);
onu (nefsi) arındıran gerçekten kurtulmuştur
ve onu (nefsi) örten kesinlikle zarara uğramıştır.
Lâfzî (sözcük) anlamları itibariyle ilmî mucizeler içeren ayetler, mecazî manaları itibariyle de yaşamsal gerçekleri dile getirmektedir.
Örnek olarak, Ay`ın Güneş`i izlediğine dair ifade, Güneş Sistemi içindeki tüm gök cisimleri gibi Ay`ın da, Samanyolu Gökadası`nda 225 milyon yılda tamamladığı yörüngesindeki yolculuğunda Güneş`in peşinden gittiği gerçeğini ortaya koyan bir ifadedir. Güneş Sistemi ve Samanyolu Gökadası`nın keşfinden sonra bilimsel nitelik kazanan bu bilgi, Kur`an`ın indiği dönem için ise bir mucizedir. Keza aşağıda daha ayrıntılı olarak açıklanmış olan, yeryüzünün yuvarlakça döşendiğine dair ifade de Kur`an`ın indiği dönem için bir mucize niteliğindedir.
Ayetlerden, mecazen de bir çok anlam çıkarmak mümkündür.Meselâ:
- Burada üzerine kasem edilen " الشّمس Güneş", tüm insanlığı asırlardır aydınlatan ve bundan sonra da aydınlatacak olan Kur`an`dır. "Onun parıltısı" ise, Kur`an`ın insanlığa sunduğu mutluluktur.
- "Güneş`i takip eden Ay"dan maksat, Kur`an`a uyan Peygamber ve inananlardır.
- "Gündüz"; Kur`an ışığıyla aydınlanmış toplumları, "Gece" ise; Kur`an ışığından mahrum kalan cahil toplumları simgelemektedir.
- "Sema"; Kur`an`dan aldığı canla kendini üstün hâle getirmiş kimseler, "Yer" ise; Kur`an`dan yararlanmayıp küfür ve fücur batağında, toz toprağında yuvarlanıp duran kesimdir.
- "Semayı yapan"; Kur`an`dan alınan ve insanı yücelten İslâmî ilkeler, "yeri yapan" ise; Kur`an dışı ilkeler ve anlayışlardır.
- "Can ve canı tesviye eden"; insan ve insanı iyi ya da kötü yapan etmenlerdir ki böyle olduğu, arkadan gelen 8. ayetten de anlaşılmaktadır.
"Dunyanin ¾’u su kalani ise kara/toprak.insanin3/4’u su gerisi toprak.Su ve toprak/deniz ve sahil cehennemse, dunyada cehennem,insanda.Cenneti gorebilene askolsun.
Demiri yumusatmak kolayda tas’I yumusatmak zor.
Cok seyden bahsedilmis,birkaci hakkinda bende gorus belirtmis oldum.
Selam."
Selam Muhiddin,
Üretilen bütün araç-gereçlerin hammaddesi elbetteki yeryüzünde mevcuttur ve bu anlamda hepsinin yaratılışı Allah'a aittir.Tıpkı esrar,eroin vb.şeylerin hammaddelerinin Allah'a ait olması gibi.Oysa örneğin,elma,armut,yumurta tüm aşamalarıyla ve herşeyi ile Allah'ın yaratışının ürünleridir.Bu bağlamda bizim muhakkak bağımlı olduklarımızda bunlardır,İnsanın değiştirip yeniden ortaya çıkardıkları değil.Geminin özel durumunu daha önce izah etmiştik.
Yukarıda ki alıntı yaptığım ifadelerine gelince:
Şu an Dünyanın 3/4'ünün su olması burada yaşamı etkilemiyorki neden böyle bir örnek verdiniz?Yine insanın da 3/4 'ünün su olmasıda yaşama engel değil.
Bizden,"Yaratan Rabbin adıyla Oku"mamız isteniyorsa elbetteki okuyacaklarımız yaratılmışlar olacaktır.Bu doğrultuda Dünyanın çok önemli bölümünü oluşturan denizlerin bize bir öğreti sunmak için varedildiklerini görmezden gelemeyiz.
"O ışıktan size ya ısınmak için kor,ya da bir Huda getireceğim"Musa'nın bu ifadesi herşeyin iki boyutunun olduğunun açık bir göstergesidir. Unutmayın denize sadece yüzmek ve avlanmak için gidilmez.
Yaşadığımız Dünya yaşayacağımız ahirettekinin çok küçük bir kopyası,tıpkı bir Dünya haritasının bu Dünya üzerinde kapladığı yer kadar.Ben inanıyorum ki her cennet ehline bu günkü dünya büyüklüğünde mekan verilecek,"Yarışanlar bunun için yarışsın"diyor Yüce Allah.Varın siz insanlığın bugün uğruna yarıştığı/ savaştığı şeyleri düşünün!
Eğer ufkumuzu, anlayışımızı belli kalıplara sokarsak çok yakında 'Hanif Dostlar Mezhebini' kurarız,Allah korusun.Bu tehlike her zaman mevcut olacaktır."Hanefi" mezhebininde böyle kurulmuş olması muhtemeldir.
Tekrar ediyorum:
Sahillerdeki sorumsuz Deniz yaşamı nasıl ve kimlerin orada yaşayacağı noktasında çok önemli bir cehennem fotoğrafıdır.
Denizlerde yaşayan canlı
türlerinin sayısı dağlardakinden çok daha fazladır. Bu canlılar ise dünya
ekosistemin dengesi için ölümcül değere sahiptirler.
Denizlerin içindeki yanardağ
ve gaz kaynakları dünyanın karbon dengesinin korunmasında büyük rol oynarlar.
Denizler olmasaydı çoktan pişer, dünya canlıların yaşayamayacağı bir gezegen
olurdu. venüs gibi.
Denizlerin gel-git
dolayısıyla oluşturduğu (sürtünme enerjisi) dünyamızın manyetik alanının korunmasını
sağlamakta, bu da kozmik kaynaklı yüksek enerjili parçacıkların dünyamıza
ulaşmasına engel olmaktadır. Bu da bizim ilk günden kan kanserinden ölmememizi
sağlamaktadır.
Denizlerdeki sıcak su
akıntıları dünyanın iklimi üzerinde birinci derecede önemlidir. Bu akıntılardan
biri (popüler olanı söyleyelim : gulf stream) bir gün akmasa, sıcak
evinizin havası bir günde değişir.
Buzullar, dünya ikliminin dengesindeki en önemli bölgelerden biridir.
Kutuplar, dengeyi sağlar.
Denizler, radyasyona karşı
kalkan görevi gördüğünden, ozon tabakasındaki sorun büyüdüğünde insanlığın
sığınacağı yer denizler olacaktır.
sultan Yazdı:
Eğer ufkumuzu, anlayışımızı belli
kalıplara sokarsak çok yakında 'Hanif Dostlar
Mezhebini' kurarız,Allah korusun.
Sitedeki bugüne kadar
yazılmış en yaralayıcı konulardan biri bu konu.
İnsanlar kategorize edilerek
cehennemlik ve cennetlik ilan edilmiş, Allah�ın nimetleri cehennem sembolleri
olmuş, araştırma, sorgulama, bilim hava
civa ilan edilmiş, üstelik buna �aferin�
diyenler olmuş.
__________________ Dinin bakış açısına göre,tüm bu fantastik harikulade evren,tüm bu karmakarışık şeyler, ancak, Tanrı’nın, insanların iyi ve kötü için çabasını gözlediği bir sahnedir.. Bu sahne,bu oyun için çok büyük!
Saffat 96:
"Oysaki sizi de yaptığınız şeyleri de Allah yaratmıştır."
Zümer 62: "Allah
Haalik'tir, her şeyin yaratıcısıdır"
Ayetleriyle
hatırlattığı üzere Allah, her alemi insanoğlu için birer ibret olarak
yaratmıştır.Bkz. Bakara 164
Oysa bazılarına
göre bazı alemler bizim ibret alanımız dışındadır.
sultan Yazdı:
Maddenin iç yapısı bizim ibret
alanımızın dışındadır.
hatta bu alemleri
Allah yaratmamıştır.
sultan Yazdı:
Bunları Allah yaratmadı.
(Halaka yapmadı) Belki buradan hareketle anlayış farkımız kapanabilir.
Bunun nedeni, o
alemlere bakmak için kötü, hava civa, hep hayal kırıklığı hep hüsran olan
bilime ihtiyaç olduğu olabilir mi?
Hayatımızdan
kovduğumuz bilimi kullanmaktansa o alemleri ibret alanımızdan çıkarırız, bir de
üstüne bunları "Allah yaratmadı" deriz.
-----------------
Filozofİmam Gazali, Sn.Muhiddin'in hatırlatmış
olduğu ayetlere bakarak "Benim yaptıklarımı ben yapmıyorum, Allah yapıyor"
sonucuna varmıştı.
Bu sonuç, ahlaki
eylemlerin sorumluluğunu Allah'a yüklemeye götürmektedir. Mutlak kaderci bu
yaklaşım çok önceleri "stoa felsefesi"nde mevcuttur.
İnsanın
davranışlarında mutlak özgür olduğunu savunan bilim-dışı görüş ile bu görüş
birbirine zıt iki kutbu anlatmaktadır.
Saffat 96:
"Oysaki sizi de yaptığınız şeyleri de Allah yaratmıştır."
Zümer 62: "Allah
Haalik'tir, her şeyin yaratıcısıdır"
Ayetleri İmam
Gazali'yi doğrulamakta mıdır?
__________________ Dinin bakış açısına göre,tüm bu fantastik harikulade evren,tüm bu karmakarışık şeyler, ancak, Tanrı’nın, insanların iyi ve kötü için çabasını gözlediği bir sahnedir.. Bu sahne,bu oyun için çok büyük!
Katılma Tarihi: 30 nisan 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 1235
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Saffat 96: "Oysaki sizi de yaptığınız şeyleri de Allah yaratmıştır."
Zümer 62: "Allah Haalik'tir, her şeyin yaratıcısıdır
Selam
Daha önceki bir yazımda insanların yaratıcılığı olarak anladığımız şeyin aslında yaratıcılık değil var olanı meydana getirmek.Keşf etmek yeteneği olduğuna değinmiştim.Yukarıdaki ayetlerde benim bu görüşümü destekleyen nitelikte.
Yaratıcılık sadece Allah'a mahsustur.O eşi ve benzeri bir örenği yokken bir şeyi yoktan var edendir.
İnsanoğlunun yaptığı olabilirlikleri doğru şekilde bir araya getirip sunmasıdır.
yukarıdaki ayetleri insanların kötü amellerini yaratan Allahtır şeklinde anlayan zihniyet kuranın tamamındaki
İnsanoğlu neden dünyada?
sorusuna verilen cevapları tam anlayamamıştır.
Bir insanın bu dünyada azgınlıkta bozgunculukta ileri gidip bunları yapıyor olması Allahın kudreti dahilindedir.Dünyada belirli bir süre yaşatılmak ve özgür seçim hakkı tanınmış olmak o kimseyi Allahın kudreti dışında yapmaz.Bir insanın dinyada hayra barışa yönelik işlerde yolu ned kadar açıksa aynı kimsenin azgınlıkta bozgunculuk yapmakta yoluda o kadar açıktır.
Peki Allah azgınlıkta ileri gidenlere bu dünyada hiçmi karışmaz?
Karışır.Durumun böyle olduğunu belirten ayetlerde mevcuttur.
__________________ O, yaratıp şekillendiren, âhenk veren ve düzene koyandır
Katılma Tarihi: 16 haziran 2006 Gönderilenler: 751
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Selam
her yazı kardeşler
okuyanı için bir şeyler anlatır
yazılma sebebini anlatır
birde yazarını anlatır
bahse konu yazı
ilmin yüceliği ile ilgili ahkam keserken
kaleme alınma sebebini:
Bkz: Oturduğu yerden sallamak.
Bkz: Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak
Bkz. İnsaf
Bkz: Sınıflandırma, ötekileştirme, ad koyma
Bkz. Şakşakcılık
ara başlıklarıyla beyan etmekte,
Yazarın samimi düşüncesi olarak;
kendi anlayışıyla kaleme aldığı yazıların
aslında korunması gereken değerleri
yukardaki nedenlerle
yaralanmasına sebep olmanın getirdiği
vicdan azabıyla
hatasını anlamak yerine
cehlini bilmeyi,
ulaşılacak en üst makam olarak gören kişileri
karalayarak ızdırabını hafifletmek
oarak
görünmekte.
yanlış anlaşılmasın
cin13 kardeşime üzmek kastıyla değil bu yazı
bahse konu yazısıyla
kendisi cehl'e layık olmadığını ispatladı
fakat tüm samimiyetimle
okuyan kardeşlerime
belki yararı olur düşüncesiyle
sevgiyle
“Yaralayıcı” dedim, “yaralandım”
değil. Yanlış anlama olmuş,olabilir.
Yaralayıcı, çünkü, insanlar sınıflandırılarak, cehennemlik-cennetlik ilan ediliyor. Bu yazıları okuyan sessiz çoğunluk için, bu tip ayrıştırmalar yaralayıcı olacaktır.
Kaleme alınma sebeplerini
bağlantılar vererek açıkladım. Bunu müthiş yakalamışsınız.
Ama yazıyı yazma nedenimi vicdan
azabıyla ilişkilendirmeniz o kadar da müthiş olmamış, çünkü ilgisiz.
Fikriniz o kadar sabit ,kendinizin hata yapmış olabileceğinden o kadar kuşkusuzsunuz ki, benim vicdan azabıyla, ıstırapla bunları yazdığımı düşünüyorsunuz.
Ama sanırım vicdan azabı duyması
gereken kişi sizsiniz. Neden:
cin13 Yazdı:
Şunu tercih
ediyorum.Bir kişinin fikirlerini eleştireceğim zaman onun önceki yazılarının
mümkün olduğunca fazlasını okuyarak düşüncelerini daha iyi anlamaya
çalışıyorum. Örneğin birini kurandan kopuk yazmak ya da bilim insanları
hayranlığı ile itham edeceğim zaman kişinin ne söylediğini anlamak için örneğin
bu başlık altında birkaç sayfa önce yazdığıma ya da “dünü olmayan gün” ve
“kararlı durum kuramı” nı neden yazdığına bakarım..
cin13 Yazdı:
Varsa
eleştiriniz faydalanırım. Gerekirse madde madde tartışırız. Bu konularda cidden
konuşmak isteyenler önce ne söylenildiğini anlasınlar.
Bana yaptığınız ithamlara
cevap olarak önceki yazılarıma bakmanızı önerdim. Okusaydınız bana olan
ithamlarınızla fikirlerimin alakasız olduğunu görürdünüz. Var mıydı bir
cevabınız? Yok. Sallamaya devam.
Bu durumda beni karalama
yapmak ile suçlamak yerine asıl karalamanın kimin tarafından yapıldığına tekrar
bakınız. İsterseniz tek tek gidelim.
Şu, yirmibeş sayfayı tekrar
okuyun dakim nasıl ahkam kesiyor, kim
kimi neyle itham ediyor bir bakın. Genellemeleri kim yapıyor, bakış açıları
dayatıyor ?
Siz, bilim düşmanlığını,
sınıflandırmaları, genellemeleri,dayatmaları alkışlayacaksınız, bu bakışları “mushafa uygun”
olarak niteleyeceksiniz, bizi türlü şekillerde suçlayacaksınız, sorduğumuz
sorulara cevap vermeyeceksiniz , biz de bunlara itiraz edince ahkam kesiyor mu
olacağız?
Asıl ızdırap, ilgisiz
yakıştırmaları yaptıktan sonra yaşanıyor olmalı. Keşke, yazdıklarımda hatalarımı gösterseydiniz, ithamlarınızı
yazdıklarım ile delillendirebilseydiniz ki, sizin makamınızca cehle layık
gösterilebilseydim. Tespite bakınız. Aşinasınız ne de olsa hüküm koyma
konusunda.Benimle ilgili bu kaçıncı ?
Yazımı sizin tarzınızda
bitireyim.
Sakın yanlış anlaşılmasın Sayın İman ile derdim yok. Kim haklı kim haksız karar
veren o ya, İsterdik ki suçlarken dayanak
sunsa. Kendinden çok emin hata yapmaz asla Bir de kendine ayna alsa Tam süper olacak zannımca.
__________________ Dinin bakış açısına göre,tüm bu fantastik harikulade evren,tüm bu karmakarışık şeyler, ancak, Tanrı’nın, insanların iyi ve kötü için çabasını gözlediği bir sahnedir.. Bu sahne,bu oyun için çok büyük!
Katılma Tarihi: 15 temmuz 2006 Yer: ABD Gönderilenler: 266
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Selam,
Saffat 96: "Oysaki sizi de yaptığınız şeyleri de Allah yaratmıştır."
Daha önceki bir yazımda insanların yaratıcılığı olarak anladığımız şeyin aslında yaratıcılık değil var olanı meydana getirmek.Keşf etmek yeteneği olduğuna değinmiştim.
Sayin Savana,
Sizi Allah’in yarattigina inaniyorsunuzda,yaptiginiz seyleri,yani fiillerinizi Allah’in yarattigina nicin inanamiyorsunuz.Ikiside ayni ayette yanyana.Sizi de Amelinizide Allah yaratmistir.Sadece sizi degil.
var olanı meydana getirmek
Suan yazistigimiz computer, biz meydana getirmeden/biz yapmadan once nerede vardi?(merak ettigim icin sordum isterseniz cevaplamayabilirsiniz)Bu computer bizim yaptigimiz bir sey ise egerBizim yaptigimiz seylerin de yaraticisi Allah degil mi?
Bazen ayetin bildirdigi kafamizdaki bilgiyle uyusmayabilir.O zaman ayeti kafamiza degil, kafamizdaki bilgiyi ayete gore duzenleyelim.Tefekkur’un onemi birkez daha kendini gosteriyor.
Allah herseyin yaraticisidir. (zumer-62) sadece at,deve yaratmadi otomobilide,ucagida,uzay mekiginide, yaptigimiz seylerin hepsinide,bizide Allah yaratti. o her an bir olusumdadir ve bilmedigimiz nice seyler de yaratacaktir.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma