Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Katılma Tarihi: 15 haziran 2005 Yer: Turkiye Gönderilenler: 231
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Ra’d 7 : O kâfirler: "Rabbinden ona bir mucize indirilmeli değil miydi?" derler. Sen bir uyarıcıdan başka bir şey değilsin ve her kavim için bir hidayetçi vardır. هَادٍ
Ra’d 27 : Yine o iman etmeyenler diyorlar ki: "Ona Rabbinden bir âyet indirilseydi ya." De ki: "Hakikaten Allah, dilediğini dalalette bırakır ve kendisine yöneleni de hidayete erdirir."
İskender Bey mealinde :
RAD - 27
Ve yekûlullezîne keferû lev lâ unzile aleyhi âyetun min rabbih(rabbihi), kul innallâhe yudillu men yeşau ve yehdî ileyhi men enâb(enâbe). وَيَهْدِ 10;
"Ve kâfirler: "Ona, Rabbinden bir âyet (mucize) indirilse olmaz mı?" derler. De ki: "Allah, dilediği kimseyi dalâlette bırakır ve O'na yönelen (ulaşmayı dileyen) kimseyi, Kendisine ulaştırır (HİDAYETe erdirir)."
Şimdi ortada yanlış bir anlama var. Ayette Enâbe ‘den bahsederken İskender Bey ulaşmayı dileyen olarak algılıyor. Peki bu enabe ne olarak anlaşılmalıdır ? Buna bakalım : أَنَابَ
Kaf 32 – 33 Onlara denir ki: "İşte size vaad edilen bu cennet, Allah'a yönelen, O'nun emirlerine riayet eden, görmediği halde Rahman olan Allah'tan korkan ve O'na yönelen bir kalple gelenlere mahsustur.
Görülüyor ki ayette geçen yönelme Allah’a ulaşmayı dilemek değildir.Buradan kasıt Allah’ ın emir ve yasaklarını yerine getirme anlamına geliyor.
Biz inabe kavramını başka bir araştırmaya bırakalım.
Ra’d 31 Bir Kur'ân ki, onunla dağlar yürütülse veya onunla yer parçalansa veya onunla ölüler konuşturulsa (o yine bu Kur'an olurdu). Fakat emir bütünüyle Allah'ındır. İman edenler, kâfirlerden ümit kesip daha anlamadılar mı ki, Allah dileseydi, elbette insanların hepsine toptan hidayet buyururdu. O küfürde direnenlerin kendi sanatlarıyla başlarına musibet inip duracak, ya da yurtlarının yakınına konacak. Nihayet Allah'ın vaadi gelecek. Muhakkak ki, Allah vaad ettiği zamanı şaşırmaz.لَهَدَى
Dikkat edin ; eğer hidayet Allah’a ulaşmak olsaydı Allah kendisine ulaştırır demez miydi ? Ama hidayet buyurdu diyor.
İbrahim 4 - Biz, her peygamberi, ancak bulunduğu kavminin diliyle gönderdik ki, onlara apaçık anlatsın. Bu itibarla Allah dilediğini sapıklıkta bırakır, dilediğini de hidayete erdirir. O her şeye galibdir, hükmünde hikmet sahibidir وَيَهْدِ 10;
Ra’d 31 ‘deki ile aynı mana var.
İbrahim 21 - İnsanların hepsi Allah'ın huzuruna çıkacaklar. Ve zayıflar büyüklük taslayanlara şöyle diyecekler: "Bizler, sizlere uymuştuk. Şimdi siz, Allah'ın azabından en ufak bir şeyi bizden savabilir misiniz?" Onlar da diyecekler ki: "Allah bizi hidayete erdirseydi, biz de size doğru yol gösterirdik. Artık şimdi bizler sızlansak da sabretsek de birdir. Çünkü kaçacak yerimiz yoktur." لَهَدَيْ 06;َاكُمْ
Nahl 9Doğru yolu göstermek Allah'a aittir. Onun eğrisi de vardır. Allah dileseydi, sizin hepinizi hidayete erdirirdi . لَهَدَاك 15;مْ
Nahl 36 - Andolsun ki biz her ümmete, "Allah'a ibadet edin ve putlara tapmaktan sakının." diye bir peygamber gönderdik. Allah, bu ümmetlerden bir kısmına hidayet etti, bir kısmına da sapıklık hak olmuştur. Şimdi yer yüzünde bir gezip dolaşın da bakın ki, peygamberleri yalanlayanların sonunun ne olduğunu bir görün? هَدَى
Nahl 37 - (Ey Muhammed!) Sen o kâfirlerin hidayete ermelerini ne kadar istesen de Allah, saptırdığı kimseyi hidayete erdirmez. Onların hiçbir yardımcısı da yoktur. يَهْدِي
Nahl 64 - Ey Resulüm!) Biz, sana bu kitabı (Kur'ânı) sırf hakkında ihtilafa düştükleri şeyi insanlara açıklaman için ve iman edecek topluma bir hidayet, bir rahmet olsun diye indirdik. هُدً
Yine Kur’an hidayet kelimesine mukabil olarak kullanılmış.
Nahl 93 - Allah dileseydi elbette hepinizi tek bir ümmet yapardı. Fakat Allah dilediğini saptırır ve dilediğine de hidayet verir. Şüphesiz ki, (kıyamet gününde) bütün yaptıklarınızdan sorumlu tutulacaksınız. وَيَهْدِ 10;
Nahl 102 - Ey Muhammed!) Onlara de ki: "Kur'ân'ı Cebrail, iman edenlere sebat vermek, müslümanlara bir hidayet ve bir müjde olmak için Rabbinin katından hak olarak indirdi. هُدًى
Hidayet kelimesi yine Kur’an a karşılık olarak kullanılmıştır.
Nahl 104 - Allah'ın âyetlerine iman etmeyenleri, muhakkak ki Allah hidayete erdirmez ve onlara can yakıcı bir azab vardır. يَهْدِيه 16;مُ
Demek ki hidayetin temeli neymiş : ALLah’ın ayetlerine iman etmekmiş.
Nahl 107 - Bu şundan dolayıdır ki, onlar, dünya hayatını sevmiş ve onu ahirete tercih etmişlerdir. Allah da kâfirler topluluğunu hidayete erdirmez. يَهْدِي
Estağfirullah. Elbette hidayet kavramını Allah'a ulaşmak olarak yorumluyorsanız o zaman Kur'an da dalalet kavramının da Allah'a ulaşmamaktan anlamına gelir ki yeni araştırma konumda bu olsun.
Selam Tardu
Sevgili dostum bu başlık altındaki bir önceki yazımda hitabım sana değildi elbet. Senin bu başlık altında yapmış olduğun yorumlara tamamıyla katılıyorum.
Tabiki ve kesinlikle Hidayet demek Allah'a (zatına) ulaşmak demek değil ama Allah'a ulaşmayı umanlar (zatına değil) ve buna uygun tavırlar sergileyenler hidayet üzere olanlardır. Allah'a ulaşmanın onun zatıyla kaynaşmak gibi bir anlamı tabiki asla yoktur. Allah'ın huzuruna çıkacağını ve O'na hesap vereceğini bilen bir insan O'na kavuşmayı umar.
Hidayet Allah'a değil yoluna ulaşmak/kavuşmak demektir. Bu yol da sıratı müstakim yoludur. Haniflik yoludur. Bu yolun yolcuları Allah'ın huzuruna hoşnutlukla ulaşırlar.
Hem eğer önemli olan Allah'a ulaşmaksa Allah'a ulaşmayacak insan mı var? Mümin, kafir, müşrik, münafık herkes ölünce Allah'a ulaşacak malum. Hepimiz O'na döndürüleceğiz.
Bir başka açıdan bakarsak zaten her an Allah bizimle biz de Allah'layız. Ulaşmak da ne demek?
"Ulaşma" tamamen mecazidir.
"Allah'ın huzuruna varacağını bilmek ve bu uğurda hayat sürmek veya sürmemek" konu bu.
Örneğin Allah'ın eli, yüzü vs. tabirler gibi Allah'a ulaşmak tabiri de mecaz olarak kullanılmıştır. Yoksa Allah'ın ne eli ne de yüzü var. Bunun gibi Allah çabalayarak yanına varılabilecek/gidilebilecek bir varlık değildir. Gidilip de zatıyla birlenilebilecek bir varlık da değildir.
Mecazi tarz edebi bir konudur. Bazı tarikatçı insanlar edebi yönden kötürüm olduklarından kelimeleri olduğu gibi almakta ısrar ediyorlar. Bu bazıları neden Allah'ın eli,yüzü gibi kelimeleri de mecaz değil de gerçek olarak anlamıyorlar acaba? Ayrıca bu insanlar "istiva" kavramından ne anlıyorlar acaba?
Tardu kardeşim Sözün özü farklı düşünmüyoruz. Ben yazdıklarına tamamen katılıyorum ve sadece bir ekleme yapmak ve farklı bir bakış açısı katmak istemiştim.
Saygılar
Allah'a ulaşma/kavuşma konusu neden ve nasıl çarpıtılıyor?
Katılma Tarihi: 15 haziran 2005 Yer: Turkiye Gönderilenler: 231
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Anlıyorum abi. Zaten size de hidayeti Allah'a ulaşmak olarak anlıyorsunuz demedim. Şimdi zaten İskender Evrenosoğlunun hidayeti anlattığı üçüncü ihtarı okursanız benim aldığım pek çok ayeti almadığını görüyorsunuz.
Hidayet konusunda aynı düşünüyoruz. Az kaldı. Son yorumu beraber tartışırız.
Katılma Tarihi: 15 haziran 2005 Yer: Turkiye Gönderilenler: 231
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Nahl 125 - (Ey Resulüm!) Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle çağır! Ve onlarla en güzel şekilde mücadele et. Şüphesiz Rabbin kendi yolundan sapanları en iyi bilendir ve O, hidayete kavuşanları da en iyi bilendir. بِالْمُه 18;تَدِينَ
İsra 2 - Musa'ya da kitap verdik ve beni bırakıp başkasını vekil edinmeyiniz diye onu İsrail oğulları için bir hidayet kıldık.هُدًى
Görüldüğü gibi bu ayette de Allah kitabı (Tevratı) hidayet kelimesine mukabil kullanmış.
İsra 97 - Allah kime hidayet verirse, o doğru yoldadır. Kimi de hidayetten uzak tutarsa, artık bunlar için Allah'tan başka hiçbir yardımcı bulamazsın. Ve biz, o kâfirleri kıyamet günü kör, dilsiz ve sağır oldukları halde, yüzleri üstü sürünerek haşredeceğiz. Varacakları yer cehennemdir; ateşi dindikçe onun ateşini artırırız. يَهْدِ اللَّهُ
Kehf 13 - Biz sana onların kıssalarını gerçek olarak anlatacağız. Hakikaten onlar, Rablerine iman eden birkaç genç idi. Biz de onların hidayetlerini artırdık. وَزِدْنَ 75;هُمْ هُدًى
Hidayetlerini artırdık ? Hidayet eğer Allah’a ulaşmak ise nasıl artıyor ? Mümkün mü böyle bir şey ?
Kehf 13 ü ayrı bir başlık altında inceledim. Bu hususu dileyen arkadaşlar oradan da takip edebilirler. Orada Farklı meallerden de örnekler verdim.
Kehf 17 - Ey Muhammed! Baksaydın güneşin doğduğu zaman mağaranın sağ tarafına yöneldiğini, batarken de sol taraftan onları makaslayıp geçtiğini görürdün. Onlar, mağaranın geniş bir yerinde idiler. İşte bu Allah'ın mucizelerindendir. Allah kime hidayet ederse, işte o, hakka ulaşmıştır; kimi de hidayetten mahrum ederse, artık ona doğru yolu gösterecek bir dost bulamazsın. يَهْدِ اللَّهُ فَهُوَ الْمُهْت 14;دِ
Bu ayetin Elmalı Meali. Peki İskender Beyin Mealine bakalım.
18 / Kehf - 17 Ve tereş şemse izâ taleat tezâveru an kehfihim zâtel yemîni ve izâ garabet takrıduhum zâteş şimâli ve hum fî fecvetin minh(minhu), zâlike min âyâtillâh(âyâtillâhi), men yehdillâhu fe huvel muhted(muhtedi), ve men yudlil fe len tecide lehu veliyyen murşidâ(murşiden). Ve güneşin, doğduğu zaman mağaralarının sağ tarafından geldiğini ve battığı zaman sol taraftan onların yanlarından geçtiğini görürsün. Ve onlar, onun (mağaranın) geniş sahası içinde bulunuyorlardı. İşte bu, Allah’ın âyetlerinden (mucizelerinden)dir. Allah, kimi (Kendisine) ulaştırırsa, işte o hidayete ermiştir. Ve kimi dalâlette bırakırsa (kim Allah’a ulaşmayı dilemezse) artık onun için velî mürşid (irşad eden evliya) bulunmaz.
Elmalı Mealinden ne anlıyorsunuz ? Hidayetin ve Dalaletin Allah’tan olduğunu. Hidayet etmek veya dalalette bırakmak Allah’ın bileceği bir iş. İşin en ilginci İskender Beyin Mealine çıkarın parantezleri aynı mana.
Ama parantezler ile değerlendirdiğiniz mananın yüz seksen derece öteye gittiğini anlıyorsunuz. İskender Beyin parantezli mealinde ortaya acayip bir durum daha ortaya çıkıyor. Hidayet ve Dalalet Allah’tan değil. Kuldan. Kul dilerse hidayete eriyor, dilerse dalalette kalıyor. Yani Allah’ın hiçbir müdahalesi yok.
Kehf 57 - Rabbinin âyetleriyle nasihat edilip de onlardan yüz çeviren ve daha önce işlediği günahları unutandan daha zalim kim olabilir? Biz onların kalbleri üzerine (Kur'ân'ı) anlamalarına engel olan bir ağırlık, kulaklarına da sağırlık verdik. Ey Muhammed! Sen onları doğru yola çağırsan da onlar asla hidayete ermezler. يَهْتَدُ 08;ا
İşin ilginci hidayet tabiri bu sefer ayetlerden yüz çevirmek yani ayetleri reddetmenin yani dalaletin karşılığı olarak kullanılmış.
Meryem 58 - İşte bunlar, Allah'ın kendilerine nimetler verdiği peygamberlerden, Âdem'in soyundan ve gemide Nuh ile beraber taşıdıklarımızın neslinden, İbrahim ve İsrail'in soyundan, hidayete erdirdiğimiz ve seçtiğimiz kimselerdir. Kendilerine Rahmân (olan Allah)ın âyetleri okunduğu zaman ağlayarak secdeye kapanırlardı. هَدَيْنَ 75;
Katılma Tarihi: 15 haziran 2005 Yer: Turkiye Gönderilenler: 231
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Aynen Kehf 13 gibi bir ayet :
Meryem 76 - Allah, hidayeti kabul edenlere, daha çok hidayet verir. Baki kalacak olan salih ameller, Rabbinin katında sevap bakımından da daha hayırlıdır, sonuç bakımından da daha hayırlıdır. هُدًى
Bu ayet ile ilgili diğer mealleri de okumak için aşağıdaki linki okuyabilirsiniz.
Taha 123 - Allah (onlara) şöyle dedi: "Birbirinize düşman olmak üzere hepiniz oradan (cennetten) inin. Artık benden size bir hidayetgeldiği zaman, kim benim hidayetime uyarsa işte o, sapıklığa düşmez ve (ahirette) zahmet çekmez. هُدَايَ
Katılma Tarihi: 15 haziran 2005 Yer: Turkiye Gönderilenler: 231
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Hac 67 - Biz her ümmet için bir şeriat tayin ettik ki, onlar onunla amel ederler. Bunun için (ey Muhammed!) bu konuda seninle hiçbir zaman çekişmesinler. Rabbine çağır. Şüphesiz sen gerçekten hidayete götüren doğru bir yol üzerindesin. هُدًى
Bakın dikkat edin. Hidayete götüren deniliyor. Yani Allah’a ulaştıran bir yol denmiyor hidayete götüren.
Nur 35 - Allah, göklerin ve yerin nurudur (aydınlatıcısıdır). O'nun nurunun temsili, içinde lamba bulunan bir kandil gibidir. O lamba bir billur içindedir; o billur da sanki inciye benzer bir yıldız gibidir ki, doğuya da batıya da nisbet edilemeyen mübarek bir ağaçtan çıkan yağdan tutuşturulur. (Bu öyle bir ağaç ki) yağı, nerdeyse, kendisine ateş değmese bile ışık verir. (Bu ışık) nur üstüne nurdur. Allah dilediği kimseyi nuruyla hidayete iletir. Allah insanlara (işte böyle) misal verir; Allah her şeyi bilir . يَهْدِي اللَّهُ
Furkan 31 - (Resulüm!) Ve işte biz böyle her peygamber için günahkarlardan bir düşman yapmışızdır. Bununla beraber hidayet verici ve yardımcı olarak Rabbin yeter. هَادِيًا
Demek ki hidayet veren yalnızca ve yalnızca Allah-ü Teala.
Bu ayetin daha detaylı bir incelemesi aşağıdaki linkte ayrıca yapılmıştır.
Neml 2 : İman eden müminler için hidayet ve müjdeci olmak üzere. هُدًى
Bir önceki ayetten anlayacağız bunu:
Neml 1 : Tâ, Sîn. Bunlar sana, Kur'ân'ın ve apaçık bir kitabın âyetleridir.
Kuran yine hidayet kelimesine karşılık olarak kullanılmış.
Neml 24 - Onun ve kavminin, Allah'ı bırakıp güneşe secde ettiklerini gördüm. Şeytan, kendilerine yaptıklarını süslü göstermiş de onları doğru yoldan alıkoymuş. Bunun için hidayete giremiyorlar."
Dikkat edelim arkadaşlar : Allah’a bana ulaşırlar demiyor. Hidayete eremiyorlar, giremiyorlar diyor. يَهْتَدُ 08;نَ
Neml 77 - Ve o, müminler için gerçekten bir hidayet ve rahmettir. لَهُدًى
Ayet yine ve ile başlıyor demek ki bir önceki ayet ile beraber değerlendireceğiz :
Neml 76 - Haberiniz olsun ki bu Kur'ân, İsrail oğullarına, hakkında ihtilaf edegeldikleri şeylerin pek çoğunu anlatmaktadır.
Yine Kur’an ve yine hidayet kelimesi .
Kasas 37 : Musa şöyle dedi: "Rabbim, kendi katından kimin hidayet getirdiğini ve hayırlı akibetin kime nasip olacağını en iyi bilendir. Muhakkak ki zalimler, kurtuluşa eremezler." لْهُدَى
Bir önceki ayet ile değerlendirelim :
Kasas 36 - Musa onlara apaçık âyetlerimizi getirince, "Bu, olsa olsa uydurulmuş bir sihirdir. Biz önceki atalarımızdan böylesini işitmemiştik" dediler.
Demek ki hidayet kelimesi yine Kitap (Tevrat) karşılığı olarak kullanılmış.
Kasas 43 - Andolsun ki biz, ilk nesilleri yok ettikten sonra Musa'ya olur ki düşünür, öğüt alırlar diye, insanlar için apaçık deliller, hidayet ve rahmet olarak o Kitab'ı vermişizdir. هُدًى
Hidayet kelimesi yine Kitap (Tevrat) karşılığı olarak kullanılmış.
Kasas 56 - (Resulüm!) Sen sevdiğini hidayete eriştiremezsin; bilakis, Allah dilediğine hidayet verir ve hidayete girecek olanları en iyi O bilir.
Buyrun. Hidayet resulun bile elinde değil .
Bu ayet önemli olduğundan Arapçasının tamamını yazalım.
Katılma Tarihi: 15 haziran 2005 Yer: Turkiye Gönderilenler: 231
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Kasas 85 - (Resulüm!) Kur'ân'ı sana farz kılan Allah, elbette seni dönülecek yere döndürecektir. De ki: "Rabbim, kimin hidayetle geldiğini ve kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu en iyi bilendir." لْهُدَى
Bakalım bu hidayet ile ne kast ediliyor ?
Kasas 86- Sen, bu kitabın sana vahyolunacağını ummuyordun. Bu ancak Rabbinden bir rahmettir. O halde sakın kâfirlere arka çıkma
Hidayet kelimesi yine Kur’an için kullanılmış .
Rum 53 - Körleri de sapıklıklarından hidayete getiremezsin. Sen ancak âyetlerimizi iman edeceklere duyurursun da onlar müslüman olur, selâmeti bulurlar. بِهَادِي
Bir önceki ayeti de okuyalım :
Rum 52- Çünkü sen ölülere işittiremezsin. O daveti, arkalarını dönmüş giderlerken sağırlara da duyuramazsın.
Demek ki ne oluyor ? Gözleri ve kulakları kapalı olan insanlar hidayete gelemiyorlar. Allah’a ulaşamıyorlar değil.
Lokman 3 O, güzellik ve iyilik yapanlar için bir hidayet ve rahmettir.هُدًى
Bu ayette kast edilen O Kelimesinden murat nedir ?
Lokman 2 - Bunlar, o hikmetli kitabın âyetleridir
Hidayet kelimesi yine Kur’an için kullanılmış .
Lokman 5 - İşte bunlar, Rableri tarafından bir hidayet üzeredirler. Kurtuluşa erecek olanlar da işte onlardır. هُدًى
Kimler ?
Lokman 4- Onlar, namazı kılarlar, zekatı verirler, âhirete de kesin olarak inanırlar
Namaz kılıp, zekat verip ve ahirete de inananlar. İşin en ilginci ayette hudallahi demiyor yani allaha ulaşanlar demiyor. Ayetin orijinalinde geçen kelime min yani den dan manasına gelen bir kelime. Rablerinden. هُدًى مِنْ رَبِّهِم 18;
Secde 3 - Yoksa onu (Muhammed) uydurdu mu diyorlar? Hayır, o senden önce kendilerine bir uyarıcı gelmemiş olan bir kavmi korkutman için, Rabbin tarafından gelen bir haktır. Gerek ki, hidayeti kabul ederler. يَهْتَدُ 08;نَ
Allah’a ulaşırlar denmiyor dikkat edin.
Sebe 24 - De ki: "Size göklerden ve yerden rızık veren kimdir?" Yine de ki: "Allah'tır, herhalde ya biz, ya da siz mutlak bir hidayet üzerindeyiz veya açık bir sapıklık içindeyiz." هُدًى
Sebe 32 - Diğer taraftan büyüklük taslayanlar, zayıf düşürülenlere: "Size hidayet geldikten sonra, sizi ondan biz mi çevirdik? Hayır, siz kendiniz suçluydunuz." derler. لْهُدَى
Sebe 50 - De ki: "Eğer ben yanılırsam, yalnız kendi adıma yanılırım. Ve eğer hidayeti bulmuşsam, bilinmeli ki Rabbimin bana vahiy vermesiyledir. Çünkü O, yakındır, işitir, işittirir."
Yasin 21 - "Uyun sizden hiçbir ücret istemeyen o zatlara ki, onlar hidayete ermişlerdir." مُهْتَدُ 08;نَ
Zumer 18 - O kullarımı ki, onlar sözü dinlerler, sonra da en güzeline uyarlar. İşte onlar, Allah'ın kendilerine hidayet verdiği kimselerdir. İşte temiz akıllılar da onlardır. هَدَاهُم 15;
Dikkat edin. Kendisine ulaştırdığı değil. Allah’ ın hidayet verdiği. Hidayet ettiği.
Zumer 36 - Allah, kuluna kâfi değil midir? Durmuşlar da seni O'ndan başkalarıyla korkutuyorlar. Her kimi ki Allah şaşırtırsa, artık ona hidayet edecek yoktur. مِنْ هَادٍ
Yorumsuz.
Zumer 37 - Her kime de Allah hidayet verirse artık onu da şaşırtacak yoktur. Allah aziz (çok güçlü) ve intikam sahibi değil midir? يَهْدِ اللَّهُ
Yorumsuz.
Mü’Min 53 - Andolsun ki biz Musa'ya o hidayeti verdik ve İsrailoğullarına o kitabı miras kıldık. الْهُدَ
Yine kitap (Tevrat) hidayet karşılığı olarak kullanılmış.
Fussilet 44 - Eğer biz onu yabancı dilden bir Kur'ân yapsaydık onlar mutlaka: "Bu kitabın âyetleri genişçe açıklanmalı değil miydi? Arap bir peygambere yabancı dil, öyle mi?" derlerdi. Sen de ki: "O, iman edenler için bir hidayet ve şifadır." İman etmeyenlerin kulaklarında ise bir ağırlık vardır. Kur'ân onlara göre bir körlüktür. Sanki onlar uzak bir yerden çağrılıyorlar (da duymuyorlar). هُدًى
Yine hidayet kelimesi Kur’an için kullanılmış.
Muhammed 17 - Doğru yola girenlere gelince, Allah onların hidayetlerini artırmış ve onlara kötülükten sakınma çarelerini ilham etmiştir. هُدًى
Bu konuya ayrı bir başlık altında değinmiştik ve Alperen abimiz de bu ayetten bahsetmişti.
Fetih 28 - Bütün dinlerden üstün kılmak üzere, Peygamberini hidayet ve hak din ile gönderen O'dur. Şahit olarak Allah yeter. لْهُدَى
Resulallah ne ile geldi ? Kuran ile. Kur’an için yine hidayet manasına kullanılmış.
Necm 30 - İşte onların ilimden erişebilecekleri (son sınır) budur. Şüphesiz, Rabbin, yolundan sapanı da iyi bilir; O, hidayette olanı da iyi bilir. اهْتَدَى
Saf 9 - O, Resulünü hidayet ve hak dinle gönderdi ki, müşrikler istemese de onu, bütün dinlerin üstüne çıkarsın. لْهُدَى
Resulallah ne ile geldi ? Kuran ile. Kur’an için yine hidayet manasına kullanılmış.
Kalem 7 - Doğrusu Rabbin, yolundan sapanı en iyi bilendir. Hidayete ereni de en iyi bilen O'dur. مُهْتَدِ 10;نَ
Cin 2 - O Kur'ân hidayete erdiriyor, biz de ona iman ettik. Rabbimize hiçbir şeyi ortak koşmayacağız. يَهْدِي
Cin 13 - Doğrusu biz o hidayeti dinlediğimizde ona iman ettik. Kim Rabbine inanırsa, ne hakkının eksik verilmesinden korkar, ne de kendisine kötülük edilmesinden." الْهُدَى
Cinler ne dinlemişlerdi ? kur’an. Yine hidayet kelimesi kur’an için kullanılmış.
Ala 3 Takdir edip hidayeti gösteren O'dur. فَهَدَى
Katılma Tarihi: 15 haziran 2005 Yer: Turkiye Gönderilenler: 231
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Sevgili dostlar ;
Benim içinde hidayet kelimesi ve türevlerinin geçtiği ayetler bunlar. Benim bulabildiklerim. Eksiğim varsa lütfen belirtin yanlış anlattığım yer varsa belirtin.
Allah hatalarımı ve yanlışlarımı affetsin. Zannediyorum hidayet kelimesinin geçtiği yüzün üzerinde ayet ve diğer ayetler ile beraber 200 civarında ayeti inceledim.
Sonucu dalalet kavramını da yazdıktan sonra beraber karar verelim. Bu arada MİHR 'ci arkadaşlar bazı ayetleri yeni duyuyor olabilirler çünkü İskender Bey benim aldığım pek çok ayeti almamış ve işin en ilginci hidayeti açıkladığı ayetlerin pek çoğunda da huda kelimesi ve türevi geçmiyor.
ya lika geçiyor ya raciun geçiyor veya yönelmek geçiyor vesaire...
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma